Esas No: 2018/358
Karar No: 2022/180
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/358 Esas 2022/180 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2018/358 E. , 2022/180 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Sanık ...’ın, devletin egemenliği altında bulunan toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf fiil işleme suçundan 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca idamına ilişkin ... (Kapatılan) Devlet Güvenlik Mahkemesince verilen 28.09.1993 tarihli ve 83-143 sayılı resen temyize tabi hükmün sanık müdafisince de temyiz edilmesi üzerine hükmü inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 18.01.1995 tarih ve 7861-71 sayı ile;
“Doğum kayıtlarındaki nüfus müdürlüğü mühürleri okunaksız olduğundan, kimliğine ilişkin tüm bilgilerin duraksamaya mahal vermeyecek bir şekilde ayrıntılı olarak kısa karara dercedilmemesi suretiyle eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan ... (Kapatılan) Devlet Güvenlik Mahkemesince 01.12.1995 tarih ve 67-251 sayı ile; sanığın aynı suçtan 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun 125, 59, 33 ve 43. maddeleri uyarınca müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve hüküm özetinin Kanun’da belirtilen yerlere asılarak ilanına hükmedilmiştir.
Resen temyize tabi olan hükmün sanık müdafisince temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 10.07.1997 tarih ve 928-4645 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun yürürlüğe girmesi nedeniyle dosyayı yeniden ele alan ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince 27.07.2005 tarihli ve 83-143 sayılı ek karar ile; 5237 sayılı TCK’nın 302/1, 62, 58/9, 53/2-1 ve 63. maddeleri gereğince sanığın müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verilmiştir.
Resen temyize tabi olan hükmün Cumhuriyet savcısınca da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 27.04.2006 tarih ve 770-2448 sayı ile;
“765 sayılı TCK’nın lehe olduğu kabul edilerek uygulama yapıldığına göre, 5252 sayılı Yasa’nın 6. maddesi uyarınca hükümlü hakkında tayin olunan müebbet ağır hapis cezasının müebbet hapis cezalarına dönüştürülmesi ile yetinilmesi, bunun dışında 765 sayılı Yasa’nın bir bütün olarak uygulanması gerektiği gözetilmeden 5252 sayılı Yasa’nın 9. maddesine aykırı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince 06.12.2006 tarih ve 383-306 sayı ile; 765 sayılı Kanun’un sanık lehine olduğu kabul edilerek onanan önceki kararın değiştirilmesine ve yeniden uyarlanmasına yer olmadığına, önceki hükümde yer alan “Ağır hapis” ibaresinin “Hapis” olarak değiştirilmesine karar verilmiştir.
Resen temyize tabi olan hükmün sanık müdafisi tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 28.06.2007 tarih ve 2775-5692 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Hükümlünün ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28.07.2011 tarihli ve 2011/7-864 ilamat sayılı müddetnameye itiraz etmesi üzerine, inceleme yapan ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince 24.05.2013 tarihli ve 2013/230 değişik ... sayılı karar ile;
“...... Cumhuriyet Başsavcılığının 07.11.2006 tarihli ve 2006/6-8961 ilamat sayılı müddetnamede bihakkın tahliye tarihinin 10.07.2027, şartlı tahliye tarihinin ise 10.07.2021 tarihi olarak belirlendiği, suç tarihinin 15.04.1991- 30.04.1991 olduğu, müddetnamenin 3713 sayılı Yasa’ya göre tanzim edildiği anlaşılmıştır. Oysa dava dosyası incelendiğinde hükümlü ...'ın 765 sayılı TCK'nın 125. maddesinden ceza almasında neden olan vahamet arz eden eylem incelendiğinde, eylemin 16.03.1991 tarihinde ...Polis Karakolu önünde görevli bekçi Nejdet Yalçın'ın öldürülmesi ve diğer bekçi İsmail Akçabardak'ın öldürülmesine teşebbüs edilmesi, sivil ... Erkılıç'ın öldürülmesi eylemine iştirak olduğu, bu eylemlerden sonra vahamet arz eden bir başka eyleminin bulunmadığı, yakalanma tarihinin ise 15.04.1991 olduğu anlaşılmış olup 765 sayılı TCK'nın 125. maddesi yönünden esas alınması gereken tarihin 16.03.1991 olduğu anlaşılmıştır. 16.03.1991 tarihinde infaz yönünden 647 sayılı Yasa yürürlükte olup, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasa’sı hükümlünün atılı suçu işlemesinden sonra yürürlüğe girmiştir. Bu nedenle hükümlünün müddetnamesinin de 647 sayılı Yasa’ya göre düzenlenmesi gerekmektedir. Hükümlünün ... Devlet Güvenlik Mahkemesinin 1995/67- 1995/251 sayılı ilamı incelendiğinde hükümlünün 765 sayılı TCK'nın 125 ve 59. maddesi gereğince müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. 647 sayılı Yasa’nın 19/1. fıkrasına göre müebbet ağır hapis cezalarında hükümlünün 20 yılının infazı hâlinde şartlı tahliyeden yararlanacağı belirtildiğinden, hükümlünün infazının 647 sayılı Yasa’nın 1. maddesine göre yeniden düzenlenmesi ve gözaltına alındığı 15.04.1991 tarihinden itibaren 15.04.2011 tarihi itibarıyla şartlı tahliye tarihi de dolduğu göz önüne alınarak, müddetnamenin iptaline yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Buna göre; yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca; hükümlü ... hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28.07.2011 tarihli müddetnamenin iptali ile yeniden müddetname düzenlenmesi için ... Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,” karar verilmiştir.
... Cumhuriyet Başsavcılığınca bu karara itiraz edilmesi üzerine itirazı inceleyen ... 9. Ağır Ceza Mahkemesince 11.05.2015 tarihli ve 534 sayılı kararla itirazın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin bu kararına yönelik T.C. ... Bakanlığının 28.09.2015 tarihli ve 62006 sayılı kanun yararına bozma talebi doğrultusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 09.10.2015 tarihli ve 331459 sayılı ihbarnamede;
“...1- Hükümlünün suç tarihinin 16.03.1991 olarak kabulü ile 647 sayılı Kanun'un 19/1. maddesinin tatbiki neticesinde 10.07.2011 tarihinden itibaren koşullu salıverilmesine karar verilmesinde,
2- Suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanun'un 17. maddesi uyarınca ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28.07.2011 tarihli ve 2011/7-864 ilamat numaralı, şartla tahliye tarihinin 10.07.2021, bihakkın tahliye tarihinin ise 10.07.2027 olarak düzenlenmiş müddetnamenin iptaline ilişkin karara vaki itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği,” gerekçesiyle kararın kanun yararına bozulması istenmiştir.
Dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Ceza Dairesince 01.02.2016 tarih ve 7374-2125 sayı ile;
“... Dairemizce de kabul edilen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.08.2007/145-142; 02.10.2007/82-196 ve 07.04.2009/24-91 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere kanun yararına başvuru nedeniyle yapılan inceleme sırasında ... Bakanlığının istem yazısında ileri sürülmeyen ve sonuca etkili bulunan başkaca hukuka aykırılıklar görüldüğünde bu yönlerden de başvuruda bulunulmasını sağlamak bakımından ... Bakanlığına ihbarda bulunulması, ihbar üzerine başvuruda bulunulması hâlinde ise tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan hukuka aykırılık nedeniyle de; CMK'nın 309. maddesi uyarınca ... Bakanlığınca kanun yararına bozma istenip istenmeyeceğinin takdir ve ifası için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,” karar verilmiştir.
T.C. ... Bakanlığının 21.06.2016 tarihli ve 2015 sayılı kanun yararına bozma talebi doğrultusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 02.09.2016 tarihli ve 305971 sayılı ihbarnamede;
“...Hükümlünün 16.03.1991 tarihinde işlediği devletin egemenliği altında bulunan toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya teşebbüs suçunun infazı hususunda 3713 sayılı Kanun'un geçici 4. maddesinin hükümlünün lehine olduğu gözetilerek müddetnamenin anılan Kanun'un geçici 4. maddesi uyarınca düzenlenmesi gerektiğinden bahisle itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği,” gerekçesiyle kararın kanun yararına bozulması istenmiştir.
Dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 13.02.2017 tarih ve 4908-361 sayı ile;
“...Hükümlü ... hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28.07.2011 tarihli müddetnameye yönelik itirazın kabulü ile müddetnamenin iptaline dair ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli 2013/230 değişik ... sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2015 tarihli ve 2015/354 değişik ... sayılı kararı ile hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesi uyarınca 10.07.2011 tarihinden itibaren koşullu salıverilmesine ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve 2013/713 değişik ... sayılı kararında isabet görülmemiştir. Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve 2013/713 değişik ... sayılı kararı ile ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/05/2015 tarihli ve 2015/354 değişik ... sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasına, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine,” karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise; 04.12.2017 tarih ve 56071 sayı ile;
“...1- Öncelikle usule dair itirazımız çerçevesinde ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli 2013/230 değişik ... sayılı kararının yoklukla malul olduğunun tespiti, buna bağlı olarak bu karara ... Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın reddine dair vaki ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2015 tarihli ve 2015/354 değişik ... sayılı kararının kaldırılması ve dayanak kararının yoklukla malul olması sebebiyle hükümlü ...'ın 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107. maddesi uyarınca 10.07.2011 tarihinden itibaren koşullu salıverilmesine ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve 2013/713 değişik ... sayılı kararının da kaldırılması,
2- Usule dair itirazımızın kabule değer görülmeyip işin esastan incelenmeye değer görülmesi durumunda ise;
a)Hükümlü ...'ın infaza esas alınması gereken suç tarihinin 15.04.1991 yerine 16.03.1991 olarak kabulüne ve,
b)Hükümlü ... hakkında infaz sırasında uygulanması gereken mevzuatın 3713 sayılı Kanun’un 17. maddesi olarak tespiti yerine uygulanması gereken ve lehe olan düzenlemenin 3713 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesi kapsamında yapılan düzenleme olduğunun kabulüyle infazın 3713 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesindeki düzenleme esas alınarak yapılması, şartla tahliye tarihinin belirlenmesi ve müddetnamenin düzenlenmesi gerektiğine, buna göre;
Hükümlü ... hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28.07.2011 tarihli müddetnameye yönelik itirazın kabulü ile müddetnamenin iptaline dair ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli 2013/230 değişik ... sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2015 tarihli ve 2015/354 değişik ... sayılı kararı ile hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107. maddesi uyarınca 10.07.2011 tarihinden itibaren koşullu salıverilmesine ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve 2013/713 değişik ... sayılı kararında isabet görülmediğinden bahisle ... Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve 2013/713 değişik ... sayılı kararı ile ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2015 tarihli ve 2015/354 değişik ... sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca ‘kanun yararına bozulmasına’ dair kararınızın yukarıda belirttiğimiz sebeple kaldırılarak;
3- Yukarıda izah ettiğimiz sebep ve gerekçelerle;
a)Hükümlü ... hakkında Yüksek Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 28.06.2007 tarih 2007/2775 esas ve 2007/5692 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen ve infaza konu olan ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 6.12.2006 gün ve 2006/383 Esas, 2006/306 Karar sayılı ilamındaki suç tarihinin 15.04.1991 olduğunun kabul ve tespiti,
