Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/565 Esas 2022/100 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/565
Karar No: 2022/100
Karar Tarihi: 17.02.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/565 Esas 2022/100 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/565 E.  ,  2022/100 K.

    "İçtihat Metni"




    Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi



    Sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, eyleminin kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturduğu kabul edilerek, sanığın TCK’nın 87/4-2. cümle, 29/1, 62/1, 53/1, 58/6-7, 63 ve 54. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, mahsuba ve müsadereye ilişkin ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.05.2014 tarihli ve 33-101 sayılı hükmün sanık müdafisi ve katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 12.10.2016 tarih, 3657-3576 sayı ve oy çokluğuyla ;
    “...a- Olay öncesi taraflar arasında yaşanan tartışma nedeniyle husumet oluştuğu, suçun işlenmesinde kullanılan bıçağın elverişliliği, sabit duran maktule karşı hedef seçme imkânı bulunması, maktulün midesindeki yaralanmanın niteliği dikkate alındığında, sanığın eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu bu nedenle kasten öldürme suçundan cezalandırılması yerine, suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,
    b- TCK’nın 29. maddesinin uygulanması sırasında, maktulden kaynaklanan davranışların ulaştığı boyuta göre asgari orana yakın indirim yapılmasının yeterli olduğu gözetilmeden yazılı şekilde 1/2 oranında indirim tatbiki,
    c- 24.11.2015 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    d- Kabule göre de, 12 yıldan 16 yıla kadar hapis cezası öngören TCK'nın 87/4. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca yapılan uygulama sırasında üst sınırdan ceza yerine alt sınırdan ceza tayini,” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiş;
    Daire Başkanı..’a yönelik eyleminin TCK’nın 87/4. maddesine ilişen oluş ve kabulünün isabetli olduğu,” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise; 11.02.2017 tarih ve 288062 sayı ile;
    “...Sanığın eylemi TCK'nın 81. maddesindeki kasten öldürme suçunu değil, TCK'nın 87/4. maddesindeki kasten yaralama sonucu ölüm suçunu oluşturduğundan, hükmün suç vasfı yönünden bozulmasına karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 08.03.2017 tarih, 620-710 sayı ve oy çokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık ... hakkında ...’a yönelik kasten yaralama suçuna teşebbüsten, sanık ... hakkında ...’a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükümler Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı suçun kasten öldürme suçunu mu yoksa kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    ... Adli Tıp Grup Başkanlığınca düzenlenen 26.06.2012 tarihli otopsi raporunda; “170 cm boyunda, orta yapıda, 35 yaşlarında kahverengi gözlü, siyah saçlı, günlük sakal tıraşlı, esmer tenli sünnetli erkek cesedinde; yüzde alın sağda, sağ yanakta ve çenenin sağında abrazyonlar, sol ön kolda ve el sırtında hiperemik alanlar, batın orta hatta ksifoidden umblikus altına kadar uzanan süture cerrahi insizyon olduğu görüldü. Batın sol üst kadranda kot kavsinin hemen altında batın boşluğuna nafiz, 1 cm’lik bir köşesi geniş, bir köşesi dar açılı kesici delici alet yarası olduğu görüldü. Batın boşluğunda kan birikimi olduğu görüldü. Midede 0,5 ve 0,7 cm’lik kesiler olduğu görüldü. Sol böbrek lojunda ve retroperitoneal alanda kan birikimi olduğu görüldü. Sol renal arter ve vende süture edilmiş kesiler olduğu görüldü. Sol böbrek yüzey ve kesitlerinde makroskopik özellik görülmedi. 27.05.2012 tarihinde bıçakla yaralanması sonrasında kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen öldüğü bildirilen ...’ün iç organlarında yapılan sistematik toksikolojik analiz sonucunda, aranan maddelerin bulunmadığı, kanda alkol etil-metil bulunmadığı, kan ve safrada aranan uyutucu-uyuşturucu maddelerin bulunmadığı, harici muayenede belirlenen 1 (bir) adet kesici delici alet yarasının batın boşluğuna nafiz olduğu ve tek başına öldürücü nitelikte olduğu, kesici delici alet yaraları cilt bulgularına göre bu yarayı oluşturan aletin bir kenarının keskin, bir kenarının küt vasıfta olduğu, kişinin ölümünün kesici delici alet yaralanmasına bağlı, büyük damar kesilmesiyle gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğu,” tespitlerine yer verildiği,
    ... Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 10.09.2012 tarihli raporda; “Plastik saplı, sol yan yüzeyinde ....’ ibareleri bulunan, 11,4 cm uzunluğunda, tek ağızlı, sivri uçlu, sırtı meyilli, düz ve küt namluya sahip bir adet bıçak ile plastik saplı, sol yan yüzeyinde ‘....” ibareleri bulunan, 13,5 cm uzunluğunda, tek ağızlı, sivri uçlu, sırtı meyilli, düz ve küt namluya sahip bıçağın imal durumu, tip ve nitelikleri yönünden birer ev gereci olup, 6136 sayılı Yasa kapsamı dışında kaldıkları,” ifadesine yer verildiği,
    ... Devlet Hastanesince sanık ... hakkında düzenlenen 27.05.2012 tarihli raporda; şahsın 0,76 promil alkollü olduğu, nazal bölgede 1 cm uzunluğunda yüzeysel cilt kesisi ve sağ skapula üstünde 2 cm2’lik kızarıklık ve hassasiyet mevcut olduğu, bu yaralanmanın basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunun; inceleme dışı mağdur sanık ... hakkında düzenlenen raporda ise; şahsın 0,77 promil alkollü olduğu, vücudunda darp ve cebir izine rastlanılmadığının belirtildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılan ... Mahkemede; eşini öldüren sanıktan şikâyetçi olduğunu,
    Katılanlar ..ve ... Mahkemede benzer şekilde; maktulün kardeşi olduklarını, olayı görmediklerini, sanıktan şikâyetçi olduklarını ifade etmişlerdir.
    Tanık .... ile maktul ... diskoya girdiler, ben onların arkasından girdim. Girişte herhangi bir olay olmadı. Ancak bizden fiş ya da bilet parası isteyen olmadı. ... masada tek başına oturdu, biz ortada oynadık. Çıkışta da ..., ben ve bir çocuk daha vardı. Biz önden çıktık. En arkada maktul ... vardı. Sanık ..., ...'a ‘Bir dakika bakar mısın?’ dedi, ben bize mi söyleniyor diye dönüp baktım, ancak bize söylenmediğini anlayınca yoluma devam ettim. Orada birkaç kişi ile konuşurken arkamı döndüğümde kavga başlamıştı. ..., ... ve...birbirlerine vuruyorlardı. Ben bıçak görmedim ancak ...'nın elinde sopa vardı. Bıçaklama olayını görmedim. ... ve ... bilet kesilen yerin tam karşısında duruyorlardı, ben kendilerini gördüm. ... ve ...'in ... ile bara girmeden önce birbirlerine bakıştıklarını gördüm. Fiş parası istemediler. Bunun haricinde birebir konuştuklarını görmedim.”,
    Tanık ... Mahkemede; “Diskoya girişte önce ben girdim, arkadan... ve ... Abla girdiler. Sanık ... kapıda idi. Ancak bizden giriş ücreti istemediler. Sonra içeriye girdik, eğlendik, arada dışarıya çıktık, tekrar girdik, bir sorun filan yaşanmadı. En son çıkışta sanık ... ‘Bir dakika bakar mısınız?’ dedi. ...'ı durdurdu, ... ile konuşmaya başladılar, tartıştılar. Sonrasında sopalar ortaya çıktı. Daha sonra kavga ayrılır gibi oldu, biz olay yerinden uzaklaşmıştık. ...'nın elinde sopa vardı. Ben bıçak görmedim. ...'ın nasıl bıçaklandığını görmedim. Biz biraz uzakta olduğumuz için birbirlerine neler söylediklerini duymadım. ... ve ... de oradaydılar ancak içeride mi, dışarıda mı gördüm hatırlamıyorum. ... ile konuştuklarını da görmedim.”,
    Tanık ... istinabe olunan Mahkemede; “Olay tarihinde ben ağabeyim olan ...'a yardım için yanına gitmiştim. Kendisi barda ‘bodyguard’lık yapıyordu. Gece saat 01.30 civarında gittim. Ancak olay gece 03.30 – 03.45 civarı olmuş. Bu saatlerde ben kendi evimde bulunuyordum. Ben 03.15 civarında diskodan ayrıldım. Evime gittim. Ben oradan ayrıldıktan sonra bu olay olmuş. Olayı görmedim ancak bu olayda maktul olan ... bara giriş sırasında ağabeyim ... girenlerden giriş ücreti istiyordu. Bu kişi de ağabeyimin yüzüne 15 TL kâğıt para fırlatmıştı. İki bayan, iki erkek gelmişlerdi fakat ağabeyim bu olaya sesini çıkarmamıştı. Ben bunu gördüm başkaca bilgim yoktur.”,
    Tanık Ufuk Canbolat Mahkemede; “O gece ben de diskodaydım. Arkadaşlarla eğlenmeye gitmiştim. Giriş ücreti ödemiştik. 3 kişi toplam 40 TL giriş ücreti ödedik. Verdiğimiz ücret karşılığı birer içki aldık, dışarıya çıktık. Biz 7 - 8 kişiydik, dışarıdan misafir olarak gelmişlerdi. Ben sanığı daha öncesinden tanıyorum. Hatta kendisi ile muhabbet ettik. Diskoya girmek için 4 - 5 kişi gelince ben ...'nın yanından uzaklaştım, arkadaşlarımın yanına döndüm. ... ve bayan arkadaşları diskoya geldi. Girişte ... ile konuştular ve içeriye girdiler. Ben uzakta olduğum için ne konuştuklarını bilmiyorum. Bir müddet sonra otopark giriş tarafına doğru ..., ... ve...uzaklaştılar. Birden orası kalabalıklaştı. Ne olduğunu anlayamadım. ... benim arkadaşım olduğu için kavganın olduğu yere gittim. Kavganın içerisinden ...'ı aldım. Olay yerinde bir sopa vardı ancak kimin elindeydi bilmiyorum. Ben olay yerine geldiğimde... yerde yatıyordu, bıçaklama anını görmedim. Bu kavganın neden çıktığı konusunda bir bilgim yoktur.”,
    Tanık ...Cumhuriyet Başsavcılığında; “Hafta sonları ...’da yevmiyeci olarak garsonluk yaparım. 27.05.2012 tarihinde saat 01.30 sıralarında ..., isimlerini bilmediğim iki bayanla birlikte diskonun içinde bir masada oturuyorlardı. ... beni gördü, işletmede çalıştığım için beni yanına çağırdı, bir adet bira, bir adet cin tonik istedi, daha sonra bana ‘Bu kapıdaki ‘bodyguard’ kim?’ diye sordu, ben de ‘Abi ne oldu?’ diye karşılık verdim, bana kendisine bilet kesmeye çalıştığını söyledi Ayrıca kendisinin 15 TL bilet parasını önüne attığını, bileti almayarak içeri girdiğini söyledi. Bunun dışında çok müzik olması nedeni ile hakaret içerikli bir kelime söyleyip söylemediğini hatırlamıyorum. Bu sırada ...’ü yatıştırdım, kendisine devamlı müşterimiz olduğunu, fiyat uygulamasının kış sezonunun bitmesi nedeni ile yeni başladığını beyan ettim ve yanından ayrıldım, aradan 5 - 10 dakika geçtikten sonra ...'ı da içeride gördüm, doğrudan ...’ün masasına oturdu. ... da beni yanına çağırarak bira içmek istediğini beyan etti. Yaklaşık 1 saat kadar sonra ... diskonun içine girdi. Beni görünce ... yanına çağırdı. Bana ‘Bu adam kim, girişte bilet almamak için artistlik yapıyor, parasını önüme atıp bileti almadan gitti.’ dedi. Ben de ...'ün devamlı müşteri olduğunu söyledim. ... ‘Bu kadar milletin içinde bunu yapmaması gerekir.’ dedi. ...’ın kendisine hakaret ettiğine ilişkin bana bir beyanatı olmadı. Saat 03.45 sıralarında kapanmaya yakın boşları toplamak için dışarı çıktığımda ... ile ...'ın yumruklaştıklarını gördüm, yumruklaşma esnasında ..., ...'a ‘Senin ananı s.kerim.’ şeklinde hakaret etti. ...’ın hakaret olarak...’a herhangi bir karşılık verdiğini duymadım. Bu arada ... elinde bulunan sopa ile yanlarına geldi, sopayı ne şekilde ele geçirdiğini görmedim, sopa ile ...'ın arkasından 2 veya 3 kere sırtına doğru vurdu. ...’ı orada bulunanlar alarak kenara çektiler. ..., ...'a doğru bakarken ..., ...'ın yüzüne doğru yumruk atmaya devam etti. Bu arada diskoda barmen olarak çalışan soyadını bilmediğim... bana ‘Git ... abiyi çağır.’ dedi. ..., ... isimli ... yerinin müdürüdür. Ben çağırmak için içeri girdim. Soyadını bilmediğim ...'a dışarıda olay olduğunu söyledim ve tekrar kapı önüne çıktım. ... da dışarı çıktı. Olayı yatıştırdılar. Ben boşları toplamaya devam ettim. ... diskodan içeri girdi, bu esnada ... benim yanıma gelerek ‘Bu kim ya diye bana sordu. ... bu esnada diskodan dışarı çıktı. ‘Kim lan bana sopayla vuran?’ diye bağırdı, bu esnada ...’ün ...’a hakaret içerikli bir kelime kullandığını duymadım. ..., ...'ın üzerine doğru yürüdü. Bir anda ... elinde bulunan baş parmağı ile demir iç kısmını sapı görünmeyecek şekilde tutmak sureti ile tam olarak göremediğim, parlak metal bir cisimle ...' ün sol karın boşluğuna doğru tek darbe ile vurdu. ... geri çekildi. Tişörtünü kaldırıp baktı. Ben kesiyi gördüm, 1 cm’lik çizik şeklinde bir kesi idi ve kanama yoktu. ... ‘Beni bıçakladın.’ dedi. ... tekrar içeri girdi. ... 1-2 dakika ayakta durdu ve birden sol tarafına doğru yüzüstü yere düştü. Bu arada ... ...' ün yanına geldi. Bıçaklama olayı olduğunda ... orada yoktu. Bir anda kalabalık toplandı. Olay yerine polis ekipleri ve sonrasında ambulans geldi. Gelen ambulans ile ...'ü götürdüler, olay esnasında ben, ismini şu an emniyette öğrendiğim ..., ..., bıçaklama olayını net olarak ben ile birlikte gördüler. Benim olay hakkında bildiklerim ve gördüklerim bunlardan ibarettir, diskoya girişte taraflar arasında hakaretleşme olup olmadığını veya başka bir tartışma yaşanıp yaşanmadığını bilmiyorum. ...’ın ...’a vurmuş olduğu sopa şu an bana huzurda göstermiş olduğunuz gri renkli 70 cm uzunluğunda, 3 cm eninde olan sopadır, ancak bu sopayı ...’ın kimden ve ne şekilde aldığını bilmiyorum.”,
    Mahkemede; “Ben diskoda çalışıyorum. O gün yorgun ve uykusuzdum, alkollü idim. Bıçaklama anında olay yerindeydim. Diskoya girerken meydana gelen olaylarla ilgili bilgim yoktur. Ben sürekli olarak diskonun içerisindeydim. En son olay olduğunda dışarıya çıktım. Ben dışarıya çıktığımda kavga bitmişti. ... içeriden dışarıya çıktı. ... da benim yanıma doğru geldi. Tam o sırada bıçaklama olayı oldu. ... geldi, sağ eli ile bıçağı...'a doğru salladı. Bıçağı tek sefer salladı. ... ...'a bıçağı sallamadan önce ...'ya bir şey söylemedi. Ben ...'ı bıçaklama anında görmedim. O sırada kavga yatışmıştı, ben boş bardakları toplamak için dışarıya çıkmıştım. Ben dışarıya çıktığımda ... dışarıda yoktu. ... benim yanımdaydı, ... dışarıya çıkar çıkmaz...'a bıçak salladı. Olay yerinde sopa görmüştüm, bu sopanın ... yerine ait olup olmadığını bilmiyorum. Olay günü diskoya gelenlerden adam başı 15 TL giriş ücreti alınıyordu. Bayanlardan alınıp alınmadığını bilmiyorum. ...'ın bana ‘...'nın kendisinden 15 TL giriş ücreti istediğini, bilet parasını önüne atarak içeriye girdiğini,’ söyleyip söylemediğini hatırlamıyorum. Ben sanık ...'nın içeriye girerek...'ı kastederek ‘Bu adam kim, girişte bilet almamak için artistlik yapıyor, parasını önüme atıp bilet almadan gitti.’ dediğini hatırlamıyorum. Dışarıya ilk çıktığımda... ile ...'nın yumruklaştıklarını gördüm. Ben bir küfür duydum ancak... mı yoksa ... mı küfretti bilmiyorum, belki çevredekiler de küfretmiş olabilir. Hatırladığım kadarıyla ...'ın yanlarına geldiğini sanıyorum, sopa görmedim. Ben ...'ın ...'ya sopa ile vurduğunu görmedim. İki taraf ayrıldıktan sonra yeniden kavgaya başladılar ve birbirlerine vurmaya başladılar. Ben ...'nın tek sefer elini...'ın vücuduna doğru salladığını gördüm, elinde bıçak varmış gibi yaptı.”,
    Tanık Deniz Çağlar Cumhuriyet Başsavcılığında; “Ben ... ilçe merkezinde bulunan ... isimli ... yerinde DJ olarak yaklaşık 8 yıldır çalışmaktayım. 27.05.2012'yi 28.05.2012'ye bağlayan gece DJ olarak çalıştığım diskoda talihsiz bir olay yaşanmış, benim bu olaya ilişkin içeride sürekli müzik çaldığım için görgüm ve bilgim bulunmamaktadır ancak saat 03.43- 03.44 sıralarında diskoda bilet görevlisi olarak çalışan ... ile diskonun içinde bulunan ofiste karşılaştım. Kendisi kullanmakta olduğu .... numaralı cep telefonu ile sanırım kardeşi ile görüşüyordu. Bana 155'i aramamı söyledi. Ben de 155'i ... Kantarlı adına kayıtlı...numaralı cep telefonu aracılığıyla aramak suretiyle ...'nın bana söylediği üzere ...'da olay olduğunu acil gelmesi gerektiğini söyledim. Bunun üzerine aradan iki üç dakika sonra ekip gelmiş.”,
    Tanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında; “Benbbb ilçe merkezinde serbest diş hekimi olarak çalışmaktayım. Bana sormuş olduğunuz ... ve ... isimli vatandaşları tanımıyorum. 28.05.2012 tarihinde saat 01.00 sıralarında ... isimli ... yerine ... isimli arkadaşımın düğün çıkışı eğlencesine katılmak amacıyla gittik. Diskoya girerken herhangi bir ücret ödemedim. Bizi diskoya götüren düğün sahibinin de ücret ödeyip ödemediği hususunda şu an net bir bilgim yoktur. Diskonun iç kısımında içeride bulunan vatandaşlar arasında herhangi bir yaralama, hakaret ve tehdit olayına şahit olmadım. Saat gece 03.30 sıralarında diskonun dış kısmına hava almak ve sigara içmek amacıyla çıktım. Saat 03.35- 03.40 sıralarında diskonun kapı girişinde kapı görevlisi olarak şu an bana fotoğrafını göstermiş olduğunuz, ismini şu an öğrendiğim ... ile vefat eden fotoğrafını göstermiş olduğunuz ...'ün yanında bulunan fotoğrafını göstermiş olduğunuz ...'ın itişip kakıştıklarını gördüm. Yaklaşık 2-3 metre mesafemdeydiler. Bu kişiler haricinde itişip kakışan veya iki taraftan birinin yanında kavga amcıyla olaya müdahil olan kimseyi görmedim. İtişip kakışma esnasında taraflardan birinin elinde bir sopa gördüğümü hatırlıyorum. Ancak net olarak dikkat etmemem nedeniyle kimin elinde sopa olduğunu hatırlayamıyorum. İtişip kakışma farklı bir boyuta doğru yani birbirlerine karşı kavgaya dönüşeceği esnada ayırmak amacıyla araya birtakım kişiler girdiler. Olayda öldüğünü bildiğim ... ile kapıda bilet görevlisi olarak bulunan ... karşılıklı olarak ufak çaplı yumruklaştılar. Daha sonra araya girenler vasıtasıyla olay daha da büyümeden yatıştırıldı. Ben olayın kapandığını düşündüm. Ancak çok kısa bir vakit sonra tahminim 1 dakika kadar sonra içeriden üzerinde siyah renkli bir ceket olduğunu düşündüğüm ... tek başına diskonun girişi kapısından dışarıya doğru çıktı. Eliyle sol böbrek bölgesine doğru bir kez vurdu. Ben yumruk vurduğunu düşündüm. Daha sonra etraftaki vatandaşlar bıçak soktuğunu söylediler. Hatta hatırladığım kadarıyla ... ‘Sen şimdi beni bıçakladın mı?’ şeklinde ...'a hitaben bir şeyler söyledi. Üzerinde bulunan tişörtü kaldırarak yarasına baktı. 10 ... kadar sonra yığıldı. Az yukarıda belirttiğim kavga esnası olayında, taraflar arasında hakaret ve tehditleşme duymadım. Hatta sessiz bir kavga oldu. Herhangi bir tehdit ve hakaret içeren sözcük birbirlerine kullanmadılar. Ben de doktor olmam hasebiyle hemen...'ın yanına gittim. İlk müdahaleyi yaptım. Baktığımda sol böbrek bölgesinde hiç kanaması olmayan bir santimetrelik bir kesi gördüm. Hemen akabinde kendi adıma kayıtlı telefon hattımdan önce 112 sonra da 155 hatlarını aradım ve olay hakkında bilgi verdim. Daha sonra ambulans geldi. Hastayı ambulansa koyduk. ... yere düştükten ambulansa binene kadar geçen sürede bilinci tamamen kapalıydı. Ağzından köpüklü bir kusmuk geldi, yan tarafa yatırdık.”,
    Mahkemede; “Ben olay günü akşamı söz konusu bara düğün çıkışı gittim. Zaman zaman içeriye girdim, sonra dışarıya çıktım. Dışarıda itiş kakış gibi bir kavgaya şahit oldum. Ben kavga eden kişileri tam olarak hatırlamıyorum. Ancak birisi kapı görevlisiydi. Kapı görevlisi olan kişi huzurdaki sanık olabilir. Kavga çok büyümedi gibi geldi. Yanımızda yabancı uyruklu arkadaşlar vardı. Biz onları olaydan uzaklaştırdık. Ben diş hekimi olduğum için maktul ...'ı tedavi ettiğimi sanıyorum. Ben olayı arkadan gördüm. Birisi sanki ona karın kısmına vurur gibi gördüm. ... yere yığıldı. Ben de başına gittim, müdahale yapmak istedim. Önce ambulansı, sonra polisi aradım. Yanımda bir arkadaşla yaralıya ilk yardımda bulunduk. ...'a vuran huzurdaki sanıktır. Karşılıklı olarak bağırışıyorlardı. Olay yerinde sopa görmedim. Diskoya girerken bazı kişilerden ücret alınmıyor. Benden başkalarının ambulans ve polisi arayıp aramadıklarını bilmiyorum.”,
    Tanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında şüpheli sıfatıyla; “Ben ... isimli işletmenin mesul müdürüydüm, suç tarihinde de aynı görevi yürütüyordum. 27.05.2012 tarihinde ... isimli işletmedeydim, gece saat 03.45 sularında diskonun içerisinde bulunan ofisimde dinlendiğim esnada ... yerinde garson olarak çalışan ...ofisime gelerek 'Abi dışarıda bir sıkıntı var.’ dedi, bunun üzerine diskonun önüne çıktığımda olayın yatışmış olduğunu gördüm, ... yaklaşık 7-8 senedir yaz sezonlarında ... isimli işletmede girişte, kapıda bilet sorumlusu olarak çalışır. ... ile 26.05.2012 tarihinde saat 12.58 ve 23.39 zaman diliminde görüştüğüm doğrudur. ..., ... ilçe merkezinde döner üzerine bir dükkân açtı. Aynı zamanda müdürü olduğum ...'da, disko yoğun olduğu dönemlerde girişte bilet keser, ben kendisini o gün işe gelmesi için aradım. 23.39’daki görüşmemizde de geciktiğini nerede kaldığını kendisine sordum. 27.05.2012 tarihinde saat 03.45 sularında kavga olayı akabinde ...'nu aradım kendisine diskoda kavga olduğunu söyledim. Daha sonraki görüşmelerimiz de kavga sonrası hastaneye götürülen ...'ün ... durumunu öğrenmek amacıyladır. Zaten 27.05.2012 tarihinde saat 11.30 sularında ...'ün vefat ettiğini aynı gün ...'dan öğrendim. Kendisi bana telefonda bu durumu söyledi. Daha sonraki görüşmelerimizde ... emniyetten arandıklarını olayla ilgili ifademize başvurulacağını tarafıma iletti. Muhtemelen yapmış olduğumuz görüşmelerimiz bununla alakalı ve diskonun işleyişi ile alakalı görüşmelerdir. Ben üzerime atılı insan öldürme suçuna azmettirme iddialarını kabul etmiyorum. ... yerinde meydana gelen şahsi bir olayı tarafımıza yüklenmesi doğru değildir. Taraflar arasında meydana gelen bir olayla alakalı sırf ... yeri müdürü olmam nedeniyle herhangi bir sorumluluk doğmayacağı kanaatindeyim, salt sabıkalı bir insana ... vermenin suç oluşturmayacağı kanaatindeyim. Olay gecesi kesinlikle ... ile telefonda görüşmedim. Kaldı ki benim olaya azmettirdiğime ilişkin dosya kapsamında hiçbir tanık beyanı da bulunmamaktadır. Üzerime atılı suçlamaların hiçbirisini kabul etmiyorum.”,
    Mahkemede; “Ben işletmenin iç kısmındaydım olay o sırada meydana gelmiş, Ben diskonun sorumlu müdürüyüm, diskoya girişte 15 TL ücret alıyorum. Sanık ... girişte bilet görevlisiydi. Ben maktulü tanımıyorum, kendisinin gazinoya geldiğini bilmiyorum, gazinonun içinde herhangi bir olay olmadı, sanık ... olayla ilgili olarak herhangi bir bilgi vermedi, ben gazinodan dışarı çıktığımda olay bitmişti, bir kargaşa vardı, acaba gazinonun içerisinde mi bir şey olduğunu düşündüm, tekrar gazinoya girdim, ikinci kez gazinodan dışarıya çıktığımda birisinin yerde olduğunu gördüm, ambulansın çağrıldığı söylendi, ambulans geldi sonra hastaneye götürüldü, ben ... ile hiç konuşmadım o sırada polisler gelmişti, onu alıp götürdüler. Bana olayla ilgili herhangi bir bilgi verilmemiştir, gazinonun içindeyken birileri ‘Gazinonun dışında bir sıkıntı var, bakar mısın?’ dediler, ben bunun üzerine dışarı çıktım, dışarı çıktığımda olay bitmişti, tekrar içeriye girdim, sanık ...'yı gazinonun girişinde kontrol ve bilet satışı için ben işe aldım, olay bittiğini sandığım için polise haber vermedim, yerde yatan şahsı gördükten 10-15 dakika sonra olay yerine polisler geldi, olayın bu boyutlarda olduğunu sanmadığım için haber vermedim. Biz emniyete işe aldığımız kişiler hakkında kimlik bildiriminde bulunuyoruz, giriş kapısı her zaman kilitlidir.”,
    Tanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında şüpheli sıfatıyla; “Ben ... ilçesinde faaliyet gösteren ... isimli işletmenin yaklaşık 7 yıldır % 99 hisseli sahibiyim. Genelde işleri ... yürütmektedir. ... ilçe merkezinde başka işletmelerim olması nedeniyle bu işletmeye çok sık gidemiyorum, 2012 yılı içerisinde toplam 2 veya 3 kez gitmişliğim vardır. Bana sormuş olduğunuz ... isimli kişiyi olay nedeniyle ismen tanıdım. ... ilçe merkezinde birden fazla işletmem olması nedeniyle işletmemde çalışan kişilerin çoğunu tanımam, maktul ...’ü tanımıyorum, abisi olan ...'ü ... ilçesinde... Ticaret isimli ... yeri olması nedeniyle tanıyorum. İnşaat sektöründe de çalışıyor olmam nedeniyle alışverişlerimi zaman zaman... Ticaret’ten de yaptığım olmuştur. Bana sormuş olduğunuz ... Melih Turizm isimli işletmenin %1 hisseli ortağıdır. Ben 26.05.2012 tarihinde ... ilçesi, Kargı koyunda bulunan Yeşim Bar isimli işletmede yakın arkadaşım olan ...'un düğün merasimine katıldım. Yanımda eşim... ve çocuklarım da bulunmaktaydı. Düğün 27.05.2012 gecesi 01.00’e yakın saatlerde bitti. Düğün bitiminde yakın arkadaşım olan ... bana ...’ya müstakbel eşi ile birlikte geçeceklerini söyleyerek ‘İnşallah sen de orada olursun.’ dedi. Hatırladığım kadarıyla gece saat 01.00 sularında ben ortağım ...'nu telefon ile aradım. Kendisine Kargı’daki düğün merasimi biten ..., eşi ve arkadaşlarının diskoya geleceklerini söyledim. Kendisinden ...'a yardımcı olmasını istedim. Ayrıca ilçede aynı gün iki tane düğün olduğunu, düğün çıkışı alkollü insanların gelebileceğini bu konuda dikkatli olmalarını kendisinden istedim, telefonu kapattım. Ben de yakın arkadaşım olması hasebiyle, kendisini kırmamak için eşim ve çocuklarımı da yanıma alarak kendime ait araçla ...’ya geçtim. Arabadan eşim ve çocuklarım inmediler. Diskoya girmeden diskonun önünde bahçede ... eşi ile birlikte hatıra fotoğrafı çektirdik. Buna ilişkin belgelerimi istenildiği takdirde savcılığınıza sunabilirim. Arabada bekleyen eşim ve çocuklarımı bekletmemek için saat 01.30 sularında diskodan ayrıldım. İkametime geçtim. Uyudum. 27.05.2012 tarihinde öğleye doğru saat 11.30, 12.00 aralığında ... beni aradı, gece diskoda tatsız bir olay yaşandığını, Patnos Ticaret’ten birisinin bıçak darbesi aldığını yaralandığını, hastaneye kaldırıldığını, ...’dan ...’e sevk edildiğini söyledi. Ben de kendisine yaralanan kişinin hayati durumundan beni haberdar etmesini, ayrıca geçmiş olsun dilemek için ulaşabileceğimiz birisi olup olmadığını sordum. ... aklıma geldi. ...'ı aradım. Kendisi ...'e hastaneye gittiklerini bir gelişme olursa beni haberdar edeceğini söyledi. Üzerime atılı insan öldürme suçuna azmettirme iddialarını kabul etmiyorum. Benim 4-5 tane farklı ... alanında uğraşım mevcuttur. Bu kadar yoğun bir tempoda çalışıyorum. Üzerime atılı suçlamaların hiçbirisini kabul etmiyorum. Suç işlemedim. ... yerimde çalışan bir kişinin şahsi suçu tarafıma yüklenemez.”,
    Mahkemede; “Ben gazinoya ait şirketin sahibiyim, olay anında olay yerinde değildim, olayın nasıl olduğunu bilmiyorum sanık ...’yı sorumlu müdür işe almıştır, olaydan sonra da ben olay yerine gelmedim, olayı ertesi gün 11.00 sıralarında duydum, saat 23.00-24.00 sıralarında gazinodaydım. Dışarıda bahçedeydim. Saat 23.30 ya da 24.00 sıralarında gazinodan ayrılarak evime gittim.”,
    Tanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında şüpheli sıfatıyla; “... ilçe merkezinde faaliyet gösteren olayın gerçekleşmiş olduğu ... isimli ... yeri Merih Turizm Ticaret Ltd. Şirketine aittir. Şirketinin % 1 ortağıyım, şirketin % 99 ortaklığı ...'e aittir. Saat 03.00 civarı diskodan ayrıldım. Saat 03.45 sularında hatırladığım kadarıyla ... beni aradı. Diskoda kavga olduğunu ...'yı dövdüklerini, polise haber verdiklerini bana söyledi. Ben de hemen ikametimden diskoya geçtim. Bu süreç içerisinde ... ile en sağlıklı bilgiyi ...'tan alacağım için telefonda birkaç kez görüşmüş olabilirim. Aynı gün öğle saatlerinde de görüştüm. ... beni aradı. Diskoda yaralanan ...'ün öldüğünü söyledi, ben de bu durumu ... ve ...'ya bildirdim. Olay gecesi ...'ü görmek amacıyla ... Devlet Hastanesine gittim. Ancak kendisi ile kendinde olmadığı için görüşmedim. Gitme amacım yardımcı olabileceğimiz bir konu olup olmadığını sormaktı. Nöbetçi doktor hastane girişinde bekleyen ben ve benim dışındaki kişiler ...'ün alkol komasına girdiğini, ufak bir çiziği bulunduğunu, endişe edecek bir durum olmadığını söyledi. Ben de bunun üzerine ...'ı aradım. Durumdan bilgi verdim. ...'ın ... durumunda bir problem olmadığını doktorun söylemine göre beyan ettim. Amacım ...'nın rahatlamasını sağlamaktı. Ben üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Benim ... ile tanışmışlığım vardır. Ben hiçbir şekilde ...'a ...'ü bıçaklaması hususunda talimat vermedim. Olay saatinde ... yerinde dahi değildim. ... yeri sahibi olmak suç teşkil etmemelidir. Sonuçta yaşanan olaylar bireysel olaylardır, dikkat edilirse ... yerinden kimse kavgaya dahil olmamıştır. Suçlamaların hiçbirisini kabul etmiyorum.”,
    Mahkemede; “Ben de şirketin ortağıyım, ara sıra gazinoya giderim, olay saatinde evdeydim, olay olunca ... telefonla beni aradı, bana kavga çıktığını söyledi, ‘Gelirsen iyi olur.’ dedi, üstümü giyindim ve olay yerine gittim, oraya giderken polis ve ambulans henüz gelmemişti, oraya gittiğimde maktul yerde yatıyordu, yanında genç bir kişi vardı, doktor olduğunu söyledi, konuşmalardan sarası olduğunu söyledi, daha sonra polis ve ambulans geldi, daha sonra ambulans ile birlikte hastaneye gittik, kapıda bekledik, belli bir süre sonra bir görevli geldi, maktulun alkol komasına girdiğini, herhangi bir şey olmadığını, beklemenize gerek yok dedi, biz de hastaneden ayrıldık, maktulu şahsen tanıyorum, aramızda herhangi bir husumet yoktur. Ben maktulün başına gittiğimde polis ve ambulansın geliş seslerini duyuyordum. Kayıtlarda benim olay yerine gelişim ve polislerin geliş saatleri bellidir. ... bana telefon etmeden öncede ben gazinodaydım, gazinodan ayrıldım, maktul ... ile diskonun içerisinde selamlaştık, karşılaştık, gürültüden zaten bir sohbet ortamı olmadı, sanık ... bana bu olayla ilgili olarak herhangi bir şey anlatmadı. Maktul hastaneye giderken genç bir kişi kendisine müdahale ediyordu, dişleri kilitlenmişti, ben zaten ambulans ile hastaneye gitmedim, ambulansın arkasından kendi aracım ile hastaneye gittim, ben doktor değilim, daha önceki ifadelerim de doğrudur, Ben sanık ...’yı daha önceden tanırım işe alındığından haberim vardı. İşe alınmadan önce ben zaman zaman ...'nın babasının gazinosunda çalıştığını biliyorum.”,
    İnceleme dışı mağdur sanık ... Kollukta; “27.05.2012 tarihinde saat 01.00 sıralarında ... isimli eğlence merkezine eğlenmek için gittim. İçeride alkol aldım. Daha sonra saat 03.40 sıralarında evime gitmek için diskonun kapısına çıkmıştım. Dışarıda Disko çalışanı ve güvenlikçisi ... ile komşum ...'ün aralarında tartıştığını gördüm. Ben...’ın ...’ya küfür ve hakaret ettiğini duymadım. Ancak ...’nın elinde sopa vardı. ...’a vurunca ben elindeki sopayı aldım. Daha sonra tanımadığım kişiler beni tuttu ve uzaklaştırdı. Kesinlikle ...’a sırtından veya başka bir yerinden elinden aldığım sopa ile vurmadım ve yaralamadım. Ben uzakta olduğum için...’ın yanına geldim. Ancak... yerde baygın yatıyordu. ...’ın nasıl bıçak darbesi aldığını da görmedim. Olay yerine polisler geldi. Ben daha sonra hastaneye ambulansla götürülen...’ın yanına gittiğimde polisler beni ... Devlet Hastanesine götürdü ve Polis Merkezi Amirliğine davet etti. Ben olayı ayırmak için müdahalede bulundum. Kesinlikle kasten yaralama suçunu kabul etmiyorum.”,
    Cumhuriyet Başsavcılığında; “27.05.2012 tarihinde saat 01.00 sıralarında yanımda ... Hava Radar Komutanlığında görevli Astsubay .. olduğu hâlde ... isimli eğlence merkezine eğlence amacıyla gittim. Kapıya vardığımda kapıda daha önceden tanıdığım ... bilet görevlisi olarak bulunmaktaydı. ... bilet karşılığı olarak 15'er TL istedi, 15 TL giriş ücretini ...'a ... verdi. Aynı şekilde kendi ücretini de 15 TL olmak üzere toplam 30 TL ödeyerek içeriye girdik. İçeride ... ile birlikte eğlendik. İçeride bir adet küçük viski içtim. İçeriye ...'ün ne şekilde ve ne zaman, kim ile geldiğini görmedim. Saat 03.30 civarı ... ile birlikte diskodan dışarı çıktık. Diskonun 10 metre uzunluğundaki havuz başına oturduk. Bu esnada disko kapısının girişinde arkadaşım olan ... ile ...'ın karşılıklı itiştiklerini gördüm. Bunun üzerine ayırmak amacıyla yanlarına gittim. Yanlarına vardığımda... ...'ya ‘Sen göreceksin.’ şeklinde beyanda bulundu. ... da ‘Sen ne diyorsun?’ şeklinde...'ın boynunda tuttu. Bu arada ben ayırmak amacıyla ikisinin arasına girdim. Girdiğim gibi ... hemen arkasında bulunan şu an bana göstermiş olduğunuz sopa benzeri tam olarak hatırlayamadığım sopayı...'a vurmak amacıyla salladı. Ben sopayı tutarak ...'nın elinden aldım. Bu esnada sopa elimde iken hiç kimseye vurmadan araya giren kişiler tarafından müdahale edilmek neticesinde ayrıldık. Bu esnada ismini Ufuk Canpolat olarak bildiğim kişi sopa elimde olduğu hâlde beni diskonun köşe tarafında bulunan otoparkın olduğu yere götürdü. Bu esnaya kadar ... ve... arasında hakaretleşme duymadım. Olay esnasında yaralanmadım. ...'ya sopa ile vurup vurmadığımı hatırlayamıyorum. Daha sonra diskonun ön tarafına geldim. ...'ın yerde baygın olarak yattığını gördüm. ...'ın ne şekilde yaralandığına ilişkin bir görgüm bulunmamaktadır. Daha sonra polisler ve ambulans olay yerine geldiler. Daha sonra ben de hastaneye geçtim. Hastanede... ile konuşma fırsatı bulamadım. Doktor, ...'ın ablasının oğlu olan....'a söylediğine göre 'Serum takıp bir saat sonra eve göndereceğim' demiş. Olay nedeniyle ...'dan davacı ve şikâyetçi değilim.”,
    Mahkemede; “Ben sopayı elime aldım, tam vuracağım anda arkadaşlar beni tuttular. ... bana sopa ile vurmaya çalıştı, ancak isabet ettiremedi. Ben biraz olayın olduğu yerden gerideydim. Ben o an maktul ... ile sanığın tartıştıklarını gördüm, olayın nedenini bilmiyordum, ayırmaya çalıştım, ben sanık ...'nın...'a ‘Yanındaki orospulara mukayyet ol.’ dediğini duydum. Olay daha da ilerlemesin diye ...'yı itekledim, uzaklaştırdım. ... güvenlikçilerin kullandığı sopayı masasının arkasından alarak bu sopa ile...'a vurdu. Ben sopayı ...'nın elinden almaya çalıştım. Alınca da ...'nın üzerine doğru gittim. Vuracaktım, ancak arkadaşlar beni tuttular. O sırada ... ile... birbirlerine vurmaya başladılar. Beni olay yerinden uzaklaştırdılar. Ben bıçaklanma hadisesini görmedim. Benim bulunduğum sırada ...'nın elinde sopadan başka herhangi bir şey görmedim. Sanık ... ile maktul birbirlerini tanırlardı. ... sık sık söz konusu bara giderdi, ben bu olayın bara giriş parasından dolayı olabileceğini sanmıyorum. Ben bara... ve yanındaki bayan arkadaşlardan sonra girdim. Ben barda da maktul ile görüşmedim. Ben başka arkadaşlarla oturdum. ”,
    Şeklinde ifade vermişlerdir.
    Sanık ... Kollukta; “... isimli ... yerinin güvenlik hizmetini yapıyorum. 27.05.2012 tarihinde kapı önünde içeri girenleri kontrol ediyordum. Saat 02.30 sıralarında kendisini tanıdığım ... isimli şahıs yanında arkadaşları ile diskoya girmek için kapı önüne gelmişti. Ben girişin ücretli olduğunu söylediğimde şahıs bana ‘Biz giriş vermiyoruz.’ dedi. Ben de girişin ücretli olduğunu tekrar ettiğimde giriş ücreti olan 15 TL parayı cebinden çıkardı, buruşturdu ve yüzüme doğru attı. Hemen içeri girdi. Saat 03.40 sıralarında kapıdan çıkarken giriş kapısı önünde tekrar bana doğru .... Göz göze geldik. Ben şahsın özür dileyeceğini düşünerek kendisine ‘Evli barklı insanım, keşke yüzüme doğru parayı fırlatmasaydın, sonuçta bu para benim cebime giriyor, ben çalışanım, biraz nazik ol kardeşim.’ dediğimde şahıs bana ‘Nazikliği senden mi öğreneceğim anasını, avradını s.ktiğim.’ şeklinde hakaret etti ve üzerime doğru geldi, itişme kakışma oldu. Daha sonra ben tekrar caydırmak için girişte, tarafıma herhangi bir saldırı olması durumunda bulunan sopayı caydırmak için gösterdim ve korkutmak amaçlı sopayı vurmayacak şekilde salladım. O anda...’ın akrabası olduğunu bildiğim ... sopayı elimden kaptı. Daha sonra göremediğim biri arkamdan vurunca ben yere düştüm. Bu arada ben de burnumun üstünden yaralandım. Daha sonra kendimi bir ara düştüğüm yerden kurtardım ve hemen disko girişinde barın tezgâh altındaki yere bakınca meyve bıçağını gördüm ve aldım. Dışarı tekrar şahısların dağılması için çıktım. Ama tekrar ... üzerime geldi, yüzüme doğru yumruk salladı. Ben de elimdeki meyve bıçağını şahsı uzaklaştırmak maksatlı gösteriyordum. Üzerime doğru hızla gelince bıçağın...’a değdiğini hisseder gibi oldum ve bıçağı geri çektim. Daha sonra polisi aradım ve diskonun içerisine girdim. Gelen görevlilere olayı anlattım ve olay anında bende olan bıçağı kendi rızamla teslim ettim.”,
    Cumhuriyet Başsavcılığında ve tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde benzer şekilde; “Ben, ... isimli ... yerinin güvenlik hizmetini 2002 yılından bu yana yapmaktayım, esas mesleğim aşçılıktır ancak toplumda bilinen adıyla ‘bodyguard’lık hizmetini ... ilçe merkezinde bulunan ... isimli ... yerinde sağlamaktayım, sezon açıldığı dönemlerde benim yanımda kardeşim ... da çalışır, ancak mevsim itibarı ile sezon açılmadığı için tek başıma bu işi yürütüyorum şöyle ki; görevim diskoya gelen kişilerin kapı önünde içeri girmelerini sağlamaktır. İşimiz gereği herkesi diskoya almayız, aşırı alkollü kişiler, grup hâlinde gelen erkekler, diğer müşterilere rahatsızlık vermeme adına diskoya alınmazlar. 27.05.2012 tarihinde kapı önünde içeri girenleri kontrol ediyordum. Saat 02.30 sıralarında daha önceden simaen tanıdığım ... isimli şahıs yanında arkadaşları yine simaen tanıdığım ancak muhabbetim olmayan...isimli kişi, ... isimli bayan ve ismini bilmediğim ...’nın kızı ile birlikte diskoya girmek için kapı önüne gelmişlerdi. ... yeri sahibi ve işletmeni bana bildirdiği giriş ücreti olan 15 TL karşılığında diskoya girebileceklerini ... isimli kişiye beyan ettim. Ben girişin ücretli olduğunu söylediğimde ... bana ‘Biz giriş ücreti ödemiyoruz.’ dedi. Ben de girişin ücretli olduğunu tekrar ettiğimde giriş ücreti olan 15 TL parayı cebinden çıkardı, buruşturdu ve yüzüme doğru attı. Bana hitaben ‘A.ına koyarım.’ dedi. Ben hiçbir karşılık vermeden hemen içeri girdi. ...’ın arkasından ismen tanıdığım ..., ... ve ismini bilmediğim ...'nın kızı da eğlenmek maksadı ile ücret ödemeden içeriye girdiler, ben herhangi bir tatsızlık çıkmaması adına bu üç kişinin ücret ödememesine ses çıkartmadım. ... hepsi adına yüzüme doğru 15 TL parayı attı. Saat 03.40 sıralarında kapıdan çıkarken giriş kapısı önünde tekrar bana doğru .... Göz göze geldik. Ben şahsın özür dileyeceğini düşünerek kendisine ‘Evli barklı insanım, keşke yüzüme doğru parayı fırlatmasaydın, sonuçta bu para benim cebime girmiyor ben ... yeri çalışanıyım, biraz nazik ol kardeşim.’ dediğimde ... bana ‘Nazikliği senden mi öğreneceğim anasını, avradını s.ktiğim.’ şeklinde hakaret etti ve üzerime doğru geldi aramızda karşılıklı itişme kakışma oldu. Bu sırada yanımda bulunan...isimli kişi de bana vurmaya çalıştı ve vurdu. Daha sonra ben tekrar caydırmak için girişte bulunan şu an bana göstermiş olduğunuz yaklaşık uzunluğu 70 cm uzunluğunda 3 cm kalınlığında olan ağaç sopayı ‘bodyguard’ olarak önünde beklediğim diskonun girişinin hemen sağ dış kısmından aldım, bu sopayı oradan almaktaki maksadım tarafıma gerçekleştirilecek saldırıları bertaraf etmekti çünkü...ve... almış oldukları alkolün de etkisi ile üzerime doğru hücum ediyorlardı, sopayı caydırmak amacı ile sağa ve sola doğru salladım. O anda...’ın akrabası olduğunu bildiğim ... sopayı elimden kaptı. Daha sonra göremediğim biri arkamdan enseme vurunca yere düştüm. Bu arada ben de ...’ün burnuma doğru vurmuş olduğu yumruğun etkisi ile burnumun üstünden yaralandım. Daha sonra kendimi bir ara düştüğüm yerden kurtardım ve hemen disko girişinde barın tezgâh altındaki yere bakınca meyve bıçağını gördüm ve aldım. Dışarı tekrar şahısların dağılması için çıktım. Ama tekrar ... üzerime geldi yüzüme doğru yumruk salladı, bana ‘Ananı s.kerim.’ şeklinde hakaret etti. Ben de elimdeki şu an bana göstermiş olduğunuz siyah saplı uç kısmı sağa doğru eğilmiş meyve bıçağını ...’ü uzaklaştırmak için sağ el baş parmağım ile uç kısmından tutacak şekilde ...'e salladım, o an itibarı ile bıçağın...’a değdiğini hisseder gibi oldum, bıçağı geri çektim, hemen diskonun iç tarafına girdim. 155 ve 112'yi aradım, bu aramaları .... kullanmakta olduğu numarasını hatırlayamadığım cep telefonundan yaptım. Gelen görevlilere olayı anlattım ve olay anında bende olan olayda kullandığımı düşündüğüm bıçağı kendi rızamla teslim ettim. Ancak şu an itibarı ile siyah beyaz desenli ucu tırtıllı olan meyve bıçağını olayda kullanmadığımı, siyah saplı sap kısmından itibaren sağa tarafa doğru eğilmiş, meyve bıçağını kullandığımı hatırlıyorum, olay anından önce daha doğru bir ifade ile saat 00.00 sularında iki duble rakı içtim, adli raporumda gözüken 0,76 promil alkollü olduğum hususu doğrudur. Olay tamamen anlattığım gibi olmuştur. Görüntü metrajlarında görüldüğü üzere olay gece saat 03.40 sularında meydana gelmiştir, olay metrajlarında görünen beyaz renkli mont üzerinde bulunan, altında lacivert kot pantolon, altında kahverengi ayakkabı bulunan kişi benim, üzerinde lacivert tişört, koyu renkli kot pantolon, beyaz renkli spor ayakkabı bulunan kişi ...'tür, yine üzerinde beyaz spor gömlek, buz mavisi kot, beyaz spor ayakkabı bulunan şahıs ise ...'tır. 03.40 saatine uygun görüntü metrajlarında görüntü fonunun dışında başlayan olay 1 kamera görüş açısı içerisinde gerçekleşmiştir, kamera görüş açısı dışında başlayan olayda hatırladığım kadarıyla yanımda... ve...dışında başka birisi bulunmamakta idi. Bu metrajlara yansımayan bölümde karşılıklı olarak...ve... ile itekleştik. ... bana ‘Ananı s.kerim.’ şeklinde hakaret etti. Bunun üzerine itekletmemiz görüntü metrajlarına yansıdı, metrajlarda bizi ayırmaya çalışan kişiler ..., Doğancan Kocaoğlan ve ismini şu an öğrendiğim ... ilçe merkezinde faaliyet gösteren petrol ofisinde çalışan ...’dir ayrıca barda bulaşıkçı olarak çalışan ... da bizi ayırmaya çalıştı, muhtemel aramızda geçen diyalogları duymuşturlar, görüntü metrajlarında içeriden elimde bana göstermiş olduğunuz bıçak bulunduğu hâlde kapıdan dışarıya doğru çıkarak bana ‘Ananı s.kerim.’ şeklinde hakaret eden ...’e bıçağı salladım, onun dışında herhangi bir müdahalede bulunmadım. ... ve ... ile tartaklaştığım yumruklaştığım hususları doğrudur, bunları tamamen kendime karşı gerçekleştirildiğini düşündüğüm hakaret ve küçük düşürücü hareketler nedeni ile meydana gelmiştir, olay nedeni ile son derece pişmanım, olayın bu boyutlara ulaşmasını kesinlikle istemezdim.",
    Mahkemede; “9-10 yıldır çalıştığım ... yerine, maktul iki bayan ile birlikte geldiler. ... bir arkadaşı ile konuşuyordu. Ben bara girişin ücretli olduğunu söyledim. Maktul ‘Biz giriş parası vermiyoruz.’ dedi. Yanındaki bayan da ‘Yürü sevgilim.’ diyerek zorlayınca ben de kendilerine girişlerin ücretli olduğunu, değişen bir şeyin olmadığını söyledim. Maktul cebinden 15 TL çıkararak benim suratıma doğru attı. Sinkaflı sözler söyleyerek içeriye girdi. Bir tatsızlık olmaması için ben bir şey söylemedim. Yaklaşık 30 dakika sonra maktulün yanındaki bayanlar dışarıya çıktı, arkalarından da maktul çıktı. 5-10 dakika sonra tekrar içeriye girdiler. Maktul içeriye girerken yine bana küfretti ancak ben duymazlıktan geldim. Saat 03.20 gibi tekrar dışarıya çıktılar, yanlarında...da vardı. 5-10 dakika sonra tekrar içeriye girdiler. Ben bu sırada içeriyi kontrol etmek için içeriye girmiştim. İçeride her şey sakindi. Bardan bir şişe su istedim. İçeride çalışan Oğulcan isimli arkadaş yanıma gelerek ‘...’la aranızda bir şey mi geçti?’ dedi. ‘Ayrıca çok sinirli idi, ben sakinleştirmeye çalıştım, parayı buruşturup yüzüne atmış.’ dedi. Ben de ‘İşim gereği sesimi çıkartmadım, biraz artistlik yaptı.’ dedim. Saat 04.00 sıraları bardan çıkarlarken maktul bana doğru yöneldi, yanındaki bayanlara ‘Siz biraz uzaklaşın.’ dedi. Ben iyi niyetle özür dileyeceğini zannettim. Yanıma gelerek ‘Sen kim oluyorsun lan, benden giriş parası istiyorsun.’ dedi. Ben de kendisine ‘Ben buranın çalışanıyım, benim cebime giren bir şey yok, evli barklı çoluk çocuk sahibiyim, biraz kibar olur musun?’ diyerek kendisini ikaz ettim. ‘Kibarlığı senden mi öğreneceğim?’ diyerek anneme, bacıma, çocuğuma varana kadar küfretti. Bunun üzerine aramızda itişme başladı. ... ile birlikte bana saldırmaya başladılar. O ana kadar ellerinde herhangi bir şey yoktu. Ateş yakılan varili karıştırmak için kullanılan sopa vardı, ben o sopayı aldım, sopayı sağa sola doğru rastgele savurdum. O an ...’tan veya maktulden bir darbe aldım, yere düştüm. O arada sopanın ...'ın elinde benim düşürdüğüm sopa vardı. Karşılıklı bana vurmaya başladılar, ben kendimi korudum, araya girenler oldu. ‘Bekle göreceksin, buraya kaç kişi geliyor.’ diyerek tekmeler savurmaya başladılar. İçinde bulunduğum korku ve panikle içeriye kaçtım. Kapı kilitli olduğu için kaçma imkânım yoktu. Maktul ... el kol hareketleri yapmaya başladı. ... ve yanında bulunan birkaç kişi...'ı sakinleştirmeye çalışıyordu. O anki korku ile barın içinde bulunan meyve bıçağını alarak belki korkar giderler diyerek dışarıya çıktım. Gitmeleri yönünde bağırdım. Ben maktul ...'a doğru yöneldim. ‘Gidin artık buradan.’ dedim. Bana ‘Dur sen şimdi göreceksin.’ dedi. Elinde cep telefonu vardı. Ben o anki korku ve panikle bıçağı savurdum, bıçağın...'a değdiğini hissettim, elimi geri çektim. Ben bıçağın sapından tutmamıştım, baş parmağım bıçağın keskin tarafına doğru idi. Bıçağın keskin tarafı ancak 2 cm görünüyordu. Bu ... benim neden başıma geldi, bir hafta önce ben düğünümü yapmıştım. Üzüntü ile içeriye geçtim, DJ kabinine çıktım. Oradaki çalışanlardan cep telefonlarını istedim, 155 ve ambulansı aradım. Yanımızda çalışan Ozan isimli arkadaştan benim cep telefonumu ve su getirmesini istedim. Getirdiği su ile elimi yüzümü yıkadım. Polislerin gelip gelmediği sordum, polisler gelince de yukarıya gelmelerini istediğimi söyledim ve teslim oldum. ...'ın bana vurmasından dolayı kendisinden şikâyetçi değilim. ... ile karşılıklı birbirimize vurduk, ancak ben kendimi savunmaya çalıştım. ... bana sopa ile de vurdu. Maktul cep telefonu ile birilerini arıyordu, birilerini aramasından korktum.”,
    Şeklinde savunmada bulunmuştur.
    5237 sayılı TCK’nın “Kasten Öldürme” başlığı altında düzenlenen 81. maddesi;
    "Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır” hükmünü içermektedir.
    “Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” başlıklı 87. maddesinin 4. fıkrası ise suç ve karar tarihindeki hâli ile;
    “Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur”, şeklinde iken 15.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürülüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 12. maddesiyle, bu fıkrada yer alan “onaltı” ibaresi “onsekiz” şeklinde değiştirilmiş, TCK’nın 87. maddesinin 4. fıkrası “Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
    Konuya ilişkin TCK'nın 87. maddesinin gerekçesinde ise; “Dördüncü fıkrada, kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmiş olması hâline ilişkin hükme yer verilmiştir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış bu kasten yaralama hâllerinde, failin bu ağır neticeden sorumlu tutulabilmesi için, ‘Genel Hükümler Kitabı’nda yer alan netice sebebiyle ağırlaşmış suçlara ilişkin hükümler, burada da geçerlidir” açıklamasına yer verilmiştir.
    765 sayılı TCK’da objektif sorumluluk esasına dayanan düzenlemelere yer verilmiş iken, 5237 sayılı TCK’da objektif sorumluluk esası benimsenmemiştir. Suçu, “kanunda tanımlanmış bir haksızlık” olarak öngören yeni suç teorisinde, bir hareketi yapan kişi, bu hareketin tüm sonuçlarından her şartta sorumlu tutulmamakta, bir başka anlatımla “kusursuz sorumluluk” terk edilmiş olmaktadır (İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Bası, s.161.).
    765 sayılı TCK’daki objektif sorumluluk esasının yerine 5237 sayılı TCK’da haksızlığın bir gerçekleştirilme şekli olarak kast-taksir kombinasyonuna, yani netice sebebiyle ağırlaşmış suçlara yer verilmiştir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümü için, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde, suçun manevi unsurları arasında gösterilen kast-taksir kombinasyonu, yani netice sebebiyle ağırlaşmış suç üzerinde durulmalıdır.
    5237 sayılı TCK’nın “Netice sebebiyle ağırlaşmış suç” başlıklı 23. maddesi;
    “(1) Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir” şeklindedir.
    Buna göre; failin gerçekleştirdiği bir eylemde, kastettiğinden daha ağır veya başka bir sonucun meydana gelmesi hâlinde, sorumlu tutulabilmesi için netice bakımından en azından taksirle hareket etmiş olmasının kabulü gerekmektedir. Fail, bu sonucun meydana gelmesinden taksirle bile sorumlu tutulamıyorsa, objektif sorumluluğun kaldırılmasının doğal bir sonucu olarak, sadece nedensellik bağının bulunuyor olması, neticeden sorumlu tutulması için yeterli olmayacaktır.
    Öğretide, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçun, gerçek neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç ve görünüşte ya da gerçek olmayan neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç olarak iki farklı şeklinin bulunduğu kabul edilmektedir. Gerçek neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda, failin hareketi sonucunda kastettiğinden daha ağır bir netice ortaya çıkmakta olup, gerçekleşen aşırı netice dolayısıyla bağımsız bir suç tipi ortaya çıkmaktadır. Örneğin, yaralama suçunda mağdurun ölmesi, gerçek neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hâlidir. Görünüşte neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda ise, failin hareketi sonucunda suçun oluşması için aranan neticeden başka, niteliği de farklı olan daha ağır bir netice ortaya çıkmakta olup, gerçekleşen aşırı netice dolayısıyla temel suç niteliği aynı kalmakla beraber yalnızca ceza ağırlaştırılmaktadır. Örneğin, cinsel saldırı suçunda mağdurun bitkisel hayata girmesi, görünüşte neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hâlidir (Hamide Zafer, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayınevi, 5. Bası, ... 2015, s. 286 vd; ... Emin bbbTCK Şerhi, Turhan Kitabevi, ... 2009, c 3, s. 2484 vd.).
    5237 sayılı TCK’nın 23. maddesinde düzenlenmiş bulunan neticesi sebebiyle ağırlaşmış suça ilişkin genel kuralın, özel hükümler arasında kendisine yer bulduğu maddelerin başında gelen TCK’nın 87. maddenin 4. fıkrasına göre, gerçekleştirilen kasten yaralama eylemi TCK’nın 86. maddesinin 1. fıkrası veya 1. fıkrası ile birlikte 3. fıkrası kapsamında bulunur ve bunun sonucunda da ölüm meydana gelirse, en azından taksirle hareket etmiş olmak şartıyla faile belirtilen cezaların verileceği öngörülmektedir.
    Kasten yaralama sonucu mağdurun ölmesine ilişkin TCK'nın 87. maddesinin 4. fıkrasının uygulanması için;
    a- Failin yaralama kastı ile hareket etmesi,
    b- Mağdurun TCK’nın 86. maddesinin birinci fıkrası kapsamında yaralanmış olması veya 86. maddenin birinci fıkrası kapsamındaki yaralama fiilinin üçüncü fıkra da ihlal edilmek suretiyle gerçekleştirilmesi,
    c- Failin eylemi ile arasında illiyet bağı bulunacak şekilde mağdurun ölmesi,
    d- Failin meydana gelen ölüm sonucuna ilişkin en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması,
    Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.
    Buna göre, fail mağduru yaralamak amacıyla hareket etmeli, mağdurun yaralanacağını bilmeli ve bu sonucu istemelidir. Bununla birlikte fail mağdurun yaralanmasını değil de, ölmesini istemiş ve ölüm meydana gelmiş ise bu durumda kasten öldürmeden sorumlu tutulacaktır.
    Madde metnine göre faile verilecek ceza belirlenirken kasten yaralama suçunun düzenlendiği TCK'nın 86. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarına yollama yapılmıştır. O hâlde, mağdurun basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek dereceden daha ağır şekilde yaralanması gerekmektedir. Anılan maddenin 2. fıkrasında karşılığını bulan basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde meydana gelen yaralamalarda 87. maddenin 4. fıkrası uygulanamayacaktır.
    Üçüncü şart olarak mağdurun ölmesi ve failin eylemi ile mağdurun ölümü arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekir.
    Son olarak, failin meydana gelen bu ölüm sonucundan, en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması gerekir.
    Diğer yandan, 5237 sayılı TCK’nın “Kasten öldürme” başlığı altında 81. maddesinde düzenlenen suçun manevi unsuru öldürme kastı iken, 87. maddesinin 4. fıkrasına düzenlenen yaralama sonucunda ölüme neden olma suçunun manevi unsuru yaralama kastıdır. O hâlde, kasten öldürme suçu ile kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçu arasındaki ayırıcı kriterlerden en önemlisi manevi unsur farklılığı olacaktır. Suçun vasıflandırılması için failin kastının öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mı yönelik olduğu büyük önem taşımaktadır.
    5237 sayılı TCK’nın 21/1. maddesine göre, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kast, dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak, daha açık bir ifadeyle, failin olay öncesi, olay sırası ve olay sonrası davranışları ölçü alınarak belirlenmelidir.
    İlkeleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan ve süregelen kararlarında açıklandığı üzere, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüs mü, yoksa kasten yaralama mı sayılacağının belirlenmesinde; fail ile mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, varsa husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânı olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmalıdır.
    Kastın belirlenmesi açısından her bir olayda kullanılması gereken ölçütler farklılık gösterebileceğinden, tüm bu olguların olaysal olarak ele alınması gerekmektedir.
    Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konuları birlikte değerlendirildiğinde;
    Sanık ...'ın ... ilinin ... ilçesinde bulunan ... isimli ... yerinde giriş kontrol görevlisi olarak çalıştığı, diskoya girmek isteyenlerden giriş ücreti alıp bilet kestiği, olay gecesi maktul ...'ün arkadaşları ... ve ... ile birlikte sanığın çalıştığı ...’ya gittikleri, sanığın maktulden giriş için belirlenen 15 TL bilet ücretini talep ettiği, maktulün giriş ücretini vermek istememesi üzerine sanık ile maktul arasında tartışma çıktığı, maktulün 15 TL tutarında banknotu buruşturup sanığa doğru savurduktan sonra biletini almadan diskoya girdiği, içeride birkaç saat kalıp eğlenen maktulün arada hava almak için diskodan bahçeye çıktığında da, dışarıda bulunan sanığa hakaret ettiği, saat 03.40 sıralarında diskodan çıkan maktulün yanında bulunan arkadaşı inceleme dışı mağdur sanık ... olduğu halde sanıkla kendisinden giriş ücreti istenmesi meselesi nedeniyle yeniden tartışmaya başladıkları, tartışmanın karşılıklı itişmeye ardından da kavgaya dönüştüğü, sanığın maktul ve yanında bulunan ...’a sopa ile saldırdığı, sanığın elinden sopayı alan ...’ın sopayla, maktulün ise yumruk atarak darbetmek suretiyle sanığı basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde ve hafif nitelikte yaraladıkları, olay yerinde bulunanların müdahale ederek tarafları ayırmalarının ardından diskoya giren sanığın üstünü değiştirip yaklaşık 12 cm uzunluğunda, tek ağızlı, sivri uçlu, sırtı meyilli, düz ve küt bıçakla tekrar dışarı çıktığı ve ayakta durmakta olan maktulün sol karın kısmına bir kez bu bıçakla vurduğu, engel herhangi bir sebep olmaksızın eylemine kendiliğinden son verdiği, batın bölgesinden yaralanan maktulün sanık uzaklaştıktan 45 ... kadar sonra yere düştüğü, maktulün ... Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı, saat 04.00 sıralarında tedavisine başlanan maktulün ... durumu ile ilgili olarak nöbetçi doktorca maktulün 0,5 cm uzunluğunda dış cilt kesisi ve 1,5 cm derinliğinde karın bölgesinde kesisi olduğu ve hayati tehlikesinin bulunmadığı, alkollü olduğu düşüncesiyle müşahede altında tutulmaya başlandığının belirtildiği, sabah nöbeti devralan hekim tarafından maktulün durumunun kötüleştiğinin fark edilmesi üzerine saat 09.20 sıralarında iç kanama teşhisiyle acil olarak ... Devlet Hastanesine nakli yapılan maktulün burada hayatını kaybettiği, yapılan klasik otopsi sonucu düzenlenen raporda, maktulün vücudunda bir adet kesici delici alet yarasının bulunduğu, bu yaranın batına nafiz olduğu, renal arter ve ven kesisi ile midede 0,5 ve 0,7 cm uzunluğunda kesiler oluşturduğu, maktulün tek başına öldürücü nitelikte olan bu kesici delici alet yaralanmasına bağlı büyük damar kesilmesi sonucu hayatını kaybettiğinin belirtildiği, sanık ...’ın ise; “... üzerime geldi yüzüme doğru yumruk salladı, bana ‘Ananı s.kerim.’ şeklinde hakaret etti. Ben de elimdeki şu an bana göstermiş olduğunuz siyah saplı uç kısmı sağa doğru eğilmiş meyve bıçağını ...’ü uzaklaştırmak için sağ el baş parmağım ile uç kısmından tutacak şekilde ...'e salladım, şu an itibarı ile bıçağın...’a değdiğini hisseder gibi oldum, bıçağı geri çektim, hemen diskonun iç tarafına girdim.” şekilde savunmada bulunduğu anlaşılan olayda;
    Olay gecesi barda giriş ücretinin ödenmesinden kaynaklanan ihtilafın sanığı maktulü öldürmeye sevk edecek boyutta bir husumet oluşturmaması, sanığın, maktulün bel bölgesine öldürmeye elverişli bıçakla vurması sabit olmakla beraber, sanığın hiçbir engel hâl ve müdahale olmaksızın bıçakla vurduğu maktulün hâlen ayakta durduğunu görmesine karşın eylemine kendiliğinden son vererek maktule yönelik saldırısını sürdürmeyip disko içerisine girmesi ve bar çalışanı ...dan 155 polis imdat hattını aramasını isteyerek önce güvenlik görevlilerinin ardından ... görevlilerin olay yerine gelişini sağlamaya dönük davranışlar sergilemiş olması birlikte değerlendirildiğinde; sanığın kastının yaralamaya dönük olduğu, maktulün sanığın kasten yaralama eylemi sonrasında kaldırılmış olduğu hastanede hayatını kaybetmiş olması karşısında sanığın silahla kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan TCK’nın 87. maddesinin 4. fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca ve suçun işleniş biçimi, sanığın kastının yoğunluğu dikkate alınarak suç tarihindeki hâliyle Kanundaki üst sınıra yakın şekilde cezalandırılmasına karar verilmelidir.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire bozma ilamının (B) bendinin (a) fıkrasındaki suç niteliğine ilişkin bozma nedeni ile (d) fıkrasındaki “Kabule göre de,” ibaresinin ilamdan çıkarılmasına, bozma nedenlerinin buna göre yeniden teselsül ettirilmesine karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanığın eyleminin kasten öldürme suçunu oluşturduğu, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 12.10.2016 tarihli ve 3657-3576 sayılı bozma ilamının (B) bendinin (a) fıkrasındaki suç niteliğine ilişkin bozma nedeni ile (d) fıkrasındaki “Kabule göre de,” ibaresinin ilamdan ÇIKARILMASINA, bozma nedenlerinin buna göre yeniden teselsül ettirilmesine,
    3- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 17.02.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.


    Hemen Ara