Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren tarafından baskı uygulanması ve hatta küfür, hakaret edilmesi üzerine işten ayrılmak zorunda bırakıldığını, hak ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının yıllık izni bittikten sonra işyerine dönmesi gereken 01/12/2008-03/12/2008 tarihleri arasında izinsiz mazeretsiz devamsızlık yaptığını, mazereti varsa bildirmesi için ihtarname gönderildiğini, bildirilmeyince 04/12/2008 tarihi itibariyle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II-g maddesi gereğince haklı sebeple feshedildiğini, davacının fazla mesai yapmadığını, genel tatillerde çalışmadığını, yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu istekler kısmen hüküm altına alınmıştır.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren tarafından baskı uygulanması ve hatta küfür, hakaret edilmesi üzerine işten ayrılmak zorunda bırakıldığını ileri sürmüştür ancak dosyada dinlenen davacı tanıklarının hiçbirinin fesih tarihinde iddia edilen küfür veya hakaret olayını görmedikleri, davacı tarafından bu iddiayı kanıtlar başkaca bir delil de sunulmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda işverenin iş sözleşmesinin izinsiz ve mazeretsiz devamsızlık sebebiyle haklı sebeple feshedildiği savunmasının aksi davacı tarafından kanıtlanamamıştır. Hal böyleyken mahkemece davacının kıdem tazminatına hak kazandığının kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
