Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/16641 Esas 2012/9127 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/16641
Karar No: 2012/9127

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/16641 Esas 2012/9127 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2011/16641 E.  ,  2012/9127 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gebze 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 17/02/2011
    NUMARASI : 2010/99-2011/79

    Davacı, davalıya ait işyerinde 24.10.2003-15.01.2010 tarihleri arasında çalıştığını, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence haklı sebebe dayanılmaksızın feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının işverenin bir başka işçisi ile işyerinde kavga etmesi sebebi ile  iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II-d maddesi gereğince haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddine karar  verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece; taraflar arasındaki iş sözleşmesinin, davalı işverence haksız feshedildiği   gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar davalı vekili  tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı işçinin işverenin bir başka işçisine sataşması sebebi ile iş sözleşmesinin haklı  veya geçerli bir sebeple feshedilip edilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
    4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin II. bendinin (d) fıkrasına göre, işçinin işverene veya ailesine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene veya aile üyelerinden birine sataşması haklı fesih sebebi olarak sayılmıştır. Böyle durumlarda işçi, Anayasanın 25 ve 26. maddesi ile güvence altına alınmış düşünceyi açıklama özgürlüğüne dayanamaz. Buna karşılık işçinin bu ağırlıkta olmayan işveren aleyhine sarfettiği sözler çalışma düzenini bozacak nitelikte ise geçerli fesih sebebi sayılmalıdır. Sadece işverene karşı değil, işveren temsilcisine karşı yöneltilen ve haklı feshi gerektirecek ağırlıkta olmayan aleyhe sözler geçerli fesih sebebi sayılmalıdır. Bunun gibi, işçinin, işveren veya aile üyelerinden olmamakla birlikte, işverenin yakını olan veya işverenin yakın ilişkide bulunduğu veya başka bir işte ortağı olan kişilere hakaret ve sövgüde bulunması, bu kişilere asılsız bildirim ve isnatlar yapması özellikle işverenin şahsının önemli olduğu küçük işletmeler bakımından bu durum iş sözleşmesinin feshi için geçerli sebep oluşturacaktır. İşçinin, işverenin başka bir işçisine sataşması Kanun"un 25/II, d hükmü uyarınca haklı fesih sebebi sayılmıştır. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermek geçerli fesih sebebidir.
    4857 sayılı Kanun’un 25. maddesi kapsamında değerlendirilecek ağır sözleri, işçi, işverenin veya vekilinin tahrikleri sonucu söylemesi, geçerli fesih sebebi sayılmalıdır.
    Somut olayda, feshe dayanak yapılan eyleme ilişkin düzenlenen 13.01.2010 tarihli tutanak da, davacının 07.01.2010 tarihinde çalışma saatleri içerisinde çalışma arkadaşı  M. Ç. ile tartışarak darp ettiği belirtilmiştir. Davacı işverence alınan yazılı savunmasında; tartışmayı doğrulamakla birlikte, bu olayın kısa süreli bir ağız kavgası şeklinde yaşandığını, aralarında fiziki müdahale olmadığını ileri sürmüştür. Kavganın diğer tarafı olduğu ileri sürülen diğer işçi M. Ç. yazılı savunmasında, davacının kendisine 3-4 tokat attığını, yüzüne vurduğunu ve kendisini iterek tehdit ettiğini belirtmektedir.
    Olaya ilişkin görgüyü dayalı bilgisi bulunduğu belirtilen ve M. Ç."nın yukarıda özetlenen yazılı savunmasını  tanık sıfatı ile  imzalayan tanıklar O. A. ve  Ş. T., yargılama aşamasında alınan beyanlarında; yaşanan tartışmanın ağız kavgası niteliğinde olduğunu fiziki saldırının bulunmadığını beyan etmişlerdir. Tanıkların  mahkeme huzurunda alınan beyanları ile görgü şahidi sıfatı ile imzaladıkları beyanlar arasında çelişki bulunmaktadır. Mahkemece,  tanıkların imzaladıkları belge ile mahkemede alınan beyanları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi hatalı olup bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.05.2012  gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara