Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/14013 Esas 2012/7405 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/14013
Karar No: 2012/7405

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/14013 Esas 2012/7405 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2011/14013 E.  ,  2012/7405 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bakırköy 12. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 04/11/2010
    NUMARASI : 2010/109-2010/742

    Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davalı şirketin dava dışı  ...Ticaret A.Ş. tarafından üretilmiş olan tütün ürünlerinin pazarlama ve satışıyla iştigal eden bir şirket olduğunu, iştigal konusu alanda piyasaya giren yeni rakip firmalar dolayısıyla rekabetin artması ve piyasanın bağımsız idari otoritenin sıkı kontrol ve düzenlemelerine tabi kendisine özgü yapısı, şirketin asıl iştigal alanına daha yoğun bir odaklanmayı gerektirdiğini, bu sebeple asıl iştigal alanı olmayan yardımcı işlerin taşeronlar eliyle yürütülmesine ve davalı firmanın kendi asıl işi olan pazarlama ve satış işi ile ilgilenmesini zorunlu hale getirdiğini, pilot bölge olarak Ankara Bölgesi"nde beklenen faydanın sağlanması üzerine tüm depolarda lojistik faaliyetlerinin sonlandırılarak dava dışı  ........A.Ş. ile anlaşma yapıldığını, davacının ve diğer işçilerin istihdam edilebileceği uygun bir kadro bulunmaması nedeniyle iş akitlerinin sonlandırıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davalı firma tarafından piyasadaki rekabet koşullarının ağırlaşması nedeniyle 01/10/2009 tarihli yönetim kurulu kararı gereğince davalı şirketin sadece asıl kendi işi olan pazarlama ve satış işi ile ilgilenip bunun dışındaki depoların yönetimi ve lojistik hizmetlerinin dava dışı taşeron firmalar tarafından yürütülmesi konusunda karar alınıp, söz konusu karar gereğince depolama ve lojistik hizmetlerindeki tüm kadroların tasfiye edildiği, yönetim kurulu kararının istikrarlı bir şekilde uygulamaya sokulduğu, söz konusu kadroların ifa ettiği görev nazara alındığında şirketin diğer satış ve pazarlama bölümlerinde istihdamlarının mümkün olmadığının nazara alındığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.                                                     
    Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Taraflar  arasında  iş  sözleşmesinin  feshinin  geçerli  sebebe  dayanıp   dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir. 
    4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde  en  az  altı  aylık  kıdemi  olan  işçinin  belirsiz  süreli  iş  sözleşmesini  fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
    İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
    İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
    4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
    Somut olayda davacı 01/09/1994-03/01/2010 tarihleri arasında davalı işyerinde Depo Kontrolörü olarak çalışmıştır. Davacının iş sözleşmesi değişen pazar şartları ve piyasaya yeni giren yatırımcılar sebebiyle artan rekabet ortamının işe yaptığı etkiler nedeniyle dağıtım ve lojistik departmanının yapısını ve faaliyetlerini tekrar gözden geçirme gereği doğurduğu, bu kapsamda şirketçe belirtilen bölümün konusunun uzmanı firmaya devretme kararı alındığı ve değişen organizasyon yapısı sebebi ile feshedilmiştir.
    Mahkemece SGK"dan fesih öncesi giren çıkan işçi listeleri getirtilmemiş, işverenin tasfiye ettiği kadrolara işçi alımı yapıp yapmadığı araştırılmamış, bilirkişi incelemesi yaptırılmamış, işverenin işletmesel kararı tutarlı olarak uygulayıp uygulamadığı, davacının başka kadrolarda değerlendirilmesi imkanının bulunup bulunmadığı, feshe son çare olarak bakılıp bakılmadığı konusunda inceleme yapılmamış,  davalı tarafından emsal olarak sunulan İzmir 9. İş Mahkemesinin 2010/46 esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu ve mahkemenin 2010/442 karar sayılı ret kararı emsal kabul edilerek yazılı gerekçeyle istem reddedilmiştir.
    Mahkemece emsal olarak kabul edilerek içerisindeki bilirkişi raporu ve  mahkeme kararı  bu dosyaya dayanak yapılan  İzmir 9. İş Mahkemesinin 2010/46 esas 2010/442 karar sayılı dosyası dairemizin 2011/5253 esas 2012/642 karar sayılı ilamıyla "..yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında açıkça belirtildiği üzere davalı işverenin depo lojistik faaliyetlerini kendi iştigal alanı dışına çıkarması, sözkonusu hizmetleri tedarik yolu ile dışarıdan alması, yardımcı nitelikteki hizmetlerin taşeronlar eliyle yürütülmesine karar vermesi ve bu yolla faaliyetlerini yürütmesinin mümkün olduğu ancak  davacının çalıştığı işyerinde Haziran 2009 ile Mayıs 2010 tarihleri arasında 23 işçinin işten çıktığı ve aynı süre zarfında 24 işçinin işe alındığı fakat alınan işçilerin davacının çalıştığı işle ilgili olarak işe alındığının tespit edilemediği, işe alınanların görev ve niteliklerinin ne olduğunun tespit edilememesine karşın bu kişilerin yerine davacının istihdamının mümkün olup olmadığı ve bu görevlerin  davacıya  teklif  edilmemiş  olmasının  ve  feshin  son  çare  olarak  uygulanıp uygulanmadığının tespitinin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir. Dolayısı ile dosya içeriğinden de açıkça anlaşılacağı üzere alınan işçilerin davacı ile aynı nitelikte olup olmadıkları, davacıya kısa bir eğitim verilerek yapabileceği işlere yeni işçi alınıp alınmadığı hususlarının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesiyle eksik inceleme sebebiyle bozulmuştur.
    Dava konusu olayda mahkemece emsal alınan dosyadaki karar eksik inceleme nedeniyle bozulduğundan bu dosyada da işaret edilen yönlerde eksik inceleme bulunduğu aşikardır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, emsal dosyada verilen bozma kararında açıklanan araştırmalar yapıldıktan sonra bir karar verilmesi olmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Hemen Ara