Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/17761 Esas 2012/5865 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/17761
Karar No: 2012/5865

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/17761 Esas 2012/5865 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2011/17761 E.  ,  2012/5865 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 8. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 07/04/2011
    NUMARASI : 2010/729-2011/251

    Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliği ile işe iadesine ve buna bağlı tazminat ile boşta geçen süre ücretinin hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur.
    Davalı vekili, feshin geçerli sebebe dayandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında, iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir. 
    4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. 
    4857 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 1. fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse aynı kanunun 21. maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir. Buna karşılık, aynı Kanun’un 25. maddesinde öngörülen, işverenin haklı sebeple derhal feshinde ise yazılı şekil şartı aranmamaktadır.
    Davalı işyerinde güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, güvenlik hizmetlerinin alt işverene verilmesi sebebiyle geçerli sebeple feshedildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekirki, davalı işveren şirketin işyerinde görülen asıl işin mahiyetine göre,  güvenlik hizmetleri yardımcı iş niteliğinde  olup,
    güvenlik hizmetlerinin alt ışverene verilmesi sebebiyle oluşacak istihdam fazlalığının giderilmesi için işçi çıkarma yönüne gidilmesi, iş sözleşmesinin feshi için geçerli sebep oluşturur. Başka bir anlatımla, alt işverene iş verilmesi geçerli olduğu takdirde, bu durum fesih için geçerli bir sebeptir.
    Davalı şirkete ait işyerinde güvenlik hizmetlerinin alt işverene verilmesi sebebiyle güvenlik işlerinde çalışan işçilerin iş sözleşmelerinin aynı tarihte feshedildiği, bunlardan dava açan işçilerden İzmir 4. İş Mahkemesinin 2007/708 esas sayısı ile görülen davada alınan bilirkişi raporunda işverence yapılan feshin geçerli sebebe dayandığı yönünde görüş bildirilmesi üzerine davanın reddine, eldeki dava ile İzmir 8. İş Mahkemesinin 2010/729 esas sayılı ve İzmir 1. İş Mahkemesinin 2010/774 esas sayılı dosyalarında alınan bilirkişi raporlarında feshin geçerli sebebe dayanmadığı ve "ultima ratio" yani feshin son çare ilkesine uyulmadığı yönünde görüş belirtildiği ve bu görüşlere itibar edilerek davaların kabulüne karar verildiği görülmüştür.
     Aynı işyerinde aynı gerekçe ile işten çıkartılmış olan işçilerin açtığı davalarda farklı sonuçlara varılması ve bilirkişi raporlarının farklı gerekçelere dayanması doğru bulunmamıştır.
     Somut uyuşmazlıkta, iş sözleşmeleri feshedilen işçilerin tümü yönünden fesih sebebi yapılan olgu aynı olduğuna göre tüm davalar bakımından doğru sonuca varılabilmesi için, işletme ve insan kaynakları yönetimi konusunda ve işletme ekonomisi alanında uzman olan üçlü bilirkişi kurulu oluşturularak, davalı şirketin fesih tarihindeki organizasyon şeması, örgüt yapısına ait ve kadro durumunu gösterir ve benzer tüm bilgi ve belgeleri işyerinde keşif yapılmak suretiyle incelettirilip, davacı ve arkadaşlarının çalıştıkları işin alt işverene verilmesi üzerine kısa bir eğitimle işyerinde çalıştırılabilecekleri başka uygun bir iş bulunup bulunmadığı, varsa o işe ait kadronun fesih tarihinde müsait olup olmadığı, feshin son çare olma ilkesinin uygulanması bakımından, objektif iyiniyet kuralları çerçevesinde işverenin kendisinden beklebilecek çabayı gösterip göstermediği hususlarını belirleyici rapor alınarak feshin son çare olarak başvurulup başvurulmadığını duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik araştırma ile karar verilmesi hatalı olup, hüküm bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 27/03/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
         

    Hemen Ara