Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/4618 Esas 2020/2797 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/4618
Karar No: 2020/2797
Karar Tarihi: 23.12.2020

Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/4618 Esas 2020/2797 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, görevi kötüye kullanma suçuyla Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmıştır. Mahkeme, sanığın suçlu olduğuna karar vererek 5237 sayılı TCK'nın 257/2, 62, 51. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası vermiştir.
Ancak dosya incelendiğinde, sanığın eylemlerinin suç tarihi itibarıyla lehe olan eski TCK'nın 240. maddesini oluşturduğu ve bu suçun cezasının üst sınırına göre ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu belirlenmiştir. Suç tarihi ile hüküm tarihi arasında durma süreleri nazara alındığında dahi ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından, sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerektiği ancak yargılamaya devam edilerek hüküm kurulduğu belirtilmiştir.
Bu nedenle, kararın yasaya aykırı olduğu ve sanığın temyiz itirazlarının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Karar, 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilerek bozulmuştur. Ancak bu durum, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 257/2, 62, 51. maddeleri
- 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun eski hali 240. madde
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2 maddesi
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi
- CMUK'nın 321. maddesi
- 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi
9. Ceza Dairesi         2020/4618 E.  ,  2020/2797 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Görevi kötüye kullanma
    Hüküm : 5237 sayılı TCK"nın 257/2, 62, 51. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın eylemlerinin suç tarihi itibarıyla lehe olan 765 sayılı TCK"nın 240. maddesinde tanımlanan görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, atılı suçun cezasının üst sınırına göre aynı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihi olan 02/03/2002 ile hüküm tarihi arasında durma süreleri nazara alındığında dahi ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından, sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5237 sayılı TCK"nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 23/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Hemen Ara