b)Yukarıdaki bentteki kabul ve tespite bağlı olarak da söz konusu hükümlü ... hakkındaki infazın suç tarihi olan 15.04.1991 tarihinde yürürlükte olan 3713 sayılı Yasa’nın 17. maddesine göre yapılması gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerektiği,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 04.06.2018 tarih ve 3498-2688 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar; 3713 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce 16.03.1991 tarihinde vahamet arz eden eylemde bulunan ancak Kanun’un yürürlüğe girdiği 09.04.1991 tarihinden sonra 15.04.1991 tarihinde örgüte ait hücre evinde yakalanan hükümlü hakkında suç tarihi olarak, örgüt üyeliğinin devam etmesi nedeni ile yakalamasının yapıldığı tarihin kabul edilip edilemeyeceği ve buna bağlı olarak hükmolunan 765 sayılı mülga TCK'nın 125 ve 59. maddeleri ile belirlenen müebbet hapis cezasının infazının hangi kanuna tabi olarak hangi süre üzerinden yapılmasına dair olup bu bağlamda;
1- ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli 2013/230 değişik ... sayılı kararına karşı ... Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın reddine ilişkin ... 9. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 11.05.2015 tarihli ve 2015/354 değişik ... sayılı kararın hukuki değerden yoksun olup olmadıkları;
2- Hukuki değerden yoksun olmadıklarının kabulü hâlinde Özel Dairece verilen kanun yararına bozma kararının isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de;
Öncelikle Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 30 günlük süreden sonra yapılan itirazın süresinde olup olmadığının öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık ...’ın, devletin egemenliği altında bulunan toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf fiil işleme suçundan 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca idamına ilişkin ... Devlet Güvenlik Mahkemesince verilen 28.09.1993 tarihli ve 83-143 sayılı resen temyize tabi hükmün sanık müdafisince de temyiz edilmesi üzerine hükmü inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 18.01.1995 tarih ve 7861-71 sayı ile;
“Doğum kayıtlarındaki nüfus müdürlüğü mühürleri okunaksız olduğundan, kimliğine ilişkin tüm bilgilerin duraksamaya mahal vermeyecek bir şekilde ayrıntılı olarak kısa karara dercedilmemesi suretiyle eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
Bozmaya uyan ... Devlet Güvenlik Mahkemesince 01.12.1995 tarih ve 67-251 sayı ile; sanığın aynı suçtan 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun 125, 59, 33 ve 43. maddeleri uyarınca müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve hüküm özetinin Kanun’da belirtilen yerlere asılarak ilanına hükmedildiği,
Resen temyize tabi olan hükmün sanık müdafisince de temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 10.07.1997 tarih ve 928-4645 sayı ile onanmasına karar verildiği,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun yürürlüğe girmesi nedeniyle dosyayı yeniden ele alan ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince 27.07.2005 tarihli ve 83-143 sayılı ek karar ile; sanığın 5237 sayılı TCK’nın 302/1, 62, 58/9, 53/2-1, 63. maddeleri gereğince müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verildiği,
Resen temyize tabi hükmün Cumhuriyet savcısınca temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 27.04.2006 tarih ve 770-2448 sayı ile;
“765 sayılı TCK’nın lehe olduğu kabul edilerek uygulama yapıldığına göre, 5252 sayılı Yasa’nın 6. maddesi uyarınca hükümlü hakkında tayin olunan müebbet ağır hapis cezasının müebbet hapis cezalarına dönüştürülmesi ile yetinilmesi, bunun dışında 765 sayılı Yasa’nın bir bütün olarak uygulanması gerektiği gözetilmeden 5252 sayılı Yasa’nın 9. maddesine aykırı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
Bozmaya uyan ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince 06.12.2006 tarih ve 383-306 sayı ile; 765 sayılı Kanun’un sanık lehine olduğu kabul edilerek onanan önceki kararın değiştirilmesine ve yeniden uyarlanmasına yer olmadığına, önceki hükümde yer alan “Ağır hapis” ibaresinin “Hapis” olarak değiştirilmesine karar verildiği,
Resen temyize tabi olan hükmün sanık müdafisi tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 28.06.2007 tarih ve 2775-5692 sayı ile onanmasına karar verildiği,
Hükümlünün ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28.07.2011 tarihli ve 2011/7-864 ilamat sayılı müddetnameye itiraz etmesi üzerine, inceleme yapan ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince 24.05.2013 tarihli ve 2013/230 değişik ... sayılı kararı ile;
“...... Cumhuriyet Başsavcılığının 07.11.2006 tarihli ve 2006/6-8961 ilamat sayılı müddetnamede bihakkın tahliye tarihinin 10.07.2027, şartlı tahliye tarihinin ise 10.07.2021 tarihi olarak belirlendiği, suç tarihinin 15.04.1991- 30.04.1991 olduğu, müddetnameninin 3713 sayılı Yasa’ya göre tanzim edildiği anlaşılmıştır. Oysa dava dosyası incelendiğinde hükümlü ...'ın 765 sayılı TCK'nın 125. maddesinden ceza almasında neden olan vahamet arz eden eylem incelendiğinde, eylemin 16.03.1991 tarihinde ...Polis Karakolu önünde görevli bekçi Nejdet Yalçın'ın öldürülmesi ve diğer bekçi İsmail Akçabardak'ın öldürülmesine teşebbüs, sivil ...'ın öldürülmesi eylemine iştirak olduğu, bu eylemlerden sonra vahamet arz eden bir başka eyleminin bulunmadığı, yakalanma tarihinin ise 15.04.1991 olduğu anlaşılmış olup 765 sayılı TCK'nın 125. maddesi yönünden esas alınması gereken tarihin 16.03.1991 olduğu anlaşılmıştır. 16.03.1991 tarihinde infaz yönünden 647 sayılı Yasa yürürlükte olup, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasa’sı hükümlünün atılı suçu işlemesinden sonra yürürlüğe girmiştir. Bu nedenle hükümlünün müddetnamesinin de 647 sayılı Yasa’ya göre düzenlenmesi gerekmektedir. Hükümlünün ... Devlet Güvenlik Mahkemesinin 1995/67- 1995/251 sayılı ilamı incelendiğinde hükümlünün 765 sayılı TCK'nın 125 ve 59. maddesi gereğince müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. 647 sayılı Yasa’nın 19/1. fıkrasına göre müebbet ağır hapis cezalarında hükümlünün 20 yılının infazı hâlinde şartlı tahliyeden yararlanacağı belirtildiğinden, hükümlünün infazının 647 sayılı Yasa’nın 1. maddesine göre yeniden düzenlenmesi ve gözaltına alındığı 15.04.1991 tarihinden itibaren 15.04.2011 tarihi itibarıyla şartlı tahliye tarihi de dolduğu göz önüne alınarak, müddetnamenin iptaline yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Buna göre; yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca; hükümlü ... hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28.07.2011 tarihli müddetnamenin iptali ile yeniden müddetname düzenlenmesi için ... Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,” karar verildiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığınca bu karara itiraz edilmesi üzerine itirazı inceleyen ... 9. Ağır Ceza Mahkemesince 11.05.2015 tarihli ve 534 sayılı kararla itirazın reddine kesin olarak karar verildiği,
... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin bu kararına yönelik T.C. ... Bakanlığının 28.09.2015 tarihli ve 62006 sayılı kanun yararına bozma talebi doğrultusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 09.10.2015 tarihli ve 331459 sayılı ihbarnamede;
“...1- Hükümlünün suç tarihinin 16.03.1991 olarak kabulü ile 647 sayılı Kanun'un 19/1. maddesinin tatbiki neticesinde 10.07.2011 tarihinden itibaren koşullu salıverilmesine karar verilmesinde,
2- Suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanun'un 17. maddesi uyarınca ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen. 28.07.2011 tarihli ve 2011/7-864 ilamat numaralı, şartlı tahliye tarihinin 10.07.2021, bihakkın tahliye tarihinin ise 10.07.2027 olarak düzenlenmiş müddetnamenin iptaline ilişkin karara vaki itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği,” gerekçesiyle kararın kanun yararına bozulması istendiği,
Dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Ceza Dairesince 01.02.2016 tarih ve 7374-2125 sayı ile;
“... Dairemizce de kabul edilen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.08.2007/145-142; 02.10.2007/82-196 ve 07.04.2009/24-91 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere kanun yararına başvuru nedeniyle yapılan inceleme sırasında ... Bakanlığının istem yazısında ileri sürülmeyen ve sonuca etkili bulunan başkaca hukuka aykırılıklar görüldüğünde bu yönlerden de başvuruda bulunulmasını sağlamak bakımından ... Bakanlığına ihbarda bulunulması, ihbar üzerine başvuruda bulunulması hâlinde ise tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan hukuka aykırılık nedeniyle de; CMK'nın 309. maddesi uyarınca ... Bakanlığınca kanun yararına bozma istenip istenmeyeceğinin takdir ve ifası için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,” karar verildiği,
