Esas No: 2011/12902
Karar No: 2012/5735
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/12902 Esas 2012/5735 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/11/2010
NUMARASI : 2010/10-2010/593
Davacı, sendikaya üye olma ve sendikal faaliyete katılma nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiğinden sözederek işe iade isteminde bulunmuştur.
Davalı şirket, davacı işçi ile yapılan iş sözleşmesinde ve ayrıca iş sözleşmesinin feshini müteakip 09/12/2009 tarihli “ibraname ve feragatname” de de özel hakeme gidileceği konusunda tahkim şartı kabul edildiğini belirterek, görevsizlik savunmasında bulunmuştur.
Mahkemece, iş sözleşmesinin feshinden önce iş sözleşmesi ile yapılan özel tahkime ilişkin anlaşmanın geçerli olmadığı, 09/12/2009 tarihli İbraname ve Feragatname başlıklı belgede davacı özel hakem şartını kabul etmiş ise de, bu belgenin ödeme baskısı altında imzalatıldığından tahkim şartının geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın esasına girilerek kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, tahkim şartının geçerliliği ve görev yönünde toplanmaktadır. Normatif dayanağı 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesidir. İşçi ve işverenler arasındaki uyuşmazlıkların çözüm yeri 5521 sayılı Kanun"un 1. maddesi gereğince İş Mahkemeleridir. Doğal yargıcı iş yargıcıdır. İşe iade davalarında 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesi gereğince ayrık hüküm getirilmiştir. "Taraflar arasında uyuşmazlık aynı sürede özel hakeme götürülür.” tümcesi yeni bir yargı yeri getirmektedir. Başka bir anlatımla, Yasa Koyucu "özel hakem" kurumunu feshe bağlı bir sonuç olarak görmüştür. Hükmün sözünden de bu anlaşılmaktadır. İşçinin işveren karşısında ekonomik açıdan zayıf olduğu iş sözleşmesinin kuruluşunda ve devamında işverene hukuken bağımlı olduğu tartışmasızdır. İşçi, işveren otoritesi altında ve onun emir ve talimatları ile iş görür. Denetim altındadır. İrade serbestliği yoktur. Ancak fesihle bağımlılık ortadan kalkar.
Gerek metodoloji, gerek taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, işe iade davalarının özel hakeme götürülmesinin ancak iş sözleşmesinin feshinden sonra anlaşma - sözleşme ile mümkün olacağı sonucuna götürür. Aksi halde, işçinin iradesi dışında kendisinin yabancı olduğu bir yargılama sürecine zorlanması söz konusu olur. Yasanın amacı
dışında bir sonuç doğar. Hükmün bu fıkrasının önceki düzenlemesindeki "Toplu iş sözleşmesinde hüküm varsa veya ...” tümcesinin Anayasa Mahkemesi"nin 19/10/2005, 2003/66 E., 2005/72 K. sayılı kararı ile iptal edilerek işçinin iradesine üstünlük tanınması yukarıdaki gerekçeyi doğrulamaktadır.
Somut olayda, 09/12/2009 tarih ve "ibraname ve feragatname" başlıklı her iki tarafında imzasını içeren belgede, sözleşmenin feshi ve işe iade istemi ile dava açılması halinde söz konusu uyuşmazlığın halli bakımından özel hakeme gidilmesi konusunda tahkim sözleşmesi yaptıkları ve sözleşmenin tarihinin fesih ve davacıya tebliğ tarihinden sonra olduğu anlaşılmaktadır.
Fesihten sonra yapılan özel hakem sözleşmesi geçerlidir. Böyle olunca, özel hakem sözleşmesi uyarınca dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.