MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet, nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hükme yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanığın söz konusu senetleri... Limited Şirketi ile ... isimli kişilere vererek haksız menfaat temin etmesi nedeniyle dolandırıcılık suçunun adı geçen kişilere yönelik işlendiğinin anlaşılması karşısında; sanığa atılı bulunan nitelikli dolandırıcılık suçundan doğrudan zarar görmeyen ..."in bu suça ilişkin davaya katılamaya hak ve yetkisi bulunmadığı gözetilmeden katılma kararının verilmesi hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu ve temyiz hakkı da vermeyeceğinin anlaşılması karşısında; ... vekilinin anılan suçtan kurulan hükme yönelik yaptığı temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükme yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanığın, katılan ... ile arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmamasına rağmen katılanı borçlu kendisini de alacaklı olarak gösterdiği 13.06.2007 keşide tarihli, 800 TL bedelli ve 13.04.2007 tarihli, 850 TL bedelli olan ve tüm dosya kapsamına göre katılanın imzasının taklit edilmesi suretiyle sahte oluşturulduğu tespit olunan iki adet senedi kendi ticari alışverişleri kapsamında başka şahıslara vererek kullandığı, senetleri verdiği kişiler tarafından da katılan aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yoluna başvurulduğu, bu şekilde sanığın, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurumunun aracı kılınması suretiyle dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına, bilirkişi raporlarına, tanık anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, katılan ... ile arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmamasına rağmen katılanı borçlu kendisini de alacaklı olarak gösterdiği iki adet sahte senedi kullanması şeklinde gerçekleştirdiği sabit görülen eylemlerinin müteselsilen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümün ONANMASINA, 04.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.