T.C. ... Bakanlığının 21.06.2016 tarihli ve 2015 sayılı kanun yararına bozma talebi doğrultusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 02.09.2016 tarihli ve 305971 sayılı ihbarnamede;
“...Hükümlünün 16.03.1991 tarihinde işlediği devletin egemenliği altında bulunan toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya teşebbüs suçunun infazı hususunda 3713 sayılı Kanun'un geçici 4. maddesinin hükümlünün lehine olduğu gözetilerek müddetnamenin anılan Kanun'un geçici 4. maddesi uyarınca düzenlenmesi gerektiğinden bahisle itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği,” gerekçesiyle kararın kanun yararına bozulması istendiği,
Dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 13.02.2017 tarih ve 4908-361 sayı ile;
“...Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve 2013/713 değişik ... sayılı kararı ile ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/05/2015 tarihli ve 2015/354 değişik ... sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasına, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine,” karar verildiği,
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 13.02.2017 tarihli ve 4908-361 sayılı kararının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 28.02.2017 tarihinde teslim alındığı,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 06.07.2017 tarih ve 35333 sayı ile;
“5271 Sayılı Yasa’nın 308. maddesi uyarınca, sanık aleyhine itiraz isteminin, ilâmın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verildiği tarihten itibaren, en geç otuz gün içinde olması gerektiğinden ve 5271 Sayılı Yasa’nın 308. maddesi uyarınca karara itirazı gerektirir maddi ve hukuki bir sebep de bulunmadığından” itiraz kanun yoluna gidilmediğinin itiraz kanun yoluna gidilmesi talebinde bulunan ... Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiği,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 04.12.2017 tarih ve 56071 sayı ile ise;
“...1- Öncelikle usule dair itirazımız çerçevesinde ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli 2013/230 değişik ... sayılı kararının yoklukla malul olduğunun tespiti, buna bağlı olarak bu karara ... Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın reddine dair vaki ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2015 tarihli ve 2015/354 değişik ... sayılı kararının kaldırılması ve dayanak kararının yoklukla malul olması sebebiyle hükümlü ...'ın 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesi uyarınca 10.07.2011 tarihinden itibaren koşullu salıverilmesine ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve 2013/713 değişik ... sayılı kararının da kaldırılması,
2- Usule dair itirazımızın kabule değer görülmeyip işin esastan incelenmeye değer görülmesi durumunda ise;
a) Hükümlü ...'ın infaza esas alınması gereken suç tarihinin 15.04.1991 yerine 16.03.1991 olarak kabulüne ve,
b) Hükümlü ... hakkında infaz sırasında uygulanması gereken mevzuatın 3713 sayılı Kanun’un 17. maddesi olarak tespiti yerine uygulanması gereken ve lehe olan düzenlemenin 3713 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesi kapsamında yapılan düzenleme olduğunun kabulüyle infazın 3713 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesindeki düzenleme esas alınarak yapılması, şartla tahliye tarihinin belirlenmesi ve müddetnamenin düzenlenmesi gerektiğine, buna göre;
Hükümlü ... hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28.07.2011 tarihli müddetnameye yönelik itirazın kabulü ile müddetnamenin iptaline dair ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli 2013/230 değişik ... sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2015 tarihli ve 2015/354 değişik ... sayılı kararı ile hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107. maddesi uyarınca 10.07.2011 tarihinden itibaren koşullu salıverilmesine ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve 2013/713 değişik ... sayılı kararında isabet görülmediğinden bahisle ... Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve 2013/713 değişik ... sayılı kararı ile ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2015 tarihli ve 2015/354 değişik ... sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca ‘kanun yararına bozulmasına’ dair kararınızın yukarıda belirttiğimiz sebeple kaldırılarak;
3- Yukarıda izah ettiğimiz sebep ve gerekçelerle;
a) Hükümlü ... hakkında Yüksek Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 28.06.2007 tarih 2007/2775 esas ve 2007/5692 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen ve infaza konu olan ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 6.12.2006 gün ve 2006/383 Esas, 2006/306 Karar sayılı ilamındaki suç tarihinin 15.04.1991 olduğunun kabul ve tespiti,
b) Yukarıdaki bentteki kabul ve tespite bağlı olarak da söz konusu hükümlü ... hakkındaki infazın suç tarihi olan 15.04.1991 tarihinde yürürlükte olan 3713 sayılı Yasa’nın 17. maddesine göre yapılması gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerektiği,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurulduğu,
Anlaşılmaktadır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, 5271 sayılı CMK'nın olağanüstü kanun yollarının yer aldığı "Altıncı Kitap", "Üçüncü Kısım", "Birinci Bölüm"de 308. maddede;
"(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re'sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir" şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenleme ile, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren 30 gün içinde ceza daireleri kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurabileceği öngörülmüş, ancak sanık lehine itirazlarda süre aranmayacağı kuralı benimsenmiştir. Buna göre, sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde belirlenen aykırılıklarla ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tanınan ve olağanüstü bir kanun yolu olan itiraz 30 günlük bir süre ile sınırlandırılmış olup bu süre Özel Daire kararının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verildiği tarihten itibaren başlayacaktır. Süre geçtikten sonra sanık aleyhine itiraz yoluna gidilemeyecektir.
Bu bilgiler ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
3713 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce 16.03.1991 tarihinde vahamet arz eden eylemde bulunan ancak Kanun’un yürürlüğe girdiği 09.04.1991 tarihinden sonra 15.04.1991 tarihinde örgüte ait hücre evinde yakalanan hükümlü hakkında; matufiyet arz eden vahim eylemin, 16.03.1991 tarihinde gerçekleştiğinden bahisle suç tarihinin 16.03.1991 olarak kabul edilmesi ve bu bağlamda; 3713 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesi gereğince 15 yıl cezaevinde geçirdiği takdirde iyi hâlli olup olmadığına bakılmaksızın şartlı salıverilmesi gerektiğine ilişkin hükmün, hükümlünün lehine olduğu gerekçesiyle bu Kanun hükmünün uygulanmasının gerektiğine dair Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 13.02.2017 tarih ve 4908-361 sayılı kararın 28.02.2017 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca teslim alındığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 04.12.2017 tarih ve 56071 sayı ile; sanığın cezasının infazına yönelik kararların yok hükmünde oldukları, bu itiraz nedeninin kabul edilmemesi hâlinde ise suç tarihi olan 15.04.1991 tarihinde yürürlükte olan 3713 sayılı Yasa’nın 17. maddesine göre cezasının 30 yılını infaz ettikten sonra ve iyi hâlli hükümlü niteliğinde bulunduğu takdirde talebi olmaksızın şartla salıverilmesine ilişkin hükmün hükümlü hakkında uygulanması gerektiği gerekçesiyle itiraz kanun yoluna başvurulduğu, bu itirazın sonuçları bakımından hükümlünün aleyhine olduğunda şüphe bulunmadığı, bu yöndeki bir itirazın 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesi uyarınca 30 günlük süreye tâbi olduğu, dosya içeriğine göre 28.02.2017 tarihinde başlayan itiraz süresinin 30.03.2017 tarihinde sona erdiği hâlde, itiraz kanun yoluna Özel Daire ilamının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesinden yaklaşık 10 ay sonra 04.12.2017 tarihinde başvurulduğu anlaşıldığından, 30 günlük kanuni süreden sonra yapılan hükümlü aleyhindeki itiraz nedeninin Ceza Genel Kurulunca görüşülmesi mümkün değildir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının hükümlü aleyhine olan itirazının Kanun’un öngördüğü 30 günlük süre içinde yapılmaması nedeniyle reddine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının süre yönünden REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 17.03.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.