Esas No: 2018/616
Karar No: 2022/446
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/616 Esas 2022/446 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2018/616 E. , 2022/446 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi:Asliye Ceza
Sanık ...'ın mağdur ...'a yönelik kasten yaralama suçundan TCK'nın 86/2, 86/3-e ve 53. maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; katılan ...'a yönelik hakaret suçundan TCK'nın 125/1, 125/4 ve 53. maddeleri uyarınca 3 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına; 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan 6136 sayılı Kanun'un 15/1, TCK'nın 53 ve 52. maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezası ve 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin ... 6. Asliye Mahkemesince verilen 09.07.2014 tarihli ve 375-507 sayılı hükümlerin sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 3. Ceza Dairesince 17.04.2017 tarih ve 10416-4804 sayı ile;
a) Suç tarihi itibarıyla 65 yaşını dolduran ve adli sicil kaydına göre engel sabıkası bulunmayan sanığın, mahkûm edildiği bir yılın altındaki hapis cezalarının 5237 sayılı TCK'nın 50/3. maddesi gereğince aynı maddede öngörülen seçenek yaptırımlara çevrilmesi zorunluluğu bulunduğunun gözetilmemesi,
b) Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas-2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinde belirtilen hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması," nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
... 6. Asliye Ceza Mahkemesi 29.11.2017 tarih ve 405-832 sayı ile; Özel Daire ilamının (b) bendindeki bozma nedenine uymuş, (a) bendinde yer alan bozma nedenine ise;"... Her ne kadar Yüksek Yargıtay 3. Ceza Dairesi dosyamıza yönelik bozma ilamında suç tarihi itibarıyla 65 yaşını dolduran ve adli sicil kaydına göre engel sabıkası bulunmayan sanığın mahkûm edildiği bir yılın altındaki hapis cezalarının TCK'nın 50/3 maddesi gereğince aynı madde de öngörülen seçenek yaptırımlara çevrilmesi zorunluluğu gözetilmemesi nedeniyle bozma ilamı tesis etmiş ise de sanığın sabıka kaydı incelendiğinde ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/557-2006/675 E-K sayılı kararı ile TCK'nın 170/1-c madde tatbiki ile 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına yönelik kasıtlı suçtan mahkûmiyet kararı tesis ettiği, bu kararın adli sicil kaydında mevcut bulunduğu, her ne kadar adli sicil kaydının silinme şartları taşıyor olsa bile bu kere arşiv kaydının silinme şartlarını taşımadığı ve TCK'nın 50/3. maddesi incelendiğinde; 'Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak koşuluyla,...' şeklinde düzenleme olduğu, bu düzenleme içerisinde sanığın sabıkasızlığından veya sabıka kaydının silinme şartlarını taşıyıp taşımadığından bahsedilmediği daha önce hapis cezasına mahkûm olmama şartını aradığı bunun da ancak hapis cezası ile mahkûmiyet kararının arşiv kaydının silinme şartlarını taşıması gerektiği ve yapılan dosya incelemesinde ise arşiv kaydının silinme şartlarının suç tarihi itibarıyla oluşmadığı, Yüksek Yargıtayca da bu hususun sehven değerlendirilerek bozma ilamı tesis ettiği kanaati oluştuğu, sanığın sabıkalılığı, suç işleme kişiliği dikkate alınarak hakkında başkaca kanuni ya da takdiri artırım ya da indirim maddesi ile başkaca bir tedbir veya geçmiş hâli dikkate alınarak CMK 231/6-b maddesi gereğince sanık hakkında yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaata varılamadığından HAGB kararı uygulanmasına takdiren yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekli görülmüştür." gerekçesiyle direnmiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.06.2018 tarihli ve 73664 sayılı "Onama" istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 3. Ceza Dairesince 05.12.2018 tarih 4740-18891 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlağına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında katılan ...'a yönelik kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleştiğinden, temyizin ve direnmenin kapsamına göre inceleme sanık hakkında katılan ...'a yönelik hakaret, mağdur ...'a yönelik kasten yaralama ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.Görüldüğü gibi Yargıtay (Kapatılan) 3. Ceza Dairesi ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suç tarihinde 65 yaşını bitirmiş olan sanık hakkında kasten yaralama, hakaret ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarından hükmedilen kısa süreli hapis cezalarının TCK'nın 50/3. maddesi uyarınca aynı Kanun'un 50/1. maddesinde belirtilen seçenek yaptırımlara çevrilmesine engel sabıkasının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.İncelenen dosya kapsamından; ... Cumhuriyet Başsavcılığının 24.06.2013 tarihli ve 10676-4565 sayılı iddianamesi ile; sanık hakkında katılan ...'a yönelik hakaret, mağdur ...'a yönelik kasten yaralama ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarını işlediği iddiasıyla ve TCK'nın 125/1-4, 86/2, 86/3-e, 6136 sayılı Kanun'un 15/1 ve TCK'nın 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı,... 6. Asliye Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 09.07.2014 tarih ve 375-507 sayı ile; sanık ... hakkında mağdur ...'a yönelik kasten yaralama suçundan TCK'nın 86/2, 86/3-e ve 53. maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; katılan ...'a yönelik hakaret suçundan TCK'nın 125/1, 125/4 ve 53. maddeleri uyarınca 3 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına; 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan 6136 sayılı Kanun'un 15/1, TCK'nın 53 ve 52. maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezası ve 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verildiği,
Hükümlerin sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 3. Ceza Dairesince 17.04.2017 tarih ve 10416-4804 sayı ile;
"...a) Suç tarihi itibarıyla 65 yaşını dolduran ve adli sicil kaydına göre engel sabıkası bulunmayan sanığın, mahkûm edildiği bir yılın altındaki hapis cezalarının 5237 sayılı TCK'nın 50/3. maddesi gereğince aynı maddede öngörülen seçenek yaptırımlara çevrilmesi zorunluluğu bulunduğunun gözetilmemesi," gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği,
24.09.1945 doğumlu sanığın suçları işlediği iddia olunan 10.06.2013 tarihinde 67 yaş içerisinde olduğu,
Sanığın işlediği iddia olunan suçların tarihi itibarıyla adli sicil kaydında bulunan ... 5. Asliye Ceza Mahkemesince 21.10.2006 tarih ve 557-675 sayı ile TCK'nın 179/1-c maddesinde düzenlenen genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçundan TCK'nın 51/1. maddesi uyarınca erteli 5 ay hapis cezasına mahkûm edildiği ve 1 yıl denetim süresine tabi tutulduğu, bu kararın temyiz edilmeksizin 13.12.2006 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusunun sağlıklı bir şekilde çözümlenmesi için TCK'nın 50. maddesinin, adli sicilden ve arşiv kaydından silinme koşullarının ayrı ayrı değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır.
5237 sayılı TCK'nın "Yaptırımlar" başlıklı üçüncü kısmının, "Cezalar" başlıklı birinci bölümünde yer alan "Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar" başlıklı 50. maddesi;
“Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;
a) Adlî para cezasına,
b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,
c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,
e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya, çevrilebilir”,
2. fıkrası; “Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hâllerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez”,
3. fıkrası ise; “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir”,
Şeklinde düzenlenmiştir.
Maddenin 3. fıkrasının gerekçesi; “Maddenin üçüncü fıkrasında, kısa süreli hapis cezasının adli para cezası veya diğer seçenek tedbirlerden birine çevrilmesi açısından mahkemenin takdir yetkisinin olmadığı hâller belirlenmiştir. Bu hâllerde, mahkeme kısa süreli hapis cezasını adli para cezasına veya diğer seçenek tedbirlerden birine çevirecektir. Bunun için kişinin daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması ve hükmolunan hapis cezasının otuz günden fazla olmaması gerekir. Keza, daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” şeklindedir.
Maddenin birinci fıkrasında sanığa hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilebileceği düzenlenmiş olup maddede “çevrilebilir” kelimesine yer verilmiş olduğundan hâkimin kısa süreli hapis cezasını birinci fıkrada belirtilen seçenek yaptırımlardan birine çevirme zorunluluğu bulunmamaktadır. Kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilip çevrilmemesi, çevrilmesi hâlinde hangi seçenek yaptırıma çevrileceği hususları dosya içeriğine göre hâkimin takdirine bırakılmıştır.İkinci fıkrada adli para cezasına çevirme yasağı düzenlenmiş olup, adli para cezası ile hapis cezasının seçimlik olarak düzenlendiği bir suçtan hüküm kurulurken temel cezanın tercihen hapis cezası olarak seçilmesinden sonra, sonuç hapis cezası kısa süreli olsa dahi 50. maddenin 1. fıkrasında sayılan seçenek yaptırımlardan adli para cezasına çevrilemeyecektir. Ancak adli para cezası dışındaki diğer seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesine bir engel bulunmamaktadır.
