Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/163 Esas 2015/1278 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/163
Karar No: 2015/1278
Karar Tarihi: 06.05.2015

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/163 Esas 2015/1278 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, bir sigorta şirketi adına çalışarak müşterilerden tahsil ettiği 2.309.892,33 TL tutarındaki sigorta primini şirkete ödemeyerek uhdesinde tutmuştur. Bu nedenle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçuyla suçlu bulunmuştur. Yargılama sonucunda sanığın atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmiştir. Ancak mahkeme kararında birkaç hata bulunmuştur. Bunlar; 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilirken, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmemesi ve acentelik sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedilmesi sonrası suç tarihinin 20/08/2007 ve öncesi olmasıdır. Bu nedenlerle mahkeme kararı bozulmuş, ancak bu hataların düzeltilebileceği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir; Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu için 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 155. maddesi uygulanmış, hak yoksunluğu ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi kapsamında düzenlenmiştir. Acentelik sözleşmesi için ise 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu'nun 27. maddesi ve acentelik sözleşmesinin 15, 16, 17. maddeleri uyarınca düzenlemeler bulunmaktadır.
23. Ceza Dairesi         2015/163 E.  ,  2015/1278 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Katılan..Sigorta A.Ş. ile imzaladığı acentelik sözleşmesi kapsamında .. İlinde acentelik faaliyetinde bulunan sanığın, .... Noterliği’nin 28/07/2004 tarih ve 10355 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile katılan sigorta şirketi adına sigorta sözleşmesi yapmaya ve sigorta primi tahsil etmeye yetkili kılındığı, gerek taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesinin 16. maddesi uyarınca, gerekse de 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu"nun 27. maddesi gereğince, sanığın katılan şirketin acentesi olarak tahsil ettiği ve acentelik sözleşmenin 15, 16 ve 17. maddeleri uyarınca emanet para hükmünde olan sigorta primlerini en geç ertesi haftanın son işgününün bitimine kadar şirkete intikal ettirmekle yükümlü olduğu, buna karşın sanığın 28/07/2004-31/07/2007 tarihleri arasında katılan şirket adına müşterilerden tahsil ettiği toplamda 2.309.892,33 TL tutarındaki sigorta primini şirkete ödemeyerek uhdesinde tuttuğu ve bu şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; sanık savunmasına, bilirkişi raporlarına, acentelik sözleşmesi içeriğine, ihtarname ve fesihname suretleri ile tüm dosya kapsamına göre; yerel mahkemenin sanığın atılı suçtan mahkumiyetine yönelik kabulünde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;


    1- TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
    2-Katılan ... Sigorta A.Ş. tarafından 20/08/2007 tarihli noter marifetiyle sanığa tebliğ edilen fesihnameyle acentelik sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedilmesi karşısında, suç tarihinin 20/08/2007 ve öncesi olmasına gerekirken karar başlığında 2007 yılı olarak yazılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, ilgili hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek ve karar başlığında “2007” olan suç tarihinin “20/08/2007” ve öncesi şeklinde değiştirilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara