Esas No: 2021/339
Karar No: 2022/248
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2021/339 Esas 2022/248 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2021/339 E. , 2022/248 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan)16. Ceza Dairesi
Sanık ... hakkında; Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, mala zarar verme, kara ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma, görevi yaptırmamak için direnme, kasten öldürmeye teşebbüs etme, 2911 sayılı Kanun’a muhalefet etme ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılamasında; genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, mala zarar verme, kara ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma, görevi yaptırmamak için direnme, kasten öldürme, 2911 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçlarından sanığını beraatine, silahlı terör örgtüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanun’un 5 ve TCK’nın 62/1. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına; 6136 sayılı Kanun’un 13/1, 3713 sayılı Kanun’un 4. maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 5, TCK’nın 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 1500 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına; silahlı terör örgütüne üye olma ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet etme suçları bakımından TCK’nın 53, 58/9-6 ve 63. maddeleri uyarınca hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin ... 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 14.06.2016 tarihli ve 279-269 sayılı hükümlerin, sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesince 30.03.2017 tarih ve 158-3633 sayı ile;
"....Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet; mala zarar verme, kara ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma, görevi yaptırmamak için direnme, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde ise;
a- 06.02.2015 günü saat 10.00 sıralarında ... ili, ... ilçesi, ... Bulvarı üzerinde güvenlik güçleri tarafından önleme araması yaptıkları sırada, kontrol noktasına yaklaşık 100 metre mesafe kala arama işlemini fark eden sanık ...’in sevk ve idaresindeki .... plakalı otomobili durdurarak park edip yol kenarındaki fidanlıkta çalışan işçilerin yanına giderek yardım ediyor görüntüsü vermesi üzerine güvenlik güçlerinin durumdan şüphelenip söz konusu aracı kontrol ederek yaptıkları arama sonucunda araçta diğer sanık... ... ile otomobilin arka koltuğunda saklanmış çok sayıda örgütsel doküman ile iki adet atışa hazır vaziyette tabanca ve bu tabancalara ait şarjörler ile mermiler ele geçirilmiştir. Aynı gün sanık ...’in ikametgahında usulüne uygun yapılan arama sonucunda evin terasında atılı vaziyette bulunan eşyalar arasında gizlenmiş kırmızı poşet içinde havluya sarılı iki adet tabanca da ele geçirilmiştir.
Her iki sanık ele geçirilen silahların ve örgütsel notların kendilerine ait olduğunu kabul etmemekle birlikte bulunma nedenlerini de makul gerekçelerle açıklayamamışlardır.
Silahlarda yapılan balistik inceleme sonucunda;
a- Otomobilde ele geçen ...nolu tabanca 16.12.2014 tarihinde polis memuru ...’in yaralanması ile sonuçlanan güvenlik güçleriyle terör örgütü mensupları arasında çıkan çatışma,
b- Sanık ...’in ikametinde ele geçen Star-Sacal marka 19615 seri numaralı 9 mm çaplı tabancanın 09.11.2014 tarihinde Ebrar İnternet Cafe isimli ... yerine yapılan saldırı,
c- Lama marka ... seri nolu tabancanın 12.01.2015 tarihinde güvenlik güçlerinin içinde bulunduğu zırhlı araca ateş edilmesi,
Olaylarında kullanıldığı tespit edilmiştir.
Ele geçen örgütsel dokümanlarda sanık ...’in yürüttüğü örgütsel faaliyetler, ajan olduğu düşünülen örgüt mensuplarının cezalandırılmasına ilişkin notlar, örgütün kırsal ihtiyaçlarının temini, yörede yaşayan vatandaşlar hakkındaki fişlemeler, güvenlik güçlerine silahlı saldırıya ilişkin planlamalar gibi hususların yer aldığı, bu dokümanların bir kısmında sanıklara ait parmak iziyle birlikte, el yazılarının bulunduğu, uzman bilirkişi raporlarıyla tespit edildiği, araçta ele geçen dokümanların içeriklerinden sanığın yürüttüğü tespit edilen örgütsel faaliyetlerin basit bir örgüt üyesinin faaliyetlerinin ötesinde, rapor alma, sorgulama, emir verme ve koordine etme gibi önemli görevler üstlendiği, iddia, savunma, arama kararı sonucunda ele geçen deliller, kriminal inceleme raporları, tanık beyanları ve müşteki anlatımları ile tüm dosya kapsamı içindeki delillerle uyumlu yerel mahkeme kabulünden anlaşılmıştır.
Oluş ve kabule göre;
A- Eylem tarihi ve sonrasında gerçekleşen olaylardan da açıkça anlaşılacağı üzere; Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bir kısım şehir ve kasabalarda Devlet otoritesini yıpratarak, yaratılan can ve mal kaygısı ile korku ve panik oluşturarak, kaos ortamı yaratmak, şehrin giriş ve çıkışlarına barikat kurup birçok yere hendek kazarak patlayıcı yerleştirmek suretiyle güvenlik güçleri ve kamu görevlilerinin görev yapması engellemeye çalışarak, bir kısım yerleşim yerlerinin örgüt kontrolüne sokularak kurtarılmış bölge oluşturma izlenimi vermeye çalıştıkları, yöre halkını zorla ikamete tabi tutmak suretiyle canlı kalkan oluşturulduğu, bu şekilde bölgede genel bir ayaklanma süreci başlatılmak istenmiştir.
Bu süreçte terör örgütü, yurt içinde kırsal alandaki ve yurt dışında bulunan silahlı mensuplarını şehir merkezlerine kaydırmıştır. Bunların yanında, yakalanmamaları amacıyla önceden deşifre olmamış kısa süreliğine de olsa askeri ve siyasi yönden eğittiği kişileri 'kadro' olarak isimlendirdiği ve PKK/KCK terör örgütü çatısı altında ÖS/YDG-H (Öz Savunma/Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi) içinde toparlayarak terör eylemlerinde görevlendirmiştir.
Sanıkların kadro elemanları olduğu kabul edilmesine rağmen, terör örgütü üyesi olduğu ve örgüt hiyerarşisi içinde önemli görevler üstlendiğinde kuşku bulunmayan... ...’in, yakalandığı gün ... iline geldiğine ilişkin savunmasının aksi ispat edilemediğinden, önceden gerçekleşen vahim nitelikte kabul edilen güvenlik güçleriyle silahlı çatışma olaylarına katıldığı kabul edilemeyeceğinden, örgüt üyesi olarak cezalandırılmasında isabetsizlik yok ise de; polisi görünce suç delillerinin ele geçmemesi için kendisini gizlemeye çalışan, olay günü kullandığı araçta ve ev aramasında atışa hazır vaziyette dört adet farklı çap ve özelikte silahın, üç adedinin daha önce gerçekleştirilen silahlı çatışmalarda kullanılmış olması, örgütsel silahların zaman zaman el değiştirmesi mümkün ise de, bu silahların kendi eline ne şekilde geçtiğini hayatın olağan akışına uygun ve makul gerekçelerle açıklayamayan, eylem tarihlerinde ...’da ikamet etiği, belediyede işçi olarak çalıştığı ve örgüt hiyerarşisine bağlı olduğu anlaşılan sanık ...'in, mevcut deliller çerçevesinde söz konusu amaç suçu gerçekleştirmeye elverişli güvenlik güçlerine saldırı ve öldürmeye teşebbüs gibi fiillere katıldığının kabulü gerektiği hâlde, dosya kapsamıyla uyumlu olmayan gerekçelerle, suçun sübut ve vasfında yanılgıya düşülerek, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi,
B- Yerel mahkemenin kabulüne göre, sanığın söz konusu eylemlerde ele geçen silahları bizzat kullanarak müşterek fail olarak suça iştirak etmese dahi, işlenecek fiili bilerek, suçta kullanılacak silahın teminini TCK 39/2-b maddesi kapsamında araç suça yardım eden olarak katıldığının kabulü gerekeceğinden, bu eylemin amaç suçu gerçekleştirmeye elverişli bulunduğunun gözetilmemesi ve bu hususun karar yerinde tartışmasız bırakılması” isabetsizliklerinden bozulmasına oy çokluğuyla karar verilmiş,
Daire Üyesi H. Karahan;
"Sanık... ... Utkan hakkında silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan onama; sanık ... hakkında silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile mala zarar verme, kara ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma, görevi yaptırmamak için direnme, kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs, 2911 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarından kurulan beraat hükümlerinin bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun düşüncesine (sanık ... hakkında silahlı terör örgütünün üyesi olmak suçundan bozmanın gerekçesine yönelik olmak üzere) aşağıdaki gerekçelerle katılmak mümkün olmamıştır.
Sanıklar... ... Utkan ve ... haklarında TCK'nın 302/1, 170/1-c-1, 151/1, 223/1, 265/1-3-4, 82/1-g; 2911 sayılı Kanun 32/1, 33/1; 6136 13/1; 3713 sayılı Kanun 5; TCK 53/1, 54, 58/9, 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle dava açılmış; mahkemece sanıklar hakkında TCK'nın 302/1. maddesinde yazılı suç sübut bulmadığından geçitli suç olan 314/2. maddesi uyarınca sanıklar hakkında temel ceza 8 yıl belirlenmek suretiyle neticeten 10 yıl hapis cezasına hükmedilmiş; her iki sanık hakkında ayrıca 6136 sayılı Kanun'a aykırılıktan mahkûmiyet hükmü tesis edilmiş, sanıklara atılı diğer suçlar sübut bulmadığından beraatlerine karar verilmiş ve sanıklar hakkındaki hükümler Cumhuriyet savcısı tarafından aleyhe temyiz edilmiştir.
Dairemizce... ... Utkan hakkında silahlı örgüt üyesi olma ve 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarından kurulan mahkûmiyet hükmü ile mala zarar verme, kara ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma, görevi yaptırmamak için direnme, kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs, 2911 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarından kurulan beraat hükümlerinin onanmasına karar verilmiş; sanık ... hakkında ise 6136 sayılı Kanun'a aykırılıktan kurulan hükmün onamasına; silahlı örgüt üyesi olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün TCK'nın 302. maddesinde yazılı suçu oluşturduğundan, mala zarar verme, kara ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma, görevi yaptırmamak için direnme, kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs, 2911 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarının da sübut bulduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, ... hakkında silahlı örgüt üyesi olma suçundan kurulan hükme yönelik karşı görüşümüz bozmanın gerekçesine yöneliktir.
İddianamede, ... ... Utkan'ın kırsalla irtibatlı olarak şehirlerde eylem ve faaliyette bulunmak üzere oluşturulan ÖS/YDGH içerisinde faaliyette bulunduğu, bu yapılanma içinde faaliyette bulunanların hayatlarını tamamen örgütsel eylem ve faaliyetlere göre şekillendirdikleri ve... ... Utkan'ın bu faaliyetler kapsamında örgütün üst düzey mensupları tarafından ...'a gönderildiği; ...'in de, ... ... Utkan'ın ...'daki faaliyetlerinde kuryeliğini yapmak, ... ... Utkan’ı gideceği yerlere getirip götürmek, örgütün mensuplarını ve örgüte ait silah ve mühimmatı taşıyıp saklamak ve barındırmalarını sağlamakla görevlendirildiği, bu kapsamda... ... Utkan ve ... 09.11.2014 tarihinde Huzurevleri Mahallesinde Ebrar İnternet Cafe'ye ateş edilmesi, taşlı ses bombalı saldırı eylemine; 16.12.2014 tarihinde Cevatpaşa Mahallesinde 59/32 kod nolu güvenlik güçleri ekibine silahlı ve EYB'li saldırı eylemine; 12.01.2015 tarihli Huzurevleri Mahallesinde korsan gösteri ve güvenlik güçlerinin zırhlı aracına ateş edilmesi eylemine katıldıkları iddia edilmiştir.
Sanıklar... ... Utkan ve ... 06.02.2015 tarihinde durumundan şüphe edilmesi üzerine aynı otoda yakalanmışlar, ... tarafından araç firmasından kiralandığı anlaşılan araçta yapılan aramada, arka koltukta gizlenmiş halde Glock ve Walther marka 2 tabanca ve mermiler ile 27 adet doküman bulunmuştur. Yine sanıklar... ... Utkan ve ...'in birlikte kaldığı, sanık ...'e ait evde yapılan aramada ise Llama ve Star marka 2 ayrı tabanca evin üst kısmında gizlenmiş halde bulunmuştur. Silahlarda parmak izi tespit edilememiş olup, ev aramasında ele geçen Star marka tabanca 09.11.2014 tarihli ve Llama marka tabanca ise 12.01.2015 tarihli eylemlerde; araçta ele geçen Glock marka tabancanın ise 16.12.2014 tarihli eylemde kullanıldığı belirlenmiştir. Araçta ele geçen örgütsel dokümanların sanıkların eli ürünü olmadığı anlaşılmış olup, dokümanların örgütte faaliyet gösteren kişiler, bunlar hakkındaki ajanlık iddiaları, gözaltı raporları ve faaliyetlere ilişkin olduğu iddianamede sanıklara atılı eylemlere ve bu eylemlerin faillerine ilişkin bilgi içermedikleri ancak doküman içeriklerinin de sıradan örgüt faaliyetlerine ilişkin olmadığı anlaşılmaktadır.
Sanıklar savunmalarında atılı suçları kabul etmemişler, araçtaki doküman ve silahlardan haberlerinin olmadığını, aracın başka bir kişi tarafından kiralandığını; yine evin üst kısmında açık alanda gizlenmiş halde bulunan silahların da kendilerine ait olmadığı savunmuşlardır.
16.12.2014 tarihli eylem nedeniyle şikayetçi olarak ifade veren ... ve bu eylemde basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanan ... kendilerine yönelik eylemi gerçekleştiren kişileri göremediklerini, bu nedenle teşhiste bulunamayacaklarını aşamalarda beyan etmişlerdir.
Olay nedeniyle ifadelerine başvurulan diğer tutanak mümzileri de teşhise elverişli bir görgülerinin bulunmadığını bildirmişlerdir.
Sanıklardan... ... Utkan'ın cep telefonunda PKK/KCK terör örgütünü öven müzik parçaları ve örgüt mensuplarının kırsalda çekilmiş görüntü kayıtlarının olduğu anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde bulunan güvenlik güçlerince düzenlenen 08.02.2015 tarihli değerlendirme ve tespit tutanağında; sanıklar... ... Utkan ve ...'in ÖS/YDGH içerisinde faaliyet yürüten ve KADRO olarak nitelenen örgüt mensuplarından olduğu KADRO olarak nitelenen örgüt mensuplarının hayatlarını tamamen örgütsel eylem ve faaliyetlere göre şekillendirdikleri, ... ... Utkan'ın bu faaliyetleri için ...'a gönderildiği, ... ... Utkan'ın bunun dışında ...'la akraba, ..., öğrenim gibi bir aidiyetinin bulunmadığı; ...'in ise... ... Utkan'ın faaliyetlerinde kuryeliğini yapmak bir yerden başka yere götürmek, ... ... Utkan gibi örgüt mensuplarının ve örgütün silah ve mühimmatlarını saklayıp barındırmakla görevlendirildiği değerlendirilmesine yer verilmiştir.
İddianamede sanıkların atılı suçları işlediği hususunda dayanılan delil ev aramasında ele geçen iki tabanca ile araçtaki aramada ele geçen bir tabancanın atılı eylemlerde kullanıldığının ekspertiz raporuyla belirlenmiş olmasıdır.
Sanıkların yakalandıkları araçta ele geçen ancak sanıkların eli ürünü olmadığı anlaşılan dokümanlarda örgütsel faaliyet gösteren kişilerce, yine örgütsel faaliyette bulunan kişiler hakkında hazırlanmış rapor ve bilgiler olduğu ve dokümanların içeriğinden sanıkların örgütsel konumlarının üst düzey olmakla birlikte görev yaptıkları yer ve örgüt içi hiyerarşisindeki konumları hususunda dosya içerisinde somut bir bilgiye ulaşmak mümkün olmadığından örgütte yönetici konumunda oldukları belirlenememektedir.
Mahkemece sanıklar... ... Utkan ve ...'in TCK'nın 302. maddesi kapsamında değerlendirilen eylemlere katılıp katılmadıklarını tartışılmış ve sanıkların birlikte yakalandığı araçta ele geçen tabancalar ile sanıkların birlikte kaldıkları ancak ...'e ait evde ele geçen dört tabancadan üçünün eylemlerde kullanılmasına karşın bu silahların örgüt silahı olması ve örgüt silahlarının birden fazla örgüt mensubu tarafından değişik eylemlerde kullanıldığı saptamasına yer verilerek, ele geçen silahlarda parmak izi bulunmadığı, silahlardan iki tanesinin sanıkların birlikte yakalandığı araçta, diğer ikisinin ise sanık ...'in ev aramasında ele geçtiği ve eylemler nedeniyle şikayetçi ve tanıkların bir teşhisinin bulunmadığı, yine sanıkların bu eylemlerde yer aldıkları hususunda başka bir delilde bulunmadığı değerlendirmesi ile devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, mala zarar verme, kara ulaşım aracını alıkoyma, görevi yaptırmamak için direnme, öldürmeye teşebbüs, 2911 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarının sübut bulmadığına karar verilerek sanıklar hakkında devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçu nedeniyle geçitli suç olan silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan temel ceza sekiz yıl tespit edilmek suretiyle mahkumiyet hükmü kurulmuştur. Anılan diğer suçlardan ise beraat kararı vermiştir.
Hemen ifade etmek gerekir ki, mahkemenin her iki sanık yönünden de sübut bulmayan suçlara ilişkin gerekçesi yerindedir. Sanıklar olay akabinde eylem silahları ile olay yerinde yakalanmamışlardır. Sanıkların iddia konusu eylemlere katıldıkları hususunda şikâyetçi, tanık ve başka dosya sanıklarının beyan ve teşhisi yoktur. Üç eylemde kullanılan tabancalar üzerinde parmak izi bulunmadığı gibi silahlarla birlikte ele geçen örgütsel değerlendirme ve raporlardan olduğu anlaşılan dokümanlarda da bu eylemlere ilişkin bir bilgi yoktur. Yine bu dokümanlar sanıkların eli ürünü değildir. Örgüte ait olduğuna kuşku bulunmayan dördünden üç tanesi üç ayrı eylemde kullanıldığı tespit edilen silahların sanıkların birlikte kaldığı evde ve birlikte yakalandıkları araçta ele geçmesinin yan delillerle desteklenmemesi ve silahların örgüt silahı olduğu da nazara alındığında, sanıkların bu eylemlere katıldıkları hususunda kesin kanıya ulaşmak için yeterli değildir. Silahların bulunduğu evin ...'e ait olması suçun bu şekilde sübut bulduğuna delil teşkil etmez. Zira araçta yakalanan eylem de kullanılan silah yönünden de ... sorumlu tutulmuştur. Oysa ki araçta her iki sanık birlikte yakalanmışlar ve bu araç daha sonra intihar ettiği anlaşılan ... tarafından kiralanmıştır. Yine sanık ...'in evinde... ... Utkan'la birlikte kaldıklarının da dikkate alınması gerekmektedir. Kaldı ki iddianamede de yer verilen 08.02.2014 tarihli tutanağa göre ...'den daha üst konumda bulunduğu ve ...'a eylem ve faaliyetlerde bulunmak için geldiği değerlendirilen... ... Utkan hakkında örgüt üyeliğinden kurulan mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilirken, ... ... Utkan'ın kuryeliğini yapmak ve bu kişiyi ve silahları nakil ve saklama, barındırma faaliyetleri ile görevlendirildiği değerlendirmesine yer verilen ... hakkında silahlı terör örgütü üyesi olmaktan kurulan mahkûmiyet hükmünün, sanığın eyleminin devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunu oluşturduğu ve bu kapsamda, mala zarar verme, kara ulaşım aracını alıkoyma, görevi yaptırmamak için direnme, öldürmeye teşebbüs, 2911 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarından verilen beraat kararlarının bozulmasına yönelik düşünceye meydana gelen çelişki ve dosyaya yansıyan delil durumu itibariyle iştirak etmek mümkün olmamıştır..." düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yerel Mahkeme ise 20.10.2017 tarih ve 712-601 sayı ile önceki hükmünde direnmiş, direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Ceza Genel Kurulunca 25.12.2018 tarih ve 359-679 sayı ile;
