Esas No: 2022/11601
Karar No: 2022/14877
Karar Tarihi: 24.11.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/11601 Esas 2022/14877 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/11601 E. , 2022/14877 K.Özet:
Davacı, sigorta başlangıç tarihini işe başlangıç tarihi olarak kabul ettirmek istemiştir. İlk Derece Mahkemesi, davanın reddine karar vermiş, istinaf başvurusu da reddedilmiştir. Davacı tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi çoğunluk görüşüyle istinaf kararını onamıştır. Ancak KARŞI OY veren üye, el halıcılığı dokuma işi yapanların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olması gerektiğini belirtmiştir. Kanun maddeleri olarak, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 3. ve 85. maddeleri ile 3395 sayılı Kanun'un 1. maddesi ve 4958 sayılı Kanun'un 57. maddesi belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
No :
Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, Üye ... 'in muhalefetine karşı, Başkan ... ile Üyeler ..., ... ve ...'ün oyları ve oy çokluğuyla, 23/11/2022 gününde karar verildi.
(M)
KARŞI OY
Davacı, 19.09.1989 tarihinde işe başladığını işe giriş bildirgesinin verildiğini, ancak bu tarihin sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilmediğini belirterek, 19.09.1989 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olarak tespitini talep etmiştir. Davanın reddine dair verilen hükmün onanmasına ilişkin Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin çoğunluk görüşüne aşağıda belirtilen nedenlerle katılmamaktayım
Uyuşmazlık, davacının halı dokuma işyerinde geçen çalışmasının yöntemince kanıtlanıp kanıtlanmadığı noktalarında toplanmaktadır.
I) El Halıcılığı Dokuma İşyerlerinde Çalışanların Sigortalılığı:
506 sayılı Kanun'un ilk halinde "el halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar" hakkında özel bir düzenleme bulunmamakta iken; 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 20.06.1987 tarih ve 3395 sayılı Kanun'un 1'inci maddesi ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 3 üncü maddesinin II numaralı fıkrasına aşağıdaki (D) bendi eklenmiştir.
"D)El halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar hakkında yalnız iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kollan uygulanır. Ancak bunlar istekleri halinde malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta kollan bakımından 85 inci madde hükmüne göre isteğe bağlı sigortalı olabilirler."
06.08.2003 günü yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanun'un 57'nci maddesiyle söz konusu bent yürürlükten kaldırılmış olup Kanun'da yürürlükten kaldırmaya yönelik yasama işleminin geriye yürütüleceğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
İşin, işverene ait atölye ve fabrika benzeri bir işyerinde, işverenin denetim ve gözetimi altında ve ona bağımlı olarak geçmesi durumunda yapılan işin hizmet akdi niteliğinde olduğu ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olacağı belirgindir.
Kırklareli ilinde halı dokuma işinde çalışanlar tarafından açılan sigorta başlangıç tarihinin tespiti davalarının kabulüne dair kararların Yargıtay tarafından onandığı, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 21.04.2016 gün ve 2016/5478 - 2016/6136 E.K; Yargıtay (kapatılan) 21.Hukuk Dairesinin 16.11.2017 gün ve 2016/15755 - 2017/9339 E.K.; Yargıtay (kapatılan) 21.Hukuk Dairesinin 16.11.2017 gün ve 2016/16248 - 2017/9342 E.K.; Yargıtay (kapatılan) 21.Hukuk Dairesinin 25.01.2018 gün ve 2016/15537 - 2018/611 E.K.; Yargıtay (kapatılan) 21.Hukuk Dairesinin 22.03.2018 gün ve 2016/16489 - 2018/2657 E.K.; Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 29.03.2018 gün ve 2018/1130 - 2691 E.K.sayılı kararlarının bu yönde olduğu görülmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.05.2019 gün ve 2016/21-626 E. 2019/522 K. sayılı kararında açıklandığı üzere; hukuk devleti, devlet ve insan faaliyetlerine yön veren, yönetilenlere hukuk güvenliği sağlayan ilkeler bütünüdür. Devletin organ ve kurumları bakımından bu ilkeler birer sınırlama niteliği taşırken, vatandaşlar açısından hukuki güvenlik içinde yaşamanın araçları olarak işlev görmektedir.
Hukuki güvenlikle bağlantılı olarak “genellik” ve “öngörülebilirlik”, hukuk devletinin iki temel unsuru kabul edilir. Genellik unsuru, hukukun özel kişi ya da durumlara değil, herkesi kapsayacak biçimde genel, soyut ve tarafsız, geçmişe uygulama yasağı çerçevesinde ileriye yönelik, kamuya açık kurallar üzerine inşa edilmesi anlamını taşır.
Hukukun öngörülebilirliği ise, hukukun anlam açısından belirgin ve açıkça ifade edilmiş, istikrarlı ve birbiriyle uyumlu kurallar ile önceden tahmin edilebilir uygulamalara dayanmasıdır. Bireylerin hukukun gerektirdiği şeyi önceden bilmeleri ve davranışlarını buna göre düzenlemelerini sağlayan bir ilke olarak hukuki öngörülebilirliğin hukuki belirlilik ile ilişkisi, bu noktada çok açıktır. Hukuk kurallarının bütünüyle belirsiz olduğu kabul edildiğinde, hukuki öngörülebilirlikten de söz edilemeyecektir. Hukuki güvenirlik ve yargı erkine güven sağlandığından kamu yararı ile doğrudan ilgilidir. Buradaki asıl amaç hukuki barışın sağlanmasıdır.
El halıcılığı dokuma işyerlerinde çalışan bir kısım sigortalıların hizmet tespiti veya sigorta başlangıç tarihinin tespiti davaları kabul edilmiş, Yargıtay onamasından geçerek kesinleşmiş ve bu kişilere uzun vadeli sigorta kollarından yaşlılık aylığı dahi bağlanmış iken bir kısım sigortalıların davalarının reddedilmesi, toplumdaki adalet anlayışını örseleyen, hukuki güvenlik ilkesini ihlal eden sonuçlara yol açacağından çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
II) Hukuki Güvenlik İlkesi:
El halıcılığı dokuma işinin işverene ait atölye ve fabrika benzeri bir işyerinde, işverenin denetim ve gözetimi altında ve ona bağımlı olarak geçmesi durumunda yapılan işin hizmet akdi niteliğinde olduğu ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olacağı açık olup; bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kolları kapsamında sayılmamalarını gerektirir gerçek ve makul bir neden olmadığından, Anayasal sosyal güvenlik güvenlik ilkesine aykırı Kanun hükmünün dar yorumlanması gerektiği kanaatindeyim.
El halıcılığı dokuma işyerlerinin asli işi "el halısı dokunması" olup bu işi yapanların sigortalı sayılmamasına karşın bu işyerlerinde şoför, aşçı, yönetici olarak çalışan kişilerin sigortalı sayılmasının makul bir izahı bulunmamaktadır.
Bu çalışanların uzun vadeli sigorta kolları kapsamı dışında tutulması, ölçülülük ilkesine aykırıdır ve Anayasal sosyal güvenlik ilkesinin ihlali sonucunu doğurduğundan, yargısal içtihatlarda anılan Kanun hükmü dar yorumlanarak hizmet akdi unsurlarını eksiksiz taşıyan iş ilişkisinin tespitine imkan tanınmalıdır.
III) Çalışma Olgusunun Tespiti:
Somut olayda, davacının 10.01.1984 tarihli işe giriş bildirgesi ile iş yerinde çalışmaya başladığı ve tüm dosya kapsamına göre 31.08.1992 tarihine kadar kesintisiz çalıştığı ve çalışmasının tam süreli olduğu, işin işverene ait atölye ve fabrika benzeri bir işyerinde, işverenin denetim ve gözetimi altında ve ona bağımlı olarak geçmesi nedeniyle yapılan işin hizmet akdi niteliğinde olduğu ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olacağı, Kırklareli ilinde halı dokuma işinde çalışanlar tarafından açılan sigorta başlangıç tarihinin tespiti davalarının kabulüne dair kararlarının Yargıtay tarafından onandığı, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 21.04.2016 gün ve 2016/5478 - 2016/6136 E.K; Yargıtay (kapatılan) 21.Hukuk Dairesinin 16.11.2017 gün ve 2016/15755 - 2017/9339 E.K.; Yargıtay (kapatılan) 21.Hukuk Dairesinin 16.11.2017 gün ve 2016/16248 - 2017/9342 E.K.; Yargıtay (kapatılan) 21.Hukuk Dairesinin 25.01.2018 gün ve 2016/15537 - 2018/611 E.K.; Yargıtay (kapatılan) 21.Hukuk Dairesinin 22.03.2018 gün ve 2016/16489 - 2018/2657 E.K.; Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 29.03.2018 gün ve 2018/1130 - 2691 E.K. sayılı kararlarının bu yönde olduğu, tüm dosya kapsamı ile davacının çalışmasının uzun vadeli sigorta kollarına tabi olduğu anlaşıldığından, onama yönündeki çoğunluk görüşüne belirtilen nedenlerle katılamamaktayım.
Üye ...