Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2021/419 Esas 2022/310 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2021/419
Karar No: 2022/310
Karar Tarihi: 28.04.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2021/419 Esas 2022/310 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2021/419 E.  ,  2022/310 K.

    "İçtihat Metni"



    Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi


    Kasten öldürme suçundan sanık ...'nin TCK'nın 81/1, 62, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin resen istinafa tabi olan ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 07.02.2019 tarihli ve 250-51 sayılı hükme yönelik olarak, sanık müdafisi tarafından da istinaf başvurusunda bulunulması üzerine dosyayı inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesince 03.09.2019 tarih ve 1483-1227 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararın sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 11.10.20202 tarih, 1637-2809 sayı ve oy çokluğu ile;
    "...Maktulün, olay günü kahvehaneye gittiğinde sanık ...'e şaka maksadıyla eliyle başına dokunduğu, bunun üzerine sanığın maktulü şaka yapmaması için uyardığı, maktulün kahvehanenin içinde kahvaltısını yaptıktan sonra sanığın yanına geldiği ve aralarında tartışmanın çıktığı, sanığın evine giderek aldığı bıçakla kahvehaneye geri dönerek maktulü batın sol taraftan yaralayarak iç organ ve büyük damar yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu ölümüne sebebiyet verdiği olayda;
    Sanık ...'in 09.04.2018 tarihinde kollukta alınan maktulün '...az önce bana ne dedin sen diyerek gırtlağıma sarıldı ve aramızda arbede oldu.' şeklindeki beyanının aşamalarda dinlenen tanıklar...ve...'ın da bu hususu doğruladıklarının anlaşılması karşısında; ölenden kaynaklanıp sanığı hedef alan haksızlık içeren eylemin niteliği dikkate alınarak sanık lehine asgari seviyede haksız tahrik indirimi yapılması yerine yazılı şekilde uygulama yapılarak fazla ceza tayini," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise 24.03.2021 tarih ve 34-79 sayı ile;
    "...Yukarıda yer verilen açıklamalar ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.11.2020 tarih ve 2019/1-641 Esas 2020/475 Karar sayılı ve 20.02.2020 tarih ve 2019/1-574 Esas 2020/121 Karar sayılı kararları ile aynı doğrultudaki istikrar kazanmış kararları ışığında somut olayın değerlendirilmesinde;
    Maktulün sanık ile samimi arkadaş oldukları ve aralarında hiçbir husumetin bulunmadığı, olay sabahı yaşanan ve maktul tarafından sanığa saldırı olan şaka mahiyetli eylemin niteliği dikkate alındığında sanık üzerinde hiddet veya şiddetli bir elem doğurmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, taraflar arasında daha önceye dayalı bir arkadaşlığın bulunuyor olması ve maktulün sanığa yönelik olarak hafif bir şekilde başına dokunduğunun tanık anlatımları ile sabit olması, kaldı ki dosya kapsamında bilgi ve görgülerine başvurulan bir diğer tanık ...'ın da maktulün sanığa yönelik olarak 'Biz arkadaş değil miyiz neden şaka yapmayalım?' şeklindeki beyanından maktulün sanığa yönelik şaka yaptığını belirtmiş olması dikkate alınarak maktulün sanığa yönelik eyleminin haksız bir eylem olarak nitelendirilemeyeceği, kaldı ki bir an için maktulün sanığın elini sanığın başına hafifçe dokundurmak şeklindeki eylemin haksız nitelikte olduğu ve sanıkta hiddet veya şiddetli elem doğurduğu kabul edilse dahi somut eylem sonucunda makul bir insanın duyabileceği hiddet ve elem ile bu eyleme karşılık sanığın maktule yönelik eylemi arasında orantı bulunmadığı, buna göre somut olayda haksız tahrik hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşmadığı," gerekçesiyle bozma kararına direnilmiştir.
    Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.09.2021 tarihli ve 75533 "Onama" istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 18.11.2021 tarih ve 10574-14240 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    09.04.2018 tarihinde saat 11.45'te düzenlenen olay yakalama ve araştırma tutanağında; aynı tarihte saat 08.30 sıralarında... Polis Noktası'na sağ elinde ekmek bıçağı ile gelen sanığın... Mahallesi, Toros Caddesi, 263 numaralı yerde bulunan...'ın Kahvesi isimli ... yerinde maktul ...'la tartıştığını, daha sonra evine giderek bıçak alarak tekrar kahveye geldiğini, tartıştığı maktulü bıçakla yaraladığını, teslim olmak istediğini beyan etmesi üzerine sanığın polis noktası bahçe kapısından içeriye alınarak bina giriş kapısı önünde üst araması yapıldıktan sonra sanığın bir müddet bekletildiği ve yakalandığı, 8983 kod no'lu ekiple olay yerine intikal edildiği, olay yerinde kahve içerisinde maktulün sırtüstü soba yanı tarafında yatar vaziyette olduğu, maktulün karnının sol kısmında kesici aletle kesisinin bulunduğunun görüldüğü, olay yerinin muhafaza altına alındığı, 5-10 dakika sonra 112 ekiplerinin olay yerine intikal ettiği, maktule ilk müdahale yapıldıktan sonra 112 ekiplerince ... Devlet Hastanesine sevk edildiği, çevrede yapılan araştırmalarda olay yerini gösterir kamera ve kayıt sisteminin bulunmadığı, ancak olayı gören üç görgü tanığı temin edilerek bilgileri alınmak üzere polis noktasına davet edildikleri, nöbetçe Cumhuriyet savcısıyla yapılan görüşme neticesinde alınan talimatlar doğrultusunda tahkikata başlanıldığı bilgilerine yer verildiği,
    09.04.2018 tarihli olay yeri inceleme raporunda; aynı tarihte saat 10.20 sıralarında ... numaralı yerde meydana gelen kasten yaralama olayı ile ilgili olarak Polis Merkezi Amirliğine bilgi verilmesi üzerine belirtilen adrese olay yeri inceleme ekibi olarak intikal edildiği, olayla ilgili olarak alınan bilgide; olay sonrası maktul ...'nun 112 ekiplerince ... Devlet Hastanesine intikal ettirildiği, olayda kullanıldığı belirtilen bıçağın sanık tarafından... Polis Merkezi 8983 kod no'lu ekip görevlilerine rızaen teslim ettiği, olayın meydana geldiği yerin...'ın Kahvesi adı altında faaliyet gösteren ... yeri olduğu, kahvehane içerisinde girişe göre 3 metre mesafede ortada sobanın ve oda içerisinde sandalyeli masaların, çay tezgâhlarının bulunduğu, oda içerisinde soba etrafı (zemin) yüzeylerinde herhangi bir şüpheli bulguların, karışıklık, dağınıklığın olmadığı, sanığın rızası ile teslim ettiği, siyah sap kısmı 14 cm, metal kesici kısmı 17 cm toplam 31 cm olan Vıctorınox ibareli bıçağın metal kesici kısmında yoğunluk seviyesi az miktarda olan kırmızı leke serum fizyolojik yöntemi ile biyolojik örnek alma kitine transfer yöntemi uygulanarak alındığı, bıçağın muhafaza altına alındığı, olay yerinin fotoğraf-kamera kaydı alındığının belirtildiği,
    Sanık hakkında Pozantı 80. Yıl Devlet Hastanesince 09.04.2018 tarihinde saat 12.25'te düzenlenen raporda; boyun ön yüzeyinde hafif kızarıklığın mevcut olduğu, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu, hayati tehlikesinin olmadığı, alkolsüz olduğunun bildirildiği,
    10.04.2018 tarihli ölü muayene tutanağında; cesedin 170 cm boyunda, yer yer kırlaşmış siyah saçlı, kahverengi gözlü, buğday tenli, 90-100 kg ağırlıkta, 55-60 yaşlarında sünnetli erkek cesedinde ölü katılığının kol ve bacaklarda oluştuğu, ölü lekelerinin sırtta mutat yerlerde oluştuğu, batında sağa yatık T şeklinde sütürlü yarası olduğu, yukarıdan aşağıya 27 cm, ortasından sola devamla 13 cm'lik sütürlü yara, batın sağda 1,5 cm'lik 2 adet batın, solda 1,5 cm'lik 1 adet sütürlü yara olduğu, ekstremitelerde iğne delik izleri olduğu, sağ kururis alt dışta 0,5 cm çapta ekimoz olduğu, genital bölgesinde özellik görülmediği, cesette ateşli silah yarasına, telem ve boğma izine rastlanmadığı, cesedin kesin ölüm sebebinin tespiti amacıyla klasik otopsi yapılması için Adli Tıp Kurumuna müzekkere yazılmasına karar verildiği,
    ... Adli Tıp Grup Başkanlığınca düzenlenen 17.05.2018 tarihli otopsi raporunda; 09.04.2018 tarihinde ... ili, Pozantı ilçesi, Tekir Beldesi'nde kesici aletle yaralanan, kaldırıldığı ... Devlet Hastanesinde öldüğü belirtilen maktulün Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesince yapılan otopsiden ve tetkiklerinden; kanda alkol (etanol, metanol) bulunmadığı, maktulde 1 (bir) adet kesici delici alet yarası olduğu, tek başına ölüm meydana getirir nitelikte olduğu, kesici delici alet yarası özellikleri incelendiğinde ika edilen aletin bir ucu keskin diğer ucu küt vasıfta olduğu, maktulün ölümünün kesici delici alet yaralanmasına bağlı iç organ ve büyük damar yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğu bilgilerine yer verildiği,
    ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 15.04.2018 tarihli uzmanlık raporunda; tetkik için gönderilen tek ağızlı, sivri uçlu, sırtı küt, 17 cm uzunluğunda namluya sahip, plastik saplı, toplam uzunluğu 31 cm olan bıçak; imal durumu, tip ve nitelikleri bakımından, 6136 sayılı Kanun'un 4. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen yasak niteliği haiz bıçaklardan olmadığının belirtildiği,
    Anlaşılmıştır.
    Katılan ... istinabe olunan Mahkemede ve Mahkemede; olaya dayalı görgüsünün olmadığını, maktulün eşi olduğunu, eşi maktulle sanığın arasındaki husumetin neden kaynaklandığını bilmediğini,
    Katılanlar ..., ... ve ... istinabe olunan Mahkemede ve Mahkemede; ölenin babaları olduğunu, olayla ilgili görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını, sanığı tanımadıklarını, babaları maktulle sanığın arasındaki husumetin neden kaynaklandığını bilmediklerini,
    Tanık ... Mahkemede; olay tarihinde Tekir'de çalıştığını, sanığı da aynı işte çalışması nedeniyle tanıdığını, maktulü de aynı şekilde tanıdığını, olay tarihinde işçi arkadaşları ile birlikte sabah kahvaltısını yaptığını, daha sonra sigara içmek için hep birlikte dışarı çıktıklarını, yanlarında sanık ve tanık...olduğunu, dışarıda sigara içerken maktulün geldiğini, sanığın maktulün ensesine yavaşça vurmak suretiyle bir el şakası yaptığını, sanığın da arkasına dönerek maktule, "Bana şaka yapma." dediğini, daha sonra maktulün kahvenin içerisine girdiğini, kısa bir süre sonra sanık ve maktulün tartıştıklarını gördüğünü, maktulün sanığın yakasından tutarak, "Biz arkadaş değil miyiz? niye şaka yapmayalım?" dediğini, ve bunun üzerine tartışmanın büyüdüğünü, müdahale ederek sanık ve maktulü ayırdıklarını, sonraki olaya ilişkin bilgisinin ve görgüsünün olmadığını, sanık ve maktul arasında herhangi bir tehdit ya da hakaret sözü duymadığını, sadece sözlü tartışma yaşandığını, herhangi bir darp olayının olmadığını, sanık ve maktul arasında bildiği kadarıyla önceye dayalı husumetlerinin bulunmadığı, sanık ve maktulün arasının çok iyi olduğunu, samimi arkadaş olduklarını, olaydan bir gün öncede birlikte oturup yemek yediklerini etraftan duyduğunu, olaydan bir gün önce yaşandığı iddia edilen olayları bilmediğini,
    Tanık Durmuş Polat Kollukta; traktörcü olarak çalıştığını, sanık ve maktulü tanıdığını, 09.04.2008 tarihinde saat 08.00 sıralarında tanık İmdat'ın kahvesinde çay içerken kahvaltı yaptığını, içeride kahvaltı yaptığı esnada dışarıda tartışma çıktığını, kimin kiminle tartıştığını tam olarak görmediğini, kavhvaltı yapmaya devam ettiğini, tek bildiği sanık ve maktulün tartıştığını kahvedekilerden duyduğunu, kahvenin iç tarafında kahvaltısına devam ettiği sırada kahvenin iç tarafına sanığın elinde siyah saplı bir bıçakla girdiğini, maktule yönelerek, "Dışarı çık." dediğini, bu esnada içeride bulunan diğer arkadaşlarının sanığa müdahale ederek dışarıya çıkarmaya çalıştıklarını, maktulde eline aldığı sandalye ile sanığın üzerine doğru gidince sanığın sağ elinde bulunan bıçakla maktulün karnına doğru hamle yaptığını, maktulün "Yandım anam." diyerek yere yığıldığını, bunu duyan sanığın kahveyi terk ettiğini, hemen 112 ve 155'i aradıklarını, ... ekiplerinin maktulü hastaneye götürdüğünü, olayın neden çıktığını tam olarak bilmediğini, sadece sanığın elindeki bıçakla maktulün karın kısmına doğru bir kere vurduğunu gördüğünü,
    Savcılıkta; traktörü olduğunu, olayın gerçekleştiği kahvede diğer arkadaşları gibi ... beklediğini, kahvenin önünde yaşanan olayın başlangıç kısmını görmediğini, o gün kahveye geç gittiğini, kahvede kahvaltısını yaptığını, maktulün yanındaki masada oturduğunu, daha sonra kahvenin kapısına sanığın geldiğini, maktule hitaben, "Çık lan dışarı." gibi sözler söylediğini, sanığın kahvenin kapısında belirdiği anda elinde ekmek bıçağı tarzında bir bıçak olduğunu, kahvede bıçağı gören arkadaşlarının olayı sakinleştirmek ve tarafları ayırmak için sanığı tutup köşeye sıkıştırmaya çalıştıklarını, bu esnada maktulün sanığa yöneldiğini, sanığın elindeki bıçağı maktulün karın kısmına doğru sapladığını, maktul sanığa yöneldiğinde elinde sandalye var mıydı yok muydu hatırlamadığını, ancak olayın hiçbir aşamasında sanığın eline sandalye aldığını görmediğini, sanığın elinde bıçakla geldiğini, bıçaktan başka bir şey kullanmadığını,
    İstinabe olunan Mahkemede; olay tarihinde kendisi, sanık ve maktulün aynı kahvede bulunduğunu, maktul kahvede otururken sanığın geldiğini, kapıdan girer girmez sanığın maktule, "Çık dışarı." diye bağırdığını, sanık ve maktulün aralarında küfürleşmeye başladıklarını, maktulün eline sandalyeyi alarak sanığın üzerine doğru gittiğini, kahvedekilerin de sanığı tutmaya çalıştığını, sanığın elinde bıçak olduğunu, maktulün üzerine doğru gidince bir anda yere yığıldığını, aralarındaki husumetin nereden kaynaklandığını bilmediğini, çelişki nedeniyle sorulduğunda, maktulün sanığın üzerine atlarken elinde sandalye var mıydı yok muydu tam hatırlamadığını,
    Tanık ... Kollukta; Akçatekir'de kahve işlettiğini, 09.04.2008 tarihinde saat 08.30 sıralarında çalıştırdığı kahveye ilk önce sanık ve belediyeci tanık Ergün'ün geldiğini, kendisinden çay istediklerini, bu esnada maktulün de geldiğini, sanık ve tanığın yanına gittiğini, çayı götürdüğünde sanık ve maktulün bilmediği bir sebepten dolayı tartıştığını, çevredekilerle beraber tartışmayı araladıklarını, aralarında vuruşma ya da küfürleşme olmadığını, sanığın kahveden koşarak gittiğini, beş dakika sonra geldiğini, bu arada kahvedeki müşterilerle ilgilendiğini, kahvede tekrar tartıştıklarını, içeriye girdiğinde maktulün yerde yattığını, karın kısmında kan olduğunu, maktule "Ne oldu?" diye sorduğunda kendisine, "Yasin bıçakla yaraladı." dediğini, maktule tampon yaptığını, 112 ve 155'i aradıklarını, gelen ambulansa maktulün hastaneye gittiğini, sanığın maktulü bıçakladığı anı görmediğini, ne olduğunu tam olarak bilmediğini, ancak ilk tartışmayı kendilerinin ayırdığını, bu esnada herhangi bir vuruşma ve küfürleşme olmadığını, kahvede herhangi bir kamera veya kayıt cihazının bulunmadığını,
    İstinabe olunan Mahkemede; Akçatekir'de kahve işlettiğini, maktul ve sanığı tanıdığını, olay günü maktulün sahibi olduğu kahvede kahvaltı yaptığını, maktulün kahvaltısını yaptıktan sonra dışarıya çıktığını, kendisinin bu sırada içeride olduğunu, dışarıdan kavga sesleri gelmesi üzerine dışarıya çıktığını, sanık ve maktulün aralarında tartıştığını, kendisi ve etrafta bulunan şahıslarla kavgayı araladıklarını, bunun üzerine sanığın kahveden ayrıldığını, maktulün tekrar kahvenin içerisine girdiğini, aradan 10-15 dakika bir süre geçtikten sonra çay servisi yapmak için dışarıya çıktığını, servisi bitirip içeriye geçeceği sırada maktulün bıçaklanmış olarak yerde yattığını, maktulün bıçaklanma anını görmediğini, daha sonra ambulans çağırdıklarını,
    Tanık ... Kollukta; ... Büyükşehir Belediyesine bağlı su arıza kısmında çalıştığını, Akçatekir'de görev yaptığını, sanık ve maktulü tanıdığını, 09.04.2018 tarihinde saat 08.30 sıralarında sanık ile birlikte...'ın Kahvesi 'nde çay içtikleri esnada maktulün geldiğini, sanığın kafasına yavaşça şaka icabıyla vurduğunu, sanığın maktule kendisiyle el kol şakası yapmamasını ve sevmediğini söylediğini, daha sonra maktulün de kahvenin içerisine giderek kahvaltı yaptığını, yaklaşık beş dakika sonra dışarıya çıkarak maktulün sanığa hitaben, "Sen ne diyorsun?" diyerek sanığın yakasından tuttuğunu, sanık ve maktulü araladıklarını, daha sonra sanığın kahveden çıktığını, daha sonra çevreden sanığın maktulü bıçakladığını öğrendiğini, bıçaklama anını görmediğini, ilk tartışma yaşandığında kimsenin kimseye vurmadığını, küfürleşme olmadığını, olduysa da duymadığını,
    İstinabe olunan Mahkemede; Aski'de göre yaptığını, olay günü sabah saat 08.00 sıralarında...'ın Kahvesi isimli ... yerinin önünde sanıkla birlikte oturup çay içtiklerini, bu sırada maktulün gelerek sanığın kafasına eliyle vurduğunu, ancak maktulün bunu şaka olarak mı yaptı yoksa ciddi olarak mı yaptığını anlamadığını, sanığın maktule, "Benimle konuşma." diye bağırdığını, maktulün kahvenin içerisine gittiğini, sanıkla birlikte ayağa kalkıp sohbet etmeye devam ettiklerini, bu sırada maktulün kahvenin içerisinden çıkarak sanığın yakasını tutup, "Sen ne diyorsun lan?" dediğini, sanık ve maktulü ayırdıklarını, daha sonra işine gitmek için kahveden ayrıldığını, bıçaklama anını görmediğini,
    Tanık ... Kollukta; Pozantı ilçesi, Akçatekir Yaylası'nda traktörcü olarak çalıştığını, 09.04.2018 tarihinde saat 08.45 sıralarında tanık İmdat'ın kahvesinde maktul ve tanık ... ile oturdukları esnada daha önce aralarında tartışma olan sanığın elinde uzun siyah saplı bıçakla kahveden içeriye girdiğini, maktule, "Çık lan dışarı." dediğini, sanığın elindeki bıçağı görünce hemen müdahale ettiğini, sanığı kucaklayarak kahvenin köşesinde sıkıştırdığını, bu esnada arka taraflarından sanığa ve kendisine bir darbe geldiğini, bunun üzerine sanığı aralamayı bırakarak kenara çekildiğini, kenara çekilmesi ile birlikte sanığın sağ elinde bulunan bıçakla maktulün sol karın kısmına doğru bir defa vurduğunu, maktulün yere düştüğünü, sanığın kahveden kaçtığını, kendilerinin hemen 112 ve 155'i aradıklarını, gelen ... ekibinin maktulü hastaneye götürdüğünü, sanık ve maktul arasında geçen tartışmayı görmediğini, nedenini bilmediğini, sanığın elindeki bıçakla maktulün karnına doğru vurduğunu gördüğünü,
    İstinabe olunan Mahkemede; 09.04.2018 tarihinde sabah saatlerinde...'ın Kahvesi isimli ... yerinde oturup çay içtiğini, yönünün kapıya dönük olduğunu, sanığın elinde bıçak varken maktule, "Çık dışarıya." dediğini, o arada sanığın içeriye girdiğini, bu sırada sanığı kucaklayıp sardığını, bunu maktulü korumak amacıyla ve olay olmasın diye yaptığını, bu esnada kendisine arkadan darbe geldiğini, kendisine kimin vurduğunu görmediğini, arkasından darbe alınca sanığın elinden kurtulup o anda direkt maktulün karnına bıçakla vurduğunu, ancak bıçak darbesini kendi de darbe aldığı için görmediğini, sanık ve maktulü tanıdığını, her ikisiyle samimiyetinin bulunmadığını,
    Savcılıkta; işçilik yaptığını, olayın gerçekleştiği kahvede diğer arkadaşları gibi kendisinin de ... beklediğini, sabah kahvenin önünde sanık ve maktul arasında bir sürtüşme olduğunu, ancak bu sürtüşmeyi görmediğini, kahvenin içinde maktulle otururken sanığın elinde bıçakla bağırarak, şu anda tam olarak hatırlamayadığı hakaret içerikli sözler söylerek kahveden içeriye girmeye çalıştığını, sanığın elinde bıçağı görünce kahvenin girişinde tek başına sanığa müdahale ettiğini, sarılarak bir kenara sıkıştırmaya çalıştığını, ancak sanığın bir anda kollarının arasından sıyrılarak maktule saldırdığını, sanık ve maktul arkasında kaldığı için bıçaklanma anını tam olarak görmediğini, maktul kahvedeki herhangi bir sandalyeyi alarak sanığa saldırmadığını, aralarında sandalyeleri birbirlerine itekleyerek gerçekleşen herhangi bir olayı kendisinin görmediğini, sanığın kahveye geldiği bıçakla kollarından kurtularak maktulü bıçakladığını,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık ... müdafisiz Kollukta; Akçatekir'de inşaat işleriyle uğraştığını, maktulü tanıdığını, aralarında herhangi bir husumet olmadığını, 09.04.2008 tarihinde saat 08.15 sıralarında Toros Caddesi üzerinde bulunan...'ın Kahvesi isimli kahvede yanında belediyede çalışan tanık...ile çay içtikleri esnada maktulün kahveye geldiğini, yanından geçtiği esnada el kol şakası yaparak kulağını ellediğini, maktule, "Benden uzak dur Allah'a yakın ol." dediğini, daha sonra maktulün kahvenin içerisine girerek kahvaltı yaptığını, sonrasında dışarı çıkarak çay içtikleri esnada, "Az önce sen bana ne dedin?" diyerek gırtlağına sarıldığını, aralarında arbede olduğunu, kahvedekilerin kendilerini ayırdığını, maktulün kendisine yumruk atmaya çalıştığını, etraftakilerin vurmasına engel olduğunu, maktulün kendisine, "Seninle hesaplaşacağız." dediğini, bu esnada yanlarında tanık...ve kahveci İmdat'ın olduğunu, sinirlenerek eve gittiğini, evde bulunan siyah renkli bıçağı yanına aldığını, tekrar kahveye gittiğini, kahvede tekrar maktulün üzerine yürüyerek yerdeki sandalyeyi eline aldığını, saldırmaya çalıştığı esnada kendisinin de yerde bulunan sandalyeyi aldığını, diğer eline de evden üzerine aldığı sağ bel kısmında bulunan bıçağı sağ eline aldığını, maktulün sağ karın kısmına doğru bıçağı bir kere salladığını, maktulün, "Anam." diyerek yere düştüğünü, korkarak kahveden kaçtığını, Karakol'a teslim olduğunu, elindeki bıçağı kendi rızası ile polislere teslim ettiğini, olayın maktulün kendisine sataşmasından dolayı meydana geldiğini, evinde bulunan bıçağı maktulün üzerine tekrar gelebileceğini düşündüğü için kendisini savunmak için aldığını, maksadının maktulü yaralama olmadığını, yaraladığından dolayı çok pişman olduğunu,
    Savcılıkta; Pozantı İlçe Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesini aynen tekrar ettiğini, maktulü...'de marangozluk yapması nedeniyle tanıdığını, kendisinin de...'de oturduğunu, geçici işlerde işçilik yaptığını, olayın yaşandığı kahvede ... beklediğini, dün akşam yani 08.04.2018 tarihinde akşamı maktulle birlikte çayına 51 denen iskambil oyunu oynadıklarını, oyun oynadıkları esnada maktulün oyunu kaybedeceğini anlayınca taşkınlık yaptığını, kendisinin de bundan hoşlanmadığını ve oyunu bozduğunu, dört çay parasını da kendisinin ödeyerek kahveden çıkıp gittiğini, bugün sabah yine kahvede tanık...ile birlikte oturduğunu, ... beklediğini, bu esnada maktulün elinde kahvaltılık malzemelerle geldiğini, içeriye gireceği esnada kendisinin kulağına ve kafasına vurduğunu, maktule, "Benden uzak Allah'a yakın ol git başımdan." dediğini, daha sonra maktulün içeriye girdiğini, kahvaltısını yaptığını, tekrar dışarı çıkarak boğazına sarılarak, "Sen dayı mısın? ne konuşuyorsun?" şeklinde sözler söylediğini, yumruk vurmaya çalıştığını, araya kahvedeki arkadaşlarının girerek vurmasına engel olduklarını, kendilerini ayırdıklarını, bunun üzerine sinirlendiğini, sinirinin geçmesi için kahveden çıkarak evine gittiğini, evde bir sigara içip sakinleşip tekrar kahveye dönerek ... beklemek istediğini, evi ile kahvenin arasının yürüme mesafesi yaklaşık 2-3 dakika olduğunu, evde sakinleştikten sonra tekrar kahveye gideceği esnada ne olur olmaz diye tedbir amacıyla yanına evde bulunan ekmek bıçağını aldığını, beline taktığını, tekrar kahveye gittiğinde maktulün kahvede olduğunu, kendisini görür görmez oturduğu sandalyeden kalkarak sandalyeyi eline aldığını, kaldırarak üzerine yürüdüğünü, kendisinin de yakınındaki bir sandalyeyi alarak kaldırdığını, maktule karşılık vermeye çalıştığını, ancak maktulün sandalyeyi üzerine doğru itekleyerek köşeye sıkıştırdığını, bunun üzerine elindeki sandalyeyi bıraktığını, belindeki bıçağı çıkararak maktule bir anlık öfkeyle sapladığını, bıçağı bir kez soktuğunu ve ardından hiçbir hamle yapmadığını, maktulün yere yığıldığını, o anda bu yaptığından çok pişman olduğunu, ancak bir anlık öfkeyle yaptığını, bıçakla birlikte Polis Karakoluna gittiğini, olayı anlatıp elindeki bıçakla birlikte teslim olduğunu, bıçağı yanına kendisini korumak amacıyla aldığını, eğer maktul kendisine saldırmasaydı bu bıçağı kullanmak gibi bir niyetinin olmadığını, olaydan dolayı çok pişman olduğunu,
    Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliğinde; savcılıkta olayın oluş şekline ilişkin ifadesini verdiğini, ifadesini aynen tekrar ettiğini, maktulle önceden husumetleri olmadığını, savcılıkta 08.04.2018 akşamında maktulle yaşadıkları tartışmayı anlattığını, sabah da maktulün kendisinin zoruna gidecek şekilde kulağına ve kafasına vurması sonucunda maktule, "Benden uzak ol. Allah'a yakın ol." dediği hâlde az sonrasında maktulün yeniden kendisine kafa tuttuğunu, ellerini boğazına sardığını, vurmaya kalktığını, arkadaşlarının araya girip kendilerini ayırdıklarını, sakinleşmek için evine gittiğini, evde 2-3 sigara içtiğini, 15-20 dakika sonra tekrar kahveye gittiğini, çünkü ... yerlerinin kahve olduğunu, kahvede beklerken geçici işlerin geldiğini, ... almak için geri kahveye döndüğünü, evden çıkarken bıçak alıp beline koyduğunu, almasının sebebini bir olay çıkması karşısında kendisini savunmak için aldığını, kahveye girdiği zaman sandalyeyi çekip üstüne yürümeye başladığını, maktulün kendisini köşeye sıkıştırdığını, vurmaya çalıştığını, arkadaşların da ayırmaya çalıştığını, o esnada belindeki bıçağı çıkartıp bir defa maktule sapladığını, bilgisi alınanlardan ... dışındaki kişilerin kendisinin ve maktulün kahve ortamından arkadaşları olduklarını, olayı gerçekleştirdiği için pişman olduğunu,
    Mahkemede; maktulle 6-7 yıldır tanıştığını, kendisiyle herhangi bir husumetinin olmadığını, olaydan bir gün önce kahvede kağıt oynadıklarını, oyun esnasında maktulün sağa sola baktığını, kendisinin de kağıtları masaya atarak "Tamam çaylar benden." dediğini, oradan ayrılıp evine gittiğini, ertesi günü sabah yine kahveye gittiğini, inşaatçı olduğu için kahvede durduğunu, işi olanların kendisini kahvede bulduğunu, kahveden işe gittiğini, kahvede otururken maktulün geldiğini, içeriye gireceği esnada kafasına vurduğunu, kulaklarını çektiğini, bunun üzerine maktule, "Bana karışma benden uzak Allah'a yakın ol." dediğini, maktulün içeri giderek bir şeyler yediğini, daha sonra tekrar dışarıya çıktığını, maktulün boğazına sarılarak, "Daha seninle hesabımız bitmedi." dediğini, bunun üzerine maktule hiçbir şey demeden evine gittiğini, evden tekrar ... için kahveye gittiğini, kahveye giderken de ne olur olmaz düşüncesiyle evde bulunan bıçağı aldığını, kahveye gittiğinde maktulün kahvede olduğunu, kendisinin de bir çay içip işe gitmek istediğini, o esnada maktulün eline sandalye alarak üzerine doğru geldiğini, sandalye ile vurduğunu, maktule karşılık verdiğini, maktulün kendisini köşeye sıkıştırdığını, belindeki bıçağı çekerek maktule doğru salladığını, henüz değmediğini, bıçak elinde iken birisinin kendisine arkasından vurduğunu, vurunca bıçağın maktule saplandığını, maktul, "Yandım anam." deyince kahveden ayrılıp gidip teslim olduğunu, huzurdaki savunmasının doğru olduğunu, maktul ile olaydan bır gün önce kağıt oynadıkları masada ... isimli şahıs ile Durmuş isimli şahsın olduğunu, olay günü maktulün kafasına vurduğunda ve boğazını sıktığında kulağını çektiğinde yanında 4-5 kişinin olduğunu, ancak isimlerini hatırlamadığını, maktulün sandalye ile saldırdığında ise İsmail isimli şahsın olduğunu,
    Bozmadan sonrada Mahkemede; olayı başından anlatmak istediğini, olay günü sabah kahveye gittiğini, maktulün geldiğini, arkasından kulağını çekip kafasına vurduğunu, bunun üzerine maktule, "Benden uzak Allah'a yakın ol." dediğini, daha sonra maktulün arka tarafa doğru gittiğini, kısa bir süre tekrar geldiğini, gırtlağına yapıştığını, "Seninle görüşeceğiz. Seninle hesaplaşacağız." dediğini, maktulün ... yerinin kahvenin hemen yanında olduğunu, kahvedekilerin kendilerini ayırdığını, bunun üzerine eve gittiğini, üç tane sigara içtiğini, maktulün ... yerinin kahveye yakın olduğu için ne olur olmaz düşüncesi ile bıçağı yanına aldığını, kahveye gittiğinde maktulün hala kahvede olduğunu, ... yerine gitmediğini, maktulün kendisini görür görmez sandalyeyi alıp üzerine yürüdüğünü, sandalye ile vurmak istediğini, duvara sıkıştığını, kahvede bulunan insanların araya girdiğini, kendisini korumak için bıçağı bir kez salladığını, pişman olduğunu,
    Savunmuştur.
    Haksız tahrik, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Birinci Kitap, İkinci Kısımda, “Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler” başlıklı İkinci Bölümde yer alan 29. maddesinde;
    “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir” şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak hüküm altına alınmıştır.
    Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik; kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail suç işleme yönünde önceden bir karar vermeksizin, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısında meydana getirdiği karışıklığın bir sonucu olarak suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan bir nedendir. Başka bir anlatımla haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde bir zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmış bulunmaktadır. (İzzet Özgenç, Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi, Genel Hükümler, .... 412)
    Yerleşmiş yargısal kararlar ve doktrinde yer alan baskın görüşlere göre, 5237 sayılı TCK’nın 29. maddesinde yer alan haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir:
    a) Tahriki oluşturan bir fiil bulunmalı,
    b) Bu fiil haksız olmalı,
    c) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
    d) Failin işlediği suç, bu ruhi durumun tepkisi olmalı,
    e) Haksız tahrik teşkil eden eylem, mağdurdan sadır olmalıdır.
    5237 sayılı TCK'da tahrikle ilgili olarak, 765 sayılı TCK’da yer alan ağır tahrik-hafif tahrik ayrımına son verilmiş ve tahriki oluşturan fiilin, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilmesi ve sanığın iradesi üzerindeki etkisi göz önüne alınarak maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda indirim yapılması şeklinde bir düzenlemeye gidilmiştir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile Ceza Dairelerinin duraksamasız uygulamalarına göre; failin, ilk haksız hareketin mağdurdan veya maktulden kaynaklandığına ilişkin savunmasının aksinin ispatlanmaması durumunda, “kuşkudan sanık yararlanır” ilkesi uyarınca sanık yararına haksız tahrik hükümleri uygulanmaktadır.
    Ceza Genel Kurulunun çeşitli kararlarında tartışmasız olarak benimsendiği üzere, tahrik nedeniyle yapılacak indirimin oranı belirlenirken, haksız tahriki oluşturan hareketin işleniş şekli, yeri, niteliği, zamanı, yöresel şartlar ve tahrik eden ile edilenin durumları göz önüne alınıp değerlendirilmeli, eğer haksız hareket bu özellikleri itibarıyla yoğun ve önemli boyutlara ulaşmışsa ancak bu takdirde haksız tahrikin ağır ve şiddetli olduğu kabul edilmelidir.
    Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Sanık ... ve maktul ...'nun birbirlerini tanıdıkları ve arkadaş oldukları, sanığın bekâr, olay tarihinde 49 yaşında olup günlük işlerde çalışarak geçimini sağladığı, bu nedenle olayın gerçekleştiği kahveye ... bulmak amacıyla sabahları düzenli gittiği, 57 yaşında olan maktulün ise marangozluk yaptığı, 08.04.2018 tarihinde...'ın Kahvesi isimli kahvehanede sanık ve maktulün de bulunduğu masada iskambil oyunundan kaynaklı olarak taraflar arasında tartışma ve kavgaya varmayacak şekilde tatsızlık yaşandığı, 09.04.2018 tarihinde sabah saat 08.15 sıralarında maktul aynı kahvehaneye gittiğinde tanık ... ile kahvaltı yapan sanığın şaka maksadıyla eliyle başına ve kulağına dokunduğu, bunun üzerine sanığın kendisine el kol şakası yapmaması konusunda maktulü uyardığı, maktul kahvehanenin içerisinde kahvaltısını yaptıktan sonra dışarıya çıkarak sanığın yanına geldiği, aralarında tekrar tartışmanın çıktığı, sanık ve maktulün bu tartışma esnasında karşılıklı olarak yakalarından tutarak itiştikleri ve birbirlerine vurmaya çalıştıkları, kahvehanede bulunanların sanık ve maktulü ayırdıkları, sanığın kahvehaneye beş dakika uzaklıkta olan evine giderek aldığı siyah sap kısmı 14 cm, metal kesici kısmı 17 cm, toplam uzunluğu 31 cm olan ekmek bıçağıyla tekrar kahvehaneye döndüğü, içeride bulunan maktulü dışarıya çağırdığı, sanık ve maktul arasında tekrar kavganın başladığı, sanığın kahvehane içerisinde sağ elindeki bıçakla maktulü bir isabetle karın bölgesinin sol tarafından bıçakladığı, olaydan sonra suçta kullandığı bıçakla polis merkezine giderek suçunu ikrar edip teslim olduğu, maktulün ise kaldırıldığı hastanede kesici delici alet yaralanmasına bağlı iç organ ve büyük damar yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu öldüğü olayda;
    Sanığın, maktulü kendisine el şakası yapmaması konusunda uyarmasına rağmen hareketlerine devam etmesi, kahvehane içerisinde kahvaltısını yaptıktan sonra tekrar dışarı çıkan maktulün "Az önce sen bana ne dedin?" diyerek sanığın boğazına sarılması, sanığın bu yöndeki beyanlarının hakkında alınan doktor raporu ile tanıklar...ve ... tarafından da doğrulandığının anlaşılması karşısında; maktulden kaynaklanıp sanığı hedef alan haksızlık içeren eylemin niteliği dikkate alınarak sanık lehine asgari seviyede haksız tahrik indirimi yapılması gerektiği kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanık hakkında asgari seviyede haksız tahrik indirimi yapılması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi; Yerel Mahkeme direnme gerekçesinin isabetli olduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.03.2021 tarih ve 34-79 sayılı direnme kararına konu hükmünün, sanık hakkında asgari seviyede haksız tahrik indirimi yapılması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, Yerel Mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 28.04.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.


    Hemen Ara