Esas No: 2011/14477
Karar No: 2012/7630
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/14477 Esas 2012/7630 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Didim (Yenihisar) Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/06/2011
NUMARASI : 2010/219-2011/248
Davacı vekili davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli sebep olmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının bölümünün kapatılması sebebiyle iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, feshin geçerli sebebe dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı işveren tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Mahkemece, tanık beyanları dikkate alınarak davacının çalıştığı bölümün kapatılıp kapatılmadığına dair tespitte bulunulduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamı ve tanık beyanlarından davacının çalıştığı bölümün halen faal olup olmadığı,feshe son çare olarak başvurulup bulunulmadığı hususları tespit edilememektedir. Bu nedenle Mahkemece uzman bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif yapılarak davacının çalıştığı bölümün kapatılıp, kapatılmadığı, işveren tarafından feshe son çare olarak başvurulup başvurulmadığının tespiti ile sonuca göre karar verilmesi gerekirken yetersiz tanık beyanları esas alınarak eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.