Özel belgede sahtecilik - Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/131 Esas 2015/1202 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/131
Karar No: 2015/1202
Karar Tarihi: 04.05.2015

Özel belgede sahtecilik - Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/131 Esas 2015/1202 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, gıda maddeleri dağıtım işyerinde satış elemanı olarak çalışırken, satış yapmak için işe başladığı malları bir araca doldurarak teslim almış, ancak aracı park yerinde bırakarak işten ayrılmıştır. Sanığın kendisine teslim edilen fatura ve tahsilat makbuzlarını teslim etmediği ve şirkete ait aracın içerisinde bırakmış olduğu sanık, sattığı malların ücretlerini kendisinin alıkoyduğu ve yaklaşık 13.266,00 YTL parayı katılana ödemediği, ayrıca malları başka müşterilere teslim ettiği halde faturaları başka kişiler adına kestiği, yine sanığın kesmiş olduğu faturalar üzerinden daha fazla para alarak faturalar üzerinde sahtecilik yaptığı tespit edilmiştir.
Mahkeme, sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğine hükmetmiş ve sanık hakkında ceza verilmesi gerektiğine karar vermiştir. Ancak, özel belgede sahtecilik suçu nedeniyle sanık beraat etmiştir. Mahkeme, sahteliği iddia edilen faturaların incelenerek, sahtecilik yapıp yapmadığının tespit edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
İlgili kanun maddeleri: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43/1 maddesi (Haksız çıkar sağlamak amacıyla aynı suçu birden fazla işlemek), 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 321. maddesi (Kararın bozulması)
23. Ceza Dairesi         2015/131 E.  ,  2015/1202 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Özel belgede sahtecilik, Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : Beraat, Mahkumiyet


    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Katılana ait gıda maddeleri dağıtım işyerinde piyasaya satış yapmak için işe başlayan sanığa, satılmak ve dağıtılmak üzere malların bir araca doldurarak teslim edildiği, sanığın teslim edilen aracı park yerine bırakarak katılana haber vermeden işten ayrıldığı, sanığın kendisine teslim edilen fatura ve tahsilat makbuzlarını teslim etmediği ve şirkete ait aracın içerisinde bırakmış olmasına rağmen yine kendisine teslim edilen 1051-1100 arası tahsilat makbuzu koçanını bırakmadığı, sanığın sattığı malların ücretlerini kendisinin alıkoyduğu ve yaklaşık 13.266,00 YTL parayı katılana ödemediği, ayrıca malları başka müşterilere teslim ettiği halde faturaları başka kişiler adına kestiği, yine sanığın kesmiş olduğu faturalar üzerinden daha fazla para alarak faturalar üzerinde sahtecilik yaptığı, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda;
    1- Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
    Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına, tanıkların anlatımlarına, bilirkişi rağoruna ve tüm dosya kapsamına göre; katılana ait şirkette satış elemanı olarak çalışan sanığın, ürünleri adı geçen şirket nam ve hesabına satmak ve tahsil ettiği paraları da katılan şirkete iade etmesi gerekirken, hizmet ilişkisinin gereklerine aykırı hareket ederek tahsil
    ettiği paraları şirkete iade etmeyip uhdesinde bulundurması şeklinde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Sanığın, farklı müşterilerden tahsil ettiği parayı şirket hesabına aktarmayarak 5237 sayılı TCK"nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
    2- Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmünün incelenmesinde;
    Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması açısından, sahteliği iddia edilen faturaların getirtililerek, hangi faturada ne şekilde sahtecilik yapıldığının bilirkişi incelemesi yaptırılarak tespiti ile yapılan sahtecilikte aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, söz konusu faturaların mahkeme tarafından incelenip, özellikleri zapta geçirilerek özel belgede sahtecilik suçunun kurucu unsuru olan iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının net bir şekilde tespit edilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.05.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara