Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/11248 Esas 2022/13404 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/11248
Karar No: 2022/13404
Karar Tarihi: 01.11.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/11248 Esas 2022/13404 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir dava hizmet tespiti istemine ilişkidi. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verdi. Ancak, davalı şirketin tasfiye sürecine girdiği ve Kararın tebliğ edildiği tarihte avukatının tevkil yetkisinin ortadan kalktığı gerekçesiyle dosyanın geri çevrilmesine karar verildi. Dosyanın tekrar mahkemeye geldikten sonra temyiz itirazlarının inceleneceği belirtildi. Kararda, tebligat kanununa ve tüzel kişilere tebligat usulünü belirleyen tebligat yönetmeliğine de atıfta bulunuldu. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, tüzel kişilere tebligat yetkili temsilcilerine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesi ise tebliğ yapılacak bu kişiler her hangi sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde tebliği orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 20 ve 21. maddelerinde de tüzel kişilere yapılacak tebligat usulü belirlenmiştir.
10. Hukuk Dairesi         2022/11248 E.  ,  2022/13404 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    No :

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, tüzel kişilere tebligat yetkili temsilcilerine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de; tebliğ yapılacak bu kişiler her hangi sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde tebliği orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 20 ve 21. maddelerinde de tüzel kişilere yapılacak tebligat usulü belirlenmiştir.
    Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin "Tüzel kişilere ve ticari işletmelere tebligat" başlıklı 20. maddesinde;
    " (1) Tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden çok ise yalnız birine yapılır.
    (2) Bakanlıkların ve bunların teşkilatının, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idarelerinin, belediyelerin, köylerin ve özel kanunlarına dayanılarak kurulmuş bulunan teşekküllerle, şirketlerin, derneklerin ve vakıfların yetkili temsilcileri, bağlı bulundukları kanunlara ve statülerine göre tayin edilir.
    (3) Gerçek ve tüzel kişilere ait ticari işletmelerin işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, ticari işletmenin o işlemde yetkili ticari temsilcisine yapılan tebliğ geçerlidir."
    Diğer taraftan, bir ticaret şirketinin taraf bulunduğu bir dava devam ederken şirket tasfiye haline girerse, şirketin taraf ehliyeti son bulmaz. Zira şirketin tüzel kişiliği tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere devam eder. Şirket davada taraf olarak kalmayı sürdürür; yalnız, şirket davada tasfiye memurları tarafından temsil edilir (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. I, ... 2001, s. 935, aynı yönde görüş için bkz. ..., Medeni Usul Hukuku Dersleri, 6. Bası, ... 1975, s. 209 ). Ancak ortaklık, ticaret sicilinden kaydı silininceye kadar tüzel kişiliğini korur. Bu nedenle, gerek infisah gerekse fesih kararı, ortaklığın sonunu değil, tasfiye işlemlerinin başlangıcını ifade eder. (... Esaslar, 10. Baskı, 2011, s. 511; ..., Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C. II, 4. Baskı, 2004, s. 1309)
    Vekil ile takip edilen davalarda, vekâletnamenin ibrazını düzenleyen 6100 sayılı HMK’nun 76. vekâletnamesiz dava açılması ve işlem yapılması halini düzenleyen HMK’nun 77. ve dava şartlarını düzenleyen HMK’nun 114/f maddeleri uyarınca usulüne uygun düzenlenmiş vekâletnamenin dosya içerisinde bulunması zorunludur.
    Eldeki davada, davalı şirketin tasfiye sürecine girdiği, tasfiye işlemleri devam ederken 27.9.2018 tarihinde şirkete Kayyum olarak atandığı, ne var ki kararı temyiz eden Av. ...’ın tevkil yetkisinin gerek kararın tebliğ edildiği olan 8.8.2022 tarihinde gerekse temyiz tarihi olan 12.8.2022 tarihi itibariyle ortadan kalktığı hususu dikkate alınarak, öncelikle, gerekçeli kararın Kayyuma tebliğinin sağlanması ve Kayyumdan alınmış vekâletname ile süresi içerisinde temyiz başvurunun yapılması için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, bu noksanlık giderilip dosya geldikten sonra temyiz itirazlarının incelenmesine, 01.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara