Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/284 Esas 2022/252 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2019/284
Karar No: 2022/252
Karar Tarihi: 07.04.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/284 Esas 2022/252 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanığa yönelik hakaret suçundan verilen mahkumiyet kararı, Yargıtay (Kapatılan) 18. Ceza Dairesince bozulmuş, yerel mahkeme ise kararına direnmiştir. Dosya, Ceza Genel Kurulu tarafından değerlendirilmiş ve sanığın ölümü nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verilmesine hükmedilmiştir. TCK'nın 64. maddesi gereği, sanığın ölümüyle ceza ilişkisi sona ermiştir. CMK'nın 223. maddesi uyarınca hükmün sair yönleri incelenmeksizin, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine karar verilmiştir.
Ceza Genel Kurulu         2019/284 E.  ,  2022/252 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 18. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza

    Sanık ...’nin kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan TCK’nın 125/1,3-a, 125/4 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 14.05.2013 tarihli ve 163-434 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 18. Ceza Dairesince 17.09.2015 tarih ve 4881-5642 sayı ile;
    "Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, ..., ... ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanığın, katılana söylediği kabul edilen 'ne yaparsın lan, sen kim oluyorsun' şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, katılanın onur, ... ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    ... 8. Asliye Ceza Mahkemesince 29.12.2015 tarih ve 1529-1962 sayı ile;
    "...Her ne kadar Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 17.09.2015 tarihli ilamında, sanığın kullandığı iddia edilen sözlerin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması sebebiyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı belirtilerek ... (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/163 E sayılı kararının bozulmasına karar verilmiş ise de, mağdurun suç tarihi itibariyle ... 5. Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi olarak görev yaptığı, görevi gereği sanıkla ilgili yakalama emrinin infazı sırasında sanığın 'ne yaparsın lan, sen kim oluyorsun' şeklinde sözleri söylediği, hakaret suçunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin her somut olaya göre değerlendirilmesinin gerektiği, bizatihi sözlerin söylenmesinin hakaret suçunun unsurlarının yasal unsurlarının gerçekleşmesi için yeterli olmadığı ancak hakaret olduğu iddia edilen sözlerin söylendiği yerin, işleniş şeklinin hakaret suçunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda önem arz ettiği, herhangi bir tartışma sırasında kişinin söylediği 'sen ne yaparsın lan, sen kim oluyorsun' şeklindeki sözlerin hakaret suçunu oluşturmayabileceği, kaba hitap olarak değerlendirilebileceği, ancak yargılama görevi icra eden hâkimin yakalama emrinin infazı sırasında aleni bir yer olan duruşma salonunda görevini icra etmiş olduğu sırada kendisine karşı söylenen 'sen ne yaparsın lan, sen kim oluyorsun' şeklindeki sözlerin kaba bir ifade olarak değerlendirilemeyeceği, bu sözlerle kişinin onur, şeref ve saygınlığını, kişinin icra etmiş olduğu görev, suçun işlendiği yer, suçun işleniş şekli nazara alındığında rencide ettiği, dolayısıyla hakaret suçunun yasal unsurlarının oluştuğunun mahkememizce kabul edildiği..." gerekçesiyle bozma kararına direnmiştir.
    Direnme kararına konu bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.02.2016 tarihli ve 53456 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.12.2016 tarihli ve 314-1943 sayılı kararı ile dosya, 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 18. Ceza Dairesince 03.04.2019 tarih ve 548-6720 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa yüklenen hakaret suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sisteminden alınan güncel nüfus kaydında, sanığın direnme kararından sonra 04.12.2021 tarihinde öldüğü bilgisine yer verilmesi karşısında bu hususun mahallinde araştırılmasının gerekli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya içeriğinden;
    UYAP sistemi kullanılarak çıkartılan nüfus kaydına göre Yerel Mahkeme direnme kararından sonra sanık ...’nin 04.12.2021 tarihinde öldüğü,
    Anlaşılmıştır.
    TCK'nın 64. maddesinde; sanığın ölümü durumunda kamu davasının düşürüleceği, sadece niteliği itibarıyla müsadereye tabi olan eşya ve yararlar hakkında yargılamaya devam olunacağı, hükümlünün ölümü hâlinde ise cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmekle birlikte müsadere ve yargılama giderine ilişkin hükmün infaz edileceği belirtilmek suretiyle hükümlü ile sanığın ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiştir.
    Buna göre; kamu davası açılmadan önce şüphelinin ölmesi durumunda kovuşturma imkânının bulunmaması nedeniyle "kovuşturmaya yer olmadığına", kamu davası açıldıktan sonra sanığın ölmesi hâlinde ise yerel mahkemece "davanın düşmesine" karar verilecektir. Ölümün ceza ilişkisini sadece ölen kişi bakımından sona erdirmesi nedeniyle iştirak hâlinde işlenen suçlarda diğer sanıklar hakkında davaya devam edilecek, sanığın ölümü, niteliği itibarıyla müsadereye tabi olan eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak müsadere kararı verilmesine engel olmayacaktır. Sanığın ölümü ceza ve infaz ilişkisini düşürürken, hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşmiş olan hükümlünün ölümü sadece hapis ve henüz infaz edilmemiş adli para cezalarının infaz ilişkisini ortadan kaldıracaktır. Buna bağlı olarak, ölümden önce tahsil edilmiş olan para cezaları mirasçılara iade edilmeyecek buna karşın tahsil edilmemiş bulunan para cezaları mirasçılardan istenmeyecek, bunun yanında müsadereye ve yargılama giderine ilişkin hükümler ölümden önce kesinleşmiş olmak kaydıyla infaz olunacaktır.
    Görüldüğü gibi suç teşkil eden bir fiilin işlenmesiyle fail ile devlet arasında doğan ceza ilişkisi, bu fiili işleyen sanığın ya da hükümlünün ölümüyle cezaların şahsiliği ilkesi nedeniyle başkası sorumlu tutulamayacağından düşmektedir. Ölüm, bir vakıa olan suçu ortadan kaldırmayacak, suçtan sorumlu tutulacak kişi olmadığından, devletin suçla birlikte ortaya çıkan cezalandırma sorumluluk ve yetkisini sona erdirecektir.
    Temyiz aşamasında sanığın öldüğüne ilişkin bir iddianın ortaya çıkması ya da UYAP vasıtasıyla alınan nüfus kaydında öldüğü bilgisinin yer alması gibi hâllerde, ölümün kamu davasının düşmesini gerektiren bir neden olduğu göz önüne alınarak, ölüm nedeniyle düşme kararının temyiz mercisince dosya üzerinde yapılan inceleme sırasında verilmesi yerine, ölüm bilgisi nedeniyle diğer yönleri incelenmeyen hükmün bozulması ve yerel mahkemece mahallinde yapılan araştırma sonucunda sanığın öldüğünün kesin olarak saptanmasından sonra düşme kararı verilmesi daha isabetli olacaktır.

    Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
    UYAP sistemi kullanılarak çıkartılan nüfus kaydında, sanık ...’nin Yerel Mahkeme direnme kararından sonra 04.12.2021 tarihinde öldüğünün belirtilmesi karşısında; ölüm hâlinde, sanığın cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasına, “niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve maddî menfaatler” dışında hiçbir şekilde devam olunamayacağından kamu davasının ölüm nedeniyle düşmesine karar verilmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sisteminden alınan güncel nüfus kaydında, sanığın direnme kararından sonra temyiz aşamasında öldüğü bilgisine yer verilmesi karşısında, bu konuda mahallinde araştırma yapılarak sonucuna göre TCK’nın 64 ve CMK’nın 223. maddeleri uyarınca hüküm verilmesi için hükmün sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sisteminden alınan güncel nüfus kaydında, sanık ...’nin direnme kararından sonra temyiz aşamasında öldüğü bilgisine yer verilmesi karşısında, bu konuda mahallinde araştırma yapılarak sonucuna göre TCK’nın 64 ve CMK’nın 223. maddeleri uyarınca hüküm verilmesi için hükmün sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    2- Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 07.04.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara