Esas No: 2020/43
Karar No: 2022/412
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/43 Esas 2022/412 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2020/43 E. , 2022/412 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi: (Kapatılan) 14. Ceza Dairesi
.
.Sanık ...’in katılan mağdure ...'a yönelik çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine dair ... 2. Ağır Ceza Mahkemesince 20.09.2016 tarihli ve 304-341 sayılı hükümlerin katılan mağdure vekili ile katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince duruşma açılarak yapılan yargılama sonucunda, 01.02.2017 tarih ve 164-158 sayı ile ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin beraat hükümleri kaldırılarak sanığın çocuğun basit cinsel istismarı suçundan TCK'nın 103/1-1. cümlesi, 43/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 10 yıl 5 ay hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun'un 109/1, 109/3-f, 109/5, 43/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 20 ay 7 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.
Hükümlerin katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ile sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 25.01.2018 tarih ve 7755-615 sayı ile;''Mağdurenin aşamalardaki çelişkili anlatımları, tanık ...'in beyanı ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, ilk derece mahkemesi tarafından kurulan beraat hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden vaki istinaf başvurusunun kabulü ile hükümlerin kaldırılmasının ardından yapılan yargılamada mevcut sübuta ilişkin deliller ile dosya içeriğinin çelişmesi sonucunu doğuracak şekilde 5271 sayılı CMK'nın 230/1-b. maddesine uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle mahkûmiyet hükümleri kurulması neticesinde aynı Kanunun 289/1-g. maddesine muhalefet edilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi ise 24.10.2018 tarih ve 779-1874 sayı ile;"Sanık ..., mağdure ve arkadaşı ...'e şiir kitaplarını sattırdığını ve onlara belli bir komisyon verdiğini, ancak iddia edildiği gibi mağdureye cinsel istismarda bulunmadığını anlatmış, kovuşturma sırasında dinlenen mağdurenin arkadaşı ..., mağdureyi doğrulamamış ve herhangi bir cinsel eyleme şahit olmadığını anlatmıştır. İddiaların mağdurenin olaylardan 4-5 ay sonra ilaç içerek intihar etmesi neticesi resmiyete yansıdığı, mağdure gerek soruşturma ve kovuşturma sırasında ve gerekse Dairemizdeki anlatımlarında, olayları zaman, yer ve eylem olarak ayrıntılı ve birbiriyle çelişmeden anlattığı, sanıkla aralarında herhangi bir temas kalmaması nedeniyle iftira atması için bir neden olmadığı, bu durumdan etkilenmesi nedeniyle de olayları arkadaşlarına anlatıp intihar ettiği dikkate alındığında, bu anlatımlarının samimi ve olayın oluş şekline uygun olması nedeniyle bu anlatımları, sanığın savunmasına ve diğer tanık anlatımlarına üstün tutulmuş ve gerçek olduğu Dairemizce kabul edilmiştir.Yukarıda açıklandığı üzere sanığın mağdureye karşı cinsel davranışlarda bulunduğu ve cinsel amaçla alıkoyduğu anlaşıldığından, Dairemizce beraate yönelik kararların kaldırılmasına, sanığın cinsel istismar ve alıkoyma suçlarından mahkumiyetine karar verilmiştir.Bu karara karşı sanık müdafi ile katılan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine, Yargıtay 14.Ceza Dairesi sanığın üzerine atılı bulunan suçları işlediğine dair mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin beraat kararına yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekirken, bu kararların kaldırılarak mahkumiyet hükmü kurulmasının dosya içindeki delillerle uyuşmadığını belirterek Dairemiz kararı bozulması nedeniyle duruşma açılarak yapılan yargılamada;
Usul yönünden dosyanın değerlendirilmesinde;CMK'nın 288.maddesine göre temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması ya da yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır. CMK'nın 294/2.maddesinde ise, temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir. Olayın sübutu ve kabulü konusunda inceleme yapma yetki ve görevi ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesine aittir. Yargıtay ancak bu eylemin hukuki nitelendirilmesinin doğru olup olmadığını inceleyebilir.Yargıtay CMK'nın 288 ve 294.maddesine aykırı olarak artık bu eylemin sübutu konusunda inceleme yapmaması yasa gereğidir.Esas yönünden dosyanın değerlendirilmesinde;Mağdurun intihar girişimi üzerine olayın doğal yollarla resmiyete yansıması, mağdurun aşamalardaki anlatımları, bu anlatımların dosya içindeki delillerle uyumlu olması karşısında, sanık ...'in üzerine atılı bulunan cinsel istismar ve alıkoyma suçlarını işlediği Dairemizce kabul edilmiştir." şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.Direnme kararına konu bu hükümlerin de sanık müdafileri ve katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.04.2019 tarihli ve 12514 sayılı "onama" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 09.01.2020 tarih ve 3610-198 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Bölge Adliye Mahkemesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.İncelenen dosya kapsamından;Dosyada bulunan nüfus kayıt örneğinden 26.04.2001 tarihinde hastanede doğduğu anlaşılan katılan mağdure ...’ın suç tarihlerinde 15 yaşından küçük olduğu, sanık ...’in ise 70 yaşının içerisinde bulunduğu (Kararın devam eden kısımlarında katılan mağdure ...’dan "mağdure" olarak söz edilecektir.),26.05.2016 tarihinde mağdurenin ilaç içmek suretiyle intihara teşebbüs etmesi üzerine olayın ortaya çıktığı ve sanık hakkında soruşturmanın başlatıldığı,26.05.2016 tarihinde tanıklar ... ve ... tarafından imzalanmış, el yazısıyla yazılmış olan dilekçede; ". arkadaşımız bugün 2. derste sırasında ağlıyordu. Yanına gittik biza birkaç şeyler anlatmaya başladı. Bize benim . diye arkadaşım var dedi. Ondan borç para istedim o da dedeme de o verir dedi bize. Bunları anlatırken de çok ağlıyordu. Kızın dedesi paray vermiş borç olarak. Ne kadar para istediğini bize demedi. Adamla birlikte hep beraber ..., ... ve Dedesi gezmeye gitmişler. ... arabadan inmiş. ... ve adam tek kalmışlar. Adam sormuş ne zaman verecen borcunu diye. ... de ne borcu demiş. . ya borcunu verirsin ya da dediklerimi yaparsın demiş. Sonra ...’yi öpmüş vb. şeyler. Bize bunları anlattı. Anlatırken de ben Bir şey yapmadım, isteyerek olmadı gibisinden şeyler söylendi. Anneme babama söylemeyin siz onları tanımıyorsunuz dedi." ifadelerinin yer aldığı,26.05.2016 tarihinde ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından mağdure hakkında düzenlenen geçici raporda; epilepsi hastası mağdurenin belirlenemeyen miktarda keppra ve depakin tablet içtiğinin ve hâlen hayati tehlikesinin bulunduğunun belirtildiği,
31.05.2016 tarihinde ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından mağdure hakkında düzenlenen raporda; yeni darp-cebir izine rastlanılmadığının, her iki kol iç yüzde 3 cm genişliğindeki eski ekimozların basit tıbbi müdahale ile giderilmesinin mümkün olduğunun, mağdurenin kadın doğum ve çocuk cerrahi uzmanlarının muayenesini kabul etmediğinin bildirildiği,31.05.2016 tarihli Çocuk İzlem Merkezi Adli Görüşme Değerlendirme Raporuna göre; mağdurenin fiziki görünümünün yaş düzeyine uygun, giyiminin düzgün ve bakımlı, zihinsel potansiyelinin yaşadığı olayları anımsamaya ve ifade etmeye elverişli, sözel ifadeleri ve duygulanımının uyumlu olduğu, öngörüşme ve adli görüşme boyunca vermiş olduğu bilgilerin tutarlı bulunduğu, istismar şüphelisi ile kurduğu cinsel ilişkilerde olması gereken karşı koyma tepkilerini veremeyerek cinsel ilişkinin devamına engel olamadığı, mağdurenin cinsel eğitime sahip olmaması, içe dönük kişilik yapısı, aile yapısının özellikleri ve istismar şüphelisinin tehditlerinin istismarın devamında etkili olduğunun düşünüldüğü, 20.09.2016 tarihli celsede mağdurenin beyanının alınması sırasında hazır bulunan sosyal hizmet uzmanı bilirkişinin beyanında; mağdurenin yaşına uygun gelişim gösterdiğini, başından geçenleri ifade etmekte zorluk çekmediğini ancak yaşadığı travma nedeniyle çekingen tavırlar sergilediğini, beyanlarına itibar konusunda takdirin mahkemeye ait olduğunu belirttiği,Anlaşılmaktadır.Katılan mağdure ... Savcılıkta; "15 yaşındayım. 26.04.2001 doğumluyum. Hastanede doğmuşum. Annem, babam ve ağabeyimle birlikte Sahabiye Mahallesinde oturuyorum. Annem ev hanımı 37 yaşında, babam fırıncı 46 yaşında, abim 19 yaşında çalışıyor. ... EML 9. sınıf öğrencisiyim. Sıkıntılarımı annemle paylaşırım. Ailemin istemediği bir şey yaptığımda konuşarak hallediyoruz. Geçen hafta Perşembe günü (26/05/2016) intihara teşebbüs ettim. 3 gün yoğun bakımda kaldım. Daha sonra da buraya geldim. Arkadaşım ...'nun Sahabiye Mahallesinde oturduğu binada oturan ... ile 5. sınıfa giderken ..., dedem diyerek tanıştırmıştı. ... 65 yaşında, evli. Arkadaşım ... küçüklüğünden beri onu tanıyormuş. Ben de bu adamı mahallede görüyordum fakat tanışmadığımız için konuşmuyordum. ... bana bu adamın iyi biri olduğunu paraya ihtiyacım olduğunda ondan alabileceğimi söylemişti. Atilla Temuçin şair, şiir kitapları var. ... ile birlikte şiir kitaplarını satmaya gidiyorduk. Bazen piknik yapmaya gidiyorduk. 5-6 ve 7. sınıfta ...'den herhangi bir para almadım ancak 8.sınıfta okullar açıldıktan 1-2 ay sonra ben de para istemeye başladım. Zaten ... ile birlikte para istiyorduk, Paraya ihtiyacımız var diyorduk. Haftada 2 ya da 3 kez ondan para alıyorduk. Bir seferinde en az 10 TL en çok 50 TL alıyorduk. Para verdikten sonra bize bir şey demiyordu hatta paraya ihtiyacınız olursa gelin diyordu. Toplam ne kadar para aldığımı bilmiyorum. Çok oldu. ...'in kendi ismiyle bir face adresi vardı fakat benimle ‘Davut Karadayı’ isimli facebooktan da yazıyordu. Güzel sözler şiirler yazıyordu. Bana ‘küçük serçem’ diyordu. 8. sınıfın ikinci döneminde facebooktan yazışmaya başladık. 1-2 hafta önce ailem ders çalışmamı istediği için bir süreliğine dondurdum fakat daha önce mesajları da sildim. 8. sınıfın nisan mayıs ayında Meleklere giderken bakkalın orada karşılaşmıştık. Kolumdan tutup bana’parayı vereceksin yoksa annenle babana giderim’ demişti. Bu olaydan sonra yine 8. sınıfa giderken nisan-mayıs ayında haftasonu ... arabasıyla bizi ... Tepesi'ne götürmek istedi. ... de olduğu halde üçümüz saat 14:00-15:00 sularında arabayla ... Tepesine çıktık. Arabada ben ön tarafta oturuyordum. ... arkadaydı. Araba durunca ... bana dokunmak istedi. Üstüme doğru geldi. benim dudağımdan bir kez öplü. ... bu olayı gördü. Daha sonra ...'i arabadan indirdi. ... arabada benim üstüme çıkmak istedi. Ben geri çekildim. Bana 'niye yapmadın bak zevkim yarım kaldı' dedi. Arabadan indim, Ağlayarak ...'in yanına gittim. Birlikte aşağıya doğru yürürken ... arkaya bak dedi. Ağaçların arkasında ... ayakta duruyordu. Pantolonu dizlerine kadar inikti. Penisi açıktaydı, gördüm. Eliyle penisini tutuyordu ve eli hareket ediyordu. ... de gördü. ... bana buraya gel dedi. Ben hayır dedim. Sinirlendi. Beni tehdit etmeye başladı ya borcunu ödeyeceksin ya benim istediğimi yapacaksın yoksa ailene anlatırım dedi, Daha sonra ... ile biraz konuştular. Sonra bizi eve bıraktı. Bu olaydan 1-2 ay sonra 2015 yılı haziran temmuz ayında 8. sınıf yaz tatilinde ... bizi ...'a pikniğe götürdü. Yine ... Tepesine gittik. Haftasonuydu. Saat 13:00-14:00 sularıydı. ..., ...'i arabadan indirip biz ... ile konuşacağız diyerek gönderdi. Ben arabanın arka tarafında oturuyordum. ... inince öne geçtim. Daha sonra bana '... borcumu ne zaman ödeyeceksin ya borcunu ödersin ya da babana anlatırım' dedi. Bu sırada bana yaklaşmıştı. Sadece öpeceğim benden sana zarar gelmez dedi. Bana yaklaştı. Dudağımdan bir kez öptü. Kıyafetlerimin içinden eliyle göğsüme dokundu. Sıktı. Bir şey söylemedi. Başka bir yerime dokunmadı. Bu olayı ...'in görüp görmediğini bilmiyorum. Çevrede de kimse yoktu. Daha sonra bizi bıraktı. Bu olaylardan kimseye bahsetmedim ancak ... ile ilk olaydan sonra konuştum, Böyle böyle yaptı dedim. O da gördüğünü söyledi. Benden böyle şeyler istiyor dedim. ... de yapacak mısın dedi. Ben de beni tehdit ettiği için ne yapacağımı bilmiyorum dedim. En son 9. sınıfın 1. dönemiydi. Kıştı, O zaman ... ile küsmüştük. Atilla yine beni tehdit etti. Haftaiçi saat 15:00-16:00 sularında arabayla beni aynı yere götürdü Dışarıda oturduk. Daha sonra ben çimenlere sırt üstü yattım. O da benim üstüme çıktı. Boynumdan öptü. Üzerimde 5 dakika hareket ederek sürtünme şeklinde kaldı. Ona karşılık vermemi ona sürtünmemi istedi. Ben kendimi kötü hissettim. Kendimi sıktım, Bu yüzden başka bir şey hissetmedim. Sürtünme sırasında bana vücuduyla sürtündü. Penisini hissetmedim. Başka bir yerime dokunmadı. Bikini bölgeme dokunmadı. Bu olaydan sonra ...'i son olarak 2 hafta önce bakkalın orada gördüm. bakkala gidip gelirken de gördüm fakat konuşmadık. 26/05/2016 Perşembe günü sabah dersten izin aldım, Rehberlik öğretmenimiz Başak Kalın'a bu olanları anlattım. Aynı gün ben yaptıkları aklıma gelince kötü hissettim. Korktum. Aileme gider diye düşündüm. Hergün de karşıma çıkıp bana bakıyordu. Evimizin yakınlarında geziyordu. Bu olaylar yüzünden hap içerek intihara teşebbüs ettim. Daha sonra birden yere düştüm. Hastaneye kaldırılmışım. Tedavim yapıldı. Bana Atilla Temuçin dışında bu şekilde dokunan başka kimse olmadı. ... hakkında şikâyetçiyim. ... yukarıda anlattığım şekilde bana dokundu. Başka bir yerime dokunmadı. Bu nedenle iç beden muayenesine rızam yoktur.",20.09.2016 tarihinde Mahkemede; "Ben daha önce bu konuda emniyette ayrıntılı ifade vermiştim, o ifalerim doğrudur, aynen tekrar ederim.", sorulması üzerine; "Biz 5.sınıfta sanığın kitaplarını satmaya başlamıştık, sanığı ...’in dedesi olarak biliyordum ve ona güveniyordum, parklarda vs 5-TL ye kitapları satıyorduk, her sattığımız kitap karşılığında 1-TL parayı sanık bize veriyordu, bir kaç sene sonrasında sanık bize sizi pikniğe götüreceğim diye söylemeye başladı, bende ...'e güvenerek 2015 yılı Nisan aylarında sanıkla birlikte yanımda ... de olduğu halde sanık bizi gezdirmeye ...'a götürmüştü, biz ... ile birlikte sanıktan 10-TL falan para istiyorduk, zaten kendisi de bize para isteyebilirsiniz diye söylüyordu, 10 ar TL parayı sanık bize borç olarak verdi, parayı verdiği gün sanık arabada bana yanaştı, öpeceğim dedi, birşey olmaz dedi, bende olmaz dedim, sanıkta bana ya borçlarını ödersin yada öperim dedi, sanıktan daha önceleri de ... ile birlikte borç para alıp harcıyorduk, daha öncede bu şekilde almıştım, ancak bunları borç olarak almıyorduk, sanığı arkadaşım ...’in dedesi olarak zannettiğim için bize harçlık olarak verdiğini düşünüyordum, sonradan sanık bize borç olduğunu söyledi, bu dediğim olay hatırladığım kadarıyla 2015 yılı Nisan ayında olmuştu, bu tarihte bizi ... ile birlikte ... da bulunan ... Tepesine kendi aracı ile götürdü, sonra orada beni öpmeye başladı, ben ne oluyor diye ağlamaya başladım, oda bana 'ya borcunu ödersin ya da istediğimi yaparım' dedi, daha sonrada babana söylerim şeklinde tehditte bulundu, ancak ben genede kabul etmedim ve beni öpmedi, sonra bizi eve bıraktı, o gün sanık bana hiçbir şey yapmadı, sonraki günlerde ... ile birlikte sanıkla ...'a gitmeye başladık, sanık beni annene babana söylerim diye tehdit edince korktuğum için gitmek istedim, sanığın iftira atacağından korkuyordum, bu nedenle tekrar Nisan ayı içerisinde yanımda ... olduğu halde yine bizi ... da ki ... Tepesine götürdü, aracı ıssız bir yerde durdurdu, ...'i arabadan indirdi, ben ... ile birşey konuşacağım dedi. Bana benden sana zarar gelmez dedi, benimle cinsel ilişkiye girmek istedi, sana zarar vermeyeceğim, sadece zevkimi gidereceğim dedi, annem ve babamla gene beni tehdit etti, ben mafyayım dedi, seni yatağından aldırtırım diye söyledi ve beni korkuttu, sanık beni arabanın dışına çıkarttı, bu sırada ... de arabanın yanından uzaklaşmıştı, dışarıda beni yere yatırdı, boynumu öptü, (mağdurun bu sırada ağladığı gözlemlendi.) dudağımdan öptü, göğüs bölgemi elbiselerimin üzerinden okşadı, daha sonra eylemine son verdi, ... bizi gördü, daha sonra yanımıza geldi, birlikte araca bindik, sanık beni eve bıraktı, bu olaydan 2-3 hafta sonra tekrar ..., ben ve sanık, sanığın aracı ile birlikte ...'a ... Tepesine gittik, sanık beni tehdit edip korkutuyordu, gitmek zorunda kalıyordum, sanık bana 'anneni babanı öldürürüm, yataktan aldırtırım seni, benim adamlarım var' diye tehdit ediyordu, bende bunlara inanıyordum ve korktuğumdan gene gitmek durumunda kaldım, gittiğimizde bizi bir yere götürdü çiğ köfte falan yedik, ... da aracın içinde benimle konuştu, ... de araçtaydı, sanık bana 'benden sana zarar gelmez, korkma benden, ben senin kıyafetlerini çıkartacağım, zarar vermeyeceğim, sadece zevkimi gidereceğim' diyordu, ... de bu konuşulanları duydu, daha sonra oradan ayrılarak bizi evimize bıraktı.", sorulması üzerine; "Bana sanığın iki kere temas içeren cinsel eylemi olmuştur, birincisi yukarıda anlattığım gibi çimlere yatırıp yaptığı eylemdir, bu olaydan yaklaşık 7-8 ay sonra okullar açık iken sanık beni tek başıma yine ... da bulunan ... Tepesine götürdü, orada beni yere yatırdı ve boynumdan öptü, üzerime yattı, üzerimde elbiselerim vardı, sanığın üzerinde de elbiseleri vardı, sadece boynumdan öptü ve üzerime çıkıp sürtündü, başka bir eylemi olmadı.", sorulması üzerine; "Tam hatırlayamadığım bir tarihte gene sanık, ... ve ben sanığın kullandığı araç ile ... daki ... Tepesine gitmiştik, sanık bana cinsel ilişki teklifinde bulundu, ben kabul