Esas No: 2011/15900
Karar No: 2012/9369
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/15900 Esas 2012/9369 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bakırköy 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/01/2011
NUMARASI : 2010/764-2011/68
Davacı vekili, davacı ile ustabaşı Hacı arasında uyuşmazlık yaşandığını, bu şahsın davacıyı rakip görerek anlamsız zorluklar çıkardığını, işverenin beklenmedik bir zamanda davacıyı çağırarak bu şartlarda kendisi ile çalışamayacaklarını söylediğini, ekonomik zorluklar sebebiyle fesih yapıldığı iddiasının yerinde sayılamayacağını, fesihten sonra yerine hemen başka işçi getirildiğini, belirterek müvekkilinin işe iadesine ve kanuni haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin kendi isteği ile sulh yolu ile sona erdiğini, davacının işyerinde ustabaşı olarak çalışan H. ile bazı sorunlar yaşadığını, amirlerinin emir ve direktiflerini yerine getirmediğini, işverenleri ile görüşerek işten ayrılmak istediğini söylediğini, esasen işveren açısından haklı fesih koşullarının oluşmasına rağmen uzun yıllardır şirket çalışanı olması sebebi ile talebi uygun görülerek tüm alacak ve hakları ödenmek sureti ile iş akdine son verildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin veren tarafından usulüne uygun olarak geçerli bir fesih sebebi belirtilerek feshedilmediği gerekçesiyle işe iadeye karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki iş sözleşmesinin sona eriş şekli uyuşmazlık konusudur. Dosya içeriğine göre, vardiya amiri olarak çalışan davacıya, iş sözleşmesinin işverence yasal kıdem ve ihbar tazminatınız ödenmek koşulu ile son verildiğine ilişkin bildirim yapılmıştır. Aynı tarihi taşıyan sulh protokolü ve ibraname de sunulmuştur. Davacı, ustabaşının kendisine karşı tutumları sebebiyle cephe alan işveren tarafından işten çıkarıldığını iddia etmektedir. Davalı işveren ise, iş sözleşmesinin tarafların karşılıklı anlaşması ile sona erdiğini savunmaktadır. Yargılama sırasında uyuşmazlığı çözmeye yeterli deliller toplanmamıştır. Davacı vekilinin tanık listesi bulunmaktadır. Davalı vekili de, sulh protokolünde imzası olan iki kişiyi, ayrıca M. F.’ı ve bir başka kişiyi daha tanık olarak mahkemeye bildirmiş, mahkeme ise ikinci celsede dosyayı karara bağlamıştır. Yapılacak iş, her iki tarafın tanıkları, özellikle davalı tanığı M. F. dinlenerek, fesih iradesinin hangi taraftan geldiğinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde netleştirilmesi, diğer delillerle birlikte bir değerlendirmeye tabi tutularak karara varılmasıdır. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, işçinin kıdemi dikkate alındığında, işe başlatmama tazminatının seviyesi yüksek belirlenmiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.05.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.