Üçüncü fıkrada ise seçenek yaptırımlara çevirmenin zorunlu olduğu hâller düzenlenmiş olup, buna göre daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak kaydıyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile suç tarihinde onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm olduğu kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunludur. Burada hâkime takdir hakkı tanınmamış olup, şartların oluşması hâlinde fıkrada belirtilen sürelerdeki hapis cezalarını maddenin birinci fıkrasında sayılan seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunlu kılınmıştır. Kanun koyucu seçenek yaptırımlara çevirme noktasında bir sınırlama getirmemiş, hapis cezasının birinci fıkrada belirtilen seçenek yaptırımlardan herhangi birine çevrileceğini belirtmiş, nitekim madde gerekçesinde; “bu hâllerde, mahkeme kısa süreli hapis cezasını adli para cezasına veya diğer seçenek tedbirlerden birine çevirecektir” denilmek suretiyle kısa süreli hapis cezasının para cezası dahil seçenek yaptırımlardan birine çevrilebileceği açıkça hükme bağlanmıştır.
Maddenin üçüncü fıkrasındaki şartları taşıyan sanık hakkında seçimlik yaptırım öngörülen bir suçtan mahkûmiyet hükmü kurulurken temel cezanın tercihen hapis cezası olarak seçilmesinden sonra bu cezanın üçüncü fıkra gereğince adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceğinin uyuşmazlığın çözümü açısından belirlenmesi gerekmektedir. Maddenin ikinci fıkrasında yasaklayıcı bir düzenleme yapan kanun koyucunun, üçüncü fıkrada hiçbir sınırlama yapmaksızın zorunlu çevirme hâllerini düzenlemiş olması ve fıkra gerekçesinde de fıkrada belirtilen sürelerdeki hapis cezalarının açıkça adli para cezasına da çevrilebileceğini belirtilmiş bulunması karşısında, sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına da çevrilebileceğinin kabulü gerekmektedir.
Failin "adli geçmişi" suçu işleyip işlemediği konusunda değil ve fakat kurulacak hükümde önemli bir işleve sahiptir. Gerçekten failin mükerrir ya da itiyadi suçlu olup olmadığı, hakkında erteleme kararı verilebilip verilemeyeceği, bazı koşulların varlığı hâlinde hükmedilen hapis cezasının para cezası ya da TCK'nın 50. maddesinde sayılan yaptırımlardan birine çevrilip çevrilemeyeceği hususlarında failin adli geçmişi göz önünde bulundurulur.
22.11.1990 tarihli ve 3682 sayılı Adli Sicil Kanunu 25.05.2005 tarih ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece Adli Sicil Kanunu TCK ile uyumlu hâle getirilmiştir.Kanun, kesinleşmiş ceza ve güvenlik tedbirlerine mahkûmiyete ilişkin bilgilerin otomatik işleme tâbi bir sistem kullanılarak toplanmasına, sınıflandırılmasına, değerlendirilmesine, muhafaza edilmesine ve gerektiğinde en seri ve sağlıklı biçimde ilgililere bildirilmesine dair usul ve esasları belirler (ASK m.1).
Adli sicilde, hakkında Türk mahkemeleri veya yabancı ülke mahkemeleri tarafından kesinleşmiş ve Türk Hukukuna göre tanınan mahkûmiyet kararı bulunan Türk vatandaşları ile Türkiye'de suç işlemiş olan yabancıların kayıtları da dahil tüm adli sicil bilgileri yer alır. Bu bilgiler öncelikle mahallinde bilgisayar ortamına aktarılmasına takiben, ... Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğündeki Merkezi Adli Sicilde tutulur (ASK m.2).
Adli sicildeki bilgiler (m.9);
Cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması,
Ceza mahkûmiyetini bütün sonuçları ile ortadan kaldıran şikâyetten vazgeçme veya etkin pişmanlık,
Ceza zamanaşımının dolması,
Genel af,
hâlinde Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek, arşiv kaydına alınır. Adli sicil bilgileri ilginin ölümü üzerine tamamen silinir. Türk vatandaşları hakkında yabancı mahkemelerce verilmiş olup 4'üncü maddenin birinci fıkrasının (f) bendine göre adli sicile kaydedilen hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûmiyet hükümleri, kesinleştiği tarihten itibaren mahkûmiyet kararında belirtilen sürenin geçmesiyle, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce adli sicil kayıtlarından çıkartılarak arşiv kaydına alınır. Adli para cezasına mahkûmiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler, adli sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive kaydedilir.
Görüldüğü üzere yeni Adli Sicil Kanunu eskisinden önemli farklar içermektedir. Daha önce "adli sicilden hükümlülük kaydının çıkarılması" için cezanın çekildiği veya ortadan kalktığı veya düştüğü tarihten itibaren belli sürelerin geçmesi aranmakta idi. Yeni Kanun bu konuda daha anlaşılır ve sade bir düzenleme getirmiş olup infazın tamamlanması, ceza zamanaşımının dolması, af gibi hâllerin varlığında herhangi bir ek süre geçmesine gerek olmaksızın hükümlülük kaydının adli sicilden silinmesini öngörmektedir. Diğer bir fark ise silinen kaydın arşiv kaydına alınmasıdır. Eski yasada da arşiv kaydı mevcuttu. Ancak eski yasaya göre adli sicilden çıkarılan bilgilerden Anayasa'nın 76'ncı maddesinde sayılan suçlar ait olanlar, milletvekili adaylığı için talep edildiğinde verilmek üzere bilgi arşivinde muhafaza edilmekteydi (3682 s. K. m.9). Yeni Yasa ise silinen tüm bilgilerin arşiv kaydına alınacağını ifade etmektedir.
Bununla birlikte;
(1) Arşiv bilgileri,
a) İlginin ölümü üzerine,
b) Anayasanın 76'ncı maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren;
1. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla onbeş yıl geçmesiyle,
2. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu aranmaksızın otuz yıl geçmesiyle,
c) Diğer mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle,
tamamen silinir.
(2) Fiilin kanunla suç olmaktan çıkarılması hâlinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adli sicil ve arşiv kayıtları, talep aranmaksızın tamamen silinir.
O hâlde adli sicil kayıtları adli sicilden silinmekte; ancak kural olarak arşivde muhafaza edilmektedir (Veli ... Özbek, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker ..., Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 8. Baskı, s.755, 756, 758, 759)
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ...'ın adli sicil kaydına konu hükmün genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu nedeniyle ... 5. Asliye Ceza Mahkemesince 31.10.2006 tarih ve 557-675 sayı ile TCK'nın 170/1-c, 62 ve 51. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresinin belirlenmesine ilişkin olduğu, söz konusu hükmün temyiz edilmeksizin 13.12.2006 tarihinde kesinleştiği, hükmün kesinleşmesi ile 1 yıllık denetim süresinin başladığı, 13.12.2007 tarihinde hükmün infaz edilmiş sayıldığı, infaz edilmiş sayılması ile birlikte arşiv kaydına alınma koşullarının oluştuğu ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca arşive alınma tarihinden itibaren beş yılın geçmesi ile 13.12.2012 tarihinde arşivden silinme koşullarının oluştuğu ve dolasıyla engel sabıkası bulunmayan suç tarihi olan 10.06.2013 tarihinde 65 yaşından büyük olan sanık hakkında temel ceza olarak tercihen kasten yaralama suçundan 6 ay hapis cezası ve hakaret suçundan 3 ay 15 gün hapis cezası ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan da kanun gereği sonuç olarak 6 ay kısa süreli hapis cezalarının 5237 sayılı TCK'nın 50/3. maddesi gereğince aynı Kanun'un 50/1. maddesinde belirtilen para cezası dahil seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğu bulunduğunun gözetilmemesi nedeniyle Yerel Mahkemenin direnme kararında isabet bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerinin suç tarihi itibarıyla 65 yaşından büyük olan ve adli sicil kaydına göre engel sabıkası bulunmayan sanık hakkında mahkûm edildiği bir yılın altındaki hapis cezalarının TCK'nın 50/3. maddesi gereğince aynı Kanun'un 50/1. maddesinde belirtilen para cezası dahil seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğu bulunduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- ... 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.11.2017 tarihli ve 405-832 sayılı direnme kararına konu mahkûmiyet hükümlerinin, suç tarihi itibarıyla 65 yaşından büyük olan ve adli sicil kaydına göre engel sabıkası bulunmayan sanık hakkında mahkûm edildiği bir yılın altındaki hapis cezalarının TCK'nın 50/3. maddesi gereğince aynı Kanun'un 50/1. maddesinde belirtilen para cezası dahil seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğu bulunduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 15.06.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
...