etmedim, bunun üzerine sanık aracın 7-8 metre uzağındaki ağacın arkasına geçti ve eli ile kendi kendini tatmin etti, bunu ben ve ... gördük, sanığın cinsel organını görmedik, sanığın kemerini vs çıkardığını görmüştüm, ... bana sanığa bak birşeyler yapıyor dedi, ancak ben ağacın arkasında ne yaptığını görmedim, ... söyledi.", önceki beyanları okunarak çelişki nedeniyle sorulması üzerine; "Benim ilk beyanım doğrudur, ona itibar edilsin, şimdi duruşma salonu kalabalık olduğu için söyleyemedim, ağacın arkasında sanığın cinsel organını görmüştüm, kendi kendini tatmin ediyordu, ayrıca ilk olayda sanık arabanın içinde beni öpmüştü, bunu ... de görmüştü.", sorulması üzerine; "Sanık toplamda iki kez bana farklı tarihlerde yukarıda anlattığım şekilde cinsel eylemlerde bulundu, bunun haricinde başka bir eylemde bulunmadı.", sorulması üzerine; "Sanık ... Tepesine gitmeden önce beni tehdit ediyordu, ben de bu nedenle gidiyordum.", sorulması üzerine; "Sanık kıyafetlerimin üzerinden eli ile göğüslerime dokundu, kıyafetlerimi hiçbir zaman çıkarmadı ve elini sokmadı.", sorulması üzerine; "Ben 2016 Haziran ayında intihar girişiminde bulunmuştum, bu girişime kadar kimseye olayı anlatamadım, arkadaşlarım Esra ve Menekşe'ye intihar girişiminden önce olayları anlatmıştım.", sorulması üzerine; "Sanıktan şikayetçiyim, davaya katılma talebim vardır.",01.02.2017 tarihinde Bölge Adliye Mahkemesinde; "Ben daha önce bu konuda vermiş olduğum ifademi aynen tekrar ediyorum (bu sırada mağdurenin ağladığı görüldü), sanık bana cinsel istismarda bulunmuştur, tutuklanmasını istiyorum.",Katılan ... Kollukta; "2001 doğumlu ... benim öz kızım olur yaklaşık 2 yıl önce okul arkadaşı olan ... veya ... olan arkadaşı ile birlikte doğum gününe gitmişti, kendisinin geç kalması üzerine şuan telefon numarası kayıtlı olmayan bir numaradan kızım beni aradı ve ... veya ... isimli arkadaşı ile yolda olduklarını söyledi, bir süre sonra bir sokak ileride oturan ...'in annesi olan soy ismini bilmediğim ... beni arayarak dışarıda kaldığını ve kızının halen gelmediğini, senin kızın geldimi dedi ben de gelmedi diyerek kızımın beni aradığı numarayı kendisine verdim, bir süre sonra ... tekrar beni arayarak verdiğim numaranın kendi binalarında oturan şahsen benimde tanıdığım ancak isim ve soy ismini bilmediğim 70 yaşlarında dede olarak hitap ettiğimiz şahsın telefonu açtığını kendisinin hastanede olduğunu ve kızların yanında olmadığını söyledi, kızım ikamete geldiğinde çok huzursuz idi nerede olduğunu sorduğumda dede olarak hitap ettiğimiz kişi, ... ve kendisinin ...'a gittiklerini dedenin burada kendilerine araba kullandırdığını, sürekli onunla gezdiklerini ve kendilerine harçlık verdiğini söyledi, ben de kızım birşey yaptı mı dediğimde bize bir şey yapamaz dedi, bu olaydan birkaç gün sonra kızım bana ...'da dede ile gittiklerini araç kullanırken dedenin ...’i araçtan indirdiğini ve kendisini öpmeye çalıştığını, kendisini ittiğini ve şahsın kötü niyetle öpmediğini, kızının ise çabuk bizi eve götür dediğini söylemesi üzerine bir daha gitmesine izin vermedim, ancak benden habersiz gidip gitmediğini bilmiyorum, 26.05.2016 günü saat: 11.00 sıralarında öğrenim gördüğü ... Meslek Lisesi müdürü beni arayarak arkadaşlarının söylediğine göre ...'nin ilaç içmesinden dolayı bayıldığını, ambulans ile Eğitim ve Araştırma hastanesine sevk edildi demesi üzerine ben de hastaneye gittiğimde kızım kendisinde değildi ve yoğun bakıma alınmıştı, saat: 15.00 sıralarında okulun rehberlik öğretmeni olan soy ismini bilmediğim . öğretmeni aradım, ilaç içmesi konusunda herhangi bir bilgi var mı dediğimde kendisi bilgi olduğu iki öğrencinin kendisine ... ve arkadaşı ... ile birlikte dedesinin yanına gittiklerini bundan borç para aldıklarını şahsın da ya paramı vereceksin yada benim istediklerimi yapacaksın dediğini söylemesi üzerine kızımın dede ile bir ilişkisinin olabileceğini ve bundan dolayı intihara kalkışmış olabileceğini düşünüyorum, kızımın iç beden muayenesi yapılmasını istiyorum dede olarak hitap ettiğimz şahsın kızıma cinsel istismarda bulunmuş ise şahıs hakkında şikayetçiyim uzlaşmak istemiyorum.", 20.09.2016 tarihinde Mahkemede; "Ben daha önce bu konuda emniyette ayrıntılı ifade vermiştim, o ifalerim doğrudur, aynen tekrar ederim.", sorulması üzerine; "Mağdure ... benim öz kızım olur, benim olayla ilgili görgüye dayalı bilgim yoktur, kızımın sanığın kitaplarını sattığını biliyordum, ancak ne zaman ve ne vakitte gittiğini bilmiyordum, olaylardan ...'in annesi .'in anlatması ile haberdar oldum, kızım ve ...'in 2015 yılında ...'nin bir arkadaşının doğum gününe ... ile birlikte gittiklerini söyledi, . bana telefon açtı, ... geldimi, doğum gününe gitmişlerdi, dedi, bende kızımı aradım ...’in annesi aradı kızım gelmiyormusunuz diye söyledim, oda geleceğiz dedi, daha sonra kızımın aradığı numarayı ...’in annesi istedi ona verdim, oda aramış numaradan sanık çıkmış ve onunla konuşmuş, daha sonra kızım gelince ben kızımla konuştum, durumu sordum, daha sonra ...’in annesi ile konuştum, oda olanları anlattı, kızıma her defasında sorduğumda kızım önceleleri sanığın kendisine karşı cinsel bir eylemde bulunmadığını söyledi, ancak borcunu sık sık istediğini, borcunu vermezse babasına söyleyeceği şeklinde beyanda bulunduğunu kızım bana söyledi, ancak sanığın kendisine yönelik cinsel içerikli bir davranışından bana bahsetmedi. Kızım 2016 yılı ... Bayramından önce intihara kalkıştı, bunun üzerine durumu kendisine sorduğumuzda olanları bize anlattı, bu sırada sanığın kendisine karşı cinsel eylemlerde bulunduğundan da bahsetti, olay nedeniyle sanıktan şikayetçiyim, cezalandırılmasını istiyorum, davaya katılma talebim vardır.",01.02.2017 tarihinde Bölge Adliye Mahkemesinde; "Ben daha önce bu konuda vermiş olduğum ifademi aynen tekrar ediyorum, sanık hakkındaki şikayetim devam ediyor, çocuğum intihar etti, hastanede yattı, cezalandırılmasını istiyorum.",Tanık ... Kollukta; "... benim sınıf arkadaşım olur. ... Ticaret Meslek Lisesi 9/C sınıfında öğrenciyiz, Bu gün yani 26/05/2016 günü sabah okulda 2. sınıf teneffüsünde iken ... ağlıyordu ... ile birlikte yanına gittik, bize ben bir şey yapmadım, benim bir suçum yoktur, isteyerek olmadı dedi. bizde ne oldu diye sorduk, bize ... isimli bir kızdan borç istediğini, ...’nin de benim Dedem var ondan borç alabilirsin dediğini, kendisinin de ...’nin Dedesinin yanına giderek borç para aldığını birkaç hafta sonra ..., ... ve Dedesi araba ile ...’a gittiklerini, sonra arkadaşı ...’nin arabadan markete gitmek için indiğini, arabada yalnızken...’nin, kendisine 'Ne zaman borç aldığın parayı vereceksin' diye sorduğunu, kendisinin de borç para aldığını unuttuğu için ne parası diye sorduğunu, ...'nin de ya parayı verirsin ya da dediklerimi yaparsın dediğini, daha sonra zorla kendisini öptüğünü bize anlattı daha sonra bunları anneme ve babama anlatmayın diye bize söz verdirdi. bir sonraki derste ... bayıldı ambulansla hastaneye gitti, ilaç içmiş ancak biz ilaç içtiğini görmedik, bize bahsettiği ... isimli arkadaşını biz tanımıyoruz, bizim okulda okumuyor, Bize başka bir şey anlatmadı sadece...’nin kendisini zorla öptüğünü söyledi başka bir şey söylemedi. ayrıca ... daha önceki zamanlarda bize üvey Dedem bize araba sürdüyor ve para veriyor demişti, bize söylediği...'yi de ben tanımıyorum, benim bildiklerim bu kadardır.",Mahkemede; "Ben daha önce bu konuda emniyette ayrıntılı beyanda bulunmuştum, o beyanlarım doğrudur aynen tekrar ederim. Mağdure ... benim sınıf arkadaşım olur, 2016 Yılı Mayıs ayında mağdure bayıldı, bayılmadan önce ...'a gitttiğini, birine borcu olduğunu anlattı, ... in 'dedemden borç al' dediğini anlattı, bunları anlatırken da yanımdaydı, mağdure sanğın kendisini öpmeye çalıştığından da bahsetti, daha sonra baygınlık geçirdi, hocalara durumu anlattık, ambulansla hastaneye götürüldü, mağdure bize anlattıklarını anneme babama anlatmayın diye söyledi. Mağdure sanıktan daha önce bize hiç bahsetmemişti.",Tanık ... Kollukta; "... sınıf arkadaşım olur. ... Ticaret Meslek lisesi 9/C sınıfında öğrenciyiz, Bu gün yani 26/05/2016 günü sabah okulda 2. ders teneffüsünde iken ... ağlıyordu ... ile birlikte yanına gittik, bize ben bir şey yapmadım, benim bir suçum yok bana inanın dedi. bizde ne oldu diye sorduk, bize ... isimli bir arkadaşından borç istediğini, ...’nin de benim Dedem var ondan borç alabilirsin dediğini, kendisinin de ...’nin Dedesinin yanına giderek borç para aldığını birkaç hafta sonra ...'nin dedesinin kendisine 'Ne zaman borç aldığın parayı vereceksin' diye sorduğunu, kendisinin de borç para aldığını unuttuğu için ne parası diye sorduğunu, ...' nin de ya parayı verirsin ya da dediklerimi yaparsın dediğini, daha sonra zorla kendisini öpmeye çalıştığını söyledi, daha sonra bunları anneme, babama, kimseye anlatmayın diye bize söz verdirdi. ne kadar borç para aldığını bize söylemedi, bir sonraki derste ... bayıldı ambulansla hastaneye gitti, ilaç içmiş ancak biz ilaç içtiğini görmedik, bize bahsettiği ... isimli arkadaşını biz tanımıyoruz, bizim okulda okumuyor, Bize başka bir şey anlatmadı sadece...’nin kendisini zorla öpmeye çalıştığını söyledi başka bir şey söylemedi. ...'nin Tuğçeye araba sürdürdüğünden benim haberim yoktur. ...'yi de ben tanımıyorum, hiç görmedim, benim bildiklerim bu kadardır.",
Mahkemede; "Ben daha önce bu konuda emniyette ayrıntılı beyanda bulunmuştum, o beyanlarım doğrudur aynen tekrar ederim. Mağdure benim sınıf arkadaşım olur, 2016 yılı Mayıs ayında bir gün ... nin tenefüste ağladığını fark ettik, arkadaşım Menekşe ile birlikte ...'nin yanına gittik, niye ağladığını sorduk, birşey söylemedi, sıraya uzandı, hap içtiğini söyledi, uyudu, uyandırmaya çalıştık, uyanmayınca hocalara haber erdik, ambulans çağırdılar, bize yaşlı bir amcanın kendisine 'dediklerimi yaparsın' diyerek tehdit ettiğini söylerken mağdure bayıldı, başka bir şey anlatmadı, sanığın kendisine yönelik cinsel eylemlerinden, öptüğünden, borç para aldığından vs hiç bahsetmedi.", önceki beyanı okunarak çelişki nedeniyle sorulması üzerine; "Önceki beyanımda öğretmenden duyduğum kadarıyla anlatmıştım, bizzat mağdurdan duyduklarımı şimdiki ifademde belirttim, şimdiki ifadelerim doğrudur, buna itibar edilsin.", tanık Menekşe'nin beyanları nazara alınarak sorulması üzerine; "Benim ifadem doğrudur, ders arasında mağdure ile konuşmuştuk, sonra zil çaldı ben yanlarından ayrıldım o sırada anlatmış olabilir.", Tanık ... Savcılıkta; "Atilla Temuçin isimli kişiyi komşumuz olması nedeniyle yaklaşık 6 yaşından beri tanırım. 2014-2015 yılları içerisinde kendisi ve ağabeyim Kubilay ile birlikte Atilla amcanın yazmış olduğu kitapları çeşitli işyerlerine satmaktayız. ...'ı ise yaklaşık 4-5 senedir okul arkadaşım olması nedeniyle de tanımaktayım. Çok fazla samimiyetimiz yoktu. 2014 yılı içerisinde ... bana paraya ihtiyacı olduğunu söyleyince kendisine Atilla amcanın yazdığı kitapları sattığımızdan bahsettim kendisi de kitap satışına yardım etmeyi kabul etti. 2014 yılı ve 2015 yılı içerisinde yaptığımız satışların bazılarına ... de yardım etti. Bunun karşılığında Atilla amca bize verdiği gibi ona da satışlar karşılığında harçlık bunun dışında ... ile daha önce de belirttiğim gibi çok fazla samimiyetim yok. Hatta annem ...'yi uygun olmayan arkadaşlarla gördüğü için benim ... ile arkadaşlık yapmamı istemiyordu. Okullarımızın değişmesi nedeniyle bu sene içerisinde ... ile hiç görüşmedim. Kendisi ile ve Atilla amcanın da bulunduğu ortamlarda kitap satışları yapıyorken Atilla amcanın ...'ye karşı herhangi bir olumsuz davranışlarını görmedim. ... de bana herhangi bir olumsuzluktan bahsetmedi. ...’nin neden ilaç içerek intihar etmeye çalıştığını bilmiyorum. Olaydan dün haberim oldu. Ayrıca Atilla amcanın ...'yi öpmeye çalıştığı ile ilgili herhangi bir bilgim yoktur. Ancak tanıdığım kadarıyla Atilla amca böyle Bir şey yapmaz. Neden böyle bir suçlamada bulunduğunu bilemiyorum. ... ile son görüşmemizde bana gideceğim buralardan diye sözler sarfetmişti fakat nedenini söylemedi. Bildiğim kadarıyla ailesi ile arasında da sorunlar vardı.", Mahkemede; "Ben daha önce bu konuda Savcılıkta ayrıntılı beyanda bulunmuştum, o beyanlarım doğrudur aynen tekrar ederim. ... ile ben 4-5 yıldır arkadaşım, 2 senedir ... ile görüşmüyorum, sanık ile kitap satmışlığımız olmuştu, en sonda ... da satmışlığımız oldu ancak sanığın ... ye yönelik herhangi bir cinsel eylemine şahit olmadım.", sorulması üzerine; "Mağdure ile aramızda herhangi bir husumet yoktur.", mağdurenin ifadesi okunarak sorulması üzerine; "Mağdurenin ifadesi doğru değildir, ifadede belirttiği şekilde ... Tepesine hiçbir zaman gitmedik ve anlatılan olayların hiçbirine ben şahit olmadım.", sorulması üzerine; "Sanık ile de herhangi bir akrabalığımız yoktur, sadece komşumuz olur, sanıktan hiç borç para almadık, ... nin para aldığına da hiç şahit olmadım, kitapları 5-TL ye satıyorduk ve her sattığımız kitap başına 1-TL para alıyorduk, sanık ve ... yi ben tanıştırdım, daha doğrusu ... ye komşumuzun kitap sattığını, kitap başına 1-TL verdiğini söyledim, oda satmak istediğini beyan etti, bu durumdan ailesinin de haberi vardı, ailesinin rızası ile birlikte kitap sattık, kitap satışını hep birlikte yapardık, hiçbir zaman ayrı ayrı kitap satışı yapmadık, ...'nin 4 sene önce bir erkek arkadaşı vardı.", mağdure vekilinin talebiyle sorulması üzerine; "Annem ...'nin başka erkeklerle sürekli konuştuğunu görmüş, bu nedenle onunla arkadaşlık yapmamamı söyledi, bende bu nedenle ... ile irtibatımı kestim.", sanık müdafisinin talebiyle sorulması üzerine; "Sanığın bana karşı herhangi bir tehdit yada cinsel içerikli bir eylemi olmadı.",Tanık ... Mahkemede; "Tanık ... benim öz kızım olur. Mağdurenin kızımla samimiyetini bilmiyordum, sonradan samimi olduklarını öğrendim, mağdurenin annesi 2 sene önce bir gün bize geldi, sanık ...'yı sordu, ben akrabamız olmadığını, komşumuz olduğunu söyledim, eğer güvenmiyorsan Atila ile kitap satmaya gönderme dedim, ben kızımı göndermiyorum dedi, sanık zaten kalp hastasıdır dedim, ben gönülsüz gönderiyorum, sanık rahatsız olduğu için heran birşey olabilir diye söyledim, kızınızı buralarda çok görüyorum diye müştekiye söyledim, hatta ben kızıma ... ile bir daha görüşmemesini söyledim, zaten ...’nin annesi de bana kızınla kızımı bir daha görüştürmeyelim diye söylemişti, bende tamam dedim ve bir daha kızım mağdure ile görüşmedi, ...’nin o tarihten sonra kitap satmaya devam edip etmediğini bilmiyorum, ancak kızım kitap satmaya devam etmedi, çünkü ben bu konuda ve ... ile görüşmemesi konusunda kendisini uyarmıştım.",Şeklinde beyanlarda bulunmuşlardır.Sanık ... Kollukta; "Suçlamalardan bilgi sahibi oldum. ...’ı aynı binada oturan ...’nun arkadaşı olmasından dolayı tanırım. Ayrıca ... ve ... ve abisi ... birlikte benim kitaplarımı satmaktadırlar. Satılan kitapları ben yazıyorum ve satılan kitapları da ben imzalıyorum. Bu olaylar 2014 yılı Nisan ve Mayıs aylarında geçti. Kitap satma işi 2015 yılı içerisinde de kitap satma işi devam ediyordu. 2015 yılı içerisinde birkaç kez ben, ... ve ... ile birlikte Erciyes Üniversitesi ve ...’ta birkaç okula kitap satmaya gittik. En son ...’taki okula gittiğimizde ve dönüş sırasında ... ve ...’ye nasıl izin aldıklarını sorduğumda annelerine 'arkadaşımızın doğum gününe gidiyoruz' diyerek izin aldıklarını söylediler. Ben de bunun üzerine kendilerine neden böyle bir şey yaptıklarını ve kitap satmaya gittiğinizi söyleseydiniz, dedim. Bunun üzerine ... benden telefonumu istedi ve annesini arayarak 'ben geliyorum' dedi ve kapattı. Bir müddet sonra ...’in annesi ... hanım beni aradı ve ... ve ...’yi sordu. Ben de ... ve ...’yi Forumun yanına bıraktığımı ve Acıbadem hastanesine tedavi için gittiğimi söyledim. Daha sonra ... ve ...'nin satmış olduğu kitaplardan dolayı kendilerinin hak etmiş oldukları paraları kendilerine ödedim. Bu tarihten sonra ... ve ... ile birlikte kitap satmaya gitmedim ve aracıma bindirerek gezdirmedim. Ben kitap satmaya gittiğimizde ... ve Kubilay’ın anne ve babasından izin alıyordum. ... yanlarında gelince ailesinin konudan bilgisi vardır diyerek izin alıp almadığını sormadım. Kitap sattığımız esnada 2014 yılı içerisinde ... marketin kasap reyonunda bulunduğumuz esnada ... ve annesi yanıma geldiler ve annesine kitabını sattığımız amca bu diyerek beni gösterdi. Bu esnada ... marketin kasap reyonunda çalışan Orhan isimli şahısta bu olaya tanıktır. Ben kesinlikle ... ve ...’i araçla gezdirmedim. ...’yi kesinlikle öpmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum. Benden şikayetçi olan ...’dan davacı ve şikayetçi değilim, uzlaşmak istiyorum.",Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; "Ben üzerime atılı suç konusunda ... Emniyet Müdürlüğünde ve ... Cumhuriyet Başsavcılığında ayrıntılı ifade vermiştim bu ifadelerim doğrudur, aynen tekrar ederim. Ben yazar olup dört tane kitabım vardır. Kitaplarımı satarım, komşumuz olan ... da harçlık karşılığı benim kitaplarımı satardı. 2014 yılı içerisinde ...’in arkadaşı olan ... kendisininde kitap satmak istediğini söyledi. Ben ... ve ... Erciyes Üniversitesinde, . Parkında, Kız Meslek Lisesinde kitaplarımızı satardık. 2015 yılının Mayıs ayında yine bir gün Erciyes Üniversitesinden ve ... da kitap sattıktan sonra ben ... ve ... geri dönerken ... benden annesini aramak için benden telefonumu istedi. Annesi ile görüştü, ben her ikisini de ... Forumun önünde araçtan indirdim. . Hastanesine tahlil sonucumu almak için giderken yolda ...'in annesi beni aradı, bende çocukları ... Forumun önünde indirdiğimi söyledim. Ondan sonra bu çocuklarla kitap satmamız olmamıştır, ben yalnız kitabımı sattım. ... kitap satmak için yanıma geldiğinde annesinin haberi olduğunu söylüyordu. O tarihten sonra bakkalda falan ... ile karşılaşıyorduk ancak birlikte herhangi bir kitap satışımız olmamıştır. Ben .ye hiç bir zaman borç para vermedim. Kendisini öpme girişiminde bulunmadım. Benim hakkımda neden böyle bir beyanda bulunduğunu bilmiyorum. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, öncelikle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmamı şayet hakimliğiniz aksi kanaatte ise hakkımda uygun bir adli kontrol kararına hükmedilmesini talep ediyorum.",20.09.2016 tarihinde Mahkemede; "Ben daha önce bu konuda Emniyette ve Sulh Ceza Hakimliğinde ayrıntılı ifade vermiştim, o ifadelerim doğrudur, aynen tekrar ederim.", sorulması üzerine; "Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, benim dört tane kitaplarım vardır, kendi yazdığım kitaplardır, bunları ., ... ve .’nin iştiraki ile parklarda ve okul önlerinde satış yapıyordum, kitapları 5-TL ye satıp 1-TL yi satan arkadaşlara veriyordum, müsait oldukları günlerde geliyorlardı, o şekilde bir kitap satışı devam ediyordu, satışları hep birlikte yapıyorduk, onlar vatandaşa söyleyip kitapları satmaya çalışıyorlardı, ben de yanlarında duruyordum, ellerine 5-10 adet kitap veriyordum, sattıkları zaman paraları getiriyorlardı, ben de sattıkları her bir kitap karşığında 1-TL para veriyordum.", sorulması üzerine "Ben mağdur ve ...'i ... Tepesine kesinlikle götürmedim, mağdureye ya da bir başkasına cinsel bir eylemde bulunmam da söz konusu değildir.", sorulması üzerine; "Haziran ve Temmuz aylarında o gün ... de gelmesi gerekirken ...'i annesi göndermedi, mağdur geldi, annen izin verdimi dedim, izin verdi dedi, zaten ... günüydü, pikniğe gitmemiz kesinlikle söz konusu değildir, ben Kasım ayında arabamı sattım Mart ayında da satışını verdim, iddia edildiği gibi aracımla mağdur ve diğerlerini pikniğe vs götürmem ya da ... Tepesine götürmem kesinlikle söz konusu değildir, suçlamaları kabul etmiyorum.", 01.02.2017 tarihinde Bölge Adliye Mahkemesinde; "Aleyhe istinaf başvurusunu kabul etmiyorum, iddia edildiği gibi mağdure ...'ye karşı herhangi bir cinsel istismarda bulunmadığım gibi onu alıkoymadım, şiir kitaplarım vardır, bunları satıyorum, mağdure ..., komşumuz ...'in arkadaşıymış, ayrıca Kubilay isimli bir arkadaşları daha vardı, onlar da kitap satımı konusunda bana yardımcı oluyorlardı, ben kitaplarımı ..., ... parkı ve okulların önünde satardım, ... ve ...'ye 5-10 kitap verirdim, kitapların tanesi 5 TL'dir, sattıkları kitaplardan da onlara 1 TL verirdim, bir gün yine kitap satmak için ... yanıma gelmişti, benim telefonumu istedi, ne yapacağımı sorduğumda, annesini arayacağını belirtti, ben de 'benim yanıma kitap satmaya gelirken annenin haberi yokmuydu' dediğimde 'ona haber vermemiştim, arkadaşıma gideceğimi söylemiştim' dedi, ben de bunun üzerine 'benimle kitap satmaya gelme' şeklinde sözler söyledim, iddia edildiği gibi kitap satışları sırasında ve beraber bulunduğumuz zaman ona karşı herhangi bir cinsel davranışta bulunmadım, bu konudaki ifademi tekrar ediyorum.", mağdurenin dosya içerisindeki beyanlarının okunarak sorulması üzerine; "Ben mağdureyle birlikte olduğum sırada ... de yanımızdaydım, bana neden bu şekilde suçlamada bulunduğunu bilmiyorum, kendi problemidir, beraatimi isterim.", esas hakkında mütalaaya karşı sorulması üzerine; "Mütalaayı kabul etmiyorum, mağdurenin bahsettiği gibi onu ... ve ... Tepesine götürmedim, ... Tepesinde bir yeri bilmiyorum, burasının tespitini de talep ederim, zaten ... ile beraber bulunduğumuz zaman ... de yanımızdaydı, ... mahkemede dinlendi ve böyle bir eylemi görmediğini, yapmadığımı söyledi, ayrıca mağdure Haziran ve Temmuz aylarında, yani oruç aylarında oraya pikniğe götürdüğümü söylüyor, oruç aylarında orada piknik olmaz, ... Tepesi olan yerde ise insanlar çok bulunur, bahsettiği eylemleri orada yapmam mümkün değildir, ayrıca olay tarihinde arabamı satmıştım, mağdure hangi arabayla oraya götürdüğümü de söylesin, aleyhime olan mütalaa ve istinaf başvurularını kabul etmiyorum, beraatimin onanmasını talep ederim.", son sözünde; "...'a bir defa gittik, orada da annesinin haberinin olmaması nedeniyle ona kitap sattırmadım, mağdure kolundan zorla tuttuğumu söylüyor, Fevzi Feyzioğlu Caddesi kalabalıktır, orada böyle bir eylem yapmam mümkün değildir, ayrıca ona 10 TL verdiğim söyleniyor, 10 TL için böyle birşey yapmam mümkün değildir, beraatimi istiyorum.",.24.10.2018 tarihinde Bölge Adliye Mahkemesinde; "Önceki savunmalarımı tekrar ederim, ben suçsuzum, ben sevilen sayılan birisiyim, bütün çocuklarımı üniversitede okutmuş birisiyim, çalıştığım Bakanlık tarafından bana üstün başarı ödülü verildi, hiçbir zaman böyle bir sabıkam olmadı. Böyle bir suç işlemedim, beraatimi talep ederim, kaldı ki benim trafik cezam bile yok.",Şeklinde savunmada bulunmuştur.Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" şeklinde, Latincede ise "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.Öte yandan, temyiz denetiminde, maddi olayın tespitinde ilk derece ve bölge adliye mahkemelerinin, sözlülük, doğrudan doğruyalık ve yüzyüzelik ilkeleri uyarınca elde edilen delilleri vicdani kanaatleri ile serbestçe takdir ederken, delillerle varılan sonucun hukuk kurallarına, akla, mantığa, genel hayat tecrübelerine ve bilimsel görüşlere uygun olup olmadığının tespiti bakımından somut dosya üzerinden görüşülüp incelenebileceği gibi maddi sorunla ilgili vaka değerlendirmelerindeki hukuka aykırılıkları da gerekçe üzerinden denetlenebilecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;26.05.2016 tarihinde ilaç içmek suretiyle intihara teşebbüs eden mağdurenin tedavisi tamamlandıktan sonra 31.05.2016 tarihinde Çocuk İzlem Merkezinde alınan beyanında; "..." olarak hitap ettikleri sanıkla tanık ... aracılığıyla 5. sınıf öğrencisi olduğu esnada tanıştığını, ...’le aynı apartmanda oturan sanığın şiir kitaplarının bulunduğunu ve ...’le beraber bu kitapları sattıklarını, zaman zaman da hep beraber pikniğe gittiklerini, 8. sınıfta okulların açılmasından 1-2 ay sonra sanıktan para istemeye başladığını, haftada 2 ya da 3 defa sanıktan para aldığını, 2015 yılı Nisan ya da Mayıs ayında sanık ve ...’le beraber ... Tepesi olarak bilinen yere gittiklerini, arabanın içerisinde sanığın, kendisini öptüğünü, ...’i arabadan indirdikten sonra da üzerine doğru geldiğini, geri çekilerek arabadan indiğini ve ...’in yanına gittiğini, geri dönüp baktıklarında sanığın bir ağacın altında kendisini tatmin ettiğini gördüklerini, daha sonra da sanığın arabayla kendisini eve bıraktığını, 2015 yılı Haziran-Temmuz ayında sanığın ...’le kendisini yine ... Tepesi’ne götürdüğünü, konuşacaklarını söyleyerek ...’i araçtan indirdiğini, ... araçtan indikten sonra aracın ön kısmına geçtiğini, bu esnada "Borcunu ne zaman ödeyeceksin? Ya borcunu ödersin ya da babana anlatırım." biçiminde sözlerle kendisini tehdit eden sanığın yakınlaşarak dudağından öptüğünü, kıyafetlerinin içinden göğsüne dokunduğunu ve sıktığını, devamında da ...’le beraber kendisini eve bıraktığını, son olarak 9. sınıf öğrencisi olduğu esnada 1. dönemde sanığın yine tehditlerle kendisini aynı mevkiye götürdüğünü, aracın dışına çıkarak çimlerin üzerine sırt üstü uzandığını, o esnada sanığın, üzerine çıkarak boynundan öptüğünü, yaklaşık beş dakika üzerinde kalarak sürtündüğünü, başka bir yerine dokunmadığını, bu olaydan sonra yaklaşık 2 hafta önce bakkalın bulunduğu yerde sanıkla karşılaştıklarını ancak konuşmadıklarını, sanıkla karşılaşınca kendini kötü hissettiğini, ailesiyle konuşacağından endişe duyarak ilaç içtiğini, Mahkemede alınan beyanında da benzer anlatımlarda bulunmakla beraber tanık ...’le beraber sanığın kitaplarını satmasına yardımcı olduklarını, sattıkları her kitap karşılığında 1 TL para aldıklarını, sanıktan aldığı paraları borç olarak düşünmediğini, bu paraları ...’in dedesi sıfatıyla harçlık olarak verdiğini düşündüğünü, sanığın, yaşananları ailesine anlatacağına dair tehditleri nedeniyle her defasında sanıkla beraber gitmek zorunda kaldığını, sanığın, kendisine toplamda iki farklı tarihte cinsel eylemlerde bulunduğunu, intihar girişimine kadar olayları kimseyle paylaşmadığını, intihardan önce tanıklar Esra ve Menekşe’ye anlattığını iddia ettiği, sanığın ise aşamalarda; mağdureyle tanık ... vasıtasıyla tanıştığını, şiir kitaplarını parklarda ve okul önlerinde hep beraber sattıklarını ve sattıkları her kitap karşılığında mağdure ile ...’e 1 TL verdiğini, başkaca bir para vermesinin söz konusu olmadığını, son olarak mağdurenin ailesinin bu kitap satışından haberdar olmadığını öğrenerek mağdureyle birlikte tekrar kitap satmadığını, mağdureyle beraber ... Tepesi’ne gitmediğini, mağdureye yönelik cinsel bir eylemde bulunmadığını, aralarında husumet de olmadığını, bu nedenle neden kendisine iftira attığını bilmediğini, ... Tepesi’nin tenha bir yer olmadığını, mağdurenin gittiklerini belirttiği haziran-temmuz aylarının da ... ayına isabet etmesi nedeniyle bu yerde belirtilen tarihlerde piknik yapılamayacağını, yine bu tarihlerden önce arabasını sattığını ve devrini yaptığını savunduğu olayda; Mağdurenin olayın gerçekleşme biçimine ve sayısına dair aşamalarda birbiriyle çelişen anlatımlarda bulunması, mağdurenin, son olarak 2015 yılı kış aylarında gerçekleştiğini iddia ettiği eylemlerin 26.05.2016 tarihinde intihara kalkışması sonucu ortaya çıkması, sanığın eylemlerine şahitlik ettiğini bildirdiği arkadaşı tanık ...'nun mağdurenin iddialarını doğrulamaması, sanık, mağdure ve kendisinin hiçbir zaman ... Tepesi'ne gitmediklerini, sanığın mağdureye yönelik cinsel bir eylemde bulunduğunu görmediğini, yaklaşık 2 yıldır mağdureyle görüşmediklerini, mağdureyle ailesi arasında sorunlar olduğunu bildiğini aşamalarda istikrarlı bir biçimde beyan etmesi, ...'in annesi tanık ...'nın da ... ile mağdurenin yaklaşık iki yıldır görüşmedikleri hususunu doğrulaması, soruşturma safhasında alınan beyanında mağdurenin intihara teşebbüs ettiği gün sanığın, zorla dudağından öptüğünü kendisine anlattığını bildiren tanık ...'ın Mahkemede mağdurenin sanığın, kendisini öptüğünden ya da cinsel eylemlerde bulunduğundan söz etmediğini, Kollukta alınan beyanında öğretmeninden duyduklarını aktardığını söylemek suretiyle çelişkili anlatımlarda bulunması, katılan ...'ın da intihara kalkışıncaya kadar kızının sanığın cinsel eylemlerinden hiç bahsetmediğini bildirmesi, tüm aşamalarda atılı suçları işlemediğini belirten sanık savunmasının aksine bir delil bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın mağdureye karşı eylemlerini gerçekleştirdiğini gösteren her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıt bulunmayıp iddianın şüphede kalması ve bu şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiğinden, sanığın mağdureye yönelik eylemlerinin sabit olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararına konu hükmündeki gerekçelerinin isabetli olmadığına ve mahkûmiyet hükümlerinin bozulmasına karar verilmelidir.Çoğunluk görüşüne katılmayan beş Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanığa atılı çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.SONUÇ:Açıklanan nedenlerle;
1- ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 24.10.2018 tarihli ve 779-1874 sayılı direnme kararına konu mahkûmiyet hükümlerinin, sanığa atılı çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 07.06.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.