Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/7863 Esas 2012/9494 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7863
Karar No: 2012/9494

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/7863 Esas 2012/9494 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2012/7863 E.  ,  2012/9494 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 19. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 21/03/2012
    NUMARASI : 2009/333-2012/206

    Davacı vekili, müvekkili ile davalı Kazan Belediye Başkanlığı arasında 01.03.1995-14.03.2010 tarihleri arasını kapsayan yedi tane toplu iş sözleşmesi imzalandığını ve müvekkili sendikaya üye olanların üyelikleri ile dayanışma aidatı kesinti yazılarının davalıya bildirildiğini, ancak davalı tarafından üyelik ve dayanışma aidatlarının ödenmediğini, bu sebeple aidat alacaklarının toplu iş sözleşmelerinde kararlaştırılan temerrüt tarihlerinden itibaren bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek işletme kredileri faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, davacıya talep konusu dönemde sendika üyelik ve dayanışma aidatların ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporlarına dayanılarak, davacının aidat alacakları olduğu, bununla birlikte davacının bir kısım aidat alacaklarının zamanaşımına uğradığı, ödenmeyen aidat alacakları için toplu iş sözleşmelerinde yer alan temerrüt tarihlerinin dikkate alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının sendika ve dayanışma aidatı alacağı olup olmadığı, varsa bu alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ile uygulanacak faizin türü ve başlangıç tarihinin ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
    2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 23. maddesinde, “Faaliyeti durdurulmayan sendika ve konfederasyonlara üyelerince ödenecek aidatın miktarı tüzüklerinde belirtilir. İşçi sendikasına işçinin ödeyeceği aylık üyelik aidatı tutarı, bir günlük çıplak ücretini geçemez. İşveren sendikasına işverenin ödeyeceği aylık üyelik aidatı tutarı, işyerinde işçilere ödediği bir günlük çıplak ücretleri toplamını geçemez. Sendika tüzüklerine, üyelik aidatı dışında, üyelerden başka bir aidat alınacağına ilişkin hükümler konamaz.” hükmüne yer verilmiştir.                    Aynı Kanun"un 61. maddesinde, “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur. Bu aidat dışında sendikaya ödenmek üzere bir kesintinin yapılması toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılamaz.
    Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenilen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır.” düzenlemesi yer almıştır.
    2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 9. maddesinin 3. fıkrasında ise, “Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye bulunmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye bulunup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bu hususta işçi sendikasının muvafakatı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma talep tarihinden geçerlidir.”, aynı maddenin 4. fıkrasında da “Dayanışma aidatı miktarı, üyelik aidatının üçte ikisidir.” hükümleri bulunmaktadır.
    Öte taraftan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126. maddesinde aidat alacaklarının beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu düzenlenmiş olup aynı Kanun"un 133. maddesinde ise borçlunun borcu ikrar etmesi, özellikle faiz veya borca mahsuben bir miktar ödemede bulunması ya da borcu için teminat vermesi zamanaşımını kesen sebeplerden sayılmıştır.
    Somut olayda, mahkemenin iki farklı bilirkişiden raporlar aldığı görülmektedir. Söz konusu raporlar ise birbiriyle çelişkilidir. Bu çelişki özellikle kısmi ödemenin zamanaşımını kesip kesmediği ve temerrüt tarihleri bakımından kendisini göstermektedir. Mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmemiş ve hangi raporun neden benimsendiği diğerinin ise neden benimsenmediği yeterince açıklanmamıştır. Bu itibarla mahkeme tarafından öncelikle bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi, bu amaçla alanında uzman kişilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre değerlendirme yapılıp karar verilmesi gerekirken bunun yapılmayarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 

     

    Hemen Ara