Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/47 Esas 2022/352 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2020/47
Karar No: 2022/352
Karar Tarihi: 17.05.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/47 Esas 2022/352 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2020/47 E.  ,  2022/352 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ceza Dairesi

    Sanık ...’in, katılan ...’e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten TCK’nın 81/1, 35/2, 29/1, 62/1. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile, katılan ...’e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten TCK’nın 81/1, 35/2, ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile, katılan ...’e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten ise TCK’nın 81/1, 35/2 ve 62/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nın 53/1-2-3, 63 ve 54/1. maddeleri uyarınca ayrıca hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye ilişkin Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 01.11.2017 tarihli ve 300-329 sayılı hükümlere yönelik olarak sanık müdafisi ile katılan ... vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 13.02.2018 tarih ve 62-112 sayı ile; istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
    Bu kararın da sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 08.04.2019 tarih ve 4150-2092 sayı ile; temyiz itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 30.10.2019 tarih ve 71763 sayı ile;
    “...Suçta kullanılan tüfek ve saçmaların etki derecesi, atış mesafesi ve mağdurlarda meydana gelen yaralamaların nitelikleri dikkate alınarak, eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller bulunmayan sanığın, her bir mağdura karşı ayrı ayrı olmak üzere üç kez ‘kasten yaralama’ suçundan, 1 ile 3 yıl aralığında hapis cezası öngören TCK’nın 86/1 maddesinin uygulanması sırasında, aynı Kanun’un 61. maddesi uyarınca, suçun işleniş biçimi, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı ve kullanılan silahın etki derecesi göz önünde bulundurularak, sonuca etkili olacak şekilde makul bir ceza ile cezalandırılması yerine, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek, inceleme dışı ‘kasten yaralama’ suçundan kurulan hükümden de anlaşılacağı üzere kastın da bölünmesi suretiyle yazılı biçimde ayrı ayrı ‘öldürmeye teşebbüs’ suçundan cezalandırılması, Kanuna aykırıdır.” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 10.12.2019 tarih ve 3690-5457 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    İtirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında katılanlar ..., ... ve ...’e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın katılanlar ..., ... ve ...’e yönelik eylemlerinin kasten yaralama suçlarını mı yoksa kasten öldürme suçlarına teşebbüsü mü oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    01.05.2016 tarihli olay yeri görgü, tespit ve muhafaza altına alma tutanağında; “01.05.2016 tarihinde saat 08.10 sıralarında 156 Jandarma İmdat Hattı’nı arayan bir şahsın ... Mahallesi’nde silahlı çatışma meydana geldiğini beyan etmesi üzerine olay yerine aynı gün, saat 08.30 sıralarında yeteri kadar kuvvetle gidilmiştir. Olay yerinin Komutanlığımız sorumluluk alanı ... Mahallesi, Merkez Sokak, ... isimli şahsın evinde meydana geldiği, evin iki katlı olduğu, olay yerinde isminin sonradan ... olduğu tespit edilen şahsın dudağından yaralandığının tespit edilmesi üzerine şahıs ambulans ile ... Devlet Hastanesine sevk edilmiştir. Olay yerinde bulunan isminin ... olduğunu beyan eden şahısla yapılan görüşmede, ... isimli şahıs ile aralarında daha önceden anlaşmazlık bulunduğunu, ...'in 01.05.2016 tarihinde sabah saat 07.30 sıralarında kapılarının önüne elinde bir tüfekle gelerek küfrettiğini ve evin içerisine doğru ateş etmeye başladığını, eşi ...'in o sırada tuvalette olması sebebiyle hemen tuvaletin önünde bulunan pencereye çıktığını, bu esnada vurularak yaralandığını beyan ettiği, diğer yaralılar ..., ... ve ...'in evin içerisinde yaralandıklarını beyan ettiği, olay yerinde yapılan araştırma ve incelemede ...'in evinin ön tarafında bulunan kapısı ve pencereleri olmayan deponun içerisinde 1 adet siyah renkli kahverengi kabzalı av tüfeğinin bulunduğu görülmüştür. Olay yerinde inceleme yaptığımız esnada olay yerinin emniyetini alan J. Er ...’in, ...'in evinin önünde bulunduğu esnada isminin sonradan ... (2009 doğumlu) olduğu tespit edilen şahsın annesi ...'e ‘Anne, babamın karşı tarafa ateş ettiğini komutanlara söyleyeceğiz mi?’ diye konuştuğunu duyduğunu, annesinin de ...'in kafasına vurarak ‘Sus, sen içeri geç!’ dediğini J. Er ... tarafından duyulduğu, ... isimli şahsın kullanmış olduğu değerlendirilen tabanca veya av tüfeği boş kovanının olay yeri ve çevresinde olup olmayacağı ile ilgili yapılan araştırma sırasında olay yerinin emniyetini alan J. Er. ...’nın yanına ...'in gelerek ‘Bahçede mermi bulamazsınız.’, elindeki tabanca mermisi boş kovanını göstererek ‘Bunu mu arıyorsunuz?’ dediğini ve boş kovanı J. Er ...'ya teslim ettiği ve bu boş kovanı evin içerisinde bulduğunu beyan ettiği, olay yerine ... Cumhuriyet savcısının talimatı ile ... Olay Yeri İnceleme Tim Komutanlığı çağrılmıştır. J. Er ...'ya ... tarafından teslim edilen 1 adet 9 mm çapında boş tabanca mermisi ile depoda bulunan av tüfeğinin ev sahibi ...'ten rızası ile teslim alınarak muhafaza altına alındığı ve olay yeri inceleme tim komutanlığına teslim edildiği, ...'in evinin içerisinde kan izlerinin olduğunun görüldüğü, evin ikinci katında ...'in ikamet ettiği, evin içerisinde cam kırıklarının olduğunun görüldüğü, olay yerinde yapılan incelemede başkaca bir iz ve emareye rastlanılmadığı,” tespitlerine yer verildiği,
    Olay yeri inceleme raporunda; “Olay yerinin Sakarya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi’nden ...'e ait 2 numaralı ev ile ...'e ait 9/1 numaralı evler olduğu, her iki ev arasında evleri birbirinden ayıran tel çit ve yine evlerin orta kısmında ... tarafında ...'a ait ev bulunduğu görüldü. Olay yerinde saat 10.30 sıralarında yapılan incelemede; ...'e ait evin üç katlı olduğu, zemin katın garaj ve depo olarak, orta katın ... tarafından, en üst katın ise ... tarafından konut olarak kullanıldığı, bu binaya 3 metre mesafede sınır hattı boyunca tel çit çekili olduğu, tel çitin binadan itibaren 14. metrede 2-3 metrelik bir bölümünün eğilmiş ve rahatça geçiş yapılır bir durumda olduğu, her iki taraf arasında bulunan ...'a ait evin tel örgüye 12,5 metre, şüpheli ...'e ait evin ise tel çitin eğilmiş olan noktasına yaklaşık 60 metre mesafede olduğu görüldü. Olay yerinde yapılan ilk genel kontrolde her iki taraf arasındaki tel örgünün eğilmiş olan kısmın ...'e ait arazi tarafında yerde kan artıkları ve 1 adet tabanca kovanı, ...'a ait evin ön balkonunda dağınık olarak 2 adet av tüfeği fişeği ile 4 adet av tüfeği kartuşu, ...'e ait sınıra bakan köşesinde iç tarafta 1 adet tabanca kovanı, evin ön tarafında yerde rastgele savrulmuş hâlde av tüfeği fişeğine ait saçma tabir edilen bilyeler, kan lekesi, 3 adet kurusıkı tabanca kovanı, 1 adet kırmızı renkli av tüfeği kartuşu olduğu, bu evin ön tarafında bulunan depo ve ahır olarak kullanılan binalar arasında 1 adet av tüfeği kartuşu, 3 adet tabanca boş kovanı olduğu, bahçe girişi tarafındaki ahır içerisinde iki bina arasına bakan pencerenin dibinde 1 adet av tüfeği olduğu görüldü, en üst katta bulunan ...'e ait evin ...'ın evine bakan köşesindeki lavabo kısmına ait pencerenin dış taraftan av tüfeği ile ateş edilerek camlarının kırılmış, iç tarafta üst köşede duvar üzerinde atışa ait çok sayıda saçma izlerinin olduğu, mutfak penceresi pervazında kan damlası olduğu, orta kattaki ...'e ait evin mutfak kısmı ortasında koyu kıvamlı pıhtı şeklinde kan kalıntıları olduğu görüldü.” ibaresine yer verildiği,
    01.05.2016 tarihli muhafaza altına alma tutanağında; sanık ... ...’in suçta kullandığını belirttiği Sarsılmaz marka, ... seri numaralı ve 5A-X700 ibareli av tüfeğini rızası ile kolluk görevlilerine teslim ettiği, tüfeğin atım yatağında bir adet dolu fişeğin bulunduğunun ifade edildiği,
    Jandarma Genel Komutanlığınca düzenlenen 27.05.2016 tarihli uzmanlık raporunda; ... ve ...’e ait svaplarda atış artığına rastlanılmadığı, ...’in sol elinden alınan svap ile ...’in yüzünden alınan svaplarda atış artığına rastlanıldığının belirtildiği,
    İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 23.05.2016 tarihli uzmanlık raporunda; “...Av tüfeklerinden deneme ve mukayese atışları sonucu elde edilen mukayese av fişeği kovanları ile meydana gelen olayla ilgili olarak birlikte gönderilen ve mikroskopta kendi aralarında yapılan karşılaştırılmalarında (4+1) olmak üzere iki ayrı ateşli silah namlusundan atılmış oldukları tespit edilen beş (5) adet av fişeği kovanının mikroskopta karşılıklı olarak ayrı ayrı yapılan karşılaştırılmalarında; 3 no’lu delil poşetinde gönderilen 12 numara dört (4) adet av fişeği kovanın; l2M05324 numaralı, 12 numara av fişeği patlatır, yerli yapım, Sarsılmaz marka, SA-X700 model, siyah renkli plastik kundak ve el kundaklı, namlusu yiv-set ihtiva etmeyen, fişek hazneli, yarı otomatik doldurmalı av tüfeğinden atılmış oldukları, 11 no’lu delil poşetinde gönderilen 12 numara bir (1) adet av tüfeği fişeği kovanın; 2647 numaralı, 12 numara av fişeği patlatır, yerli yapım, Avar Silah Sanayi imali, gövdesi üzerinde ‘STINGER Magnum’ ibareleri bulunan, ağaç kundak ve el kundaklı, namlusu yiv-set ihtiva etmeyen, fişek hazneli, yarı otomatik doldurmalı av tüfeği atılmış olduğu, altı (6) adet kovan, 9 mm çaplı Parabellum tipi fişek atar silahlarda kullanılmak üzere imal edilmiş, 6136 sayılı Yasa’ya göre yasak niteliğini haiz fişeklere aittirler, altı (6) adet kovanın mikroskopta kendi aralarında yapılan karşılaştırılmalarında; 9 mm çaplı Parabellum tipi fişek atar aynı (tek-bir) ateşli silahtan atılmış oldukları tespit edilmiştir.” tespitlerine yer verildiği,
    Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Balistik Şubesince düzenlenen 28.11.2016 tarihli raporda; “12 kalibre, üzerinde ‘...’ numarası bulunan, mekanizmalı, av tüfeğinin, namlu boyunun 71 cm uzunluğunda, tüm uzunluğunun da 123,2 cm olarak ölçüldüğünü, emniyet sisteminin çalışır durumda olduğunu, yivsiz setsiz namluya sahip olduğunu, atış poligonumuzda yapılan uygulamalı incelenmesinde, kullanılmaya elverişli olduğunun tespit edildiğini, (...) silah üreticisi firmalar tarafından bildirilen ‘tesir mesafesi’ kavramının isabet kabiliyeti ile ilgili bir husus olup yaralama yapabilme kabiliyetini yansıtmadığını, yara balistiği açısından ateşli silahlarda ‘tesir mesafesi’; kullanılan silahın ve fişeğin özelliklerine, fişek içerisinde kullanılan barutun cins ve miktarına, ortam koşulları ve diğer bazı fiziksel şartlara bağlı olacağından bu hususta kesin bir mütalaa verilememekle beraber inceleme konusu gönderilen standart ölçülerdeki silindirik namluya sahip av tüfeği içerisinde orijinal dolumlu içerisinde kuş saçmaları (küçük saçmalar) bulunan av fişeğinin olayda kullanıldığı kabul edildiğinde, saçmaların çaplarına göre tüfeğin etkili (yaralama yapabileceği) mesafesinin kuş saçmaları (küçük saçmalar ‘1,25 mm den başlayıp 4 mm kadar’) 15-40 metre mesafe civarı olarak kabul edilebileceği” tespitlerine yer verildiği,
    28.06.2017 tarihli bilirkişi raporunda; “Olayla ilgili olarak keşif mahallinde yapılan inceleme ve tespitlerde, sanık ...'in av tüfeği ile ateş ettiği ... ...'e ait evin önü ile olayda yaralanan müştekilerin evlerinin bulunduğu yerin atış mesafesinin ayrı ayrı ölçümünde, ...'in 26 metre, ...'in 28 metre, ...'in 22 metre, ...'in ise 20 metre uzakta bulundikları, av tüfeği ile ateş açılması hâlinde atış mesafesi göz önüne alındığında ve tüfekten çıkan saçmaların dağılma hız durumu tüfekte bulunan saçmaların çoğunluğu, ebadı ve çapı itibarı ile bahçe içinde ve civarında, bina pencere önlerinde bulunan kişi veya kişilerin av tüfeği saçmaları ile yaralanacağı değerlendirilmiştir.” açıklamasına yer verildiği,
    ... Devlet Hastanesince sanık ... hakkında düzenlenen 02.05.2016 tarihli raporda; sanığın vücudunda darp cebir izi bulunmadığının belirtildiği,
    ... Devlet Hastanesince inceleme dışı katılan ... hakkında düzenlenen 25.05.2016 tarihli raporda; sırtta ve her iki kolda saçma izlerinin mevcut olduğu, şahıstaki yaralanmanın basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunun ifade edildiği,
    ... Devlet Hastanesince katılan ... hakkında düzenlenen 01.05.2016 tarihli raporda; “Üst dudakta 1x1 cm'lik laserasyon mevcuttur, çekilen grafide saçma parçası saptanmıştır, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir, hayati tehlikesi yoktur.” tespitine yer verildiği,
    ... Devlet Hastanesince katılan ... hakkında düzenlenen 01.05.2016 tarihli raporda; “Hastanın yapılan fizik muayenesinde sağ kolda omuzda multipl saçma izleri, yüzde sol göz kapağı üzerinde saçma, yüzde multipl yüzeysel saçmalar, göğsün sağ yanında yüzeysel saçma mevcuttur, durum bildirir geçici hekim raporudur.” ifadesine yer verildiği,
    Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi Polikliğince katılan ... hakkında düzenlenen 01.07.2016 tarihli raporda; “Hastanemize geçici rapor ile birlikte kati rapor almak için 30.06.2016 tarih ve 161118054 protokol no’su ile başvuran ...'in Göğüs Cerrahi Polikliniğinde yapılan muayenesinde; şahıs poliklinikte görüldü. 01.05.2016 tarihinde ateşli silah yaralanmasına maruz kaldığı belirtilen şahsın yapılan muayenesinde genel durumu iyi, dinlemekle akciğer solunum sesleri eşit-iyi olarak saptandı. Hastane kayıtlarındaki tomografisi incelendiğinde sağ göğüs duvarında 2 adet saçma tanesi ile uyumlu görünüm izlendi. Hastaya yeni çekilen akciğer grafisinde akciğerler ekspanse, sinüsler açık izlendi. Göğüs duvarında 2 adet saçma tanesinin hâlâ durduğu görüldü. Bu bilgilerin ışığında söz konusu travmaya bağlı olarak, hayati tehlike geçirmediğini, yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebileceğini, diğer organ ve bölge yaralanmaları konusunda ilgili branşlarının gerektiğini bildiren Göğüs Cerrahisi kati adli doktor kanaat raporudur.” ibaresine yer verildiği, aynı Hastanece, katılan ...’in bedenindeki yaralanmanın ortopedi ve plastik cerrahi bakımından da basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte hafif olduğu, göz muayenesinde ise yaralanmanın basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte hafif olmadığının belirtildiği,
    Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesince katılan ... hakkında düzenlenen 30.06.2016 tarihli raporda; “Ateşli silah yaralanmasına maruz kaldığı bildirilen şahıs istenen konsültasyon üzerine acilde görülmüş, yapılan incelemelerde daha çok yüz ve boyun sağ tarafında olmak üzere sağ omuz, sternum üstünde ve sağ anterolateral toraks bölgesinde saçma giriş yerleri saptanmıştı. Toraks BT'de sağda pnömotoraks ve hematoraks, pnömomediasten C7 vertebra anteriorunda ve sağ 1. kosta medialinde saçma taneleri görülmüştü. Hastanın sağ tarafına göğüs tüpü uygulanmıştı. Takip ve tedavileri sonunda göğüs tüpü sonlandırılan ve iyi olarak değerlendirilen hasta 16.05.2016 tarihinde önerilerle ve kontrole çağrılarak taburcu edilmişti. 30.06.2016 tarihi itibarı ile poliklinikte tekrar görülen şahsın yapılan muayenesinde genel durumu, akciğer solunum sesleri ve kontrol akciğer grafısi iyi olarak değerlendirildi. Bu bilgilerin ışığında söz konusu travmaya bağlı olarak şahsın, hayati tehlike geçirdiğini, yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceğini, vücudundaki diğer organ yaralanmaları ile ilgili olarak diğer klinik görüşlerinin alınması gerektiğini bildiren Göğüs Cerrahisi kati adli doktor kanaat raporudur.” ibaresine yer verildiği,
    Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunca katılan ... hakkında düzenlenen 13.01.2017 tarihli raporda; “...l- Kişi hakkında düzenlenmiş tıbbi belgelerde tarif edilen ve kişinin 14.11.2016 tarihinde Kurulumuzda yapılan muayenesinde yüz sınırları içerisinde tespit edilen yara izinin belirli bir mesafeden, belirgin bir dikkat sarf etmeden, ilk bakışta fark edildiğine göre, yüzde sabit iz niteliğinde olduğu, 2- Sağ gözün alınması ve protez uygulanmasının organlardan veya duyulardan birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde olduğunun,” belirtildiği,
    16.06.2017 tarihinde Mahkemece olay yerinde keşif işlemi yapıldığı,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılan ... Kollukta; “Benim ... Mahallesi’nde üç katlı evim vardır. Bu evde orta katta ben, üst katta oğlum ... kalır, alt kat ise garajdır. Bugün yani 01.05.2016 tarihinde saat 08.00 sıralarında bir bağırma sesi duydum 'Ananızı avradınızı sik.ceğim, hepinizin a.ına koyacağım, çıkın dışarı!' diye bir bağırma sesi gelmekte idi, bu sesten sonra dört beş el silah sesi duydum, daha sonra üst katta oturan oğlum ... oğluna bağırıyor diye yanına çıkıp kendisine kızacaktım, yukarı kata çıktığımda mutfak penceresinden dışarı baktığımda oğlum ... yerde yatmakta idi, yanında da torunum ... vardı. ... bu esnada 'Ne oldu baba vuruldun mu?’ diye bağırmakta idi, tam bu esnada bana doğru bir el silahla ateş edildi, ben bu ateş sonucu dudağımın üst kısmından yaralandım, dudağıma bir adet saçma isabet etmiş, daha sonra pencereden dışarı baktığımda ... elinde tüfek ile koşarak uzaklaşmakta idi, bana ateş eden ...'tir. Bu olay sırasında benim ile aynı evde oturan oğlum ... de yaralandı fakat ben oğlum ...'in nasıl yaralandığını görmedim. Üst katta oturan oğlum ...'in eşi ...'ten öğrendiğim kadarı ile ... sabahleyin küfrederek evin oraya gelmiş, ilk önce kendisine doğru ateş etmiş, daha sonra eşi ..., oğlu ... ile oğlum ...'e ateş açmış, ben bu ateş etme olaylarını görmedim fakat dört beş el silah sesi duydum. Bizim ile ... arasında arazi anlaşmazlığı vardır Bu anlaşmazlık uzun zamandır devam etmektedir. Bundan bir hafta önce bu yer ile ilgili tapu kadastro görevlileri geldi, ölçüm yaptılar ve biz de bu yere sınır çektik. ... de bunun üzerine bu sınırı kabul etmemektedir, bütün mesele bundandır. Ben bu olay nedeni ile bana ateş edip beni yaralayan ...'ten davacı ve şikâyetçiyim. Uzlaşmak istemiyorum.”,
    Mahkemede; “Ben bu davanın taraflarından ... ve ...'in babasıyım. Katılan sanık ...'in ise amcasıyım. Ben çocuklarımdan ... ile 3 katlı binanın orta katında oturuyorum. Üst katta oğlum ... oturur. Olay sırasında yani silah sesleri gelmeye başlayıp üst katta oturan oğlum ...'in feryadını duyunca oğlum katılan ...'in evinden üst kata çıktım. Ben eve girdiğimde oğlum ..., mutfağın penceresinde idi, elinde henüz silah yoktu. Ben de merak saikiyle yanına gittim, pencereye çıktım, bu sırada av tüfeği bir el daha ateşlendi. Bu sırada ben, yeğenim olan katılan sanık ...'i babama ait eski evin civarında görmüştüm. Bu evin o anda bizim oturduğum eve olan zeminden mesafesi 6-7 metre kadardır. Doğal olarak biz evin 3. katındaydık. Yükseklik farkı da vardır. Bu nedenlerle tam atış mesafesini bilemiyorum ancak söylediğim noktadan bir atış daha yaptı. Çıkan saçmalardan bir tanesi benim dudağıma isabet etti. Hastanede dudağımdan tek bir saçma tanesi çıkardılar. Pencereden çekildim, alt kata indim. Bu arada silah sesleri devam ediyordu. Bu kez evinde oturduğum oğlum ...'in kanlar içinde evin içinde yatmakta olduğunu gördüm. Çocuklar telefonla ambulansa haber verdiler. ...'i evden çıkarttılar. Fakat pusuya yatmış bulunan ... atışlarına devam etti. Olay sırasında ben yeğenim ...'e karşı silah kullanmadım. Benim kısa namlulu ateşli silahım yoktur. Bal üretirim. Bu nedenle bir av tüfeğim vardır. Onu da kullanmadım. Bana yönelik suçu nedeni ile ... ...'ten şikâyetçiyim, ona karşı işlediğim iddia edilen suçu kabul etmiyorum. Tüfeğim ruhsatlıdır. ... ..., tam olarak terk edilmiş ve kullanılmayan baba evinin arkasındaki kiremitlerin arkasından ateş etti. Ben av tüfeğinin atış sayısını bilmiyorum devamlı atış yaptı. Takriben 20 el atış yapılmıştır.”,
    Katılan ... Cumhuriyet Başsavcılığında; “Ben kardeşim ... ile aynı apartmanda ikamet ederim, kardeşim alt katta, annem ve babam ile kalır, ben de üst katta ailemle birlikte kalırım, olay günü ben ikametimin tuvaletine girmiştim, o esnada uğultu şeklinde sesler geliyordu, ancak seslerin ne olduğunu anlayamadım, tuvaletten çıktıktan sonra lavabo penceresinden dışarıya baktım, çünkü o esnada dışarıdan küfür sesleri geliyordu, lavabonun camından dışarıya baktığımda dışarıda ...'i gördüm, elinde de tüfek vardı, ... ... benim camdan baktığımı görür görmez, ‘Anasını avradını sinkaf ettiklerim!’ diyerek tüfeği bana doğrultup ateş etmeye başladı, ... ile benim baktığım lavabo camı arasında yaklaşık 10-12 metre kadar mesafe vardı, açılan ateş neticesinde lavabonun camı da kırıldı ve ben yüzümün birçok noktasından saçma taneleri ile yaralandım, yüzümden yoğun bir şekilde kan gelmeye başladı, bu esnada da evimizin içerisinde babam ‘Ne oluyor?’ diyerek bağırıyordu, ben lavabodan çıkıp babama ‘Bir şey yok.’ diyerek onu sakinleştirmeye çalıştım, bu sırada alt kattan da bağrışma sesleri geliyordu, ben bağrışma seslerini duyunca hemen alt kata inerek ne olduğunu anlamaya çalıştım, alt kattaki babamın dairesine indiğimde, kardeşim ...'in alnının yarılmış vaziyette olduğunu ve yüzünden yoğun bir miktarda kan geldiğini gördüm, evdekileri ve kardeşimi sakinleştirmek için ‘... bir şey yok, korkmana gerek.’ yok diyerek onu teskin etmeye çalıştım, ancak kardeşimin durumu çok vahimdi, ben de o esnada korkarak paniklemiştim, ...'in nasıl vurulduğunu görmedim, ancak olaydan sonra duydum, ... de camdan baktığında ... ... kendisine ana avrat sinkaflı küfürler edip onu hedef alarak ateş etmiş, ben evin içerisinde iken de bize doğru ateş etmeye devam ediyordu, hatta ben vurulduktan sonra alt kata indiğimde kardeşimin de vurulduğunu gördüğümde dışarıdan yine evimize doğru ateş edilmeye devam ediyordu, bir müddet evdekilerin hepsi hiçbir yere hareket etmeden açılan ateşten kurtulmak için salonda yerde çömelerek bekledik, ateş sesleri kesildikten sonra kardeşim ...'i hastaneye götürmek için dışarıya çıkmaya karar verdim, o esnada hane halkından birileri ambulans çağırdığını söyledi, ancak kardeşim ...'in ambulansı bekleyecek durumu yoktu, çünkü evin içerisinde zaten yoğun bir şekilde kan birikintisi ve yüzünden hâlen kan akışı devam etmekte idi, bu nedenle kardeşimi hemen kendi aracıma bindirip hastaneye götürmeye karar verdim, kardeşim Bahri ve ben ...'in koluna girip onu bahçeye indirdik, ...'i arabama bindirdim, o esnada oğlum ...'a ikametimizin sürgülü bahçe kapısını açmasını söyledim, oğlum bahçe kapısını tam açacağı esnada yine hatırladığım kadarı ile en az 7-8 el ateş edilmesi sesi duydum, bu sırada oğlum ... da sırtından vuruldu ve sırtından yoğun bir şekilde kan geliyordu, hemen araçtan inip oğluma doğru koştum, oğlum kapının yanında bulunan çalılıklarda yığılmış bir vaziyette duruyordu, hemen kucağıma alıp onu da aracıma bindirdim, bu sırada da bize doğru ateş edilmeye devam ediliyordu, bu açılan ateşlerden karnımdan ve omzumdan yaralandım, ilk açılan ateşte de boyun ve yüz bölgemden yaralanmıştım, açılan atışa rağmen oğlumu yığıldığı yerden alıp araca bindirdim ve aracı çalıştırarak hızlıca olay mahallinden kaçmaya başladım, hızlı vaziyette kaçmamış olsaydık şahıs belki de tekrar gelip araçta bulunduğumuz esnada bize ateş edebilirdi, araçta, ben, kardeşlerim ... ve Bahri ile oğlum ... vardı, olay sırasında kardeşim Bahri yaralanmadı, ben araç ile uzaklaştığım esnada aracın dikiz camından baktığımda ...'in amca oğlu olan ... ...'e ait aracın olay mahalli yakınından uzaklaşmaya başladığını gördüm, ancak araçta kimin bulunduğunu ve aracı kimin kullandığını göremedim, olaydan ötürü ilk başta lavabodan baktığım esnada açılan ateş neticesinde yüzümün ve boyun bölgemin birçok noktasından saçma taneleri ile yaralandım, hatta yüzümde, kaşımın üstünde, burnumun her iki bölgesinde, alın bölgemde, dudağımda, başımın arka kısımlarında ve göğsümde birçok saçma tanesi bulunmaktadır, daha sonra kardeşimi hastaneye götüreceğim esnada ilk önce oğluma ateş edildi ve sonrasında ben oğlumun yanına onu kurtarmak için gittiğim esnada ... ... tarafından ikinci kez açılan ateş neticesinde ise karın, omuz ve göğüs bölgemden yaralandım, bu bölgelerimde de hâli hazırda birçok saçma taneleri vardır, ... ...'in bize yönelttiği suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum, bizim evimizde tabanca yoktur, sadece babama ait av tüfeği vardır, o da olay sonrası Jandarma tarafından evden alınmıştır, eğer ki ben ilk olayda balkonda olsaydım bu şahıs beni öldürebilirdi, Allah’tan evin lavabo camından bakmışım, çünkü lavabo camından baktığım esnada vurulur vurulmaz gayriihtiyari yere düşmüştüm, ... ...'in yere düştüğüm yerden beni görme imkânı yoktur, eğer açık alanda olsaydım beni kesinlikle öldürürdü, çünkü şahıs olaydan bir müddet geçtikten sonra aşağıya indiğimizde bahçede yine bana ve oğluma doğru ateş etmeye başladı, kardeşim ... arabada olduğu için açılan ateşten herhangi bir şekilde yaralanmadı, evde yaralandıktan ve ateş sesleri kesildikten sonra bahçeye indiğimiz ana kadar ne kadarlık bir zaman geçtiğini olayın şoku ile hatırlamıyorum, ancak ... bizim vurulmamızdan ve evde bir müddet ateş seslerinin dinmesini bekledikten sonra dışarıya çıkar çıkmaz önce oğluma sonrasında da oğlumu kurtarmaya gittiğim esnada bana doğru ateş etmeye başladı, tahminimce biz evde beklediğimiz esnada tüfeğine tekrar fişekleri doldurup biz bahçede iken bize tekrar ateş etmiş, ... ve ailesi ile aramızda herhangi bir husumet yoktur, niçin böyle bir şey yaptığı konusunda bir bilgim yoktur, ancak 1990 yıllarında ...'in abisi olan Harun ... benim amcam olan Fikri ...'i arazi meselesi yüzünden öldürmüştü, bu nedenle kendisi uzun bir süre cezaevinde kaldı, bu olaydan sonra babam bahse konu araziden hiçbir şekilde pay almak istemedi, ancak bu olaydan yaklaşık 1 ay önce Nisan ayı içerisinde bize babaannemden intikal eden arazinin yeri tespit edilerek kazıkları çakılmıştı, duyduğum kadarı ile ... bu olayı bahane ederek bize karşı kendi kendine husumet beslemiş, kazık çakılırken ... ...'in abisi olan ... ve benim abim ... ... kadastro memurlarının yanında imiş, o esnada herhangi bir tartışma olmamış, olsa olsa bu olaydan dolayı bize husumet duymuş olabilir, hatta olaydan bir gün öncesinde geceleyin ... ... ile ...'in alkol ve uyuşturucu kullandıklarını sonradan duydum. Bu olay meydana geldikten sonra biz hastanede iken Sakarya'da bulunduğumuz sırada ... ... bize geçmiş olsun demek için yanımıza geldi, o esnada bana olayın meydana geldiği saatten yaklaşık 5-6 saat öncesinde gece ... ... ile birlikte alkol aldıkları esnada ... ..., arazi meselesinden ötürü bizim aileyi öldüreceğini ...'e söylemiş hatta bunun için dışarıdan silah aldığını, o silahı ...'e göstererek bu silah ile vuracağım demiş, bunu duyan ... ... de ... ...'e engel olmak amacı ile söz konusu silahı ... ...'ten bir şekilde alarak kendi aracına koymuş, ertesi gün de aracı ile seyir hâlinde iken polis görevlilerinin aracı durdurup arama yapması neticesinde söz konusu silah ele geçirilmiş, ancak silah ...'e değil, ... ...'e aitmiş, bunu bizzat bana ... söyledi, bu sözleri söylediği sırada ...'in yanında ... ...'in abisi Ruşen de vardı, bu sözleri Ruşen'in duyup duymadığını bilemiyorum, ... bu olaydan ötürü bize destek olmak için hastaneye gelmişti, Ruşen ile ... ... anne baba bir kardeş olmalarına rağmen araları iyi değildir, hatta ... ...'in hiçbir kardeşi ile arası iyi değildir ve kardeşleri ile hiçbir şekilde görüşmez, konuşmaz, ... hastaneye geldiğinde ben bu olaylardan ötürü sitemimi dile getirince tahminimce bundan duyduğu pişmanlık neticesinde olay gecesinde yaşadığı bu olayı bana aktardı, ...'in yakalattığı silah ile ilgili soruşturma başlatıldığını da ...'in kendisinden öğrendim, ancak yukarıda da belirttiğim gibi söz konusu silah ... ...’e aitmiş, ertesi sabah bizi bu silah ile öldürmeyi planlıyormuş, silahı ... alınca olayda kullandığı av tüfeği ile bizi vurmuştur, eğer ki ... ... ...’ten söz konusu tabancayı almamış olsaydı av tüfeği ile değil tabanca ile bizi vurabilirdi, ben ... hakkında şikâyetçiyim, uzlaşmayı kabul etmiyorum, kesinlikle bizim evimizden ... ...'e ateş edilmiş değildir, suçlamayı da kabul etmiyorum.”,
    Mahkemede; “Bu davada karşılıklı yargılandığımız ... benim amcamın oğludur. Katılan sanık ... benim babamdır. Davanızın katılanları ... oğlum, ... ise kardeşimdir. Bizim katılan sanık ... ile evlerimiz aynı mahallede karşılıklıdır. O sabah ben olayın cereyan ettiği evin bana ve aileme ait olan 3. katında uyandım. Eşim kahvaltı hazırlığı yapıyordu. Lavabodayken dışarıdan ‘Ananızı avradınızı ... yapayım.’ diyerek bir şahsın bağırdığını duydum. Bağıranın kim olduğunu görmek için ...'in oturduğu eve bakan yani lavabomuzun tek olan penceresinden dışarıya baktım. Tam bu sırada ne olduğunu anlayamadan bir el av tüfeği patladı. Patlayan bu tüfekten çıkan saçmalar yüzüme geldi ve yaralandım. Pencereden çekildim ve kendimi korumak için yere eğildim. Bu sırada silah sesi devam etmeye başladı. 3 ya da 4 el daha silah sesi geldi. Ben bulunduğum yerden çıkamadım. Bir ara patlama sesleri kesildi. Lavabodan çıktım. Bu sırada oğlum, katılan ... ‘Amcam ... alt katta vuruldu.’ dedi. Bunun üzerine ben yaralı olmama rağmen ölmüş olan kayınpederimden kalan ruhsatsız silahı aldım. Atışlar devam ettiği için yaralandığım lavabonun penceresine çıktım. Herhangi bir kişiyi görmediğim hâlde ve beni yaralayanın kim olduğunu bilmediğim hâlde silahımı havaya doğru 1 ya da 2 el ateşledim. Amacım silahlı saldırının sonlandırılmasıydı. Bu arada ses tonundan ve bağırışmalardan av tüfeğini kullanan şahsın amcamın oğlu ... olduğunu anlamıştım. Bu sırada oğlum ...'ın sesinden ambulansı yardıma çağırdığını duydum. Lavabodan ve evden çıktım. Kardeşim katılan ...'in oturduğu orta kata indim. ... evinin içinde kanlı vaziyette yerde yatıyordu. Öldüğünü zannettim. Kontrol ettim, yaşadığını anladım. Ambulansı beklemedim, bir an önce hastaneye yetiştirmek gayesi ile oğlum ... ve diğer kardeşim Bahri'nin yardımı ile kardeşim ...'i evden dışarıya çıkarttık. Evin civarında park hâlinde bulunan bana ait araca katılan ...'i bindirdik. Ben de sürücü yerine geçtim. Oğlum ...'a ‘Bahçe kapısını aç.’ dedim. ..., bahçemizin kapasını açıp aracımla dışarıya çıkmak istediğim sırada birkaç el daha silah sesi geldi ve kapıyı açmak üzere yürüyen ... vurulduğunu söyleyerek düştü. Aracımdan indim. Üzerimdeki silahla havaya bir el daha ateş ettim. ...'ın başına gittim. Bu sırada ..., bulunduğu yeri değiştirmişti. Mesafesini hatırlayamıyorum. Daha doğrusu görmediğim için söyleyemiyorum. Bir el daha av tüfeğini ateşledi. Bu atışta saçmalar bu kez karnıma ve göğsüme isabet etti. Atışlarına devam etmeye başladı. Bunun üzerine ben elimde olan silahı bir kez daha havaya doğru ateşledim. Amcam ... ve diğer amcamın oğlu ... ... adlı şahısların ise olay yerinde bu olayı seyretmekte olduğunu fark ettim. Bu şahıslar biraz sonra katılan sanık ...'i bunlardan ...'in babasına ait olup ölümü nedeni ile ...'e kalan arabaya bindirip olay yerinden uzaklaştırdılar. İşlediğim iddia edilen suça gelince, ruhsatsız silah bulundurduğumu kabul ediyorum. Ancak katılan sanık ...'e karşı işlediğim iddia edilen suçu kabul etmiyorum. Olay sırasında ben hiçbir zaman tam olarak ...'i göremedim bu nedenlerle atış mesafesini bilemiyorum. Ben olay sırasında muhtemelen 3 el silah kullandım ve farklı noktalardan kullandım. Her noktadan ruhsatsız silahımı bir kez ateşledim.”,
    Katılan ... Cumhuriyet Başsavcılığında; “Ben ... Belediyesinde zabıta memuru olarak çalışırım, köydeki evimde babam ve annem ile bir dairede ikamet ederim, abim ... ise aynı evde üst katımızda kalmaktadır, olay günü sabah saat 08.00 sıralarında evde yatıyordum, dışarıdan ana avrat sinkaflı küfürler ve akabinde tüfek ile ateş edilme sesini duyunca kalktım, evin mutfak camından dışarıya baktığım esnada, karşı dairede dedemin evinde camdan dışarıya bakan ... ...'i gördüm, ... ...'in hemen 1 metre önünde de elinde av tüfeği bulunan ...'i gördüm, ben ...'i görür görmez benim bulunduğum mutfak camına doğru tüfeği doğrultup bana hedef alıp atış etmeye başladı, ben o esnada yüzümden vuruldum ve hemen kendimi yere atarak mutfakta yere düştüm, olayın şoku ile bir an kendime gelemedim, ancak yanımda yüksek tansiyon hastası olan annemin bağırma seslerini duydum, yaklaşık 3-4 dakika kadar sonra kendime gelir gibi olunca yerde yoğun bir miktarda kan birikintisi gördüm, bu esnada annem hâlâ feryat figan bağırıyordu, annemin yüksek tansiyon hastası olduğu için ben kendimi bırakıp annemi sakinleştirmeye çalışıp iyi olduğumu söyledim, ancak o sırada da yüzümden yoğun bir şekilde kan akışı devam ediyordu, mutfaktan odama gidip orada bir havlu buldum ve kan akışını durdurmak için yüzüme bastırdım, bu esnada da ... hâlâ ana avrat sinkaflı küfürler ederek tüfekle ateş etmeye devam ediyordu, ben o esnada yukarıda belirtmiş olduğum cep telefonumdan 156 Jandarma İmdat Hattı’nı arayıp kendimi tanıtıp zabıta memuru olduğumu söyleyip adresimi bildirdim ve ... tarafından tüfekle vurulduğumu ve hâlâ ateş edilmeye devam edildiğini bildirdim ve telefonu kapattım, bir müddet bu şekilde durduktan sonra kan kaybından ötürü bayıldım, o andan sonra neler olup bittiğini tam olarak hatırlamıyorum, ancak bir ara kendime gelir gibi olduğum esnada yeğenim ... ile abim ...'in koluma girip beni arabaya bindirmeye çalıştıklarını hatırlıyorum, yine hatırladığım kadarı ile arabaya bindiğim sırada aynı apartmanda ikamet eden diğer abim ...'in de olduğunu hatırlıyorum, abim ve yeğenim benim kolumdan tutup beni araca bindirip ... Devlet Hastanesine götürmüşler, ...'in neden böyle sabah saatlerinde bağırıp küfrederek bana ateş ettiği hususunda bir bilgim yok, aramızda husumet de bulunmamaktadır, neden böyle bir şey yaptığını da bilmiyorum, abim ... ile yeğenim ...'ın da nasıl vuruldukları konusunda da bir bilgim ve görgüm yoktur, bu olay nedeni ile Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 20 gün yatarak tedavi gördüm, hatta bir müddet de yoğun bakımda tedavi gördüm, olaydan ötürü yüzüm tanınmaz hâle gelmiştir ve sağ gözümü tamamen kaybettim, yine ciğerlerimde ve omuzlarımda saçma kalıntıları kalmıştır, bunlar hâlen operasyonla alınabilmiş değildir, dişlerimin bir kısmı da bu olay nedeni ile kırılmıştır, ben bu olaydan dolayı ... hakkında şikâyetçiyim, olay sırasında bizim evden kesinlikle ...'e ateş edilmemiştir, ben böyle bir şey duymadım, görmedim, bizim evimizde tabanca yoktur, sadece babama ait bir tüfek vardır, zaten onu da olaydan sonra jandarma almıştır, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, ben şahsa herhangi bir şekilde ateş etmedim, zaten bırakın ateş etmeyi, konuşmaya bile fırsatım olmadı, camdan bakar bakmaz vuruldum, bu esnada benimle ilgilenen ve hastaneye götürmeye çalışan abim ve yeğenimin de vurulduğunu sonradan öğrendim, şahsın bu iddialarını kesinlikle kabul etmiyorum, olaydan ötürü mağdurum.”,
    Mahkemede; “Bu olay, o sabah saat 07.00 ve 08.00 arasında yani güneş doğduktan sonra cereyan etti. Ağabeyim ...'in ve babam ...'ın anlattığı gibi silah sesleri geldiğinde ben evimizin ikinci katındaki dairemdeydim ve uyku hâlindeydim. Seslere uyandım. İlk önce küfredildi. Arkasından silah sesi gelmeye başladı. Sesleri duyduğum mutfak camına yöneldim. Pencereyi açtım. Dede evinin zemin katında yerde, zeminden takriben 1 metre yükseklikte bulunan balkonda yığılı bulunan kiremitlerin arkasında amcamın oğlu ...'i gördüm. Pencereyi açar açmaz beni gördü ve elindeki av tüfeğiyle bu mesafeden bana ateş etti. 1 el ateş etti. Yüzümden ve vücudumun bel yukarısından ön cepheden isabet aldım. Pencereden çekildim. Yüzüstü yere düştüm ve kendimi kaybettim. Tekrar ayıldığımda yüzümden kan geliyordu ve annem feryat ediyordu. Ayağa kalkamadım, sürünerek odama geçtim odamdan bir havlu aldım tampon yaptım. Telefonumu aldım ve jandarmaya ihbarda bulundum. Ancak bu sırada dışarıdan av tüfeği sesleri gelmeye devam ediyordu. Bir süre sonra ağabeyim ... ve yeğenim ...'ın koluma girerek beni evden çıkarttıklarını hatırlıyorum. Diğer ağabeyim ... de yardım etti. Fakat bu arada tekrar kendimi kaybettim. Yapılan tedavi sonucunda sağ gözüm alındı ve yerine bir protez monte edildi, hâlen vücudumda yüz bölgemde 30-32, göğsümde ve göğüs civarında 25 kadar saçma tanesi var. Bu yaralanma tek bir atışla yapıldı. Şikâyetçiyim.",
    İnceleme dışı katılan ... Cumhuriyet Başsavcılığında; “... benim amcam, ... babam olur, biz amcam ile aynı evde altlı üstlü otururuz, ben olay günü sabah saatlerinde uyuduğum sırada silah sesleri duymam üzerine uyanıp evin içerisine baktım, alt kattan bağrışma sesleri gelmesi üzerine alt katta ikamet eden amcam ...'in dairesine indim, bu dairede amcam ..., dedem ... ve babaannem ... kalmaktadır, ben alt kata indiğimde mutfakta amcam ...'in yüzünden vurulmuş bir şekilde ve yüz bölgesinden aşırı kan gelecek şekilde yerde yatar vaziyette gördüm, hatta yerde kan balçık şeklinde birikinti oluşturmuştu, ben de amcamın bu hâlini görünce hemen üst kata kendi dairemize çıkıp 112 Acil’i arayıp yardım istedim, saat bu sırada saat 08.05 idi ve hatta ben 112’yi yukarıda belirtmiş olduğum cep telefonumdan aradım, ancak amcam aşırı kan kaybettiği için ambulansı beklemeden ben ve babam ve dedem amcamı bize ait araca bindirerek ... Devlet Hastanesine götürmeye çalıştığımız esnada ikametimizin sürgülü demir kapısını açtığım sırada sırtımdan bıçak darbesi almış gibi bir acı hissettim, o esnada ne olduğunu anlayamadım, ben vurulduğum esnada silah sesi duyup duymadığımı tam olarak hatırlayamıyorum, olayın şoku ile silah sesini duymamış olabilirim, sırtımdan kan gelmeye başladığını hissedince elimi arkaya atıp kan olup olmadığını kontrol ettim, elime kan bulaştığını görünce daha da panikleyerek kapının yanında bulunan çalılıklara kendimi attım, o anda baygınlık geçiriyor gibi bir his oldu, yere çöktüm, babam yanıma geldi, bu esnada şu an kaç el olduğunu hatırlayamadım, ancak net olarak bir silah sesi duydum, bu esnada babam da yüzünden vuruldu, yüzünden kan akmaya başladı, buna rağmen babam beni kaldırarak arabaya bindirdi, amcamı da arabayı aldık, aracı babam kullandı, bu şekilde ... Devlet Hastanesine intikal ettik, ben ... Devlet Hastanesinde muayene oldum, sonrasında Sakarya Yenikent Hastanesine sevk oldum, tedavim orada yapıldı, olaydan dolayı ... hakkında şikâyetçiyim, uzlaşmak istemiyorum, ben ...'i bizim ikametimizin yakınında elinde tüfekle kaçarken gördüm, yanında amcasının oğlu ... ... vardı, ... ... yurt dışında yaşamaktadır, olaydan 2-3 gün öncesinde köye gelmişti, o geldikten sonra bu olay meydana geldi, bizim ... ve ... ...'in aileleri ile bir husumetimiz yoktur, niçin böyle bir olay meydana geldi bilmiyorum. Bizim ikametimizden ...'e doğru ateş açılıp açılmadığını bilmiyorum, bizim ikametimizde tabanca yoktur, ancak dedeme ait bir av tüfeği bulunmaktadır, babamın üzerine kayıtlı veya evde bulundurduğu tabancası yoktur, ... benim kardeşimdir, kendisi 5-6 yaşlarındadır, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, ben lise son sınıfta öğrenim görmekteyim ve sınava hazırlanmaktayım, bu olaylardan ötürü mağdurum.”,
    Mahkemede; “Olay zamanı uyku hâlindeydim. Annemin bağrışını duyunca uyandım. Odam mutfağın karşısındadır. Odamın camından sarkarak baktım. ..., dede evinin zemin katında yığılmış kiremitlerin arkasında mevzi almış evimize doğru ateş ediyordu. Evde babamı aradım, bulamadım. Dedem katılan sanık ... ile amcam katılan ...'in birlikte oturdukları ikinci kata indim. Ancak henüz onların evinin kapısından içeriye giremeden aynı evde kalan babaannemin feryatlarını duydum. Bu sırada amcam ... de inliyordu. Eve girdim. mutfak kısmına geçtim, amcam yüzüstü yerde yatıyordu. Yaralıydı ve etrafında kan vardı. Tekrar camdan baktım. ...'i göremedim, kendi evimize çıktım, ambulansa haber vermeye çalıştım. Babamla birlikte tekrar ikinci kata indik. Bahri amcam, babam ve ben diğer amcam ...'i bu evden çıkarttık. Evin bahçesinde bulunan bize ait arabaya koyduk. Babam ‘Bahçenin kapısını aç.’ dedi. Babam da yaralı vaziyetteydi. Yaralanmasını görmedim ancak yüzünde kan vardı. Kapıyı açmaya yürürken sağ kolumda bir yanma hissettim. Hemen kendimi korumak için yan tarafa çekildim. Yerden kalkmaya çalıştım. Kalkamadım bu sırada babam ... benim yanıma geliyordu. Şokun etkisi ile silah sesi duymadım. Babama da yeni bir atış yapıldığını tahmin ediyorum. Bulunduğum yerden kalktığımda ...'i görmedim ancak ... ...'i dede evinin önünde gördüm, bu evde zaten kendisi oturur. ... harmanlık mevkisinden yürüyerek geliyordu. ...'in elinde bir şey görmedim. Ancak ...'in elinde herhangi bir şey olup olmadığını bulunduğum yerden göremiyordum. Biraz sonra bu ikisi ...'i bulunduğu yerden aldılar. ...'in üzerinde siyah mont, elinde av tüfeği vardı. Onu orada bulunan araçlarına bindirdiler ve uzaklaştılar. Babam bana yardım etti beraber hastaneye gittik. Hastanede tedavi sırasında sırtımdan yaralandığım anladım, şikâyetçiyim.”,
    Tanık ... Kollukta; “... benim eşim olmaktadır, ... ise eşimin amcasının oğlu olmaktadır, aralarında bir husumet yoktu, sadece eşimin abisi ...’in fındık bahçesine sınır olan bahçesine çit yaptığından dolayı kendi kendisine sinir yapmış. 01.05.2016 tarihinde saat 06.45 sıralarında ahıra hayvanlara bakmak için inecektim, mutfakta kahvaltı hazırlıyordum, mutfağın camından dışarı baktığımda, ... tek başına bizim evin 7-8 metre kadar önünde ayakta durarak açık alanda elinde bir av tüfeği ile bizim eve doğru nişan almış vaziyette bekliyordu, ben kuşlara falan nişan alıyor zannettim, direkt eve tutuşu dikkatimi çekti, o esnada eşim ... lavaboya kalkmıştı, o esnada ... eve doğru yüksek sesle ‘A.ına kodumun çocukları, çıkın lan dışarı, kime sordunuz da avlak yaptınız?’ dedi. Bu esnada lavabonun camından eşim onu fark etti ve ... ...’e ‘Çekil oradan ne yapmaya çalışıyorsun?’ dedi, ... ... de eşim sözünü bitirir bitirmez eşime doğru birkaç defa av tüfeği ile ateş etti, eşim kendini yere attı, lavabonun camları ateş edilince paramparça oldu, eve denk gelen saçmalardan birisi kayınpederim ...’in dudağına isabet etmiş, bu esnada alt katta oturan kaynım ... merakla evin penceresini açınca ... ..., ...’e ateş etti ve ... kafasından yara aldı, öylece yere yığıldı, sesi duyan oğlum ... amcası ...’in yaralandığını görünce yukarı kata çıktı ve ‘Amcam vurulmuş baba.’ dedi. Eşim ..., ...’i hastaneye götürmek için aşağı indi, oğlum ... de babası ile aşağı inip çıkmak için bahçe kapısını açmaya çalışınca ... tekrar ateş etti, bu kez de oğlum ... sırtından vuruldu, yere düştü yaralı hâlde kalktı ve arabaya bindiler, ...’i de kaldırıp arabaya koydular, oğlum da bindi, eşimin eli yüzü kan içindeydi ancak tam neresinden yaralı göremedim, arabayı o kullandı, apar topar hastaneye gittiler, araba hareket edince ... tekrar ateş etti ancak sesini duydum nereye attığını görmedim. ... tahminimce sabah saatlerinde evin önüne pusu kurmuştu, amacı evden çıkanı önüne geçeni vurmaktı, olay sonrasında evin önlerinde ateş etti ancak ben korkudan dışarı çıkamadım, evde saklandım.”,
    Mahkemede; “Yargıladığınız ... benim kayınpederim, ... eşimdir. Ben katılan sanık ...'i ilk gördüğümde elinde av tüfeği yoktu. İkinci kez takriben 10 dakika sonra tekrar çöp atmak üzere mutfak camını açtığımda bu kez elinde av tüfeği olduğunu oturduğumuz eve doğru hedef gözettiğini görünce beni fark etti ve bu sırada yüksek sesle küfretti. O ana kadar silahını kullanmadı. O sırada tuvalette olan eşim hakaretleri duyunca tuvaletin camına çıkmış olmalı ki, silahı tam bu sırada kullanmaya başladı. Eşim pencereye çıktığında ona ‘Ne yapmaya çalışıyorsun.’ dedi. ... ... bundan sonra silahını ilk kez ateşledi. Defalarca da av tüfeğini kullandı. Benim eşimin yaralandığı pencereden sanığın mevzi aldığı nokta görülmez. Olay sırasında ben eşimin silah kullandığını görmedim, evimizde kısa namlulu ateşli silah yoktur. Kayınpederime ait av tüfeği vardır. O sabah eşimin üzerinde atleti ve alt çamaşırı vardı.”,
    Tanık ... Mahkemede; “Olayları ... gördü ancak ...'e engel olmadı, fakat olaya bir katkısı da bulunmamıştır. Ancak olaydan sonra binip uzaklaştıkları araç evimizin bahçesinin dışında kapıları açık vaziyette hazır bekliyordu. Nitekim bu araca binip gittiler olaydan önce ..., ‘A.ına koyduklarımı kime sordunuz da avlu duvarını çektiniz hepinizi vuracağım.’ dedi. Olay bu şekilde başladı. Av tüfeğini ilk kez bu sözlerden sonra kullanmaya başladı. Ben ikinci katta oğlum ...'in evindeydim. ... uyku hâlindeydi. Sesler ve bağrışmalar üzerine kalktı yanıma geldi. Ben ona pencereye çıkma demeye fırsat bulamadım, pencereye çıktı ve yapılan iki atışla yüzünden yaralandı. Olaydan sonra dava dışı ... eve geldi ve barış olması gerektiğini söyledi. Ancak hâlen bu uyuşmazlık devam ediyor, bu konuşma sırasında ...,‘...'e akşamdan olay çıkarmamasını ve kimseyi vurmamasını tembih ettim.’ dediğini söyledi.”,
    Tanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında; “... benim abim, ... abim ...'in oğlu, ... de kardeşim olur, biz ... Mahallesi’nde ikamet ederiz, mahalledeki evimiz iki katlıdır, üst katta abim ..., alt katta ben, babam ve kardeşim ... ile birlikte ikamet ederiz, ... uzaktan akrabamdır, amca çocuğu gibi görürüm, zira aramızda üveylik vardır, aramızda husumet yoktur, bana sormuş olduğunuz olayı hatırladım, ben bu olayları bire bir görmedim, o gün evde uyuyordum, tüfek sesine uyandım, kalktım, üzerimi giyindim, bu sırada kardeşim ...'i gördüm, yüzünden kan akıyordu, elleri ile yüzünü kapatıyordu, ben kardeşim ...'i evden aşağıya indirdim, bu sırada abim ... de evin önünde idi, ... bu sırada yaralı değildi, yeğenim ... da babası ...'in yanında idi, o da yaralı değildi, bu sırada tüfek sesleri gelmeye başladı, ancak ben kimin ateş ettiğini göremedim, sanırım ateş eden kişi saklanmıştı, bu atış sırasında abim ... ve oğlu ... yaralandı, ben kimin ateş ettiğini hiç görmedim, ancak ateş edildiği sırada sesin geldiği yerden bir şahıs ‘A.ını, ölüsünü ....ktiklerim.’ diye bağırıyordu, bu ses ... ...'in sesine benziyordu, sonra abim ...'e ait otomobile ben, kardeşim ..., yeğenim ... ve abim ... bindik, aracı abim ... kullandı, birlikte hastaneye geldik, ben ...'in abim ... ile kardeşim ...'e evde bulundukları sırada ateş edilmesini görmedim, o sırada uyuyordum, ben sadece evin önünde iken abim ... ve oğlu ...'ın yaralandıklarına tanık oldum, ancak bu yaralanma sırasında ...'i ateş ederken görmedim, çünkü saklanmıştı, olay sırasında abim ..., kardeşim ... ve yeğenim ...'ın herhangi bir şekilde ateş ettiklerini görmedim, bizim evde sadece babama ait bir av tüfeği vardır, tabanca görmedim, ben bütün bu olaylar sırasında evde uyuyordum, olay yerinde yoktum, olay yerine indiğimde ... ... olay yerinden kaçmıştı, ben onu hiç görmedim.”,
    Mahkemede; “Olay zamanı bize ait apartmanın en alt katında bulunan evimde istirahat hâlindeydim. ...'in küfrederek ateş etmeye başladığını duydum, dışarıya çıktım. Ben çıktığımda ..., bahçeden dışarıya kaçmıştı. Bulunduğu yerden de yani kendisine ait araziden de sürekli evimize ve bize doğru ateş ediyordu. Bu sırada ağabeyim ... ve yeğenim ... bahçedeydik. Sürekli üzerimize tüfekle ateş etti. Saklanmasak ve kendimizi korumasak vurulma ihtimalimiz vardı. Ben av tüfeğiyle 5-6 el üst üste ateş edildiğini duydum. Kısa namlulu ateşli silahla ateş edildiğini duymadım. Av tüfeğindeki atış sayısının 5-6'dan fazla olması ihtimali de mevcuttur. Aileler arasında esasen bizim aile olarak ... ile herhangi bir husumetimiz de o ana kadar yoktu. Olay sırasında ben ...'ın veya ...'in av tüfeği ya da kısa namlulu silahla ateş ettiğini görmedim.”,
    Tanık ... Mahkemede; “Belirttiğim üzere yargıladığınız kişilerden katılan sanık ..., benim üvey ağabeyimdir. Bu nedenlerle onun oğlu olan ...'in üvey amcasıyım. Olay zamanı sabah erken saatlerde 07.30 sularında kızımı okula gönderme hazırlığı yaparken kızım ‘Baba silah sesleri duydum.’ dedi. Benim evimin olay yerine olan mesafesi 100 metre kadardır. Aynı zamanda mahallenin de muhtarı olduğum için sesleri duyduğum olay yeri istikametine doğru yürüdüm. Yeğenlerimden ...'i elinde av tüfeğiyle baba evinin berisinde kendi evime takriben 50 metre mesafede gördüm. Elinde av tüfeği vardı ancak kullandığını görmedim. Bahçe içerisinde ise yani 3 katlı evin bahçesindeki aynı zamanda bu bahçe baba evini de çevirir. Ağabeyim katılan sanık ..., oğlu diğer katılan sanık ... bulunmaktaydı. ...'in elinde kısa namlulu ateşli silah vardı. Hedef gözetmeden sağa sola atış yapıyordu. Ben ona seslenerek ‘O silahı beline koy.’ dedim. Ben bahçede yaralı şahsı görmedim. Ancak bahçe içerisinde olan arabaya birini bindirdiler. Sonradan olayı araştırdım. Başkalarından duyduğum kadarı ile ilk küfürleşme ... ile ... arasında olmuş. Yine başkalarının söylediğine göre ..., üçüncü katta bulunan evinin penceresinden tabancası elinde ...'e ‘Atarım.’ demiş, küfretmiş ve atış yapmış, 4-5 el atış yaptıktan sonra ..., av tüfeğiyle ona ateş etmiş, insanlar durumu böyle anlatıyorlar. Bunu bana nakleden diğer yeğenim ... ...'tir. Ancak şu anda ülke dışındadır. Ayrıca yine ...'in söylediğine göre olay sırasında katılan sanık ...'ın 3 katlı evinin tarafından ... ...'e av tüfeğiyle ateş edilmiş ve ... ... batı istikametine çekilerek kendisini korumuş. Ancak ateş eden kimmiş, bunu bilemiyorum. Ben olaydan sonra ...'ın eşi az önce dinlediğiniz tanık ... ile konuşarak ‘Akşam ... ... ile konuştum, kimseyi vurmaması gerektiğini söyledim.”, (Olay gününün pazar olduğu hatırlatılıp, kızını hangi okula götürdüğü hususu sorulduğunda); “Ben yanlış ifade ettim. Kızım pazar günü okula değil, Kur’an kursuna gidiyordu. Ayrıca ...'in bana söylediğine göre o gün ... 3. katta bulunan evinin tuvalet penceresinden tabanca ile ateş etmiş’ şeklinde beyanda bulunmadım.”,
    Tanık ... ... Mahkemede; “Ben bekârım ve annem ile birlikte amcam katılan sanık ...’ın evinin yan tarafındaki üç katlı ahşap evde ikamet ediyorum. Olay zamanı evde idim. Uyanmıştım ve üzerimi giyiniyordum. Önce 9 mm’lik kısa namlulu ateşli silah sesi geldi. Arkasından bir el tüfek sesi geldi. Kısa aralıklarla bir tabanca bir tüfek olmak üzere toplam 4 ya da 5 ..., önce tabanca daha sonra da tüfek sesi duydum. Merdivenlerden kafamı çıkardım. Baktım. Katılan sanık ...’i kendi evinden ikinci kattan benim bulunduğum eve doğru elinde tabanca ile ateş ediyordu. Hatta atışlarından çıkan bir mermi bizim eve isabet etti ve evden bir toz bulutu yükseldi. Yerde ise ... vardı. Evimizin köşesinde idi. Elinde av tüfeği vardı. Ben nereyi hedef aldığını tam göremedim ancak bu tüfeğini sesinden anladığım kadarı ile ateşliyordu. Ben fırsat bulup evden aşağıya indiğimde karşılıklı atışlar kesildi. Katılan ... evinden yani ikinci kattaki evinden bahçeye geldi. Elinde tabancası da bulunmakta idi. 3 ya da 4 kez bahçe içerisinde havaya bu silah ile ateş etti. Bu sırada ben göremedim ancak katılan sanık ...’in sesi bahçe dışından geliyordu. O da bahçe dışından ve benim tahminlerime göre 50-60 metre mesafeden atış yapıyordu ancak nereye atış yaptığını göremedim. Kendisini de göremedim. Ben o gün, o bahçede ve evimizin etrafında yaralı görmedim. Fakat katılan sanık ... bahçeye geldikten sonra ‘Eğer kardeşim ...’e bir şey olursa bütün sorumluluk size aittir.’ dedi. Bu sözün muhatabı diğer amcamız ... oldu. O sırada ben ... ile evimin balkonunda idim. ... bu sözleri sarf ettikten sonra demin anlattığım gibi silahını 3-4 el havaya doğru ateş etti. Amcalarımdan ... karşılıklı tabanca ve av tüfeği seslerinin geldiği olayın ilk aşamasında evimde ve o civarda değildi. Demin size anlattığım üzere bu aşamadan sonra ... kendi evinden bahçeye indi. Bu sırada amcam ... geldi ve benim evimin balkonuna çıktık. ... amcamın gelişinden sonra kardeşi ...’e bir şey olması hâlinde hesabını soracağını söyleyerek silahını ateşledi. Ben iki evin yani bize ve amcam ...’a ait evin etrafını çeviren bahçe içerisinde sadece ...’i gördüm. ...’ı görmedim ve yaralı görmedim. ...’in bulunduğu yerin etrafı ağaçlıktı. Belki de bu nedenlerle görememiş olabilirim.”,
    Şeklinde ifade vermişlerdir.
