Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/527 Esas 2022/208 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2019/527
Karar No: 2022/208
Karar Tarihi: 24.03.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/527 Esas 2022/208 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2019/527 E.  ,  2022/208 K.

    "İçtihat Metni"



    Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 14. Ceza Dairesi


    Sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçundan sanık ...'ın TCK'nın 103/1-2 ve 3. cümleleri, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin ... 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 08.09.2017 tarihli ve 113-338 sayılı hükmün sanık müdafisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince 19.01.2018 tarih ve 2951-70 sayı ile; Yerel Mahkemece kurulan hükmün kaldırılmasına, teşebbüs aşamasında kalan çocuğun basit cinsel istismarı suçundan sanığın TCK'nın 103/1-3.cümle, 35/2, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırmasına ancak cezayı aleyhe değiştirmeme yasağı gözetilerek cezasının 4 yıl 2 ay hapis cezasına indirilmesine hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verilmiştir.
    Bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 03.04.2019 tarih ve 9869-8752 sayı ile;
    "İlk derece mahkemesince sanık hakkında, mağdure ...'a yönelik sarkıntılık düzeyinde kalan çocuğun basit cinsel istismarı suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 103/1-c.2,c.3 maddeleri gereğince belirlenen 4 yıl 2 ay hapis cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün istinaf incelemesini yapan ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince vaki eylemin sarkıntılık düzeyini aştığından bahisle istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak aynı Kanunun 103/1-c. 1, c.3, 35/2. maddeleri uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası tayin edildikten sonra bu mağdure yönünden aleyhe istinaf başvurusunda bulunulmaması nedeniyle sonuç cezanın 4 yıl 2 ay hapis cezasına indirilmesine kesin olarak karar verilmiş ise de, anılan hükmün cezayı arttırması ve suçun vasfını değiştirmesi nedeniyle temyizi kabil nitelikte olduğu gözetilerek yapılan incelemede gereği düşünüldü:
    Sanık hakkında mağdure ...'a yönelik çocuğun basit cinsel istismarına teşebbüs suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
    5271 sayılı CMK'nın 225/1. maddesindeki 'Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.' şeklindeki düzenleme karşısında, iddianamede suç adı ve sevk maddesi gösterilmiş ise de olayların anlatıldığı kısımda sanık hakkında cinsel eylemden bahsedilmemesi nedeniyle usulüne uygun şekilde açılmış dava bulunmadığı gözetilmeden, ilk derece mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın Kanunun 289/1-g. maddesine muhalefet edilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 16.05.2019 tarih ve 86508 sayı ile;
    "…İtiraz nedenleri: CMK.nun 225/1. maddesi 'Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.' şeklindeki düzenleme ile hükmün konusunun sınırlarını belirlemiştir.
    ... Cumhuriyet Başsavcılığının 14/02/2017 gün ve 2017/156 İddianame no.lu iddianamesi ile sanığın eyleminini ne olduğu 'Suç tarihinde, yukarıda açık kimliği yazılı olan şüpheli ...'ın, mağdure...'yu takip ederek mağdurenin peşinden ikamet etmekte olduğu... Mh. Çelebi Sk. Burak Apt. No:4 sayıla adrese gittiği, mağdurenin kapı ziline basması üzerine müşteki tarafından dış kapının açıldığı, şüpheli ve mağdurenin birlikte asansör önünde beklemeye başladıkları, asansör kapısının açılması üzerine asansöre bindikleri, mağdurenin 9. Kata basarak şüpheliye hangi kata gideceğini sorduğu, şüphelinin ise 12. Kata çıkacağını söylediği, asansörün 9. Kata doğru hareket ettiği bir sırada şüphelinin eliyle mağdurenin ağzını kapatmaya çalışdığı, mağdurenin bağırması üzerine asansör çıkışında mağdurenin annesi tarafından yakalandığı, bu suretle şüphelinin üzerine atılı müsnet suçu işlediği anlaşıldığından,' şeklinde ifade edilmiş, anlatım içinde suçun isminden açıkça bahsedilmese de iddianame başlığında "Çocuğun Cinsel İstismarı" olarak gösterilerek yargılamaya konu olacak suçun adı yazılmış ve son olarak da sevk maddesi olarak ...nun 103/1 maddesi yine iddianame başlığında gösterilmiştir. İddianame anlatım kısmında olay yukarıda alıntılandığı gibi anlatılarak sanığın 'müsnet suçu' işlediği iddia edilmiştir. İddianame anlatımında her ne kadar açıkça cinsel istismardan bahsedilmese de, iddianame bir bütün olarak değerlendirildiğinde, yargılamaya konu fiilin ne olduğu ile sanığın işlediği iddia olunan, yani iddianame anlatımında açıklanan olayı ifade eden 'müsnet suç' ibaresinin iddianame başlığında yazılı 'çocuğun cinsel istismarı' suçunu işaret ettiğinin tereddüte yer vermeyecek şekilde anlaşılabildiği, nitekim hem ilk derece mahkemesi, hem de Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin uygulamalarını çocuğun cinsel istismarı suçuna yönelik olarak yaptıkları, böylece sanık hakkında mağdur ...'ya yönelik eylemi nedeniyle açılan kamu davasının usulüne uygun açılmış olduğu düşüncesine varılmıştır.
    Açıklanan nedenlerle Yüksek Dairenin sanığın mağdur ...'ya yönelik eylemi hakkında verdiği bozma kararına itiraz etmek gerektiği," görüşüyle itiraz kanun yoluna müracaat etmiştir.
    CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 18.09.2019 tarih ve 4528-10933 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık hakkında inceleme dışı mağdure ...’e yönelik sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün sanık müdafisi ve inceleme dışı mağdure vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesince kurulan hükmün kaldırılmasına, sanığın çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine ilişkin kararın sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece onanmasına karar verilmek suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme katılan mağdure ... yönünden kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında katılan mağdure...e yönelik eyleminden dolayı çocuğun basit cinsel istismarı suçundan usulüne uygun olarak açılmış bir kamu davası bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    ... Cumhuriyet Başsavcılığının 14.02.2017 tarihli ve 1392-156 sayılı iddianamesinde, sanık hakkında katılan mağdure...e yönelik çocuğun basit cinsel istismarı suçunu işlediği iddiasıyla TCK'nın 103/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı,
    Söz konusu iddianamenin olay anlatım kısmının; "Suç tarihinde, yukarıda açık kimliği yazılı olan şüpheli ...'ın, mağdure ...'yu takip ederek mağdurenin peşinden ikamet etmekte olduğu... Mh. Çelebi Sk. Burak Apt. No:4 sayıla adrese gittiği, mağdurenin kapı ziline basması üzerine müşteki tarafından dış kapının açıldığı, şüpheli ve mağdurenin birlikte asansör önünde beklemeye başladıkları, asansör kapısının açılması üzerine asansöre bindikleri, mağdurenin 9. Kata basarak şüpheliye hangi kata gideceğini sorduğu, şüphelinin ise 12. Kata çıkacağını söylediği, asansörün 9. Kata doğru hareket ettiği bir sırada şüphelinin eliyle mağdurenin ağzını kapatmaya çalıştığı, mağdurenin bağırması üzerine asansör çıkışında mağdurenin annesi tarafından yakalandığı, bu suretle şüphelinin üzerine atılı müsnet suçu işlediği anlaşıldığından..." şeklinde olduğu,
    Anlaşılmaktadır.
    Mağdure Kollukta özetle; sanığın, kendisiyle birlikte asansöre bindiğini, sanığa hangi kata çıkacağını sorduğunu, sanığın 12 gibi bir şey söylediğini, bunun üzerine sanık için 12, kendisi için 9. kat düğmesine bastığını, 8. kat aralığında sanığın eliyle, ağzını kapattığını, bunun üzerine "Anne" diyerek çığlık attığını, arkasında sanığın çömelmiş olduğunu, asansörün kapısı açıldığında annesini gördüğünü, annesinin sanığı yakaladığını, sanığın sadece ağzını ve montunu tuttuğunu, onun dışında bir dokunmasının olmadığını,
    Mahkemede özetle ek olarak; kat düğmelerine bastığını, ardından sanığın yere çömeldiğini, 8-9. katta sanığın ayağa kalktığını, arka cebini tuttuğunu, eliyle ağzını kapattığını, çelişki sebebiyle sorulması üzerine; sanığın, arka cebini tuttuğunu, 1-2 ... sürdüğünü, sonra ağzını kapattığını, üzerinde montunun olduğunu,
    Beyan etmiştir.
    Sanık Kollukta; asansörde mağdureye 12. kata çıkacağını söylediğini, asansörün hareket ettiğini, önce 12. kata çıktıklarını, kendisinin 12. katta inmediğini, mağdurenin tekrar 9. kata inmek için düğmeye bastığını, birlikte 9. kata indiklerini, kendisinin mağdureyi birisine benzettiğini, şaka yapmak amaçlı ağzını sağ eliyle kapattığını, mağdurenin birden bağırmaya başladığını, asansörün 9. katta durduğunu, mağdurenin annesinin kapıyı açtığını, kesinlikle cinsel amaçlı bir şey yapmadığını, mağdurenin, kendisini yanlış anladığını,
    Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; asansör ile yukarı çıkarken kardeş duygusuyla sevmek için mağdurenin saçını okşadığını, o sırada ayakkabısını bağlamak için eğildiğini, mağdurenin yanlış anladığını, bağırdığını, bunun üzerine mağdurenin ağzını kapattığını, yanlış anlaşıldığını söylediğini, mağdurenin başka bir eyleminin olmadığını,
    Mahkemede; mağdureyi kardeş yerine koyup başını ve saçını okşadığını, cinsel bir amacının olmadığını, mağdurenin yanlış anladığını, korkup bağırdığını, mağdure bağırınca onun ağzını kapatmadığını,
    Bölge Adliye Mahkemesinde; mağdureyi kardeşi gibi görüp saçını sevdiğini, polislerin kendisine baskı altında imza attırdıklarını,
    Savunmuştur.
    Ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmektedir. 5271 sayılı CMK’nın 170. maddesinin 1. fıkrası uyarınca ceza davası, dava açan belge niteliğindeki icra ceza mahkemesine verilen şikâyet dilekçesi, son soruşturmanın açılması kararı gibi istisnai hükümler dışında kural olarak Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenecek bir iddianame ile açılır.
    Anılan maddenin 4. fıkrası;
    "İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır" şeklinde düzenlenmiştir.
    CMK’nın 225. maddesinde;
    "(1) Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.
    (2) Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir." hükmüne yer verilmiştir.
    Bu madde gereğince hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise, ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir.
    Soruşturma aşamasında elde ettiği delillerden ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, düzenlenen iddianame ile CMK’nın 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir. Bu bakımdan iddianamede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüde yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur. İddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu iddia olunan eylemin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen fiil veya olaydan dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna açıkça aykırılık oluşturacaktır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun duraksamaya yer vermeyen kararlarına göre, bir olayın açıklanması sırasında bir başka olaydan söz edilmesi, o olay hakkında dava açıldığını göstermez. İddianamede dava konusu yapılan fiilin bir başka olaya dayalı olmadan, bağımsız olarak açıklanması gerekir. Böylelikle sanık; iddianameden üzerine atılı suçun ne olduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve delillerini sunabilmelidir. Öğretide "davasız yargılama olmaz" ve "yargılamanın sınırlılığı" olarak ifade edilen bu ilke uyarınca hâkim, ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve kişi ile ilgili yargılama yapabilecek ve önüne getirilen somut uyuşmazlığı hukuki çözüme kavuşturacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14.02.2017 tarihli ve 1392-156 sayılı iddianamenin başlığında, suç tarihinin 09.02.2017 olarak belirtildiği, suç kısmına "Çocuğun cinsel istismarı" yazıldığı, sevk maddesi kısmında "TCK’nın 103/1" ibaresine yer verildiği, olayın anlatıldığı bölümde "…asansörün 9. Kata doğru hareket ettiği bir sırada şüphelinin eliyle mağdurenin ağzını kapatmaya çalışdığı, mağdurenin bağırması üzerine asansör çıkışında mağdurenin annesi tarafından yakalandığı, bu suretle şüphelinin üzerine atılı müsnet suçu işlediği anlaşıldığından," şeklinde değerlendirmelerin bulunduğu, 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 13. maddesi ile değişik TCK’nın 103. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı veya sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçlarına ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı, mağdurenin Kollukta sanığın eliyle, ağzını kapattığını belirttiği, sanığın Kollukta mağdureyi birisine benzettiğini, şaka yapmak amacıyla mağdurenin ağzını sağ eliyle kapattığını, mağdurenin birden bağırmaya başladığını, cinsel amaçlı bir şey yapmadığını, tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; asansör ile yukarı çıkarken kardeş duygusuyla sevmek için mağdurenin saçını okşadığını, o sırada ayakkabısını bağlamak için eğildiğini, mağdurenin yanlış anladığını, bağırdığını, bunun üzerine mağdurenin ağzını kapattığını, yanlış anlaşıldığını söylediğini, mağdurenin başka bir eyleminin olmadığını savunduğu anlaşılan olayda;
    Her ne kadar iddianamede suçun adı ve sevk maddesi yazılı olsa da sanığın cinsel eyleminin ne olduğuna ilişkin iddianamede açık bir anlatımda bulunulmadığı ve yüklenen suçu oluşturan olayların mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanmadığı, sanığın eyleminin somut olayın özelliklerine göre çocuğun basit cinsel istismarı suçunun ya da göre sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçunun oluşumuna sebebiyet verebilmesinin mümkün olduğu hususları bir bütün olarak dikkate alındığında sanık hakkında TCK’nın 103/1. maddesi uyarınca usulünce açılmış bir kamu davasının bulunmadığının kabulü gerekmektedir.
    Bu itibarla, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi ...;
    "Olay tarihinde Mağdure ...'ya yönelik Çocuğun Basit Cinsel İstismarı suçundan sanık ... hakkında sonuç olarak 4 yıl 2 ay hapis cezasına karar vermiştir.
    Temyiz edilen kararı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesi iddianamede suç adı ve sevk maddesi gösterilmiş ise de, olayların anlatıldığı kısımda sanık hakkında cinsel eylemden bahsedilmemesi nedeniyle usulüne uygun şekilde açılmış dava bulunmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar vermiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı sanık hakkında cinsel saldırı suçundan açılan kamu davasının usulüne uygun açılmış olduğuna dair itirazda bulunmuştur. İtirazı görüşen Yargıtay Ceza Genel Kurulu çoğunluk kararı cinsel saldırı suçundan usulüne uygun açılmış dava bulunmadığı gerekçesi ile ile itirazın reddine karar vermiştir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun sayın çoğunluğu ile aramızdaki görüş ayrılığı, sanık hakkında cinsel saldırı suçundan usulüne uygun açılmış dava olup olmadığına ilişkindir.
    ... Cumhuriyet Başsavcılığının 14/02/2017 gün ve 2017/156 İddianame no.lu iddianamesi ile sanığın eyleminini ne olduğu 'Suç tarihinde, şüpheli ...'ın, mağdure Elif Canmutlu'yu takip ederek mağdurenin peşinden ikamet etmekte olduğu... Mh. Çelebi Sk. Burak Apt. No:4 sayıla adrese gittiği, mağdurenin kapı ziline basması üzerine müşteki tarafından dış kapının açıldığı, şüpheli ve mağdurenin birlikte asansör önünde beklemeye başladıkları, asansör kapısının açılması üzerine asansöre bindikleri, mağdurenin 9. kata basarak şüpheliye hangi kata gideceğini sorduğu, şüphelinin ise 12. Kata çıkacağını söylediği, asansörün 9. Kata doğru hareket ettiği sırada şüphelinin eliyle mağdurenin ağzını kapatmaya çalıştığı, mağdurenin bağırması üzerine asansör çıkışında mağdurenin annesi tarafından yakalandığı, bu suretle şüphelinin üzerine atılı müsnet suçu işlediği anlaşıldığından,' şeklinde ifade edilmiştir.
    İddianamenin metin kısmında anlatım içinde suçun isminden açıkça bahsedilmese de, iddianame başlığında 'Çocuğun Cinsel İstismarı' olarak gösterilerek yargılamaya konu olacak suçun adı yazılmış ve son olarak da sevk maddesi olarak TCK 103/1 maddesi iddianame başlığında gösterilmiştir. İddianame anlatım kısmında olay yukarıda alıntılandığı gibi anlatılarak sanığın 'müsnet suçu' işlediği iddia edilmiştir.
    İddianame anlatımında her ne kadar açıkça cinsel saldırıdan bahsedilmese de, iddianame bir bütün olarak değerlendirildiğinde, yargılamaya konu fiilin ne olduğu ile sanığın işlediği iddia olunan, yani iddianame anlatımında açıklanan olayı ifade eden 'müsnet suç' ibaresinin iddianame başlığında yazılı 'çocuğun cinsel istismarı' suçunu işaret ettiğinin tereddüde yer vermeyecek şekilde anlaşılabilmektedir. Nitekim hem ilk derece mahkemesi, hem de Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi açılmış dava konusunda hiçbir tereddüt duymadan çocuğun cinsel istismarı suçundan sanık hakkında hüküm kurmuşlardır. Olayda sadece cinsel saldırı eylemi olduğu için yalnız cinsel saldırı suçundan dava açılmıştır. Olayda cinsel saldırı dışında başka suç bulunmadığından dava açılıp açılmadığı konusunda tereddüde ve karışıklığa yol açacak bir durumda yoktur.
    Yukarıda izah edilen nedenlerle sanık hakkında cinsel saldırı suçundan kamu davasının usulüne uygun açılmış olduğu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabul edilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan, itirazın reddine karar veren, Ceza Genel Kurulu sayın çoğunluğunun görüşüne katılmıyorum.",
    Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyeleri ... ve ...;
    "Sayın çoğunluk ile aramızdaki ihtilaf sanık hakkında mağdureye yönelik eyleminden dolayı çocuğun basit cinsel istismarı suçundan usulüne uygun olarak açılmış kamu davası bulunup bulunmadığı konusundadır.
    İddianamede bulunması gereken hususlar 5271 sayılı CMK’nın 170. maddesinin 3 ve devamı fıkralarında düzenlenmiş olup anılan yasa hükümleri;
    'Madde 170-(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede; a) Şüphelinin kimliği, b) Müdafii, c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği, d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi, e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği, f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği, g) Şikâyetin yapıldığı tarih, h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri, i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, j) Suçun delilleri, k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri, Gösterilir.
    (4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır; yüklenen suçu oluşturan olaylar ve suçun delilleriyle ilgisi bulunmayan bilgilere yer verilmez.
    (5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
    (6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.' şeklindedir.
    Somut olay incelendiğinde; sanık hakkında mağdure ...'ya yönelik Çocuğun Basit Cinsel İstismarı suçundan kamu davası açılmış, sanığın atılı suçtan ...nun 103/1 madde 2 ve 3.cümle, 62 ve 53 maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinhden verilen 08.09.2017 gün ve 2017/113 Esas, 2017/338 Karar sayılı hükmü sanık müdafisi tarafından istinaf edilmiştir.
