Esas No: 2011/14808
Karar No: 2012/8937
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/14808 Esas 2012/8937 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/12/2010
NUMARASI : 2008/932-2010/902
Davacı vekili,davalı işverenin Ankara ilindeki Merkez binasında davacının idari hizmetli olarak görev yaptığını, iş akdini sonlandıran fesih gerekçesinde federasyonun tek çatı altında toplanarak daha verimli çalışabilmesini sağlamak amacı ile İstanbul"a taşınmasına karar verildiğinin gösterildiğini, İstanbul"a taşınacak birimler arasında davacının çalıştığı idari işler Müdürlüğünün gösterilmediğini, 60 civarındaki personelden 42 sinin işini aynı işyerinde sürdürmeye devam ettiğini, davacı işçinin görev yaptığı İdari İşler Müdürlüğü"nün amirinin halen Ankara"da işine devam ettiğini; oysa, davacıya maaş ve diğer hakları aynı kalmak koşulu ile İstanbul"da çalışmasının teklif edildiğini, davalı işvereninin iş akdini feshetmek istediği personele göstermelik teklifte (maaş ve sair haklar aynı kalmak şeklinde) bulunurken, çalışmak istediği personele ise İstanbul"da çalışması karşılığında maaş ve diğer haklarında ciddi artış yapılacağı teklifinde bulunduğunu, davacının iş akdinin geçerli nedenlere dayanmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, 14/02/2008 tarihinde göreve seçilen yeni yönetimin yeniden yapılandırma çalışması kapsamında 03-04 Haziran 2008 tarihinde Federasyon Merkezinin İstanbul olacağının kararlaştırılmış olduğunu, Ankara"da bulunan Kurullar ile belirtilen Müdürlüklerin İstanbul"a taşındığını, personel konusunda yeniden düzenlemeye gidildiğini, 22/09/2008 tarihinde davacı ile görüşerek yapılan davette davacının İstanbul"da çalışmaya devam etmeyeceğini ifade etmesine rağmen Genel Sekreterlik"in 28/10/2008 tarihli yazısı ile davacıyı İstanbul"daki hizmet birimlerine davet ettiğini, ancak davacının bu çağrıya cevap vermediğini, bunun üzerine 4857 sayılı K. 18. mad. çerçevesinde yönetim ve iş organizasyonu değişikliği kapsamında iş akdine son verildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıya İstanbulda çalışma karşılığı ek ücret artışı teklif edilmediği halde İstanbul"da çalışanlara % 50 oranında ücret artışı yapıldığı, yine alınan kararda davacının çalıştığı İdari İşler Müdürlüğünün İstanbul"a taşınacak bölümler arasında yer almadığı, ayrıca personel kısıtlamasına ne ölçüde gidildiği, kaç kişinin İstanbul"da çalışmaya başladığı konularının davalı işverence ispatlanamadığı, Ankarada kalan davalı işyerinin davacının İstanbul"a gitmemesi halinde başka bölümlerinde çalıştırılması veya başka kurumda görevlendirilmesi konusunda bir önerisinin bulunmadığı, feshin son çare olarak düşünülmediği, iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun"un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı İş Kanun"un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının Ankaradaki Merkez binada idari hizmetli olarak çalıştığı ve Ankara"dan İstanbul"a taşınacak birimlerdeki çalışanların bir kısmına %50 oranında ücret artışı önerisi yapıldığı iddia edilmekte ancak davacıya bu yönde teklif edilip edilmediği anlaşılamamaktadır.
Mahkemece, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda davalı işverenin idari biriminin kesin olarak Ankara ilinden İstanbul iline taşınıp taşınmadığının ve davalı işveren tarafından davacıya %50 zam önerilip önerilmediğinin kesin olarak belirlenmesinden sonra feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığına karar verilmelidir.Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.