Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/14645 Esas 2012/7567 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/14645
Karar No: 2012/7567

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/14645 Esas 2012/7567 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2011/14645 E.  ,  2012/7567 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gebze 2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 02/04/2009
    NUMARASI : 2007/809-2009/261

    Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 21/11/2003-28/02/2006 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli bir neden olmaksızın işveren tarafından sona erdirildiğini, fesih sebebi ile Gebze 2. İş Mahkemesinin 2006/305 esas sayılı dosyası ile işe iade davası açtıklarını, yapılan yargılama sonucu davacının işe iadesine karar verildiğini, söz konusu kararın Yargıtay tarafından onandığını, kararın kesinleşmesi üzerine  işverene başvurusuna rağmen işçilik alacaklarının  ödenmediğini  belirterek fark kıdem tazminatı, fark ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, işe başlatmam tazminatı ve boşta geçen süreye ilişkin alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili kanunun öngördüğü tazminatların işveren tarafından ödenmek istendiğini, ayrıca Toplu İş Sözleşmesinin davacının işten ayrılmasından bir aydan fazla bir zaman geçtikten sonra yapıldığını, bu sebeple TİS haklarından yararlanmasının mümkün olmadığını, yine davacının 07/06/2007 tarihine kadar olan emsal ücret artışı ve en yüksek mevduat faizi taleplerinin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece,  hesap bilirkişisinin yaptığı hesaplamaya itibarla davanın davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar  davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının   aşağıdaki bendin kapsamı  dışındaki    itirazları yerinde değildir.
    2-İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret, ihbar ve kıdem tazminatı  konularında taraflar arasında uyuşmazlık   bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur.
    İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır.
    İşe başlatmama tazminatının da fesih tarihindeki ücrete göre hesaplanması gerekir. İşçinin işe başlatılmadığı tarih, işe başlatmama tazminatının muaccel olduğu andır. Bahsi geçen tazminat yönünden faize hak kazanmak için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. İşverenin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmemiş olması halinde dava ve varsa ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilir.
    Ancak işçinin işe iade başvurusunda işe alınmadığı taktirde işe başlatmama tazminatının ödenmesini talep etmiş olması durumunda, işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmez ve  işe başlatmama anından  itibaren faiz hakkı  doğar.
    Boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar  ücret  ve diğer haklar için  ise, feshi izleyen dönem ücretlerine göre hesaplama yapılmalıdır. Geçersiz sayılan fesih tarihinden sonra  boşta geçen  en çok dört aylık sürede işçinin çalışması devam ediyormuş gibi ücret ve diğer haklar belirlenmelidir. Boşta geçen en çok dört aya kadar süre içinde ücret zammı ya da yeni bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girdiğinde, her iki dönem için ayrı ayrı  hesaplamaya gidilmelidir.
    Kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aya kadar  ücret ve diğer  alacaklar,  işçinin işe iade için başvurduğu anda muaccel olur. İşe iade başvurusunda boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların ödenmesi talep edilmiş  ise, başvuru ile birlikte  işveren de temerrüde düşürülmüş sayılmalıdır. Sözü edilen ücret ve diğer hakların ödenmemesi durumunda başvuru tarihinden itibaren faiz hakkı doğar.
    İşe başlama isteğini içeren başvuruda boşta geçen süreye ait  ücret ve diğer hakların açıkça talep edilmemiş olması halinde ise, dava ve varsa ıslah tarihlerinden itibaren faiz yürütülmelidir.
    Boşta geçen sürenin en çok dört aylık kısmı içinde gerçekleşen diğer haklar kavramına, ikramiye, gıda yardımı, yol yardımı, yakacak yardımı ve servis hizmeti gibi  para ile ölçülebilen haklar dahil edilmelidir. Söz konusu hesaplamaların işçinin belirtilen dönemde işyerinde çalışıyormuş gibi yapılması ve para ile ölçülebilen tüm değerlerin  dikkate alınması gerekir. Bununla birlikte işçinin ancak fiili çalışması ile ortaya çıkabilecek olan fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile bayram ve genel tatil günlerinde çalışma karşılığı ücret ile  satışa bağlı prim gibi ödemelerinin, en çok dört ay kadar boşta geçen süre içinde ödenmesi gereken diğer haklar kavramında değerlendirilmesi mümkün olmaz.
    Boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar ile işe başlatmama tazminatı brüt olarak hüküm altına alınmalı ve kesintiler infaz sırasında gözetilmelidir.
    İşçinin işe başlatılmaması fesih niteliğinde olmakla, işverence gerçekleşen bu feshe bağlı olarak ihbar tazminatı ile süre yönünden şartları mevcutsa  kıdem tazminatı ve yıllık izin  ücreti ödenmelidir. Hesaplamalar işe başlatmama yoluyla gerçekleşen  fesih tarihindeki ücret ve kıdem tazminatı tavanı gözetilerek yapılmalıdır. İşçiye geçersiz sayılan  fesih sırasında kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti ödenmişse, dört aylık boşta geçen süre  ilavesiyle ve son  ücrete göre yeniden hesaplama yapılmalı ve daha önce ödenenler mahsup edilerek sonuca gidilmelidir.
    Kıdem tazminatı  için  faiz başlangıcı, işçinin işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihi  olmalıdır. Geçersiz sayılan fesih tarihinden faiz yürütülmesi doğru  olmaz.
    İhbar tazminatı ve izin  ücreti bakımından ise, işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesihten sonra işverenin temerrüde düşürülmüş  olması halinde  bu temerrüt  tarihi, yoksa, dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz yürütülmelidir.
    Somut olayda davacının boşta geçen  süreye ilişkin ücret alacağı  28.04.2008 tarihli  hesap bilirkişisi raporunda işveren tarafından bildirilen  davacının işyerinden ayrılma tarihi olan 28.02.2006 tarihindeki ücret üzerinden hesaplama yapılmış, yapılan hesaplamaya tarafların itirazı üzerine mahkemece hesap bilirkişisinden alınan ek raporda ise feshin kesinleştiği 07.06.2007 tarihindeki  brüt  658,40 TL ücret üzerinden  belirlenen 792,40 TL  ücret seviyesinden  yapılan hesaplamaya itibarla  boşta geçen süreye ilişkin ücret alacağı hüküm altına alınmıştır. Geçersiz sayılan fesih tarihinden sonra  boşta geçen  en çok dört aylık sürede işçinin çalışması devam ediyormuş gibi ücret ve diğer haklar belirlenmelidir. Davacının feshin kesinleştiği tarihte alabileceği ücret üzerinde yapılan hesaplamaya itibarla  boşta geçen süre ücretinin hüküm altına alınması hatalı olmuştur.
    3-Davacı  dava konusu  işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süreye ait  ücret ve diğer hakların dava tarihinden itibaren faizi ile tahsilini talep etmiş,  alınan bilirkişi raporu  doğrultusunda  ıslah ederek  ıslah edilen kısım için de  dava tarihinden itibaren faiz  talebinde bulunmuştur. Davacının işe başlama başvurusunda bulunduğu 30.04.2007 günlü ihtarnamede açıkça işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların ödenmesini isteyerek işvereni  usulüne uygun olarak temerrüde düşürmediği halde ıslahla arttırılan kısım için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi yerine hüküm altına alınan miktarın tamamına  dava tarihinden  faize  hükmedilmesi de hatalıdır.
    Mahkemece yapılacak iş davacının işyerinden ayrıldığı 28.02.2006 tarihinden itibaren işyerinde çalışması devam ediyormuş gibi yapılan ücret artışları dikkate alınarak yukarıdaki  ilkeler doğrultusunda hesap bilirkişisinden yeniden hesaplama yapılmak üzere ek rapor  alınarak dosyadaki tüm deliller yeniden bir  değerlendirmeye  tabi tutularak  sonucuna göre  karar verilmesinden ibarettir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi. 

     


     

    Hemen Ara