Esas No: 2011/14020
Karar No: 2012/7411
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/14020 Esas 2012/7411 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bakırköy 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/11/2010
NUMARASI : 2009/165-2010/382
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı işverence haklı ve geçerli sebebe dayanılmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, buna bağlı kanuni haklarının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, şirket yönetim kurulunun kararıyla Steril likid-onkoloji ve hormon ...ürünlerinin üretimi dışındaki üretimlerin Köseköy ve Çerkezköy fabrikalarında yapılmasına karar verildiğini, Topkapı fabrikasında çalışmakta olan davacıya Çerkezköy fabrikasında çalışma devam etmesinin önerildiğini, davacı tarafından kabul edilmediğini, bu sebeple iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 17 ve devamı maddeleri gereğince feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece mahallinde keşif yapılmadan ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan davalı işverenin keyfi davrandığı ve feshin son çare olması ilkesine uymadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
işletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, mahkemece işverenin aldığı işletmesel kararla davacının çalıştığı Topkapıdaki bölüm kapanmadıysa da daraldığı kabul edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırmadan salt davacı tanıklarının beyanları dikkate alınarak “.. işyerindeki makinelerin bir bölümünün Köseköy ve Çerkezköy fabrikalarına gönderildiği, davacının çalıştığı makinenin Topkapıda kaldığı, davacıya Çerkezköyde çalışmasının önerildiği, yerine de Çerkezköy fabrikasında çalışan bir işçinin getirildiği..” bu şekilde işverence alınan işletmesel kararın keyfi uygulandığı, feshe son çare olarak bakılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin de kabulünde olan işyerinin daralması, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan bir geçerli fesih sebebi olduğundan, mahkemece işin uzmanı olan üç kişilik bir bilirkişi kuruluna mahallinde inceleme yapma yetkisi de verilerek işyerinde ve işletmenin kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmalı, işverence alınan işletmesel karar öncelikle tutarlılık, keyfilik; daha sonra kaçınılmaz olup olmadığı kapsamında ölçülülük ve gereklilik denetimlerine tabi tutulmalıdır. İşveren, aldığı bu kararı tutarlı bir şekilde uyguladığını kanıtlamalıdır. İşletmesel karar tutarlı bir şekilde uygulanıyorsa daha sonra ölçülülük denetimine tabi tutulmalıdır.
Ölçülülük denetimi kapsamında, davacının eğitim durumuna ve görev tanımına göre çalıştırılıp çalıştırılamayacağı ya da işyerinin nitelikleri gözönünde bulundurularak başka bir birimde veya başka bir görevde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği araştırılmış değildir. Bu sebeple davacının eğitimi ve görev tanımı gibi nitelikleri gözönüne alınarak davalı işyerinin başka birimlerinde değerlendirme olanağının bulunup bulunmadığının, başka bir anlatımla feshe son çare olarak başvurulup vurulmadığının açıklığa kavuşturulması gerekir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.