Esas No: 2011/15485
Karar No: 2012/7927
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/15485 Esas 2012/7927 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2011
NUMARASI : 2010/1091-2011/67
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini; işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, davanın süresinde açılmadığını, iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın süresinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Taraflar anlaşırlarsa işçi aynı sürede uyuşmazlığı özel hakeme götürebilir.
Bir aylık dava açma süresi hak düşürücü nitelikte olup, yargılamanın her aşamasında re"sen dikkate alınır. Dairemizce bir aylık dava açma süresinin başlangıcı fesih iradesinin işçiye ulaştığı tarih olarak kabul edilmektedir.
Davacı vekili dava dilekçesinde işverence yapılan feshin geçersiz olduğuna ilişkin iddiasında müvekkiline yazılı fesih bildirimi yapılmadığını ileri sürmüştür. Temyiz dilekçesinde ise yargılama sırasında işverence ibraz edilen yazılı fesih bildirimindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını iddia etmiştir. Yargılamanın 22.02.2011 tarihli karar oturumunda işverence sunulmuş işyeri kayıtları ve 28.09.2010 tarihli fesih bildirim yazısı okunmuş olup, davacı vekili bu belgelere karşı eski iddialarını tekrar ettiğini belirtmiştir. Dava dilekçesinde yazılı fesih bildirimi yapılmadığını iddia ettiğine göre bu beyan yazılı fesih bildirimi yazısını da kabul etmediği anlamına gelir. Dolayısıyla temyiz sırasında imzaya yönelik itiraz temyiz aşamasında sürülmüş bir iddia olarak kabul edilmemiştir. Açıklanan bu sebeplerle fesih bildirim yazısındaki bu imzanın davacıya ait olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, davacıya ait olduğunun saptanması halinde, şimdiki gibi davanın reddine, aksi halde feshin geçersizliğine karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.04.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.