Özel belgede sahtecilik - Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/111 Esas 2015/1313 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/111
Karar No: 2015/1313
Karar Tarihi: 06.05.2015

Özel belgede sahtecilik - Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/111 Esas 2015/1313 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/111 E.  ,  2015/1313 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Özel belgede sahtecilik, Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    ... Sigorta Hizm. Ltd. Şti. ile tanık ... arasında yapılan acentelik sözleşmesine göre şirket merkezinden onay alınmadan poliçe düzenlenemeyeceğine ilişkin taahhüde rağmen, tanık ..."in işyerinde çalışan kardeşi olan sanık tarafından daha önceden iptal edilmiş olan poliçe numarası üzerinden şirket merkezinin onayı alınmadan katılan ..."ye ait...plakalı araç adına zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiği, poliçe üzerinde bulunması gereken şirket merkezine ait imza ve kaşe yerleri ile sigorta başlangıç ve bitiş tarihlerinin pul ile kapatıldığı, katılana ait aracın kaza yapması sonrası kazaya karışan diğer aracın sigorta ettirildiği şirketin ... Sigortaya başvurusu sonucunda katılanın ve sigorta şirketinin olaydan haberdar olduğu, sanığın bu şekilde özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
    1-Sanık hakkında özel belgede suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
    Sanık, tanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre eylemin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan ve sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    2-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanık ..."ın, kardeşi tanık ...ı"na ait... Sigortacılık Aracılık Hizmetleri isimli şirkette çalıştığı sırada şirket adına sahte acentelik sözleşmesi yaparak menfaat temin etmiş olması karşısında, sanık, tanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, eylemin 5237 sayılı TCK"nın 158/1-h maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, sanığın savunmasında ağabeyi olan tanık Caner"e ait şirkette acente sözleşmesi yaptığını kabul etmesi ve sanık tarafından dolandırıcılık suçundan kaynaklanan zararın, diğer bir anlatımla hilenin gerçekleştiği sırada elde edilen menfaatin katılandan sahte poliçe bedeli olması ve bu zararın da sanık tarafından giderilmesi karşısında tebliğnamedeki bu yönde bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde tayin edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla “150 gün”, “50 gün”, “41 gün” ve “820 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, “1 gün”, “1 gün” ve “20 TL” adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara