Esas No: 2012/4588
Karar No: 2012/8330
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/4588 Esas 2012/8330 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Çorum İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/12/2011
NUMARASI : 2010/217-2011/747
Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından 10.04.2009 tarihinde haksız feshedildiğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, fazla mesai, tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının işten ibraname imzalayarak kendi isteği ile ayrıldığını, dava dilekçesinde belirtilen hususların asılsız olduğunu davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davalı Belediye Başkanlığında çalıştığı, davalının herhangi bir sebep göstermeden davacıyı 14.04.2004 tarihinde işten çıkardığı, iş akdinin haklı bir nedenle sona erdirildiğinin kesinleşen işe iade dosyasında sabit olduğu, yıllık izinlerinin kullandırıldığının davalı tarafça ispat edilemediği, fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatillerde çalışması nedeni ile ücret alacaklarının bulunduğu gerekçesi ile davalı işveren tarafından davacıya ödenen kıdem ve ihbar tazminatlarını dikkate alan hesap raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili, davacının işe iade kararına rağmen kendi isteği ile işe dönmemesi üzerine dört aylık ücret karşılığı 7.050,00 TL ödendiğini, mahkemece davacıya yapılan bu ödemenin dikkate alınmadığı, yapılan ödemenin mahsubu gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddelerinde iş güvencesi hükümleri altında, feshin geçersizliği ve işe başlatılma davası ve sonuçlarına yer verilmiştir. İş güvencesi kapsamında kalan işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde, feshin geçerli nedene dayanmadığının tespit edilmesi halinde feshin geçersizliğine, buna bağlı olarak da 21. madde de işe başlatmama tazminatı ve dört aya kadar boşta geçen süre için ücret ve diğer haklara karar verilmektedir. İşçinin feshin geçersizliği ve işe iade davasını kazanması ve işe başlatılmaması durumunda, anılan dört aylık süre ihbar, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağını etkiler. Çünkü dört aya kadar ki süre işçinin fiili çalışmasına ilave edilir. Dört aylık süre her zaman kıdemi etkiler. İhbar tazminatı ile yıllık ücretli izni ise ücret artışı meydana geldiğinde veya süre eklenip önel süresini ve izne hak kazanmaya neden olduğunda etkilemektedir. Kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının işe başlatmama tarihi yeni fesih tarihi olduğundan, bu tarihteki ücret üzerinden hesaplanması gerekir. Zira önceki fesih ortadan kalkmıştır.
Keza işçi feshin geçersizliğini isteminde bulunduğu davadan başka, kıdem ve ihbar tazminat istemi ile bir dava da açmış bulunabilir. Bu durumda, feshin geçersizliğine ilişkin dava bekletici mesele yapılmalıdır. Feshin geçersizliğine karar verilmesi ve işçinin işverene başvurması üzerine işe başlatılması veya başlatılmaması halinde, davaya konu fesih ortadan kalktığından, kıdem ve ihbar tazminatı reddedilmeli, feshin geçerli nedene dayandığı veya geçersiz kabul edilmesine rağmen, işçinin başvurmaması nedeni ile geçerli hale geldiği durumda ise kıdem ve ihbar tazminatı kabul edilmelidir.
Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesinin 12.04.2004 tarihinde davalı tarafından feshedildiği, davacının feshin geçersizliği istemi ile dava açtığı davada feshin geçersizliğine karar verildiği, davanın kabulüne dair kararın temyiz incelemesi sonucu kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ancak kesinleşen işe iade kararı sonrası davacının davalı işverene işe başlamak üzere başvurup başvurmadığı, diğer bir deyimle 4857 sayılı Kanun’un 21. maddesindeki prosedürü işletip işletmediği dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Karara esas alınan bilirkişi raporunda davacıya ödenen kıdem ve ihbar tazminatı tutarları mahsup edilerek hesaplama yapılmış ise de kesinleşen işe iade kararı sonrası davacının süresinde işverene başvurup başvurmadığı araştırılmadan dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin hüküm altına alınması, davalı işverence davacıya boşta geçen süre ücreti ödenip ödenmediği, davacıya ait işe iade dosyası ve varsa icra takibi dosyası getirtilip varsa yapılan ödemelerin mahiyeti tespit ettirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece öncelikle davacının davalı işverene karşı açtığı işe iade dosyası ve davacı tarafından davalı işveren hakkında icra takip dosyası getirtilerek davacının süresinde işverene başvurup başvurmadığı, işverence davacının işe davet edilip edilmediği belirlenmeli, davacıya yapılan ödemelerin mahiyeti belirlenerek dava konusu alacaklardan mahsup edilmesi gereken alacak bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınıp dosya içeriği ile birlikte değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi