Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/9228 Esas 2022/13529 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/9228
Karar No: 2022/13529
Karar Tarihi: 02.11.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/9228 Esas 2022/13529 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/9228 E.  ,  2022/13529 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
    No :


    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı işyerinde ocak 1992 tarihinden nisan 2018 tarihleri arasında belirsiz süreli iş akdi ile devamlı ve sürekli olarak çalıştığını, davacının davalı işyerinde vasıfsız elemen olarak tüm işleri yaptığını, sigortasının eksik bildirildiğini, bu nedenle bu çalışma sürelerine ait bildirimi yapılmayan tarihler arasında çalıştığının tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II- CEVAP:
    Dosya kapsamında ve sistem üzerinden yapılan araştırmada, davalı yanca sunulan bir cevap dilekçesine rastlanmamış olup; HMK.nın 128.maddesi uyarınca davalının davanın inkarı yoluna gittiği anlaşılmıştır.
    III- MAHKEME KARARI:
    A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece Mahkemesi tarafından, “Davanın reddine,” karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    Davacı vekili kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
    B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    "Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, " karar verilmiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili istinaf dilekçelerinde belirtilen nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının bozulması gerektiğini beyan etmişlerdir.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
    Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
    6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
    Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
    Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
    HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
    Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
    Somut olayda, talep edilen dönem içerisinde davacının; dava dışı işverenler 15/03/1988-15/07/1988 tarihleri arasında ve 1993/2 döneminde 120 gün Başkale Belediyesinden, 10/10/2012-14/06/2013, 01/11/2013-13/06/2014 tarihleri arasında Başkale İlçe ... Müdürlüğünden, 17/01/2015-31/05/2015 tarihleri arasında Adil Kurt işveren yanından, 06/11/2015-30/06/2016 tarihleri arasında Başkale İlçe ... Müdürlüğünden, 02/05/2017-21/01/2018 tarihleri arasında Başkale Belediyesinden bildirimlerinin bulunduğu, yapılan kısmi bildirimlerin belirsiz süreli sözleşmenin sona ermesi, belirli süreli sözleşmenin sona ermesi ve işin sona ermesi kodları ile sonlandırıldığı, mahkemece,10/01/2012 dönemine kadar olan sürelerin hak düşürücü süreden reddine, diğer talep edilen sürelerin ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece yukarıdaki açıklamalar kapsamında yeterli araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır.
    Davanın hak düşürücü süreden ve esas yönünden reddine karar verilmiş ise de, mahkemece yapılacak iş; davacının 15/03/1988-31/01/2018 döneminde bildirimlerinin yapıldığı işyerlerinde fiilen çalışıp çalışmadığı araştırılmalı, bu yönde davacı isticvap edilerek ifadesi alınmalı, bu işyerlerinde çalışmadığının davacı tarafından beyan edilmesi halinde, bu dönemlerde bu işyerlerinden bildirimleri yapılan bordro tanıkları dinlenilerek davacının fiilen bu bildirimlerin yapıldığı dönemde çalışıp çalışmadığı ortaya konulmalı, davacının hizmet tespitini talep ettiği dönem yönünden, davalı işveren yanında kesintisiz çalışmaları bulunan bordro tanıklarının tespit edilerek bunların, varsa komşu işyeri tanıklarının da tespiti yapılarak dinlenilmeli, tanık anlatımları arasındaki çelişki giderilmeli ve varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 02/11/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara