Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/320 Esas 2022/206 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2018/320
Karar No: 2022/206
Karar Tarihi: 24.03.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/320 Esas 2022/206 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2018/320 E.  ,  2022/206 K.

    "İçtihat Metni"



    Yargıtay Dairesi : 12. Ceza Dairesi


    Taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan sanık ...'ın TCK'nın 85/1, 62, 50/1-a, 52/2-4, 53/6 ve 63. maddeleri uyarınca 12.100 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, sürücü belgesinin 6 ay süre ile geri alınmasına ve mahsuba ilişkin ... 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25.05.2010 tarihli ve 375-218 sayılı hükmün, sanık müdafisi ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 15.05.2013 tarih ve 20948-13575 sayı ile;
    "Sanığın idaresindeki araçla 163 promil alkollü vaziyette, gece vakti, köy içinde aydınlatmanın olmadığı 4 metrelik yolda yolun sağında bulunan yayaya aracını sağ kısmı ile çarparak ölümüne sebep olması şeklinde gelişen olayda, eylemin bilinçli taksirle işlenildiği anlaşılmakla sanığa verilen cezadan TCK'nın 22/3. maddesi ile artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 15.04.2014 tarih ve 342-249 sayı ile; sanık hakkında CMK'nın 223/3-a maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 03.12.2015 tarih ve 1632-18863 sayı ile;
    "1- Olay günü, gece vakti, saat 01.30 sıralarında, sanığın idaresindeki kamyonet ile 163 promil alkollü vaziyette, gece vakti, köy içinde aydınlatmanın olmadığı 4 metrelik yolda, yolun sağında bulunan yaya ...'e aracının sağ kısmı ile çarparak ölümüne sebep olduğu olayda; Dairemizin 2012/20948 Esas, 2013/575 Karar sayılı 15.05.2013 tarihli bozma ilamından sonra 10.09.2013 tarihli ilk duruşmada sanık müdafiinin, sanığın alzheimer hastası olduğuna dair ilaç kullanım raporları ibraz ettiği, sunulan tıbbi belgelerden en eski tarihli olanın 27.09.2012 tarihli 'ilaç kullanım raporu' olduğu, bozma öncesi 25.05.2010 hüküm tarihine kadar sanık ya da müdafiinin mahkemeye hastalığa dair bir bilgi ya da belge sunmadığı, sanığın soruşturma ve yargılama aşamasındaki savunmaları, hâl ve hareketleri ile akıl hastası olduğuna dair mahkemede bir izlenim oluşmaması, sanığın mahkemece gözlem altına alma kararı ile sevkedildiği ... Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nin 19.11.2013 tarihli ... kurulu raporunda 'Hastalığın başlangıç tarihini bilmenin tıbben mümkün olmadığı' tespiti karşısında; sanığın suç tarihi olan 10.07.2009 tarihi itibariyle akıl hastalığına duçar olmadığı, sanığın alzheimer hastalığının infaz aşamasında değerlendirilebileceği gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
    2- Kabule göre de,
    Kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel Mahkeme ise 15.04.2016 tarih ve 112-297 sayı ile bozmaya (1) numaralı bozma nedenine direnerek önceki hüküm gibi karar vermiştir.
    Direnme kararına konu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.09.2016 tarihli ve 281476 sayılı "Onama" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince 29.05.2018 tarih ve 10378-6100 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yargılama aşamasında akıl hastalığına yakalandığı anlaşılan sanık hakkında CMK’nın 223. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilip verilemeyeceğinin belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) Sisteminden alınan güncel nüfus kaydında, sanığın direnme kararından sonra temyiz aşamasında öldüğü bilgisine yer verilmesi karşısında, bu hususun mahallinde araştırılmasının gerekli olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) bilişim sistemi kullanılarak çıkartılan güncel nüfus kayıt örneğinde, sanık ...'ın direnme kararından sonra 14.02.2022 tarihinde öldüğü bilgisinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
    TCK’nın 64. maddesinde; sanığın ölümü durumunda kamu davasının düşürüleceği, sadece niteliği itibarıyla müsadereye tabi olan eşya ve maddi menfaatler hakkında yargılamaya devam olunacağı, hükümlünün ölümü hâlinde ise cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmekle birlikte müsadere ve yargılama giderine ilişkin hükmün infaz edileceği belirtilmek suretiyle hükümlü ile sanığın ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiştir.
    Buna göre; kamu davası açılmadan önce şüphelinin ölmesi durumunda kovuşturma imkânının bulunmaması nedeniyle "kovuşturmaya yer olmadığına", kamu davası açıldıktan sonra sanığın ölmesi hâlinde ise yerel mahkemece "davanın düşmesine" karar verilecektir. Ölümün ceza ilişkisini sadece ölen kişi bakımından sona erdirmesi nedeniyle iştirak hâlinde işlenen suçlarda diğer sanıklar hakkında davaya devam edilecek, sanığın ölümü, niteliği itibarıyla müsadereye tabi olan eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak müsadere kararı verilmesine engel olmayacaktır. Sanığın ölümü ceza ve infaz ilişkisini düşürürken, hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşmiş olan hükümlünün ölümü sadece hapis ve henüz infaz edilmemiş adli para cezalarının infaz ilişkisini ortadan kaldıracaktır. Buna bağlı olarak, ölümden önce tahsil edilmiş olan para cezaları mirasçılara iade edilmeyecek, buna karşın tahsil edilmemiş bulunan para cezaları mirasçılardan istenmeyecek, bunun yanında müsadereye ve yargılama giderine ilişkin hükümler ölümden önce kesinleşmiş olmak kaydıyla infaz olunacaktır.
    Görüldüğü gibi, suç teşkil eden bir fiilin işlenmesiyle fail ile devlet arasında doğan ceza ilişkisi, bu fiili işleyen sanığın ya da hükümlünün ölümüyle cezaların şahsiliği ilkesi nedeniyle başkası sorumlu tutulamayacağından düşmektedir. Ölüm, bir vakıa olan suçu ortadan kaldırmayacak, suçtan sorumlu tutulacak kişi olmadığından, devletin suçla birlikte ortaya çıkan cezalandırma sorumluluk ve yetkisini sona erdirecektir.
    Temyiz aşamasında sanığın öldüğüne ilişkin bir iddianın ortaya çıkması ya da UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) bilişim sistemi vasıtasıyla alınan güncel nüfus kaydında öldüğü bilgisinin yer alması gibi hâllerde, ölümün kamu davasının düşmesini gerektiren bir neden olduğu göz önüne alınarak, ölüm nedeniyle düşme kararının temyiz mercisince dosya üzerinde yapılan inceleme sırasında verilmesi yerine, ölüm bilgisi nedeniyle diğer yönleri incelenmeyen hükmün bozulması ve Yerel Mahkemece mahallinde yapılan araştırma sonucunda sanığın öldüğünün kesin olarak saptanmasından sonra düşme kararı verilmesi daha isabetli olacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
    Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) bilişim sistemi kullanılarak alınan güncel nüfus kayıt örneğinde, sanık ...’ın direnme kararından sonra 14.02.2022 tarihinde öldüğü bilgisi yer aldığından, ölümle ilgili mahallinde araştırma yapılarak karar verilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
    Bu itibarla, sanık hakkındaki direnme kararına konu hükmün, gerekli araştırmanın mahallinde yapılıp ölümün Yerel Mahkemece tespiti ile sonucuna göre TCK’nın 64 ve CMK'nın 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün verilmesinin temini için sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.04.2016 tarihli ve 112-297 sayılı direnme kararına konu hükmünün, güncel nüfus kayıt örneğinde sanığın, direnme kararından sonra 14.02.2022 tarihinde öldüğü bilgisinin yer alması karşısında, bu konuda gerekli araştırmanın mahallinde yapılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 64 ve 5271 sayılı CMK'nın 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün verilmesinin temini için diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 24.03.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara