Esas No: 2022/120
Karar No: 2022/416
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2022/120 Esas 2022/416 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2022/120 E. , 2022/416 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : Ceza Genel Kurulu
Sanıklar ... ve ...'in görevi kötüye kullanma suçundan TCK'nın 257/1 ve 53/1-5. maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına ilişkin ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince verilen 03.11.2021 tarihli ve 16-36 sayılı hükümlerin sanık ... ve sanık ... müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “Onama” istemli 02.03.2022 tarihli ve 31722 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Ceza Genel Kurulunca sanıklar hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin isabetli olup olmadığına ilişkin temyiz incelemesi yapılacak ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, Özel Dairece sanıklar hakkında karar verilmeden önce dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 3. Dairesince 22.09.2016 tarih ve 9338 sayı ile sanıklar hakkında soruşturma izni verilmesi teklifine dair karar ile Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanının 29.09.2016 tarihli oluru, Hâkimler ve Savcılar Kurulu 3. Dairesince 04.04.2017 tarih ve 4951 sayı ile sanık ... hakkında soruşturma izni verilmesi teklifine dair karar ile Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanının 30.04.2017 tarihli oluru, Hâkimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesince 22.03.2018 tarih ve 3341 sayı ile soruşturma maddeleri yönünden dosyanın Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2. Dairesine gönderilmesine karar verilmesi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanının 25.06.2018 tarihli oluru, Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2. Dairesince 18.10.2018 tarih ve 620 sayı ile sanıklar hakkında kovuşturma izni verildiği,
...1. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.02.2019 tarihli ve 427-48 sayılı son soruşturmanın açılması kararı ile; ... adlı şüphelilerin rüşvet ve yargı görevi yapanı etkileme suçlarını işlediklerinden bahisle ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/1467 soruşturma numaralı dosyasında ... Cumhuriyet Başsavcısı ... ve ... Cumhuriyet savcısı ...’in birlikte hareket edip usul ve kanuna aykırı işlem yaparak gizli tanığın, yalnızca örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarda gönüllülük esasına göre dinlenebileceği hâlde, ... isimli stajyer avukatın polis zoruyla adliyeye getirilmesini sağladıkları, gizli tanık yapmak suretiyle istedikleri yönde ifade vermesi için baskı yaptıklarından görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri iddiası ile haklarında son soruşturmanın açılmasını gerektirir yeterli delil mevcut olduğundan, sanıklar ... ve ...'ün görevi kötüye kullanma suçundan Türk Ceza Kanunu’nun 257/1, 43/1 ve 53/1-2. maddeleri uyarınca yargılanmaları için son soruşturmanın açılmasına karar verildiği,
Özel Dairece 03.11.2021 tarih ve 16-36 sayı ile; sanıkların görevi kötüye kullanma suçundan TCK'nın 257/1 ve 53/1-5. maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
5237 sayılı TCK’nın 67. maddesinin birinci fıkrasında dava zamanaşımını durduran nedenler, izin veya karar alınması, bekletici sorun yahut kanun gereğince kaçak olduğu hususunda karar verilenler olarak sayılmıştır.
Bu düzenlemeye göre, suçun işlenmesi ile başlayan dava zamanaşımı süresi, izin veya karar alınması için yetkili merciye başvurulduğu ya da bir bekletici sorunun ortaya çıktığı günde yahut kanun gereğince kaçak olduğu hususunda karar verildiğinde duracak, izin veya kararın alındığı tarihte ya da bekletici sorun çözümlendiğinde yahut kaçak olduğuna karar verilenler hakkında bu kararın kaldırıldığı tarihte kaldığı yerden işlemeye devam edecektir. Bu nedenle, durma süresinden önce geçmiş olan süre, durma süresinden sonra işleyen zamanaşımı süresine eklenecektir.
2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 82. ve 87. maddeleri uyarınca hâkim ve savcıların görevden doğan veya görev sırasında işlendiği ileri sürülen suçlar hakkında soruşturma ve kovuşturma izninin istenmesi dava zamanaşımını durduran nedenlerden “izin” hâli ile ilgilidir. Bir hâkim ve savcının işlediği görev suçu nedeniyle söz konusu ihbar hakkında inceleme yapılması için suç tarihindeki düzenleme uyarınca Hâkimler ve Savcılar Kurulu 3. Dairesinin, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanından soruşturma izni istenilmesi kararı ile dava zamanaşımı duracak, Kurul Başkanınca soruşturma izni verilmesiyle süre kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. Yine soruşturma sonucunda dosyanın kovuşturma izni konusundaki görüşle Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2. Dairesine gönderilmesiyle dava zamanaşımı duracak, kovuşturma izni verilmesiyle süre kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır.
5237 sayılı TCK'nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle düşeceği düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde de beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun'un 67. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca kesen bir nedenin varlığı hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
Sanıklara atılı görevi kötüye kullanma suçunun yaptırımı TCK’nın 257/1. maddesinde 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş olup, aynı Kanun'un 66/1-e maddesi gereğince bu suça ilişkin asli dava zamanaşımı sekiz yıldır.
Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve suç tarihinin 29.05.2009 olduğu eylemle ilgili olarak, sanıklar hakkında dava zamanaşımını kesen ilk işlem 19.02.2019 tarihli son soruşturmanın açılması kararı olup, sanıklar hakkında soruşturma izninin verilmesinin teklif edildiği 22.09.2016 ile soruşturma izninin verildiği 29.09.2016 ile sanık ... hakkında soruşturma izninin verilmesinin teklif edildiği 04.04.2017 ile soruşturma izninin verildiği 30.04.2017, kovuşturma izninin verilmesi için dosyanın gönderildiği 22.03.2018 ile kovuşturma izninin verildiği 18.10.2018 tarihleri arasındaki toplam 7 ay 29 günlük durma süresi de gözetildiğinde, TCK'nın 66/1-e maddesindeki sekiz yıllık zamanaşımı süresi, son soruşturmanın açılması kararının verildiği 19.02.2019 tarihinden önce 02.02.2018 tarihinde ve Özel Dairece karar verilmeden önce dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, Özel Daire hükümlerinin, gerçekleşen dava zamanaşımı nedeni ile bozulmasına, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, 5271 sayılı CMK'nın 303. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkındaki kamu davalarının dava zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 03.11.2021 tarihli ve 16-36 sayılı sanıklar ... ve ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin, gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, 5271 sayılı CMK'nın 303. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkındaki kamu davalarının dava zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE 07.06.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.