Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/14644 Esas 2012/7566 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/14644
Karar No: 2012/7566

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/14644 Esas 2012/7566 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2011/14644 E.  ,  2012/7566 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 9. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 06/04/2009
    NUMARASI : 2008/365-2009/119

    Davacı, davalı şirketin işçisi olarak çalıştığını, 24.11.2006 tarihli davalı şirket duyurusu ile 31.12.2006 tarihi itibariyle fabrikanın üretim faaliyetlerine son verileceğinden iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 29. maddesine dayanılarak feshedildiğinin bildirildiğini, hukuka aykırı olduğu düşünülen bu fesih işlemine karşı İzmir 8. İş Mahkemesinin 2006/638 esas sayılı dosyasında işe iade davası açılmış olup, yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin 15.08.2007 tarihli kararıyla feshin geçersizliği ve işe iade ile kanuni tazminatların ödenmesine karar verildiğini, kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin, 09.06.2008 tarihli kararıyla onandığını, onama kararı üzerine davalı şirkete başvuruda bulunduğunu ve işe başlatılmadığını belirterek, boşta geçen süre için hesaplanan dört aylık ücret, ikramiye ve diğer alacaklar ile işe başlatılmama tazminatı ile kıdem ve ihbar tazminatı  farkının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davacının çalıştığı fabrikanın kapatıldığını, davacının çalıştığı fabrikaya iade edilmesinin fiilen ve hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Kararı davalı ve davacı vekili temyiz etmiştir.
    A- Davalı şirketin temyizi yönünden;
    Karar  30.04.2009  tarihinde davalı şirket vekiline edilmiş olduğu halde 5521 sayılı İş Mahkemeleri  Kanunu’nun 8. maddesinde belirtilen sekiz günlük  temyiz  süresi geçirildikten  sonra davalı vekili tarafından 11.05.2009 tarihinde temyiz edilmiş bulunmaktadır. Yargılama safhasında  davalı şirket vekiline yapılan tebligatların  aynı adrese aynı yöntemle yapıldığı, yapılan tebligatlara  davalı tarafından itiraz edilmediğine göre yargılamanın sona ermesinden sonraki  karar tebliği işlemlerinde tebligata yapılan itirazın yerinde olmadığı, davalı şirket tarafından yapılan fesih sırasında ödenen  yasal haklarına ek olarak ödenen  beş aylık ücret tutarındaki  ödemenin zamanaşımı süresi içinde istirdadının mümkün olduğu anlaşılmakla temyiz  isteminin  reddine  ilişkin  mahkemece  verilen  karar  6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına  devam olunan  mülga
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427/2, 432/4. maddelerine uygun olduğundan bu karara yönelik temyiz isteminin reddi ile  ek kararın  ONANMASINA;
    B- Davacının  temyizi yönünden;
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının   aşağıdaki bendin kapsamı  dışındaki    itirazları yerinde değildir.
    2- İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret, ihbar ve kıdem tazminatı  konularında taraflar arasında uyuşmazlık   bulunmaktadır. 
    4857 sayılı Kanun"un 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur.
    İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. 
    İşe başlatmama tazminatının da fesih tarihindeki ücrete göre hesaplanması gerekir. İşçinin işe başlatılmadığı tarih, işe başlatmama tazminatının muaccel olduğu andır. Bahsi geçen tazminat yönünden faize hak kazanmak için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. İşverenin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmemiş olması halinde dava ve varsa ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilir.
    Ancak işçinin işe iade başvurusunda işe alınmadığı taktirde işe başlatmama tazminatının ödenmesini talep etmiş olması durumunda, işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmez ve  işe başlatmama anından  itibaren faiz hakkı  doğar.
    Boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar  ücret  ve diğer haklar için  ise, feshi izleyen dönem ücretlerine göre hesaplama yapılmalıdır. Geçersiz sayılan fesih tarihinden sonra  boşta geçen  en çok dört aylık sürede işçinin çalışması devam ediyormuş gibi ücret ve diğer haklar belirlenmelidir. Boşta geçen en çok dört aya kadar süre içinde ücret zammı ya da yeni bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girdiğinde, her iki dönem için ayrı ayrı  hesaplamaya gidilmelidir.
    Kararın kesinleşmesine  kadar en çok dört aya kadar  ücret ve diğer  alacaklar,  işçinin işe iade için başvurduğu anda muaccel olur. İşe iade başvurusunda boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların ödenmesi talep edilmiş  ise, başvuru ile birlikte  işveren de temerrüde düşürülmüş sayılmalıdır. Sözü edilen ücret ve diğer hakların ödenmemesi durumunda başvuru tarihinden itibaren faiz hakkı doğar. 
    İşe başlama isteğini içeren başvuruda boşta geçen süreye ait  ücret ve diğer hakların açıkça talep edilmemiş olması halinde ise, dava ve varsa ıslah tarihlerinden itibaren faiz yürütülmelidir.
    Boşta geçen sürenin en çok dört aylık kısmı içinde gerçekleşen diğer haklar kavramına, ikramiye, gıda yardımı, yol yardımı, yakacak yardımı ve servis hizmeti gibi  para ile ölçülebilen haklar dahil edilmelidir. Söz konusu hesaplamaların işçinin belirtilen dönemde işyerinde çalışıyormuş gibi yapılması ve para ile ölçülebilen tüm değerlerin  dikkate alınması gerekir. Bununla birlikte işçinin ancak fiili çalışması ile ortaya çıkabilecek olan fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile bayram ve genel tatil günlerinde çalışma karşılığı ücret ile  satışa bağlı prim gibi ödemelerinin, en çok dört ay kadar boşta geçen süre içinde ödenmesi gereken diğer haklar kavramında değerlendirilmesi mümkün olmaz.
    Boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar ile işe başlatmama tazminatı brüt olarak hüküm altına alınmalı ve kesintiler infaz sırasında gözetilmelidir.
    İşçinin işe başlatılmaması fesih niteliğinde olmakla, işverence gerçekleşen bu feshe bağlı olarak ihbar tazminatı ile süre yönünden şartları mevcutsa  kıdem tazminatı ve yıllık izin  ücreti ödenmelidir. Hesaplamalar işe başlatmama yoluyla gerçekleşen  fesih tarihindeki ücret ve kıdem tazminatı tavanı gözetilerek yapılmalıdır. İşçiye geçersiz sayılan fesih sırasında kıdem ve ihbar tazminatı  ile izin  ücreti ödenmişse, dört aylık boşta geçen süre  ilavesiyle ve son  ücrete göre yeniden hesaplama yapılmalı ve daha önce ödenenler mahsup edilerek sonuca gidilmelidir.
    Kıdem tazminatı  için faiz başlangıcı, işçinin işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihi  olmalıdır. Geçersiz sayılan fesih tarihinden faiz yürütülmesi doğru  olmaz.
    İhbar tazminatı ve izin  ücreti bakımından ise, işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesihten sonra işverenin temerrüde düşürülmüş  olması halinde  bu temerrüt  tarihi, yoksa, dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz yürütülmelidir
    Somut olayda karara esas alınan hesap bilirkişisi raporunda davacının işe başlatmama tazminatı  davacının  feshin kesinleştiği 15.08.2008 tarihine kadar davacının  ücretinde artış olduğu ispat edilemediğinden davacının işyerinden ayrıldığı 31.12.2006 tarihindeki ücret  seviyesinden hesaplanmış, davacı tarafından  bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya esas alınan ücret seviyesi yönünde ise itiraz edilmiştir.
    Mahkemece  davacının bilirkişi raporuna  karşı yaptığı itirazlar konusunda  yukarıda belirtilen ilkeler  doğrultusunda dava konusu istekler yönünden araştırma yapılarak ek rapor alınmadan ve karar gerekçesinde rapora yapılan itirazlar karşılanmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup  bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara