Esas No: 2017/410
Karar No: 2022/264
Karar Tarihi: 14.04.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/410 Esas 2022/264 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2017/410 E. , 2022/264 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Sanık ... hakkında kasten öldürme suçuna azmettirmeden açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, eyleminin kasten öldürme suçuna yardımı oluşturduğu kabul edilerek sanığın TCK'nın 81/1, 39/1, 29/1, 62, 53, 63 ve 54. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye ilişkin ... 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 21.02.2013 tarihli ve 90-101 sayılı hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 23.10.2014 tarih ve 2610-4774 sayı ile;
“...Oluşa ve dosya içeriğindeki delillere göre; olay günü maktul ...'in mensubu olduğu... ailesinin bireyleri ile sanık ...'nın mensubu olduğu... ailesinin bireyleri arasında çıkan kalabalık kavga ortamında, sanık ...'nın yeğeni olan sanık ...'nin eline geçirdiği av tüfeği ile maktul ...’i hedef alarak ateş etmek suretiyle ölümüne sebebiyet verdiği olayda, taraflarla akrabalığı ya da husumeti bulunmamakla birlikte her biri olayda bir tarafın lehine değerlendirilecek şekilde ve tamamı birbirinden farklı, aşamalarda değişiklik gösteren tanık anlatımları dışında, kavga sırasında olay yerinde bulunduğu anlaşılan sanık ...’nın sanık ...'nin öldürme eylemine doğrudan katıldığını ya da yardım ettiğini gösterir, her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut deliller bulunmadığı ve bu itibarla sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek yazılı gerekçe ile mahkûmiyetine hükmolunması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
... 3. Ağır Ceza Mahkemesi ise 26.12.2014 tarih ve 418-489 sayı ile;
"...Yargıtay 1. Ceza Dairesinin ilgili ilamında olay mahallinde bulunan tarafların aralarında akrabalık ya da husumet bulunmamakla birlikte her biri olayda bir tarafın lehine değerlendirilecek şekilde ve tamamı birbirinden farklı değişiklik gösteren tanık anlatımları dışında sanık ...'nın olaya katıldığını ve yardım etttiğini gösterir kesin delil bulunmaması gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ise de; mahkememizin 2012/90 esas 2013/101 karar ve 21.03.2013 tarihli kararın gerekçesinde ayrıntılı bir şekilde izah edildiği üzere, sanık ...'nın olay günü olay mahalinde bulunduğu sanık ...'nın olay günü yeğeni olan ve hakkındaki mahkûmiyet kararı kesinleşen hükümlü sanık ... Yalçınkaya'ya tüfeği verip 'Sık lan patlat lan, çabuk lan' diye bağırarak hükümlü sanık ... Yalçınkaya'yı suça teşvik ettiği ve hükümlü sanık ... Yalçınkaya'nın da doğrudan hedef göstererek maktul ...'a doğrudan ateş ettiği ve vücuduna isabet eden saçma taneleri sonucu öldüğü, olay mahalinde bulunan tanık ... soruşturma aşamasında alınan ifadesinde kavga olayını gördüğünü sanık ... Rıza Yalçınaya'nın elindeki tüfeği hükümlü sanık ... Yalçınkaya'ya verip, Sık lan patlat lan, çabuk lan' diye bağırarak hükümlü sanık ... Yalçınkaya'yı tahrik ettiği, hükümlü sanık ... Yalçınkaya'nın da hedef göstererek maktul ...'ı öldürdüğünü arada 10 metre mesafe olduğunu, hükümlü sanık ... Yalçınkaya'nın olayda kullandığı tüfekle kaçtığını açıkça beyan ettiği, tanık ... soruşturma aşamasındaki beyanında sanık ...'nın olay içinde olduğunu tüfeği almak için çekiştirdikleri, hükümlü sanık ... Yalçınkaya'nın maktul ...'a ateş etmeden birinin sık dediğini duyduğunu ancak diyeni görmediğini beyan etmiş olması, tanık Müslüm'ün soruşturma aşamasındaki objektif, tarafsız, yönlendirmeye dayanmayan beyanını teyit ettiği. tanık ... olayın taraflarıyla hiçbir akrabalığı ve husumeti olmadığı, olayı birebir görüp soruşturma aşamasında alınan ifadesinde açıkça beyan ettiği, soruşturma aşamasındaki ifadesinde hiçbir baskı ve yönlendirmenin olmadığı, yargılama aşamasında ...ve... soyadlı ailelerin birbirleriyle barışıp anlaşmış olmaları, her iki taraftan bir kişinin ölmesi ve bu sebeple de kendi aralarında bu şekilde bir dengenin olduğunu düşünüp kabul edilerek yargılama aşamasında birbirlerinden şikâyetlerinden vazgeçmeleri, bunun sonucu olarak da sanık ...'nın olaydan dolayı ceza almasını önlemek, ceza almamasını sağlamaya yönelik olarak tanık ...'ın üzerinde baskı kurup tanık Müslüm'ün olayın birebir görgü şahidi olduğunu da bilerek baskıları ve yönlendirmeleri sonucu tanığın ifadesini değiştirttikleri ve bu sebeple de tanık ...'ın soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadesiyle çelişen beyanda bulunduğu anlaşılmış, nitekim müşteki ve diğer tanıkların beyanları da değerlendirildiğinde sanık ...'yı korumaya ceza almayı önlemeye yönelik beyanda bulundukları bu durumunda taraflar arasındaki anlaşmanın bir sonucu olduğu tespit edilmiştir. Mağdur ... soruşturma aşamasında sanık ...'nın kavga içinde olduğuna dair açık beyanı, ...'in sanık ...'nın kavga içinde olduğuna dair beyanı, hükümlü sanık ... Yalçınkaya'nında... Cumhuriyet Başsavcılığında alınan bu yöndeki ifadesi, tüm dosya kapsamı ve önceki karardaki gerekçe esas alınarak ve tekrarla sanık ...'nın olayın içinde olduğu, hükümlü sanık ... Yalçınkaya'nın elinde bulunan tüfeği oğlu Berat... ile birlikte ...'ın elinden alıp yeğeni olan hükümlü sanık ... Yalçınkaya'ya verip onu suça teşvik ederek 'Sık lan, patlat lan, çabuk' deyip suça teşvik ettiği ve bu suretle de hükümlü sanık ... Yalçınkaya'nın maktul ...'ı sanık ... Yalçınakay'nın verdiği tüfekle öldürdüğü, sanığın olayın içinde olduğu suça teşvik ederek yardım eden sıfatıyla yer aldığı, mahkememizin önceki kararının gerekçesinde sanık ...'nın olaya yardım eden sıfatıyla iştirakı, eyleminin delillerle izah edilip ayrıntılı ve açık bir şekilde gerekçelendirilmiş olması, yine sanık savunmasında suçlamayı kabul etmediğine dair inkara yönelik beyanlarında savunmasının aksini ve atılı sübut bulan kasten adam öldürme suçuna yardım etmek suçunu nasıl bir şekilde işlediğinin delillerle açık ve ayrıntılı bir şekilde izah edilmiş olması ve bu gerekçeleri tekrarla sanık ...'nın kasten adam öldürme suçuna yardım etmek suçunu işlediği sabit olduğu anlaşılmış ve kabul edilmiş olunmakla Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2014/2610 esas - 4774 karar sayılı 23.10.2014 tarihli bozma ilamındaki sanık ...'nın beraat etmesi yönündeki bozma kararına iştirak edilmemiş ve uyulmamasına, direnilmesine karar verilmiştir..." şeklindeki gerekçeyle bozma nedenine direnerek önceki hüküm gibi sanığın kasten öldürme suçuna yardımdan cezalandırılmasına karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.02.2016 tarihli ve 79854 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 323-1215 sayı ile 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 21.03.2017 tarih ve 31-858 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan nedenlerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanık ... Yalçınkaya'nın mağdur ...'ı olası kastla yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmü Özel Dairenin temyiz isteminin reddi kararı ile, inceleme dışı sanık ... Yalçınkaya'nın maktul ...'ı kasten öldürme suçundan verilen mahkûmiyet hükmü Özel Dairenin düzeltilerek onama kararı ile, bu dosyadan tefrik edilen inceleme dışı sanık ...'ın mağdurlar ... ...ve ...'yı kasten yaralama, 6136 sayılı Yasa'ya muhalefet suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 02.12.2020 tarih ve 3647-3185 sayılı onama kararı ile kesinleştiği, maktul ...'ya yönelik kasten öldürme suçundan verilen kararın bozulduğu anlaşılmakla, inceleme temyizin ve direnmenin kapsamına göre, sanık ... hakkında verilen mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ...'nın inceleme dışı sanık ... Yalçınkaya'nın maktul ...'ı kasten öldürme suçuna şerik olarak katılıp katılmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
10.09.2011 tarihli olay yeri inceleme raporunda; 09.09.2011 tarihinde saat 22.16 sıralarında... ilçesi, ... kasabasında silahla yaralama olayı olduğunun bildirilmesi üzerine aynı tarihte saat 22.36 sıralarında Cumhuriyet savcısının talimatı ve Jandarma Komutanının emri ile olay yerine gidildiği, olay yerinin... ilçesi, ... kasabası ...Meydanı olduğu, havanın açık, yıldızlı, olay yerinin sokak lambaları ile aydınlık olduğu, olay yerinin çevre emniyetinin alındığı, yaralıların hastaneye kaldırıldığının öğrenildiği, olayın ...Meydanı'nda H... Caddesi'nde meydana geldiği, spiral yöntemi ile yapılan incelemede, Gönal Kuruyemiş isimli dükkânın yanında bulunan elektrik direğinin yanında 2 adet 7,65 mm tabanca kovanı tespit edilerek 1 bulgu numarası ile, kuruyemiş dükkânı ile meydan ortasında bulunan aydınlatma direği arasında 2 adet 7,65 mm tabanca kovanı tespit edilerek 2 numara ile, Merkez Camisinin köşesinde bulunan elektrik direğinin yanında plastik kısmı beyaz renk av tüfeği kartuşu tespit edilerek 3 numara ile, tanık ...'in bakkal dükkânının köşesinde yaklaşık 40 cm çapında kan lekesinin tespit edilerek 4 numara ile, ...'e ait ... yeri ile kuruyemiş dükkânı arasında yaklaşık 20 cm kan lekesi tespit edilerek 5 numara ile, ...'in ... yeri önünde yaklaşık 40 cm kan lekesi tespit edilerek 6 numara ile, ...'e ait ... yeri önünden ... marka çapa motorunun bulunduğu istikamete doğru kahverengi ökçesine basılı kundura ayakkabı 7 numara ile, ayakkabının yanında yaklaşık 1 metre ve 40 cm çaplarında kan lekelerinin olduğu tespit edilerek 8 numara ile, mavi renk ... marka çapa motoru 9 numara ile, çapa motorunun önünde yaklaşık 30 cm çapında kan lekesi tespit edilerek 10 numara ile, çapa motorunun altında 7 numaralı bulguda belirtilen ayakkabının diğer tekinin bulunarak 11 numara ile numaralandırıldıkları, olay yerinde yapılan ikinci incelemede, ... Sercan'a ait evin balkonunda av tüfeği fişeğine ait saçma tane izlerinin olduğunun tespit edildiği, ev sahibi ... Sercan ile ev içerisinde yapılan incelemede, olay yerine bakan yaklaşık 20 metre mesafedeki balkonundaki brandada saçma tanesi deliklerinin olduğunun görüldüğü, balkon penceresinin camının kırılmış olduğu, ... üzerinde 6 adet saçma tanesi deliğinin olduğu, balkona penceresi olan odada tekli koltuk arka kısmında 1 adet, camlı vitrin kenarında 1 adet, odanın giriş kapısının sağında bulunan raf üzerindeki duvarda 1 adet, giriş kapısının sağ üzerinde köşede bulunan alçı üzerinde 1 adet, oda kapısının kapı kolu üzerinde 1 adet ve kapı camını kırıp salonda duvardan sekerek ev giriş kapısının sağında bulunan kapı pervazında 1 adet av tüfeği fişeğine ait saçma tanesi izlerinin tespit edildiği, kırılan pencerenin önünde ... parçalarının arasında 1 adet saçma tanesi tespit edildiği, kapı pervazında bulunan saçma tanesinin çıkarılarak 12 numara bulgu poşetine konulduğu, ... parçalarının arasındaki 1 adet saçma tanesi 13 numaralı bulgu poşetine konularak muhafaza altına alındığı, olay yerinin fotoğraf kayıtlarının alındığı, kroki tanzim edildiği, incelemeye saat 23.55'te son verilerek... Devlet Hastanesine geçildiği, olayda yaralanan ... ve ... Yalçınkaya'nın el ve yüz svaplarının alındığının belirtildiği,
10.09.2011 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında; cesedin 1992 doğumlu ...'a ait olduğu, 20 yaşlarında, 180 cm boylarında, yaklaşık 87-90 kg ağırlığında, siyah saçlı, kahverengi göz, beyaz tenli erkek cesedi olduğu, yapılan harici muayenede, sol ön kol, çene, sol taraf ve sol göz kenarında kesilerin bulunduğu, klasik otopsi, hastane evraklarının incelenmesi neticesinde maktulün ölümünün ateşli silah yaralanması (mevcut cilt bulguları göz önüne alındığında ateşli silah yaralanmasının saçma atar veya bilye atar ile oluştuğu, atış mesafesinin yapılan cerrahi temizlik ve yaraların sütüre edilmesi nedeni ile tespitinin mümkün olamayacağı, kişinin elbiselerinin bu konuda fikir verebileceği) ile oluşan akciğer, diyafragma, pankreas, mide, sol böbrek, kalın bağırsak yaralanmaları, büyük damar hasarı, intraperitoneal kanama, hipovomelik şok nedeni ile gelişen solunum ve dolaşım durmasına bağlı olduğu, maktuldeki delici kesici alet yaralanmasına ait savunma yaraları ağırlıklı cilt kesileri olduğu, mevcut kesilerin hayati tehlike oluşturmadığının belirtildiği,
10.09.2011 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında; cesedin 1971 doğumlu ...'ya ait olduğu, 170 cm boyunda 80-85 kg ağırlığında 35-40 yaşlarında saçları önden dökük hafif kır saçlı buğday tenli kahverengi gözlü sünnetli erkek cesedi olduğu, maktulün ateşli silah yaralanmasından oluşan sağ popliteal arter ve ven yaralanması sonucu gelişen hipovolemik şok ve sonrasında DİC neticesinde gelişen solunum ve dolaşım durması neticesinde ölümün meydana geldiğinin belirtildiği,
İnceleme dışı mağdur ... hakkında Av..... Devlet Hastanesince düzenlenen 30.09.2011 tarihli raporda; mağdurdaki yaralanmanın sol tibia açık kırığı, ortopedik yönden hayati tehlike geçirmediği, basit bir tıbbi müdahale ile iyileşmeyeceği, üç ayda iyileşeceğinin, kalıcı sakatlık yönünden dört ay sonra rapor istenmesinin uygun olacağının bildirildiği,
... Devlet Hastanesince düzenlenen 21.11.2011 tarihli raporda; mağdur ...'e 09.09.2011 tarihinde ateşli silah yaralanması ile sol tibia açık kırık nedeniyle dış merkezde alçı-atel tedavisi uygulandığı, hastanın yapılan ortopedik muayenede sol tibia proksimal ağrı ve hassasiyetin mevcut olduğu, çekilen XR'de proksimal tibia kırığında kaynamanın tamamlanmış olup kırık kaynaması 4-6 hafta daha poliklinik kontrolü ile takip edileceği, bu durumun hastanın hayati fonksiyonlarını orta derecede etkilediğinin belirtildiği,
İnceleme dışı sanık ... ...hakkında ... Üniversitesi.... Araştırma ve Uygulama Hastanesince düzenlenen 30.11.2011 tarihli raporda; mağdur sanık ...'de ateşli silah yaralanması nedeniyle oluştuğu bildirilen sol ... 5. metatars kırığı arızasının; yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi hafif, orta ve ağır olarak sınıflandırıldığında; şahısta saptanan kırığın, hayat fonksiyonlarını, orta (3) derecede etkileyecek nitelikte olduğu, duyu veya organlardan birisinin sürekli zayıflamasına veya yitirilmesine neden olmadığı, yüzünde sabit ize neden olabilecek nitelikte bir lezyon tarif ve tespit edilmediğinin belirtildiği,
İnceleme dışı mağdur ... hakkında... Devlet Hastanesince düzenlenen 15.11.2011 tarih ve 363 sayılı uzmanlık raporunda; mağdurun ateşli silahla yaralandığı, yarasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte hafif olduğunun belirtildiği,
Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığınca 15.11.2011 tarihinde düzenlenen eskpertiz raporunda; maktul ...'ya ait svap alma bantlarının hiçbirinde atış artıklarından antimona rastlanmadığının belirtildiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığınca 19.01.2012 tarihli ve 3972 sayı ile; tanık ... hakkında basit yaralama suçundan ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği,
Mağdur ... hakkındaki silahla tehdit suçunun bu dosyadan tefrik edildiği, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.12.2012 tarih ve 148 esas sayılı dosyası ile TCK'nın 106/2-a, 43/1, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
Mağdur ... Kollukta; 09.09.2011 tarihinde yatsı namazını kıldığını, namazını kıldıktan sonra pazar meydanına çıktığını, bu esnada oğlu maktul ... ile kardeşi ...'in tanık ...'in bakkalının önünde oturduklarını, siyah renkli gösterişli bir araba ile inceleme dışı sanık ... ile oğulları maktul ... ve mağdur ...'in geldiğini, araçtan indiklerini, gördüğünde tanıyabileceği iki kişinin yanlarına gittiğini, ...'in belinden çıkarttığı parlak renkli tabanca ile oğlu... ve kardeşi ...'in oturduğu yere doğru yürümeye başladığını, ... ve...'nin oturduğu yere doğru geldiğinde ...'e bir el ateş ettiğini, ...'in ayağından yaralandığını, sonrasında oğlu...'nin amcasını kurtarmak isterken ...'in...'ye de ateş ettiğini, oğlunun yere yığıldığını, "Müslüman yok mu, araba ulaştırın oğlum ölüyor." diye bağırdığını, oğlunun üzerine kapaklandığını, bu esnada tüfek seslerini duyduğunu, tüfeği en son ...'in oğullarının elinde gördüğünü, kardeşi sanık ...'nın olay yerine oğlu... ve kardeşi ... vurulduktan sonra geldiğini, ...'in oğullarının olay yerinde kavga ettiklerini, sanık ...'nın ne yaptığını görmediğini, olay yerinde olduğunu söyleyen tanık...ı da görmediğini,
23.09.2011 tarihinde Savcılıkta; olay tarihinde köy meydanında oturduğunu, oğlu maktul ... ile kardeşi ...'in de bakkalın yanında oturduklarını, bu esnada siyah renkli bir arabanın geldiğini, şelalenin yanında durduğunu, araçtan ... lakaplı ... ile oğlu ... ve ...'ın indiklerini, çocukların birinin elinde tüfek olduğunu, ancak hangisinin elinde olduğunu bilmediğini, baba ...'in oğlu...'nin yanına geldiğini, "Erkek misin? Geldin mi?" diye seslendiğini, oğlu...'nin de "Erkeğim." der demez ...'in tabancasını çıkartarak önce kardeşi ...'i vurduğunu, daha sonra oğlu...'yi vurduğunu, bunları görür görmez oğlunun üzerine kapandığını, hastaneye götürmek için araba ve yardım istediğini, bir tüfek sesi duyduğunu, ancak kimin ateş ettiğini görmediğini, bildiği kadarıyla olay yerinde yumruk yumruğa kavga dövüş olmadığını, sanık ...'yı olay yerinde görmediğini, oğlunu vuran ... lakaplı ...'den davacı ve şikâyetçi olmadığını,
İstinabe olunan Mahkemede; önceki ifadelerini aynen tekrar ettiğini, olay günü taş ocağı yüzünden... ile... aileleri arasında kavga meydana geldiğini, olay nitecesinde vefat eden oğlu maktul ...'nin taş ocağı hakkında şikâyette bulunduğunu, bu nedenle inceleme dışı sanık ... ve oğullarının oğlu maktulü darbettiklerini, aralamaya çalıştıklarını, ancak kavganın büyüdüğünü, ...'ın arabada bulunan tüfeği alarak kendilerine doğru yönelttiğini, havaya bir el ateş ederek tehdit ettiğini, daha sonra inceleme dışı sanık ...'nin tüfeği ...'in elinden aldığını, bu sırada ...'in elindeki tabanca ile önce ...'i, sonra maktul ...'yi vurduğunu, bu vurulma neticesinde oğlunun hayatını kaybettiğini, oğlunun üzerine kapandıktan sonra tüfek sesi duyduğunu, tüfekle kimin ateş ettiğini görmediğini, daha sonrasında ...'in oğlunun tüfekle atış sonrası öldüğünü öğrendiğini, Yaldız ailesi ile barış yaptıklarını, şikâyetçi olmadığını,
Tanık ... Mahkemede; olay hakkında görgüye dayalı bilgisi olmadığını,
Tanık ... Kollukta; 09.09.2011 tarihinde akşam saat 21.00 sıralarında ...Meydanı'nda oturduklarını, bir anda meydanda bir kargaşa olduğunu, kargaşanın olduğu yere vardığında inceleme dışı sanık ..., oğulları ... ve ... ile..., ..., Fahri ve sanık ...'nın yumrukla kavga ettiklerini, 1962 doğumlu olan ...'in birden kendisini kavgadan çekerek belinden çıkarttığı parlak metalik renkli bir tabanca ile ateş ettiğini, ateş etmesi sonucu ...'i ayağından vurduğunu, daha sonra ikinci atışı ile maktul ...'yi vurduğunu, ... ve...'nin yere düştüklerini, daha sonra bir tüfek sesi duyduğunu, ancak tüfeğin kimin elinde olduğunu görmediğini, peşi sıra ikinci bir el tüfek sesi duyduğunu ve olayın o anda orada bittiğini, ...'in yerde yaralı vaziyette yatan oğlu ...'i alarak süratli bir şekilde hastaneye götürdüğünü, diğer yaralıların köylüler tarafından hastaneye götürüldüğünü, ilk ateş açanın ... olduğunu, tüfekle ateş edenin kim olduğunu bilmediğini,
Mahkemede; olay günü Merkezköy isimli kahvede oturduğunu, o sırada meydanda kargaşa olduğunu, aralamak için kargaşanın olduğu yere doğru gittiğini, ...'in elinde silah görmediğini, silah patladığı anda maktul ...'yi yerde gördüğünü, ...'yi öyle görünce kaçtığını, kimin vurduğunu görmediğini, mahkemedeki ifadesinin doğru olduğunu, soruşturma aşamasındaki ifadesinin çarpıtıldığını,
İstinabe olunan Mahkemede; daha önce vermiş olduğu ifadesini aynen tekrar ettiğini, olay günü inceleme dışı mağdur ...'ın elinde tüfek görmediğini, babası inceleme dışı sanık ...'in elinde tabanca olduğunu, babasının ...'e "Git sık." dediğini duymadığını,
Tanık ... Kollukta; olay günü kendisi ile babasının bakkal dükkânının önünde oturduklarını, daha sonra yanlarına sanık ...'nın geldiğini, yanlarından kalkarak karşı tarafa trafonun yanına oturduğunu, kahveci gelince sanık ...'ya çay söylediğini, bir anda kavga çıktığını, kavgada Alirıza, Aliş dedikleri ..., ..., ..., ... diğer taraftan da ... ile oğulları ... ve ölen ... olduğunu, kavganın önce yumruklaşma ile başladığını, yumruklaşmada hepsinin olduğunu, önce şak şak tüfek kurma sesi geldiğini, tüfeği kuran kişinin kim olduğunu kimin elinde olduğunu görmediğini, sonra tabanca sesi duyulduğunu, tabancanın kimin elinde olduğunu görmediğini, tüfek kurma sesinden sonra tüfeğin kimin kontrolünde olduğunun belli olmadığını, ..., Alirıza, ... Abidin, Aliş dedikleri ... tüfeği bir kenarından tuttuklarını, birbirinin elinden kurtarmaya çalıştıklarını, bu esnada tüfeğin patladığını, ancak tetiği kimin çektiğini anlamadığını, tüfek ateş aldıktan sonra herkesin bir kenara dağıldığını, kendisinin de kahveye kaçtığını, dışarıda ses kesilince herkesle tekrar dışarıya çıktığını, yerde ..., ... ve ...'in yaralı hâlde yattıklarını,
Mahkemede; babası... ile beraber aynı bakkal dükkânını işlettiklerini, sanık ...'nın yanına geldiğini, "Yarın nar kıracağım, o sebeple bir şeyler almaya geldim." dediğini, sonra dükkânın önüne sandalyeye oturduğunu, kendisine sandalye almak için karşı tarafa gittiğinde tüfek kurma sesi duyduğunu, tüfeği kuran kişiyi arkası dönük olduğu için görmediğini, silah sesi gelince dükkânın içine kaçtığını, dükkândan çıkarken sanık ...'nın dükkânın tam ortasında yerden kalkarken gördüğünü, kimin nasıl vurulduğunu ve olayın nasıl olduğunu görmediğini, daha sonra da dükkânı kapatıp kaçtığını, mahkemedeki ifadesinin doğru olduğunu,
İstinabe olunan Mahkemede; olay günü bakkal dükkânının önünde oturduğunu, yanına sanık ...'nın geldiğini, birlikte oturdukları sırada inceleme dışı sanık ... ve oğullarının geldiğini, ...'in elinde tüfek görmediğini, müştekilere tüfek doğrulttuğunu da görmediğini, kavga sırasında kalabalık grubun içerisinde tüfeği gördüğünü, ancak tüfek ile kimin ateş ettiğini görmediğini,
Tanık ... Kollukta; olay günü yatsı namazından sonra mülkiyeti kendisine ait olan, ancak oğlu tarafından işletilen kahvehanede oturduğunu, olaya karışan taraflardan hiçbirinin kahvehanesinde olmadığını, kağıt oynadığını, bir anda pazar meydanından silah sesleri geldiğini duyduğunu, kahvehanede bulunanlar ile birlikte dışarı çıktıklarını, silah seslerinin devam etmesi üzerine tekrar içeriye girdiklerini, olayın pazar yerinde tanık ...'in bakkalının olduğu yerde meydana geldiğini, kendi kahvehanesinin olay yerine 15-20 metre uzaklıkta olduğunu, olaya karışan tarafların sonradan kimler olduğunu öğrendiğini, silah sesleri kesilince kahveden çıktığını, ...'nın kanlar içinde yattığını gördüğünü, olayı görmediğini,
Mahkemede; olayın nasıl olduğunu görmediğini, daha önce karakolda verdiği ifadesini tekrar ettiğini,
Tanık ... Kollukta; 09.09.2011 tarihinde akşam saatlerinde ... kasabasında bulunan ...'in kahvesinde oyun oynadığını, oyun oynadığı esnada telefonunun çaldığını, telefonla arayanın kuzeni inceleme dışı sanık ... ...olduğunu, kendisine, "Pazar yerinde bulunan ...'ın kahvesine gel." dediğini, "Neden geleyim?" dediğini, bunun üzerine, "... abimi dövecekler." dediğini, bunun üzerine pazar yerinde bulunan tanık ...'ın kahvesine doğru yürümeye başladığını, tanık ...'in bakkalının önünde babası sanık ...'yı gördüğünü, babasına, "Ne oldu?" diye sorduğunu, kendisine, "Bir şey yok oğlum." dediğini, bu sırada inceleme dışı sanık ...'ın kendisine ait siyah renkli lüks bir otomobille geldiğini, aracını şelalenin oraya park ettiğini, araçta başka kimse olup olmadığını görmediğini, ...'in araçtan inerken elinde bulunan av tüfeğini kurarak oğlu ...'in eline verdiğini, ...'ın elindeki tabancayı kurarak bulundukları yere doğru yürümeye başladığını, önde oğlu ... tüfekle, arkada babası ... tabanca ile bulundukları yere doğru yürüdüklerini, ...'in oğlu maktul ...'in babasından uzakta beklediğini, elinde silah olmadığını, ...'in oğlu ...'e "Sık." dediğini, ...'in elindeki tüfeği amcası ... ve kuzeni ...'nın üzerine doğrulttuğunu, ...'in tedirginlik içinde tüfeği doğrulttuğunu fark ettiğini, bunun üzerine ...'e fark ettirmeden arkasından tutmak istediğini, arkasından kucaklayıp tutacağı esnada arkasından birinin kendisine vurduğunu, bunun üzerine yere düştüğünü, yere düşmesi ile birlikte inceleme dışı sanık ...'in elindeki tabanca ile önce ...'e, ardından kuzeni...'ye ateş ettiğini, en son kuzeni ...'ye ateş ettiğini, inceleme dışı sanık ...'nin de koşarken yaralandığını, yerde henüz ne olduğunu anlamadan tüfeğin patlama sesini duyduğunu, kimin ateş ettiğini görmediğini, yaralı olan ... ve...'nin yanına gittiğini, köylülerin araçları ile hastaneye gönderdiklerini, ardından kendisinin de hastaneye gittiğini, hastaneye gittiğinde ...'nin yaralandığını gördüğünü,
23.09.2011 tarihinde Savcılıkta; olay tarihinde köy kahvesinde oyun oynadığını, amcasının oğlu inceleme dışı sanık ...'nin kendisini aradığını, "Meydana gel." dediğini, "Ne oldu?" diye sorduğunda "...'yı vuracaklar." dediğini, bunun üzerine meydana gittiğini, meydana arabası ile ... lakaplı ...'in geldiğini, oğulları ... ve ...'i çağırdığını, ...'in eline arabadan aldığı av tüfeğini verdiğini, kendisinin de belinden tabancasını çıkartıp kurduğunu, maktul ...'ye doğru gittiğini, yanında olan oğlu ...'e "...'yi vur." dediğini, ...'in tereddüt ettiğini, tereddüt ettiğini görünce elinden tüfeği almak için arkadan ...'in elindeki tüfeğe sarıldığını, oğlunun tereddüt ettiğini gören ...'in önce ...'e sonra...'yi vurduğunu, kendisinin bu esnada ...'e sarılırken yere düştüğünü, o sırada akrabası olan inceleme dışı sanık ...'nin ...'in elinden av tüfeğini aldığını gördüğünü, tüfeğin patladığını, kimin vurulduğunu görmediğini, daha sonra ...'nin koşarak kaçmaya başladığını, ...'nin de vurulduğunu hastanede öğrendiğini,
İstinabe olunan Mahkemede ve Mahkemede benzer şekilde; olay günü köy meydanında... ve... ailesinin kavga ettiklerini, kendisinin de kavgayı aralamak için gittiğini, inceleme dışı mağdurun arabadan tüfeği aldığını görünce arkasından giderek elindeki tüfeği almaya çalıştığını, elindeki tüfeği müştekiye doğrulttuğunu görmediğini, mağdurun elinden tüfeği almaya çalışırken yere düştüğünü, yere düşünce tüfeği inceleme dışı sanık ...'nin aldığını, olayın ilk sıcaklığı ile o şekilde ifade vermiş olabileceğini, şu anki ifadesinin daha doğru olduğunu,
Tanık ... şüpheli sıfatıyla Savcılıkta; işletmeciliğini yaptığı...Kahvesinin önünde oturduğunu, meydanda, ileride kavga olayını görünce oraya doğru gittiğini, olay yerinde sanık ..., ...,.. ve babası ... ile ... lakaplı ..., oğlu ... ve küçük oğlu ...'ın yumruk yumruğa kavga ettiklerini, daha doğrusu kavganın aralandığını, olay yerinde sanık ...'nın elinde bir av tüfeği olduğunu, bu tüfeği Aliş olarak bildikleri yeğeni ...'nin eline vererek, "Sık lan, patlat lan, çabuk." diye bağırarak Aliş'i tahrik ettiğini, Aliş'in elindeki tüfekle nişan alıp hedef gözeterek maktul ...'e bir kez ateş ettiğini, ateş ettiği esnada aralarında yaklaşık 10 metre mesafe olduğunu, daha sonra Aliş'in elindeki tüfekle pazar yerinde bulunan caminin arasından kaçmaya başladığını, kaçarken de bir sefer de baba ...'e ateş ettiğini, bu saçmaların meydanda bulunan internet kafenin üzerindeki evin ... ve duvarlarına geldiğini, bu olaylar meydana geldikten sonra ... lakaplı ...'in belinden tabanca çıkartıp ağzına mermi vererek kendisine doğru av tüfeği ile ateş eden ...'yi yaklaşık 15 metre mesafeden ateş ettiğini, ...'in bu silahla 4-5 kez daha ateş ettiğini, ... lakaplı ...'in maktul ... ve ...'i nasıl vurduğunu görmediğini, ilk olarak ...'nin bulunduğu yöne doğru ateş ettiğini, daha sonra kime ve nasıl ateş ettiğini görmediğini, ancak ... lakaplı ...'in ...'ye ateş ettiği sırada ... ile ölen ... arasında 10-12 metre kadar mesafe olduğunu, ... ile maktul ... arasında tahminen 15-20 metre mesafe olduğunu, kavga bittikten sonra ölen ...'i babası ... ile birlikte arabaya yükleyerek hastaneye getirdiklerini,
Mahkemede; olay günü yeğeni tanık Bilal ile...Kahvesinde oturduklarını, o sırada inceleme dışı sanık ...'nin geldiğini, şarj aleti istediğini, o sırada dışarıda koşuşturmacalar olduğunu, kalkıp oraya doğru gittiğini, oraya gittiğinde ...'nin elinde tüfek gördüğünü, ...'nin eline tüfeği kimin verdiğini görmediğini, havanın karanlık, ortamın kalabalık olduğunu, o sırada "Sık patlat, sıkma" diyen sesler de duyduğunu, bir el tüfek sesi duyduğunu, bu sesin ...'den geldiğini, ...'nin ilk sıktığında rastgele sıktığını, küçük maktul ...'e isabet ettiğini, sonra da büyük ...'e korkutmak için sıktığını, sonra ...'in kendisini yere attığını, elini beline tabancasına atar gibi gördüğünü, o sırada olay yerinden kaçtığını, ...'in ateş ettiğini görmediğini, 3-5 el tabanca sesi duyduğunu, kimin ateş ettiğini görmediğini, şu anki ifadesinin doğru olduğunu, soruşturma aşamasında verdiği ifadelerde konuşmadığı birçok şeyin yazıldığını,
Tanık ... Savcılıkta; köy meydanındaki Şelale'nin oraya giderek kavgayı izlemeye başladığını, olay yerinin kalabalık olduğunu, kavga edenlerden yalnızca ..., ... ve ...'yi tanıdığını, dayısı tanık ...'ın da olay yerinde olduğunu, ancak kimseye vurduğunu görmediğini, aksine aralamak için birilerini tutup çekiştirdiğini, bu kavganın yumruk yumruğa olduğunu, bir anda ortalık yerde bir av tüfeğinin belirdiğini, tüfeğin başında ..., ... ...ve ... diye bildiği...'lardan beyaz saçlı yaşlıca bir şahsın olduğunu, bu üç kişinin tüfeği almak için çekiştirdiğini, tüfeği büyük ...'nin ele geçirdiğini, tam olarak görmediği bir kişinin büyük ...'nin elindeki tüfeğe tekme attığını, bu tüfeğin küçük ...'nin eline geçtiğini, ancak bu tüfeği büyük ...'nin küçük ...'nin eline verdiğini görmediğini, yani küçük ...'nin eline tüfeğin nasıl geçtiğini görmediğini, ...'nin tüfek elinde caminin olduğu yere doğru yüzü kalabalığa dönük geri geri uzaklaşmaya başladığını, ...'in de peşinden gittiğini, küçük ...'nin bunu görünce tüfeği ...'e doğru doğrulttuğunu, aralarında 10 metre mesafe olduğunu, ...'nin ...'e doğru bir el ateş ettiğini, ...'in yere düştüğünü, ...'in yere düştüğünü görünce olay yerinden uzaklaşmaya başladığını, bir el tüfek sesi duyduğunu, ancak kime ateş edildiğini görmediğini, küçük ... ...'e ateş etmeden önce birisinin "Sık, vur." dediğini duyduğunu, ancak kimin söylediğini bilmediğini, olay yerinden kaçmaya başladığını, peşinden de 4-5 el tabanca sesi duyduğunu, olay yerinde tabanca sesi duyduğunu, ancak kimin kullandığını bilmediğini, dayısı tanık ...'ın baba ... ile birlikte oğul ...'i arabaya bindirdiklerini, vurulan ...'i dayısının kucaklayıp arabaya götürdüğünü,
Mahkemede; dayısı tanık Müslüm ile...Kahvesinde oturduklarını, inceleme dışı sanık ...'nin kendisinden şarj aleti istediğini, o sırada bir kargaşa olduğunu, dayısı Müslüm'ün kaçıp gittiğini, 3-5 dakika sonra dayısının arkasından gittiğini, gittiğinde olayın bittiğini, dayısının meydanda bir tane yaralıyı kaldırdığını, olay yerinin kalabalık olduğunu, kimin kime vurduğunu görmediğini, savcılıkta verdiği ifadesinin doğru olmadığını, korkudan dolayı duyduklarını anlattığını,
Tanık ... beyanlarında; ...'e ait bakkalın önündeki kalabalığı gördüklerini, şelalenin hemen dibinde kalabalığa yaklaşık 20-25 metre mesafede bulundukları yere de 15 metre uzaklıkta inceleme dışı sanık ...'i lüks bir otomobilin şoför koltuğunda otururken gördüğünü, sol tarafta bulunan camını açarak oğlu ...'i yanına çağırarak araçtan inmeden oğlunun eline av tüfeği verdiğini ve oğluna, "Oğlum al şu tüfeği karşıdakilere sık." dediğini, sonrasında ...'in oğulları ... ve ... ile arkadaşları olan Polat diye bildiği 3 kişinin kalabalığın üzerine doğru yürümeye başladığını, ...'in elindeki tüfeğin ağzına mermi vermek suretiyle kurduğunu, tüfeğin namlusunu havaya tutar şekilde yürümeye devam ettiğini, bu sırada karşı tarafta ..., maktul ..., bakkal sahibi ..., Aliş diye çağırdıkları ... ve ismini hatırlamadığı birkaç kişinin daha olduğunu, bu kişilerin üzerine gelen 3 kişiyi görünce kaçmaya başladığını, ...'in arabanın içinden oğlu ...'e hitaben, "Sıksana oğlum ne duruyorsun?" dediğini, her iki grubun birbirini darbetmeye başladığını, bu sırada ...'in araçtan inip kalabalığın yanına gelerek 1 el ateş ettiğini, birinden "Yandım anam" diye bir ses geldiğini, ancak kimden geldiğini anlamadığını, bu sırada ...'in elindeki tüfeğin yere düştüğünü, yere düşen tüfeği Aliş diye çağırdıkları ...'nin aldığını, eline alır almaz silahın patladığını, tüfeğin patlaması ile kimin vurulduğunu anlamadığını, Aliş'in tüfeğin patlaması ile yere atarak kaçmaya başladığını, ...'in de elinde bulunan tabancayla ateş etmeye devam ettiğini, daha sonra duyduğu kadarıyla Aliş'in de topuğundan vurulduğunu, 1955 doğumlu sanık ...'yı olay yerinde gördüğünü, ...'nın silah seslerini duyunca ürküp bakkalın içine kaçtığını, sanık ...'nın olay sırasında kimseye, "Vurun, öldürün, sıkın" dediğini duymadığını, elinde tüfek görmediğini, kavga edenler arasında olmadığını,
Tanık ... 11.01.2012 tarihinde Savcılıkta; ... kasabasında tanık ...'ın kahvesinde oturduğu sırada ... lakaplı ...'in arabası ile geldiğini, ... ile arasında tartışma çıktığını, tartışma devam ederken kahvede oturan ...'in oğulları ... ve ...'in tartışmaya müdahale ettiklerini, ...ailesi ile... ailesi arasında kavga çıktığını, ... lakaplı ...'in ...'le, inceleme dışı sanık ...'nin ölen ...'le kavga ettiklerini, kavgaya karışanlar arasında maktul ...'nin de olduğunu, olay yerinde bir anda tüfek belirdiğini, ancak tüfeği kimin nasıl getirdiğini görmediğini, bu tüfeği ...'nin elinde gördüğünü, kimin bu tüfeği ...'nin eline verdiğini görmediğini, daha doğrusu ...'nin eline nasıl geçtiğini görmediğini, ...'nin bu tüfekle önce ... lakaplı ...'e bir el ateş ettiğini, yere düştüğünü, vurulup vurulmadığını bilmediğini, ölen ...'in babası ...'in yanına doğru gittiğini, bu esnada tüfek ile babası arasına girdiğini, ...'nin bir el daha ateş ettiğini, bu atışla oğul ...'in vurulduğunu, bunu gören ...'in tabanca ile 3-4 el kalabalığa doğru, sağa sola ateş ettiğini, herhangi birisini hedef alıp almadığını görmediğini, ayrıca sanık ...'nın tüfeği yeğeni ...'nin eline verip "Vur, sık" diye azmettirdiğini görmediğini, duymadığını,
Mahkemede; olayın meydana geldiği yere 50 metre mesafede kahvede oturduğunu, maktul ..., mağdur ... ve inceleme dışı sanık ...'nin pazar kurulan yerde olduklarını, ... lakaplı ...'in arabasıyla geldiğini, arabadan indiğini, onlarla arasında münakaşa meydana geldiğini, bu sırada ...'in çocukları olan ... ve maktul ...'in babalarının yanına doğru gittiklerini, havanın karanlık olduğunu, 2 el silah sesi duyduğunu, yaşı küçük olan ...'in yere düştüğünü, ...'i ...'nin vurduğunu gördüğünü, çünkü tüfeğin en son onun elinde olduğunu, baba olan ... yere düşen oğlunu alıp hastaneye götürmeye çalışırken elinde tabancayla sağa sola ateş ettiğini, maktul ...'nin nasıl öldüğünü görmediğini, olay yerinde sanık ...'yı görmediğini,
İnceleme dışı mağdur ... 11.09.2011 tarihinde Savcılıkta; maktul ...'nin yeğeni olduğunu, olay öncesinde inceleme dışı sanık ...'in kendisini taş ocağı yüzünden kendisini tehdit ettiğini söylediğini, kendisine "Savcılığa şikâyet et." dediğini, olay günü akşam kahvede otururken ...'in arabasıyla kasabaya geldiğini, arabadan inince çocukları maktul ... ve ...'i yanına çağırdığını, çocukları ile birlikte köylüsü olan ancak isimlerini bilmediği iki kişinin daha geldiğini, baba ...'in elinde tabanca, arabadan çıkardığı tüfeği de oğlu ...'in eline vererek diğer oğlu maktul ...'le birlikte maktul ...'nin olduğu yere giderek onu el işareti ile çağırdığını, maktul ... yanlarına gidince maktulü aralarına alıp dövmeye başladıklarını, hepsinin elleriyle maktule vurduğunu, kendisinin aralamak için müdahale ettiğini, "Ayıp oluyor ne yapıyorsunuz?" dediğinde baba ...'in tabancanın ağzına mermi vererek kendisini ayağından vurduğunu, yere düştüğünü, maktulün kendisini korumak için üzerine kapandığında bu sefer de ...'in tabanca ile ona ateş ettiğini, oğul ...'i kimin vurduğunu görmediğini,
Mahkemede; inceleme dışı sanık ...'in arabasıyla geldiğini, o sırada kendisinin yeğeni maktul ... ile parti binasının önünde oturduklarını, ...'in yanında oğulları ... ve ...'in de olduğunu, ... ile maktul ... arasında sözlü tartışma olduğunu, maktulün fırlayıp gittiğini, maktul ile büyük ... arasında yumruklaşma olduğunu, kendisinin de kalkıp yanlarına gittiğini, büyük ...'in elinde tabanca, ...'in elinde de tüfek olduğunu, kargaşa sırasında ...'in elindeki tüfeğin patladığını, patlama ile kimsenin yaralanmadığını, daha sonra ...'in elindeki tabancayla önce kendisine ateş ettiğini, bacağından yaralandığını, maktul ...'nin yanına doğru geldiği esnada ...'in ona da ateş ettiğini, maktul ...'yi öldürenin inceleme dışı sanık ... olduğunu, küçük ...'ın nasıl öldüğünü görmediğini, maktul ...'in neşterle ne şekilde yaralandığını görmediğini,
İstinabe olunan Mahkemede; olay günü iki aile arasında karşılıklı kavga yaşandığını, bu kavga sırasında ...'in de olay yerinde olduğunu, ancak kendilerine tüfek doğrultmadığını, tehdit içeren bir söz söylemediğini, şikâyetçi olmadığını,
İnceleme dışı mağdur ... 10.09.2011 tarihinde Kollukta; 09.09.2011 tarihinde saat 22.00 sıralarında maktul ... ve kardeşi ... ile birlikte kasaba meydanında oturduklarını, otururlarken inceleme dışı sanık ...'in kendisine ait siyah renkli araçla... ilçesinden geldiğini, araçtan tek başına indiğini, iner inmez ...Meydanı'nda bulunan maktul ...'nin yanına gittiğini, maktul ...'nin yanında amcası ... ve sanık ..., yeğeni ... ile babası .. olduğunu, ...'in bu şahıslarla yumruk yumruğa kavga ettiklerini, babalarının kavga ettiğini gören arkadaşları maktul ... ve ...'in de kavgaya dahil olduklarını, hep birlikte yumrukla kavga etmeye başladıklarını, Pazar Meydanı'nda bulunan tanık ...'ın da kavgaya dâhil olduğunu, bu esnada ...'in babasına ait araçtan av tüfeğini alarak olay yerine geri geldiğini, tüfeği ...'ye yönelttiği esnada sanık ...'nın elinden alarak maktul ...'e birkaç el ateş ettiğini, kendisinin de bu saçma tanelerinden yaralandığını, ...'in belinden çıkarttığı tabanca ile rastgele ateş etmeye başladığını,
Savcılıkta; köy meydanında otururken ... olan tanıdığının kendi arabasıyla yanında babası inceleme dışı sanık ... ile kasabanın meydanına geldiğini, bir anda kavga çıktığını, ortalığın bir anda kalabalıklaştığını, herkesin ayırmaya çalıştığını, birbirlerine yumrukla vurduklarını, yaralanması sebebiyle kimseden şikâyetçi olmadığını, Jandarmada verdiği ifadesini kabul etmediğini,
Mahkemede; olay günü Pazar Meydanı'nda caminin yanında olduğunu, yaşı büyük ...'in arabayla geldiğini, o sırada... Parti binasının önünde birkaç kişinin oturduğunu, ancak kimin oturduğunu görmediğini, ...'in oraya doğru gittiğini, aralarında konuşma geçtiğini, sonrasında kavga çıktığını, maktul ... ve ...'in geldiklerini, sonra incleme dışı sanık ...'yi gördüğünü, elinde tüfek olduğunu, ortalığın zaten karanlık olduğunu, kimseyi seçemediğini, sonra küçük ...'in yüzünde kan gördüğünü,
İnceleme dışı mağdur ... Savcılıkta; olay tarihinde kendisi, abisi maktul ... ve tanık ... ile birlikte köy meydanında oturduklarını, babasının telefonla aradığını, ihtiyaçları olup olmadığını sorduğunu, bir müddet sonra babası ...'in geldiğini, arabasından indiğini, köylüleri olan maktul ...'nin ailesi ile birlikte oturduğu yöne doğru biraz yürüdüğünü,... ve ...'nın bir anda babasına saldırdıklarını, elleriyle darbetmeye başladıklarını, bunu görünce abisi maktul ... ile birlikte koşarak olaya müdahale ettiklerini, ...ailesi ile aralarında yumruk kavgasının başladığını, kendisinin de birkaç kişiye yumruk vurduğunu, olaya müdahale etmelerinin sebebinin ismini saydığı kişilerce babası ...'in darbedilmesi olduğunu, kavgaya kendisi ve abisi dâhil olduktan sonra yerde bir av tüfeği gördüğünü, tüfeğin daha önce kimin elinde olduğunu görmediğini, bir şey olmaması için tüfeği yerden aldığını, kavga mahallinden uzaklaştırmaya çalıştığını, bir anda şu anda hatırlayamadığı kişilerin kendisini tuttuğunu ve tüfeği elinden aldıklarını, tüfek kendi elinden çıkınca Aliş diye hitap ettikleri ...'nin elinde gördüğünü, birisinin ...'ye hitaben "Sık lan, vur a... k...m" diye bağırdığını, ancak kimin bu şekilde bağırdığını bilmediğini, bunun üzerine ...'nin nişan alarak abisi ...'e ateş ettiğini, Aliş'in ateşi sonucu abisinin vurulduğunu, yere düştüğünü, hemen yanına koşup üzerine kapandığını, bir el daha tüfek sesi duyduğunu, zaten abisinin vurulmasından sonra kendisinden geçtiğini, bu olaydan sonra neler olduğunu bilmediğini, olay yerinde babası ...'de tabanca görmediğini, ancak babasının zaman zaman taşıdığı bir tabancasının olduğunu, tüfeği yerde gördüğünü, yoksa babasının arabasından alıp olay yerine getirenin kendisi olmadığını,
Mahkemede; şikâyetçi olmadığını, olay yerine kardeşi maktul ... ile birlikte gittiklerinde babası ...'in... ailesinden 3-4 kişi ile tartıştığını, birbirlerine girdiklerini, karşılıklı yumruklaştıklarını, o sırada ölen abisinin yüzünü kanlar içinde gördüğünü, her zaman arabada sopa bulundurduklarını, arabaya sopa almaya gittiğinde tüfeği gördüğünü, tüfeği aldığını, tüfeği alır almaz hemen gelip kendisine... ailesinden birkaç kişinin yapıştığını, yaşı küçük olan ...'nin tüfeği elinden aldığını, sonra silah sesi de geldiğini, tüfek patlaması da olduğunu, tüfek patladığında ...'nin elinde olduğunu, kardeşi maktul ...'i ...'nin vurduğunu, birinin küçük ...'ye, "Sık vur." dediğini duyduğunu, ama kimin söylediğini bilmediğini, hava karanlık olduğu için sanık ...'yı görüp görmediğini hatırlamadığını, abisinin durumu nedeniyle şuurunu kaybettiğini, babası ...'in ateş edip etmediğini bilmediğini, maktul ...'yi kimin öldürdüğünü bilmediğini, Yalçınkayalarla aralarında bir problem olmadığını,
İstinabe olunan Mahkemede; önceki savunmalarını aynen tekrar ettiğini, kasaba meydanında kalabalık bir grubun kavga ettiğini, bu grubun içinde babası ..., kendisi ve abisi maktul ...'in de olduğunu, abisi maktul ...'in yaralandığını görünce arabadaki tüfeği aldığını, tüfeği alır almaz arkasından birkaç kişinin gelerek elinden tüfeği aldıklarını, kesinlikle tüfeği... ailesine doğrultup tehdit etmediğini,
İnceleme dışı sanık .. 11.09.2011 tarihinde Savcılıkta; olay tarihinde amcası ...'i sinirli bir şekilde görünce merak ederek peşinden gittiğini, amcasının kasabadaki ... ... lakaplı kişinin kahvesine oturduğunu, kendisinin de bakkala sigara almaya gittiğini, bakkaldan çıktığında inceleme dışı sanık ...'in arabasıyla kasaba meydanına geldiğini gördüğünü, arabadan inince oğulları olan ... ve ...'e el ederek yanına çağırdığını, hatta bu oğullarının yanında kasabalarından olan ... ve ... isimli şahısların olduğunu, bu kişilerin oturdukları yerde kaldıklarını, ... ve ...'in babalarının yanına doğru gittiklerini, baba ...'in arabadan çıkarttığı av tüfeğini oğlu ...'in eline verdiğini, maktul ...'nin olduğu yere doğru yürüdüklerini, bu sırada baba ...'in belinden tabanca çıkardığını, maktule 5-10 metre kadar yaklaşınca "Gel lan, bugün hepinizin a... koy...m." diyerek hakaret ettiğini, maktulün kalkıp Yaldızların üzerine yürüdüğünü, aralarında yumruk yumruğa kavga çıktığını, bunu gören Müslüm ve ...'nın da kavgaya karıştığını, maktul ...'yi aralarına alarak dövmeye başladıklarını, amcası ...'in "Ayıp size." diyerek araya girip ayırmaya çalıştığını, bunun üzerine ...'in tabancayla ateş ederek amcası ...'i ayağından vurduğunu, kendisinin de amcası maktulü kurtarmak için ölen ...'e ve ...'a yumrukla vurduğunu, maktulün bir ara kaçtığını, amcası ...'e "Emmi seni mi vurdular?" dediğini, bunun üzerine ...'in tabancayla ateş ederek maktul ...'ye vurduğunu, ...'nın elinde tüfek bulunan ...'i arkadan sarılarak tuttuğunu, amcası olan sanık ...'nın da bu esnada olay yerinde olduğunu, müdahale ettiğini, ancak tam olarak kiminle boğuştuğunu hatırlamadığını, amcası... vurulduktan sonra üzerinde bulunan neşteri çıkartarak maktul ...'e yüz yüze iken birkaç kez salladığını, anımsadığı kadarıyla yüz kısmına vurduğunu, bu boğuşmalar esnasında bir el tüfek sesi duyduğunu, tüfek sesini duyar duymaz olay yerinden kaçmaya çalıştığını, sol ayağından vurulduğunu, oğul ...'in nasıl ve kimin tarafından vurulduğunu görmediğini, bildiği kadarıyla tüfeğin ...'in elinde olduğunu, yalnızca eniştesi tanık ...i arkadan tuttuğunu gördüğünü, kendisini de baba ...'in vurduğunu,
21.09.2011 tarihinde Savcılıkta; 11.09.2011 tarihinde avukatı huzurunda verdiği ifadesinin doğru olduğunu, aynen tekrar ettiğini, yalnız oradaki ifadesinde bazı hususları olayın sıcaklığı ve korkmuş olması sebebiyle tam olarak anlatamadığını, oradaki ifadesine ek olarak kavga esnasında elinde av tüfeği bulunan ...'ın elindeki av tüfeğini çekip kendisinin aldığını, amcası sanık ...'nın av tüfeğini ...'ın elinden alıp kendisine vererek "Sık sık." diye bağırarak yönlendirmediğini, hatta ...'in elinden tüfeği alır almaz tüfeğin patladığını, tetiğe basıp basmadığını hatırlamadığını, tüfeğin kendi elinde iken patladığını, maktul ...'in vurulduğunu görünce tüfeği yere atarak kaçtığını, amcası sanık ...'nın olay yerinde olduğunu, ancak nerede olduğunu görmediğini, ateş etmesi yönünde kendisini azmettirmediğini, aksine ... lakaplı ...'in kendi çocuklarına "Sık ulan vur." diye bağırdığını, elindeki tüfek patlamadan önce ... ve... amcasının ... tarafından vurulduğunu, tüfek patladıktan sonra ...'in kendisine ateş ettiğini, olay sebebiyle kimseden şikâyetçi olmadığını,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; hazırlıktaki verdiği ifadesini aynen tekrar ettiğini, olay günü kavga olduğunu öğrenince olay yerine gittiğini, ... ve... amcasının oturduğunu, ... lakaplı ... elinde tabanca, oğlu ...'ın elinde tüfekle amcası ... ve maktul ...'nin üzerine doğru yürümeye başladıklarını, bir anda kavganın alevlendiğini, kendisinin de amcasına yumruk attıklarını gördüğü için olaya karıştığını, ...'in elindeki tabanca ile amcası ...'e ateş ettiğini, maktul ... ...'e yardım etmek için yöneldiğinde ...'in...'ye de ateş ettiğini, ... amcası vurulduktan sonra... amcası vurulduğu sırada kendisinin de ... lakaplı ...'in oğlu maktul ... ile mücadele ettiğini, bu sırada ...'ın da arkasından tüfek ile kendisine yaklaştığını, ...'i bırakıp ...'in elinden tüfeği çektiği sırada tüfeğin ateş aldığını, sanık ...'nın amcası olduğunu, olay yerinde olup olmadığını hatırlamadığını,
Mahkemede; olay günü... adlı yere gidip bir paket sigara aldığını, kahveye doğru giderken ...'in elinde tüfek gördüğünü, onun gerisinde de babası ...'i gördüğünü, ...'in elinde de tabanca olduğunu, bakkala gitmeden önce de amcalarını... Parti'nin bürosunun önünde oturduklarını, bakkaldan sigara alıp dönerken bağırma sesleri duyduğunu, ...'in yanında kardeşi ölen ...'i de gördüğünü, ...'in silahı amcalarına doğru yönelttiğini, ...'e doğru gittiğini, ...'e doğru giderken ölen ...'in de kendisine doğru geldiğini, ... ile yumruklaştıklarını, ...'in boğazını sıktığını, bunun üzerine cüzdanında bulunan neşteri çıkararak savurduğunu, bu sırada eniştesi ve amcasının oğlu olan tanık ...in arkasından sarıldığını, ...'in de tüfeği havaya kaldırdığını gördüğünü, gidip ...'in elinden tüfeği çekip aldığını, tüfeğin bu sırada patladığını, tüfeği alıp olay yerinden kaçırmak istediğini, bu sırada ölen ...'in kanlı bir şekilde üzerine geldiğini, babası ...'in kendisine doğru tabancayı doğrulttuğunu gördüğünü, korktuğu için tüfeğin o sırada patladığını, maktul ...'e isabet ettiğini, ...'i kasten öldürmediğini, amcası sanık ...'yı olay yerinde hiç görmediğini, sadece hastanede gördüğünü, kendisini onun azmettirmediğini, mağdur ...'ın da olay yerinde tüfekle ateş etmesi sonucu yaralandığını fark etmediğini, ayrıca ...'la bu olaydan önce bir husumetlerinin olmadığını,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... müdafisi huzurunda Kollukta; 09.09.2011 tarihinde yatsı namazından sonra köylüsü olan tanık ...'in bakkal dükkânının önünde babası... ile birlikte oturduklarını, tanık ...'in dükkânın içinde oturduğunu, aynı şekilde köy meydanında bulunan kahvede de kendilerinden... ve ...'in oturduklarını, bu esnada inceleme dışı sanık ...'in kendisine ait siyah renkli lüks bir araçla gelerek kasaba meydanında Şelale diye tabir edilen yere aracını park ettiğini, araçtan ilk inenin ... olduğunu, daha sonra birkaç kişinin daha indiğini, ancak kim olduğunu bilemediğini, ...'in araçtan indikten sonra belinden siyah renkli bir tabanca çıkarttığını, ateş ederek... ve ...'in üzerine yürüdüğünü, bu esnada yanında gelen gençlerden birine tüfeği verdiğini, ...'in elindeki tabanca ile ateş edince kendisini tanık...'nun bakkalının içine attığını, bakkalın içinde iken birkaç el tabanca sesi duyduğunu, tüfek sesi de duyduğunu, dışarıdan gelen seslerden... ve ...'in vurulduğunu anladığını, bakkalın içinde tezgâhın arkasından camdan dışarıya baktığında ...'in geri geri geldiği araca doğru gittiğini gördüğünü, dükkândan çıktığını, yaralanan... ve ...'i orada bulunan vatandaşların yardımıyla araca bindirdiğini, ambulans ile maktul ...'nin yanında gittiğini, üzerindeki kıyafetlerin kan koktuğunu, tanımadığı bir vatandaşın kendisine gömlek ve pantolon verdiğini, üzerindekileri çıkartarak çöpe attığını, olay sırasında kimsenin elinden tüfeği alarak ateş etmediğini, olayı görmediğini,
Savcılıkta; olay tarihinde ... Kasabası Meydanı'nda ameliye toplamak için bakkal işleten tanık... ile konuşmaya başladığını, siyah bir arabanın gelerek Şelale dedikleri meydanın ortasındaki bir yerde durduğunu, arabadan ... lakaplı baba ...'ın indiğini, yanında iki kişinin daha olduğunu, aralarında yaklaşık 50 metre olduğunu, yanındakinin birisine pompalı tüfek verdiğini, ...'in hiçbir şey demeden silahı ateşlemeye başladığını, bunun üzerine...'nun dükkânına girdiğini, silah sesleri bitince ve akrabası olan... ile kardeşi ...'in vurulduğunu duyunca dükkândan çıktığını, kavga olayına hiç karışmadığını, jandarmadaki ifadesinin doğru olduğunu, aleyhine olan tanık ve yeğeni olan ...'nin beyanlarını kabul etmediğini, olaya müdahale etmediğini, kimseyle boğuşmadığını, ...'ın elinden av tüfeğini alarak oğul ...'e vurmadığını,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; hazırlık aşamasında verdiği ifadesini tekrar ettiğini, olaydan sonra öğrendiği kadarıyla maktulün babası olan ...'in işletmiş olduğu taş ocağından kalkan tozların maktul ...'nin zeytin ağaçlarına zarar vermesi sebebiyle ... ve... arasında bir husumet olduğunu, olay günü...'nun bakkal dükkânının önünde oturduğu sırada ...'in arabasıyla geldiğini, yanında gençten iki çocuk olduğunu, bunların da sonradan ...'in oğulları olduğunu öğrendiğini, ...'in elindeki tabanca ile oturdukları yere doğru ateş ettiğini, bunun üzerine kendisini korumak için dükkâna girdiğini, oğlu...ın olaya müdahale edip etmediğini görmediğini, kardeşi ...'in yaralandığını görünce onu hastaneye yetiştirmek için bir arabaya bindirdiğini, üstünün başının kan olmasının sebebinin de kardeşi ...'i taşımasından kaynaklandığını,
Mahkemede; olayla herhangi bir ilgisinin olmadığını, nar bahçesi olduğunu, bir gün sonraya hazırlık yapmak için işçi tutacağını, ...'dan komisyoncu geleceğini, çalışacak işçilere kahvaltılık malzeme almak için bakkala gittiğini, bakkala girmek üzere iken yanına oğlu tanık...ın geldiğini, "Ne yapacağız?" dediğini, oğluna, "Yarın nar kırmak için işçiler gelecek. İşçilere kahvaltılık malzeme alacağım." dediğini, oğlunun yanından ayrılıp gittiğini, o sırada silah sesi duyduğunu, silah sesi üzerine tezgâhın arkasına geçtiklerini, daha sonra 3-4 defa tabanca patlaması, arada da tüfek sesi geldiğini, silah sesi bitene kadar bakkaldan çıkmadığını, bakkalın sahibinin... Suveren olduğunu, silah sesi bittikten sonra "Vuruldum." diye bağırma sesi geldiğini, sesler kesildikten sonra bakkaldan dışarıya çıktığını, kalabalık olduğunu, baktığında kardeşinin oğlu maktul ...'nin yaralandığını gördüğünü, kardeşi ...'in de yaralı olduğunu, hatta ikisinin üst üste düştüğünü, kardeşi ....'in aracıyla... Devlet Hastanesine götürdüklerini, peşinden yeğeni...'yi getirdiklerini, ...'nin durumu kötü olduğu için onu 25 Aralık Devlet Hastanesine getirdiklerini, orada ameliyata aldıklarını, ancak ameliyattan çıkamayıp öldüğünü, cenazelerini aldıklarını, aynı mezarlıkta olay çıkmasın diye bir gün sonra gömdüklerini, oğlunu ya da başka birisini azmettirmediğini, silah sesini bakkalın içinde duyduğunu ve dışarı çıkmadığını, hastanede iken maktul ...'nin karısına, "...'la aralarında ne problem vardı?" diye sorduğunu, kendisine, "...'ın mucur ocağı olduğunu, orada...'nin zeytinliği olduğunu, mucurun tozları zeytinliğe zarar verdiği için maktulün şikâyetçi olduğunu" söylediğini, kendilerine daha önce söyleselerdi çözeceklerini söylediğini,
Bozmadan sonra Mahkemede; bozma ilamına bir diyeceğinin olmadığını, suçsuz olduğunu ve beraatine karar verilmesini,
Savunmuştur.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda suça iştirakte, faillik ve şeriklik ayrımı öngörülmüş, azmettirme ve yardım etme şeriklik kavramı içinde değerlendirilmiştir.
Kanun’un 37. maddesindeki;
"(1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.
(2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır" şeklindeki hüküm ile maddenin birinci fıkrasında müşterek faillik, ikinci fıkrasında ise dolaylı faillik düzenlenmiştir.
Kanun’da suç olarak tanımlanan fiilin, birden fazla suç ortağı tarafından iştirak hâlinde gerçekleştirilmesi durumunda TCK’nın 37/1. maddesinde düzenlenen müşterek faillik söz konusu olacaktır.
Öğretideki görüşler de dikkate alındığında müşterek faillik için iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
1- Failler arasında birlikte suç işleme kararı bulunmalıdır.
2- Suçun işlenişi üzerinde birlikte hâkimiyet kurulmalıdır.
Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı “fail” konumundadır. Fiil üzerinde ortak hâkimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulmalıdır.
"Yardım etme" ise 5237 sayılı TCK'nın 39. maddesinde;
"(1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
(2) Aşağıdaki hâllerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:
a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.
b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak" şeklinde,
"Bağlılık kuralı" da aynı Kanun'un 40. maddesinde;
"(1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
(2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
(3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir" biçiminde düzenlenmiştir.
Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına “şerik” denilmekte olup, 5237 sayılı TCK’da şeriklik, azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen veya özel faillik vasfını taşımadığı için fail olamayan bir suç ortağı, gerçekleşen fiilden 5237 sayılı Kanun’un 40. maddesinde düzenlenen bağlılık kuralı uyarınca sorumlu olmaktadır. Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına "şerik" denilmekte olup 5237 sayılı TCK’da şeriklik, azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen veya özel faillik vasfını taşımadığı için fail olamayan bir suç ortağı, gerçekleşen fiilden 5237 sayılı Kanun’un 40. maddesinde düzenlenen bağlılık kuralı uyarınca sorumlu olabilecektir. "Azmettirme" 5237 sayılı TCK'nın 38. maddesinde;
"(1) Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.(2) Üstsoy ve altsoy ilişkisinden ... nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme hâlinde, azmettirenin cezası üçte birden yarısına kadar artırılır. Çocukların suça azmettirilmesi hâlinde, bu fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi için üstsoy ve altsoy ilişkisinin varlığı aranmaz.
(3) Azmettirenin belli olmaması hâlinde, kim olduğunun ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilir. Diğer hâllerde verilecek cezada, üçte bir oranında indirim yapılabilir." şeklinde düzenlenmiştir.
Azmettirme, belli bir suç işleme hususunda henüz bir düşüncesi olmayan kişide, bir başkası tarafından suç işleme kararının oluşmasının sağlanmasıdır. Eğer kişi daha önceden suçu işlemeye karar vermiş ise bu takdirde azmettirme değil, artık aynı Kanun'un 39/2. maddesi kapsamında manevi yardım söz konusu olacaktır. Azmettiren konumundaki kişinin kasten hareket etmesi gerekir. Bu kastın, failde belli bir suçu işleme konusunda karar oluşturmayı, suçun bu kişi tarafından işlenmesi hususunu ve azmettirilen suçun kanuni tanımındaki unsurlarını kapsaması gerekli olmasına karşın, eylemin yer ve zamanı ile işleniş tarzına ilişkin ayrıntıların belirlenmesine gerek yoktur.
TCK’nın 39/2. maddesindeki düzenlemeye göre, yardım etme; maddi yardım ve manevi yardım olarak ikiye ayrılmaktadır.
1- Bir suçun işlenmesine maddi yardımda bulunma çok çeşitli şekillerde ortaya çıkmakla birlikte anılan maddede maddi yardım;
a) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları temin etmek,
b) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında maddi yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak,
Olarak sayılmış,
2- Manevi yardım ise;
a) Suç işlemeye teşvik etmek,
b) Suç işleme kararını kuvvetlendirmek,
c) Suçun işlenmesinden sonra yardımda bulunmayı vaad etmek,
d) Suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek,
Şeklinde belirtilmiştir.
Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir.5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda suça iştirakte, faillik ve şeriklik ayrımı öngörülmüş, azmettirme ve yardım etme şeriklik kavramı içinde değerlendirilmiştir.
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" şeklinde, Latincede ise "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
İnceleme dışı sanık ...'ın maktul ... ile inceleme dışı mağdur ...'ın babaları olduğu, maktul ...'nın mağdur ...'nın oğlu olduğu, mağdur ..., inceleme dışı mağdur ... ve sanık ...'nın kardeş oldukları, inceleme dışı sanık ......n ise kardeşlerinin çocuğu olduğu, tanık ...'nın sanık ...'nın oğlu olduğu, tarafların... ilçesi, ... kasabasında ikamet ettikleri, inceleme dışı sanık ...'in taş ocağı işlettiği, bu taş ocağından kalkan tozların maktul ...'nin zeytin ağaçlarına zarar verdiği, bu sebeple... ve... ailesi arasında anlaşmazlık bulunduğu, 09.09.2011 tarihinde yatsı ezanından sonra inceleme dışı sanık ...'in kendisine ait siyah bir araçla ... kasabası meydanına geldiği, aracından inmeden meydanda bulunan oğulları maktul ... ve inceleme dışı mağdur ...'i yanına çağırdığı, aracında bulunan ancak olaydan sonra ele geçirilemeyen av tüfeğini oğlu ...'in eline verdiği, bu sırada... soyadlı aileden olan kişilerin de meydanda bulundukları, inceleme dışı sanık ...'in oğlu ...'e meydanda bulunan... ailesi bireylerini göstererek, "Git sık." dediği, bunun üzerine ...'in yanında kardeşi maktul ... ile birlikte maktul ... ve inceleme dışı mağdur ...'in oturduğu yere doğru gittikleri, ...'in elindeki av tüfeğini doğrulttuğu, ancak patlatmadığı, bu şekilde başlayan olayın iki aile mensubu taraflar arasında yumruklaşmaya dönüştüğü, kavganın ilerlemesi üzerine ele geçirilemeyen neşter ile inceleme dışı sanık ...'nin maktul ...'i sol ön kol, çene, sol taraf ve sol göz kenarından vurmak suretiyle yaraladığı, inceleme dışı sanık ...'in oğlu maktul ...'in yaralandığını görünce ele geçirilemeyen tabancayı çıkartarak maktul ... ve inceleme dışı ...'i hedef alarak birden fazla ateş ettiği, ateş etmesi sonucu maktul ...'nin kaldırıldığı hastanede sağ popliteal arter (sağ diz arkasındaki arter) ve ven yaralanması sonucu gelişen hipovomelik şok ve sonrasında gelişen dolaşım durması sonucu öldüğü, inceleme dışı mağdur ...'in basit bir tıbbi müdahale ile giderilemiyecek, sağ ayağındaki kemik kırığının hayati fonksiyonlarına etkisi orta derecede olacak şekilde yaralandığı, bu aşamada mağdur ...'in elinde bulunan av tüfeğini eline geçiren inceleme dışı sanık ...'nin maktul ...'i hedef alarak ateş ettiği, maktulün çıkan saçma taneleri ile oluşan akciğer, diyafragma, pankreas, mide, sol böbrek, kalın bağırsak yaralanması, büyük damar hasarı, intra peritonal kanama, hipovolemik şok nediyle gelişen solunum ve dolaşım durmasına bağlı olarak öldüğü, olay mahallinde kalabalık içinde bulunan ve taraflar arasında kavgayı ayırmaya çalışan inceleme dışı mağdur ...'ın da av tüfeğinden çıkan saçma taneleri sonucu basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı, maktulü vuran inceleme dışı sanık ...'nin elindeki tüfekle kaçarken inceleme dışı sanık ... tarafından tabanca ile sağ topuğundan yaralandığı, yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisi orta derecede olacak şekilde yaralandığı olayda;
Sanık ...'nın tüm aşamalarda üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, yatsı ezanından sonra iki aile arasında kasaba meydanında çıkan kalabalık kavga ortamında sanığın da bulunduğu, soruşturma aşamasında şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan tanık ...'ın, "Olay yerinde sanık ...'nın elinde bir av tüfeği olduğunu, bu tüfeği Aliş olarak bildikleri yeğeni ...'ye vererek 'Sık lan, patlat, çabuk ol." dediğini beyan ettiği, ancak bu tanığın da sonraki aşamalarda anlatımlarını değiştirdiği, diğer tanıkların da gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında net olarak bu konuda bir şey anlatmadıklarının anlaşılması karşısında, şüpheden sanık yararlanır ilkesi de gözetilerek kasten öldürme suçuna azmettiren ya da yardım ettiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayan sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken Yerel Mahkemece sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün, sanığın kasten öldürme suçuna azmettiren ya da yardım ettiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
"Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu üyesi ...;"
Yapılan yargılama ve incelenen dosya kapsamına göre, olay günü maktül ...'in mensubu olduğu... ailesinin bireyleri ile sanık ... Rıza'nın mensubu olduğu... ailesinin bireyleri arasında çıkan ve pek çok kişinin katıldığı kavga ortamında, sanık ......'nın yeğeni olan inceleme dışı sanık ...'nin eline geçirdiği av tüfeği ile maktül ...’i hedef alarak ateş etmek suretiyle ölümüne sebebiyet verdiği olayda, başlıca görgü tanığı olan ve taraflardan herhangi biriyle yakınlığı veya husumeti bulunmayan ...’ın olayın ardından Cumhuriyet Savcısı huzurunda sıcağı sıcağına alınmış beyanında, sanığın elindeki tüfeği yeğeni olan Aliş lakaplı inceleme dışı ... Yalçınkaya'ya verip " sık lan patlat lan çabuk" diyerek bağırarak onu tahrik ettiğini ve ... Yalçınkaya'nın da hedef gözeterek maktül ...'a ateş ettiğini belirtmesi, yine mağdur Tugay Bozyılan ile ...’in sanığın kavga olayının bizzat içinde bulunduğuna ilişkin anlatımları gözetildiğinde, olay anında silah seslerini duyunca saklandığı bakkal dükkanından çatışma bitinceye kadar çıkmadığını ifade eden sanığın savunmalarına itibar edilebilmesinin olanaklı bulunmadığı, olayda her iki aileden birer kişinin hayatını kaybetmesi nedeniyle kendilerince ödeştiklerini kabul eden ve yargılama safhasında karşılıklı olarak şikayetlerinden vazgeçen tarafların bu tutumlarına paralel olarak sonradan değişen tanık anlatımlarının bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği, bu itibarla inceleme dışı sanık ...’nin gerçekleştirdiği öldürme fiiline kavga içinde sarf ettiği sözlerle ve verdiği silahla teşvikte bulunarak yardımda bulunan sanık ... Rıza...'nın mahkumiyetine dair yerel mahkeme direnme kararının yerinde olduğu ve onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne iştirak etmiyorum.
Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu üyesi ise; sanık ...'nın inceleme dışı sanık ...'nin kasten öldürme suçuna yardım eden olarak katıldığının sabit olduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.12.2014 tarihli ve 418-489 sayılı direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün; sanığın kasten öldürme suçuna yardım ettiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 14.04.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.