Esas No: 2022/8900
Karar No: 2022/13204
Karar Tarihi: 27.10.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/8900 Esas 2022/13204 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/8900 E. , 2022/13204 K.Özet:
Dava, sigorta başlangıç tarihinin tespiti için açılmıştır. İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalılardan biri istinaf başvurusunda bulunmuş ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine davayı açan taraf temyiz isteğinde bulunmuş ve temyiz isteği kabul edilmiştir. Mahkeme, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan tebligatların usulsüz olduğuna karar vermiştir. Adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara artık tebligat yapılamayacak, bilinen en son adresin tebligata uygun olmadığı durumlarda adres kayıt sisteminde yazılı adresine tebliğ yapılacaktır. Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır: 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi, 7201 sayılı Kanun'un 21. maddesine eklenen ikinci fıkra, 7201 sayılı Kanun'un 35. maddesinin ikinci fıkrası ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432. maddesi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
No :
Dava, sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılardan ... Kurumu Başkanlığı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, ... Kurumu Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesine göre “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre, “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Kanunun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Tüm bu düzenlemeler gözetildiğinde, artık, adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacak olup; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresine, 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerekecektir.
Eldeki dosya incelendiğinde, davalı ...’e yapılan gıyabi hükme dair tebligatın, belirtilen mevzuat hükümlerine aykırı şekilde tebliğ edildiği ve anılan tebliğin Tebligat Kanunu madde 35 uyarınca yapıldığı tespit edilmiştir. Bu şekilde yapılan tebligatların usulsüz olduğu anlaşılmakta olup, mahkemece; gecikmeye ve yeni bir geri çevirmeye mahal verilmeksizin, verilen gıyabi hükmün adı geçen davalı hakkında yapılacak araştırma ile adres kayıt sisteminde yazılı adreslerine Tebligat Kanununun 16-17 ve 21. maddelerine göre usulünce tebliğ edilerek; temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3.maddesi gereği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.