Esas No: 2019/564
Karar No: 2022/124
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/564 Esas 2022/124 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2019/564 E. , 2022/124 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 12. Ceza Dairesi
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanık ...'ın CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin ... 20. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 16.03.2015 tarihli ve 283-419 sayılı hükmün katılan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 01.04.2019 tarih ve 7207-4315 sayı ile;
"Sanık hakkında, katılan ...'a idaresindeki at arabasıyla çarparak katılan ...'ın kemik kırığı olacak şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği iddiası ile kamu davası açıldığı, mahkeme tarafından 18.12.2014 tarihinde Adli Tıp Kurumundan alınan raporda 'Mağdurda meydana gelen sağ femur şaft kırığının düşme, düşürülme, itme yada sert ve künt bir cismen direkt havalesiylede oluşabileceği bunlar arasında tıbben bir ayrım yapılmasının mümkün olmadığı'nın belirtildiği, yine mahkeme tarafından 27.01.2015 tarihinde trafik bilirkişisinden alınan raporda, sanığa kusur izafe edilemeyeceğinin belirtildiği, dosya kapsamında sanığın katılan ...'a çarptığına ilişkin katılan ...'ın kendi görgüsü ve bilgisine dayanmayan beyanından başka bir delil veya olayı gören tanık bulunmadığı ve sanığın üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği değerlendirildiğinde, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirinde isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamede bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir." açıklamasıyla onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 23.05.2019 tarih ve 258413 sayı ile;
“...Maddi olayda mağdur ...'nın sanığın ikametinin yakınında bulunan boş arsada ve mahallede arkadaşlarıyla oyun oynadığı sırada, sanığın sevk ve idaresinde bulunan at arabasıyla yoldan geçerken mağdur ...'a çarpması neticesinde, mağdurun basit tıbbı müdahaleyle giderilebilecek nitelikte olmayan ve vücudunda 4. derecede kırık meydana getirecek şekilde TCK'nın 89/2-b maddesinde yazılı taksirle nitelikli yaralamak şeklinde gerçekleşen eylemde,
Sanık savunmasında, 'olay yerinden geçerken çocukların boş bir arsada bisiklet ile oynadıklarını gördüm. Ben yanlarından geçtikten ve belli bir mesafe uzaklaştıktan sonra Şükrü'nün küçük oğlunun ağladığını fark ettim. Bisiklet yanındaydı, çocuklar da başındaydı, ben Şükrü'nün oğluna at arabasıyla vurmadım, ezmedim, çarpmadım, suçsuzum, beraatimi talep ediyorum' şeklinde savunmada bulunduğu,
Katılan şikayeti ve alınan beyanında, 'Olay günü ben işte çalışıyordum. At arabasının kendisine çarptığını bana oğlum Gürkan söyledi. Hatta kazadan sonra sanığın at arabasıyla hızla olay yerinden uzaklaştığını söyledi. Sanık kazadan sonra bizimle hiç ilgilenmedi. Maddi manevi zararımız oldu. Her şeyden önce kaza yerinde o şekilde bırakılmış olmasını kabullenemiyorum. Çocuğumun ayağında 1.5 santim kısalık oluştu. Sanıktan şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum' şeklinde beyanda bulunmuştur.
Katılan vekili temyiz dilekçesinde, mağdur ...'ın ağlamasını duyması üzerine evde bulunun dede olan ... Aslan'ın camdan baktığında sanık ...'ın sevk ve idaresindeki at arabasının olay yerinden hızla uzaklaştığını gördüğünü ve mağdurun olay yerine gelen dedesine kendisine at arabasının çarptığını söylemesi ve pantolonunda çamur izlerinin bulunması ve oyun oynayan arkadaşlarının bulunması ve taksirle yaralama olayı gerçekleştikten sonra mağdurun komşuların yardımıyla... Devlet Hastanesine kaldırıldığının anlaşılması karşısında,
Mağdur ...'ın, sanık ...'a yönelik iftirada bulunmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı katılan ve sanık arasında herhangi bir husumetin bulunmadığı kabul edilerek, dede ... Aslan'ın dinlenmesi ve mağdurun olay mahallinde oynarken yanında hangi arkadaşlarının bulunduğu araştırılması ve mağdurun hastaneye kaldıran komşularının belirlenmesi ve ilgilerin ifadelerinin alınarak sonucuna göre hukuki durumun tayın ve takdiri gerekirken sanık hakkında eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği," görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince 23.09.2019 tarih ve 5039-9228 sayı ile; itiraz nedeninin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
... Cumhuriyet Başsavcılığının 29.01.2014 tarihli ve 1513-853 sayılı iddianamesi ile; sanık ...’ın sevk ve idaresindeki at arabası ile seyir hâlindeyken 4 yaşındaki katılan ...’a çarpması neticesinde adı geçen katılanın, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde giderilemeyecek ve ağır kemik kırığı olacak şekilde yaralandığı, kusurlu olduğu anlaşılan sanığın bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan TCK’nın 89/1, 89/2-b ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle kamu davası açıldığı,
Esenyurt Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 15.05.2013 tarihli genel adli muayene raporunda; at arabasının sağ femur üzerinden geçmesi neticesinde acile getirilen katılanda, sağ femur şaft kırığının mevcut olduğu bilgilerine yer verildiği,
Adli Tıp Kurumu ... Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 30.05.2013 tarihli rapora göre; katılanın mevcut lezyonlara neden olan yaralanmasının, yaşamını tehlikeye sokmadığı, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve vücuttaki kemik kırıklarının hayati fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyecek nitelikte olduğu,
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunca düzenlenen 27.08.2014 tarihli rapora göre; katılanda, organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması ya da yitirilmesi niteliğinde herhangi bir anatomik eksiklik veya fonksiyonel bozukluk tarif ve tespit edilmediği,
Adli Tıp Kurumu ... Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 18.12.2014 tarihli rapora göre; katılanda meydana gelen sağ femur şaft kırığının düşme, düşürülme, itme ya da sert ve künt bir cismin direkt havalesiyle de oluşabileceği, belirtilen durumlar arasında tıbben bir ayırım yapılmasının mümkün olmadığı,
Trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen 27.01.2015 tarihli rapora göre; somut olayla ilgili dosyada sanık ve katılan ...’ın beyanı dışında bir belge bulunmadığı, Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünce düzenlenen raporda katılan ...’daki kırığın düşme, düşürülme, itme ya da sert ve künt bir cismin direkt havalesiyle de oluşabileceğinin belirtilmesi dikkate alındığında, katılan ...’ın sanığın idaresindeki at arabasının çapması sonucu yaralandığı hususunun kesinlik kazanmaması, mevcut belge ve beyanlara göre sanığa kusur izafe edilemeyeceğinden olayda sanığın kusursuz olduğu,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... 17.05.2013 tarihinde kollukta; 15.05.2013 tarihinde saat 11.50 sıralarında eşi ...’ın kendisini telefon ile arayarak evlerinin önünde oyun oynayan 4 yaşındaki oğlu katılan ...’ın at arabasının altında kalarak yaralandığını ve komşuların yardımıyla hastaneye götürüldüğünü söylediğini, bunun üzerine hastaneye gittiğinde katılan ...’ın sağ bacağının kırılmış olması sebebiyle alçıya alındığını gördüğünü,
05.06.2013 tarihinde Savcılıkta; oğlu olan katılana çarpan kişinin olayın gerçekleştiği yere yakın bir yerde çadırının bulunduğunu, hayvancılık yaptığını ve süt sattığını, araştırma yapıldığında bu şahsın tespit edileceğini;
Mahkemede; oğlu katılan ...’ın at arabasının kendisine çaptığını söylediğini, hatta kazadan sonra sanığın at arabasıyla hızla olay yerinden uzaklaştığını da ifade ettiğini, sanığın oğlunu kaza yerinde bırakıp kaçmasını bir türlü kabullenemediğini, zararlarının giderilmediğini, oğlu katılanın sanığı her gördüğünde kendisine çarpan kişi olduğunu söylediğini, olay sonrası oğlu katılanın bacağında kısalık oluştuğunu, olayı oğlundan başka görenin bulunmadığını, ancak hızlıca uzaklaştığını annesinin gördüğünü,
Katılan vekilince sunulan 22.05.2015 tarihli temyiz dilekçesinde; olay günü katılan ...’ın büyükbabası olan ... Aslan’ın ağlama sesi duyması üzerine evin camından sanığın at arabası ile hızla uzaklaştığını görmesi üzerine aşağıya indiğini, bu sırada katılan ...’ın kendisine çarpanın sanık olduğunu söylediğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık aşamalarda; 15.05.2013 tarihinde saat 11.00 sıralarında ikametine yakın boş bir arsada çocukların bisikletle oynadıklarını gördüğünü, çocuklardan yaklaşık 50 metre uzaklaştıktan sonra komşusu olan katılan ...’nün oğlunun ağladığını fark ettiğini, ancak çocukların oyun oynarken ya da şakalaşırken birbirlerini incittiğini düşünerek bu durumu önemsemeyip at arabasıyla biraz ileride durup at arabasına yüklediği sütü satmaya başladığını, katılan ...’a at arabasıyla kesinlikle çarpmadığını, katılan ...’yü eskiden beri tanıdığını ve aralarında herhangi bir husumet bulunmadığını savunmuştur.
Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektedir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ...’ın sevk ve idaresindeki at arabası ile evinin önünde arkadaşları ile oyun oynayan 4 yaşındaki katılan ...’a çarptığı ve çarpma neticesinde adı geçen katılanı, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde giderilemeyecek ve ağır kemik kırığı olacak şekilde yaralamak suretiyle taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunu işlediği iddiasıyla hakkında kamu davası açıldığı olayda;
Sanığın aşamalarda, olay tarihinde idaresindeki at arabası ile ikametine yakın boş bir arsadan geçtiği sırada çocukların bisikletle oynadıklarını gördüğünü, çocuklardan yaklaşık 50 metre uzaklaştıktan sonra komşusu olan katılan ...’nün oğlu katılan ...’ın ağladığını fark ettiğini, ancak çocukların oyun oynarken ya da şakalaşırken birbirlerini incittiğini düşünerek seyrine devam ettiğini savunduğu, katılan ...’nün olayı oğlundan başka görenin bulunmadığını ifade ettiği ve adli tıp kurumunca katılan ...’ın yaralanmasının düşme, düşürülme, itme ya da sert ve künt bir cismin direkt havalesiyle de oluşabileceğinin belirtildiği anlaşılmakla; suç tarihi üzerinden geçen zaman dikkate alındığında, katılan vekilinin temyiz dilekçesinde olay yerinden at arabası ile hızlıca uzaklaştığını ilişkin bilgisi olan katılan ...’ın büyükbabası ... Aslan ile katılan ...’ın birlikte oyun oynadığı arkadaşları ve adı geçeni hastaneye götüren komşuların tespit edilerek dinlenilmesinin sonuca bir etkisinin olmayacağı bu bağlamda sanığın hukuki durumunu değiştirecek bir eksikliğin söz konusu olmadığı ve buna göre de eksik araştırma ile hüküm kurulmadığı, mevcut delillere göre yapılan değerlendirmede; katılan ...’nün görgüye dayalı olmayan beyanı dışında delil bulunmaması karşısında; sanığın savunmalarının aksine atılı suçu işlediğine dair kuşkuyu aşan, yeterli ve kesin delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerektiğinin kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 24.02.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.