"...Aleyhe olan bozmaya karşı sanık ...'in beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun bozma ilamına uyan Yerel Mahkemece 30.05.2019 tarih ve 140-328 sayı ile sanık ...'in beyanı da alınmak suretiyle; "...Olay tutanağı sanıklarda ele geçen örgütsel döküman içerikleri usulüne uygun ev arama kararı ve buna ilişkin tutulan tutanak bilirkişi raporu parmak izi raporları kriminal ekpsertiz raporu suçtan kurtulmaya dönük itibar edilmeyen sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamından sanıklar Selahattin ve... ...'in örgüt hiyerarşisi içerisinde yer aldıkları örgütsel döküman içeriklerinden sanıkların eylemlerinin çeşitli ve yoğun olduğunun anlaşıldığı yine faaliyetlerinde gizliliğe önem veren terör örgütünün döküman içerikleri dikkat alındığında bu tür dökümanları terör örgütü üyesi olmayan güvenmedikleri kuryeler aracılığıyla taşımayacakları bu örgütsel dökümanların güvenlik güçlerinin eline geçmemesinin terör örgütü için önemli olduğu anlaşılmakla tüm dosya kapsamından sanığın PKK terör örgütü üyesi olduğu gerekçeleriyle bozma ilamına direnilmesine" karar verilmiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2020 tarihli ve 47751 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 29.09.2021 tarih ve 2576-9111 sayı ile Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerinin 7 günlük yasal süresinden sonra, 24.02.2020 tarihinde sunulmuş olduğundan, temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK’nın 310/3 ve 317. maddeleri uyarınca reddine karar verilmiş ayrıca direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı eylemlerin Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunu mu yoksa silahlı terör örgütüne üye olma suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, Yerel Mahkeme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık hakkındaki hükümlerinin Özel Dairece bozulması üzerine Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerin Ceza Genel Kurulunca; aleyhe olan bozmaya karşı sanık ...’in beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasından sonra Yerel Mahkemece bozma kararı doğrultusunda işlem yapılarak sanığın Özel Daire bozma kararına karşı beyanları alınıp önceki hükümlerde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun 10.07.2018 tarihli ve 360-347, 17.04.2018 tarihli ve 651-179, 28.04.2015 tarihli ve 719-130, 19.03.2013 tarihli ve 1278-90, 26.06.2012 tarihli ve 816-254 sayılı kararları başta olmak üzere uyum ve kararlılık gösteren içtihatları uyarınca; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun bozma kararı ile direnme hükmü tümüyle ortadan kalkmış olup, yerel Mahkeme artık yeni ve değişik bir karar vermekte serbesttir. Bu şekilde verilen kararlar da yeni karar niteliğinde olup hukuken direnme niteliğinde olmadığından, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün değildir.
Öte yandan, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun bozma kararına uyulduktan sonra verilen kararın yeniden ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca incelenmesinin kabul edilmesi, yerel Mahkemenin direnmesi üzerine verilen Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı direnilemeyeceğine ilişkin 1412 sayılı CMUK'nın, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 326. maddesine de açıkça aykırı olacaktır. Doğrudan doğruya Yargıtay Ceza Genel Kurulunca inceleme yapılması, yerel mahkeme kararına direnme hükmü niteliği kazandıracak ve Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı yerel mahkemelerin direnme yetkisi olmadığına dair ceza muhakemesinin temel ilkesi zedelenecektir. Bu nedenlerle hukuken yeni hüküm vasfında incelemeye konu olan bu kararın Özel Dairece incelenmesini gerekmektedir.
Bu itibarla, dosyanın temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Ulaşılan bu sonuç karşısında, sanığa atılı eylemlerin Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunu mu yoksa silahlı terör örgütüne üye olma suçunu mu oluşturduğu hususları değerlendirilmemiştir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
... 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 30.05.2019 tarihli ve 140-328 sayılı karar "yeni hüküm" niteliğinde olduğundan dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 07.04.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.