Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2567 Esas 2015/1304 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2567
Karar No: 2015/1304
Karar Tarihi: 06.05.2015

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2567 Esas 2015/1304 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıkların birlikte yaşamasına rağmen, boşandıkları sırada 1 yıldan az bir süre geçmiş ve boşanmaları mali sonuçları açısından kabul edilebilir bulunmuş. Sanıklar, bir ölüm aylığı alarak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nı dolandırdıkları iddiasıyla yargılanmış ancak hileli davranış olarak kabul edilemeyeceği kararına varılmış ve beraat etmişlerdir. Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesi evliliğin en az bir yıl sürmesi ya da eşlerin birlikte başvurması halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağını, boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenleme uygun bulunması halinde boşanmaya hükmedileceğini belirtmektedir. Ayrıca, 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesi ile gelir ve aylığı aldığı tespit edilen kimselerin gelir ve aylığı kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı hükme bağlanmıştır.
23. Ceza Dairesi         2015/2567 E.  ,  2015/1304 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Beraat

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    22.10.2007 tarihinde mahkeme kararıyla resmen boşanan sanıkların, fiilen birlikte yaşamayı sürdürmelerine rağmen, sanık ...in, 15.11.2007 tarihinde, vefat eden babasından dolayı hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı aylık almak suretiyle haksız şekilde menfaat temin ettikleri ve bu yolla katılan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığını dolandırdıkları iddia edilen olayda;
    Hukuken geçerliliği hususunda tereddüt bulunmayan boşanma kararlarından sonra eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklayan kanuni bir düzenleme bulunmadığından; boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
    Kaldı ki, Türk Medeni Kanunu"nun 166/3 maddesinde, evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı; hakimin, tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması halinde de boşanmaya hükmolunacağı vurgulanmaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında zikredilen maddeye göre açılan boşanma davalarında yasa, boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma hususunda boşanma kararını verecek hakime araştırma yetkisi vermediğinden, maaş almak amacı ile yapılan boşanmalar dahi hileli davranış olarak vasıflandırılamaz.
    Üstelik 5510 sayılı Kanun"un 56. maddesi ile bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı hükme bağlanırken, bu hususta cezai müeyyide getirilmemiş olması anlaşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde kaldığını göstermektedir.
    Bu açıklamalar, kanuni düzenlemeler ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2013 tarih ve 2012/15-1363 esas 2013/533 karar sayılı ilamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; suçun yasal unsurlarının oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan kurum vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 06/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara