Esas No: 2021/246
Karar No: 2022/411
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2021/246 Esas 2022/411 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2021/246 E. , 2022/411 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Sanık ...'ın kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesince verilen 08.04.2021 tarihli ve 1-1 sayılı hükmün, sanık tarafından beraat hükmünün gerekçesine yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının onama istekli 16.07.2021 tarihli ve 91292 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Temyizin kapsamına göre inceleme; sanık ... hakkında kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçundan kurulan beraat hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Ceza Genel Kurulunun 27.06.1994 tarihli ve 174-196 sayılı kararı ile Özel Dairelerin duraksamasız uygulamalarına göre beraat kararlarının sanık tarafından gerekçeye yönelik olarak temyiz edebileceği kabul edildiğinden, hükmün temyizen incelenmesi olanaklı görülmüştür.
Ceza Genel Kurulunca yapılacak temyiz incelemesinde, sanık ... hakkında kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçundan kurulan beraat hükmünün CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca verilmesinin isabetli olup olmadığı belirlenecektir.
İncelenen dosya kapsamından;
Kars Cumhuriyet savcısı iken Hâkimler ve Savcılar (Yüksek) Kurulu Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan sanık ...’ın, ... Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığı sırada, 22.11.2014 tarihinde ... Özel ... (...) Hastanesinde saç ekim operasyonu yaptırdığı, bu işlemle ilgili olarak hastane doktoru tarafından “L63 Alopesi areata” tanısıyla 22.11.2014 tarihinden itibaren 10 gün süreli ... göremezlik raporu tanzim edildiği, sanığın bu raporun bitim tarihi olan 02.12.2014 tarihinde ... 7 No.lu Aile Sağlığı Merkezine müracaatı üzerine, bu ... Merkezinde doktor olarak görev yapan inceleme dışı sanık ... tarafından sanık hakkında “L63.9 kod no.lu alopesia areata” (saçkıran ya da saçların kısa bir süre içerisinde bölgesel olarak dökülmesi) tanısıyla 02.12.2014 ila 11.12.2014 tarihleri arasını kapsar şekilde 10 gün istirahat etmesi gerektiğine dair 02.12.2014 tarihli ve 891250 sayılı raporun düzenlendiği, sanığın daha sonra da ... Toplum Sağlığı Merkezi 5 No.lu Aile Sağlığı Merkezine müracaatı üzerine, adı geçen ... Merkezinde doktor olarak görev yapan inceleme dışı sanık ... tarafından sanık hakkında “M54.99 kod no.lu dorsalji” (sırt ağrısı) tanısıyla 23.01.2015 ila 29.01.2015 tarihleri arasını kapsar şekilde 7 gün istirahat etmesi gerektiğine dair 23.01.2015 tarihli ve 987036 sayılı raporun düzenlendiği, ... 7 No.lu Aile Sağlığı Merkezi ve ... Toplum Sağlığı Merkezi 5 No.lu Aile Sağlığı Merkezi doktorları olan inceleme dışı sanıklar tarafından düzenlenen istirahat raporlarına Hâkimler ve Savcılar (Yüksek) Kurulu Genel Sekreterliğinin 02.04.2015 tarihli ve 14823 sayılı yazısı ile itiraz edildiği, ... Valiliği İl ... Müdürlüğü tarafından temin edilen hasta dosyası üzerinden itirazı ve suç konusu raporları hakem hastane olarak değerlendiren ... ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 12.05.2015 tarihli ve 33782 sayılı ... kurulu raporu ile; suç konusu her iki istirahat raporunda da, tanı net anlaşılamadığından tanı ile karar uyumunun tespit edilemediğinin ve raporların usule uygun bulunmadığının mütalaa edildiği, bunun üzerine sanık ... hakkında, Hâkimler ve Savcılar (Yüksek) Kurulu Üçüncü Dairesinin 29.03.2016 tarihli ve 10513-4420 sayılı kararı ile inceleme izni verilmesi teklifi ve Kurul Başkanı oluru sonucunda incelemenin, 10.11.2016 tarihli ve 10513-9981 sayılı kararı ile de soruşturma izni verilmesi teklifi ve Kurul Başkanı oluru sonucunda soruşturmanın başladığı,
Soruşturma kapsamında suça konu istirahat raporları ile dayanağı tıbbi belgelerin incelenmek ve suç konusu raporların usul ve fenne uygun olup olmadığının değerlendirilmesi bakımından Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmesi üzerine, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda düzenlenen 10.08.2016 tarihli ve 5329 karar sayılı raporunda; hekimlerin tanı ve tedavi süreci planlamasında her hasta için hastaya özgü fiziksel ve ruhsal değerlendirmeleri yaparak tıp mesleklerini icra ettikleri, “sağlığın” fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden iyilik hâli tanımı da göz önüne alındığında, hastanın klinik şikâyetlerinin yanı sıra sağlığın yeniden kazanılması ve sürdürülebilir olması için “her hastaya özgü” tedavi ve ... göremezlik sürelerini belirlemelerinin tıp biliminin doğasında bulunduğu, hastanın tüm sistemleri gözetilip etki ve yan etki değerlendirilmesi yapılarak ilaç tedavisi düzenlenebileceği gibi söz konusu klinik tabloda ilaç tedavisi düzenlenmeden de istirahat önerilebileceği, bununla beraber kişi hakkında düzenlenen tıbbi belgelerin tetkikinde, 02.12.2014 tarihli, alopesia areata tanılı 10 günlük istirahat raporu ile 23.01.2015 tarihli, dorsalji tanılı 7 günlük istirahat raporunun, verilmesine mesnet teşkil eden ayrıntılı muayene kayıtlarının bulunmaması, tanılar ile bu tanılar nedeniyle verilmiş olan istirahat raporu sürelerinin uygun olmaması nedenleriyle bu iki istirahat raporunun tıbben usule uygun olmadığı kanaatine yer verildiği,
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından verilen rapora sanığın itirazlarının bulunması nedeniyle suç konusu raporların usul ve fenne uygun olup olmadığının değerlendirilmesi bakımından dosyanın ilgili tüm belgelerle birlikte yeniden Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmesi üzerine, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda düzenlenen 06.04.2017 tarihli ve 430 karar sayılı raporunda da, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 10.08.2016 tarihli ve 5329 karar sayılı raporuyla birebir aynı sonuca ulaşılarak aynı mütalaada bulunulduğu,
Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesince verilen 03.05.2018 tarihli ve 212-281 sayılı kararla sanık ... hakkında kovuşturma izni verildiği ve hakkında düzenlenen iddianame ve son soruşturmanın açılması kararıyla suç konusu istirahat raporlarının sahte olarak kabulü ile sanığın eyleminin sahte olarak düzenlenmiş belgeleri kullanmak suretiyle zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçunu işlediği iddia edilerek TCK’nın 204/2, 43/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle sanık hakkındaki kamu davasının, inceleme dışı sanıklar ... ve ...’nin ise suç konusu istirahat raporlarını düzenlemek suretiyle kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçunu işledikleri iddia edilerek ayrı ayrı TCK’nın 204/2 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılmaları istemiyle birleşen dosya kapsamındaki kamu davasının açıldığı,
Söz konusu kamu davalarına konu edilen suça konu belgelerden;
1- Sanık adına düzenlenen 02.12.2014 tarihli ve 891250 sayılı istirahat raporunun; ... 7 No.lu Aile Sağlığı Merkezi doktoru inceleme dışı sanık Doktor ... tarafından 02.12.2014 tarihinde, “L63.9 – Alopesia areata, tanımlanmamış” ICD kodu ve tanısı ile sanığın 02.12.2014 tarihinden 11.12.2014 tarihine kadar istirahatli olduğu şeklinde,
2- Sanık adına düzenlenen 23.01.2015 tarihli ve 987036 sayılı istirahat raporunun ise ... Toplum Sağlığı Merkezi 5 No.lu Aile Sağlığı Merkezi doktoru inceleme dışı sanık Doktor ... tarafından 23.01.2015 tarihinde, “M54.99 – Dorsalji, tanımlanmamış, yer tanımlanmamış” ICD kodu ve tanısı ile sanığın 23.01.2015 tarihinden 29.01.2015 tarihine kadar istirahatli olduğu biçiminde,
Düzenlendiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığınca suça konu raporlar hakkında istenilen bilgi doğrultusunda ... Toplum Sağlığı Merkezince cevaben gönderilen 12.05.2016 tarihli yazılarda; 02.12.2014 ve 23.01.2015 tarihli raporların gerçek olduğu, bu tarihlerde reçete yazılmadığı, raporlarla ilişkili olarak tetkik, tedavi ve diğer (radyoloji, laboratuar tetkikleri, MR, ultrason, film vb.) istemlerinde bulunulmadığı ve geriye dönük kamera kayıtları çok uzun süre saklanmadığından rapor tarihlerindeki kamera kayıtlarının gönderilemediği bilgilerine yer verildiği,
Hâkimler ve Savcılar (Yüksek) Kurulu Genel Sekreterliğinin 02.04.2015 tarihli ve 14823 sayılı yazısı ile yapılan itiraz üzerine suç konusu raporları hakem hastane olarak değerlendiren ... ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinin dosya içerisine gönderilen 11.05.2016 tarihli yazısında; Hastanelerince düzenlenen 12.05.2015 tarihli ve 33782 sayılı ... kurulu raporunun kayıtlarında mevcut olduğunun, iddianameye konu raporların tarihleriyle, Hastaneleri tarafından raporların değerlendirilme tarihi olan 12.05.2015 tarihi arasında yaklaşık beş aylık süre bulunduğundan sanık hakkında herhangi bir muayene, tetkik ve tedavi yapılmadığının, raporların süresi de dolduğundan hasta muayenesi yapılmaksızın raporların usul değerlendirilmesinin gerçekleştirildiğinin, bu sebeple hastanın (sanığın) heyete girmediğinin, usul muayenelerinin gıyaben yapıldığının belirtildiği,
... Özel ... (...) Hastanesinin 05.01.2017 tarihli yazısı ve ekindeki belgelere göre; sanık hakkında 22.11.2014 tarihinde saç ekimi yapıldığı, sanığın bu hastane tarafından verilen ... göremezlik belgesi ile 22.11.2014 tarihinden 01.12.2014 tarihine kadar istirahatli olmasının uygun görüldüğü,
Sanığın dosya içerisine getirtilen tıbbi belgeleri içerisinde, 17.05.2016 tarihinde Kafkas Üniversitesi ... Araştırma ve Uygulama Merkezine başvurduğuna ve adı geçen ... Kuruluşunca sanığın bel ağrısı, Lumbar ve diğer intervertebral disk bozuklukları bulunduğuna dair birtakım muayene belgesinin de yer aldığı,
Soruşturma sırasında sanık ...’ın başka suçtan tutuklu olarak bulunduğu Kars T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün 10.01.2017 tarihli yazısına göre; sanığın ani hareket, yatış pozisyonu veya ağır kaldırmadan kaynaklanan bel ve sırt rahatsızlığı nedeniyle doktora çıkmadığı,
İlk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesince sanığın üzerine atılı bulunan kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçunu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verildiği, Özel Daire beraat kararı gerekçesinin de “...Suç tarihinde ... 1 Nolu Aile ... Merkezi 7 Nolu Aile Hekimliği biriminde aile hekimi olarak görev yapan sanık ...'in, daha önceden gerçekleştirilen saç ekimi operasyonundan kaynaklanan şikayetlerle müracaat eden sanık ...'ın muayenesini yaptığını, hastanın saçlı derisinde ödem, gözlerinde akıntı ve morluk, alnında şişlik olduğunu gözlemlediğini, saçlı deride enfeksiyon olduğundan 10 günlük istirahati uygun gördüğünü, hastanın elinde saç ekimi operasyonu sonrası verilmiş ilaçları mevcut olduğundan yeniden ilaç yazmadığını, ... Bakanlığı icd kodları içerisinde ‘saç ekimi sonrası yara bakımı’ tarzında herhangi bir tanı olmadığından, hastanın da yaklaşık 10 gün önce lokal kellik tanısı saç ekimi gerçekleştirdiğinden, o raporun devamı niteliğindeki en yakın tanı olan ‘lokal kellik’ tanısını sisteme girmek zorunda kaldığını savunması, suç tarihinde ... 1 Nolu Aile ... Merkezi 5 Nolu Aile Hekimliği biriminde aile hekimi olarak görev yapan sanık ...'nin, sanık ...'ın olay tarihinde bel ağrısı şikayeti ile başvurduğunu, hastayı muayene ettiğini, kullandığı bir ilacın olup olmadığını sorduğunu, hastanın elinde arveles isimli ağrı kesici ilacın bulunduğunu söylemesi nedeniyle yeniden ilaç yazmadığını, muayene sonrasında hastaya istirahat etmesini ve ilaçlara devam etmesini söylediğini, hastanın 7 gün istirahatinin uygun olduğuna dair görüşünü de rapora yansıttığını beyan etmesi, suç konusu raporları düzenleyen her iki sanığın da, suç tarihinde ... Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapan sanık ...'ı daha önceden tanımadıklarını, ...'ın, kendilerinin görev yaptığı hizmet bölgesinde ikamet etmesi nedeniyle muayene için müracaat ettiğini, hastanın görev ve unvanını bilmediklerini, hastanın da bu yönde bir hatırlatmada ya da istirahat süresi konusunda bir talepte bulunmadığını, tek hekimin 10 güne kadar istirahat raporu düzenleyebileceğini, hastanın durumunu ve şikayetlerini değerlendirerek rapor sürelerini taktir ettiklerini ifade etmeleri, suç konusu raporlara Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğince yapılan itiraz üzerine ... ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 12.05.2015 tarihli, 33782 sayılı raporda, itiraza konu raporların tarihleriyle, raporların değerlendirilme tarihi arasında yaklaşık beş aylık süre bulunduğundan herhangi bir muayene, tetkik, tedavi yapılamadığının ve raporların fennen değerlendirilemediğinin belirtilmesi, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 10.08.2016 tarihli, 5329 karar sayılı raporu ile söz konusu raporun tekrarı niteliğindeki Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 06.07.2017 tarihli, 430 karar sayılı raporunda, 02.12.2014 tarihli, alopesia areata tanılı 10 günlük istirahat raporu ile 23.01.2015 tarihli 7 günlük dorsalji tanılı istirahat raporlarının verilmesine mesnet teşkil eden ayrıntılı muayene kayıtlarının bulunmaması, tanılar nedeni ile verilmiş olan istirahat rapor sürelerinin uygun olmaması nedeniyle her iki raporun tıbben usulüne uygun olmadığına yönelik görüş bildirilmiş olması karşısında, gerek hakem hastane sıfatıyla inceleme yapan ... ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi, gerekse Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından, suç konusu raporların sanık ...'da mevcut ... sorunları ile örtüşmediğine, mevcut durum ile uyuşmayan tanılarla, gerçekte istirahat ihtiyacı olmayan sanık ... adına içerik itibarıyla sahte rapor düzenlendiğine dair bir tespitte bulunulamadığı, suç konusu raporların ayrıntılı muayene kayıtlarına dayanılmaksızın düzenlenilmiş ya da hastalıkların ve ... sorunlarının sınıflandırılmasında kullanılan ... Bakanlığı icd kodları arasından hastanın şikayetlerine en uygun olan teşhisin seçilememiş olmasının doktor olan sanıkların idari sorumluluklarını doğurabileceği, suç konusu raporların usulüne uygun olarak düzenlenmemiş olmalarının, içerik itibarıyla sahte oldukları anlamına gelmeyeceği anlaşılmakla, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporunda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, hekimlerin tanı ve tedavi süreci planlamasında her hasta için hastaya özgü fiziksel ve ruhsal değerlendirmeleri yaparak tıp mesleklerini icra ettikleri, ‘sağlığın’ fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden iyilik hali tanımı da dikkate alındığında; hastanın klinik şikayetleri yanı sıra sağlığın yeniden kazanılması ve sürdürülebilir olması için ‘her hastaya özgü’ tedavi ve ... göremezlik sürelerini belirlemelerinin tıp biliminin doğasında bulunduğu, hastanın tüm sistemleri gözetilip, etki ve yan etki değerlendirilmesi yapılarak ilaç tedavisi düzenlenebileceği gibi söz konusu klinik tabloda ilaç tedavisi düzenlenmeden de istirahat önerilebileceği göz önünde bulundurulduğunda, suç konusu 02.12.2014 tarihli, alopesia areata tanılı 10 günlük istirahat raporu ile 23.01.2015 tarihli, dorsalji tanılı 7 günlük istirahat raporlarının sahte olduklarına, sanık ...'ın, istirahatini gerektirir bir ... sorunu olmamasına rağmen, doktor olan sanıkları azmettirerek içerik itibarıyla sahte rapor düzenlenmesine sebebiyet verdiğine ya da suç konusu raporları sahte olduklarını bilerek kullandığına dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığından, kuşkunun sanıklar lehine yorumlanması gerektiği ilkesi uyarınca, sanıkların beraatlarına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.” şeklinde olduğu,
Anlaşılmaktadır.
Tanık ... aşamalarda; 2014 yaz kararnamesi ile ... Adliyesi Cumhuriyet savcılığından ... Adliyesi Cumhuriyet savcılığına atandığını, göreve başladığında sanık ...'ın ... Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığını, hatırladığı kadarıyla sanığın 2014 yılının Kasım ya da Aralık ayı içerisinde ...'de bulunan bir hastane ya da özel poliklinikte yine aynı adliyede Cumhuriyet savcısı olarak görev yapan ... isimli şahısla birlikte saç ekimi yaptırdığını, saç ekimi yapıldıktan sonra da bir süre raporlu olarak Adliyeye gelmediklerini, ancak raporlu oldukları süre zarfında fiilen Adliyeye gelip çalışıp çalışmadıkları konusunu olayın üzerinden uzunca bir zaman geçmesi nedeniyle net olarak hatırlamadığını, sanık ...'ın aynı sebeplerle ... 2. No.lu Aile ... Merkezinden aldığı ikinci raporu ise şu anda hatırlamadığını, ancak hatırladığı kadarıyla sanığın bir bel rahatsızlığının olduğunu, makam koltuğunun arkasına da minder gibi bir şey koyduğunu hatırladığını ama bu rahatsızlıktan kaynaklı bir rapor alıp almadığını ya da bir tedavi görüp görmediğini bilmediğini,
Tanık ... aşamalarda; 2014 yaz kararnamesi ile ... Adliyesi hâkimliğinden, ... Adliyesi hâkimliğine atandığını, göreve başladığında sanık ...'ın ... Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığını, hatırladığı kadarıyla ...'ın 2014 yılının Kasım ya da Aralık ayı içerisinde ...’de bulunan bir hastane ya da özel poliklinikte saç ekimi yaptırdığını, yine aynı dönemlerde Cumhuriyet savcısı olarak görev yapan ...'in de saç ekimi yaptırdığını, yaptırmış oldukları saç ekimi neticesinde bir süre mikrop kapmaması gerektiği söylenerek rapor verildiğini sanığın eşi Nezaket Hanım’dan duyduğunu, ilk raporun bitimine müteakip ikinci kez aynı gerekçe ile rapor aldığını hatırladığını, ancak bu süreçte ... Adliyesi Ek Hizmet Binasında bulunduğu için Hükûmet Konağı içerisinde yer alan Adliyeye tahsis edilmiş kata sanığın raporlu bulunduğu dönem içerisinde gelip gelmediğini bilmediğini, sanığın bel rahatsızlığının olduğuna dair herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, sanıkla bu hususta bir görüşmesinin olmadığını, ayrıca bel rahatsızlığından dolayı bir rapor alıp almadığını ya da bir tedavi görüp görmediğini hatırlamadığını,
Tanık ... soruşturma evresinde; sanık ...'ı daha önceden ... Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapması nedeniyle tanıdığını, bir süre ... Adliyesi lojmanlarında çalıştığını, sanık ...'ın 2014 yılında ... il merkezinde bulunan ... Hastanesinde saç ekimi yaptırdığını, kendisiyle birlikte aracını kullanmak amacıyla ...’e gittiğini, Hastanede işi bittikten sonra aynı gün ...'ye geri döndüklerini, yolda gelirken sanığın araçta rahatsızlanıp fenalaştığını, ... 7 No.lu ... Ocağından almış olduğu raporunu bildiği kadarıyla saç ektirmeden kaynaklanan rahatsızlığı nedeniyle aldığını, raporlu olduğu süre içerisinde Adliyeye gelip gelmediğini hatırlamadığını,
Kovuşturma evresinde farklı olarak; sanığın saç ekiminden sonra ... ilçe merkezinde bulunan aile ... merkezlerinden istirahat raporu alıp almadığı hususunda herhangi bir bilgisinin olmadığını,
Tanık ... aşamalarda; ... Adliyesinde yazı işleri müdürü olarak görev yaptığını, iddianamede ismi geçen sanık ...'ı 2013-2014 yılları arasında ... Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapması nedeniyle tanıdığını, sanığın 2014 yılında saç ekimi yaptırdığını hatırladığını, aradan uzun bir zaman geçtiği için sanığın saç ekiminden sonra ... ocağından rapor alıp almadığını hatırlamadığını, sanığın ... Adliyesinde çalıştığı dönemde beli ile ilgili bir rahatsızlığı olduğuna dair bilgisinin olmadığını,
Tanık ... aşamalarda; 2013-2015 yılları arasında ... Adliyesinde Cumhuriyet savcısı olarak görev yaptığını, hakkında kovuşturma yürütülen sanık ... ile birlikte çalıştığını, tarihini tam olarak hatırlamamakla birlikte sanığın ...'te bulunan bir hastaneye saç ekimi yaptırmak amacıyla gittiğini bildiğini, saç ekimi yaptırdığını, saç ekiminden sonra bir süre rapor kullandığını ancak raporun kim tarafından ya da ne kadar süreliğine verildiğini bilmediğini, sanığın saç ekimi yaptırdığının ve bu saç ekimine binaen rapor verildiğinin doğru olduğunu, sanığın çalıştıkları süre içerisinde zaman zaman bel rahatsızlığı olduğundan bahsettiğini, ancak bu rahatsızlığından dolayı rapor alıp almadığını hatırlamadığını,
Tanık ... aşamalarda; sanık ...'ın görev yaptığı dönemde kendisinin de aynı ilçede Cumhuriyet savcısı olarak görev yaptığını, sanığın ... ... ... Hastanesinde saç ekimi yaptırdığını, kendisinin de aynı Hastanede saç ektirdiğini, sanığın bu operasyondan sonra rahatsızlandığını kendisine söylediğini, saç ekiminden sonra ... ... ... Hastanesinden rapor aldığını duyduğunu, bu rapordan sonra ... Aile ... Merkezinden saç ekiminden yaşadığı rahatsızlık nedeniyle rapor aldığını bildiğini, ancak 23.01.2015 tarihinde alınan rapordan haberdar olmadığını, sanığın Adliyede sürekli bel rahatsızlığından bahsettiğini hatırladığını,
Tanık ... aşamalarda; sanık ... ile 2014-2016 yılları arasında ... Adliyesinde beraber görev yaptıklarını, ...'ın o sırada ... Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığını, saç ektirdiğini bildiğini ama aldığı raporun saç ekimi ile ilgili olup olmadığını veya bel rahatsızlığı olup olmadığını bilmediğini, aradan geçen zaman itibarıyla hatırladıklarının bunlardan ibaret olduğunu beyan etmiştir.
Tanık ... aşamalarda; sanık ... ile 2014-2016 yılları arasında ... Adliyesinde birlikte görev yaptıklarını, ...'ın Başsavcı olduğunu, bu süreç içerisinde saç ektirdiğini bildiğini, birinci raporu saç ektirdiği için aldığını hatırladığını, ancak diğer rapor içeriğini bilmediğini, sanığın bel rahatsızlığı olduğuna dair sanıkla aralarında herhangi bir konuşma geçmediğini,
Tanık ... aşamalarda; sanık ... ile aynı Adliyede görev yaptıklarını, sanığın saç ektirdiğini bildiğini, bu saç ekimi nedeniyle ... ... Hastanesi'nden önce 10 gün bir rapor aldığını, akabinde ...’de bu rapora ilaveten 10 gün daha rapor aldığını hatırladığını, ayrıca hatırladığı kadarıyla sanığın o dönem “Başıma temas edilmemesi gerekiyor, dikkat etmem gerek, evde rahat olurum.” şeklinde sözler sarf ettiğini, sanıkla çok fazla diyaloglarının olmadığını, 6 ay kadar birlikte çalıştıklarını, sanığın bel rahatsızlığı ile ilgili bir konuşmanın geçip geçmediğini hatırlamadığını,
Tanık ... aşamalarda; ... Adliyesinde 2014 yılının Şubat ayından 2016 yılının Haziran ayına kadar görev yaptığını, ... Adliyesinden ayrıldığı tarihe kadar birlikte çalıştığı sanık ...'ın da Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığını, sanığın 2014 yılı sonunda saç ekimi ameliyatı geçirdiğini, ilk rapor süresince bu ameliyat öncesi yapılan iğneler nedeniyle rahatsız olduğunu, ayrıca ameliyat dönüşünde ufak bir trafik kazası geçirdiğini söylediğini, almış olduğu ikinci ve üçüncü raporla ilgili rahatsızlığının olup olmadığını hatırlamadığını, tanıştıkları tarihten ameliyat olduğu tarihe kadar bel ağrısı şikâyeti olduğunu veya böyle bir rahatsızlığı bulunduğunu duymadığını ancak geçirdiği kazadan sonra böyle bir rahatsızlığı oluşup oluşmadığını bilemediğini, rapor tarihi olarak belirtilen 23.01.2015 tarihinden önce Adliye içerisinde veya herhangi bir ortamda bel rahatsızlığıyla ilgili bir konuşma geçtiğini hatırlamadığını,
İnceleme dışı sanık ... aşamalarda; sanık ...'ı tanımadığını, sanığın, görev yaptığı aile hekimi hizmet bölgesinde ikamet ettiğini, raporu verdiği gün sanığın muayeneye geldiğini, yanında yine tanımadığı, ismini hatırlamadığı, saç ekimi yaptıran bir başka kişinin de bulunduğunu, geldiğinde saçlı derisinde ödem, akıntı, gözlerde morluk, alında şişlik ve morluk olduğunu, elinde mevcut, daha önceden almış olduğu ilaçların bulunduğunu, muayenesini yaptığını, saçlı deride enfeksiyon olduğundan 10 günlük istirahatini uygun gördüğünü, hastanın elinde daha önceden verilmiş mevcut ilaçları olduğundan ayrıca ilaç yazmadığını, sanığın kafasında ödem ve şişlik olduğu için bu şekilde istirahatini uygun gördüğünü, diğer şahsın ise muayene talebinde bulunmadığını, ATK raporunda “alopesia areata” yani Türkçe anlamı “lokal kellik” olan tanı ile rapor verilmesinin uygun olmadığı belirtilmiş ise de ... Bakanlığı ICD kodları içerisinde “saç ekimi sonrası yara bakımı” tarzında herhangi bir tanı olmadığından, hasta da yaklaşık 10 gün önce lokal kellik tanısı ile saç ekimi gerçekleştirdiğinden, o raporun devamı niteliğindeki en yakın tanı “lokal kellik” tanısı olduğundan dolayı böyle bir tanıyı sisteme girmek zorunda kaldığını, ATK raporundaki aleyhe hususları kabul etmediğini, FETÖ'ye ilişkin herhangi bir soruşturma geçirmediğini, şu an Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalında asistan hekim olarak çalışmaya devam ettiğini, olayda herhangi bir kastının olmadığını, suçlamaları kabul etmediğini, kesinlikle sanık ...'ı tanımadığını, 11 yıllık hekim olduğunu, benzer konuda bir soruşturmasının bulunmadığını,
İnceleme dışı sanık ... aşamalarda; olay tarihinde aile hekimi olarak görev yaptığını, sanık ...'ı daha önceden tanımadığını, ...'ın muayene için geldiğinde kendi unvan ve mesleğini belirtmediğini, şikâyetini sorduğunda, belinin ağrıdığını söylediğini, sanığı muayene ettiğini, kullandığı bir ilacın olup olmadığını sorduğunu, daha önce bir kaç defa bel ağrısı yaşadığını ve şu anda da bel ağrısı yaşadığını, arveles isimli ilacı kullandığını söylediğini, bu ilacın ağrı kesici bir ilaç olduğunu, muayene sonrasında hastaya istirahat etmesini ve ilaçlara devam etmesini söylediğini, istirahat önerisini de rapora döktüğünü, 7 gün rapor verdiğini, hastanın böyle bir süre talebi olup olmadığını hatırlamadığını, kesinlikle görevinin gereklerine aykırı bir davranışta bulunmadığını, ATK raporunda, aslında kendisi tarafından verilen raporun usulsüz olmadığının, sadece raporun süresinin biraz fazla olduğunun ve detay kısmında muayene ayrıntılarının yazılmadığının belirtildiğini, raporda bir usulsüzlük olmadığını, ayrıca raporun süresi konusunda bir düzenleme olmadığını, tek hekimin on güne kadar istirahat raporu düzenleyebileceğini, ayrıca yine 10 gün daha kontrol muayenesi yaparak raporun süresinin uzatılabileceğini, yani toplamda tek hekim tarafından 20 güne kadar rapor verilebileceğini, 7 günlük sürenin bel ağrısı şikâyeti için uzun olmadığını düşündüğünü, hakkında idari bir soruşturma veya terör soruşturması bulunmadığını,
İfade etmişlerdir.
Sanık aşamalarda; Kars Adliyesinde ... sicil numarası ile Cumhuriyet savcısı olarak görev yapmaktayken 15.07.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişimi sonrasında HSK Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile 667 sayılı KHK'nın 3. maddesine istinaden meslekten çıkarıldığını, Kars Adliyesinde görev yapmadan önce ... Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığını, hakkındaki soruşturmaya konu ... raporlarının da o süreç içerisinde alındığını, disiplin soruşturması sırasında alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 10.08.2016 tarihli ve yapmış olduğu itiraz üzerine alınan Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 06.04.2017 tarihli raporlarında belirtilen, 02.12.2014 tarihli ve 23.01.2015 tarihli istirahat raporlarının verilmesine mesnet teşkil eden ayrıntılı muayene kayıtlarının bulunmaması ve tanılar ile bu tanılar nedeniyle verilmiş olan istirahat sürelerinin uygun olmaması hususundaki görüşün gerçeğe uygun olmadığını, Adli Tıp Kurumunun bu şekilde rapor vermesinin de usulen hatalı olduğunu, raporların düzenlenmesi sırasında ayrıntılı muayene kaydının tutulmaması ve tanı ile usuli eksikliklerin tarafına isnat edilemeyeceğini, zira bu eksikliklerin şahsından kaynaklanmadığı gibi şahsının da bu eksiklikleri bilebilme, önleyebilme ve düzeltebilme imkânının bulunmadığını, ... raporlarını ibraz ederek süresince istirahat eden bir kişi olarak sorumlu olabileceği tek nedenin gerçekte maddi bir rahatsızlığı olmadığı hâlde ... raporu aldığına dair isnat olabileceğini, kendisinin ise sadece hastalığın tanısı ile hekimce öngörülen tedavi süresinin uygunsuzluğu konu edilerek disiplin soruşturmasına maruz bırakıldığını, yapılan tespitte maddi rahatsızlığın gerçekliğine dair bir şüphe bulunmadığını, bunun dışında tıbbi teknik, bilgi ve ehliyet gerektiren hastalığın teşhis ve tanısı ile uygulanan tedavi ve süresi gibi hususlarda ve ayrıntılı muayene kağıdı ve içeriğinin düzenlenmesinde tüm sorumluluğun ilgili hekimlere ait olduğunu, sorumluluğun hekime ait olduğu bir hususta kendisiyle illiyet bağı kurulmasının mümkün olmadığını, aksi hâlin kabulünde istirahat raporu kullanan tüm şahısların kullandıkları rapor içeriğine ait hekimi denetleyici mahiyette tıp eğitiminin bulunması ve bu şahıslarda bunun aranması gibi kişilere yüklenebilmesi hukuken imkânsız bir durumun ortaya çıkacağını, raporların düzenlenmesini, tamamen ilgili hekimin yapmış olduğu tedavi, teşhis ve tanı işlemleri sonrasında gerekmesi hâlinde uygun olan süre de belirlenerek hekimce takdir edildiğini, ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 12.05.2016 tarihli ve 33782 sayılı ... Kurulunun ‘02.12.2014 tarihli ve 23.01.2015 tarihli ... raporlarında tanı net anlaşılamadığından tanı karar uyumu tespit edilememiş ve usulüne uygun bulunmamıştır.’ şeklindeki raporu ile 11.05.2016 tarihli ve 64106871-4998 sayılı yazısındaki ‘bahse konu raporların tarihleri ile raporların değerlendirme tarihi olan 12.05.2015 tarihi arasında yaklaşık 5 aylık süre bulunduğundan herhangi bir muayene ve teknik tedavi yapılmamıştır, raporların süresi dolduğundan hasta muayenesi yapılmaksızın raporların usul değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir, bu sebeple hasta heyete girmemiştir, usul muayeneleri gıyaben yapılmaktadır.’ şeklindeki durum tespiti karşısında, kendisi hakkında tamamen eksik inceleme araştırma ve tespit üzerine isnatta bulunulmasının hukuksuz olduğunu, ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi yetkililerinin eksikleri gidermeyip görevlerinin gereklerine aykırı davranarak hakkında disiplin soruşturması yapılmasına sebebiyet verdiklerini, hatta 2015 yılı Nisan-Mayıs aylarında bu Hastanede görevli bir personelin kullanmakta olduğu cep telefonundan arayarak, istirahat raporları hakkında inceleme yaptıklarını beyan ederek hastaneye gelmesini istediğini, kendisinin de görevliye Kars ilinde görev yaptığını, durum tespiti için Kars Devlet Hastanesi veya Kafkas Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine sevkinin sağlanmasını talep ettiğini, ilgili personelin de durumu not aldığına dair beyanda bulunduğunu, buna rağmen bu talebinin karşılanmadığını, o tarihte dahi hastaneye sevki yapılmış olsaydı soruşturmaya konu her iki istirahat raporunun da içeriğinin doğru olduğunun çok rahat bir şekilde tıbben tespit edilmiş olacağını, tarih itibarıyla lehine olacak en kesin delilin bu şekilde gösterilen ihmal ile yok edildiğini, şahsına verilmiş olan 02.12.2014 tarihli istirahat raporunun, 22.11.2014 günü ... ... (...) Hastanesinde gerçekleştirmiş olduğu saç ekimi operasyonu sonucunda, yaklaşık olarak bu tarihten 1 ay kadar süre ile devam eden saç alımı ve saç ekimi yapılmış olan alanlardaki iyileşmeye devam eden kanamalı ve iltihaplı yaralar, kanama izleri, operasyon sonrasında uygulanan ilaç enjekteleri nedeniyle baş, alın ve göz kapaklarında ilaç akıntıları ve birikmeleri ile devam eden şişlikler ve morluklar nedeniyle verildiğini, bu rahatsızlıkların kısmen bu istirahat raporu süresinin bitiminden sonra da devam ettiğini, muayene ve ... şikâyetlerinin gerekçeleri ve yaşamış olduğu bu ... sıkıntıları ile şikâyetinin ne ölçüde ... raporuna ve muayene evrakına yansımış olduğu hususunun hasta olarak şahsınca bilinebilecek bir durum olmadığını, bu rahatsızlığına olay tarihinde ... Adliyesinde görev yapmakta olan tüm hâkim, Cumhuriyet savcısı ve personelin şahit olduğunu, özellikle kendisiyle aynı tarihte saç ekimi yaptırmış olan Cumhuriyet savcısı ...'in de tüm ayrıntısıyla olaya ve rahatsızlığına vakıf olduğunu, bu ... raporunun içeriğinin tamamen doğru olduğunu, aynı ... sorunları nedeniyle saç ekim işlemini yapmış olan ... ... (...) Hastanesince verilen istirahat raporuna itibar edilmesine rağmen ... şikâyetlerinin devamı nedeniyle aynı konuda daha sonra verilmiş olan bu ... raporuna itibar edilmemesinin de kendi içinde çelişkili ve tutarsız olduğunu, 23.01.2015 tarihli istirahat raporunun içeriği ise zaman zaman ani hareket ve duruş pozisyonu veya ağır kaldırma nedeniyle şiddetli şekilde ortaya çıkan, zaten kronik olarak mevcut olan bel ve sırt tutulması rahatsızlığına dayandığını, rapor tarihinde de bu rahatsızlıkların somut olarak yaşandığını, bu rahatsızlığının boyun altından başlayıp, kuyruk sokumu bölgesine kadar devam eden bir veya bazen birkaç noktada ve kürek kemikleri üst kısmında ortaya çıkabildiğini, bunun sonucu olarak da hareket serbestisi sıkıntısı yaşayıp tutulma ve ağrılar nedeniyle günlük yaşam standartlarının da 5-10 gün arasında etkilendiğini, rahatsızlığının aradan geçen süre içerisinde de hâlen zaman zaman nüksettiğini, rahatsızlıkları nedeniyle sürekli ağrı kesici ve merhem kullandığını, aynı şikâyetlerle en son 2016 yılı Nisan ayı içerisinde Kafkas Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde tedavi olduğunu, yine devam eden tarihlerde tutuklu olarak bulunduğu Kars F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda ve ... Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda da bu rahatsızlığı nedeniyle sık sık kurum revirinde muayene olduğunu, İnfaz Kurumunda bulunan hasta kayıt ve tedavi evrakıyla bu durumların sabit olduğunu, almış olduğu bu raporun içeriğinin de tamamen doğru olduğunu, hekim tarafından uygun görülen ihtiyaç üzerine verildiğini, soruşturmaya konu her iki istirahat raporunun da içeriğinin tamamen doğru olduğunu, yaşamış olduğu somut rahatsızlıklar sonucunda ilgili hekimce yapılan muayene işlemi sonunda düzenlenmiş olduklarını, ayrıca her iki istirahat raporu sürecini de amacına uygun şekilde ikametinde istirahat ederek geçirdiğini, görev mahallini terk etmediğini, raporların düzenlenmesinde yapılmış olan usuli eksikliklerin sorumluluğunun şahsına yüklenemeyeceğini, kendisinin bu eksiklikleri bilebilme ve önleyebilme imkânının bulunmadığını savunmuştur.
5271 sayılı CMK'nın "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223. maddesinin 2. fıkrası;
“(2) Beraat kararı;
a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,
b) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,
c) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
d) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması,
e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması,
Hallerinde verilir.” şeklinde düzenlenmiş olup fıkradaki bu hâllerden biri gerçekleştiğinde mahkemece fıkranın hangi bendine de dayanıldığı belirtilmek suretiyle sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturabilmesi için CMK'nın 223. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması”, “yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması” ve “yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” kavramları üzerinde durulması gerekmektedir.
Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması; yapılan yargılama sonucunda eylemin kanunda suç olarak düzenlenmediğinin belirlenmesi hâlidir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Suçta ve cezada kanunilik ilkesi” başlıklı 2. maddesinde, kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemeyeceği, kanunen suç sayılmayan bir eylem dolayısıyla sanığa ceza verilemeyeceği gibi kanunun suç ve ceza içeren hükümlerinin kıyas yolu ile de uygulanamayacağı, diğer bir ifadeyle kıyasa yol açacak şekilde genişletici yorumlanamayacağı ifade edilmiştir. Bu ilkenin doğal bir sonucu olarak, mahkemece yargılama konusu eylemin kanunda suç olarak düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak yargılama sonucunda eylemin kanunda suç olarak düzenlenmediğinin belirlenmesi durumunda CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca sanığın beraatine karar verilmesi gerekecektir.
Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması; mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda yargılama konusu suçun sanık tarafından işlenmediğinin kesin olarak belirlenmesidir. Diğer bir ifade ile yüklenen suçun başkası tarafından işlendiği, sanık tarafından işlenmesinin olanaksız olduğu, kesin delillerle sanık tarafından işlenmediğinin belirlendiği hâllerde suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olmasından bahsedilebilir. Bu durumda yargılama konusu eylemle sanığın ilişkisini kesen açık bir belirleme yapılmış olmalıdır.
Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması ise yargılama sonucunda sanık ile eylem arasında ilişki kurulmakla birlikte sanığın suçu işlediğinin kesin, açık ve inandırıcı delillerle belirlenememesidir. Bu durumda mahkeme suç ile sanığın ilişkisini tespit etmekte, ancak sanığın yargılama konusu suçu işlediği konusunda şüphede kalmaktadır. 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesinde düzenlenen bu beraat nedeni ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” yani “kuşkudan sanık yararlanır” ilkesinin doğal bir sonucudur. Bu ilke uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık ...’ın, ... Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığı sırada, 22.11.2014 tarihinde ... Özel ... (...) Hastanesinde saç ekim operasyonu yaptırdığı, bu işlemle ilgili olarak hastane doktoru tarafından “L63 Alopesi areata” tanısıyla 22.11.2014 tarihinden itibaren 10 gün süreli ... göremezlik raporu tanzim edildiği, sanığın bu raporun bitim tarihi olan 02.12.2014 tarihinde ... 7 No.lu Aile Sağlığı Merkezine müracaatı üzerine, bu ... Merkezinde doktor olarak görev yapan inceleme dışı sanık ... tarafından sanık hakkında “L63.9 kod no.lu alopesia areata” tanısıyla 02.12.2014 ila 11.12.2014 tarihleri arasını kapsar şekilde 10 gün istirahat etmesi gerektiğine dair 02.12.2014 tarihli ve 891250 sayılı raporun düzenlendiği, sanığın daha sonra da ... Toplum Sağlığı Merkezi 5 No.lu Aile Sağlığı Merkezine müracaatı üzerine, adı geçen ... Merkezinde doktor olarak görev yapan inceleme dışı sanık ... tarafından da sanık hakkında “M54.99 kod no.lu dorsalji” (sırt ağrısı) tanısıyla 23.01.2015 ila 29.01.2015 tarihleri arasını kapsar şekilde 7 gün istirahat etmesi gerektiğine dair 23.01.2015 tarihli ve 987036 sayılı raporun düzenlendiği, ... 7 No.lu Aile Sağlığı Merkezi ve ... Toplum Sağlığı Merkezi 5 No.lu Aile Sağlığı Merkezi doktorları olan inceleme dışı sanıklar tarafından düzenlenen istirahat raporlarına Hâkimler ve Savcılar (Yüksek) Kurulu Genel Sekreterliğinin 02.04.2015 tarihli ve 14823 sayılı yazısı ile itiraz edildiği, bu itiraz üzerine suç konusu raporları inceleyen hakem hastane ... ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunca düzenlenen raporlar doğrultusunda sanık ... hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesince 03.05.2018 tarih ve 212-281 sayı ile; bahse konu raporların usule uygun olmadığına ilişkin iddialarla ilgili olarak kovuşturma izni verildiği, akabinde sanık hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığının 26.06.2018 tarihli ve 550-129 sayılı iddianamesi ile son soruşturmanın açılmasına karar verilmesinin talep edildiği, ... Ağır Ceza Mahkemesince 27.09.2018 tarih ve 214-242 sayı ile de kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçundan son soruşturmanın açılmasına karar verildiği, ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesince sanığın istirahatini gerektirir bir ... sorunu olmamasına rağmen, doktor olan inceleme dışı sanıkları azmettirerek içerik itibarıyla sahte rapor düzenlenmesine sebebiyet verdiğine ya da suç konusu raporların sahte olduğunu bilerek kullandığına dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığından CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine hükmedildiği anlaşılmıştır.
Hakkında verilen beraat hükmünü temyiz eden sanık, temyiz dilekçesinde ve daha sonra verdiği dilekçesinde, temyize konu beraat hükmünün CMK’nın 223. maddesinin 2. fıkrasının (a) veya (b) bentlerinde yer alan gerekçelerden biri gösterilmek suretiyle verilmesi gerektiğini beyan etmiş ise de, suç konusu raporları hakem hastane olarak değerlendiren ... ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 12.05.2015 tarihli ve 33782 sayılı ... kurulu raporunda; suç konusu her iki istirahat raporunda da, tanı net anlaşılamadığından tanı ile karar uyumunun tespit edilemediğinin ve raporların usule uygun bulunmadığının; Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda düzenlenen 10.08.2016 tarihli ve 5329 karar sayılı raporu ile Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda düzenlenen 06.04.2017 tarihli ve 430 karar sayılı raporunda; her iki istirahat raporunun, verilmesine mesnet teşkil eden ayrıntılı muayene kayıtlarının bulunmaması, tanılar ile bu tanılar nedeniyle verilmiş olan istirahat rapor sürelerinin uygun olmaması nedenleriyle bu iki istirahat raporunun tıbben usule uygun olmadığının belirtilmiş olması karşısında, usulüne uygun olarak düzenlenmediği belirlenen suça konu istirahat raporlarının, sanığın ... sorunu bulunmamasına rağmen doktor olan inceleme dışı sanıkları azmettirmesi sonucunda düzenlenip düzenlenmediği ya da sanığın suça konu raporları, bu özelliğini bilerek kullanıp kullanmadığı hususunun şüphe boyutunda kaldığının kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat kararı veren Özel Daire kararı isabetli olup hükmün onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanık hakkında kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçundan kurulan beraat hükmünün, CMK’nın 223/2-b maddesi uyarınca verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Sanık hakkında CMK'nın 223. maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmesi isabetli olduğundan Özel Dairenin kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçundan kurulan beraat hükmünün ONANMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 07.06.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.