Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/606 Esas 2022/476 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2019/606
Karar No: 2022/476
Karar Tarihi: 23.06.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/606 Esas 2022/476 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2019/606 E.  ,  2022/476 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi:Sulh Ceza


    Sanık ...’un hakaret suçundan TCK’nın 125/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 6 ay; tehdit suçundan ise aynı Kanun’un 106/1-2. cümlesi, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin ... (Kapatılan) 14. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 02.12.2013 tarih ve 550-1020 sayılı hükümlerin sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 18. Ceza Dairesince 23.01.2018 tarih ve 43164-15062 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca ise 17.04.2019 tarih ve 34773 sayı ile; "..24.10.2012 tarihli tutanak, iddianamedeki anlatım, mahkemenin kabulü ve sair dosya içeriğinin incelenmesinde; sanığın aralarında anlaşmazlık bulunan ancak evlilik birliği devam eden eşi katılanın cep telefonu numarasına gönderdiği mesaj içeriğinde 'çok dayandım allahsız cvp yazmayım dye o çocuk benim allahım peygamberim sakın aklından çıkarma sen değil feriştahın benden ayıramaz zannetme kulağımın ardına yatıyom senin feriştahını ......m bekle' şeklindeki sözleri ile ilgili olarak olayda, sanık ile katılan arasında devam eden bir boşanma davasının mevcudiyeti, ortak çocuklarının gösterilmesi hususunda anlaşmazlık bulunması ve sanığın da bundan mütevellit öfke ve kızgınlıkla eşine gönderdiği mesaj içeriğindeki sözlerde hakaretten ziyade genel olarak korkutuculuk unsurundan bahsedilebileceği, mahkemece mesaj içeriğinde yer alan 'bekle' ibaresinin basit tehdit suçunu oluşturduğu şeklindeki kabulünde söz konusu ibarenin başlı başına korkutuculuk ögesini içerdiğinden bahsedilemeyeceği, bu itibarla eylemin bir bütün olarak basit tehdit suçunu oluşturduğu" görüşüyle itiraz yoluna başvurulmuştur. CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 18. Ceza Dairesince 01.10.2019 tarih ve 5182-13460 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın katılana ait cep telefonuna “çok yandım Allahsız cevap yazmayayım diye, o çocuk benim, aklından çıkarma, sen değil feriştahın benden ayıramaz, zannetme kulağımın ardına yatıyorum, senin feriştahını ......ceğim bekle” şeklinde mesaj göndermesi eyleminin hakaret ve tehdit suçlarını mı, yoksa bir bütün olarak tehdit suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.İncelenen dosya kapsamından;Katılan .’un (.); eşi olan sanıkla boşanma aşamasında olduklarını, sanığın ortak çocuklarını görme konusunda zaman zaman sıkıntı çıkardığını, bu kapsamda 24.10.2012 tarihinde kendisine suça konu hakaret ve tehdit içerikli mesajları gönderdiğine dair beyanları, sanığa ait .numaralı cep telefonundan katılana ait . numaralı telefona 24.11.2012 tarihide saat 01.19 sıralarında “çok yandım Allahsız cevap yazmayayım diye, o çocuk benim, aklından çıkarma, sen değil feriştahın benden ayıramaz, zannetme kulağımın ardına yatıyorum, senin feriştahını ......ceğim bekle” şeklinde mesaj gönderildiğine ilişkin tutanak, sanığın; katılanın, çocuğunu kendisine göstermediğini ve çocuğunu görebilmek için suça konu mesajı gönderdiği yönündeki ikrarı ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında;Sanığın 24.11.2012 tarihide saat 01.19 sıralarında katılana “çok yandım Allahsız cevap yazmayayım diye, o çocuk benim, aklından çıkarma, sen değil feriştahın benden ayıramaz, zannetme kulağımın ardına yatıyorum, senin feriştahını ......ceğim bekle” şeklinde mesaj gönderdiği,Hususunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Özel Daire arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    Tehdit suçu TCK’nın 106. maddesinde;
    (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
    (2) Tehdidin;
    a) Silahla,
    b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
    c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
    d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
    İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
    (3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir." şeklinde düzenlenmiştir.Türk Dil Kurumunun Büyük Türkçe Sözlüğü'ne göre, "Gözdağı verme" anlamına gelen tehdit, bir kimsenin bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bildirilmesidir. Bu bildirimin sözlü olması mümkün olduğu gibi başka yollarla ve bu bağlamda davranışlar yoluyla da yapılması mümkündür. Bu nedenle tehdit suçu; söz, yazı, resim, şekil veya işaret ile de işlenebilecek bir suç olup önemli olan gerçekleştirileceği belirtilen haksızlığın mağdurun bilgisine ulaştırılmasıdır (M. Emin Artuk, A. Gökcen, A. Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Turhan Kitabevi, ..., 6. Bası, .... 100).Tehdidin, mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya objektif olarak elverişli olması yeterli olup, saldırının kişinin veya başkasının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına, belirli bir ağırlıkta olmak kaydıyla malvarlığına veya bunlar dışındaki sair bir kötülüğe yönelik olması gereklidir. Suçun oluşabilmesi için mağdurun iç huzurunun bozulup bozulmadığının veya korkup korkmadığının ayrıca araştırılmasına gerek yoktur. Önemli olan failin tehdidi oluşturan fiili "Korkutmak amacıyla" yapmış olmasıdır (Majno, Ceza Kanunu Şerhi, Sevinç Matbaası, ... 1978, C. II, .... 127; A. Pulat Gözübüyük, Mukayeseli Türk Ceza Kanunu, 5. Bası, C. II, .... 517 ve 873).Tehdit suçuyla korunan hukuki yarar TCK’nın 106. maddesinin gerekçesinde; "Tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükûnudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu madde ile insanın kendisine özgü sulh ve sükûnuna karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır. Fakat, tehdidin bu maddeyle korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir." şeklinde açıklanmıştır.Uyuşmazlıkla ilgili olarak ele alınması gereken diğer suç olan hakaret, TCK’nın 125. maddesinde;
    "(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.
    (2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
    (3) Hakaret suçunun;
    a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
    b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
    c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
    İşlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
    (4) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
    (5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir.
    Maddenin birinci fıkrasında hakaret suçunun temel şekli, üçüncü ve dördüncü fıkralarında ise nitelikli hâlleri düzenlenmiş, madde gerekçesinde de; "Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır." açıklaması yapılmıştır. Buna göre, suçun konusu kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup somut bir fiil veya olgu isnat etme ya da sövme suretiyle kişilerin onur, şeref ve saygınlığına saldırma eylemi hakaret suçunu oluşturacaktır.
    Ceza Genel Kurulunun birçok kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK'da, 765 sayılı Kanun'daki hakaret ve sövme suçu ayrımı kaldırılmıştır. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olduğundan, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Sanığın 24.11.2012 tarihide saat 01.19 sıralarında katılana “çok yandım Allahsız cevap yazmayayım diye, o çocuk benim, aklından çıkarma, sen değil feriştahın benden ayıramaz, zannetme kulağımın ardına yatıyorum, senin feriştahını ......ceğim bekle” şeklinde mesaj gönderdiği, Yerel Mahkemece sanığın eylemi sabit görülerek hakaret ve tehdit suçlarından ayrı ayrı mahkûmiyet hükümleri kurulduğu ve sanık müdafisinin temyizi üzerine anılan hükümlerin Özel Dairece onandığı anlaşılmış ise de;Sanık ile katılanın suç tarihinde boşanma aşamasında olmaları ve ortak çocuklarının sanığa gösterilmesi hususunda aralarında anlaşmazlık bulunması ve sanığın savunmasında; katılanın, çocuğunu kendisine göstermediğini ve çocuğunu görebilmek için suça konu mesajı gönderdiğini ileri sürmesi karşısında; katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide etmekten ziyade muhatabı tehdit kastı ile hareket ettiği konusunda kuşku bulunmayan sanığın suça konu ifadelerinin olayın bütünlüğü içerisinde kül hâlinde geleceğe yönelik olarak cinsel dokunulmazlığa karşı tehdit suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; "Sanığın katılana gönderdiği mesajın hem hakaret hem de tehdit suçlarını oluşturması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmesi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay (Kapatılan) 18. Ceza Dairesinin 23.01.2018 tarih ve 43164-15062 sayı sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
    3- ... (Kapatılan) 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 02.12.2013 tarih ve 550-1020 sayılı hükmünün, sanığın katılana ait cep telefonuna “çok yandım Allahsız cevap yazmayayım diye, o çocuk benim, aklından çıkarma, sen değil feriştahın benden ayıramaz, zannetme kulağımın ardına yatıyorum, senin feriştahını ......ceğim bekle” şeklinde mesaj göndermesi eyleminin bir bütün olarak tehdit suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 23.06.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.



























    Hemen Ara