    Hükmü inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi, 19/01/2018 gün ve 2017/2951 Esas, 2018/70 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırarak, sanığın ...nun 103/1, 1.cümle, 35/2, 62, 53 maddeleri gereğince 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK.nun 283/1 maddesi gereğince ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkına binaen sonuç olarak 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiş, bu karar sanık müdafisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 03/04/2019 gün ve 2018/9869 Esas, 2019/8752 Karar sayılı kararı ile '5271 sayılı CMK'nın 225/1. maddesindeki 'Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.' şeklindeki düzenleme karşısında, iddianamede suç adı ve sevk maddesi gösterilmiş ise de olayların anlatıldığı kısımda sanık hakkında cinsel eylemden bahsedilmemesi nedeniyle usulüne uygun şekilde açılmış dava bulunmadığı gözetilmeden, ilk derece mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın Kanunun 289/1-g. maddesine muhalefet edilmesi,' gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar vermiştir.
    CMK.nın 225/1. maddesi 'Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.' şeklindeki düzenleme ile hükmün konusunun sınırlarını belirlemiştir.
    Soruşturma aşamasında mağdure ... Mutlu, sanığın asansörde sadece ağzını kapatmaya çalıştığını anlatmış, ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 14.02.2017 tarih ve 2017/156 sayılı iddianamede taraf bilgileri, suç tarihi-saati belirtilmiş, suç ismi; çocuğun basit istismarı, sevk maddesi ise; TCK’nın 103/1, 53 maddeleri olarak gösterilmiş ve iddianamenin metin kısmı da 'Suç tarihinde, yukarıda açık kimliği yazılı olan şüpheli ...'ın, mağdure...'yu takip ederek mağdurenin peşinden ikamet etmekte olduğu... Mh. Çelebi Sk. Burak Apt. No:4 sayıla adrese gittiği, mağdurenin kapı ziline basması üzerine müşteki tarafından dış kapının açıldığı, şüpheli ve mağdurenin birlikte asansör önünde beklemeye başladıkları, asansör kapısının açılması üzerine asansöre bindikleri, mağdurenin 9. Kata basarak şüpheliye hangi kata gideceğini sorduğu, şüphelinin ise 12. Kata çıkacağını söylediği, asansörün 9. kata doğru hareket ettiği bir sırada şüphelinin eliyle mağdurenin ağzını kapatmaya çalıştığı, mağdurenin bağırması üzerine asansör çıkışında mağdurenin annesi tarafından yakalandığı, bu suretle şüphelinin üzerine atılı müsnet suçu işlediği anlaşıldığından,' şeklinde olup, Cumhuriyet Savcısı tarafından sanğın mağdurenin ağzını kapatması biçimindeki eylemi çocuğun cinsel istismarı olarak nitelendirilmiş, nitekim ilk derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi de bu nitelemeyi kabul etmiştir. İddianame anlatımında her ne kadar açıkça cinsel saikten bahsedilmese de, iddianame bir bütün olarak değerlendirildiğinde, yargılamaya konu fiilin ne olduğu, sanığın işlediği iddia olunan, yani iddianame anlatımında açıklanan olayı ifade eden "müsnet suç" ibaresinin iddianame başlığında yazılı 'çocuğun cinsel istismarı2 suçunu işaret ettiğinin tereddüte yer vermeyecek şekilde anlaşılabildiği açıktır. Bu açıklamalar ışığında söz konusu iddaname incelendiğinde sanığa yüklenen ve suç oluşturduğu kabul edilen eylem açıkça belirtildiğinden,sayın çoğunluğun usulüne uygun olarak açılmış dava bulunmadığı yolundaki görüşlerine katılmıyoruz.", düşünceleriyle,
    Çoğunluk görüşüne katılmayan üç Ceza Genel Kurulu Üyesi de; benzer düşüncelerle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 24.02.2022 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 24.03.2022 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.


    Hemen Ara