Esas No: 2012/1967
Karar No: 2012/6465
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/1967 Esas 2012/6465 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2011
NUMARASI : 2010/814-2011/690
Davacı vekili; müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız ve geçerli bir sebebe dayanılmaksızın feshedildiğini, açılan işe iade talepli davanın yargılaması sonucunda feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verildiğini, kararın Yargıtay onamasından geçerek kesinleşmesinin ardından süresi içersinde işe başlama talebinde bulunduğunu ve 27/08/2010 tarihinde işe başlatıldığını, ancak işe başlatıldıktan sonra müvekkilinin işinde değişiklik yapılarak otoparkta asgari ücretle görevlendirilmek istendiğini ve davalı işverenin işe başlatmada samimi olmadığını, bunun üzerine davacının işi bıraktığını, bu itibarla işe başlatmakta samimi olmayan davalı işverenden koşullu işe başlatma tarihi olan 27/08/2010 tarihindeki intibak ücreti ile hizmet süresine göre hesaplanacak alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, işe iade kararının hukuki sonuçları itibariyle davacının eski işine davet edildiğini, iptal edilen fesih tarihinde de asgari ücretle çalışan davacının yine asgari ücretle çalışacağının bildirildiğini ancak davacının işe başlama hususunda samimi olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının tekrar işe başlatıldığında asgari ücret üzerinden çalıştırılmak istendiği bu suretle davalı işverenin işe iade kararının gereklerini yerine getirmediği, iş akdinin fesihten önceki koşullarda yenilenmediği ve davacının aynı koşullarda işe başlatılmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez.
Dosya içeriğine göre davacı işçinin iş sözleşmesinin davalı işverence feshedilmesi üzerine davacı tarafından dava açıldıktan sonra davacının işe iadesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı kararın Yargıtay onamasından geçerek kesinleşmesinin ardından kararın tebliğini müteakip süresi içersinde işe başlama talebinde bulunduğunu belirterek davalı işverenin işe başlatma hususunda samimi olmadığını iddia etmiştir. Dosyada mevcut bilirkişi raporunda da açıkça belirtildiği üzere; davacının işe başlamak için müracaat ettiğine ilişkin talep yazısının dosyada bulunmadığı, hizmet döküm cetveline göre davacının işe başlamak için müracaat ettiği tarihte başka bir işyerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının yasal süre içerisinde işe başlatılma talebinde bulunup bulunmadığı, bulunmuş ise davalının işe davetde samimi olup olmadığının araştırılarak sonuca gidilmesi gerekmektedir. Belirtilen hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05/04/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.