Esas No: 2021/221
Karar No: 2022/173
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2021/221 Esas 2022/173 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2021/221 E. , 2022/173 K."İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 15. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 201-822
Sanık ...'ın, katılanlar ..., ... ve ...'e yönelik nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, sanığın atılı suçlardan beraatine ilişkin ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12.03.2013 tarihli ve 338-94 sayılı hükümlerin katılanlar ... ve ... vekilleri ile katılan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesince 06.02.2018 tarih ve 403-659 sayı ile sanık hakkında katılan ...'e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmünün onanmasına, diğer beraat hükümlerinin ise;
"Her ne kadar sanık ...'nın kendisine ait çeklerin, yanında çalışan diğer sanık tarafından çalınarak habersizce piyasaya sürüldüğüne dair savunmalarına itibar edilmiş ise de; sanıkların kendi içinde ve birbiriyle çelişkili, atfı cürüm niteliğindeki savunmaları, çalıntı olduğu iddia edilen ve ödemeden men talimatı verilen çeklerin bir kısmının ... tarafından ödenmiş olması, katılanların ve tanıkların (özellikle sanığın oğlu olan ...'ın da açık beyanı karşısında) ...'nın da eylemlere iştirak ettiğine ve en başından beri menfaat temin edebilmek için diğer sanıkla birlikte hareket ettiğine dair istikrarlı beyanları, bilirkişi raporu, oluş ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanık hakkında atılı suçlardan mahkûmiyet hükmü verilmesi gerekirken isabetsiz ve yetersiz gerekçelerle sanığın beraatine hükmedilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Yerel Mahkemece sanığın katılan ...'e yönelik resmî belgede sahtecilik suçundan TCK'nın 204/1 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası, katılan ...'a yönelik resmî belgede sahtecilik suçundan TCK'nın 204/1 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası, katılan ...'ya yönelik resmî belgede sahtecilik suçundan TCK'nın 204/1, 43/1 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 7 ay 7 gün hapis cezası, katılan ...'a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK'nın 158/1-f-son, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay hapis ve 83.320 TL adli para cezası, katılan ...'ya yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK'nın 158/1-f-son, 43/1, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3 yıl 7 ay 22 gün hapis ve 416.660 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezalarının taksitlendirilmesine ve sanık hakkında aynı Kanun'un 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına ilişkin verilen 16.07.2019 tarihli ve 201-822 sayılı hükümlerin sanık müdafisi ve katılan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesince 29.12.2020 tarih, 1272-13005 sayı ve oy çokluğu ile onanmasına karar verilmiştir.
Daire Üyesi ...; "Sanık savunmaları, katılan beyanları, tanık anlatımları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Katılan ... aşamalardaki iddialarında öz olarak; 2007 yılından beri tanıdığı temyiz dışı sanık ...'a birçok kez araç satışı yaptığını, yargılama konusu çeklerin de protokol karşılığı satılan araçlar nedeniyle verildiğini beyan etmesine karşın soruşturma ve kovuşturma aşamasında katılan tarafından satışı yapılan araçlar, satışa ilişkin protokol, araçların devrine ilişkin noter ve trafik tescil kayıtları, ödemelere ilişkin makbuz ya da banka dekont v... konusunda herhangi bir araştırma yapılmamasının yanı sıra bu yönde dosyaya yansıyan bir bilgi ya da belge bulunmamaktadır.
Adı geçen katılan tarafından dosyaya sunulan 10.04.2012 tarihli dilekçe içeriğine göre, sanık ...'ın sigortalı çalışanı olduğu söylenen ...'ya ait 55 DE ... plakalı aracın satışı için sanık ...'a vekâletname verildiği ve kalan paranın sanık ...'nın ticari hesabına gönderildiği, AGT Hafif Yapı El. İnş. San. ve Nak. Tic. Ltd. Şti'nin İşbankası Buğdaypazarı Şubesinden getirtilen 238... numaralı hesabının 01.01.2009-31.12.2010 tarihleri arasındaki hesap özetinde, 20.11.2009 tarihinde '... ... hesaba eft' açıklamasıyla 3.000 TL'lik işlem yapıldığı ve İşbankası Buğdaypazarı Şubesinin 04.10.2011 tarihli yazı cevabında 3187149 nolu çekin 22.02.2010, 3197148 nolu çekin 20.01.2010, 3197130 nolu çekinse 25.02.2010 tarihinde ödendiğinin bildirildiği;
Yine katılan ... tarafından satışı yapıldığı belirtilen 55 BP ... plakalı aracın satışına ilişkin protokol örneğinin dosya içerisinde bulunduğu anlaşılmakta ise de; sanık ... hakkında bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarını araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından verilen hükümler yönünden, Dairemizin 06.02.2018 tarihli, 2015/403 esas, 2018/659 karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleşen temyiz dışı sanık ...'la iştirak iradesiyle hareket ederek üzerine atılı suçları işlediğinin sübuta erdiğinin kabulü için yeterli değildir.
Bilindiği üzere dolandırıcılık suçunun unsurlarından biri; aldatılan kişinin kendisinin veya başkasının zararına olarak faile veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Dolandırıcılık suçunun oluşması için mağdurun zarara uğraması, buna paralel olarak faile veya üçüncü bir kişiye bir şey vermesi, bu kişiler lehine bir borç yüklenmesi veya bir hakkından vazgeçmesi gerekmektedir. Bu nedenle, mağdurda oluşan zarar ile failin elde ettiği menfaatin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ispatlanması gerekmektedir.
Bu bağlamda olmak üzere somut olayımızda, katılanın iddia ettiği araç satışlarının gerçekliği ve buna bağlı olarak sanığın elde ettiği menfaat ile katılanın zararı kesin biçimde tespit edilmemiştir. Öncelikle maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
Katılan ... ile sanık ... arasında atılı suç tarihi öncesinde ticari bir ilişkinin varlığının tespiti açısından öncelikle ...'nın tanık sıfatıyla beyanına başvurularak, aracın satışı konusunda beyanı saptanarak, aracının satışından kaynaklı paranın kendisine ödenip ödenmediği, ödenmişse kimin tarafından yapıldığı ve bakiye kalan paranın neden AGT Hafif Yapı El. İnş. San. ve Nak. Tic. Ltd. Şti. hesabına yatırıldığı konusundaki bilgi ve görgüsü saptanıp, ardından katılan ... ve ...'a araç satışına ilişkin tüm bilgi ve belgeleri sunması için süre verilip, sunulması hâlinde araçlara ilişkin (katılan ...'ün beyanında geçen 55 SY ... plakalı araç da dahil olacak şekilde) trafik kayıtları da getirtilerek sanık ... ya da şirketlerine devrinin yapılıp yapılmadığı; İşbankası Buğdaypazarı Şubesinin 04.10.2011 tarihli yazı cevabında geçen 3187149, 3197148 ve 3197130 nolu çeklerin kimler tarafından bankaya ibraz edilip ödemenin kime yapıldığı sorulup, bahsi geçen çeklerin kim tarafından hangi nedenle verildiği konusunda ilgili çek hamilleri tanık sıfatıyla dinlenip, sanık ...'ın ödemeden men talimatı verdiği diğer çeklerin akıbeti araştırılıp, ödenen ve ödenmeyen diğer çeklerle ilgili sanık hakkında soruşturma/kovuşturma bulunup bulunmadığı araştırılıp, yargılama konusu çeklerle 3187149, 3197148 ve 3197130 nolu çeklerdeki imza ve yazı örneklerinın kıyaslanarak aynı el ürünü olup olmadığı ve çek düzenleme konusunda yetkili kılındığı banka yazı cevaplarından anlaşılan ... ve ... tarafından düzenlenip düzenlenmediği konularında usulünce bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra tüm kanıtların yeniden birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği," düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 24.03.2021 tarih ve 104472 sayı ile;
"Dosyanın ve birleşen ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/52 esas, 2012/135 karar sayılı dosyasının incelenmesi sonucunda;
Sanık ... aşamalarda tutarlılık gösteren savunmalarında; suçsuz olduğunu savunmuştur.
Hakkındaki hükümler kesinleşmiş olan diğer sanık ... ise; aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunmuş, diğer sanık ... 30.03.2010 tarihli savunmasında; kendisinin katılan ...'dan kendisi için satın almış olduğu araçlardan kaynaklanan borçları için patronu olan ...'dan habersiz olarak ...'ın çeklerini kullandığını, katılan ...'nın kendisini sıkıştırması üzerine durumu ...'a anlattığını, ...'ın da ödemeden men emri verdiğini belirttiği hâlde sonraki savunmalarında kendisinin ...'ın bilgisi dahilinde çekleri kullandığını belirterek çelişkiye düşmüştür.
Her ne kadar; sanık ...'ın yetkilisi olduğu AGT Hafif Yapı Elemanları İnş. San. ve Nak. Tic. Ltd. Şirketi'nin adına olan ve ekspertiz raporuna göre; keşideci imzalarının sanık ...'a ait olmadığı anlaşılmış olan ve diğer sanık ...'ın rıza dışında ele geçirip kullanmış olduğu belirtilerek, ... Asliye Ticaret Mahkemesine açılan çek iptali davası üzerine ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/80 esas sayılı dosyasında 03.03.2010 tarihli tensip ara kararı ile haklarında ihtiyati tedbir kararı verilmiş olan çeklerden Türkiye İşbankası Buğdaypazarı/... Şubesinde bulunan 238888 nolu çek hesabından keşide edilmiş olan;
-3197148 seri nolu, 20.01.2010 tarihli ve 15.000 TL bedelli çekin 20.01.2010 tarihinde ödendiği,
-3197149 seri nolu, 20.02.2010 tarihli ve 15.000 TL bedelli çekin 22.02.2010 tarihinde ödendiği,
-3197130 seri nolu, 20.02.2010 tarihli ve 15.000 TL bedelli çekin 25.02.2010 tarihinde ödendiği,
Türkiye İşbankası Buğdaypazarı/... Şubesinin 04.10.2011 tarihli ve 2207 sayılı cevabi yazısından anlaşılmış ise de;
Sanık ... soruşturma aşamasında ... Cumhuriyet Başsavcılığında alınan 23.12.2010 tarihli savunmasında aynen;
'...2010 yılı Mart ayında 15.000 liralık soruşturmaya konu olmayan bir çekimin tahsilini banka isteyince bu çeki kendimin düzenlemediğini anladım. Ancak ticari itibarım bozulmasın diye bu çeki ödedim. O zaman kuşkulanmaya başladım. Araştırma yaptım. Karşılıksız çıkan ve benim imzamı taşımayan birçok çek olunca da şikâyette bulundum. .... benim haberim olmadan çek koçanlarının alt kısmından bazı yaprakları kopararak keşideci olarak yerime imza atıp kullanmış. Bunun farkına çok sonra varabildik. Çek koçanlarım galerimdeki masanın çekmecesinde bulunurdu. ... sürekli girip çıkarken benim bulunmadığım zamanlarda söz konusu çekleri boş olarak koparmış alıp kullanmış. ...Benim çalındığını belirttiğim çekleri ödemiş olmam söz konusu değildir. Yani ...'ın keşide ettiğini bile bile hiçbir çeki ödemedim. Ancak ... düzenlediği çeklerin ödenmesi için benim haberim olmadan hesaba para yatırmış olabilir.' şeklinde beyanda bulunmuş olup,
Diğer sanık ...'ın 10.04.2012 tarihli savunmasında yer alan;
'Suça konu çekler şikâyetçi ... ile aramızda gerçekleştirdiğimiz araç alım-satımlarına konu olarak verilmiş bulunan çeklerdir. İddianamede ismi geçen ... ve ... da araçları ... adına satmışlardır. Tüm araç satışları ... ile aramızda gerçekleşmiştir. Bu araçlar ile ilgili suç tarihleri itibarıyla yanında çalıştığım ...'a ait çekleri verdim. Çeklerin üzerindeki imza ve yazılar bana aittir ancak bu çekleri o zaman patronum olan ...'ın bilgisi dahilinde vermiştim. Bu araçlar haricinde de evvelinde ... ile aramızda başkaca araç satımlarına ilişkin verilmiş çekler bulunmaktaydı. İlk anlarda çekleri zamanında ödüyorduk ancak daha sonra ödeme sıkıntısına girdik, çekleri zamanında ödeyemedik. Bunun üzerine ... çeklerin çalındığı, çeklerin keşidecisinden kendisinin haberi olmadığı yönünde beyanda bulunarak beni suçlamıştır. Suçsuzum, dolandırıcılık kastı ile ya da evrakta sahtecilik kastı ile hareket etmedim, etmedik. Çekleri ticari ilişki nedeniyle verdim, mali ve ekonomik kriz nedeniyle ödeme olmayınca bu duruma düşüldü. ...İddianameye konu araçlar ... ya da Tatar Şirketi adına değil, kendi şahsi ticari ilişkim nedeniyle kendi adıma alınmış araçlardı. ... ile tanışıklığımız ve aramızdaki ticari ilişki ... ile tanışıklığımızdan ve yanında çalışmaya başlamamdan daha önceye dayanmaktaydı. ... kendi adına yahutta firmasının adına kayıtlı çekleri benim kendi şahsi ticari ilişkimde de bulunduğunu biliyordu. Ben araç aldığım zaman ... adına ya da firması adına olan çekleri ...'ın bilgisi dahilinde araç alımından birkaç ayı sonrası tarihi atarak vadeli olarak veriyordum. Bu arada aldığım aracı birkaç bin TL kâr ile satıyor ve satış sonrası aldığım paradan ...'ın çek bedelini ödüyordum ancak Euro'daki iniş çıkıştan dolayı zarar ettim. ... adına vadeli olarak araç alımında ...'ya verdiğim çekleri ödeyemedim. ... ile görüştüm, vadeyi uzatmak istedim, kabul etti. Kendisine bu konuda yine ...'a ait çekleri verdim ancak ... bu arada tüm çekleri işleme koydu. ... da çekleri benim keşide ettiğimi biliyordu ancak dediğim gibi daha önceleri çekler süresinde ödendiğinde problem olmuyordu. Çekleri hem ...'nın hem de ...'ın bilgisi dahilinde kendim doldurarak imzalayarak verdim. Daha önceden de vermiştim. Ödendiği için problem çıkmamıştı. Ödeme güçlüğüne düştüğümde bu durum ortaya çıktı ancak ...'ın, ...'yı tanıdığını zannetmiyorum. ... ile aramızdaki ilişki benim araç alım-satımımdan dolayı gerçekleşen ilişkidir.' şeklindeki beyanı birlikte değerlendirildiğinde;
Sanık ...'ın imzasını taşımayan bazı çeklerin ödenmiş olması hususunun; sanık ...'ın bilgisi dışında, bu çekleri kendi ticari alışverişlerinde kullanan diğer sanık ... tarafından bu çek bedellerinin ödenmesi şeklinde gerçekleştirilmiş olabileceği anlaşılmış ve sanık ...'ın imzasını taşımayan bazı çeklerin ödenmiş olması hususunun, sanık ... yönünden mahkûmiyetlere gerekçe yapılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Yine gerekçeli kararda yer alan; 'tanıkların beyanlarının (özellikle sanığın oğlu olan ...'ın da açık beyanı karşısında)' denilmek suretiyle tanık beyanları özellikle tanık ...'ın beyanı, sanık ... yönünden mahkûmiyetlere gerekçe yapılmış ise de; dosyanın incelenmesinde kovuşturma aşamasında Mahkemece sadece ... ... ve ... isimli kişilerin tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerinin tespit edilmiş olduğu, 07.02.2012 tarihli duruşma tutanağında yer alan beyanlarından ve dosya içeriğinden anlaşıldığı üzere; tanıklar ... ... ve ...'ın katılan ...'a yönelik suçlar nedeniyle bilgi ve görgülerinin tespit edilmiş olduğu, ... ...'ın Mahkemece tanık sıfatıyla beyanı alınmış ise de; ... ...'ın 05.01.2010 tarihli sözleşmede ... ile birlikte satıcı olarak gösterilmiş oldukları anlaşıldığı gibi tanık ...'ın 07.02.2012 tarihli duruşmada alınmış olan aynen; 'Hiçbir şekilde ben ...'ı tanımıyorum, suça konu 28.02.2010 tarihli, 50.000 TL bedelli çeki şikâyetçi ...'nın iş yerine ...'a teslim edilmek üzere götürüp ...'a vermedim, Mahkeme heyeti tarafından tarafıma gösterilen ...'ı ilk defa görüyorum, daha önce görmemiştim, tanımıyorum, ancak ...'yı tanıyorum, ...'nın iş yerine hiçbir şekilde ne ...'a ne de bir başka kişiye verilmek üzere çek götürmedim, ancak bu olaylar ortaya çıktıktan sonra ...'nın iş yerine ... ile bu konuları yani suça konu çeklerin bize ait olmadığını, bizimle alakası olmadığını belirtmek için konuşmak amacı ile gittim. Dediğim gibi hiçbir şekilde suça konu çeki ...'a götürüp vermedim,' şeklindeki beyanı kesinlikle sanık ...'ın aleyhine olmadığı hâlde ve tanık ...'ın beyanı sanık ...'ın lehine olduğu hâlde Mahkemece tanık ...'ın beyanının sanık ...'ın aleyhine olarak değerlendirilmiş olmasının ve tanık ...'ın beyanının sanık ... yönünden mahkûmiyet hükümlerine gerekçe yapılmış olmasının yasaya aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
05.01.2010 tarihli sözleşme içeriğinde; satıcılar ... ve ... ...'ın 55 BP ... plakalı aracı, alıcı ...'a sattıkları, ...'ın 28.02.2010 tarihli, 50.000 TL bedelli çek verdiğinin yazılı olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar; sanık ...'ın, katılan ...'a yönelik 'Resmî belgede sahtecilik' ve 'Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık' suçları nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;
Katılan ... 07.02.2012 tarihli duruşmadaki beyanında aynen;
'05.01.2010 tarihli araç satış sözleşmesi ile sahibi olduğum 55 BP ... plakalı BMW marka aracımı 50.000 TL karşılığında ...'a sattım, karşılığında da ... bana suça konu 28.02.2010 tarihli çeki verdi, ancak çeki 01.03.2010 tarihinde bankaya ibraz ettiğimde banka görevlileri keşideci imzasının benzemediğini söyleyerek ödeme yapmadılar. ...'yı daha önceden ismen tanıyordum. ... aracı kendisine aldığını söyledi. İlk önce ... ile nakit olarak ödemesi konusunda anlaşmıştık ancak anlaşmadan sonra naktinin olmadığını söyledi. 'Şirketi arayacağım.' dedi. Kendisinin şirket hattı telefonu ile patronu aradığını söyledi. Telefonda konuşma yaptı ve aracı şirket patronunun muvafakatı doğrultusunda patronuna ait çek ile ödeyeceğini, patronunun buna muvafakat ettiğini söyledi. Ben telefonda ... ile görüşmedim. ... görüştüğü kişinin ... olduğunu söyledi ve aynı gün ...'ın oğlu ... suça konu çeki doldurulmuş olarak getirdi. ... çeki benim de tanıdığım ...'nın iş yerine getirdi ve benim yanımda çeki ...'a verdi. ...'ten çeki alan ... da bu çekin arkasını ciro ederek bana verdi. Çek ile ilgili hâlen tarafıma yapılmış bir ödeme yoktur, mağdurum, sanıkların cezalandırılmasını talep ediyorum, şikâyetçiyim, katılma talebim vardır...' şeklinde beyanda bulunmuştur.
Diğer sanık ...'ın 08.07.2010 tarihli beyanında; katılan ...'tan satın aldığı arabaya karşılık suça konu çeki kendisinin imzalayarak ve arkasını ciro ederek ...'a verdiğini, ...'ın da, çeki kendisinin keşide ettiğini bildiğini belirtmiş olduğu anlaşılmıştır.
Sanık ... aşamalarda tutarlılık gösteren savunmalarında; suçsuz olduğunu belirtmiş olup diğer sanık ...'ın, katılan ...'tan 05.01.2010 tarihinde kendisi için 50.000 TL'ye satın aldığı 55 BP ... plakalı araç nedeniyle katılan ...'a verdiği, sanık ...'a ait Türkiye İşbankası Buğdaypazarı/... Şubesinde bulunan 149957 nolu çek hesabına ait 3192124 seri nolu çeki 28.02.2010 tarihli ve 50.000 TL bedelli olarak keşide ve ciro edip verdiği, çekteki keşideci imzasının sanık ...'a ait olmadığı bilirkişi raporuyla sabit olduğu gibi diğer sanık ... çeki bizzat kendisinin keşide ve ciro ettiğini belirtmiş olduğundan, katılan ...'ın beyanı ile diğer sanık ...'ın ve tanık ... ...'ın beyanları çeliştiğinden, tanık ...'ın beyanı da sanık ...'ın savunmasını teyit ettiğinden, tanık ... ...'ın 05.01.2010 tarihli sözleşmede ... ile birlikte satıcı olarak gözükmekte oluşu da dikkate alındığında;
Sanık ...'ın, diğer sanık ...'ın katılan ...'a yönelik eylemlerine iştirak ettiğine dair sanık ...'ın mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı ve tanık ...'ın beyanının sanık ...'ın aleyhine olmadığı da gözetilmeden, delil takdirinde yanılgı sonucu Mahkemece yazılı şekilde sanık ...'ın, katılan ...'a yönelik 'Resmî belgede sahtecilik' ve 'Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık' suçlarından dolayı mahkûmiyetine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar; sanık ...'ın, katılan ...'ya yönelik 'Resmî belgede sahtecilik' ve 'Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık' suçları nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;
Sanık ... aşamalarda tutarlılık gösteren savunmalarında; suçsuz olduğunu belirtmiş olup diğer sanık ... ise; aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunmuş, 30.03.2010 tarihli savunmasında; kendisinin ...'dan kendisi için satın aldığı araçlara ilişkin borçları nedeniyle, patronu olan diğer sanık ...'dan habersiz olarak ...'ın çeklerini kullandığını, ...'nın kendisini sıkıştırması üzerine durumu sanık ...'a anlattığını, ...'ın ödemeden men emri verdiğini savunduğu hâlde sonraki savunmalarında kendisinin ...'ın bilgisi dahilinde çekleri kullandığını belirterek çelişkiye düşmüştür.
Katılan ... soruşturma aşamasında alınan 18.03.2010 ve 07.02.2012 tarihli beyanlarında; diğer sanık ...'ın, kendisinden onun üzerinde araç satın aldığını, araç satışlarına ilişkin protokolleri ... ile yaptıklarını, protokollerde araçların ... adına alındığına dair ibare olmadığını, daha önceki araçlar için ...'ın nakit veya kendi adına senet verdiğini, bedelleri ödenmeyen son 6 araç için ... tarafından kendisine verilen, ... adına ve ...'ın şirketi olan AGT firması adına olan 9 adet çekin ödenmediğini, çekler ödenmeden önce kendisinin sanık ...'ı tanımadığını belirtmiş olduğu anlaşılmıştır.
Sanık ...'a isnat olunan, katılan ...'ya yönelik 'Resmî belgede sahtecilik' ve 'Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık' suçlarının konusunu oluşturan;
Akbank Sanayi Sitesi Şubesinde bulunan ve sanık ... adına olan 40814 nolu çek hesabından keşide edilmiş olan; 20.02.2010 tarihli, 33.000 TL bedelli, Z5899584 seri nolu, 02.03.2010 tarihli, 12.500 TL bedelli, Z5899581 seri nolu ve 16.03.2010 tarihli, 20.000 TL bedelli, Z5899587 seri nolu çek ile Türkiye İşbankası Buğdaypazarı/... Şubesinde bulunan ve sanık ...'ın yetkilisi olduğu AGT Hafif Yapı Elemanları İnş. San. ve Nak. Tic. Ltd. Şirketi'nin adına olan 238888 nolu çek hesabından keşide edilmiş olan; 3197147 seri nolu 20.02.2010 tarihli ve 25.000 TL bedelli çekin, 3197146 seri nolu, 16.03.2010 tarihli ve 31.000 TL bedelli çekin, 3197145 seri nolu, 04.03.2010 tarihli ve 25.400 TL bedelli çekin ve Türkiye İşbankası Buğdaypazarı/... Şubesinde bulunan ve sanık ...'ın adına olan 149957 nolu çek hesabından keşide edilmiş olan; 3192123 seri nolu, 30.03.2010 tarihli ve 28.000 TL bedelli çekin, diğer sanık ...'ın, tamamen kendi ticareti kapsamında ve kendisi adına katılan ...'dan almış olduğu araçlardan kaynaklanan borçları nedeniyle katılan ...'ya vermiş olduğu çekler olduğu sabit olup, daha önce ödenen çeklerle ilgili olarak ve tanık beyanlarıyla ilgili olarak yukarıda açıklanan gerekçelerde dikkate alındığında; menfaatin sadece diğer sanık ...'a ait olduğu, sanık ...'ın, diğer sanık ...'ın katılan ...'ya yönelik eylemlerine iştirak ettiğine dair sanık ...'ın mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, delil takdirinde yanılgı sonucu yazılı şekilde sanık ...'ın, katılan ...'ya yönelik 'Resmî belgede sahtecilik' ve 'Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık' suçları nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar; sanık ...'ın, katılan ...'e yönelik 'resmî belgede sahtecilik' suçundan dolayı mahkûmiyetine karar verilmiş ise de; sanık ... aşamalarda tutarlılık gösteren savunmalarında; suçsuz olduğunu belirtmiş olup suça konu olan Türkiye İşbankası Buğdaypazarı/... Şubesinde bulunan ve sanık ... adına olan 149957 nolu çek hesabına ait 3192120 seri nolu, 24.05.2010 tarihli ve 60.000 TL bedelli çekteki keşideci imzasının sanık ...'ın eli ürünü olmadığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin 06.01.2012 tarihli ve 13156 sayılı raporunda belirtilmiş olup katılan ... de soruşturma aşamasında alınan 07.12.2010 tarihli beyanında ve 10.04.2012 tarihli duruşmadaki beyanında; kendisinin 60.000 TL'yi diğer sanık ...'a borç verdiğini, ...'ın suça konu çeki kendisine teminat olarak verdiğini, ...'ın borcunu ödemediğini ve daha sonra kendisine parayı patronu olan ...'a verdiğini söylediğini ancak kendisinin sanık ...'ı tanımadığını belirtmiş olup, diğer sanık ... da soruşturma aşamasında alınan 20.11.2011 tarihli savunmasında; kendisinin daha önce, sanık ...'a ait Nevşehir ilinde bulunan ve tuğla üretimi yapan AGT Bims Tuğla isimli fabrikanın satış müdürlüğünü yaptığını, kendisinin ayrıca piyasadan kendisi adına nakit parayla inşaat malzemesini spottan temin etmekte olduğunu ve nakit para bulduğunda teminat olarak patronu ...'ın imzalayıp kendisine vermiş olduğu çekleri kendisinin ciro edip borç nakit para aldığı kişilere teminat olarak çek vermekte olduğunu, kendisinin borcu parça parça patronu ...'a ödemekte olduğunu, ...'nın da çekin vadesi geldiğinde bankaya ödeme yapmakta olduğunu, kendisinin 2010 yılı içinde piyasadan spottan inşaat malzemesi aldığını, kendi borcu nedeniyle arkadaşı olan katılan ...'den 60.000 TL borç aldığını ve kendisinin bu borcu karşılığında da; patronu olan sanık ...'dan keşide edilmiş şekilde almış olduğu 24.05.2010 tarihli, 60.000 TL bedelli çeki kendisinin ciro ederek teminat olarak katılan ...'e verdiğini, borcu olan 60.000 TL'nin 30.000 TL'sini nakit olarak ...'a ödediğini ancak ...'ın çeki ödemediğini ve çekin ödeme tarihi gelmeden ihtiyati tedbir kararı aldığını, ...'ün kendisinden alacağını istediğini ancak kendisinin mali durumu bozulduğu için borcunu ödeyemediğini, patronu ...'ın 2010 yılı içinde ticari ilişki sırasında yüklü miktarda parayı batırması nedeniyle piyasada bulunan çekleri ödememeye başladığını belirtmiş olup ve diğer sanık ... beyanında her ne kadar, patronu olan sanık ...'ın suça konu çeki keşide edilmiş şekilde kendisine verdiğini, kendisinin sanık ...'a 30.000 TL verdiğini belirtmiş ise de; çekdeki keşideci imzasının sanık ...'ın eli ürünü olmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin raporu ve diğer sanık ...'ın, sanık ...'a 30.000 TL verdiğine ilişkin bir delil bulunmayışı ve suça konu çekin bizzat diğer sanık ...'ın katılan ...'den kendi ticari ihtiyacı için borç olarak almış olduğu 60.000 TL borcu karşılığında katılan ...'e verilmiş olması nedenleriyle; menfaatin de diğer sanık ...'a ait olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde;
Ayrıca; katılan ... birleşen dosyada 10.04.2012 tarihli duruşmadaki beyanında;
'... benden suça konu çek tarihinden önce de borç para alırdı, ancak bunların miktarı yüklü olmazdı, bin-iki bin TL'lik borçlar alır ve bunları gününde hemen öderdi, aldığı paralar da birkaç günlük kısa vadeli olurdu, suça konu borcun alınmasından daha önce bir kez 15.000 TL miktarında 2010 yılı içerisinde bir borç almıştı, bir günlüğüne almıştı, onu verdim. Bir gün sonra kendisini beni telefon ile aradı, yolda olduğunu, Nevşehir'de olduğunu, aldığı borcun patronu ...'ın oğlu ... tarafından bana Buğdaypazarı İşbankasının yan tarafından bulunan otogarda ödeneceğini söyledi. Oraya gittim. ... bana 15.000 TL'yi elden verdi ve 'Sıkışmıştık, işimizi gördün.' diyerek teşekkür etti. Suça konu 60.000 TL'yi ise, buradaki görev sürem uzun olduğundan dolayı kendi birikimlerim ve annemin sattığı evden dolayı borç aldığım parayı bir araya getirerek temin etmiştim. Bunu yakın dostum olan ... da biliyordu. 2010 yılı Ocak ya da Şubat ayında bu parayı benden istedi, sıkıştığını söyledi. Önce ev almak istediğimi, bu nedenle parayı borç olarak veremeyeceğimi söyledim ancak ısrar etti. Bir hafta içerisinde ödeyeceğini söyledi. Bir hafta içerisinde ben ev bulduğum takdirde kendisi zaten inşaat sektöründe çalışıyordu, müteahhitleri tanıdığını söyledi. 'Ben müteahhitler ile görüşürüm sorun olmaz.' dedi. Bu şekilde parayı bir haftalığına verdim, borç olarak verdim,' demiş olup tanık ...'ın katılan ...'e söylediği katılan ... tarafından iddia edilen 'Sıkışmıştık, işimizi gördün.' şeklindeki beyan; Yüksek Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 29.12.2020 tarihli ve 2020/1272 esas, 2020/13005 karar sayılı onama ilamında sanık ...'ın aleyhine olarak değerlendirilmiş ise de; katılan ...'ün bu beyanının doğru olup olmadığı hususu tanık ...'a sorulmamış olduğu gibi esasen bu konunun sanık ...'a isnat olunan katılan ...'e yönelik resmî belgede sahtecilik suçuna konu olan 24.05.2010 tarihli, 3192120 seri nolu, 60.000 TL bedelli çekin diğer sanık ... tarafından katılan ...'e verilmesine ilişkin hukuki ilişki ile de ilgili olmaması nedeniyle; bu husus doğru olsa bile bu konunun sanık ...'a isnat olunan katılan ...'e yönelik resmî belgede sahtecilik suçu yönünden sanık ...'ın aleyhine değerlendirilemeyeceği hususu da dikkate alındığında;
Sanık ...'ın, diğer sanık ...'ın katılan ...'e yönelik eylemlerine iştirak ettiğine dair sanık ...'ın mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, delil takdirinde yanılgı sonucu yazılı şekilde sanık ...'ın, katılan ...'e yönelik 'resmî belgede sahtecilik' suçundan dolayı mahkûmiyetine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerden dolayı; sanık ...'ın, katılan ...'e yönelik 'Resmî belgede sahtecilik' suçu ile katılan ...'a yönelik 'Resmî belgede sahtecilik' ve 'Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık' suçlarını ve katılan ...'ya yönelik 'Resmî belgede sahtecilik' ve 'Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık' suçlarını işlediğine dair mahkûmiyetine yeterli, her türlü şüpheden arındırılmış, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden; sanık ...'ın, katılan ...'e yönelik 'Resmî belgede sahtecilik' suçu ile katılan ...'a yönelik 'Resmî belgede sahtecilik' ve 'Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık' suçları ve katılan ...'ya yönelik 'Resmî belgede sahtecilik' ve 'Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık' suçlarından dolayı 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatine karar verilmesi gerektiği," görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesince 22.04.2021 tarih ve 4377-4827 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık ... ve inceleme dışı sanık ... hakkında katılan ...'e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmü ile inceleme dışı sanık ... hakkında katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerinin Özel Dairece onanmasına karar verilmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine ilişkin olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ...'ın inceleme dışı sanık ... ile iştirak hâlinde nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarını işleyip işlemediğinin belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, sanık ... hakkında eksik araştırma ile karar verilip verilmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
... Cumhuriyet Başsavcılığının 28.10.2011 tarihli ve 8293-465 sayılı iddianamesi ile; sanık ... ve sahibi olduğu AGT Hafif Yapı Elemanları şirketinin Türkiye İşbankası Buğdaypazarı Şubesindeki çek hesabından verilen çeklerini inceleme dışı sanık ...'ın keşideci olarak imzalaması ve daha sonra sanık ...'ın bu imzaları inkâr ederek çekleri ödememesi konusunda sanık ... ile inceleme dışı sanık ...'ın anlaştıkları, bu şekilde düzenlenmiş çekleri inceleme dışı sanık ...'ın piyasaya sürdüğü, sanık ...'ın da keşideci imzasını inkâr edip ödeme yasağı kararı alarak ödeme yapmadığı, bu anlaşma kapsamında;
1- Akbank Sanayi Sitesi Şubesi AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. hesabından düzenlenmiş 20.02.2010 keşide tarihli, Z5899584 numaralı ve 33.000 TL,
2- Akbank Sanayi Sitesi Şubesi AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. hesabından düzenlenmiş 02.03.2010 keşide tarihli, Z5899581 numaralı ve 12.500 TL,
3- Akbank Sanayi Sitesi Şubesi AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. hesabından düzenlenmiş 16.03.2010 keşide tarihli, Z5899587 numaralı ve 20.000 TL,
4- Türkiye İşbankası Buğdaypazarı Şubesi AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. hesabından düzenlenmiş 20.02.2010 keşide tarihli, 3197147 numaralı ve 25.000 TL,
5- Türkiye İşbankası Buğdaypazarı Şubesi AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. hesabından düzenlenmiş 16.03.2010 keşide tarihli, 3197146 numaralı ve 31.000 TL,
6- Türkiye İşbankası Buğdaypazarı Şubesi AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. hesabından düzenlenmiş 04.03.2010 keşide tarihli, 3197145 numaralı ve 25.400 TL,
7- Türkiye İşbankası Buğdaypazarı Şubesi sanık ... hesabından düzenlenmiş 30.03.2010 keşide tarihli, 3192123 numaralı ve 28.000 TL,
8- Türkiye İşbankası Buğdaypazarı Şubesi sanık ... hesabından düzenlenmiş 28.02.2010 keşide tarihli, 3192124 numaralı ve 50.000 TL,
Tutarındaki çekleri katılanlar ... ve ...'a verdikleri, daha sonra da ödeme yasağı kararı alıp keşideci imzasını inkâr etmek suretiyle ödemeyerek toplam 8 kez resmî belgede sahtecilik ve bankanın maddi varlığı sayılan çeki kullanmak suretiyle banka araç olarak kullanılmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu beraberce işledikleri iddiasıyla kamu davası açıldığı,
... Cumhuriyet Başsavcılığının 20.02.2012 tarihli ve 1649-67 sayılı iddianamesi ile; sanık ...'nın, Türkiye İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 7301 numaralı hesabına ait 3192120 numaralı, 60.000 TL bedelli ve 24.05.2010 tarihli çeki yetkisi olmayan, açık kimliği ve adresi de tespit edilemeyen bir kişiye keşide ettirerek veya özenmeden gelişigüzel imzalayarak keşide ettiği, inceleme dışı sanık ... tarafından ciro edilen bu çekin katılan ...'e alınan borç para karşılığında verildiği, ancak hemen ardından çalıntı ihbarının yapıldığı gibi mahkemeden çek üzerine tedbir konulduğu, inceleme dışı sanık ...'ın sanık ...'nın yanında uzun süreden beri muhasebe işleri ile tahsilat işlerine baktığı ve birbirlerinin bilgisi dahilinde işlem yaptıkları, sanık ve inceleme dışı sanığın fikir ve irade birliği içerisinde dolandırmak kastıyla adli emanetin 2012/538 sayılı sırasına kayıtlı çeki katılan ...'a verdikten sonra ödeme yasağı kararı aldıkları, sanık ...'nın keşideci imzasını inkâr ettiği ve bu şekilde resmî belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını iştirak hâlinde işledikleri iddiasıyla kamu davası açıldığı,
Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait Z5899587 numaralı, 16.03.2010 keşide tarihli ve 20.000 TL tutarındaki çek hariç diğer suça konu çeklerin adli emanete alındıkları,
... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.04.2012 tarihli ve 52-135 sayılı kararı ile; sanık hakkında açılan kamu davalarının birleştirildiği,
Kamu davasına konu olan toplam 9 adet çekin ayrı ayrı incelenmesinde;
1- Katılan ...'ya verilen çeklerden;
a) Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait Z5899584 numaralı, ... 20.02.2010 keşide yer ve tarihli, 33.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ..., ikinci ciro imzasının şikâyetçi ... adına olduğu, 01.03.2010 tarihinde bankaya ibraz edilen çeke Akbank ... Şubesince; "İşbu çek çalıntı olduğundan işleme alınmamıştır." şerhi konulduğu, imza ve yazıların kimin eli ürünü olduğu konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı,
b) Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait Z5899581 numaralı, ... 02.03.2010 keşide yer ve tarihli, 12.500 TL tutarında, İmaj İnşaat Ltd. Şti. lehine, sanık ... ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının İmaj İnşaat Ltd. Şti, ikinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ... ve üçüncü ciro imzasının katılan ... adına olduğu, 02.03.2010 tarihinde bankaya ibraz edilen çeke ING Bank Çiftlik Şubesince; "İşbu çek hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığının 01.03.2010 tarih, 2010/4301 sayılı ödeme yasağı kararı olduğundan üzerinde hiçbir işlem yapılmamıştır." şerhi konulduğu, soruşturma evresinde ... Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 17.06.2011 tarihli ve 1000 sayılı ekspertiz raporuna göre, inceleme dışı sanık ... adına atılı ciro imzasının inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olduğu, keşideci imzasının inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olmadığı, keşideci imzası ile sanık ...'nın imzası arasında genel şekil yönünden kısmi benzerlik arzettikleri gözlenmiş ise de mevcut mukayeselerine kıyasla kesin şahıs tespitine yarar yeterlilikte tanı unsuru saptanamadığından imzanın aidiyeti hususunda sağlıklı bir kanaat beyanında bulunmak mümkün olmadığı, katılan ...'nın ... 7. İcra Müdürlüğünün 2010/10802 esas sayılı dosyasında aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı sanık ...'ın imzaya ve borca itirazı üzerine ... 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 23.11.2010 tarihli ve 365-807 sayılı kararı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, hükmün katılan ...'nın temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 07.07.2011 tarihli ve 33718-14640 sayılı kararı ile onandığı,
c) Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait Z5899587 numaralı, ... 16.03.2010 keşide yer ve tarihli, 20.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ..., ikinci ciro imzasının katılan ... adına olduğu, 16.03.2010 tarihinde bankaya ibraz edilen çeke Akbank Sanayi Sitesi Şubesince; "İşbu çek hakkında Asliye Tic. Mah. 2010/80 dosyası ile ihtiyati tedbir/ödeme yasağı konulmuştur. Hesap bakiyesi 0 TL olup bloke edilmiştir." şerhi konulduğu, katılan ...'nın ... 5. İcra Müdürlüğünün 2010/1259 esas sayılı dosyasında aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı, katılan ... vekili Av. ...'ın ibraname başlıklı dilekçesine göre, takibe konu borcun nakden ve tamamen ödendiği, takip dosyasındaki alacağın tahsil edildiği, katılan ...'ün borçluyu gayrı kabili rücu ibra ettiği, ... 5. İcra Müdürlüğünün 18.10.2010 tarihli ve 2010/1259 esas sayılı yazısı ile de alacaklı vekilinin borcu haricen tahsil ettiğine dair talebi ile dosyanın 13.04.2010 tarihinde tahsil harcı alınarak kapatıldığının belirtildiği,
d) İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3197147 numaralı, ... 20.02.2010 keşide yer ve tarihli, 25.000 TL tutarında, hamiline, AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ..., ikinci ciro imzasının şikâyetçi ... adına olduğu, 01.03.2010 tarihinde bankaya ibraz edilen çeke İşbankası ... Şubesince; "İşbu çek süresi içinde ibraz edilmiş ancak Bankamızca yapılan inceleme sonucunda söz konusu çekin keşideci imzasının sahte olduğu kuşkusu doğduğundan herhangi bir işlem yapılmamıştır." şerhi konulduğu, soruşturma evresinde ... Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 17.06.2011 tarihli ve 1000 sayılı ekspertiz raporuna göre, inceleme dışı sanık ... adına atılı ciro imzasının inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olduğu, keşideci imzasının sanık ... ve inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olmadığı, katılan ...'nın ... 3. İcra Müdürlüğünün 2010/6380 esas sayılı dosyasında aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı sanık ...'ın imzaya ve borca itirazı üzerine ... 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 15.03.2011 tarihli ve 619-156 sayılı kararı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği,
e) İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3197146 numaralı, ... 16.03.2010 keşide yer ve tarihli, 31.000 TL tutarında, hamiline, AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ..., ikinci ciro imzasının katılan ... adına olduğu, 16.03.2010 tarihinde bankaya ibraz edilen çeke İşbankası Sanayi Sitesi Şubesince; "İşbu çek süresi içinde ibraz edilmiş olup karşılığı bulunmamaktadır. Ancak Mahkemece ihtiyati tedbir konulduğundan üzerinde herhangi bir işlem yapılmamıştır." şerhi konulduğu, soruşturma evresinde ... Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 17.06.2011 tarihli ve 1000 sayılı ekspertiz raporuna göre, inceleme dışı sanık ... adına atılı ciro imzasının inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olduğu, keşideci imzasının sanık ... ve inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olmadığı, katılan ...'nın ... 7. İcra Müdürlüğünün 2010/1081 esas sayılı dosyasında aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı sanık ...'ın imzaya ve borca itirazı üzerine ... 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 09.06.2010 tarihli ve 377-442 sayılı kararı ile davanın yasal süresinden sonra açıldığından reddine karar verildiği,
f) İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3197145 numaralı, ... 04.03.2010 keşide yer ve tarihli, 25.400 TL tutarında, hamiline, AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ..., ikinci ciro imzasının katılan ... adına olduğu, 08.03.2010 tarihinde bankaya ibraz edilen çeke ING Bank Çiftlik Şubesince; "İşbu çek hakkında ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/80 dosyası ile ödeme yasağı kararı bulunduğundan üzerinde hiçbir işlem yapılmamıştır." şerhi konulduğu, soruşturma evresinde ... Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 17.06.2011 tarihli ve 1000 sayılı ekspertiz raporuna göre, inceleme dışı sanık ... adına atılı ciro imzasının inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olduğu, keşideci imzasının sanık ... ve inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olmadığı, katılan ...'nın ... 7. İcra Müdürlüğünün 2010/1081 esas sayılı dosyasında aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı sanık ...'ın imzaya ve borca itirazı üzerine ... 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 09.06.2010 tarihli ve 377-442 sayılı kararı ile davanın yasal süresinden sonra açıldığından reddine karar verildiği,
g) İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3192123 numaralı, ... 30.03.2010 keşide yer ve tarihli, 28.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ..., ikinci ciro imzasının katılan ... adına olduğu, 01.04.2010 tarihinde bankaya ibraz edilen çeke İşbankası Sanayi Sitesi Şubesince; "İşbu çek süresi içinde ibraz edilmiş olup karşılığı bulunmamaktadır. Ancak Mahkemece üzerinde ihtiyati tedbir konulduğundan herhangi bir işlem yapılmamıştır." şerhi konulduğu, soruşturma evresinde ... Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 17.06.2011 tarihli ve 1000 sayılı ekspertiz raporuna göre, inceleme dışı sanık ... adına atılı ciro imzasının inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olduğu, keşideci imzasının sanık ... ve inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olmadığı, katılan ...'nın ... 7. İcra Müdürlüğünün 2010/10802 esas sayılı dosyasında aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı sanık ...'ın imzaya ve borca itirazı üzerine ... 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 23.11.2010 tarihli ve 365-807 sayılı kararı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, hükmün katılan ...'nın temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 07.07.2011 tarihli ve 33718-14640 sayılı kararı ile onandığı,
2- Katılan ...'a verilen İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3192124 numaralı, ... 28.02.2010 keşide yer ve tarihli, 50.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ..., ikinci ciro imzasının katılan ... adına olduğu, 01.03.2010 tarihinde bankaya ibraz edilen çeke ING Bank Çiftlik Şubesince; "Keşideci imzası kayıtlarımızdaki imza ile örtüşmediğinden işbu çek işleme alınmamıştır." şerhi konulduğu, katılan ...'nın ... 3. İcra Müdürlüğünün 2010/573 esas sayılı dosyasında sanık ... aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı, yapılan yargılamada kriminalistik uzmanı tarafından düzenlenen 02.11.2010 tarihli bilirkişi raporunda keşideci imzasının ... eli ürünü olduğunu gösterir nitelikte kaligrafik özellikler ve itiyadi unsurların gözlenmediğinin belirtildiği, Mahkemece 10.11.2010 tarihli ve 573-800 sayılı karar ile verilen icra takibinin durdurulmasına karar verildiği,
3- Katılan ...'e verilen İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3192120 numaralı, ... 24.05.2010 keşide yer ve tarihli, 60.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ..., ikinci ciro imzasının katılan ... adına olduğu, 25.05.2010 tarihinde bankaya ibraz edilen çeke İşbankası Sanayi Sitesi Şubesince; "İşbu çek süresi içinde ibraz edilmiş olup kısmen 979,91 TL karşılığı bulunmaktadır. Ancak Mahkemece üzerine ihtiyati tedbir konulduğundan üzerinde herhangi bir işlem yapılmamıştır." şerhi konulduğu, soruşturma evresinde ... Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 15.02.2012 tarihli ve 288 sayılı ekspertiz raporuna göre, inceleme dışı sanık ... adına atılı ciro imzasının inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olduğu, keşideci imzasının inceleme dışı sanık ... eli ürünü olduğunu gösterir nitelikte grafolojik bulgular tespit edilemediği, katılan ...'nın ... 3. İcra Müdürlüğünün 2010/622 esas sayılı dosyasında sanık ... aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı, yapılan yargılamada kriminalistik uzmanı tarafından düzenlenen 02.11.2010 tarihli bilirkişi raporunda sanık ...'ın mukayeseye esas imzaları ile karşılaştırılmasında çekteki keşideci imzasının aidiyetinin belirlenmesine imkân verecek yeterlilikte tanı unsuru saptanamadığından teknik yönden müspet veya menfi görüş belirtmek mümkün olamadığı, Mahkemece 10.11.2010 tarih ve 622-796 sayı ile verilen icra takibinin durdurulmasına ilişkin hükmün katılan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 04.07.2011 tarihli ve 33169-13994 sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası yapılan yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesince düzenlenen 06.01.2012 tarihli ve 11209 sayılı rapora göre çek üzerindeki imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla sanık ...'ın eli ürünü olmadığının kabulü gerektiği sonucuna varıldığı, Mahkemece 22.02.2012 tarihli ve 555-120 sayılı karar ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği,
Sanık ...'ın 02.03.2020 havale tarihli dilekçesi ile inceleme dışı sanık ... aleyhinde ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/80 esas sayılı dosyasında aralarında suça konu 9 adet çekin de bulunduğu toplam 77 adet çekin iptali istemiyle dava açtığı, dava dilekçesinde iptali istenen çekleri inceleme dışı sanık ...'ın emniyeti suistimal sureti ile zimmetine geçirip sahte imzalar atarak üçüncü şahıslara devir ve ciro ettiğinin belirtildiği, Mahkemece 03.03.2010 tarihli tensip zaptı ile iptali istenen bütün çekler üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, yapılan yargılama sonucunda da 25.05.2012 tarih ve 80-2020 sayı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği,
Sanık ...'ın ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/80 esas sayılı dosyasında iptalini istediği ancak suça konu olmayan çeklerden;
1- İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3197130 numaralı, ... 20.02.2010 keşide yer ve tarihli, 15.000 TL tutarında, ... lehine, AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının ..., ikinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ..., üçüncü ciro imzasının katılan ... adına olduğu, çekin ING Bank Çiftlik Şubesine ibraz edildiği, İşbankası Buğdaypazarı Şubesinin 04.10.2011 tarihli ve 2207 sayılı yazısına göre de söz konusu çekin 25.02.2010 tarihinde (çek iptali davasından önce) ödendiği, soruşturma evresinde ... Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 17.06.2011 tarihli ve 1000 sayılı ekspertiz raporuna göre, keşideci imzasının ve inceleme dışı sanık ... adına atılı ikinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olmadığı, keşideci imzası ile sanık ...'nın imzası arasında genel şekil yönünden kısmi benzerlik arzettikleri gözlenmiş ise de mevcut mukayeselerine kıyasla kesin şahıs tespitine yarar yeterlilikte tanı unsuru saptanamadığından imzanın aidiyeti hususunda sağlıklı bir kanaat beyanında bulunmanın mümkün olmadığı,
2- İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3197148 numaralı, ... 20.01.2010 keşide yer ve tarihli, 15.000 TL tutarında, hamiline, AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ..., ikinci ciro imzasının ... adına olduğu, çekin ING Bank Çiftlik Şubesine ibraz edildiği, İşbankası Buğdaypazarı Şubesinin 04.10.2011 tarihli ve 2207 sayılı yazısına göre de söz konusu çekin 20.01.2010 tarihinde (çek iptali davasından önce) ödendiği, soruşturma evresinde ... Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 17.06.2011 tarihli ve 1000 sayılı ekspertiz raporuna göre, inceleme dışı sanık ... adına atılı ciro imzasının inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olduğu, keşideci imzasının sanık ... ve inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olmadığı,
3- İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3197149 numaralı, ... 20.02.2010 keşide yer ve tarihli, 15.000 TL tutarında, hamiline, AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ..., ikinci ciro imzasının ... adına olduğu, çekin ING Bank Çiftlik Şubesine ibraz edildiği, İşbankası Buğdaypazarı Şubesinin 04.10.2011 tarihli ve 2207 sayılı yazısına göre de söz konusu çekin 22.02.2010 tarihinde (çek iptali davasından önce) ödendiği, soruşturma evresinde ... Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 17.06.2011 tarihli ve 1000 sayılı ekspertiz raporuna göre, inceleme dışı sanık ... adına atılı ciro imzasının inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olduğu, keşideci imzasının sanık ... ve inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olmadığı,
4- Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait Z5899582 numaralı, ... 05.04.2010 keşide yer ve tarihli, 12.500 TL tutarında, İmaj İnşaat Ltd. Şti. lehine, sanık ... ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının İmaj İnşaat Ltd. Şti, ikinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ..., üçüncü ciro imzasının katılan ... adına olduğu, 05.04.2010 tarihinde bankaya ibraz edilen çeke Akbank Sanayi Sitesi Şubesince; "İşbu çek hakkında Asliye Tic. Mah. 2010/80 dosyası ile ihtiyati tedbir/ödemeden men kararı olduğundan işlem yapılmamıştır." şerhi konulduğu, soruşturma evresinde ... Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 17.06.2011 tarihli ve 1000 sayılı ekspertiz raporuna göre, inceleme dışı sanık ... adına atılı ciro imzasının inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olduğu, keşideci imzasının inceleme dışı sanık ...'ın eli ürünü olmadığı, keşideci imzası ile sanık ...'nın imzası arasında genel şekil yönünden kısmi benzerlik arzettikleri gözlenmiş ise de mevcut mukayeselerine kıyasla kesin şahıs tespitine yarar yeterlilikte tanı unsuru saptanamadığından imzanın aidiyeti hususunda sağlıklı bir kanaat beyanında bulunmak mümkün olmadığı,
5- Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait Z5899588 numaralı, ... 20.03.2010 keşide yer ve tarihli, 20.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ..., ikinci ciro imzasının katılan ... adına olduğu, 22.03.2010 tarihinde bankaya ibraz edilen çeke Akbank Sanayi Sitesi Şubesince; "İşbu çek hakkında Asliye Tic. Mah. 2010/80 dosyası ile ihtiyati tedbir/ödeme yasağı konulmuş olup hesap bakiyesi sıfırdır." şerhi konulduğu, katılan ...'nın ... 5. İcra Müdürlüğünün 2010/1259 esas sayılı dosyasında aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı, katılan ... vekili Av. ...'ın ibraname başlıklı dilekçesi ile takibe konu borcun nakden ve tamamen ödendiği, takip dosyasındaki alacağın tahsil edildiği, borçluyu gayrı kabili rücu ibra ettiği, ... 5. İcra Müdürlüğünün 18.10.2010 tarihli ve 2010/1259 esas sayılı yazısı ile de alacaklı vekilinin borcu haricen tahsil ettiğine dair talebi ile dosyanın 13.04.2010 tarihinde tahsil harcı alınarak kapatıldığının belirtildiği,
Sanık ...'ın ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/80 esas sayılı dosyasında iptalini istediği çekler arasında bulunmayan ve aynı zamanda suça konu da olmayan çeklerden;
1- Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait Z5899583 numaralı, ... 10.02.2010 keşide yer ve tarihli, 20.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen çekin birinci ciro imzasının inceleme dışı sanık ..., ikinci ciro imzasının ... adına olduğu, çekin ING Bank Çiftlik Şubesine ibraz edildiği, ING Bank Hazine Şubesinin 11.02.2010 tarihli ve 4224 sayılı takas çeki tahsil dekontuna göre de söz konusu çekin 11.02.2010 tarihinde (çek iptali davasından önce) ödendiği,
2- İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3191099 numaralı, ... 08.01.2010 keşide yer ve tarihli, 29.800 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen çekin İşbankası Buğdaypazarı Şubesinin 04.10.2011 tarihli ve 2207 sayılı yazısına göre ibraz süresi içinde ödenmediği,
... Otomotiv başlıklı ve 05.01.2010 tarihli sözleşmeye göre; 55 BP ... plakalı, 2006 model BMW marka aracın alıcı olan inceleme dışı sanık ...'a, satıcı olan katılan ... ile tanık ... ... tarafından tanıklar ... ve ... huzurunda 50.000 TL tutarında 28.02.2010 tarihli çek karşılığında satıldığı, söz konusu sözleşme ekindeki aynı tarihli "Oto Satış Sözleşmesi"nde de aracın bedelinin İşbankası Buğdaypazarı Şubesinin 28.02.2010 tarihli ve 50.000 TL tutarındaki çeki ile ödendiğinin belirtildiği,
Katılan ...'nın 10.04.2012 tarihli dilekçesi ekinde yer alan;
1- ... Otomotiv başlıklı ve 11.09.2009 tarihli sözleşmeye göre; 55 DE ... plakalı, 1998 model Opel Vectra marka aracın alıcı olan katılan ...'ya inceleme dışı sanık ... tarafından tanık ... huzurunda 11.000 TL karşılığında satıldığı, ödeme planına göre 8.000 TL'nin elden nakit olarak ödendiği, 3.000 TL'nin 02.11.2009 tarihinde AGT firma hesabı İşbankası Buğdaypazarı Şubesi 238888 numaralı hesabına ödeneceğinin kararlaştırıldığı,
2- ... 5. Noterliğinin 11.09.2009 tarihli ve 22604 yevmiye numaralı vekâletnamesine göre; vekâlet veren ...'nın sahibi bulunduğu 55 DE ... plakalı, 1998 model Opel Vectra marka aracını satmaya ve satış bedelini almaya katılan ..., tanıklar ... ve ... ile ...'yı vekil tayin ettiği,
3- ... 5. Noterliğinin 09.10.2009 tarihli ve 24974 yevmiye numaralı kati taşıt sözleşmesine göre; ...'ya vekâleten tanık ...'ın 55 DE ... plakalı, 1998 model Opel Vectra marka aracı alıcı Mehmet Demir'e 11.100 TL karşılığında sattığı,
4- ING Bank Çiftlik Şubesinin 20.11.2009 tarihli ve 164605 sayılı dekontuna göre; aynı tarihte katılan ...'nın "Gön: ... – ... Hesaba EFT, T. İşbankası AŞ – Buğdaypazarı/... – AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. 238888" açıklaması ile 3.000 TL gönderdiği,
İşbankası Buğdaypazarı ... Şubesinin 13.02.2012 tarihli ve 321 sayılı cevabi yazısına göre; Yerel Mahkemenin 09.02.2012 tarihli ve 2011/338 sayılı yazısı ile istenilen AGT Hafif Yapı Elemanları İnş. San. ve Nak. Tic. Ltd. Şti. adına 238888 nolu çek hesabı ile sanık ... adına 149957 nolu çek hesabına ait 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin çek hesabı hareketlerini gösterir ekstrelerin gönderildiği, yazı ekinde yer alan 01.01.2009-31.12.2010 tarihleri arasında 238888 numaralı vadesiz TL hesap özetine göre; 20.11.2009 tarihinde söz konusu hesaba "... ... Hesba Eft" açıklamasıyla 3.000 TL yatırıldığı,
Dosyada mevcut Akbank ... Sanayi Sitesi Şubesinin "Müşteri Hareketleri Listesi"ne göre; 07.11.2009 tarihinde "Hav. ... - ..." açıklaması ile sanık ...'ın 0040814 numaralı hesabına 1.500 TL havale işlemi yapıldığı,
Nevşehir 4. Noterliğince düzenlenen 05.03.2009 tarihli ve 1152 yevmiye numaralı imza sirkülerine göre; AGT Hafif Yapı Elemanları İnşaat Sanayi ve Nakliye Ticaret Limited Şirketinin 20 yıl süre ile münferiden yetkili müdürünün sanık ... olduğu,
İşbankası Buğdaypazarı ... Şubesinin 19.10.2010 tarihli ve 2964 sayılı cevabi yazısına göre; çek hesap sahibi sanık ...'ın ...'a çek keşide etmesi ile ilgili vekâletname verdiği,
Dosyada mevcut ... 7. İcra Dairesince yapılan 20.08.2010 tarihli SGK sorgulamasına göre; inceleme dışı sanık ...'ın 01.05.1997 yılından itibaren "AGT Hafif Yapı Elemanları İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti"nde çalışmaya başladığı, sorgu tarihi itibarıyla çalışmasının aktif olduğu, iş yeri bilgisinin "AGT Hafif Yapı Elemanları İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti, Kaymaklı Yolu Üzeri – 16 km, Nevşehir" olarak gösterildiği,
Dosyada mevcut ... 7. İcra Dairesince yapılan 18.03.2011 tarihli SGK sorgulamasına göre; inceleme dışı sanık ...'ın 01.05.1997 yılından itibaren "..." isimli iş yerinde çalışmaya başladığı, sorgu tarihi itibarıyla çalışmasının aktif olduğu, iş yeri bilgisinin "..., Sanayi Mah, Selyeri Mevkii, Tekkeköy, ..." olarak gösterildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... 18.03.2010 tarihinde Kollukta; "Akbank ... Sanayi Şubesine ait olan 33.000 TL meblağlı ve Z5899584 seri numaralı çeki 28.09.2009 tarihinde Kalkanca Mahallesi, Yeşilvadi Sitesi, A Blok, K: 14, D: 40, İlkadım, ... adresinde ikamet eden Tataroğlu Otomotiv şirketi müdürü olan ve Atatürk Bulvarı, No: 562/A, İlkadım, ... adresindeki şirket müdürü olan ...'dan 55 AK ... plakalı Isızu marka araç satışı karşılığı aldım. Teyzemin oğlu olan ve ...'ta ikamet eden ...'nun benden borç para istemesi üzerine çeki teyzemin oğluna verdim. Teyzemin oğlu bankaya çeki tahsil için gittiği zaman çekin karşılıksız çıktığını ve polis tarafından karakola götürüldüğünü bana söyledi. Çekin çalıntı olduğunu öğrenince de 17.03.2014 tarihinde ... Cumhuriyet Başsavcılığına ... ve patronu ... hakkında suç duyurusunda bulundum. ...'dan alınan ve çalıntı olarak bildirilen çeklerin aynı imza ile geriye dönük olarak defalarca ödendiğini ve buradan hareket ederek ... ve ... bizi dolandırdığını anlayınca çeki belgeleri ile birlikte 17.03.2010 günü ... C. Başsavcılığına şikâyetimde teslim ettim. Beni dolandıran ... ve ...'dan davacı ve şikâyetçi oldum. ...'a bunu bana niye yaptığını sorduğumda bana bu işe patronu ...'ın haberi dahilinde yaptığını söyledi. Bu durumdan mağdurum. ... ve ...'dan davacı ve şikâyetçiyim. ...'dan bu şekilde aldığım elimde 9 adet çek mevcuttur. Bu konu ile ilgili şikâyetimde çekleri ... C. Savcılığına teslim ettim.",
07.04.2010 tarihinde Kollukta; "... Otomotiv isimli oto galerisinin sahibiyim. ... bana ait galeriden kendi ve müdürlüğünü yapmış olduğu AGT isimli firma adına zaman zaman araçlar satın alan bir müşterimizdir. AGT isimli firmanın sahibi ...'dır. ... benden 2008 ve 2009 yılı içinde toplam 9 adet araç satın aldı. Satın almış olduğu araçların bedellerinin bir kısmını peşin, bir kısmını uzun vadeli çekler olarak verdi. Ben bu araçları ...'a sattığıma dair protokolleri istenirse mahkemeye sunacağım. ...'ın bana vermiş olduğu çekler müdürlüğünü yapmış olduğu AGT firmasına ait çeklerdir. Ancak ben ...'dan aldığım bu firmaya ait tüm çeklerin arkasını kendisine cirolattırdım. Satmış olduğum araçlar karşılığı, ...'ın bana vermiş olduğu ilk birkaç çekte herhangi bir sıkıntı ve sorun çıkmadı. AGT isimli firmanın hasabından bu çekler ödendi. Ancak ...'ın bana vermiş olduğu ve ...'a ait olan çeklerden bir tanesi olan Akbank ... Sanayi Şubesine ait 20.02.2010 tarihli, Z5899584 seri nolu 33.000 TL'lik çek bankaya tahsil için gidildiğinde bu çek ile ilgili çalıntı müracaatının bulunduğu, hâli ile bu çekin ödenmeyeceği, çeki bankaya tahsil için giden ...'ya bildirilmiştir. Ben de bunun üzerine hemen bana çekleri vermiş olan ...'ı telefon ile arayarak durumu bildirdim. ... bana patronu olan ve çeklerin sahibi olan ... ekonomik anlamda zor durumda olduğu için bu çeklere olan borcunu ödeyemediğini, bunun için de ... Cumhuriyet Başsavcılığına giderek bahse konu bu çeklerin çalındığına dair müracaatta bulunduğunu söyledi. Ben de bunun üzerine kendi çapımda bir araştırma yaptım. Bu araştırma neticesi ...'ın ... ve Bafra Cumhuriyet Başsavcılıklarında hakkında açılmış birçok tefecilik davasının olduğunu öğrendim. Yine ...'ın geçmiş tarihlerde, yanılmıyorsan dolandırıcılık suçundan cezaevinde yatmış olduğu bilgilerini elde ettim. Kendi yaptığım mütalaa ve size sunduğum evraklardaki delillere dayanarak ... ve ...'ın beni beraber ve organize bir şekilde dolandırdıkları kanısına vardım. Akabinde ... Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundum. Savcılığa vermiş olduğum dilekçede elimde olan ... ve AGT isimli firmaya ait 9 adet çek fotokopisini Cumhuriyet Savcılığına teslim ettim. Bu çeklerin asılları bendedir. Ek-A'da sunduğum ...'ın şahsına ve AGT firmasına ait çaldırdığını beyan ederek 04.03.2010 tarihinde ... Asliye Ticaret Mahkemesine 2010/80 esas sayı ile açtığı davada çaldırdığını beyan ettiği çeklerin seri numaraları bulunmaktadır. Bu çeklerin bir tanesi de Türkiye İşbankası Buğdaypazarı Şubesinin AGT Hafif Yapı Elemanlarına ait 3197148 seri numaralı çekidir. Ancak bahse konu çalındığı iddia edilen bu çek ...'ın müracaat tarihi olan 04.03.2010 tarihinden 44 gün önce hesabından ödenmiştir. Belgesi Ek-1'de sunulmuştur. Bir insan çaldırdığını iddia ettiği bir çeki hesabından niye ödesin? Yine çaldırdığını iddia ettiği Türkiye İşbankası Buğdaypazarı Şubesinden alınma 3197149 seri nolu, AGT Yapı Elemanlarına ait, 20.02.2010 vadeli, 15.000 TL tutarındaki çek çalıntı olduğu bildirildiği tarihten 15 önce AGT firmasının hesabından ödenmiştir. Bahse konu çalındığı iddia edilen ancak çalıntı müracaatından günlerce önce ilgili firmanın hesabından ödenen bu iki adet çekte bulunan imza ve yazı örnekleri ödenmeyen çeklerde bulunan imza ve yazı örnekleri ile aynıdır. Ben bunların incelenmesini istiyorum. Yine ... tarafından 04.03.2010 tarihinde çalındığını beyan ederek Asliye Ticaret Mahkemesine çaldırdığını beyan ettiği çeklerden bir tanesi olan Türkiye İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait, 3197130 seri numaralı, 20.02.2010 vadeli, 15.000 TL tutarındaki AGT Yapı Elemanları firmasına ait çek müracaat tarihinden 12 gün önce ilgili firmanın hesabından ödenmiştir. Çek örneği Ek-3'te sunulmuştur. Yukarıda da beyan ettiğim gibi insan çaldırdığını iddia ettiği çekin bedelini hesabından niye ödesin? Bir de bahse konu bu çekte bulunan imzanın ...'a, yazıların ise ...'a ait olduğunu düşünüyorum. Buradan da bu iki şahsın organize bir şekilde birlikte hareket ettikleri kanaatindeyim. Yine ... tarafından çalındığı iddia edilen ve Ek-A'da bildirilen çeklerden Akbank Sanayi Sitesi Şubesinden alınma Z5899588 seri numaralı, 20.03.2010 vadeli, 20.000 TL meblağlı ... adına ait çek ile yine Akbank Sanayi Sitesi Şubesinden alınma Z5899587 seri nolu, 16.03.2010 vadeli, 20.000 TL meblağlı ... adına iki adet çekte bulunan imzaların ...'a, ancak yazıların ...'a ait olduğunu düşünüyorum. Yine bundan dolayı bu iki insanın organize bir şekilde beni dolandırdıklarına inanıyorum. Bu iki adet çek fotokopisini Ek-5'te sunarım. Ben bu iki adet çeki ... 5. İcra Dairesi 2010/1259 dosya no ile icraya verdim. Yine Ek-7'de sunduğum ... tarafından piyasaya verilmiş olan Türkiye İş Bankası Buğdaypazarı Şubesinden alınma 3191099 seri nolu, 08.01.2010 tarihli, 29.800 TL meblağlı ve karşılığı ödenmiş çekte bulunan imza ve yazılar bence ... isimli şahsa ait. Ben burada şunu demek istiyorum. Çekte bulunan imza ve yazılar ...'a ait ise ... bu çeki niye ödemiştir? Ben bu çeklerde bulunan imza ve yazıların incelenmesini istiyorum. Yine Ek-9'da sunduğum çek ile ilgili olarak ...'ın Asliye Ticaret Mahkemesine çalındığını beyan ettiği çek seri numaralarına bakıldığında, çalınan çeklerin sıra ve seri numaraları Z5899579'dan başlayıp Z5899600'da bitmektedir. Yani bu seri hâlde bir çek koçanıdır. Ancak koçanın 5. sırasındaki çek olan Akbank Sanayi Sitesi Şubesinden alınma Z5899583 seri numaralı, 10.02.2010 vadeli 20.000 TL meblağlı ...'a ait olan çek, çalıntı kayıt listesinde yoktur. Bu çek piyasaya verilip ödenmiştir. Benim buradaki şüphem şudur. Bir çek koçanı içinden yalnızca bir çek piyasaya verilip karşılığı ödenerek piyasaya güven verilmekte, akabinde diğer çekler de piyasaya verilmekte ancak bu çekler ile ilgili çalıntı müracaatı yapılmaktadır. Ayrıca ben bu çekte bulunan yazı ve imzanın da kime ait olduğunun incelenmesini istiyorum. Ben tüm bunlardan sonra şunu söylemek istiyorum. ..., ...'ın bilgisi dahilinde daha önceleri benden defalarca araba satın alarak karşılığında çekler verdi. Bu çekler ödenirdi. Benim anlayabildiğim kadarı ile bu son olayda ... ekonomik anlamda bir sıkıntıya girdi. Kendisine ait olan ve bilgisi dahilinde ... tarafından ciro edilerek bana verilmiş olan çekleri ödememek için çeklerin çalıntı olduğuna dair müracaatta bulunmuştur. Zaten ... şu an hâlâ ... ile birlikte hareket etmektedir. ...'ın istediği gibi ifade vermektedir. Şu an bana ... tarafından verilmiş ... ve sahibi olduğu AGT Yapı Elemanları adına ödenmemiş 9 adet çek bulunmaktadır. Bu çeklerin asıllarını istenildiği takdirde savcılığa sunulacaktır. Benden araç satın alarak karşılığında bana çekler veren ancak çeklerin keşide tarihi geldiğinde bu çekler hakkında çalıntı müracaatında bulunarak beni mağdur eden ... ve ... isimli şahıslardan davacı ve şikâyetçiyim. Ayrıca tüm bu olaylara ... ve ... şahittir. Bunların da beyanına başvurulmasını istiyorum.",
23.11.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında; "Daha önceki ifadelerimi tekrarlarım. Araç alıp sattığım iş yerim vardır. ...'a 2008 ve 2009 yıllarında toplam dokuz adet araç sattım. Karşılığında bana sahibi ... olan AGT firmasına ait çeşitli bankaların çeklerini verdi. Çekleri zaman zaman imzalanmış hâlde getiriyor, bazen de bizzat benim yanımda keşideci yerine imza atıyordu. Zaten AGT firmasının çek koçanı ...'ın sürekli cebindeydi. Alışverişimiz sırasında anlaşma sağladıktan sonra patronu ...'ı telefonla arayarak onun onayını aldıktan sonra çekleri bize veriyordu. Yani ...'nın tüm alışverişlerden haberi vardır. Bana bu şekilde verdiği çeklerden yedi adedini ödemedi. Bu çeklerin tahsili için icra takibine başladık. Bu çeklerin miktarları ve hangi icra müdürlüğünde takipte olduklarına dair bilgileri size yazılı olarak kendim ya da avukatım aracılığıyla bildireceğim. Yukarıda anlattığım çerçevede ...'ın verdiği ve ödenmiş üç adet çek vardır. Ödenen çeklerin hangileri olduğunu ve bilgilerini de yine size yazılı olarak bildireceğim. Şüpheliler ... ve ... aldıkları araç karşılığında ilk iki çeki ödeyip güven sağladılar. Daha sonra verdikleri yedi çeki anlaşmalı olarak ödemediler. Anlaşmaları gereği ... çeklerdeki imzaları inkâr etti. Bu şekilde alacağımı tahsil edemedim. ...'ın beyanında geçtiği şekilde Z5899579-Z5899600 aralığındaki çeklerinin çalındığı iddiası yalandır. Zira size sunduğum Z5899583 çek ve ING Bankın yazısından anlaşılacağı üzere bu çek ... diye birine verilmiş ve ödemesi yapılmıştır. Yani çeklerin çalındığı iddiası da yalandır, ödenmeyen ve icrada olan yedi çekten hangisinin şüpheli ... tarafından yanımda imzalandığını protokollere bakarak bulup size bildireceğim. ... ve ... bazen birbirini suçlasa da hâlen beraber gezmekte ve ortak hareket etmektedirler. Beni dolandırmak kastıyla birlikte hareket etmişlerdir, ikisinden de şikâyetçiyim.",
07.02.2012 tarihinde Mahkemede; "Şikâyetçiye soruşturma evresindeki kollukta verdiği 18.03.2010 tarihli ifadesi ve C. Savcılığında verdiği 23.11.2010 tarihli ifadesi okundu, doğrudur aynen tekrar ederim. Ben ...'ı 2007 yılında tanıdım, 2007 yılından 2010 yılına kadar bizden araç aldı, toplam tahminim 10'un üzerinde araç aldı. İddianamede her ne kadar 9 araç aldığı yazılı ise de bu araç değil, bize verdiği ve ödenmeyen çek sayısıdır. Bu 9 çek de son sattığımız 6 araç ile ilgilidir. Bu bedelleri ödenmeyen 6 araç haricindeki daha önce sattığımız diğer araçlar ile ilgili bize ... nakit yahutta senet verdi. Senetler kendi adına idi, ...'nın şirketi adına değildi. Araçlardan son 6 tanesinin bedeli ödenmedi, bedeli ödenmeyen araçlar ile ilgili 9 çek verildi. Bu çekler ...'ın AGT firmasına ve şahsına aitti. Her ne kadar sanık ... firmalarının ayrı olduğunu söylese de, AGT ve otomotiv şirketleri ile ilgili yönetim binaları ... il merkezinde aynı yapının içerisindedir. Tüm piyasa da ...'ın ...'nın elemanı olduğunu ve ... adına faaliyette bulunduğunu bilir. Biz araçlar ile ilgili protokoller yapıyorduk. Protokolleri ... ile yapıyorduk. Protokollerde araçların ... adına alındığına dair bir ibare yoktu. Protokellerde ...'nın ismi de geçmiyordu. Ben bu olaylardan sonra yani çekler ödenmedikten sonra ...'yı gördüm, çekler ödenmeden önceki tarihte ...'yı tanımıyordum. ...'ı tanırım, olay tarihinde ben ...'ye araç almaya gitmiştim, iş yerinde değildim, iş yerimi de benim iş yerimde bana yardımcı olan ... ...'a emanet olarak bırakmıştım. ... da ... ...'ın amcası ya da amcasının oğlu olur, bu nedenle tanırım. Olay benim iş yerinde geçtiği iddia edilse de o gün ben iş yerinde değildim. Ancak daha sonra iş yerime döndüğümde ...'ye 'Bugün araç sattınız mı?' diye sordum. ... de bana ... adına araç sattıklarını, karşılığında 50.000 TL çek aldıklarını, çeki ...'ın getirdiğini, çeki ...'in ...'a verdiğini, ...'ın da çeki ...'a verdiğini söyledi. Ayrıca iş yerime döndükten sonra çeki bizzat ben gözümle gördüm.",
09.04.2012 tarihinde Mahkemede; "... devlet memurudur, ticaret ile alakası yoktur. ... ile ilgili araç benim iş yerimde satılmıştır, ancak ...'ın kendine ait araçtır. ... ise benim teyzemin oğludur. Suça konu çeki ...'dan aldıktan sonra benden borç istediğinden ötürü İbrahim ...'ye göndermiştim. Kendisi Divriği'de devlet memurudur. Bankaya sunduğunda çekte çalıntı kaydı olduğu söylenmiş. Olay da bu şekilde ortaya çıkmıştır. ... tarafından çekler bana imzalı olarak getirilmişti. Bu çekler öncesinde de aynı yazı ve imzalı çekleri getiriyordu, o çekler ödeniyordu. O nedenle suça konu çeklere ilişkin ticari ilişkide de sorun olmayacağını düşündük. Ancak dediğim gibi ilk problemli çek benden borç isteyen ...'ya verdiğim çektir. Bankaya ibraz edildiğinde çalıntı çıkarak ödenmemiş, bundan dolayı ... ile ... arasında problem yaşandığını anladım. Suça konu tüm çekler imzalı ve yazılı olarak getiriliyordu. Çek haricinde senetle de araç alınması oluyordu, senetler ise benim yanımda yazılıp imzalanıyordu. Sadece çekler yazılı ve imzalı olarak getiriliyordu. Ben ...'ı tanımam, alışverişleri ... ile yaptık. Benim sattığım araçlar ... tarafından alınır alınmaz ...'ın araç satışı ile ilgili iş yerinin önüne çekilirdi. Ayrıca ben ...'ın sattığım araçlarda daha önceki beyanlarımda da belirttiğim gibi gezdiğini gördüm. Sanık ...'ın ödeme güçlüğü çekildikten sonra borçları tazelemek için yeni çek-çekler verdiği yönündeki beyanlarını kabul etmiyorum. Suça konu çekler araç alım satımında ilk verilen çeklerdir. Aramızda daha sonra borç yenilenmesi-vadenin uzatılması için verilmiş çekler yoktur. Zaten ilk çekin karşılıksız çıkmasından sonra hemen gittim şikâyetçi oldum, kendisi daha sonra süre talep etti, ancak kabul etmedim. ...'ın hesabına 3.000 TL EFT yaptığıma ilişkin olarak yazılı beyanlarımı hazırladım, dosyaya sunuyorum.",
10.04.2012 tarihinde Mahkemeye verdiği dilekçesinde; "Sanık ... beyanında AGT adlı şirketine ait İşbankası Buğdaypazarı Şubesinden 2009 ve 2010 yılları hesap özetini istetmiş, 20.11.2009 tarihinde AGT hesabına ... tarafından yapılmış 3.000 TL'lik bir EFT yöntemiyle para ödemesi görülmektedir. Bu para ... tarafından bana satılan 55 DE ... plakalı Opel marka araç karşılığı ödenen bir paradır. Şöyle ki; araç ...'ın sigortalı elemanı ... adına kayıtlı iken 11.09.2009 tarihinde tarafıma ... tarafından satılmış ve ... 5. Noterliği 22604 yevmiye nolu satış vekâleti alınmıştır. Vekâletname örneği Ek-1'dedir. Araç tarafıma satılırken, alıcı ve satıcının imzası olan satış protokolü de düzenlenmiş, satış protokolünde aracın karşılığı paranın ne şekilde ödeneceği ödeme planı bölümünde açıkça belirtilmiştir. Protokol aslı Ek-2'dedir. Ödeme planında belirtildiği üzere araç toplam 11.000 TL'ye alınmış, 8.000 TL'si nakit elden ödenmiş, geri kalan 3.000 TL'si de ...'ın beyanı ile ortak alım satım yaptığı ...'ın ticari hesabı olan İşbankası Buğdaypazarı Şubesi 238888 nolu AGT firma hesabına EFT yöntemi ile ödenmiştir. Ödeme dekontu Ek-3'te sunulmuştur. Sanık ..., ... ile ticari ortak bağlarının olduğunu gizlemek, bu önemli delili karartmak için Ek-3'te sunulan 3.000 TL'lik ödeme ile ilgili çeşitli sahte beyanlar vermektedir.",
Katılan ... 30.11.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında; "2010 yılı Ocak ayının ilk haftasında amcam ile ortak olduğum 55 BP ... plakalı 2006 model BMW 3.20 marka aracımız ...'ya ait araç alıp satılan iş yerinin yanında dururken ... adlı önceden tanımadığım kişi görüp beğenmiş. Biz de satacaktık. ... aracı kontrol edip satın almak istedi. Elli bin liraya anlaştık. Yanımızda patronu olduğunu söylediği ismen tanıdığım ...'ı telefonla aradı, o da 'Olur.' dedi. ... ile konuştuktan sonra ... bize çek verebileceğini söyledi. Şikâyete konu 28.02.2010 keşide tarihli 50.000 TL'lik çeki ...'ın oğlu olan ... bulunduğumuz yere getirdi. Çekin ön yüzü doldurulmuş, keşideci imzası atılmış hâldeydi. Arkasına da ... cirosunu yaptı. Ben de çeki aldım, vadesini bekledim. Karşılıksız çıkınca da avukatım aracılığıyla şikâyette bulundum. Keşideci imzasını kimin attığını ben görmedim. Ancak olaylardan ...'ın haberi ve bilgisi vardı. Onun rızası olmadan ...'ın çek vermesi söz konusu olamaz. ... ...'nın yanında çalışan birisiydi. Hâlen de dışarıda ortak iş yapıyorlar. ... ve ... aracımızı aldıkları hâlde çeki ödememek için anlaşıp bu şekilde davranmaktadırlar. Her ikisinden de şikâyetçiyim, çekin arkasındaki ciro imzası bana aittir.",
18.10.2011 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında; "Şikâyetime konu ...'ın yanında çalışan ve onun rızasıyla ...'ın bize verdiği 50.000 TL'lik çek ödenmeyince tahsil için benimle beraber ortak olan amcam ... ... aracılığıyla avukata verdik. ... ve ... çeki ödememek için beraber hareket etmişlerdir. ... ile ...'nın arasında herhangi bir iş birliği olduğunu sanmıyorum. Şikâyetime konu çeki avukatımız Şakir Kabakçıoğlu icraya koymuş, en geç üç gün içerisinde avukatımız ya da biz getirip çek aslını sunacağız ya da bulunduğu yeri bildireceğiz. ... ve ... hakkındaki şikâyetim devam etmektedir. Biz şikâyetçi olduktan sonra ... ve ...'ın yaptığı dolandırıcılığı çevreden duyduk. Duyduğumuza göre ...'nın çeklerini ... piyasaya dağıtıyormuş, daha sonra da çekler tahsil edilmek istenince ... itiraz ederek ödemiyormuş.",
07.02.2012 tarihinde Mahkemede; "05.01.2010 tarihli araç satış sözleşmesi ile sahibi olduğum 55 BP ... plakalı BMW marka aracımı 50.000 TL karşılığında ...'a sattım. Karşılığında da ... bana suça konu 28.02.2010 tarihli çeki verdi, ancak çeki 01.03.2010 tarihinde bankaya ibraz ettiğimde banka görevlileri keşideci imzasının benzemediğini söyleyerek ödeme yapmadılar. ...'yı daha önceden ismen tanıyordum. ... aracı kendisine aldığını söyledi. İlk önce ... ile nakit olarak ödemesi konusunda anlaşmıştık ancak anlaşmadan sonra nakdinin olmadığını, şirketi arayacağını söyledi. Kendisinin şirket hattı telefonu ile patronu aradığını söyledi, telefonda konuşma yaptı ve aracı şirket patronunun muvafakatı doğrultusunda patronuna ait çek ile ödeyeceğini söyledi. Patronunun buna muvafakat ettiğini söyledi. Ben telefonda ... ile görüşmedim. ... görüştüğü kişinin ... olduğunu söyledi ve aynı gün ...'ın oğlu ... suça konu çeki doldurulmuş olarak getirdi. ... çeki benim de tanıdığım ...'nın iş yerine getirdi, benim yanımda çeki ...'a verdi. ...'ten çeki alan ... da bu çekin arkasını ciro ederek bana verdi. Çek ile ilgili hâlen tarafıma yapılmış bir ödeme yoktur, mağdurum, sanıkların cezalandırılmasını talep ediyorum, şikâyetçiyim, katılma talebim vardır. O gün satılan araç karşılığında iş yerine çeki getiren kişi şu anda huzurda bulunan kişi idi, bu kişiyi çek getirdiği tarihten önce görmemiştim, ancak ... bana bunun ...'nın oğlu olduğunu, isminin de ... olduğunu söylemişti. Bu nedenle çek getiren kişinin ...'ın oğlu ... olduğunu biliyordum, bu kişiyi o günden sonra bir daha görmedim, ilk defa burada gördüm.",
Katılan ... 07.12.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında; "Ben ... İl Merkez Jandarma Komutanlığında Asayiş Suç Kısmı Astsubayı olarak görev yapmaktayım. Buraya geleli 3 yıl oldu. Şüphelilerden ...'ı tanırım. Kendisi ile eşlerimizin tanışması nedeniyle ailecek görüşürdük. Ben ev almaya karar verdim. Bu kapsamda annemden 60.000 TL para aldım. Bu hususu ... duymuş, kendisine acil lazım olduğunu söyleyerek bu parayı benden borç olarak aldı. Ben de iyi tanıştığımız ve güvendiğim için parayı kendisine verdim. Daha sonra şüpheli ... patronu olduğunu söylediği diğer şüpheli ...'a ait 24.05.2010 tarihli, 60.000 TL bedelli ve 3192120 numaralı İşbankası çekini bana teminat olarak verdi ancak vadesi gelince çeki bankaya ibraz edince üzerinde tedbir olduğunu öğrendik. Şüpheli ...'a durumu söyledim ancak kendisi yardımcı olamayacağını, durumu patronu olan şüpheli ...'nın çözeceğini veya yargı yoluyla çözüleceğini söyledi. Bu olayla ilgili ilk defa ifade veriyorum. Evrakı avukatım takip etmektedir. Şüpheli ... ile görüşmüyorum, nerede olduğunu bilmiyorum. Henüz alacağımı alamadığım için olayla ilgili şikâyetim devam etmektedir.",
Birleşen dosyanın 10.04.2012 tarihli duruşmasında; "Ben ...'ı olay öncesinde tanımazdım, ancak ... ile yaklaşık 2008 yılından bu yana tanışmaktayız, ailecek görüşürüz, aramızda samimiyet vardır. Ben Jandarma Garnizon Komutanlığında görevli başçavuşum. ... benden suça konu çek tarihinden önce de borç para alırdı ancak bunların miktarı yüklü olmazdı. Bin-iki bin TL'lik borçlar alır ve bunları gününde hemen öderdi. Aldığı paralar da birkaç günlük kısa vadeli olurdu. Suça konu borcun alınmasından daha önce bir kez 15.000 TL miktarında 2010 yılı içerisinde bir borç almıştı. Bir günlüğüne almıştı, onu verdim. Bir gün sonra kendisini beni telefon ile aradı, yolda, Nevşehir'de olduğunu söyledi. Aldığı borcun patronu ...'ın oğlu ... tarafından bana Buğdaypazarı İşbankasının yan tarafından bulunan otogarda ödeneceğini söyledi. Oraya gittim. ... bana 15.000 TL'yi elden verdi ve 'Sıkışmıştık, işimizi gördün.' diyerek teşekkür etti. Suça konu 60.000 TL'yi ise, buradaki görev sürem uzun olduğundan dolayı kendi birikimlerim ve annemin sattığı evden dolayı borç aldığım parayı bir araya getirerek temin etmiştim. Bunu yakın dostum olan ... da biliyordu. 2010 yılı Ocak ya da Şubat ayında bu parayı benden istedi. Sıkıştığını söyledi. Önce ev almak istediğimi, bu nedenle parayı borç olarak veremeyeceğimi söyledim. Ancak ısrar etti, bir hafta içerisinde ödeyeceğini söyledi. Bir hafta içerisinde ben ev bulduğum takdirde kendisi zaten inşaat sektöründe çalışıyordu, müteahhitleri tanıdığını söyledi. 'Ben müteahhitler ile görüşürüm sorun olmaz.' dedi. Bu şekilde parayı bir haftalığına verdim, borç olarak verdim. İlk verdiğimde herhangi bir belge almadım, çünkü daha önceki borçlarda da belge almamıştım, süresinde ödemişti, bende aşırı güven oluşturmuştu. 60.000 TL'yi bir hafta süre geçtiği hâlde ödemedi. Ben de kendisine 'Parayı öde.' dedim. O gün günlerden ... idi. İki gün Cumaya kadar müsaade istedi, kabul ettim. Cuma ödeyemedi. Pazartesiye kadar mühlet istedi, yine kabul ettim. Ancak Pazartesi olduğunda parayı ödeyemeyeceğini açıkca söyledi. O an ilk kez parayı patronuna verdiğini söyledi. Daha önce patronuna verdiğini söylememişti ve paranın karşılığında teminat olsun diye 60.000 TL bedelli çek verebileceğini söyledi. İlk başta kabul etmedim, o da bana sürekli dışarıda olduğunu, ölüm olduğunu, herhangi birşey başına geldiğinde elinde belgem olması amacı ile çeki vermek istediğini söyledi. Bu şekilde tam olarak hatırlamıyorum, bir ay ya da 40 gün vadeli olarak çeki verdi. Çeki aldım. Yine Buğdaypazarı yanındaki İşbankasına götürdüm, bankadan sordum. Banka görevlileri çekin sağlam olduğunu, çek keşidecisi ...'nın güvenilir olduğunu, bu zamana kadar çeklerinde bir sorun çıkmadığını söyledi, rahatladım. Ancak vadesi geldiğinde bankaya ibraz ettiğimde çeke tedbir konulduğunu öğrendim. Tekrar ... ile görüştüm, parayı patronu ...'ya verdiğini söyledi. Kendisinin artık birşey yapamayacağını, paramı hukuki yollardan temin etmem gerektiğini söyledi. Ben ancak daha önceden ...'ı tanımıyordum, sadece 15.000 TL'nin iadesinde oğlu ...'i bir kere gördüm, şikâyetçiyim, davaya katılma talep ediyorum.",
Şikâyetçi ...; "28.02.2010 günü teyzemin oğlu olan ...'nın ... ili, Merkez ilçesi, Kılıçdede Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi, No: 125 sayılı yerde ... Otomotiv ismiyle faaliyet gösteren iş yerinde kendisinden 40.000 TL borç istedim. ... de nakit parası olmadığını fakat ... isimli şahsa araba satışından dolayı ...'ın ...'e vermiş olduğu 33.000 TL tutarındaki ... Sanayi Sitesi Şubesine ait 20.02.2010 tarihli, Z5899584 nolu çeki bana verdi. Ben de 01.03.2010 günü Atatürk Caddesi üzerinde bulunan Akbank'a çeki tahsile gittim. Fakat çeki tahsil edemedim. Bir süre sonra sivil polisler geldiler ve bana çekin sahte ya da çalıntı olabileceğini söylediler. Benim çekin sahte ya da çalıntı olduğu hakkında herhangi bir bilgim yoktur. ...'nın telefon numarası 0 532 ... 57 60'dır. Fakat çekin arkası açık adres ve kimliğini bilmediğim ... isimli şahıs tarafından imzalanmıştır. Bahse konu çeki kendi rızam ile görevlilere teslim ettim. Olaydan dolayı çeki bana veren ...'dan davacı ve şikâyetçi değilim.",
Tanık ...; "...'ın hukuki davalarında vekiliyim. ... ile hukuki ve cezai anlamda aralarında sorunlar olduğunu biliyorum. ...'ı da ...'ın yanında çalışan elemanı olduğu için tanırım. Bildiğim kadarıyla ... kendi adına olan çekleri imzalaması için ...'a sözlü olarak izin vermemiştir. ... böyle bir şey yapacak birisi değildir. Hesabını bilir. Karşılıklı şikâyetler söz konusu olunca ...'ı haricen tanıdığım için her ikisini de büroma ben çağırdım. ...'a ... ve ben piyasaya ne kadar çek verdiğini sorup bir bilanço çıkarmasını, kime ne kadarlık çek verdiğini söylemesini istedik. O da bize verdiği çeklerin zaten bir çoğunun ödemesini yaptığını belirtti. Çekleri geri getireceğini söyledi, ancak getirmedi. Benim büromda ...'ın beyanında geçtiği şekilde çekler karşılıksız çıkmasın diye ...'nın şikâyette bulunduğuna, şikâyetini geri alacağına dair bir konuşma olmadı. Zaten çeklerin ödenmemesinin yolu tedbir kararı almaktı, biz de bunu ticaret mahkemesi aracılığıyla yaptık. Ben ...'ın hukuki davalarıyla ilgilendiğim için suç oluşturduğu iddia edilen olaylar hakkında fazla bilgi sahibi değilim.",
Tanık ... ...; "O gün ...'a, ...'ın ...'a araç satımından dolayı verdiği çeki getiren kişi benden önce tanık olarak dinlenilen ...'dı, hatta gümüş gri 2004 ya da 2005 model şirketlerine ait olduğunu bildiğim Renault Megane marka bir araç ile getirdi. Zaten ... ile ... 24 saat birlikte olan kişilerdir. Ben ...'ı o günden önce tanımıyordum, ancak dava patladıktan sonra 24 saat birlikte olduklarını bilirim.",
Tanık ...; "Hiçbir şekilde ben ...'ı tanımıyorum, suça konu 28.02.2010 tarihli, 50.000 TL bedelli çeki şikâyetçi ...'nın iş yerine ...'a teslim edilmek üzere götürüp ...'a vermedim. Mahkeme heyeti tarafından tarafıma gösterilen ...'ı ilk defa görüyorum, daha önce görmemiştim, tanımıyorum. Ancak ...'yı tanıyorum. ...'nın iş yerine hiçbir şekilde ne ...'a ne de bir başka kişiye verilmek üzere çek götürmedim. Ancak bu olaylar ortaya çıktıktan sonra ...'nın iş yerine ... ile bu konuları yani suça konu çeklerin bize ait olmadığını, bizimle alakası olmadığını belirtmek için konuşmak amacı ile gittim. Dediğim gibi hiçbir şekilde suça konu çeki ...'a götürüp vermedim.",
İnceleme dışı sanık ... 17.03.2010 tarihinde sanık ... aleyhinde Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği şikâyet dilekçesinde; "28 Şubat 2010 yılına kadar çalıştığım inşaat firmasında satış müdürü olarak görev yapmaktayım. Aramızda patronumla sözlü olarak satış, tahsilat ve her türlü siparişe yetkim vardır. Kendisi beni 2010/4301 nolu şikâyet dosyasında kesinlikle yapmadığım şeylerden dolayı suçlamıştır. Ben bu firmada çalışırken dışarıda kendi işlerim olan araba alım satımı da yapmaktayım. Bunu kendisi ve herkes bilmektedir. Ben kendisine ait çekleri onun bilgisi dahilinde yazar ve imzalardım. Bu çekler 1,5 yıldır ödenirdi. Bunlar genelde takas sistemi ile ödendiği için banka ve onun kayıtlarında da mevcuttur. Ben 1 ay önce ... ile konuşarak yerime birini yetiştirip ayrılmak istediğimi söyledim. Nedeni ise bu şahsın aynı zamanda tefecilik yapmasıdır. Birçok müşterim de bu yüzden bizimle çalışmayı bırakmıştır. Bana ayrılacağımı söylediğimde beni her türlü tehditle vazgeçirmeye çalışmıştır. En son da bu çekleri çalıp millete verdiğimi söylemiş ve şikâyet etmiştir. Kendisi o zaman benim ile ilgili çekleri 1,5 yıldır öderken neden şimdi böyle dediğini söylesin. Son günlerde maddi sıkıntı çektiği için çeklerinin yazılmasını önlemek için beni suçlamıştır. Benim genelde çekleri verdiğim insanlar aynı insanlar olduğu için her türlü bilgi belge ve şahidim vardır. Size bu ödenen benimle ilgili çeklerin fotokopilerini hemen teslim edebilirim. Şu an bile beni tehdit etmektedir. Yapmadığım bu suçlamalardan dolayı ben ...'dan şikâyetçiyim. Kendisi araştırıldığında nasıl birisi olduğu belli olacaktır.",
17.03.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında şikâyetçi sıfatıyla; "17.03.2010 tarihinde C. Başsavcılığınıza vermiş olduğum dilekçe ve altındaki imza bana aittir. Dilekçe içeriğim doğrudur, aynen tekrar ediyorum. Şikâyette bulunduğum ... ile yaklaşık 2 yıldır çalışıyorum. Nevşehir'de bulunan AGT adlı hafif yapı malzemelerinin üretildiği fabrika daha önceden Samsunlulara ait olduğu için Nevşehir'de olmakla birlikte ben fabrikanın satış ve tahsilat müdürlüğüne 5 yıldır bakıyordum. 2 yıldır da ... Bey devir alınca onunla aynı işlemlere devam ettim. Benim aynı zamanda şahsıma ait oto alım satımı gibi bazı ticari işlemlerim olduğunu ... Beyle anlaşmıştık. Ben kendi adıma yazdığım çekleri ...'a söylüyordum, muhasebe kayıtlarına giriyordum, günü geldiğinde de şirket banka hesaplarından ödeniyordu. Ben de parayı kendisine önceden elden nakit olarak veriyordum. Bu mahiyette çok uzun zamandır ona yakın işlemimiz olmuştur. Ben üç ay kadar önce evlenince eşim ...'ın işlerinin karışık olmasından, eve zaman ayıramamamdan dolayı ve ...'ın bir kısım ticari faaliyetlerinin faiz karşılığı para verme olması ve para tahsilat işlerine benim bakmamdan dolayı evime sıkıntılar da yansıyınca eşim çalışmamamı istedi. Bundan dolayı ... ile görüştüğümde kendi yerime bir-bir buçuk ayda bir şahsı yetiştirebileceğimi daha sonra da ayrılmak istediğimi söyledim. Ağzı bozuk olduğundan 'Çıkarsan sağda solda iş bulamazsın, başına sıkıntı alırsın.' şeklinde beni tehdit etti. Buna rağmen ayrılacağımı söylediğimde ... C. Başsavcılığına hakkımda 2010/4301 nolu dosya üzerinden şikâyette bulunmuş. Benim çeklerini çaldığımı ve kendisinin bilgi ve rızası dışında bu çekleri şahsi işlerimde kullandığımı belirtmiş. Şu anda benim çek yazıp verdiğim 3 şahıs sıkıntı yaşıyor. ... Otomotiv adlı iş yeri sahibi ...'ya 6-7 tane çek vermiştim, bunların hiçbirini ödemediğini biliyorum. Bizim ...'la resmî sözleşmemiz ya da noter vekâleti şeklinde çeklerini imzalayıp verebileceğime ilişkin herhangi bir yazılı anlaşmamız yok. Ancak zımni anlaşmamız var, zaten daha önce benim imzaladığım ona yakın çeki ödediği banka ve muhasebe kayıtlarında mevcuttur. Hâlen de benim kendisinin tefecilik yaptığına dair bildiklerimi söyleyebileceğimi düşündüğünden beni yok etme girişiminde bulunuyor. Anlaşma yoluna girdi. Bu amaçla avukat ...'in yanına çağırdılar, görüşmede 'Yanlış anlama biz sadece çeklerden dolayı sıkıntı yaşamamak için çeklerimiz karşılıksız şekilde işlem görmesin diye yaptık, sen herhangi bir sıkıntı yaratmazsan şikâyetimizi de geri alırız.' dediler. Aksi hâlde ne olacağına ilişkin bir şey söylemediler. Ancak ben şu anda isimlerini veremeyeceğim bir kısım insanlardan duyum şeklinde benimle uğraşacağına dair bilgiler alıyorum. Aynı zamanda çeklerin ödenmemesinden dolayı da sıkıntıdayım. Olaya ilişkin ...ve ... şahidimdir, adreslerini öğrenip dosyaya bildireceğim. Telefon numaralarını dilekçeme yazdım. Başka şahidim şu an için yoktur. Başka delilim yoktur, sadece bankadan benim imzaladığım çeklerin ödendiğine dair evrak fotokopisini dosyaya sunabilirim, şikâyetçiyim.",
18.03.2010 tarihinde Kollukta şüpheli sıfatıyla; "... Sanayi Akbank Şubesine ait olan 33.000 TL meblağlı ve Z5899584 seri numaralı çeki 28.09.2009 tarihinde ... isimli şahsa 55 AK .. plakalı lsuzu marka araç karşılığı verdim. Bu çeki patronum ...'ın bilgisi dahilinde keşide ederek verdim. Çek üzerinde bulunan imza ve yazı bana aittir. Şimdiye kadar keşide ettiğim çeklerde herhangi bir sorun çıkmadı. Bu çek çalıntı değildir. ... isimli patronumla aramızda sorun çıktı. Bu sebepten çek karşılığı paraları yatırmamış. Ben daha önceden bu şekilde 9-10 kez çek keşide ettim. Ben patronumdan bir iki aylık çek alarak ticaret yapıp çek bedelini ...'a ödüyordum. Bu şahıs işleri iyi gitmediğinden bu sorun çıktı. Bu çekin bedelini ...'a ödedim. Yaklaşık bir hafta önce avukat ...'in yanında ... 'Biz bunu sadece çekleri durdurmak (ödenmemesi için) karar aldırdık.' dedi. Bana ayrıca 'Çek sahiplerinden gün al.' dedi. Ben de 'Gün alamam.' dedim ve iş yerinden ayrıldım. Bu çeki ben keşide ederek 30.000 TL'sini ...'a ödedim. ... bankaya ödemeden men kararı verince bu durum ortaya çıktı. Benim şirkette çek keşide etme yetkim yoktur. Yetkisiz çek keşide edilmeyeceğini bilmiyordum. Bu şekilde benim keşide ederek imzaladığım çekler daha önceden ödendi. ...'ın özel defter kayıtlarına bakıldığında bu durum öğrenilebilir. ...'ın bilgisi dahilinde çekleri keşide ettim. Bu durumda ben de mağdur oldum. Bu çek ödenmediği için borç benimdir. Borcumu kabul ediyorum. En kısa zamanda borcumu ödeyeceğim.",
30.03.2010 tarihinde Kollukta şüpheli sıfatıyla; "Ben hakkımda şikâyette bulunan ... isimli şahsı tanıyorum. Kendisinin İstasyon Mahallesi, Tarım İl Müdürlüğü altında ... Otomotiv isimli iş yeri vardır. Burada oto alım satımı yapmaktadır. Ben de kendisinden oto alarak piyasaya satıyordum. Bu alışverişte müdürlüğünü yaptığım iş yeri sahibim olan ...'ın çeklerini kullanıyordum. ... Otomotiv'e verdiğim kendimin imzaladığı ve ...'ın imzaladığı çeklerdi. Bir sorun çıkmadı, bu çekleri ödedim. ...'nın ifadesinde geçen Akbank'a ait 33.000 TL, Türkiye İşbankasına ait 25.000 TL, Akbank'a ait 12.500 TL, Akbank'a ait 20.000 TL ve Türkiye İşbankasına ait 31.000 TL ve yine aynı bankaya ait 25.400 TL çeklerin bir kısmını elden bir kısmını da kendisinden aldığım araçlardan zarar ederek tekrar kendisine geri veriyordum. Bu çeklerde benim fazla bir miktarda borcum yoktur. Benim bu ödediğim çeklerden dolayı beni sıkıştırmaya başlayınca durumu kendisinden habersiz çekleri kullandığım iş yeri sahibim olan ...'a anlattım. Bu çeklere ödemeden men emri verdi. Yine ifadesinde geçen dört adet ve toplam 85.900 TL tutarındaki çekleri ödememe rağmen bu çeklerin faizlerini benden isteyince ben de bu borcun altından kalkmanın imkânsız olduğunu kendisine söyledim. Ancak ... 'Bana olan borcunu faiziyle birlikte senden veya patronundan her türlü alırım.' dedi. Ben kesinlikle ... ile birlikte hareket etmedim. Kendisinin ilk başlarda bu çeklerden haberi yoktu. Daha sonra kendisine bilgi verdim. O da yasal olarak çekler ile ilgili tedbirini aldı. Ben kesinlikle ... ile birlikte hareket ederek sahtecilik ve dolandırıcılık suçu işlemedim. ...'ın bu konuda haberi yoktur. Daha sonra kendisini bu konuda bilgilendirdim. Ben verdiğim çeklerin tamamını elden ödedim. Ancak elimde bu çekleri ödediğime dair belge yoktur. Ben kendisine güvendiğim için herhangi bir belge talep etmedim.",
29.06.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında şikâyetçi şüpheli sıfatıyla; "Olayla ilgili olarak ben daha evvel müracat savcılığında müşteki sıfatıyla ifademi vermiştim. İfadem doğrudur aynen tekrar ederim. Ben o ifademde ...ve ... isimli şahısları da tanık olarak göstermiştim ve dilekçemde de telefon numaralarını belirtmiştim. Adreslerini tespit edip bildireceğimi ifademde söylemiştim ancak bu kişilerin adreslerini C. Savcılığınıza bu güne kadar bildirmedim, istenirse tespiti yapıp bu kişilerin adresini bildirebilirim. ...'ın hakkımdaki ileri sürdüğü iddialar ve şikâyet konuları doğru değildir, suçlamaları kabul etmiyorum. Ben yanında yaklaşık 2 yıl çalıştım. Bu süre zarfında kendisinin talimatları doğrultusunda işlemler yaptım ve çalıştım. Yazılı yetki olmadığı hâlde kendisinin sözlü beyanına göre şirkete ait çekleri yapılan ticari faaliyetlerden dolayı ben dolduruyordum, kendisi de imzalıyordu. Bazen de kendisi bana 'Sen imzala.' diyerek benim imzalamamı istiyordu ve bu şekilde çekleri alacaklı kişilere veriyorduk. Benim imzalamış olduğum çeklerin çoğu da ödenmiştir, ödenmeyen çek sayısı fazla değildir. Ben müştekinin iddia ettiği gibi çekleri iş yerindeki çekmeceden çalarak keşide edip piyasaya sürmüş değilim. Müştekiye ait şirketin ticari faaliyetleri nedeniyle kişilerden ya da firmalardan alınan paraları kendi hesabıma geçirmiş değilim, toplamış olduğum bütün paraları kendisine teslim ettim. Çeklerin tamamını müştekinin bilgisi dahilinde ben yazdım ve kendisi imzaladı, bazılarını da kendisinin bilgisi dahilinde ben imzaladım. Aslında müşteki ... ile aramızdaki sorun benim ...'ın iş yerinden ayrılmak istememden kaynaklanmıştır. Kendisi benim iş yerinden ayrılmamı istemedi. Bundan dolayı benim imzalamış olduğum çekleri yetkim olmadığı hâlde imzaladığımı, çekleri çaldığımı, kendisini dolandırdığımı iddia ederek hakkımda suçlamalarda bulundu. Suçlamaların hiçbirisini kabul etmiyorum, kendisi birlikte çalıştığımız süre içerisinde yanlış birtakım ticari faaliyetlerde bulunuyordu, tefecilik yapıyordu. Bu tür işlemlerden dolayı ben rahatsızlık duyuyordum, daha sonra bu tür işlemler yoğunlaşınca ben iş yerinden ayrılmak istedim. Hakkımda şikâyetçi olduktan sonra ... beni avukatı ...'in yanına büroya çağırdı. Oradaki görüşmemizde şikâyetlerini geri çekebileceğini, benim geri dönerek yanında çalışmaya başlamam hâlinde şikâyetten vazgeçebileceğini, benim yaptığım şikâyeti de geri almam gerektiğini de söyleyerek bu şekilde aramızda konuşma oldu ancak ben kabul etmedim ve bürodan ayrılıp gittim. Avukat ... herhangi bir şey söylemedi sadece aracı oldu. Dosya içerisinde mevcut 08.01.2010 keşide tarihli İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 29.800 TL bedelli çek sureti gösterilerek sorulduğunda, çek üzerindeki imza bana aittir ancak devamlı kullandığım bir imza değildir, karalama bir imzadır. Bu çeki ...'ın bilgisi dahilinde keşide etmiştim, kendisi de ödemişti. Diğer imzaladığım çekler de bunun gibidir. Hakkımdaki suçlamaların hiçbirisi doğru değildir. Suçsuzum.",
08.07.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında şüpheli sıfatıyla; "Ben ...'ın sahip olduğu AGT Hafif Yapı Elemanları isimli iş yerinde 1,5 yıl kadar satış müdürü olarak çalıştım. Bu süre içerisinde ...'ın sözlü izni ile çeklerine imza attım. Şikâyete konu Türkiye İşbankası Buğdaypazarı Şubesindeki hesaba ait 3192124 nolu çekteki imza da bana aittir. Ben bu çeki imzalarken rastgele imza atıyordum yani kendi imzamı atmadığım gibi ...'ın da imzasını benzetmeye çalışmıyordum. Benzer şekilde keşide ettiğim birçok çek ... tarafından ödenmiştir. Sonradan ...'ın yanından ayrıldığımda ... çekleri ödememek için bu şekilde çekleri inkâr etmeye başladı. Benim çek keşide edebilmem için yazılı vekâletnamem yoktu. Çekin arkasındaki ciro da bana aittir, bu çeki ...'tan aldığım arabaya karşılık vermiştim. Ben kendi adıma da araba alım satımı yapıyordum. Sonradan bu çekin bedelini de iki taksit olarak ...'a ödedim. Daha doğrusu 2.000 TL borcum kalmıştı. Ödeme yaparken ...'dan yazılı bir belge almadım. ...'ın hakkımdaki iddialarını kabul etmiyorum. Çeki çalmam ya da ...'dan habersiz keşide etmem söz konusu değildir. Bu ve diğer çeklerden ...'ın bilgisi vardı. Ayrıca çeki verdiğim ... da çeki benim keşide ettiğimi biliyordu.",
01.12.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçesinde; "...'ın çekini çalmam için kasasından, masasından ya da çantasından almam gerekir, ama onun çekleri ve senetleri benim arabamdaydı. Bunu herkes bilir. Zaten kendi çeklerini onun ad ve namına bilgisi dahilinde ben de yazardım. Bunların birçoğu ödenmiştir. Bir kısmını da elden tahsil etmiştir. ...Akbank çek koçanını benim çaldığımı söyleyerek 10.02.2010 vadeli, Z5899583 seri nolu çeki ödemiştir. Bu çekin üstündeki yazı ve rakamlar da bana aittir. Yine fotokopilerine ulaşamadığım ama icrada olan iki adet Akbank 12.500-12.500 toplam 25.000 TL çekteki imzalara itiraz edip ama bu çeklere ait alınan malzemenin faturalarını da size göstererek ispat edebilirim. ...Kendisi ticari hayatında zor duruma düştüğü için bankaların kredilerini geri istemesinden dolayı böyle bir iftira atmakta. ...Kendisi bana haber göndererek 'Benim şikâyetim çeklerin yazılmasını önlemek için hasımsız şikâyettir, tüm şikâyetlerimi geri alacağım, çekleri ödeyeceğim ve senin mağduriyetini gidereceğim.' diyerek 30.03.2010 tarihinde Çarşı Karakoluna ifade vermemi söylemiş, daha sonra beni aldatmıştır. ...Aramızdaki sözlü yetkiyle onun ad ve namına o haber vererek her türlü tahsilat, mal alımı ve satışı, çek yazma ve imzalama yetkisine sahibim. Zaten ödenen ve benim ulaşabildiğim birkaç çek de ödenmiş olup bunların fotokopilerini size sunuyorum.",
02.12.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında şüpheli sıfatıyla; "... ile iki yıl boyunca çalıştım. Nevşehir'deki tuğla fabrikasının ürünlerinin pazarlaması işini ben yapıyordum. Şirket sahibi olan ...'ın ve AGT şirketinin çek koçanları sürekli benim yanımda bulunurdu. Şirkete malzeme alacağımız zaman ben AGT firması yerine ya da ...'ın yerine çeklere keşideci olarak imza atıp ilgili kişilere veriyordum. Çek düzenleme hususunda bana verilmiş bir vekâlet yoktu ancak ... bana çek düzenlemek için sözlü olarak izin vermişti. Bu kapsamda şikâyetlere konu çekler dışında sözlü izinle keşideci olarak imzaladığım birçok çek ödenmiştir. ... adlı kişinin 55 BP ... plakalı otomobilini satın almak için anlaştım. Karşılığında da şikâyete konu İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 28.02.2010 keşide tarihli 50.000 TL'lik çeki ...'a verdim. Telefon ederek ...'dan sözlü izin alıp onun yerine keşideci imzasını ben attım. Ayrıca çekin arkasına adımı yazıp ciroladım. Ciro imzası da bana aittir. Ben çeke konu 50.000 TL'yi elden ...'a ödedim. Ödememe dair herhangi bir belge ve tanığım yoktur. Ancak o çeki ödememiş, ... ile birlikte hareket ederek onun yerine imza atıp çeki ödemeyip ...'a karşı dolandırıcılık ve sahtecilik suçunu işlemedim. Şikâyetçi ...'yı tanırım. Sahibi olduğu ... Otomotiv adlı iş yerinden 2008 ve 2009 yıllarında sekiz-dokuz adet araç satın aldım. Aldığım araçlar karşılığında ...'ya ... ve AGT şirketinin çeklerini verdim. Söz konusu arabaları satın alıp çekleri verirken çek düzenleyeceğimi ...'a söylüyordum ve ... da izin veriyordu. Sözlü izne dayanarak çekleri düzenledim. Bu şekilde düzenlemiş olduğum çeklerden birçoğunu keşideci olarak ben imza attığım hâlde ... ödedi. Bana fotokopisini gösterdiğiniz İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3191099 seri nolu 29800 TL'lik çekteki keşideci imzası bana aittir ve bu çeki keşideci imzası bana ait olmasına rağmen ... ödemiştir. Ayrıca şu an size fotokopisini sunduğum (üç adet çek fotokopisi alındı) İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3197145 seri numaralı, Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait 5899588 seri nolu ve 5899587 seri nolu çekleri de ... yerine imza atarak ben düzenledim ve bunları da ... ödedi. Bu şekilde bazı çekleri ödediği hâlde ... bazı çekleri ödemeyince sorunlar ortaya çıktı. Ayrıca ...'ın çekleri ödememek için kaybolduğunu iddia ettiği çek koçanı içerisinde tarafımca keşide edilmiş olan 10.02.2010 vade tarihli Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait 5899583 nolu çeki de ... ödemiştir. Şikâyetçi ...'nın dilekçesi ekinde sunduğu ve bana gösterdiğiniz şikâyet dilekçesinde belirtilen iki çek hariç tüm çeklerdeki keşideci imzası bana aittir. Sadece 29.11.2010 tarihli ...'nın dilekçesinin son paragrafında belirtilen Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait benim de yukarıda belirttiğim 5899588 ve 5899587 seri nolu çeklerdeki keşideci imzaları ...'ya aittir. Zaten bu çekleri de ödemiştir. Bu çeklere çalıntı dediği hâlde ödeme yapmıştır. Ben bu çekleri ...'ya satın aldığım araçlar karşılığında verdim. Çekleri verirken ...'a sordum. O da sözlü olarak izin verdi. ...'den aldığım araçları satıp çeklerin karşılığı olan paraları da ...'ya ödedim. Ancak o çekleri ödemedi. Çeklerin ödenmemesi hususunda ...'la herhangi bir anlaşmamız yoktur. ... ile anlaşarak araçları alıp karşılığını ödememek suretiyle ...'ya karşı dolandırıcılık ve sahtecilik suçlamasını işlemedim. Yine ...'ya verdiğim, ondan da ... adlı kişiye geçen çeki de aldığım araç karşılığında ...'ın yerine imza attım. 33.000 TL'lik bu çekteki keşideci imzası bana aittir. Bu çekin 29.500 TL'lik kısmını ben ...'a elden ödedim. Ancak o çeki ödemedi. Sözlü iznine rağmen çeki ödemedi. ...'ın çeklerinin kaybolduğu iddiası doğru değildir. Kendisi yukarıda anlattığım şekilde çek koçanlarını bizzat bana veriyordu. Ben de onun iznini alarak imzalıyordum. Örneğin ...'dan araç alırken ... ve yanındakiler bizzat ...'ı arayıp keşideci imzası atmak için izin aldığımı duydular. Ben sahtecilik ve dolandırıcılık kastıyla hareket etmedim. ... çeklerin bir kısmını ödemeyince bu olaylar ortaya çıktı. İddia edildiği gibi çekleri ödememek için ... ile bir anlaşma yapmadım. Yukarıda belirttiğim çeklerdeki keşideci imzaları dışındaki yazıların da birçoğu bana aittir. ... adına müşterilerden yaptığımız iş karşılığını para ve çek olarak tahsil ettiğim hususu doğrudur. Ben bu tahsilatların karşılığı olan para ve çekleri sürekli ...'a teslim ettim. Para ve çek aldığım kişilere de ilgili makbuzlarını verdim. Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlamasını kabul etmem. Bana gösterdiğiniz tahsilat makbuzlarındaki yazılar bana aittir. Müşteriye verdiğim bu makbuzun diğer nüshasını da para ve çekle beraber ...'ın kendisine bizzat teslim ettim. Ancak teslim sırasında ayrıca bir belge düzenlemedik. Bu suçlamayı da kabul etmem.",
20.11.2011 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında şüpheli sıfatıyla; "Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Şikâyetçi ... benim arkadaşımdır. Kendisi ile ailece görüşüyorduk. Şüpheli ... ise benim daha önce çalıştığım Tataroğlu Otomotivin sahibidir ve benim işverenimdir. Ben daha önce ...'a ait Nevşehir ilinde faaliyet gösteren AGT Bims Tuğla isimli fabrikanın satış müdürlüğünü yapıyordum. Bu fabrika tuğla üretiyordu. Ben ayrıca kendi adıma nakit para ile inşaat malzemesini spottan temin ediyordum. 10-15 gün içerisinde temin ettiğim malı paraya çevirdiğimde borcumu ödüyordum. Nakit para bulduğumda teminat olarak patronum ...'ın bana imzalayıp verdiği çekleri ciro edip teminat olarak nakit para borç aldığım kişiye veriyordum. Ben borcu parça parça patronum ...'a ödüyordum, ... da verdiği çekin üzerinde yazılı keşide tarihi geldiğinde bankaya ödemede bulunuyordu. Tarihini tam olarak hatırlamıyorum ancak 2010 yılındaydı ben piyasadan yine inşaat malzemesini spottan aldım, ödeme yapmam gerekiyordu. Arkadaşım olan şikâyetçinin 60.000 TL parasının olduğunu kendisi bana söylemişti. Ben durumumu kendisine anlattım, 60.000 TL'yi bana borç vermesini istedim. Şikâyetçi de kabul etti. Ben şikâyetçiden aldığım 60.000 TL karşılığında da patronum ...'dan 24.05.2010 tarihli, 3192120 numaralı çeki keşide edilmiş olarak aldım, çekin arkasını ciro edip teminat olarak ...'e verdim. Ben borcum olan 60.000 TL'nin 30.000 TL'sini nakit olarak ...'a ödedim. Ancak ... çeki ödemedi, hatta çekin ödeme tarihi gelmeden ihtiyati tedbir kararı aldı. Çek ödenmeyince şikâyetçi benden parayı istedi ancak benim de mali durumum bozuk olduğu için şu ana kadar borcumu ödeyemedim. ...'ın iddiaları yalandır, zira kendisi 2010 yılı içerisinde yüklü miktarda bir parayı ticari ilişki sırasında batırdı. Bu nedenle kredi kullandıran bankalar ...'ın üzerine gelince ödeme acziyeti doğdu. ... da ister istemez piyasada bulunan çeklerini ödememeye başladı. Ben sahte evrak tanzim etmedim. ...'ü dolandırma kastıyla da hareket etmedim.",
05.12.2011 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında şüpheli sıfatıyla; "Türkiye İşbankası Buğdaypazarı Şubesindeki hesaptan keşide edilen 3192120 numaralı, 60.000 TL bedelli ve 24.05.2010 tarihli çekteki yazılar bana aittir ancak çekin keşide eden kısmındaki imza bana ait değildir. Bu imzayı ... atmıştı. Hatta ben olayı hatırlıyorum. Çeki yazıp hazırladıktan sonra kendisi biraz da özenmeden gelişigüzel imzasını atmıştı. Çoğu çeki bu şekilde imzalıyordu. Çekin arkasında ciranta kısmında imzam olabilir. Hatırladığım kadarıyla çeki o dönemde spottan aldığımız inşaat malzemeleri için vermiş olabiliriz. O dönemde benim resmî olarak çek keşide etme yetkim yoktu. Buna dair vekâletname de yoktu. Benim imzalamadığım çekleri sadece ... imzalardı. Başka imzalayan kimse yoktu. Ben imza incelemesi için imza örneği vermeye hazırım. Bunun dışında herhangi bir bankada hesabım yoktur. Akbank Buğdaypazarı Şubesindeki hesabımı kapattım. Başka kapattığım hesap yoktur.",
09.04.2012 tarihinde Mahkemede; "Suça konu çekler şikâyetçi ... ile aramızda gerçekleştirdiğimiz araç alım satımlarına konu olarak verilmiş bulunan çeklerdir. İddianamede ismi geçen ..., ... da araçları ... adına satmışlardır, tüm araç satışları ... ile aramızda gerçekleşmiştir, bu araçlar ile ilgili suç tarihleri itibarı ile yanında çalıştığım ...'a ait çekleri verdim. Çeklerin üzerindeki imza ve yazılar bana aittir, ancak bu çekleri o zaman patronum olan ...'ın bilgisi dahilinde vermiştim, bu araçlar haricinde de evvelinde ... ile aramızda başkaca araç satımlarına ilişkin verilmiş çekler bulunmaktaydı. İlk anlarda çekleri zamanında ödüyorduk, ancak daha sonra ödeme sıkıntısına girdik, çekleri zamanında ödeyemedik, bunun üzerine ... çeklerin çalındığı, çeklerin keşidecisinden kendisinin haberi olmadığı yönünde beyanda bulunarak beni suçlamıştır, suçsuzum, dolandırıcılık kastı ile ya da evrakta sahtecilik kastı ile hareket etmedim, etmedik. Çekleri ticari ilişki nedeniyle verdim, mali ve ekonomik kriz nedeniyle ödeme olmayınca bu duruma düşüldü. Sanığa soruşturma evresindeki 30.03.2010, 18.03.2010 tarihlerinde kollukta verdiği ifadeleri, C. savcısı huzurunda verdiği 02.12.2010, 29.06.2010 ve 08.07.2010 tarihli ifadeleri okunup sorulduğunda 'Doğrudur, aynen tekrar ederim.' İddianameye konu araçlar ... ya da Tatar şirketi adına değil, kendi şahsi ticari ilişkim nedeniyle kendi adıma alınmış araçlardı. ... ile tanışıklığımız ve aramızdaki ticari ilişki ... ile tanışıklığımızdan ve yanında çalışmaya başlamamdan daha önceye dayanmaktaydı. ... kendi adına yahutta firmasının adına kayıtlı çekleri benim kendi şahsi ticari ilişkimde de bulunduğunu biliyordu. Ben araç aldığım zaman ... adına ya da firması adına olan çekleri ...'ın bilgisi dahilinde araç alımından birkaç ay sonrası tarihi atarak vadeli olarak veriyordum. Bu arada aldığım aracı birkaç bin TL kâr ile satıyor ve satış sonrası aldığım paradan ...'ın çek bedelini ödüyordum. Ancak Euro'daki iniş çıkıştan dolayı zarar ettim. ... adına vadeli olarak araç alımında ...'ya verdiğim çekleri ödeyemedim. ... ile görüştüm, vadeyi uzatmak istedim, kabul etti. Kendisine bu konuda yine ...'a ait çekleri verdim. Ancak ... bu arada tüm çekleri işleme koydu. ... da çekleri benim keşide ettiğimi biliyordu ancak dediğim gibi daha önceleri çekler süresinde ödendiğinde problem olmuyordu. Çekleri hem ...'nın hem de ...'ın bilgisi dahilinde kendim doldurarak imzalayarak verdim. Daha önceden de vermiştim. Ödendiği için problem çıkmamıştı. Ödeme güçlüğüne düştüğümde bu durum ortaya çıktı. Ancak ...'ın ...'yı tanıdığını zannetmiyorum. ... ile aramızdaki ilişki benim araç alım satımımdan dolayı gerçekleşen ilişkidir. İlk 2-3 çek ödenemeyince ... ile görüştüm, 'Vadeyi uzatalım, yeni çek verelim.' dedim. İş yerine gittim, ancak kendisi ilk başta kabul ettiği hâlde % 10 fark istedi. Bu şekilde yeni çek kabul edeceğini söyledi. Ben de kızdım, yeni çekleri vermedim. ... bir koyundan dört post çıkartmak istedi. Aynı tarihte iki ayrı çekin birini benim ticari ilişkimde, biri ...'ın ticari ilişkisinde aynı rakam ile kullanılmış olması tesadüftür. Çek koçanları bende olmadığı için çek koçanlarından çekleri ... kendisi verdiğinden dolayı seri numaraları sıralamasındaki farklılığın yani araya başka çeklerin girmiş olmasının sebebini ... bilir. Benim bu çeklerim sonraki yenileme çekleridir. Ben vadesinde ödenmeyen çeklerimi yenilemek için gittim, ilk bedeldeki kadar yeni çekleri verdim, verdikten sonra % 10 istedi, o %10'luk farkı vermedim. Bu nedenle aradaki ipler koptu. Yoksa vermediğim % 10 farklık çeklerdir, asıl alacak kadar ikinci çekleri vermiştim.",
Şeklinde ifade vermişlerdir.
Sanık ... 01.03.2010 tarihinde inceleme dışı sanık ... aleyhinde Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği şikâyet dilekçesinde; "1- ...'da Hançerli Mah, Atatürk Bulvarı, No: 562/A, İlkadım adresindeki Tatar Otomotiv adlı iş yerinin ve ayrıca Nevşehir'de faaliyet gösteren AGT Yapı Elemenları Ltd. Şti'nin sahibiyim. Şüpheli ... da yanımda sigortalı olarak çalışmakta ve şirketin pazarlama ve muhasebe işlerini yürütmekte idi.
2- Gerek şahsıma ait çek karneleri ve gerekse AGT Ltd. Şti'ne ait çekler şüphelide bulunmakta idi. Bu çek karnelerinden Akbank Sanayi Şubesi 40814 nolu hesap, İşbankası Buğdaypazarı Şubesi 149957 nolu hesaptan alınan çek karneleri ...'a, Şekerbank Bafra Şubesi 14550771 nolu hesaptan alınan çek karnesi AGT Yapı Elemanları Ltd. Şti'ne aittir.
3- Şüpheli bu çek karnelerinden bir kısmı müşteriye verilmek üzere tarafımdan imzalanan çekleri ve kendi sahte olarak imzaladığı çok sayıda çeki 3. şahıslara vermiş ayrıca tuğla sattığı (Tellioğlu İnşaat Ltd. Şti, Asgar İnşaat Ltd. Şti, Doyaroğlu İnş. Ltd. Şti, Global İnş. Ltd. Şti, Zirve İnşaat Ltd. Şti, Yatuya İnşaat Ltd. Şti, ... Ltd. Şti.) firmalardan tahsil ettiği yaklaşık 150.000 TL'yi de zimmetine geçirerek ortadan kaybolmuştur. Çek karneleri şüphelinin elinde olduğu için ne miktarda ve kaç tane çek yaprağını imzalayarak verdiğini bilememekteyiz. Bu rakamın trilyonu bulabileceğini düşünmekteyim. Büyük bir mağduriyet içine sürüklenmiş bulunmaktayım. Hatta fotokopisini ekte sunduğum ve şüpheli tarafından imzalanarak 3. şahsa verilen İşbankası Buğdaypazarı Şubesinin 08.01.2010 tarihli, 29.800 TL'lik çeki hesabımdan ödenmiştir.
5- Bu sebeple şüphelinin yakalanarak cezalandırılması ve tutuklanması için sayın makamınıza başvuru zarureti hasıl olmuştur. Ayrıca işin vehamet ve önemine binaen yukarıda belirttiğim bankalara müzekkere yazılarak bankaya ibraz edilen (çekler takastan verildiği ve yazıldığı için bankanın imza kontrolü yapması mümkün olamıyor ve hesapta para varsa para çekiliyor veya arkası yazılıyor) çeklerin ödenmemesi ve arkası yazılmaması ve çeke el koyulması için tedbir kararı verilerek müzekkere yazılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.",
01.03.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında şikâyetçi sıfatıyla; "Şikâyette bulunduğum ... 2008 yılının birinci ayından bu yana sigortalı işçi olarak çalışıyordu, herhangi bir temsil yetkisi yoktu, adıma ürün pazarlama ve tahsilat işlerini yapıyordu. Sahibi bulunduğum Tatar Otomotiv ve Nevşehir'de faaliyet gösteren AGT Yapı Elemanları Ltd. adlı şirketime tahsilat ve ürün pazarlama işleri yaparken benden habersiz bazı bankalara ait çeklerimi koçan olarak aldığını, benim bilgim ve rızam olmadan kendisinin de yetkisi olmadığı hâlde bunları imzalayarak piyasaya verdiğini bugün iki ayrı bankadan yani İşbankası Buğdaypazarı Şubesi, diğeri Akbank Sanayi Şubesinden beni aramaları ve gidip baktığımda çek üzerinde ...'ın imzasının olduğunu görmem üzerine kuşkuya kapılıp araştırmaya girdiğimde dilekçemde belirttiğim şirketlerden 150.000 TL para tahsil ettiğini, ancak şirket hesabına yatırmadığını, aynı zamanda dilekçemde belirttiğim banka çek karneleri aldığını tespit ettim. Fotokopisini sunduğum çekteki 08.01.2010 tarihli ve 29.800 TL meblağlı bir çeki yine ... imzalamıştı. Ben ödedim. Sorduğumda bir yanlış yaptığını, bir daha yapmayacağını, başka da olmayacağını söyledi. İşlerimi yürüten bir eleman olduğu için ben de kendisini affettim ve işine devam etti. Bugün takas dolayısıyla gelen çek haberlerinde kötü niyetli olduğunu anladım. Beni şu anda bildiğim kadarıyla 200.000 TL civarında dolandırmıştır, ne kadar çek yazdığını da bilmiyorum. Kendisi hâlen benim sigortalı işçimdir, telefonlarını kapatmış. Nerede olduğunu bilmiyorum. Şikâyetçiyim. Bildiğim banka isim ve hesap numaralarını dilekçeme yazdım, elinde hangi çek karne veya yapraklarının olduğunu ve numaralarını bilmiyorum. Öğrenince ayrıca bildireceğim.",
02.03.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında şikâyetçi sıfatıyla; "Yanımda çalışan ...'ın iş yerimin çekmesinde bulunan çekleri çalarak bazılarını kullandığını bankalar çekleri sormaya başlayınca dün öğrendim. Bunun üzerine bazı müşterilerimden aldığı paraları da getirmediğini müşteriler ile görüşerek tespit ettim. Şu an için kaç çekim çalınıp kullanıldı, hangi müşterilerimden alınan paralar bana iletilmedi tam olarak tespit etmedim. Tespit ederek vekilim aracılığıyla tarafınıza bildireceğim. Sahibi olduğum AGT firması Nevşehir'de olmasına rağmen şüpheli ... ve civarında AGT firmasının temsilcisi olduğu için işlemleri yapıp ...'da paraları bana teslim ediyordu. Kendisine ulaşamıyorum. Adresini de tam bilemiyorum. Ben çekleri şüpheliye boş olarak vermiyorum. Ticari ilişki gereği düzenlenecek çek olursa işlem yaptığı için çekin üzerini şüpheli doldurur bana getirir, ben de imzalardım. İmza yetkisi yoktur. Kendisine vekâletname de vermedim.",
31.03.2010 tarihinde Kollukta şüpheli sıfatıyla; "Hakkımda şikâyette bulunan ... isimli şahsı tanımıyorum, kendisi ile hiçbir ticari ilişkim yoktur. Diğer şüpheli ..., sahibi olduğum Bims tuğla üretimi yapan AGT İnşaat Ltd. Şti'nin sigortalı pazarlama ve satış elemanı olarak çalışmakta iken firmamıza ve şahsıma ait çek karnesinden çek yaprakları alarak ve imzalayarak şikâyetçi ... isimli şahsa verdiğini öğrendim. Bunun üzerine hemen ... C. Başsavcılığına 2010/4301 soruşturma sayılı dosyada ... hakkında şikâyette bulundum. Ben ordaki dilekçelerimden de anlaşılacağı üzere bu çeklerin kime verildiği ve ne kadar miktarda olduğu konusunda bilgim yoktu, bu konuda çeklerin iptali için de Ticaret Mahkemesinde de dava açtım. Hakkımdaki bu şikâyet sonucunda çeklerin ...'nın elinde olduğunu öğrendim, hatta mal aldığımız firmalara verilmek üzere tarafımdan imzalanan bir kısım çeklerin de aynı şekilde rızam ve bilgim dışında ... tarafından ...'ya verildiğini öğrendim. Şikâyetçinin ifadesinde geçen çekler firmamıza ait çekler olup hangileri tarafımdan imzalanan hangileri de ... tarafından imzalanan çekler olduğunu bilemiyorum. Ben hakkımdaki suçlamaları hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Şikâyetçi üzerimde baskı oluşturmak için bu şekilde şikâyette bulunmuştur, ben de kendisi hakkında 2010/4301 esas dosyasında şikâyette bulunmuştum. Ben kesinlikle ... ile birlikte hareket ederek sahtecilik ve dolandırıcılık suçunu işlemedim, aksine bu olay nedeniyle ben mağdur duruma düştüm. Ben çok sayıda firmanın ortağıyım, böyle bir olaya adımın karışması beni zor durumda bırakmıştır. Mali durumum araştırılabilir, ticaret hayatım boyunca yazılmış bir tane çekim yoktur. Suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum.",
22.04.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında şikâyetçi sıfatıyla; "Şüpheli ...'ın hakkımda vermiş olduğu dilekçede belirttiği hususlar ve suçlamalar doğru değildir. Ben tefecilik yapmıyorum. Bazı çekleri ödemekten kurtulmak için böyle bir şikâyet yaparak iftira atmış da değilim. Bu hususta ...'ı tehdit de etmedim. Suçlamaları kabul etmem. Benim sözlü rızamla ...'a çek imzalama yetkisi vermem söz konusu değildir. Çek koçanlarım Hançerli Mah, Atatürk Bulvarı, No: 564'teki iş yerimin çekmecesinde bulunurdu. Kilitli değildi. ... da sürekli girer çıkardı. Çekmecedeki bu çek koçalarının özellikle arka kısımlarını dip koçanıyla beraber koparmış ve bu çekleri kullanmış. Ben şikâyetçi olup ticaret mahkemesinden bazı çeklerin ödenmemesi için karar alınca ... hakkımda şikâyetçi olmuş. Ayrıca çekleri verdiği ... da şikâyetçi olmuş.",
19.06.2010 tarihinde Kollukta şüpheli sıfatıyla; "Bana sormş olduğunuz Türkiye İşbankasına ait 28.02.2010 tarihli ve 50.000 TL'lik 3172124 nolu çek bana aittir. Fakat çekteki imza benim değildir. Benim çek koçanımı birlikte pazarlamacılık yaptığımız ve ... ilinde ikamet eden ... isimli şahıs ... ilinde bulunan iş yerimin ofisinden benim haberim olmadan almış. Ben 01.03.2010 tarihinde çekin olmadığını farkettim ve aynı tarihte ... C. Başsavcılığına suç duyurusunda bulundum. Bana göstermiş olduğunuz 3172124 nolu çeki ... isimli şahıs imzalamış. Ben kesinlikle bu şahsa veya başka bir şahsa imza konusunda yetki vermedim. Bu çekle benim alakam yoktur.",
22.11.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında şüpheli sıfatıyla; "Ben müşteki ... vekili tarafından yazılan 29.09.2010 tarihli dilekçeyi okumanız üzerine dinledim ve anladım. Ancak kesinlikle dilekçede tarafıma isnat edilen nitelikli dolandırıcılık suçunu kabul etmiyorum. Ben olayla ilgili hazır ettiğim vekilim ile birlikte 2010/4301 sayılı soruşturma evrakı kapsamında 01.03.2010 tarihinde ifade vermiştim. Bu ifadem doğrudur. Asıl olayda mağdur olan benim. Bununla ilgili Asliye Ticaret Mahkemesinde dosya olduğu gibi ... 3. İcra Hukuk Mahkemesinde 2010/622 esas sayılı bir dava da mevcuttur. Her iki dava lehime sonuçlanmıştır. İmza incelemesi de yapılmıştı. Suç işlemiş değilim. Suçsuzum. Müştekiyi şahsen tanımıyorum. Yaptığım araştırmaya göre diğer daha önceki şikâyetleri veren ... ile birlikte çalıştığını hâlen Garnizon Komutanlığında Başçavuş olarak görev yaptığını tespit ettim. Bu şahsın çağrılarak çeki hangi amaçla elinde bulundurduğunun sorulmasını talep ediyorum.",
23.12.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında şikâyetçi sıfatıyla; "Nevşehir'de AGT adlı tuğla üreten iş yeri, Bafra'da benzin istasyonum, ...'da da Tataroğlu Otomotiv adlı oto alıp sattığım galerim vardır. Geniş bir iş hacmine sahibim. AGT firmasını devraldığımda orada çalışan ... benim yanımda çalışmaya devam etti. 2008 yılı Temmuz ayından 2010 yılı Mart ayına kadar ... benim yanımda çalıştı. AGT firmasının pazarlama işini yapar, gider müşterilere malı satar, karşılığı olan çek ya da parayı alır, bize iletirdi. Getir götür işlerini yapardı. Benim kırk-elli çalışanım vardır. ...'a ben sözlü ya da yazılı olarak çek düzenleme yetkisi vermedim. Benim adıma borç ödeme şeklinde bir görevi de yoktu. Sadece pazarlamayı yapar, karşılığı olan para ve çekleri getirirdi. 2010 yılı Mart ayında 15.000 TL'lik soruşturmaya konu olmayan bir çekimin tahsili banka isteyince bu çeki kendimin düzenlemediğini anladım. Ancak ticari itibarım bozulmasın diye bu çeki ödedim. O zaman kuşkulanmaya başladım. Araştırma yaptım. Karşılıksız çıkan ve benim imzamı taşımayan birçok çek olunca da şikâyette bulundum. ... şirketim adına tahsil ettiği pek çok parayı zimmetine de geçirmiştir. ... benim haberim olmadan çek koçanlarının alt kısmından bazı yaprakları kopararak keşideci olarak yerime imza atıp kullanmış. Bunun farkına çok sonra varabildik. Çek koçanlarım galerimdeki masanın çekmecesinde bulunurdu. ... sürekli girip çıkarken benim bulunmadığım zamanlarda söz konusu çekleri boş olarak koparmış alıp kullanmış. Bu eylemi yaparken gören bir tanık yoktur. Bu şekilde çalınan çeklere ilişkin avukatım aracılığıyla listeyi de vermiştim. Benim çalındığını belirttiğim çekleri ödemiş olmam söz konusu değildir. Yani ...'ın keşide ettiğini bile bile hiçbir çeki ödemedim. Ancak ... düzenlediği çeklerin ödenmesi için benim haberim olmadan hesaba para yatırmış olabilir. Ancak benim böyle bir tespitim yoktur. İddia edildiği gibi ...'ın keşide ettiği bazı çekleri ödemedim. ...'la beraber hareket ederek ...'ın keşide ettiği bazı çekleri ödeyip daha sonra da diğer çekleri ödememek suretiyle çeki elinde bulunduranlara karşı dolandırıcılık suçunu işlemedim. Bu tür iddiaları kabul etmem. Alışverişler sırasında ...'ın beni arayarak keşideci imzası atmak için izin aldığı yönündeki beyanlar doğru değildir. Çalındığını bildirdiğim ve seri numaralarını verdiğim hiçbir çeki ben ödemedim, sadece kendi imzaladığım çekleri ödedim. Bugüne kadar hiçbir çekim karşılıksız çıkmadı. Yani çalıntı olduğunu iddia ettiğim çekleri ödemedim. ...'ın benim yerime çek keşide etmesine izin verdiğime dair beyanları asla kabul etmem.",
29.09.2011 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında şikâyetçi-şüpheli sıfatıyla; "Çek koçanlarından haberim olmadan ... birer ikişer alıp alıp kullanmış. Ben ancak büyük miktarda üç çekim aynı anda bankaca sorulunca olayı farkettim. Bazı çeklerdeki keşideci imzalarının ... tarafından üçüncü kişilere attırılmış olması da söz konusu olabilir. ...'a sözlü ya da yazılı çekleri benim adıma keşide etmesi için yetki vermedim ancak ...'ın keşide ettiği benim hesabımdan ödenmiş çekler olabilir. Çünkü ben Nevşehir, Bafra ve ...'da üç ayrı iş yeri olan toplam 70 kişi civarında işçi çalıştıran, sürekli ticari iş yapan çek senet ödeyen birisiyim. Yoğunluktan farkına varamamış olabilirim, zira banka hesaplarım genelde hep müsait olur çekler de otomatik ödenir.",
07.02.2012 tarihinde Mahkemede; "1983'ten bu yana ticaret ile uğraşırım. Suç tarihleri ve şu an itibarı ile benim ... ili, Bafra ilçesinde Alpet Tataroğlu Petrol isimli benzin istasyonum vardır. ... il merkezinde ise Tataroğlu Otomotiv isimli ikinci el araç alım satımına ilişkin iş yerim vardır. Ayrıca Nevşehir il merkezinde de Bims briket üretimi üzerine AGT hafif yapı elemanları imalatı üzerine iş yerim vardır, yaklaşık 61 çalışanım vardır. Bu iş yerlerimden AGT isimli şirketi ben 2008 yılı Temmuz ayında devraldım, devraldığımda iddianamede ismi geçen ... bu şirkette pazarlama elemanı olarak devam etmekteydi. Şirketi devralmakla ...'ı tanıdım ve şirketi devraldıktan sonra da ... bu şirkette benim adıma çalışmaya devam etti. Şirketteki görevi önceden olduğu gibi mal pazarlamasına bakmaktır. Ayrıca Nevşehir'de bulunan şirkete ait kayıtları getirir, ...'daki muhasebecimize veya bize bildirir, kayıtlar ... merkezimizde tutulurdu. Bu kişi sadece AGT Bims'in çalışanı idi, onun ile ilgili işleri yapardı, onun haricinde petrol istasyonum ile ilgili yahutta araç alım satımı ile ilgili iş yerinde bu kişinin görevi yoktu. Bu kişi bu yerler ile ilgili herhangi bir faaliyet içinde bulunmazdı. Hatırladığım kadarı ile bu olayların ortaya çıktığı tarih olan 2010 yılı 2 ve 3. ayına kadar çalıştı. Bu çekler ile ilgili sorunlar ortaya çıkması üzerine savcılığa başvurumuz sonucunda kendisi şahsi olarak dahi başvurmadı. Bize istifasını yazılı olarak gönderdi ve bu şekilde işine son verdik. Kendisi ile bu olaylar ortaya çıktıktan sonra herhangi bir şekilde yüz yüze gelişmemiz dahi olmadı. Sadece başvurumuzdan bir aylık süre içinde yani 2010 yılı Mart ayı içerisinde bu kişi ile bir kez avukatım Yusuf beyin bürosunda olayın ne boyutta olduğunu anlayabilmek için yaptığımız görüşme sırasında karşılaştım. Onda da olayın ne boyutta olduğunu anlayamadık, doğru dürüst bilgi dahi vermedi. Şu anda da kendisine ulaşamamaktayız. Ben bu kişiye çek imzalama yetkisi vermedim, ancak çek koçanlarım iş yerimin çekmecesinde bulunur, çek yazarken kontrol eder, yazar imzalar veririm, bu kişi de benim iş yerimde çalışan olduğu için benden habersizce özellikle çek koçanlarının alt en son sayfalarını tamamen koparmak sureti ile alıp yazı ve imzaları taklit ederek benden habersizce çek keşide edip benim ticari faaliyetlerim ile ilgili olmayan kendi ticari faaliyetleri ile ilgili alanlarda kullanmıştır. Kendisinin de benim yanımdaki çalışmaları haricinde ticari faaliyet içerisinde olduğunu, araç alıp sattığını dahi bilmiyordum. Bu olaydan sonra öğrendim, ben bu zamana kadar çeki veya senedi protesto dahi olmuş bir kişi değilim, tüm çeklerimi ve senetlerimi zamanında öderim. Bir kısım çeklerin ödenmesinin sebebi de olayı fark etmeden gerçekleşmesindendir. Üç iş yerim olduğu ve işlerimin yoğunluğundan dolayıdır, ancak daha sonra büyük miktarlardaki çeklerin bankalarca sorgulanması sonucunda olayı fark ettim ve durumu savcılığa ihbar ettim. Şikâyetçileri tanımıyorum, kendilerini ilk defa dava nedeniyle isimlerini duydum, kendileri ile hiçbir ticari faaliyetim olmadı. ...'a bu kişiler ile alakalı ticari faaliyette bulunması yönünde talimat vermedim. ...'ın bu kişilerden araç aldığına dair haberim yoktur. Bu araçların hiçbirinin şirketlerim adına kaydı yahutta şirketlerim tarafından satın alındığına veya satıldığına dair kayıt yoktur. ...'a hiçbir şekilde bilerek çek vermedim. Birer ikişer çek koçanlarım altından boş yaprakları kopararak almış, bu nedenle alındığını dahi fark etmedim. ...'a çek keşide etmesi hususunda sözlü ya da yazılı talimat ya da müsaade vermedim. Ticari faaliyetlerime devam etmekteyim, hâlâ şirketlerim ile ilgili çekleri zamanında ödemekteyim. Ödeme sıkıntısı içerisinde değilim, ekonomik durumun gayet düzgündür. Oğlum iddianamede belirtilenin aksine ... ile ...'ın yapmış olduğu ticari ilişkiden haberim yoktu. ... beni telefon ile aramadı. Bana böyle bir bilgi vermedi. Hiçbir şekilde oğlum ile çek göndermiş değilim. Oğlumun da bildiğim kadarı ile hiçbir şekilde beyanı alınmamıştır. İddianameye konu hiçbir çeki ben imzalamadım, imzaladığım bütün çekleri de ödedim. Soruşturma evresindeki 31.03.2010 tarihinde kollukta verdiği ifadesi, C. savcısı huzurunda verdiği 29.09.2011 tarihli ve 23.12.2010 tarihli ifadeleri okunup sorulduğunda 'Doğrudur, aynen tekrar ederim.'",
Bozma üzerine 10.12.2018 tarihinde Mahkemede; "Yargıtay bozma kararını kabul etmiyorum. Mahkemenin kararında direnmesini talep ediyorum. Ben bu konuyla ilgili daha önce ifade vermiştim, o ifadelerim doğrudur aynen tekrar ederim. İddianamede isimleri geçen müştekileri mahkemede tanıdım. Daha öncesinde tanımıyordum. Ben 2008 yılı Temmuz ayında AGT Yapı isimli şirketin % 60 hissesini satın aldığımda ... bu şirkette resmiyette pazarlamacı ancak fiiliyatta şirketin her türlü işini yapan birisiydi. Olayda asıl mağdur olan benim. ... bizden habersiz ve bizim bilgimiz dışında şirketimiz adına bir kısım çekleri piyasaya sürmüş. O dönem ben de imalat sektöründe acemi olduğum için biraz da benim bilgisizliğimden faydalanarak çek koçanlarının bittiğinden bahisle bizden yeni çek defterleri almış ve bunları benim tamamen bilgim dışında piyasaya sürmüştür. Üzerime atılı dolandırıcılık ve sahtecilik suçlamalarını kabul etmiyorum. Ben 1979 yılından beri aylık SGK primini bile bir gün geç yatıran birisi değilim. Karşılıksız veya sahte çek düzenlemem mümkün değildir. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatime karar verilsin. Oğlum ... kendisi gönüllü olarak gelip duruşmada ifade vermiştir. Kendisinin beyan ettiği üzere bizim bilgimiz dışında çeklerin piyasaya sürülmesinden sonra oğlum müşteki ... ile görüşmüştür. Sanık ...'ın ifadesi birbiri ile çelişkilidir. Sanık ..., müşteki ...'ün bir koyundan dört post çıkaran birisi olduğunu, ödenmiş çekleri tekrar ödenmesi için uğraştığını, ödemekle bitiremediğini söylemiş. Daha önce ödemesi yapılan çeklerle ilgili tekrar çek verdiğini söylemiştir. Bunlar da çelişkili ifadelerdir. Beraatimi talep ediyorum."
Şeklinde ifade vermiş ve savunmalarda bulunmuştur.
Ön sorun konusunun isabetli bir şekilde çözüme kavuşturulması için dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarının unsurlarının açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
A- Dolandırıcılık suçu 5237 sayılı TCK'nın 157. maddesinde;
"Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir." şeklinde düzenlenmiş, 158. maddesinde ise suçun nitelikli hâlleri sayılmıştır.
Mal varlığının yanında irade özgürlüğünün de korunduğu dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
1) Failin bir takım hileli davranışlarda bulunması,
2) Hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması,
3) Failin hileli davranışlar sonucunda mağdurun veya başkasının aleyhine, kendisi veya başkası lehine haksız bir yarar sağlaması,
Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Fail kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bilerek ve isteyerek hileli davranışlar yapmalı, bu davranışlarla bir başkasına zarar vermeli, verilen zarar ile eylem arasında uygun nedensellik bağı bulunmalı ve zarar da nesnel ölçüler göz önünde bulundurularak belirlenecek ekonomik bir zarar olmalıdır.
Görüldüğü gibi, dolandırıcılık suçunu diğer mal varlığına karşı işlenen suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden çok hukuki konusu olan bu suç işlenirken, sadece mal varlığı zarar görmemekte, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. Madde gerekçesinde de aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyiniyet ve güvenin bozulduğu, bu suretle kişinin irade serbestisinin etkilendiği ve irade özgürlüğünün ihlal edildiği vurgulanmıştır.
5237 sayılı TCK'nın 157. maddesinde yalnızca hileli davranıştan söz edilmiş olmasına göre, her türlü hileli davranışın dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesi gerekmektedir.
Kanun koyucu anılan maddede hilenin tanımını yapmayarak suçun maddi konusunun hareket kısmını oluşturan hileli davranışların nelerden ibaret olduğunu belirtmemiş, bilinçli olarak bu hususu öğreti ve uygulamaya bırakmıştır.
"Hile", Türk Dili Kurumu sözlüğünde; "Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika" (Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, .... 891.) şeklinde, uygulamadaki yerleşmiş kabule göre ise; "Hile nitelikli yalandır. Yalan belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Kullanılan hile ile mağdur yanılgıya düşürülmeli ve yanıltma sonucu kandırıcı davranışlarla yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hileli davranışın aldatacak nitelikte olması gerekir. Basit bir yalan hileli hareket olarak kabul edilemez." biçiminde tanımlanmıştır.
Öğretide de hile ile ilgili olarak; "Olaylara ilişkin yalan açıklamaların ve sarf edilen sözlerin doğruluğunu kuvvetlendirecek ve böylece muhatabın inceleme eğilimini etkileyebilecek yoğunluk ve güçte olması ve bu bakımdan gerektiğinde bir takım dış hareketler ekleyerek veya böylece var olan halden ve koşullardan yararlanarak, almayacağı bir kararı bir kimseye verdirtmek suretiyle onu aldatması, bu suretle başkasının zihin, fikir ve eylemlerinde bir hata meydana getirmesidir." (Sulhi Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler 2004, .... 453.), "Hile, oyun, aldatma, düzen demektir. Objektif olarak hataya düşürücü ve başkasının tasavvuru üzerinde etki doğurucu her davranış hiledir." (Nur Centel/Hamide Zafer/Özlem Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Cilt I, Beta Yayınevi, 4. Baskı, Eylül 2017, ..., .... 502-503.) biçiminde tanımlara yer verilmiştir.
Yerleşmiş uygulamalar ve öğretideki baskın görüşlere göre ortaya konulan ilkeler göz önünde bulundurulduğunda; hile, maddi olmayan yollarla karşısındakini aldatan, hataya düşüren, düzen, dolap, oyun, entrika ve bunun gibi her türlü eylem olarak kabul edilebilir. Bu eylemler bir gösteriş biçiminde olabileceği gibi, gizli davranışlar olarak da ortaya çıkabilir. Gösterişte, fail sahip bulunmadığı imkânlara ve sıfata sahip olduğunu bildirmekte, gizli davranışta ise kendi durum veya sıfatını gizlemektedir. Ancak sadece yalan söylemek, dolandırıcılık suçunun hile unsurunun gerçekleşmesi bakımından yeterli değildir. Kanun koyucu yalanı belirli bir takım şekiller altında yapıldığı ve kamu düzenini bozacak nitelikte bulunduğu hallerde cezalandırmaktadır. Böyle olunca hukuki işlemlerde, sözleşmelerde bir kişi mücerret yalan söyleyerek diğerini aldatmış bulunuyorsa bu basit şekildeki aldatma, dolandırıcılık suçunun oluşumuna yetmeyecektir. Yapılan yalan açıklamaların dolandırıcılık suçunun hileli davranış unsurunu oluşturabilmesi için, bu açıklamaların doğruluğunu kabul ettirebilecek, böylece muhatabın inceleme eğilimini etkisiz bırakabilecek yoğunluk ve güçte olması ve gerektiğinde yalana bir takım dış hareketlerin eklenmiş bulunması gerekir.
Failin davranışlarının hileli olup olmadığının belirlenmesi noktasında öğretide şu görüşlere de yer verilmiştir: "Hangi hareketin aldatmaya elverişli olduğu somut olaya göre ve mağdurun içinde bulunduğu duruma göre belirlenmelidir. Bu konuda önceden bir kriter oluşturmak olanaklı değildir." (Veli Özer Özbek/Koray Doğan/Pınar Bacaksız, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 15. Baskı, ... 2020, .... 717.), "Hileli davranışın anlamı birtakım sahte, suni hareketler ile gerçeğin çarpıtılması, gizlenmesi ve saklanmasıdır." (Doğan Soyaslan, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Yetkin Yayınevi, 13. Baskı, ... 2020, .... 439.), "Hilenin, mağduru hataya sürükleyecek nitelikte olması yeterlidir; ortalama bir insanı hataya sürükleyecek nitelikte olması aranmaz. Bu nedenle, davranışın hile teşkil edip etmediği muhataba ve olaya göre değerlendirilmelidir." (Centel/Zafer/Çakmut, .... 509.).
Esasen, hangi davranışların hileli olup olmadığı konusunda genel bir kural koymak oldukça zor olmakla birlikte, bu konuda olaysal olarak değerlendirme yapılmalı, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmak suretiyle sonuca ulaşılmalıdır.
Uyuşmazlık konusunu ilgilendiren "Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle" dolandırıcılık suçu ise; suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK'nın 158/1-f maddesinde; "(1) Dolandırıcılık suçunun; ...f- Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, işlenmesi hâlinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.", son cümlesi ise "Ancak, ... (f), ... bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz." şeklinde iken, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun'un 14. maddesi ile birinci fıkrada yer alan "iki yıldan yedi yıla" ibaresi "üç yıldan on yıla", son cümledeki "üç yıldan" ibaresi ise "dört yıldan" şeklinde değiştirilmiştir.
B- Resmî belgede sahtecilik suçu ise 5237 sayılı TCK'nın 204. maddesinde;
"(1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmî bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmî belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Resmî belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır." şeklinde düzenlenmiştir.
Söz konusu suç, maddenin birinci fıkrasında seçimlik hareketli bir suç olarak tanımlanmış olup resmî belgenin sahte olarak düzenlenmesi, gerçek bir resmî belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmî belgenin kullanılması durumunda suç oluşacaktır.
Maddenin ikinci fıkrasında, resmî belgede sahtecilik suçunun kamu görevlisi tarafından işlenmesi ayrı bir suç olarak tanımlanarak daha ağır bir yaptırıma bağlanmış, maddenin üçüncü fıkrasında ise suçun konusunu oluşturan resmî belgenin, kanunun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan bir belge niteliğinde olması hâlinde cezanın yarı oranında artırılması gerektiği belirtilmiştir.
Sahtecilik suçlarının hukuki konusu kamunun güveni olup belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi, tamamen veya kısmen değiştirilmesi ya da gerçek bir belgeye eklemeler yapılması eylemlerinin kamu güvenini sarstığı kabul edilerek yaptırıma bağlanmıştır.
Resmî belgenin sahte olarak düzenlenmesi ya da gerçek bir resmî belgenin değiştirilmesi eyleminin sahtecilik suçunu oluşturabilmesi için, düzenlenen ya da değiştirilen belgenin gerçek bir belge olduğu konusunda kişiyi yanıltıcı nitelikte olması gerekir. Aldatıcılık özelliği suçun temel unsuru olup özel bir incelemeye tabi tutulmadıkça gerçek olmadığı anlaşılamayan belge, sahte belge olarak kabul edilmelidir. Sahteciliğin kişileri aldatacak nitelikte olup olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır.
Sahte belgenin ilk bakışta dikkati çekmeyecek biçimde düzenlenip belirli bir kişiyi değil birçok kişiyi aldatabilecek nitelikte olması ve aldatma gücünün objektif olarak saptanması gerekir. Bu nedenle örneğin, memurların bilgisizliği ve ihmalleri nedeniyle kandırıcılık yeteneği olmayan belge üzerinde işlem yapmaları belgeye hukuki geçerlilik kazandırmaz. Daha önceden var olan subjektif bir bilgi, belge üzerinde var olan aldatma yeteneğini ortadan kaldırıcı etkiye sahip değildir.
Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarihli ve 232-250 sayılı kararında da aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği belirtilmiştir. Bu noktada sahteciliğe konu olan belgenin aldatma yeteneği olup olmadığının tartışılması ve belirlenmesi öncelikle yargılamayı yürüten mahkemeye ait olup hâkim olayın çıkış, oluş ve akışını, düzenlenen belgelerle yapılan işlemleri göz önüne alarak, sahteciliğin kolaylıkla anlaşılıp anlaşılamayacağını bizzat saptamalı ve sonucuna göre belgelerde aldatma yeteneği olup olmadığını takdir ve tespit etmelidir.
Görüldüğü gibi, mahkemece, suçun konusunu oluşturan belge aslı getirtilerek resmî belgede bulunması gereken başlık, sayı, tarih, imza, mühür gibi zorunlu öğelerin incelenmesi, nesnel olarak aldatma gücü olup olmadığının saptanması, duraksama hâlinde ise mahkemeye yardımcı olma ve aydınlatma bakımından konusunda uzman bilirkişinin görüşüne başvurulmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan, ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ...'ın ...'da Tataroğlu Otomotiv isimli iş yerinin sahibi olduğu, ayrıca Nevşehir'de tuğla üretimi üzerine faaliyet gösteren AGT Hafif Yapı Elemanları İnşaat Sanayi ve Nakliye Ticaret Ltd. Şti'ni de 2008 yılında devraldığı, AGT Hafif Yapı Elemanları şirketinin ürettiği ürünleri ...'da pazarlayan ve tahsilat işlerini yapan inceleme dışı sanık ...'ın şirketin sanık ... tarafından devralınmasından sonra da aynı işine devam ettiği, ayrıca kendi hesabına ikinci el araba alım satımı işi ile uğraştığı, sanık ...'nın Akbank Sanayi Sitesi Şubesi ile İşbankası Buğdaypazarı Şubesinde kendi ve AGT Hafif Yapı Elemanları şirketi adına çek hesaplarının bulunduğu, ancak inceleme dışı sanık ...'ın AGT Hafif Yapı Elemanları şirketi veya sanık ... adına çek keşide etmeye yetkisinin bulunmadığı, inceleme dışı sanık ...'ın katılan ...'dan almış olduğu ikinci el araçlara karşılık olarak Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait Z5899584 numaralı, ... 20.02.2010 keşide yer ve tarihli, 33.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen; Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait Z5899581 numaralı, ... 02.03.2010 keşide yer ve tarihli, 12.500 TL tutarında, İmaj İnşaat Ltd. Şti. lehine, sanık ... ismi ile keşide edilen; Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait Z5899587 numaralı, ... 16.03.2010 keşide yer ve tarihli, 20.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen; İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3197147 numaralı, ... 20.02.2010 keşide yer ve tarihli, 25.000 TL tutarında, hamiline, AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. ismi ile keşide edilen; İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3197146 numaralı, ... 16.03.2010 keşide yer ve tarihli, 31.000 TL tutarında, hamiline, AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. ismi ile keşide edilen; İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3197145 numaralı, ... 04.03.2010 keşide yer ve tarihli, 25.400 TL tutarında, hamiline, AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. ismi ile keşide edilen ve İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3192123 numaralı, ... 30.03.2010 keşide yer ve tarihli, 28.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen çekler ile katılan ...'tan satın aldığı bir araç karşılığında İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3192124 numaralı, ... 28.02.2010 keşide yer ve tarihli, 50.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen çeki ve katılan ...'den daha önce almış olduğu borca karşılık İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3192120 numaralı, ... 24.05.2010 keşide yer ve tarihli, 60.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen çeki ciro ederek verdiği, sanık ...'nın suça konu çekleri inceleme dışı sanık ...'ın kendisinden habersiz alarak imzalayıp verdiği iddiasıyla Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunup ayrıca çekler üzerine ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/80 esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbir kararı koydurarak çek tutarlarını ödemediği, Yerel Mahkemece "Sanık ...'ın aşamalarda alınan beyanlarının kendi içerisinde ve dava dışı ... beyanları ile çelişki taşıdığı, sanık tarafından çalıntı olduğu iddia edilerek hakkında tedbir davaları açılan ve ödemeden men talimatı verilen bir kısım çeklerin sanık ... tarafından ödenmiş olduğunun taraf beyanları ve banka cevabı yazılarından anlaşıldığı, bu tespit karşısında sanığın hayatın olağan akışına uygun olmayan ve kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu değerlendirilen beyanlarına itibar edilemeyeceği, katılanların ve tanıkların beyanlarının (özellikle sanığın oğlu olan ...'ın da açık beyanı karşısında) ise aşamalarda istikrarlı bir şekilde sanık ...'ın, hakkındaki mahkûmiyet hükümleri kesinleşen ...'ın eylemlerine iştirak ettiğine ve en başından beri menfaat temin edebilmek için birlikte hareket ettiğine dair olduğu, bilirkişi raporu, oluş ve tüm dosya kapsamı birlikte nazara alındığında sanık ...'ın ... ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiklerinin kabulü gerektiği," gerekçesiyle sanık ...'nın nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyetine karar verilen olayda;
Sanık ...'nın alınan ifadelerinde kendisine ve şirketine ait çeklerin inceleme dışı sanık ...'da bulunma nedenine, inceleme dışı sanık ...'ın yetki ve görevine, 01.03.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunma ve hukuk mahkemesinden iptalini talep ettiği bir kısım çekleri ödeme nedenlerine ilişkin aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunduğu, bu kapsamda; kendisine ve şirketine ait çeklerin inceleme dışı sanık ...'da bulunma nedenine ilişkin olarak 01.03.2010 tarihli şikâyet dilekçesinde gerek şahsına gerekse AGT Hafif Yapı Elemanları şirketine ait çeklerin inceleme dışı sanık ...'da bulunduğunu, inceleme dışı sanık ...'ın çekleri sahte olarak imzalayıp verdiğini, çek karneleri inceleme dışı sanık ...'ın elinde olduğu için kaç adet çek yaprağı imzalayarak verdiğini bilmediğini, aynı gün Savcılıkta inceleme dışı sanık ...'ın çek koçanlarını habersiz olarak aldığını ve imzalayarak piyasaya verdiğini, 02.03.2010 tarihinde Savcılıkta inceleme dışı sanık ...'ın iş yerinin çekmecesinde bulunan çekleri çalarak kullandığını, inceleme dışı sanık ...'a boş çek yaprağı vermediğini, ancak aynı ifadesinin devamında ticari ilişki gereği çek düzenlenmesi gerektiğinde inceleme dışı sanık ...'ın çekin üzerini doldurup kendisine getirdiğini, kendisinin de imzaladığını, 31.03.2010 tarihinde Kollukta inceleme dışı sanık ...'ın çek karnesinden çek yaprakları alarak imzalayıp katılan ...'e verdiğini, 22.04.2010 tarihinde Savcılıkta ve 07.02.2012 tarihinde Mahkemede çek koçanlarının iş yerinin çekmecesinde olduğunu, kilitli olmadığını, inceleme dışı sanık ...'ın çek koçanlarının özellikle arka kısımlarını dip koçanıyla birlikte kopardığını ve kullandığını, ancak bozma üzerine 10.12.2018 tarihinde Mahkemede ise kendisinin imalat sektöründeki acemiliği ve bilgisizliğinden faydalanan inceleme dışı sanık ...'ın çek koçanlarının bittiğinden bahisle kendisinden yeni çek defterleri aldığını ve bunları kendisinin tamamen bilgisi dışında piyasaya sürdüğünü; inceleme dışı sanık ...'ın yetkisi ve görevine ilişkin olarak 01.03.2010 tarihinde Savcılıkta inceleme dışı sanık ...'ın Tataroğlu Otomotiv ve AGT Hafif Yapı Elemanları şirketi için tahsilat ve ürün pazarlama işlerini yaptığını, 07.02.2012 tarihinde Mahkemede ise sadece AGT Hafif Yapı Elemanları şirketinin çalışanı olduğunu, Tataroğlu Otomotiv ile ilgili görevinin olmadığını; 01.03.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunma nedenine ilişkin olarak aynı gün Savcılıkta İşbankası ve Akbank'tan arandığını, gidip baktığında çek üzerinde inceleme dışı sanık ...'ın imzasının olduğunu gördüğünü, kuşkuya kapılıp araştırdığını ve inceleme dışı sanık ...'ın çek karnelerini aldığını tespit ettiğini, 31.03.2010 tarihinde Kollukta inceleme dışı sanık ...'ın çek karnesinden çek yaprakları alıp imzalayarak katılan ...'e verdiğini öğrendiğini, bunun üzerine hemen şikâyetçi olduğunu, 09.06.2010 tarihinde Kollukta inceleme dışı sanık ...'ın iş yerinin ofisinden haberi olmadan çek aldığını, 01.03.2010 tarihinde çekin olmadığını farkettiğini, aynı tarihte suç duyurusunda bulunduğunu, 23.12.2010 tarihinde Savcılıkta 2010 yılı Mart ayında 15.000 TL tutarında bir çekinin tahsilini bankanın istemesi üzerine çeki kendisinin düzenlemediğini anladığını, ancak ticari itibarının bozulmaması için çeki ödediğini, kuşkulanıp araştırdığında karşılıksız çıkan ve kendi imzasını taşımayan birçok çek olunca şikâyette bulunduğunu, 29.09.2011 tarihinde Savcılıkta ve 07.02.2012 tarihinde Mahkemede ise büyük miktarda üç adet çekinin aynı anda bankadan sorulması üzerine olayı farkettiğini; hukuk mahkemesinden iptalini talep ettiği bir kısım çekleri ödeme nedenine ilişkin olarak ise 23.12.2010 tarihinde Savcılıkta 2010 yılı Mart ayında 15.000 TL tutarında suça konu olmayan bir çekin tahsilini bankanın istediğini, çeki kendisinin düzenlemediğini anladığını, ancak ticari itbarının bozulmaması için çeki ödediğini, çalındığını belirttiği çekleri ödemesinin söz konusu olmadığını, inceleme dışı sanık ...'ın keşide ettiğini bile bile hiçbir çeki ödemediğini, ancak inceleme dışı sanık ...'ın düzenlediği çeklerin ödenmesi için haberi olmadan hesaba para yatırmış olabileceğini, 29.09.2011 tarihinde Savcılıkta ve 07.02.2012 tarihinde Mahkemede ise inceleme dışı sanık ...'ın keşide ettiği ve hesabından ödenen çekler olabileceğini, yoğunluktan farkına varamadığını ifade ettiği,
İnceleme dışı sanık ...'ın alınan ifadelerinde çeklerin kendisinde bulunma ve sanık ...'nın kendisi hakkında şikâyetçi olma nedenleri hususlarında aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunduğu, bu kapsamda; çeklerin kendisinde bulunma nedenine ilişkin olarak; 17.03.2010 tarihli şikâyet dilekçesinde ve aynı gün Savcılıkta sanık ...'ya ait çekleri onun bilgisi dahilinde yazıp imzaladığını, bu çeklerin 1,5 yıldır ödendiğini, kendi adına yazdığı çekleri sanık ...'ya söylediğini, muhasebe kayıtlarına girdiğini, günü geldiğinde çeklerin şirket hesabından ödendiğini, parayı da sanık ...'ya elden nakit olarak verdiğini, 30.03.2010 tarihinde Kollukta katılan ...'e verdiği çekleri ödemesine rağmen katılan ...'ün faiz talep edip çeklerden dolayı kendisini sıkıştırmaya başlaması üzerine kendisinden habersiz kullandığı sanık ...'ya durumu anlattığını, sanık ...'nın da bu çeklere ödemeden men talimatı verdiğini, sanık ...'nın ilk başlarda bu çeklerden haberinin olmadığını, daha sonra bilgi verdiğini, sanık ... ile birlikte hareket etmediğini, 29.06.2010 tarihinde Savcılıkta çekleri kendisinin doldurduğunu ve sanık ...'nın imzaladığını, bazen de sanık ...'nın çekleri kendisinin imzalamasını istediğini, bu şekilde çekleri alacaklı kişilere verdiklerini, 01.12.2010 tarihli dilekçesinde sanık ...'nın çeklerinin kendi arabasında olduğunu, onun bilgisi dahilinde çek imzaladığını, 02.12.2010 tarihinde Savcılıkta çek koçanlarının sürekli yanında olduğunu, şirkete malzeme alacağı zaman çeklere keşideci imzası atıp ilgili kişilere verdiğini, 09.04.2012 tarihinde Mahkemede ise çek koçanlarının kendisinde olmadığını, çek koçanlarından çekleri sanık ...'nın kendisinin verdiğini; sanık ...'nın kendisi hakkında şikâyetçi olma nedenine ilişkin olarak 17.03.2010 tarihli şikâyet dilekçesinde sanık ...'nın tefecilik yapmasından dolayı bir ay önce işten ayrılmak istediğini söylediğini, tehditle vazgeçirmeye çalıştığını, en sonunda da çekleri çaldığını söyleyip şikâyet ettiğini, sanık ...'nın son günlerde maddi sıkıntı çektiği için çeklerin yazılmasını önlemek amacıyla kendisini suçladığını, 18.03.2010 tarihinde Kollukta sanık ...'nın işlerinin iyi gitmemesi nedeniyle bu sorunun ortaya çıktığını, 01.12.2010 tarihli dilekçesinde sanık ...'nın ticari hayatında zor duruma düştüğünü, bankaların kredilerini geri istediğini, bu nedenle böyle bir iftira attığını, 20.11.2011 tarihinde Savcılıkta sanık ...'nın 2010 yılı içerisinde yüklü bir miktarda parayı ticarette batırdığını, bankaların sanık ...'nın üzerine geldiklerini, ödeme acziyeti doğduğunu, sanık ...'nın da piyasada olan çeklerini ödememeye başladığını, 09.04.2012 tarihinde Mahkemede ise Euro'daki iniş çıkıştan dolayı zarar ettiğini, katılan ...'e verdiği çekleri ödeyemediğini, katılan ...'ün tüm çekleri işleme koyduğunu, ödeme güçlüğüne düştüğünden bu durumun ortaya çıktığını beyan ettiği,
Sanık ... ve inceleme dışı sanık ...'ın aşamalarda kendi içlerinde ve birbirleriyle olan söz konusu bu çelişkilerin Yerel Mahkemece giderilmediği,
Tanık ...'ın kendisine verilen çeki sanık ...'nın oğlu tanık ...'ın getirdiği, çekin ön yüzünün doldurulmuş ve keşideci imzasının atılmış olduğu yönündeki beyanı aksine inceleme dışı sanık ...'ın telefon ederek sanık ...'dan sözlü izin alıp onun yerine keşideci imzasını attığını, tanık ...'in de çeki kendisinin götürmediğini ifade ettikleri, bilirkişi raporuna göre de keşideci imzasının sanık ... eli ürünü olduğunu gösterir nitelikte kaligrafik özelliklerin ve itiyadi unsurların gözlenmediğinin belirtildiği,
Sanık ...'nın suça konu çeklerden Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait Z5899587 numaralı, ... 16.03.2010 keşide yer ve tarihli, 20.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen çeke istinaden aleyhinde yapılan icra takibi sırasında çek tutarını ödediği, diğer taraftan suça konu olmayan ancak sanık ...'nın Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı çek iptali davasına konu edilen İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3197130 numaralı, ... 20.02.2010 keşide yer ve tarihli, 15.000 TL tutarında, ... lehine, AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. ismi ile keşide edilen ve son ciro imzası ... adına olan çekin 25.02.2010 tarihinde; İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3197148 numaralı, ... 20.01.2010 keşide yer ve tarihli, 15.000 TL tutarında, hamiline, AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. ismi ile keşide edilen ve son ciro imzası ... adına olan çekin 20.01.2010 tarihinde; İşbankası Buğdaypazarı Şubesine ait 3197149 numaralı, ... 20.02.2010 keşide yer ve tarihli, 15.000 TL tutarında, hamiline, AGT Hafif Yapı Elemanları Ltd. Şti. ismi ile keşide edilen ve son ciro imzası ... adına olan çekin 22.02.2010 tarihinde olmak üzere iptal davasından önce ve Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait Z5899588 numaralı, ... 20.03.2010 keşide yer ve tarihli, 20.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen ve son ciro imzası katılan ... adına olan çekin ise icra takibi sırasında 13.04.2010 tarihinde ödendiği, öte yandan sanık ...'nın iptalini istediği çekler arasında bulunmayan ve aynı zamanda suça konu da olmayan Akbank Sanayi Sitesi Şubesine ait Z5899583 numaralı, ... 10.02.2010 keşide yer ve tarihli, 20.000 TL tutarında, hamiline, sanık ... ismi ile keşide edilen ve son ciro imzası ... adına olan çekin de 11.02.2010 tarihinde ödendiği,
Suça konu olmayan ancak iptali istenen ve ödemesi yapılan üç adet çek ile suça konu olup katılan ...'e verilen üç adet çekin AGT Hafif Yapı Elemanları şirketi adına olan hesaptan keşide edildikleri, sanık ...'nın aşamalarda alınan ifadelerinde ticari ilişki gereği çek düzenlenmesi gerektiğinde inceleme dışı sanık ...'ın çekin üzerini doldurup kendisine getirdiği, kendisinin de imzaladığı, inceleme dışı sanık ...'ın düzenlediği çeklerin ödenmesi için haberi olmadan hesaba para yatırmış olabileceği gibi inceleme dışı sanık ...'ın keşide ettiği ve hesabından ödenen çekler olabileceği, inceleme dışı sanık ...'ın da aşamalarda alınan ifadelerinde sanık ...'ya ait çekleri onun bilgisi dahilinde yazıp imzaladığı, bu çeklerin 1,5 yıldır ödendiği, kendi adına yazdığı çekleri sanık ...'ya söylediği, muhasebe kayıtlarına girdiği, günü geldiğinde çeklerin şirket hesabından ödendiği, parayı da sanık ...'ya elden nakit olarak verdiği, sanık ...'nın bazen çekleri kendisinin imzalamasını istediği, bu çekleri alacaklı kişilere verdikleri, şirkete malzeme alacağı zaman çeklere keşideci imzası atıp ilgili kişilere verdiği şeklinde AGT Hafif Yapı Elemanları şirketi adına olan hesaptan çek keşide edilmesi ve ödenmesi hususlarına ilişkin beyanlarda bulundukları, katılan ...'nın da aşamalarda inceleme dışı sanık ...'ın kendisinden daha önce defalarca araç satın alıp karşılığında çekler verdiğini, sattığı araçlar ile ilgili protokoller yaptıklarını, sattığı araçlar karşılığında inceleme dışı sanık ...'ın vermiş olduğu ilk birkaç çekte sıkıntı olmadığını ve bu çeklerin AGT Hafif Yapı Malzemeleri şirketinin hesabından ödendiğini, suça konu çeklerle ödenen çeklerdeki yazı ve imzaların aynı olduğunu, bu şekilde kendisine güven sağlandığını, sanık ...'nın sigortalı çalışan olan ... adına kayıtlı bir aracın inceleme dışı sanık ... tarafından kendisine satıldığını, satış bedelinin 3.000 TL'sini AGT Hafif Yapı Malzemeleri şirketinin hesabına EFT yaptığını ifade ettiği,
İşbankası Buğdaypazarı ... Şubesinin 13.02.2012 tarihli ve 321 sayılı cevabi yazısı ekinde yer alan 01.01.2009-31.12.2010 tarihleri arasında 238888 numaralı vadesiz TL hesap özetine göre 20.11.2009 tarihinde söz konusu hesaba "... ... Hesba Eft" açıklamasıyla 3.000 TL yatırıldığı ve dosyada mevcut Akbank ... Sanayi Sitesi Şubesinin "Müşteri Hareketleri Listesi"ne göre de 07.11.2009 tarihinde "Hav. ... - ..." açıklaması ile sanık ...'ın 0040814 numaralı hesabına 1.500 TL havale işlemi yapıldığı,
İşbankası Buğdaypazarı ... Şubesinin 19.10.2010 tarihli ve 2964 sayılı cevabi yazısına göre çek hesap sahibi sanık ...'ın ...'a çek keşide etmesi ile ilgili vekâletname verdiği,
Hükme esas alınan ... Kriminal Polis Laboratuvarının 17.06.2011 tarihli ve 1000 sayılı, 15.02.2012 tarihli ve 288 sayılı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin 06.01.2012 tarihli ve 11209 sayılı, kriminalistik uzmanı tarafından düzenlenen 02.11.2010 tarihli (iki adet) bilirkişi raporlarında sadece imza incelemesi yapıldığı, yazı incelemesi yapılmadığı gibi ... Kriminal Polis Laboratuvarının 17.06.2011 tarihli ve 1000 sayılı raporunda sanık ... ile inceleme dışı sanık ...'ın imzalarını havi huzurda alınmış on adet belgenin mukayese konusu yapıldığı,
Hususları birlikte nazara alındığında;
Ceza yargılamasının amacının, hiçbir kuşkuya yer bırakmaksızın maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olduğundan hareketle,
1- Öncelikle sanık ...'nın kendisine ve şirketine ait çeklerin inceleme dışı sanık ...'da bulunma nedenine, inceleme dışı sanık ...'ın yetki ve görevine, 01.03.2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunma ve hukuk mahkemesinden iptalini talep ettiği bir kısım çekleri ödeme nedenlerine ilişkin aşamalarda alınan ifadeleri arasındaki çelişkilerin giderilmesi, inceleme dışı sanık ...'ın da tanık sıfatıyla beyanına başvurularak sanık ...'ya ve AGT Hafif Yapı Elemanları şirketine ait çeklerin kendisinde bulunmasının ve sanık ...'nın kendisi hakkında şikâyetçi olmasının nedenlerinin açıklattırılması,
2- Suça konu olmayan ancak iptali istenen ve ödemesi yapılan üç adet çek ile suça konu olup katılan ...'e verilen üç adet çekin AGT Hafif Yapı Elemanları şirketi adına olan hesaptan keşide edilmiş olmaları, sanık ..., inceleme dışı sanık ... ve katılan ...'ün AGT Hafif Yapı Elemanları şirketi adına olan hesaptan çek keşide edilmesi ve ödenmesi hususlarına ilişkin yukarıda özetlenen beyanları ile inceleme dışı sanık ...'ın katılan ...'e verdiği suça konu çek karşılığında adı geçen katılandan aldığı 60.000 TL ile spottan inşaat malzemesi satın almış olabileceklerini ifade etmiş olması karşısında, AGT Hafif Yapı Elemanları şirketinin sanık ... tarafından devralınmasından sonrasına ait ticari defter, fatura ve kayıtlar ile banka hesap hareketlerinin bilirkişi marifetiyle incelenerek bahsi geçen çek ödemelerinin sanık ...'nın talimatı ve bilgisi dahilinde yapılıp yapılmadığının, sanık ... ile katılan ... arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığının ve inceleme dışı sanık ...'ın katılan ...'den aldığı 60.000 TL ile şirket adına inşaat malzemesi satın alınıp alınmadığının ayrıca suç tarihi öncesinde söz konusu şirketin ödeme güçlüğü içerisinde olup olmadığının belirlenmesi,
3- İnceleme dışı sanık ...'ın katılan ...'den suça konu çekler karşılığında satın aldığını belirttiği araçlara ilişkin protokollerin katılan ...'den temin edilip dosyada mevcut katılan ...'ın inceleme dışı sanık ...'a sattığı araca ilişkin satış protokolü de dikkate alınarak söz konusu araçların trafik devir ve tescil belgeleri ile noterlik satış sözleşmelerinin getirtilmesi, inceleme dışı sanık ...'ın satın almasından sonra araçların kimlere satıldığının belirlenmesi, ilgili kişilerin tanık sıfatıyla çağrılarak araçları kimden aldıklarının, ödemeyi kime yaptıklarının sorulup sanık ...'nın Tataroğlu Otomotiv isimli iş yerinin de sahibi olduğu gözetilerek bu araçların satışında yer alıp almadığının belirlenmesi,
4- Üç adet çek nedeniyle kendisine ödeme yapıldığı anlaşılan ...'in tanık sıfatıyla çağrılarak söz konusu çeklerin kendisine kim tarafından ne amaçla verildiğinin, ödemenin nasıl ve ne surette yapıldığının sorularak buna dair bilgi ve belgelerinin temin edilmesi, katılan ...'e de kendisine verilen suça konu çek dışında ... lehine keşide edilen başka bir çek daha verilip verilmediğinin, verilmişse kim tarafından ne amaçla verildiğinin, ödemenin nasıl ve ne surette yapıldığının sorularak buna dair bilgi ve belgelerinin temin edilmesi,
5- ...'nın tanık sıfatıyla çağrılarak adına kayıtlı aracın katılan ...'e satılmasından sonra satış bedelinin kendisine ödenip ödenmediğinin, bir kısmının katılan ... tarafından AGT Hafif Yapı Elemanları şirketinin hesabına gönderilmesinin sebebi ile inceleme dışı sanık ...'ın katılan ...'den satın aldığını belirttiği araçlar konusunda sanık ...'nın bilgisi ve yönlendirmesinin olup olmadığının sorulması,
6- Suça konu çekler üzerinde sadece imza incelemesi yapılmış olması ve 17.06.2011 tarihli ekspertiz raporunda da huzurda alınmış imzaların bilirkişiye gönderilmiş olduğunun anlaşılması karşısında, sanık ...'nın ve adına çek keşide etmeye yetkili olduğu anlaşılan ...'ın huzurda alınacak yazı ve imza örnekleri ile suç tarihine yakın tarihlerde resmî makamlara verdiği el yazısı ve imzalarının bulunduğu belge asıllarının getirtilerek çeklerdeki yazıların ve imzaların sanık ...'nın veya ...'ın eli ürünü olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Gerektiği ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden ayrıca tanık ...'ın sadece katılan ...'a verilen çeke ilişkin tanıklığının söz konusu olduğunun iddia edildiği, katılan ...'ya verilen çekler ile ...'e verilen çeke ilişkin herhangi bir tanıklığının olmadığı gibi katılan ...'ün önceki bir olaya ilişkin iddiasının da tanık ...'a sorulmadığı, inceleme dışı sanık ...'ın katılan ...'e verdiği çeki sanık ...'dan keşide edilmiş olarak aldığını, sanık ...'nın çeki yazıp hazırladıktan sonra keşideci imzasını attığını ifade etmesine rağmen keşideci imzasının sanık ... eli ürünü olduğunu gösterir nitelikte kaligrafik özelliklerin ve itiyadi unsurların gözlenmediğine ilişkin bilirkişi raporu olduğu dikkate alınmadan dosya kapsamı ile uyumlu olmayan gerekçe ve eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizdir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne karar verilmelidir.
Ulaşılan bu sonuç karşısında asıl uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının DEĞİŞİK GEREKÇE İLE KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 29.12.2020 tarihli ve 1272-13005 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 16.07.2019 tarihli ve 201-822 sayılı sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükümlerinin, dosya kapsamı ile uyumlu olmayan gerekçe ve eksik araştırma ile karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 15.03.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.