    Sanık ... Kollukta; “Bugün saat 08.00 sıralarında evden çıktım, evden çıkarken yanıma ruhsatlı av tüfeğimi aldım, bahçede bulunan hayvanlarımı ahıra götürecektim. Fındık bahçesine gideceğim için yanıma tüfeğimi de almıştım. Tüfeğim kılıfında idi. Hayvanlarım ...'in evinin yan tarafında bahçemde idi. Hayvanlarımın yanına vardığımda ... pencere camından bana seslendi 'Fındık bahçesinin olduğu yere sınır çektim, haberin olsun.’ dedi. Ben de ‘Bu yer amcam adına tapulu, sen buraya sınır çekemezsin.’ dedim. Bunun üzerine ... sinirlenerek küfretmeye başladı ve tabanca çekti, bana doğru pencereden beş altı el ateş etti. Ben mermilerden sakındım, kenara kaçtım ve ben de tüfeğimi yukarı doğru kaldırıp havaya doğru rastgele ateş ettim Ben tam hatırlamıyorum fakat beş, altı el ateş etmişimdir. Daha sonra olay yerinden kaçtım, biraz kafamı dinledikten sonra gelip teslim oldum. Olay sırasında bana ...'ten başka bir kimsenin ateş ettiğini görmedim. Ben havaya doğru rastgele ateş ettiğimde ... ve ..., ...'in yanında değildi. Bu şahsılardan ... alt kat pencerede bana bağırmakta idi. Yalnız ... ile ...'in nerede olduklarını görmedim. Dediğim gibi ben kimseye nişan alıp ateş etmedim, silahımı doğrultup havaya doğru ateş ettim. Ben ...'i pencerede ilk gördüğümde, tam hatırlamıyorum ama galiba üzerinde siyah gömlek vardı. Bana ...'in ateş ettiği mesafe yaklaşık 25-30 metre civarıydı. Benim de ateş ettiğim mesafe 25-30 metre civarıydı. Benim önceden bu şahıslarla aramda herhangi bir husumet yoktu. ... benim sınırıma çit yapınca aramızda bu husumet oldu. Benim kimseyi yaralama kastım yoktu. Ben bu olay nedeni ile bana tabanca ile ateş eden ...'ten davacı ve şikâyetçiyim diğer şahıslardan şikâyetçi değilim.”,
    Cumhuriyet Başsavcılığında ve tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde benzer şekilde; “Dün saat 08.00 sıralarında hayvanlarımı ağıla doğru götürmek için evimin önünden ağıla doğru yaya bir şekilde gidiyordum, o esnada ... isimli şahıs camdan bana doğru seslenerek yukarıda bulunan fındıklık bahçesinin sınırına tel çektiğini oraya girmememi bağırarak tembihledi. Ben de o yerin bize ait olduğunu tapusu olduğunu söyledim, bunun üzerine ... bana ‘A.ına koduğumun çocuğu’ diyerek küfretmeye başladı, sonrasında da camdan bana tabanca doğrultarak ateş etmeye başladı, ben o esnada ... isimli akrabamızın evinin hemen yakınındaydım, bana doğru ...'in ateş ettiğini görmem üzerine evin köşesine saklanarak açılan ateşten kendimi korumaya çalıştım, o esnada hayvanları ağıla götürdüğüm için devamlı olarak yanımda taşıdığım ruhsatlı av tüfeğimi çıkartarak kendimi korumak amacıyla havaya doğru rastgele ateş etmeye başladım, hatırladığım kadarıyla 5-6 el ateş etmişimdir, ateş ettiğim esnada akrabam Hamiyet'in evinin yakınlarındaydım, ben ateş etmeyi kestikten sonra ... tekrar evinin camından ateş etmeye devam etti, ben de bunun üzerine korkarak olay mahallinden kaçmaya başladım, ...'in bana tabanca ile ateş ettiğini net olarak gördüm, hatırladığım kadarıyla tabancanın rengi siyahtı, kendisi bana ikametinin penceresinden doğru ateş etmiştir, olay esnasında karşı taraftan bana doğru av tüfeğiyle ateş edilip edilmediğini bilmiyorum, ben kesinlikle ne ...'i ne de yaralanan diğer müştekiler ..., ... ve ...'i hedef alarak ateş etmedim, yukarıda da belirttiğim gibi karşı tarafın bana ateş etmesi üzerine kendimi koruma amacıyla bulunduğum yerden havaya doğru ateş ettim. Ben kesinlikle ...'in ikametinin yakınına geçmedim yukarıda da belirttiğim gibi ...'ın evinin yakınından ...'in bana ateş etmesi üzerine kendimi korumak maksadıyla 5-6 el havaya ateş ettim, ne ...'in kendisini ne de yaralanan kişileri yaralamak için ateş etmedim, diğer kişiler av tüfeğinin saçmasından nasıl yaralanmışlar benim bununla ilgili herhangi bir bilgim yoktur, bu olayın gerçekleştiği esnada başkaca herhangi bir kimse yoktu, olayın şoku üzerine kendimi iyi hissetmediğim ve yürüyecek hâlim olmadığı için öğleden sonra Jandarmaya giderek tüfeğimle birlikte teslim oldum ve olayı anlattım. Üzerime atılı suçlamayı bu hâliyle kabul ediyorum. Bana silah çekerek ateş eden ...'ten davacı ve şikâyetçiyim, uzlaşmak istiyorum. Diğer kişilerle herhangi bir olay yaşamadığım için şikâyetçi ve davacı değilim. Ben ne ...'e ne ...'a hiç kimseye hakaret etmedim ancak ... bana olayın başında hakaret ve küfretmiştir, bundan dolayı ...'den şikâyetçi ve davacıyım.”,
    Mahkemede; “Davanızın şikâyetçi sanıklarından ... üvey amcamın oğlu, ... ise üvey amcam olur. Şikâyetçi ..., ...’in kardeşi olup üvey amcamın çocuğudur. Diğer şikâyetçi ... ise şikâyetçi sanık ...’in oğludur. Biz üç aile olarak ..., Orta Merkez Sokak’ta aynı yerde oturuyoruz. Evlerimiz karşılıklıdır. Bu olaya kadar bu üç aile arasında herhangi bir uyuşmazlık dargınlık küskünlük ve kavga olmamıştır. Olay sabahı ben hayvanları ahırdan çıkartım. Evimin yanındaki fındık bahçesine götürdüm. Bir süre sonra da evden çıkıp otlatmak amacıyla meraya götürecektim. Evimden çıktım. Evimin bahçesinde oturum şikâyetçi sanık ... evinin penceresine çıktı. ‘Hayvanları diğer taraftan götür, ben fındık bahçesinin kenarına tel çit çektim. Orası benim, hayvanları oraya sokma.’ dedi. Bahsettiği yerin mülkiyeti amcam ...’e ait idi ancak bu yeri biz aile fertleri olarak hep birlikte kullanıyorduk. Seferlerin kullandığı arazi bunun karşısında idi. Yani sınırında idi. Ben onun bu ikazına ‘Siz yanlış yere tel örgü çekmişsiniz, oranın mülkiyeti ve tapusu bize aittir.’ dedim. Ben bu konuşmayı yaparken sokakta idim. Ben şikâyetçi sanık ...’e bu sözleri söyledikten sonra ... bulunduğu ikinci kat penceresinde elindeki tabancayı gösterdi ve yukarı aşağıya sallayarak ‘Oraya kimse giremez ulan!’ dedi ve doldur boşalt yapmadan takriben ikimizin arasındaki 20-25 metre mesafeden bir el ateş etti. Ancak isabet ettiremedi. Ben kendimi yana attım. Bu safhada ben şikâyetçi sanık ...’e ‘Ana avrat sinkaf edeyim.’ dedim. Bu olaylar olmadan önce evimden çıktığım sırada yanıma bana ait ve yivsiz tüfek sahiplik belgesine bağlı olan kayıtlara işlenmiş 12 mm çaplı, beşli yarı otomatik av tüfeğim vardı. Ona küfrettikten sonra av tüfeğimi omzumdan çıkarttım. Kılıfı içinde idi. Kılıfı da çıkarttım ve şikâyetçi sanık ...’in bulunduğu eve aynı mesafeden yani 20-25 metre mesafeden bir el ateş ederek karşılık verdim. Tüfeğimin fişeğinde kuş saçması olarak bilinen numarasını bilemediğim kürevi kurşunlar vardı. Bunun üzerine ... isabet aldı mı, almadı mı bilemiyorum ancak yine kısa namlulu silahı ile yani tabancası ile bana 5-6 el daha ateş etti. Ben kendimi korudum ve isabet almadım. Ben de av tüfeğimle o eve doğru 4 el daha ateş ederek karşılık verdim. Bu sırada ...’in bulunduğu evin alt katından şikâyetçi ... çıktı. Daha doğrusu henüz silahlar patlamadan önce ben ... ile konuşurken evin alt katındaki pencereye gelmiş ve bana ana avrat küfrediyordu. Ben diğer safhada ...’e doğru av tüfeğimi ateşlerken bir el de al katta bulunan ...’in istikametine doğru rastgele ateş ettim. Bu ikisinin isabet alıp almadığını fark edemedim. Silah atışları kesildi. Ben kaçmayı düşündüm. Ancak arkamdan ateş edebileceğini hatırladım. Bu sırada hayvanlar silah sesinden ürküp fındık bahçesinin arkasına doğru kaçmışlardı. Tereddüt içinde idim. Bulunduğum mevziden çıkamıyordum. Bu sırada arka istikametimden av tüfeği patladı. Arkasından 7-8 el daha atış yapıldı. Bu tüfeğin şikâyetçi sanık ...’in evinin istikametinden kullanılıyordu. Kullanan kişi ağaçların arkasında idi, kim olduğunu tam olarak göremedim. Bu atışlarda kullanılan saçmalar benim vücudumun etrafından geçti ancak bana isabet etmedi. Bu safhada ben elimde av tüfeği ile hayvanlarımı düşünmeksizin kendi evime doğru koşmaya başladım. Arkamdan hem kısa namlulu ateşli silah hem de av tüfeği sesleri geldi. Ancak isabet almadım. Koşarken ayağım takıldı yere düştüm. Kalktım koşarak geldiğim istikamete yani av tüfeği ve tabanca seslerinin geldiği istikamete ağaçların arasına 2 ya da 3 el atış yaptım. Bu atışlarımdan isabet alan olup olmadığını bilmiyorum. Bu atışları yaptıktan sonra evime kaçtım. Ben olaylar sırasında hiç kimseyi öldürmeyi amaçlamadım ve kastetmedim. Eğer niyetim öyle olsa idi yanımda bulunan fişekliğin içerisinde daha iri saçma barındıran fişekler vardı, bunları kullanırdım. Olaylar sırasında tüfeğimin 5 fişek alan haznesini bir kez doldurdum. Kaldı ki benim o mahallede bulunan evimde bulundurma ruhsatına bağlanmış kısa namlulu ateşli silahım da vardı. Onu yanıma alarak dışarıya çıkardım ve bunu kullanırdım. Durum öyle olmadı. Ben hayvanları otlatmaya götüreceğim için av tüfeğimi ve kütüklüğümü almıştım. Ben atışlarımı av tüfeğimle onların atışlarına karşılık vermek amacıyla aralıklı olarak ve hedef gözetmeden yaptım bana yönelik silahlı saldırıda bulunan ...’in, bana ana avrat söven şikâyetçi ...’in, diğer şikâyetçi sanık ... ile şikâyetçilerden ...’ın bana yönelik davranışlarının farkında değilim ne yaptıklarını bilmiyorum.”,
    Şeklinde savunmada bulunmuştur.
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun "Suça teşebbüs" başlıklı 35. maddesinde;
    “Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur” hükmü yer almaktadır.
    Buna göre suça teşebbüs, işlenmesi kast olunan bir suçun icrasına elverişli araçlarla başlanmasından sonra, elde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamamasıdır. Maddenin açık hükmüne göre, icra hareketlerinin yarıda kalması ya da sonucun meydana gelmemesi failin iradesi dışındaki engel nedenlerden ileri gelmelidir.
    Öte yandan, suça teşebbüsle ilgili değerlendirme yapılabilmesi, failin hangi suçu işlemeyi kastettiğinin belirlenmesini gerektirir ki buna "subjektif unsur" denir. Failin gerçekleştirdiği davranış ile bir suçu işlemeye teşebbüs edip etmediğini, eğer etmişse hangi suça teşebbüs ettiğini belirleyebilmek için öncelikle kastın varlığının belirlenmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle, tıpkı tamamlanmış suçta olduğu gibi, teşebbüs aşamasında kalan suçta da, işlenmek istenen suç tipindeki bütün unsurlar failce bilinmelidir. (İçel Suç Teorisi, Kayıhan İçel, Füsun Sokullu-Akıncı, İzzet Özgenç, Adem Sözüer, Fatih .... Mahmutoğlu, Yener Ünver 2. Kitap, 2. Baskı, İstanbul, 2000, ....315.).
    Bu husus, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 765 sayılı TCK'nın yürürlükte olduğu dönemde verilmiş olup kabul edilen ilkeler açısından 5237 sayılı TCK'nın teşebbüse ilişkin 35. maddesi yönüyle de varlığını devam ettiren 04.06.1990 tarihli ve 101-156 sayılı kararında da; “Teşebbüste aranan kast, icrasına başlanmış cürmü teşebbüs aşamasında bırakma kastı olmayıp, söz konusu suçu tamamlamaya yönelmiş kasttır” şeklinde açıklanmıştır.
    Kasten yaralama suçu ile kasten öldürme suçuna teşebbüs arasındaki ayırıcı kriter manevi unsurun farklılığına dayandığından, sanığın kastının öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mı yönelik olduğunun çözülmesi gerekmektedir.
    5237 sayılı TCK’nın 21/1. maddesine göre, suçun kanuni tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kast, dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak, daha açık bir ifadeyle, failin olay öncesi, olay sırası ve olay sonrası davranışları ölçü alınarak belirlenmelidir.
    İlkeleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan ve süregelen kararlarında açıklandığı üzere, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüs mü, yoksa kasten yaralama mı sayılacağının belirlenmesinde; fail ile mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, varsa husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânı olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmalıdır.
    Kastın belirlenmesi açısından her bir olayda kullanılması gereken ölçütler farklılık gösterebileceğinden, tüm bu olguların olaysal olarak ele alınması gerekmektedir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Sanık ...’in Sakarya ilinin ... ilçesine bağlı ... köyünde ikamet ettiği ve çiftçilik yaparak geçimini sağladığı, üvey amcası ... ve ...’ın oğulları ... ve ... ile aynı avlu içerisinde evinin bulunduğu, olay günü hayvanlarını otlatmaya çıkaran sanığın üç katlı binanın 3. katında oturan katılan ... ile araziye çit çekilmesi nedeniyle tartışmaya başladığı, tartışmanın karşılıklı küfürleşmeye dönüşmesi ile sanığın bahçedeki kiremit yığınının ardına mevzilenerek elindeki av tüfeğiyle yaklaşık 26 metre mesafedeki pencereden kendisiyle tartışan ...’e ateş ederek katılanı basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ancak hayati tehlikeye de yol açmayacak şekilde yaraladığı, sesleri duyarak pencereye çıkan katılan ...’e de 28 metre mesafeden av tüfeğiyle ateş eden sanığın ...’ı basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde tek saçma tanesi ile dudağından yaraladıktan sonra binanın 2. katında ikamet eden ve olanları görmek için pencereden başını uzatan katılan ...’e de ateş ederek baş ve göğüs bölgesinden isabetle yüzde sabit iz bırakacak, yaşamsal tehlike doğuracak ve sağ gözün alınması ve protez uygulanması nedeniyle organlardan veya duyulardan birinin işlevinin yitirilmesine yol açacak şekilde yaraladığı, ...’ın av tüfeğiyle, ...’in ise tabanca ile kendisine karşılık vermesi üzerine bulunduğu mevziden ayrılan sanığın, hastaneye gitmek için bahçedeki araca binmeye çalışan ... ile inceleme dışı katılan ...’a ağaçların arasından tekrar av tüfeğiyle ateş ettikten sonra olay yerinden kaçarak uzaklaştığı, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin raporuna göre; sanığın suçta kullandığı av tüfeği ile kuş saçması tabir edilen ince taneli saçmaların tesir mesafesi ile ilgili olarak; “Silah üreticisi firmalar tarafından bildirilen ‘tesir mesafesi’ kavramının isabet kabiliyeti ile ilgili bir husus olup yaralama yapabilme kabiliyetini yansıtmadığını, yara balistiği açısından ateşli silahlarda ‘tesir mesafesi’; kullanılan silahın ve fişeğin özelliklerine, fişek içerisinde kullanılan barutun cins ve miktarına, ortam koşulları ve diğer bazı fiziksel şartlara bağlı olacağından bu hususta kesin bir mütalaa verilememekle beraber inceleme konusu gönderilen standart ölçülerdeki silindirik namluya sahip av tüfeği içerisinde orijinal dolumlu içerisinde kuş saçmaları (küçük saçmalar) bulunan av fişeğinin olayda kullanıldığı kabul edildiğinde, saçmaların çaplarına göre tüfeğin etkili (yaralama yapabileceği) mesafesinin kuş saçmaları (küçük saçmalar ‘1,25 mm den başlayıp 4 mm kadar’) 15-40 metre mesafe civarı olarak kabul edilebileceği” şeklinde görüş bildirdiği anlaşılan olayda;
    Akraba olan ve aynı avluda yıllardır birlikte ikamet eden sanıkla katılanlar arasında kökleşmiş bir husumetin bulunmaması, sanığın katılanlar ... ve ...'in yaşamsal bölgelerini özellikle hedef aldığına ilişkin belirleme yapılamayışı, suçta kullanılan ve kuş saçması tabir edilen ince saçma taneli fişeklerin yaralama tesir mesafesinin 15 ile 40 metre arasında bulunduğunun belirtilmesi, sanığın katılan ...'e 28 metre, ...'e 26 metre mesafeden ateş etmiş olması ...'ın dudağından tek saçma tanesi ile basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte hafif şekilde, ...'in ise yaşamsal tehlike geçirmeyecek şekilde yaralandığının belirtilmesi karşısında sanığın katılanlar ... ve ...'e yönelik kastının öldürmeye yönelik olduğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı, atış yapılan mesafe ve av tüfeğindeki saçmaların özelliği de gözetildiğinde sanığın bu katılanlara yönelik eylemlerinin kasten yaralama suçunu oluşturduğu;
    Sanığın katılan ...'e yönelik eylemi yönünden ise; sanığın sesleri duyarak pencereye çıkan katılana diğer katılanlardan daha yakın bir mesafe olan 22 metrelik mesafeden baş bölgesini hedefleyerek ateş etmiş olması, açılan bu ateş sonucu, baş ve göğüs bölgesinden çok sayıda saçma tanesi ile yaralanan katılanın; sternum üstünde ve sağ anterolateral toraks bölgesinde saçma giriş yerleri saptandığı, toraks tomografisinde sağda pnömotoraks ve hematoraks, pnömomediasten C7 vertebra anteriorunda ve sağ 1. kosta medialinde saçma taneleri görüldüğü, sağ tarafına göğüs tüpü uygulandığı, söz konusu travmaya bağlı olarak şahsın, hayati tehlike geçirdiği, yüz sınırları içerisinde tespit edilen yara izinin sabit iz niteliğinde olduğu, sağ gözün alınması ve protez uygulanmasının organlardan veya duyulardan birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde olduğunun belirtilmesi karşısında, sanığın etkili mesafeden ateş ederek yaşamsal tehlike geçirecek ve sağ göz kaybına neden olacak şekilde ağır şekilde yaraladığı katılan ...'e yönelik kastının öldürmeye yönelik olduğu, sanığın bu katılana yönelik eyleminin kasten öldürme suçuna teşebbüsü oluşturduğu kabul edilmelidir.
    Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının sanığın katılan ...'e yönelik eyleminden dolayı kurulan hüküm yönünden reddine; katılanlar ... ve ...'e yönelik eylemlerinden dolayı kurulan hükümler yönünden kabulüne, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 08.04.2019 tarihli ve 4150-2092 sayılı temyiz taleplerini esastan reddine kararının sanık ...'in katılanlar ... ve ...'e yönelik eylemlerinden dolayı kurulan hükümler yönünden kaldırılmasına, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 13.02.2018 tarihli ve 62-112 sayılı istinaf taleplerinin esastan reddi kararının; sanık ...’in katılanlar ... ve ...’e yönelik eylemlerinin kasten yaralama suçlarını oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına, bozma nedenine, kasten yaralama ve neticesi sebebiyle kasten yaralama suçu için Kanun’da öngörülen ceza ve infaz süreleri ile sanığın tutuklulukta geçirdiği süre gözetildiğinde, sanık ... hakkında katılanlar ... ve ...’e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten verilen cezaların infazının durdurulmasına, atılı suçlardan sanığın cezaevine alınmış olması hâlinde tahliyesine, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhâl salıverilmesi için yazı yazılmasına karar verilmelidir.
    Sanığın, katılan ...'e yönelik suçunun nitelendirilmesi yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan üç Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanığın bu katılana yönelik eyleminin de kasten yaralama suçunu oluşturduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının,
    A- Sanığın katılan ...'e yönelik eyleminden dolayı kurulan hüküm yönünden REDDİNE,
    B- Katılanlar ... ve ...'e yönelik eylemlerinden dolayı kurulan hükümler yönünden KABULÜNE,
    2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 08.04.2019 tarihli ve 4150-2092 sayılı temyiz taleplerinin esastan reddine ilişkin kararının sanık ...'in katılanlar ... ve ...'e yönelik eylemlerinden dolayı kurulan hükümler yönünden KALDIRILMASINA,
    3- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 13.02.2018 tarihli ve 62-112 sayılı istinaf taleplerinin esastan reddi kararının, sanık ...’in katılanlar ... ve ...’e yönelik eylemlerinin kasten yaralama suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    4- Bozma nedenine, kasten yaralama ve neticesi sebebiyle kasten yaralama suçu için Kanun’da öngörülen ceza ve infaz süreleri ile sanığın tutuklulukta geçirdiği süre gözetildiğinde, sanık ... hakkında katılanlar ... ve ...’e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten verilen cezaların infazının durdurulmasına, atılı suçlardan sanığın cezaevine alınmış olması hâlinde TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için YAZI YAZILMASINA,
    5- Dosyanın, CMK'nın 304/2-a maddesi uyarınca Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 17.05.2022 tarihinde yapılan müzakerede; katılanlar ... ve ...'e yönelik suçların nitelendirilmesi yönünden oy birliğiyle, katılan ...'e yönelik suçun nitelendirilmesi yönünden ise oy çokluğuyla karar verildi.

    Hemen Ara