Esas No: 2011/16427
Karar No: 2012/9252
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/16427 Esas 2012/9252 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/03/2011
NUMARASI : 2010/95-2011/105
İş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli sebep olmadan feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, elektirik teknisyeni ihtiyacı kalmadığından davacının iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek bu sebeple davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının iş sözleşmesi feshine zorunlu olarak feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda feshin son çare olması ilkesinin uygulandığı yönünde varılan sonucun somut verilere dayanması gerekir. Davacı fesihten kısa bir süre sonra davalının 6 adet hizmet alım sözleşmesi imzaladığnı belirtmiştir. Davalı işverenin iddia edildiği gibi yeni hizmet alım sözleşmesi imzalayıp imzalamadığı, hizmet alım sözleşmelerinin imza tarihi ve konusu araştırılmalı, feshin son çare olması ilkesi kapsamında davacının varsa yapılan hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde istihdam imkanının olup olmadığı hususu belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.