Davacı vekili; müvekkilinin, davalı işyerinde çalışmakta iken davalı tarafından geçerli bir sebep olmaksızın iş sözleşmesinin feshedildiğini beyanla, müvekkilinin işe iadesine, işe başlatılmaması halinde sekiz aylık ve geçersiz fesih nedeniyle dört aylık ücret tutarında tazminata hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; davacının iş sözleşmesinin işletmesel sebeplere dayanılarak davalı işveren tarafından geçerli şekilde feshedildiğini, davacının yaptığı iş sebebiyle başka bir görevde istihdamının da söz konusu olamadığını, iş sözleşmesinin sona erdirilmesinde feshin son çare olması ilkesine uyulduğunu beyanla haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; işveren tarafından yapılan 26.03.2010 tarihli fesih bildiriminde iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 17 ve 18. maddeleri uyarınca pozisyona esas teşkil eden sürecin kaldırılması sebebiyle feshedildiği, fesih sebeplerinin somut olarak açıkça ortaya konulması ve feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı, davacının inşaat teknikeri olarak işe başladığı, daha sonra projelerdeki tapu işlerinden sorumlu olarak görevlendirildiği, ihtiyaç duyulan hallerde İstanbul’dan İzmir’deki projeye gönderildiği, İzmir’deki tapu işlerinin buradaki diğer çalışanlar tarafından yapıldığı, davacının da bu sebeple işten çıkartıldığı göz önüne alınarak, davacının iş sözleşmesinin hangi sebeple sona erdirildiğinin somut delillerle kanıtlanamadığına, davacının şirket bünyesindeki başka bir pozisyonda çalışması için kendisine teklifte bulunulduğuna dair herhangi bir delile rastlanmadığına karar verilmiş, belirtilen sebeplerden dolayı yapılan feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine hükmedilmiştir.
Söz konusu karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Davacının davalı işyerinde inşaat teknikeri olarak işe başladığı ve iş sözleşmesinin işletmesel karara dayalı yeniden yapılanma çerçevesinde işveren tarafından 26.03.2010 tarihinde geçerli sebeple feshedildiği, organizasyonel açıdan yeniden yapılanma olup olmadığı,  olmuş  ise  davacının işine  ihtiyaç  kalıp  kalmadığı,  feshin son çare olması ilkesi                                            uyarınca başka bir pozisyonda çalışma imkânının bulunup bulunmadığı çözümü özel teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren bir konu olduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından şirket bünyesindeki Tapu ve Kadastro Takımının 2008 tarihinde işverenin kararıyla kaldırıldığı ve dolayısıyla davacının böyle bir pozisyonda çalışma imkânının bulunmadığı, şirket içinde yeniden yapılanmaya gidilerek anahtar teslim usulüne geçildiği iddiası ile mevcut deliller dikkate alınarak olaya ilişkin uzman bilirkişi raporu alınması ve keşif yapılması gerekirken; davalının gösterdiği fesih dayanağı olan yazılı deliller ile davacı tanıklarının beyanları arasındaki çelişki giderilmeden ve davacı tanık beyanlarına hangi sebeple üstünlük tanındığı açık bir şekilde belirtilmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.