Esas No: 2011/15202
Karar No: 2012/6021
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/15202 Esas 2012/6021 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yozgat İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/06/2011
NUMARASI : 2010/282-2011/407
Davacı vekili; 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun gereği ödenen iş kaybı tazminatlarına aracılık etmekte olan kuruma karşı davalı tarafından iş kaybı tazminatının eksik ödendiği ileri sürülerek Yozgat İş Mahkemesinde dava açıldığını, Mahkemece 2009/131 esas 2010/95 karar ve 12/03/2010 tarihli kararıyla, kurumun 1.116,89 TL iş kaybı tazminatı ödemesi gerektiğine dair hüküm kurulduğunu, davacı vekilince bu kararın icraya konulduğunu, ancak kayıtlarının tetkiki neticesinde davalının Ankara 9. İş Mahkemesinin 2009/267 esas, 2009/780 karar sayılı ve 29/12/2009 tarihli kararı ile aynı konuda Ankara"da dava açıldığının ve davanın kısmi kabulü ile 854,35 TL iş kaybı tazminatının ödenmesine karar verildiğini, davacı vekilince bu kararında Ankara 6. İcra Müdürlüğü 2010/2047 esas ile icra takibine konulduğunun tesbit edildiğini, tehiri icra kararı alındığını ve icra takibine konu Ankara 9. İş Mahkemesi kararının da Yargıtay 9. Hukuk Dairesinde temyiz aşamasında olduğunu belirterek, kuruma karşı düzenlenen icra takibinin durdurulması ve iptaline, Mahkemenin vermiş olduğu 2009/131 esas 12/03/2010 tarih ve 2010/95 karar sayılı kararının bir kişi hakkında aynı konuda iki karar ve iki icra takibi olmasının hukukun temel prensiplerine usul ve yasaya aykırı olması gerekçesiyle iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kendi mahkemelerince verilen 12/03/2010 tarih ve 2009/131 esas 210/95 karar sayılı ilamının davalı tarafından kesin, davacı vekili tarafından reddedilen kısım itibariyle Yargıtay yolu açık olmak üzere verildiği ve verilen kararın temyiz edilmediğinden kesinleştiği, ilamın kesinleşmesi üzerine davacı vekilince icra takibine başlandığı, davalı kurum vekilinin söz konusu takibin durdurulması ve iptaline karar verilmesi talebi ile Yozgat İcra Hukuk Mahkemesine dava açtığı ve mahkemece açılan davanın reddine karar verildiği, söz konusu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, aynı zamanda davacı vekilinin aynı talep ile dava açtığı, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 237.
maddesinde (Kaziyei muhkeme, ancak mevzuunu teşkil eden husus hakkında muteberdir. Kazayei muhkeme, mevcuttur denilebilmek için her iki tarafın ve müddeabihin ve istinat olunan sebebin müttehit olması lazımdır.) denilmek suretiyle kesin hükmün şartlarının sayıldığını, buna göre eski dava ile yeni davanın konusunun, dava sebeplerinin ve taraflarının aynı olması halinde davanın konusu daha önce kesin hükme bağlanmış olduğundan yeni bir dava açılamayacağı, açılırsa bu dava dinlenemeyeceği, Yozgat İcra Hukuk Mahkemesinin 24/06/2010 tarih ve 2010/93 esas 2010/182 karar sayılı davası ile bu davanın konusunun, dava sebeplerinin ve taraflarının aynı olduğu gerekçesiyle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında,davacının talebinin yargılamanın iadesi talebi niteliğinde olup olmadığı, yargılamanın iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlık konusudur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 374. maddesinde, "Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.",375. maddesinde, "(1)Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir: a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması. b)Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması. c)Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması. ç)Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması. d)Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması. e)İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması. f)Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması. g)Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması. ğ)Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması. h)Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması. ı)Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması. i)Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması. Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir." hükümleri düzenlenmiştir.
Dosya içeriğine göre, Ankara 9. İş Mahkemesinin 29/12/2009 tarih, 2009/267 esas ve 2009/780 karar sayılı dosyasında, davacı ...........vekili tarafından davalı Kuruma karşı, Tekel Alkolleri İşletmeleri A.Ş."nin özelleştirilmesi sonucu iş akdinin feshedildiği belirtilerek iş kaybi tazminatının ödenmesine karar verilmesi talebi ile dava açıldığı, açılan davanın kısmen kabulü ile 854,35 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23/03/2010 tarih, 2010/9157 esas ve 2010/7793 karar sayılı ilamıyla hüküm altına alınan miktarın karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin reddine karar verilerek kesinleştiği, davacının Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2010/2047 sayılı takip sayılı dosyası ile Ankara 9. İş Mahkemesinin 2009/267 esas, 2009/780 karar nolu, 29.12.2009 tarihli kararına dayalı olarak, 854,35 TL asıl alacağın, 70,57 TL asıl alacak faizinin, 44,33 TL yargılama gideri ile 1.000,00 TL vekalet ücreti toplamı 1.969,25 TL"nın tahsili için ilamlı takip yapıldığı, Yozgat İş Mahkemesinin 12/03/2010 tarih,2009/131 esas ve 2010/95 karar sayılı dosyasında, davacı .......vekili tarafından davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü aleyhine eksik ödenen iş kaybı tazminatı alacağının tahsili talebi ile dava açıldığı, açılan davanın kabulü ile 1.116,89 TL eksik ödenen alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, verilen kararın davalı bakımından miktar itibariyle kesin, davacı bakımından reddedilen miktar itibariyle kararın tefhiminden itibaren 8 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildiği, davacı tarafça hüküm temyiz edilmediğinden hükmün kesinleştiği,davacının Yozgat İcra Müdürlüğünün 2010/ 2935 takip sayılı dosyası ile, Yozgat İş Mahkemesinin 2009/131 esas, 2010/95 karar nolu 12.03.2010 tarihli kararına dayalı olarak, 1.116,89 TL asıl alacağın, 116,77 TL asıl alacak faizinin, 1.000,00 TL vekalet ücretinin, 7,74 TL vekalet ücreti faizi ve 65,00 TL yargılama gideri ile 0.50 TL yargılama gideri faizi toplamı 2.306,80 TL"nın tahsili için ilamlı takip yapıldığı, Yozgat İcra Hukuk Mahkemesinin 24/06/2010 tarih, 2010/93 esas ve 2010/182 karar sayılı dosyasında, davacı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekili tarafından davalı ..... karşı Yozgat İş Mahkemesinin 2009/131 esas 12/03/2010 tarih ve 2010/95 karar sayılı dosyasından dolayı icra takibi yapıldığı ve aynı konuda Ankara 9. İş Mahkemesinde de dava açıldığı ve icra takibi yapıldığından bahisle iki ayrı icra takibi olmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek icra takip emrinin iptaline karar verilmesi talebi ile dava açıldığı ve yapılan yargılama sonunda davanın reddi ile Yozgat İcra Müdürlüğünün 2010/2935 esas sayılı takip dosyasındaki takibin devamına karar verildiği, kararın davacı vekilince temyiz edilmesine üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 01/04/2011 tarihli ilamı ile temyiz kabiliyeti bulunmayan mahkeme hükmüne ilişkin verilen temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği, kararın 01/04/2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, İcra Hukuk Mahkemelerince verilen takibin iptaline ilişkin kararların kesin hüküm niteliğinde olmadığı kabul edilerek, davacının talebinin yargılamanın iadesi talebi olarak değerlendirilmesi ve yargılamanın iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 30.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.