Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/222 Esas 2022/101 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2020/222
Karar No: 2022/101
Karar Tarihi: 17.02.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/222 Esas 2022/101 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2020/222 E.  ,  2022/101 K.

    "İçtihat Metni"



    Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi

    : ...
    Sanık ... hakkında maktul ...'a yönelik eylemi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme suçundan açılan kamu davasında; sanığın eyleminin kasten öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilerek TCK'nın 81/1, 62/1, 53/1 maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezasıyla ve hak yoksunluğuna dair ... 2. Ağır Ceza Mahkemesince 12.05.2016 tarih ve 446-135 sayı ile kurulan ve cezanın miktarı itibarıyla resen temyize tabi olan hükmün, Cumhuriyet savcısı, sanık ve sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 23.10.2019 tarih ve 2907-4572 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 12.02.2020 tarih ve 12523 sayı ile;
    "...Sanık ile maktul arasında bir alacak verecek meselesinden dolayı husumet bulunduğu, bu nedenle suç tarihinden önce maktul ile kardeşi ...'ın sanığı darbettikleri, yine aynı kişiler tarafından sanığın ve akrabalarının bulunduğu otomobillerin kurşunlandığı, suç tarihinde sanık ile karşılaşan maktulün sanığa hakaret ederek onun aracına doğru koşturduğu, aralarında fiziksel temas meydana gelmesi üzerine sanığın maktulu silahla ateş ederek öldürdüğü mevcut delillerle tartışmasız olup, maktulün geçmişten itibaren süre gelen haksız hareketleri neticesinde sanığın suçu tahrik koşulları içerisinde işlediğinin kabulü gerekmekte olup, sanık hakkında TCK'nın 29. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar veren mahkeme hükmünün bozulması yerine onanmasına karar verilmesinin yasaya aykırı bulunduğu..." gerekçesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    İtiraz üzerine, 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 04.03.2020 tarih ve 926-905 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık hakkında Yerel Mahkemece 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme; sanık hakkında, maktul ...'a yönelik eylemi nedeniyle kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK'nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Suç tarihinden önce, ... İlçe Emniyeti tarafından ... Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben hazırlanan fezlekede; TEM bağlantı yolu üzerinde ateşli silahla saldırı olduğu yönünde ihbara istinaden yapılan soruşturmada, 31.10.2012 tarihinde, saat 21.00 sıralarında, içerisinde ... ve...Kavçan'ın bulunduğu...marka araç ile peşinden gelen ve içinde ... Taşkıran ile Gurur ... Tan'ın olduğu Opel Corsa marka araca doğru beyaz renkli plakası alınamayan ancak mağdurlar tarafından içerisinde ... ve ...'ın bulunduğu ifade edilen ... marka bir araçtan ateş edildiği, ateş sonucu Corsa marka aracın arka plaka, sol ön ve arka taraflarında mermi deliği oluştuğu, Fiat Linea marka aracın ise sol arka tamponu ve sol ön camla sağ ön camının mermi isabetiyle kırıldığı anlaşılan olayda; yaralanan bulunmadığının, şikâyetçi ...'ın ifadesine göre; ... marka araçta ... ve ...'ın bulunduğunun, ... marka aracın bu iki kişinin kardeşi olan ... Birdal adına kiralandığının, Fehmi ve ... isimli şahsılar tarafından... Kavcan'ın evine 20.03.2012 tarihinde gece saat 00.00 ila 01.00 sıraları arasında da dışarıdan 3 el silahla ateş edildiğinin, taraflar arasında bir araç alışverişi nedeniyle tartışma çıktığının, şikâyetçi...'in şüpheli Fehmi'ye sattığı aracın parasını istediğinin, Fehmi'nin ise borç olarak kalan parayı ödemek yerine aldığı aracı iade edip verdiği parayı istediğinin, ancak...'in bunu kabul etmediğinin yazılı olduğu,
    Suç tarihinden önce taraflar arasındaki silahlı çatışmaya ilişkin olarak ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 09.07.2013 tarihli ve 7113-2847 sayılı iddianamede; müştekilerden... ile şüpheliler arasında para alacağı sebebiyle husumet bulunduğu, olay tarihinde müştekilerin peş peşe , .... plakalı araçları ile seyir hâlinde iken Merkez Mahallesi 1250. sokak üzerinde şüphelilerin kiralamış oldukları araç ile müştekileri takip ederek elde edilemeyen ve emanete alınamayan olay tarihinde atışa salih silahı ile müştekilerin araçlarını hedef alarak kişilerin hayatı ve malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde korku ve panik yaratmak amacıyla silahla ateş ettikleri, müştekilerin araçlarına isabet eden mermilerin araçlara zarar verdiği, her iki şüphelinin de uzun aramalara rağmen bulunamadıkları, yapılan soruşturma kapsamında şüphelilerden ...'ın abisi ... Birdal'ın ehliyetini sık sık kullandığı kendisine ait olmayan ehliyetle suçta kullandığı aracı kiraladığı, olay tarihinde şüpheli ...'in aracı kullandığı, şüpheli ...'un da aracın arkasında oturduğu, silahla hangisinin ateşlediğinin tespit edilemediği yargılama aşamasında netlik kazanacağı düşünce ve kanaatiyle şüphelilerin müsnet suçları bu şekilde işledikleri, delillerden ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla; şüphelilerin 6136 sayılı Kanuna aykırılık ve TCK'nın 170/1,c, 151/1, 53/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarının istendiği,
    Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 21.06.2021 tarihli ve 6147-16287 sayılı onama kararı ile kesinleşen ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.03.2016 tarihli ve 463-117 sayılı kararında; dosyanın sanığı (incelemeye konu dosyanın maktulü) ... hakkında, abisi ... ile birlikte mağdur (incelemeye konu dosyanın sanığı) ... ve kardeşi...Kavçan'a yönelik eylemi nedeniyle korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme, mala zarar verme, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçlarından açılan kamu davasında, ...'ın ölümü nedeniyle düşme, sanık ... hakkında ise mahkûmiyet hükümleri kurulduğu, suç tarihinin 31.10.2012 (incelemeye konu dosyadaki suç tarihinden yaklaşık 2 yıl önce) olduğu, maktul ... ile kardeşi ...'ın meskûn mahal içinde sanık ...'in içinde bulunduğu araca ve havaya ateş ettiklerinin tereddütsüz şekilde tespit edildiğinin yazılı olduğu,
    15.08.2014 tarihli tutanakta; saat 15.30 sıralarında Haber Merkezinden Cumhuriyet Mahallesi, Nazım Hikmet Bulvarı, ... adlı site önünde silahlı yaralama olayının gerçekleştiğinin anons edilmesi üzerine olay yerine intikal edildiğinin, olay yerinde yerde kan izleri ve boş kovanlarının bulunduğunun, olay yerinin güvenlik altına alındığının, çevredekilere sorulduğunda; ... isimli şahsın Hyundai marka bir araçla gelen iki şahıs tarafından üç veya dört el ateş edilerek yaralandığı bilgisinin alındığının, yaralı şahsın ... aracıyla ... Devlet Hastanesine kaldırıldığının, olay yeri inceleme ekipleri gelinceye kadar beklendiğinin bildirildiği,
    15.08.2014 tarihli tutanakta; yaralı olarak hastaneye kaldırılan ... isimli şahsın hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen eks olduğu bilgisinin alındığının, tanık olarak dinlenen ... ... ve ... isimli şahısların Asayiş Büro Amirliğine getirildiğinin, maktul ...'ın sorgusunun yapılması sonucu 11 ayrı suçtan arandığı bilgisine ulaşıldığının bildirildiği,
    15.08.2014 tarihli Olay Yeri İnceleme Raporunda; olay yerinde 3 adet MKE 9 P. ibareli boş kovan bulunduğunun, yerdeki kan izlerinden örnekler alındığının, maktul ...'ın ellerinden svap alındığının, maktulün üzerindeki gömleğin delil olarak teslim alındığının belirtildiği,
    16.08.2014 tarihli fotoğraftan teşhis tutanağında; tanık ... ...'ün sanık ...'ı çok benzer biçimde teşhis ettiğinin yazılı olduğu,
    19.08.2014 tarihli uzmanlık raporunda; olay yerinde ele geçirilen kovanların 9 mm parabellum fişek atar bir tabancadan atıldıklarının tespit edildiği,
    20.08.2014 tarihli uzmanlık raporunda; maktul ...'ın ellerinden alınan svap örneklerinde atış artığına rastlanılmadığının raporlandığı,
    29.08.2014 tarihli uzmanlık raporunda; olay yerinde ele geçirilen kan örneklerinden alınan numuneler ile maktul ...'ın üzerinden çıkarılan gömlekteki kan örneklerinin genotip özellikleri itibarıyla uyumlu olduğunun tespit edildiği,
    24.09.2014 tarihli otopsi raporunda; cesedin 182 cm boyunda, 77 kg ağırlığında olduğu, sol (kalça) glutea ortada 1 adet mermi çıkış deliği, sol arka koltuk çizgisi 6.kot hizasında ateşli silah ermi çekirdeği çıkış yarası, sol glutea altta mermi giriş yarası, sağ meme başı 6 cm üstünde bir adet mermi giriş yarası, sol glutea orta içte mermi çıkış yarası, sol glutea altta içte mermi giriş yarası, sağ meme başından giren merminin seyrederek sol arka koltuktan çıkış yaptığı ve müstakilen öldürücü nitelikte olduğu, atışın bitişik atış mesafesi dışından yapıldığının, cesetten mermi çekirdeği elde edilemediğinin, kişinin ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı olarak iç organ delinmesinden gelişen iç kanama sonucu meydana geldiğinin belirtildiği,
    26.09.2014 tarihli yakalama tutanağında; firari şüpheli ...'ın saat 22.00 sıralarında, Müzbettin Bozkurt isimli şahsın evine girdiği ihbarının gelmesi üzerine verilen adrese gidilerek etrafının çevrildiği, saat 22.30 sıralarında ...'ın Zeki Yılmaz isimli şahısla birlikte ikametten çıkarken yakalandığı, evde yapılan aramada; 1 adet LLAMA Cal marka tabanca 1 adet şarjör ve 3-5 gr esrar maddesi ele geçirildiğinin bildirildiği,
    11.10.2014 tarihli ekspertiz raporunda; a ...numaralı 9 mm çapındaki Parabellum fişek atar Brownings Patend Depose marka tabancanın analizinde, olay yerinde ele geçen 3 adet kovanın bu tabanca ile atılmış oldukları, 338309 seri numaralı 7,65 mm çapındaki Browning tipi fişek atar LLAMA marka diğer tabancanın da 6136 sayılı Kanuna tabi ateşli silahlardan olduğunun tespit ediliği,
    20.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda; sitenin giriş kapısı üzerindeki kamera görüntülerinden, saat 15.01'de sanığın... marka araçla maktulün uzaktan sağ taraftan kadraja girerek sanığın aracın doğru ilerlediğinin, sanığın araçla kaçtığının, saat 15.14'te... marka aracın bu kez sitenin resepsiyon girişini görecek şekilde sol taraftan kamera kadrajına girdiğinin bu sırada sanığın rezidansta çalışan birinden el işaretiyle maktulü çağırmasını istediğinin, saat 15.15'te maktulün giriş kapısından çıktığı ve sanığın ara sokakta beklemeye başladığı yerde araca doğru sanığın yanına koşar adımlarla gittiğinin, sanığın sağ elinde bulunan silahı çıkartarak maktule doğrulttuğunun, maktulün sanığa karşı sol ayağıyla hamle yaptığının ancak sanığın bu harekete ateş ederek karşılık verdiğinin, tarafların birbirlerine doğru tekrar hamle yaptıklarının ve kavgaya başladıklarının, maktulün sola sanığın ise sağa doğru birbirinden uzaklaştıkları sırada sanığın silahı bir kez daha ateşlediğinin, maktulün sola yöneldikten sonra yere düştüğünü gören sanığın bir dakika içinde aracına binerek olay yerinden uzaklaştığının tespit edildiği,
    28.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda;.... plakalı Hyundai.... marka, gri renkli aracın arka tamponunda bir adet mermi giriş deliği bulunduğuna dair fotoğraf görüntüsünün bulunduğunun, ayrıca Sedai ... Merkezinin güvenlik kamera görüntülerinde; 15.08.2014 günü saat 15.08'de, ... marka aracın kameranın sağına doğru ilerleyerek kadraja girdiğinin, aynı aracın saat 15.15'te kameranın soluna doğru aynı sokaktan geri döndüğünün izlendiğinin, çarşının bulunduğu site otoparkının hemen üzerinde bulunan kamera kaydında;.... marka aracın, aynı gün saat 15.01'de otoparkın önünden kameranın sağına doğru ana caddeden geçtiğinin, saat 15.06'da aynı aracın bu kez refüjle bölünmüş yolun karşı şeridinden kameranın soluna doğru geçtiğinin görüldüğünün, aynı aracın otoparkın önünden saat 15.17'de bir kez daha kameranın sağına doğru geçtiğinin, yine aracın saat 15.20'de ise yolun karşı tarafından kameranın soluna doğru gittiğinin görüldüğü, Anadolu Kasap isimli ... yerinin kamera kayıtlarına göre; Hyundai Getz marka aracın 15.08.2014 günü saat 15.12'de kameranın sağına doğru ilerlediğinin, yaklaşık 6 dakika sonra saat 15.18'de aynı yoldan bu kez kameranın soluna doğru geri döndüğünün, Bulut Residance isimli kameranın incelenmesinde; Hyundai Getz marka aynı aracın, yolun karşı tarafından saat 15.06'da yolun soluna doğru ilerlediğinin, araçta bir kişinin daha bulunduğunun, saat 15.08'de kameranın tam karşısındaki ara sokaktan az önce geçerek ana yola girdiğinin ve bu kez araçta bir kişi olduğunun görüntülendiği, Delta Residance isimli kamera görüntülerinde; Hyundai Getz marka aracın saat 14.59'da maktulün çalıştığı residance önüne geldiğinin, maktulün göründüğü kamera görüntüsünde Hyundai aracın aynı yönde ilerleyerek maktulü gördüğünün, aracın otoparka giriş yaptığı esnada maktulün de lobiye giriş yaptığının, saat 15.01'de otoparktan çıkıp residance girişi önüne geldiğinin ve lobiye doğru el işareti yaptığının, saat 15.01'de maktulün lobiden çıkarak aracı takiben ilerlediğinin, saat 15.02'de aracın ilerlemesiyle birlikte maktulün lobiye geri döndüğünün ve residance kapısından girdiğinin, saat 15.14'te sanığın bulunduğu aracın sitenin görünürde bir yerinde durduğunun, bunun gören maktulün girişten araca doğru ilerlediğinin, saat 15.15'te sanığın araçtan inerek maktule doğru ilerlediğinin, kısa sürede kavga etmeye başladıklarının ve sanığın aracının hemen yanında silahını ateşlediğinin, site girişinde oturan çocukların silah sesinden ayağa kalkarak korktuklarının, sanığın maktulü vurduktan sonra araca binerek olay yerinden uzaklaştığının tespit edildiği,
    ... Polis Merkezi Amirliğince düzenlenen 28.05.2015 tarihli yazıda; sanık ...'ın Polis Merkezine, tanık ... veya maktul ... ile aralarındaki cep telefonu alışverişi hususunda herhangi bir şikâyet dilekçesi vermediğinin bildirildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılan ... Mahkemede; maktulün oğlu olduğunu, olay hakkında bir bilgisi olmadığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini,
    Tanık ... Kollukta; maktul ...'un kardeşi olduğunu, kardeşinin daha önce uyuşturucu suçundan cezaevinde yattığını, 1,5 - 2 yıl kadar önce kardeşi ile...Kavçan isimli şahısla aralarında uyuşturucu ticareti yüzünden bir alacak borç meselesi olduğunu, Ercan'ın sürekli kardeşini arayarak para istediğini, kendisinin durumu öğrenince 1.000 TL verip meseleyi kapatmak istediğini, ancak Ercan'ın bunu kabul etmediğini, sonra bu nedenle aramayı bıraktığını, ancak sonraları arayınca para istemediğini, kendisine küfrederek telefonu kapattığını, sanık Ercan'ın kendilerini hasım bellediğini, kardeşi ... ile karşılaştıklarında hep tartıştıklarını, bir keresinde ... ile birlikte ...'ı darbettiklerini, ...'in 2-3 aydır... marka araçla gezdiğini, 1 ay kadar önce kendisi ile karşılaştıklarında aracına binmesini istediğini, ancak kendisinin kabul etmediğini, olay günü sabah saat 08.00'de kardeşinin kendisi ile birlikte çalıştığı ... isimli ... yerine geldiğini, kendisinin görevi kardeşine devrettikten sonra gidip yattığını, saat 16.30 - 17.00 sıralarında arkadaşı Emrah'ın aradığını ve ...'un yaralandığını söylediğini, birlikte hastaneye gittiklerinde ise kardeşi ...'un öldüğünü öğrendiğini, daha sonra ... yerinin güvenlik kamera kayıtlarını izlediğini, bu görüntülerde de açıkça görüldüğü üzere, Hyundai Getz marka araçtan inen şahsın... Kavcan olduğunu, kardeşinin...'in arabasını durdurduğu yere doğru gittiğini ve...'in kardeşine ateş ederek kardeşini öldürdüğünü,
    Tanık ... ... Kollukta; maktul ile aynı sitede vale olarak çalıştığını, maktulün kendisine daha önce uyuşturucu kullandığını söylediğini ancak husumetli olduğunu söylemediğini, olay günü saat 15.00 sıralarında maktulün kendisine hasmını gördüğünü söylediğini, kendisinin o sırada resepsiyonda olduğunu, konuyu sorduğunda ...'un kendisine "Boşver konuşulacak mevzu değil." dediğini, sonra kendisinin ...'a içeri girmesini istediğini söylediğini, dışarı çıktığında arka tamponu sökük bir... marka araç, aracın içinde bir kişi olduğunu gördüğünü, araçtaki şahsın kendisine “...'u çağırır mısın?” diye sorduğunu, kendisinin ise içeride duran ...'a “Senin hasmın gri bir araçla mı geldi” diye sorduğunu, ...'un “Evet” diye cevap verdiğini, sonra ...'a hitaben “Tamam gelme" dediğini, aracın yanına doğru yürürken ...'un arkasından çıkıp geldiğini, aynı şahsın ...'a hitaben “Gel iki dakika konuşacağız” dediğini, ...'a gitmemesini söylese de dinlemediğini ve şahsa doğru gittiğini, kendisinin manava doğru gittiğini ancak onların kulübenin oraya doğru indiklerini, hemen sonra bir el silah sesi duyduğunu, sonra hemen geri döndüğünü ve şahsın iki el daha silahla ...'a ateş ettiğini gördüğünü, bu sırada aracın kapısının açık olduğunu, şahsın iki el ateş ettikten sonra araca binip uzaklaştığını, aracı kullanan şahsın ...'u vuranla aynı kişi olduğunu, başka bir şahsı görmediğini, aracın plakasını göremediğini, ancak ...’u vuran şahsı sonradan görürse tanıyabileceğini,
    Mahkemede; ... 2 sitesinde vale olarak çalıştığını, ...'u mahalleden tanıdığını, olay tarihinden yaklaşık bir kaç ay kadar önce onu tanıdığını, çalıştığı ... yerine ...'u tavsiye edenin kendisi olduğunu, olay tarihinden yaklaşık bir ay kadar önce ...'da vale olarak o da çalışmaya başladığını, kimseyle husumetli olduğuna dair hiçbir şeyden bahsetmediğini, 15.08.2014 günü ...'un yanına geldiğini biri ile tartıştığını söylediğini, ...'a sen içerde otur dediğini, onun da resepsiyonda oturduğunu, dışarıya çıktığını, ...'un tartıştığı kişinin 10 dakika sonra tekrar geleceğini söylediğini, zaten 10 dakika sonra da tartıştığı kişinin geldiğini, ... binasının kapısında iken gelen şahsın seslendiğini, "... orada mı?" dediğini, ...'a dönüp çağrıldığını söylediğini, zaten tartışma olacağı hissettiğini, ...'a da gelme şeklinde söylendiğini, ...'un gelen şahsın sesini duyunca kapıya doğru geldiğini, ona doğru yürüdüğünü, ondan sonra da gelen şahıs silahını çıkardığını, kaç el olduğunu bilmediğini, ama birkaç el ateş ettiğini sonra da arkasını dönüp arabaya bindiğini ve hızla kaybolduğunu, arabada başka kimse olmadığını, gelen şahıstan başka kimseyi görmediğini, olay tarihinde gelen şahsın huzurda gördüğü sanık ... olduğunu, olay tarihinin üzerinden uzun zaman geçtiğini, ... ve sanığın dışında kimsenin olmadığını, gelen şahsın kendisine "...'u çağırır mısın?" diye sorduğunu, kimsenin ... diye birini sormadığını, sanıkla maktulün birlikte yürümediğini, sanığın ...'ın gelmesiyle direkt silahı çıkartıp sıktığını ve kaçtığını,
    Tanık ... Kollukta; ...'un aynı sitede kendisiyle birlikte vale olarak çalıştığını, olay günü saat 15.00 sıralarında istirahatte iken silah sesi duyduğunu ve dışarı çıktığında ...'un yerde kanlar içinde yattığını gördüğünü, olayın nasıl olduğunu görmediğini,
    Tanık ... kollukta; maktul ...'un oturduğu sitede vale olarak çalıştığını, ...'i ise ... ve ... isimli arkadaşlarıyla birlikte iki kez gördüğünü, olay günü arkadaşı ... Salik'in kendi evinde kaldığını, sabah saat 09.00 - 09.30 sıralarında ...'ın...'i aradığını, hatta 8-10 defa aradığını, çok acele gelmesini istediğini, olay günü...'in oturdukları siteye geldiğini, 20-25 dakika sonra... yukarıya çıkmayınca kendisinin aşağıya indiğini, ...'un resepsiyonda olduğunu ve daha kendisi bir şey söylemeden ...'un "O orospu çocuğu senin için mi geldi, o benim hasmım, onun anasını avradını çoluğunu çocuğunu s.keceğim, onu bıçakla kovaladım" dediğini, kendisinin ise ...'a hitaben "Sen buranın çalışanısın, hasmın da olsa bu elbiseyi çıkardıktan sonra sorunlarını dışarda gidereceksin" dediğini, ...'un ise cevaben "Yine buraya gelirse onu öldüreceğim, çocuklarının yanında öldüreceğim" dediğini, dışarı çıktığında...'i göremediğini, sonra...'in kendisinde telefonu olmadığından köylüsü olan ... Akın isimli tanıdığının oturduğu yan binaya gittiğini, ...'in evinde iken... ile ... kavga etmişler dediğini, ...'in ise "Evet, ben de telefonla görüştüm, kavga etmişler, geri geliyor." dediğini, balkondan baktığı sırada...'in sokağın köşesine aracıyla geldiğini, ... ile yanındaki bir valenin...'in yanına doğru gittiklerini, ...'un elindeki bıçağı çekince...'in silah çıkartıp ...'a ateş ettiğini, ...'un sürekli analı avratlı küfürler ettiğini, diğer vale ...'in ise olayın şokuyla yan tarafa kaçtığını, ...'in yere doğru ateş ettiğini, ...'un ise...'in üzerine zikzak çizerek gittiğini, en son çöpün orada yere düştüğünü ve "senin ananı avradını s.keyim, beni kalbimden vurdun." dediğini duyduğunu, ...'in bunun üzerine aracına binerek uzaklaştığını, sonrasında ...'un kardeşi ...'i geçmiş olsun diye aradığında "O ... ve ... kardeşlerin anasını s.keceğim, benim kardeşimi öldürttüler." dediğini, ancak...'in ... ve ... kardeşlerin oturdukları sitede çalıştıklarını bilmediğini, ...'in ... ve ... ile aralarında husumet olduğunu duyduğunu, ...'in tesadüfen ...'u sitede gördüğünü, olayın...'in siteye gelmesi sırasında ...'u görmesinden ve ...'u yanına çağırmasından dolayı meydana geldiğini,
    ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinde talimatla alınan ifadesinde; kollukta verdiği ifadeyi aynen tekrarladığını, ekleyecek bir husus olmadığını,
    Tanık ... Salik Mahkemede; ...'ı aynı mahalleden tanıdığını, ...'ı ise ...'da oturduğu dönemde bu sitenin valesi olması nedeniyle tanıdığını, olay tarihinde hasta olması nedeniyle tedavi için hastaneye gittiğini, randevusunun saat 12.00-13.30 arasında olduğunu, ... Devlet Hastanesi'ne gitmek için ...'ın arabasını istediğini, geleceğini söylediğini, kendisine sabahleyin telefon açtığını birlikte kahvaltı yaptıktan sonra hastaneye gidelim dediğini, o ara telefonunun şarjının bittiğini, telefonu şarja taktığını, yeniden kendisini aradığını, nerede kaldığını merak ettiğini, bu sırada sesinin kötü geldiğini duyduğunu, evinden çıktığını, aşağıya indiğini, resepsiyonda bir telaş olduğunu, bir kişinin kovalandığını söylediklerini, bir olay olduğunu anladığını, kapıya çıktığında da olayın gerçekleştiğini, resepsiyona geldiğinde zaten dışarısının göründüğünü, orada valelik yapan birinin elinde sopa olduğunu, diğer arkadaşın yerde olduğunu ve yerde bıçak olduğunu, arabayı görmediğini, silah sesi de duymadığını, ... ile daha önceki görüşmelerinde ... ile aralarında husumet olduğunu kendisine anlattığını, ancak bahsettiği ...'un ölen kişi olduğunu bilmediğini, ...'ın kardeşi olduğunu bilmediğini, kendisinin arabasına daha önceden ölen şahıslar tarafından ateş edildiğini söylediğini, ölen şahsı değil onun ağabeyi ...'ı tanıdığını, ...'ı sadece sitede görevli olması nedeniyle tanıdığını, hatta ... ile ...'ın kardeş olduklarını dahi bilmediğini, sanıkla kahvaltı yapacak derecede samimiyeti olduğunu, olaydan sonra kimsenin kendisini çağırmadığını, bu nedenle karakola gitmediğini, komşusu ... ile karşılıklı oturdukları için ...'ın dairesine bir ara gittiğini bu arada şarjının bittiğini, tekrar şarjını takmak üzere eve geri döndüğünü, telefonun şarjı tamamlanıp...'i tekrar aradığında sesinin kötü olduğunu duyduğunu ve ardından da aşağıya indiğini, danışmadaki arkadaşların telaş içinde olduğunu gördüğünü,
    Tanık...Mahkemede; sanığın ...'da kafeterya tarzında bir kulübü olduğunu, 2006-2007 yıllarından beri kendisini tanıdığını, su bayiliği yaptığı dönemde 2012 yılında...'a gidip onun arabasını istediğini, araç hareket hâlinde iken kullanmış olduğu ...'a ait aracın kurşunlandığını, ...'e bunu söylediği zaman arabayı kurşunlayanların maktul ... olduğunu söylediğini, 2011 yılında abisinin kollarında vefat ettiğini ve hakkında arama kararı olduğunu bu yüzden gidip aracın kurşunlanmasına ilişkin ifade vermekten çekindiğini, bunun dışında ... ve ... arasındaki tartışmaları birkaç kez duymuş olduğunu, aralarında husumet olduğunu bildiğini,
    Tanık ... Kollukta; ...'ı 2-3 yıldır tanıdığını, eşiyle aralarında sorunlar olduğunu söyleyerek ara sıra kendi evinde kalmaya geldiğini, olay gününden sonra da bu bahane ile evine geldiğini, sonra bir arkadaşından mesaj geldiğini, ...'in arandığını söylediğini, ...'e sorduğunda doğru olduğunu bir olaya karıştığını söyleyince artık evinde kalmaması gerektiğini söylediğini, bunun üzerine yakalandığı gün akşam saatlerinde evden çıktığını ve polislerce yakalandığını evde yapılan aramada bulunan silah ile uyuşturucu maddenin ise...'e ait olduğunu, ...'in adam öldürdüğünü bilseydi eve almayacağını,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık ... Kollukta; oto kiralama işi ile uğraştığını, maktul ... isimli şahsı 8-10 yıldır tanıdığını, 2011 yılında ... ve kardeşi ... isimli şahsılarla aralarında bir araç alış verişi olduğunu, taksitler hâlinde aracın parasını geri ödemeye başladıklarını, daha sonra anneleri için bir ev alacaklarını söylemeleri üzerine bu şahıslara 2012 yılının sonlarında 8.000 TL borç olarak verdiğini, ancak bu borçlarını ödemediklerini, bunun yerine kendisine bir cep telefonu ve 5.00 TL verdiklerini, telefonun çalıntı olduğunun anlaşıldığını, bunun üzerine aralarının bozulduğunu, daha sonra aynı şahsıların bir kere kendisini...ta bir ağaçlık alana çağırdıklarını oraya gittiğinde ..., ... ve lakabını Emo olarak bildiği bir şahsın kendisine hakaretler ve küfürler ederek küçümsediklerini, sonra aralarında adliyeye de intikal edecek şekilde bir silahla çatışma olayı yaşandığını, kendisini takip eden ... ve ... isimli şahısların yanında kardeşi...da varken araçlarına ateş ettiklerini, kendilerini çapraz ateşe aldıklarını, bu olaydan bir süre sonra da evinin önünde kendisine çarpıp darbettiklerini, bundan dolayı sakatlandığını, sonra yine kendisini sopalarla kovalayıp darbettiklerini, daha sonra evinin önünde arabasını kurşunladıklarını, bu olaylardan sadece aracını çapraz ateşe aldıkları hatta iki araç arkalı önlü giderken yaşadıkları kurşunlama olayıyla ilgili olarak emniyete gittiğini, ancak diğer olaylarlarla ilgili başvurusu olmadığını, maktulün öldüğü olay günü ise; sabah saatlerinde kayınpederini bir ... için ... Adliyesine götürdüğünü, sonra ... Salik'in kendisini telefonla aradığını, "Acele ...tarafında gelir misin?" dediğini, zaten oralarda olduğu için kabul ettiğini, ...'ın daha sonra 7-8 kere ısrarlı şekilde aradığını, ...'ı daha önce de evine bıraktığı için adresi bildiğini, siteye gittiğini, sitenin girişinde ...'u gördüğünü, ...'un kendisine küfürler etmeye başladığını, yanında iki güvenlik görevlisinin de bulunduğunu, birlikte kendisini darbettiklerini, sonra aracıyla otoparka kaçtığını, araçla önünü kestiklerini, silahı olmasına rağmen çıkarıp ateş etmediğini, aracın önünü kestiklerini, kapısını açmaya çalıştıklarını ancak açamadıklarını, sonra sitenin 100-150 metre ilerisinde bir yerde durup ...'ı aradığını, "Hayırdır beni çağırıyorsun, adamlar bana saldırdı, aşağı in konuşalım" dediğini, o sırada ...'un yanındaki iki üç güvenlikçi ile yanına doğru geldiğini, ...'un elinde bıçak olduğunu ve koşarak üzerine geldiğini, senin karını koynundan alacağım gibi sinkaflı sözler söylediğini, kendisinin ise korkutmak amacı ile sağa sola ateş ettiğini, aralarında henüz 10-15 metre varken ...'un yere düştüğünü, ...'un yerde de kendisine ana avratlı küfürler etmeye devam ettiğini, kendisinin aracına binerek oradan uzaklaştığını, aslında teslim olmayı düşündüğünü ancak fırsatının olmadığını, esasen sadece korkutma amaçlı ateş ettiğini, ancak yere düşünce kurşunlardan birinin kalbine gelmiş olabileceğini,
    Tutuklanması istemiyle sevk edildiği ... 2. Sulh Ceza Hâkimliğinde; kollukta verdiği ifadeyi aynen tekrar ettiğini, kollukta bahsettiği Hyundai İ20 marka aracı kendisinden değil kredili olarak başka bir şahıstan aldıklarını, bunun dışında savunmasının kollukta verdiği savunması ile aynı olduğunu,
    ... 17. Asliye Ceza Mahkemesinde (birleşen dosyada); atılı suçtan dolayı arandığı sırada üzerinde bulunan LLAMA marka 7,65 mm çapındaki tabancanın kendisine ait olmadığını, arkadaşı Yıldırım'ın evinde kaldığını, onun da yakalaması olduğunu, ancak kendisi yüzünden yakalandığı için tabancayı da kendisinin gibi üstlendiğini, yakalama sırasında ele geçen uyuşturucu ve tabancanın kendisine ait olmadığını,
    Mahkemede; olay günü maktul ... için olay mahalline gitmediğini, ...'den geldiğini, mahkemeye çıkacaklarını, ... Salih isimli arkadaşının söz konusu sitede oturduğunu, mahalleden arkadaşı olduğunu, acil arabasını istediğini, bunun aradığını, sitenin önüne gittiğinde kamera kayıtlarından da görüleceği üzere ...'ın kapının önünde kendisine saldırdığını, kaçtığını, daha önceden kendisine ateş ettiklerinden onların korkusundan yanında silah taşıdığını, olay günü ... saldırınca olay çıkmasın diye arabasıyla olay yerinden kaçtığını, daha sonra ... Salih'i aradığını, kendisiyle tartıştığını, tuzak mı kuruldu diye tartıştığını, zira acilen çağırdığını, ...'ın "Böyle bir şey yok" dediğini, "Kimdir bunlar?" dediğini, onun da "Buraya gel." dediğini, "Gelirsem elimden bir kaza çıkar burada bir oyun var, bir filim var ama ne olduğunu anlamadım" dediğini, ...'ın birlikte ısrarla "Böyle birşey yok" diyerek kendisini çağırdığını, korkudan siteye bile yanaşmadığını, iki yüz metre uzakta durduğunu, kendisine iki yüz metre uzakta beklediğini söylediğini, o arada kontörünün bittiğini, bunların telefon kayıtlarından çıkacağını, bu arada 4-5 dakika ... Salih'i beklediğini, araçtan indiğini, siteye doğru yaklaştığını site ile arada 100 metre mesafe olduğunu, kapıda bir şahsın olduğunu, ona ... Salih'i sorduğunu, "İçeride böyle biri var mı?" dediğini, sırtı dönük arabasına doğru yürüyorken bağırma sesi ile birlikte maktul ... ve yanında iki kişinin daha kendisine doğru koştuğunu, önünü kestiklerini, kim olduklarını bilmediğini, üzerlerinde resmi elbise olduğunu, üzerlerinde beyaz gömlek olduğunu, sitenin önünde de başka kişilerin olduğunu, kendisine saldırıp küfrettiklerini, önce korkutma amaçlı olarak yere bir el ateş ettiğini, sonra arabasına doğru koştuğunu, iki şahsın ateş edince korktuklarını, ancak ...'ın elini beline silah çeker gibi attığını, iki el daha ayaklarına doğru ateş edip arabasına binip olay mahallinden ayrıldığını, hiçbir şekilde vücuduna doğru silahı kaldırmadığını, aralarında 60-70 metre mesafe olduğunu, öldürme amaçlı oraya gitmediğini, orada olduğunu bilse kesinlikle gitmeyeceğini, kendisine saldırdığı zaman bile o siteye yaklaşmadığını, böyle birşey olduğunu bilse hiç oraya gitmeyeceğini, çocuğunu okula götürürken bile onlardan korktuğunu, bu hususların bir kısmının karakola da yansıdığını, davalar açıldığını, dava açtığı için sürekli kapısının önünde nöbet tuttuklarını, ateş ederler diye korktuğunu, hâlen aracının içinde mermi izleri olduğunu, gerekirse onların incelenmesini istediğini, aynı silahtan daha önce ateş etmiş olduklarını, bu hususta ...karakolunda da şikâyetinin olduğunu, tasarlayarak ...'ı çağırmadığını, kendisiyle konuşacak bir pozisyonu olmadığını, zira kendisine saldırdığını ...'un kendisine çok ağır kelimeler kullandığını "Kafanı koparırım" dediğini, "Gece yatağından karının koynundan alırım" dediğini, önceye dayalı olayların da olduğunu, buna ilişkin tanıklarının olduğunu, apartmanın 11. katında oturan ... isimli birinin olduğunu, o sırada orada olanların isimlerini bilmediğini, olay yerinde ismini bilmediği 3-4 kişi olduğunu, bu hususların kamera kayıtlarında da olduğunu, otoparkın içine kadar kendisini kovaladıklarını, arabaya yumruk attıklarını, kasten öldürme niyeti olsaydı arabasına saldırdıklarında ateş edecek olduğunu, kollukta verdiği ifadesini tekrar ettiğini,
    Savunmuştur.
    İnsanın dış dünyaya yansıyan davranışlarını esas alan ceza hukuku, onun davranışlarında iç dünyasının, o anki ruh hâlinin ve genel psikolojik özelliklerinin önemi bulunduğunu kabul ederek bu psikolojik durumlara belli bir hukuki değer vermektedir. Bu itibarla modern ceza hukuku sadece işlenen suçu değil, suçun işlenmesinde etkili olan nedenleri göz önünde bulundurarak cezalandırma yoluna gitmektedir (Devrim ..., Yeni Türk Ceza Kanunu'nda Haksız Tahrik, AÜHFD, 2004, C. 54, s.225.).
    Haksız hareketin kişi üzerinde ve onun psikolojik aleminde bir tepki doğuracağını kabul eden modern ceza hukuku, failin bu durumunu değerlendirmekte, cezai sorumluluğunu azaltan bir sebep olarak görmektedir. Failin bu subjektif durumuna önem veren çeşitli ülkelerin ceza kanunlarında, failin cezasında belli oranlarda indirim yapılması esası kabul edilmiştir (M.Muhtar Çağlayan, Yargıtay İçtihatları Işığında Haksız Tahrik üzerine Bir İzah Denemesi, ... Dergisi, Ocak –Şubat, 1982, S.1, s.14.).
    Bu düşünceden hareketle 5237 sayılı TCK'nın 29. maddesinde de haksız tahrik;
    "Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir" şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak kabul edilmiştir.
    Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.
    Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;
    a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
    b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
    c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,
    d) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sadır olmalıdır.
    01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda, 765 sayılı Kanun'da yer alan "ağır – hafif tahrik" ayırımına son verilerek; tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
    Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlememesi önemlidir. Mağdur ya da ölenden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir.
    Evrensel bir ceza hukuku temel ilkesi olan "kuşkudan sanık yararlanır" prensibi uyarınca bir olayda ilk haksız hareketin sanıktan mı, yoksa maktule ya da mağdurdan mı kaynaklandığının her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamaması halinde, oluşan kuşku sanık lehine yorumlanarak sanığın TCK'nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünden yararlandırılması gerektiği hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı açık ise de bu kabulün dosya kapsamında olayın anlaşılan gerçekleşme biçimine, somut olayın özelliklerine ve hayatın olağan akışına uygun düşmesi zorunluluğu karşısında her olayın kendine özgü koşulları değerlendirilerek bir sonuca varılmalıdır.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Olay günü, sanığın saat 15.00'da ilk kez girdiği siteden saat 15.08'de ayrıldığı ve yaklaşık 7 dakika sonra saat 15.15 sıralarında siteye geri dönerek nizamiyenin karşısında bulunan ara sokağın girişinde... marka aracını park edip şoför mahallinden inerek beklemeye başladığı, bu sırada önce tanık site görevlisi ... ...’ün sanığa doğru yaklaştığı, arkasından maktul ...’un binanın kapısından çıkarak önündeki güvenlik görevlisi ... ...'ü geçerek hızla sanığa doğru yürüdüğü, aralarında 3-4 metre mesafe varken sanığın belinden çıkardığı tabancayı maktule doğru ateşlediği, maktulün ayağıyla tabancaya doğru tekme atmaya çalıştığı ve sanığa doğru hamle yapmaya devam ettiği, sanığın ateşlediği silahtan çıkan mermiyle yaralanan maktulün aracın arka tarafında kameraya göre yolun soluna doğru kendisini attığı ve yere düştüğü, sanığın yolun sağına doğru geri çekildiği, maktulün yere düşmesinden hemen sonra sanığın aracına binerek olay yerinden uzaklaştığı olayda;
    Suç tarihinden önce, sanıkla maktulün birbirlerini tanımaları, sanığın maktul ve akrabaları ile arasında bir alacak verecek meselesi bulunması, suça konu olaydan yaklaşık 2 yıl önce (31.10.2012 tarihinde) sanığın da içinde bulunduğu otomobilin maktul ... ve abisi ... tarafından kurşunlanması, bu olaydan sonra da sanığın maktul ve abisi tarafından görüldüğü yerde darbedilmesi karşısında sanıkla maktul arasında geçmişe dayalı hâlen sıcaklığını koruyan bir husumet bulunduğunu gösterdiği, maktul ve abisinin geçmişte sanığa karşı haksız davranışlar sergiledikleri; suç tarihinde ise sanık ...'in, maktulün vale olarak çalıştığı siteye bir arkadaşını hastaneye götürmek için gittiğinin tanık beyanları ile doğrulanması, o sırada sanığın maktul ...'un sitede çalıştığını öğrenmesi, maktul ...'un aracıyla siteye gelen sanık ...'i görmesi üzerine resepsiyonda ...’a “O orospu çocuğu sana mı geldi” şeklinde sinirli bir şekilde konuşması, ayrıca “Bir daha gelirse öldüreceğim onu” şeklinde sözler sarf etmesi, öte yandan olay sırasında sanığın sokağın başında beklediğini gören maktulün, kamera görüntülerinde sanığın üzerine doğru hızlı adımlarla gittiği ve sanığın belindeki silahı çıkarmasına rağmen ona doğru yaklaşarak ateş etmek üzere olan sanığa doğru tekmeyle karşılık vermesi karşısında; maktulün sanıktan korkmak yerine sanığa karşı üstünlük göstermek amacında olduğu, sanığın savunmasında belirttiği üzere; maktulün, alacağını almak isteyen sanığa karşı geçmişteki haksız hareketlerini olumsuz tavır ve davranışlar sergileyerek sürdürdüğü ve tanık beyanına göre maktulün tam olayın yaşandığı sırada sanığa doğru küfrederek hızla yaklaştığı anlaşılmakla,
    Suçun işlenmesinden önce önce taraflar arasındaki alacak verecek meselesinden ortaya çıkan ve silahlı çatışmaya konu olan husumetin, suçun işlendiği anda maktulün kendisinden alacağını isteyen sanığın üzerine doğru hiddetli bir şekilde yürümesi ve sanığa küfretmesi şeklinde devam ettiği gözetilerek sanığın maktule karşı eylemini, maktulden sadır olan bu haksız davranışların etkisinde kalarak içinde bulunduğu öfke ve şiddetli elemin yarattığı psikoloji ile işlediği kabul edilmelidir.
    Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin haksız tahrike dair temyiz itirazlarının reddiyle mahkûmiyet hükmünün onanmasına dair kararının kaldırılmasına, ... 2. Ağır Ceza Mahkemesince kurulan mahkûmiyet hükmünün sanığın maktule yönelik eylemini, maktulün kendisine karşı geçmişte ve suç tarihinde sergilediği haksız davranışların etkisi altında işlediği anlaşılmakla, TCK'nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan üç Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanığın maktul ...'a yönelik eyleminde haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunmadığı düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 23.10.2019 tarihli ve 2907-4572 sayılı mahkûmiyet hükmünün onanmasına dair kararının KALDIRILMASINA,
    3- ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince 12.05.2015 tarih ve 446-135 sayı ile sanık hakkında maktule yönelik eylemi nedeniyle haksız tahrik hükümleri uygulanmaksızın kurulan mahkûmiyet hükmünün; sanığın maktule yönelik eylemini, maktulün kendisine karşı geçmişte ve suç tarihinde sergilediği haksız davranışların etkisi altında işlediği anlaşılmakla, TCK'nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 17.02.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğu ile karar verildi.


    Hemen Ara