Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/16472 Esas 2012/9423 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/16472
Karar No: 2012/9423

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/16472 Esas 2012/9423 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2011/16472 E.  ,  2012/9423 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Çorlu İş Mahkemesi
    TARİHİ : 22/02/2011
    NUMARASI : 2008/1066-2011/95

    Davacı vekili, müvekkilinin İstanbul ve Çorlu işletmeleri arasında mal taşıma işinde şoför olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işverenlikçe 06.12.2008 tarihinde eleman fazlası olduğu söylenerek sonlandırıldığını, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshedilmesinin ardından ise davacının yürüttüğü nakliye işinin taşeron bir firmaya verildiğini ve davacı ile birlikte çıkarılan 4 şoförün yerine taşeron firmaya ait şoförlere işbaşı yaptırıldığını, işyerinde halen davacı gibi çalışan 7 şoför mevcut olduğunu, işyerinde nakliye işinin devam etmekte iken, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshedilmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz olarak yapılan feshin geçersiz kabul edilerek, müvekkilinin işe iadesini talep etmiştir.
    Davalı işveren, davalı işverenliğin, davacının iş sözleşmesini tekstil sektöründe uzunca bir süredir yaşanan sıkıntı nedeniyle, fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirterek 28.11.2008 tarihli fesih bildirimi ile feshettiğini, davalı işverenliğin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıyı aşmak için tüm tedbirleri denediğini, ancak dünyayı ve Türkiye’yi saran ekonomik kriz nedeniyle feshe son çare olarak başvurduğunu beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece,  davacının iş sözleşmesinin feshedilmesinden önce aynı ay içerisinde 12 işçinin giriş yaptığı, 6 işçinin çıkış yaptığı, Aralık 2008"de 25 işçinin çıkışına karşılık 12 işçinin giriş yaptığı, alınan işçilerin başka birim ve işler için işe alındıkları varsayılsa da, davacının bu iş  için gerekli nitelikleri sağlamadığının da ispat edilemediği, feshin son çare olarak değerlendirilmediği, bu nedenle davacının iş sözleşmesinin feshine gerekçe yapılan hususların davalı işverenlikçe haklı ve geçerli sebebe dayandığının ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar davalı işveren tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.  
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
    İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
    İşletmenin,  işyerinin  ve  işin  gereklerinden  kaynaklanan  sebeplerle  sözleşmeyi feshetmek  isteyen  işverenin  fesihten  önce  fazla  çalışmaları  kaldırmak,  işçinin  rızası  ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
    4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
    Somut olayda  davalı işyerinde şoför olarak  çalışan davacının  iş sözleşmesinin ekonomik kriz ve rekabet piyasasındaki durgunluk nedeniyle  üretimin düşmesine bağlı olarak  alınan işletmesel karar gereği yeniden yapılandırılmaya gidildiği, davalı tarafından nakliye işinin sözleşme ile taşerona verildiği ve oluşan istihdam fazlası personelin iş sözleşmesinin bu nedenlerle 28.11.2008 itibariyle feshedildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan 09.12.2010 tarihli bilirkişi raporunda, davacının iş sözleşmesinin feshinden önce aynı ay içersinde 12 işçinin giriş, 6 işçinin çıkış yaptığı, Aralık 2008"de ise 25 işçinin çıkışına karşılık 12 işçinin giriş yaptığı ve bu durumun davalının iş sözleşmesinin feshinde gösterdiği gerekçeye istinaden çıkış işlemi yapmadığı ve feshin geçerli nedene dayanmadığını gösterdiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
    Davalı işyerinde, fesih öncesi ve sonrası işçi giriş çıkışlarının irdelenerek yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınan işçilerin nitelik ve görevlerine ilişkin kayıtlar işyerinden getirtildikten sonra, nakliye işinin taşeron firmaya verilmesi de dikkate alınarak işyerindeki ekonomik olumsuzluğun kalıcı olup olmadığı, istihdam fazlalığının bulunup bulunmadığı, davacı ile aynı nitelikte veya davacının kısa bir eğitimle yapabileceği işler için fesihten sonra yeni işçi alınıp alınmadığı, işten çıkarılan işçinin başka bir bölümde değerlendirilmesinin mümkün olup olmadığı konularında alınacak rapordan sonra  yapılacak değerlendirme ile bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi. 

    Hemen Ara