Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/171 Esas 2022/496 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2020/171
Karar No: 2022/496
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/171 Esas 2022/496 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2020/171 E.  ,  2022/496 K.

    "İçtihat Metni"


    Yargıtay Dairesi : Ceza Genel Kurulu

    Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanıklar hakkında ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 30.12.2019 tarih ve 20-172 sayı ile; evrak üzerinden yapılan inceleme neticesinde CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca kamu davasının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
    Hükmün sanık ... ve müdafisi ile sanıklar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "onama" istemli 17.03.2020 tarihli ve 31015 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Temyiz incelemesi yapan Ceza Genel Kurulunca dosya incelenip görüşülerek gereği düşünüldü:
    Ceza Genel Kurulunca, sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılma istemiyle açılan davada, İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesinde evrak üzerinde yapılan yargılama sonunda, kamu davasının reddine dair verilen kararların hukuki yönüne ilişkin temyiz incelemesi yapılacaktır.
    I) TEMYİZ EDENLERİN SIFATI, BAŞVURULARIN SÜRESİ VE TEMYİZ NEDENLERİNE GÖRE YAPILAN İNCELEMEDE:
    A) Uygulanacak Temyiz Hükümleri:
    07.10.2004 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan bölge adliye mahkemeleri, 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği üzere 20.07.2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlamıştır. Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte istinaf kanun yolu uygulamaya girmekle birlikte 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihi olan 20.07.2016 tarihinden önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nın, bu tarihten sonra verilen kararlar hakkında ise 5271 sayılı CMK'nın temyize ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
    Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 7 nolu protokolün "Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı" başlıklı 2. maddesinin "Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan mahkum edilen her kişi, mahkumiyet ya da ceza hükmünü daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme hakkını haiz olacaktır. Bu hakkın kullanılması, kullanılabilme gerekçeleri de dahil olmak üzere, yasayla düzenlenir. 2. Bu hakkın kullanılması, yasada düzenlenmiş haliyle önem derecesi düşük suçlar bakımından ya da ilgilinin birinci derece mahkemesi olarak en yüksek mahkemede yargılandığı veya beraatini müteakip bunun temyiz edilmesi üzerine verilen mahkumiyet hallerinde istisnaya tabi tutulabilir." hükmü doğrultusunda, bazı kamu görevlilerin özel yetki kuralları uyarınca Yargıtayda veya Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanmaları hâlinde istisna getirebilme olanağına rağmen iç hukukumuzda, ilk derece olarak Yargıtayda yargılanacak kişiler bakımından verilen hükümlerin temyiz edilebileceği öngörülerek, iki dereceli sistem benimsenmiştir.
    B) Temyiz Süresi ve Neden Bildirme Yükümlülüğü:
    Hüküm fıkrasında, verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağı bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresinin, mercisi ve şekillerinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilerek hazır bulunan sanığa ve müdafisine bildirilmesi gerekmektedir.
    Temyiz istemi, tutuklu bulunan sanıklar hakkında CMK'nın 263. madde hükmü saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasından itibaren eğer temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılmasının gerekliliği, temyiz sebebinin ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabileceği gözetilerek, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorunda olduğu, başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilmesi gerekliliğine uyularak usulüne uygun başvuru yapıldığı anlaşılmakla işin esasına geçilmiştir.
    C) Temyiz Nedenleri ve İncelemenin Kapsamı:
    İstinaf mahkemelerinin Türk yargı sistemine dahil olmasıyla kanun yolu yargılamasında yeni bir anlayışı benimseyen kanun koyucu, istinaf başvurusunda Cumhuriyet savcısı dışındaki diğer kişiler bakımından sebep gösterme zorunluluğu öngörmezken, temyiz kanun yolunda, mülga 1412 sayılı CMUK'dan farklı şekilde resen temyiz tercihinden vazgeçerek, temyiz davasını açan ve sınırlayan temyiz dilekçesinde temyiz edenin, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini, temyiz sebeplerini göstermek zorunda olduğunu ve temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren ek bir dilekçe vermesini öngörmüştür. Gerekçeli temyiz dilekçesi, (ek dilekçe, temyiz layihası) temyiz nedenlerinin gösterildiği dilekçedir. Temyiz dilekçesinde ya da daha sonradan verilen ek temyiz dilekçesinde temyiz denetiminin kapsamının belirlenmesi bakımından hangi hukuka aykırılıklara dayanıldığının anlaşılır bir şekilde gösterilmesi gerekir.
    Bir muhakemede, çözümü amaçlanan iki temel sorun vardır. Bunlar, maddi sorun ve hukuki sorundur. Maddi sorun, "olgusal dünya"ya; hukuki sorun, "normatif dünya"ya aittir. Mahkemede önce maddi sorun, sonra hukuki sorun çözülür. Maddi sorunun çözümü geçmişte yaşanmış bir olayın temsili, nasıl gerçekleştiğinin tespitidir. Bu çözüm de sadece hukukun izin verdiği yöntemlerle gerçekleşecektir. Maddi olayın gerçeğe uygun temsil edilebilmesi öncelikle, eksiksiz soruşturma yapılması ve toplanan tüm delil araçlarının doğru değerlendirilmesine bağlıdır. Hâkim; delil araçlarını, akıl yürütmek ve bu arada tecrübe kurallarına başvurmak suretiyle, vicdanına göre değerlendirecektir. Yine akıl yürüterek boşlukları dolduracaktır. Dolayısıyla vicdani kanaate sezgilerle değil akıl yoluyla ulaşılacaktır.
    Temyiz denetiminde, maddi olayın tespitinde ilk derece ve bölge adliye mahkemelerinin, sözlülük, doğrudan doğruyalık ve yüzyüzelik ilkeleri uyarınca elde edilen delilleri vicdani kanaatleri ile serbestçe takdir ederken, delillerle varılan sonucun hukuk kurallarına, akla, mantığa, genel hayat tecrübelerine ve bilimsel görüşlere uygun olup olmadığının tespiti bakımından somut dosya üzerinden görüşülüp incelenebileceği gibi maddi sorunla ilgili vaka değerlendirmelerindeki hukuka aykırılıkları da gerekçe üzerinden denetlenebilecektir.
    Temyiz dilekçesinde bir temyiz nedeni var olmasına rağmen muhakeme hukukuna aykırılık iddiasının temyiz sebebi olarak gösterilmemesi ya da gösterilmekle birlikte hükme etki edecek nitelikte olmadığının anlaşılması durumunda usul hükümlerine uygunluk bakımından sadece 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesi kapsamındaki hukuka kesin aykırılık hâlleriyle sınırlı bir temyiz incelemesi yapılacak, inceleme sırasında tespit edilen ancak hükmü etkilemeyen muhakeme hukukuna aykırılıklar Yargıtay tarafından bozma nedeni yapılmayarak kararda bu aykırılıklara işaret edilmekle yetinilecektir.
    Temyiz nedeninin, maddi hukuka aykırılık iddiasına dayanması hâlinde ise maddi hukuka aykırılık nedeniyle hükmün temyiz edilmesi yeterli olup cezai yaptırımların kişiler üzerindeki telafisi mümkün olmayan ağır sonuçları da gözetilerek somut olayda adaleti gerçekleştirme ve doğru bir hüküm oluşturma ile yükümlü olan Yargıtayca dosyaya yansıyan tüm maddi hukuka aykırılıklar tespit edilip temyiz edenin sıfatı da dikkate alınmak suretiyle bozma nedeni yapılması gerekecektir.
    CMK'nın 289. maddesinde yazılı olan "Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır" kuralı, hiçbir temyiz nedeni içermeyen bir temyiz başvurusunda, mutlak temyiz nedenlerinin kendiliğinden gözetileceği şeklinde anlaşılamaz. Bu noktada dilekçe yalnızca bir veya birden fazla nispî temyiz nedeni içeriyorsa, bu nedenler kabul edilmese dahi 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesinde yer alan mutlak hukuka aykırılık hâllerinden birine dayanarak hükmün bozulması mümkündür.
    D) Temyiz istemlerinin süresinde ve geçerli olup olmadığının değerlendirilmesi:
    a) Özel Dairece ilk derece mahkemesi sıfatıyla gerçekleştirilen ve evrak üzerinden yapılan yargılama neticesinde verilen kararın;
    Sanık ...'e 23.01.2020, sanık ...'a 27.01.2020 ve sanık ...'a 27.01.2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği,
    Bu karara yönelik olarak sanık ...'in 05.02.2020, sanık ...'ın 07.02.2020, sanık ...'un 05.02.2020 ve sanık ... müdafisinin 10.02.2020 tarihli ve süresi içerisinde sundukları dilekçelerle temyiz kanun yoluna başvurdukları,
    b) Temyiz dilekçeleri içeriklerinden; nedenlerini belirtmek suretiyle kararın bozulmasını talep ettikleri,
    Görülmekle temyiz taleplerinin süresinde ve geçerli olduğu anlaşılmıştır.
    II) SON SORUŞTURMANIN AÇILMASI KARARI:
    ''Malatya eski Hâkimi olup Gaziosmanpaşa Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (42425) ..., Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli) eski Başkanı olup Konya Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (40215) ..., Malatya eski (CMK 250. Madde ile görevli) Cumhuriyet Savcısı olup Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (38177) ..., Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üyesi olup Denizli Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (41026) ..., Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli) eski Üye Hâkimi olup İstanbul Anadolu Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (40028) ..., Malatya Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (41088) ..., Malatya eski (CMK 250. madde ile görevli) Cumhuriyet Savcısı olup Küçükçekmece Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (39953) ..., Malatya Eski Cumhuriyet savcısı olup Bursa Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (41035) ... ve Malatya eski (TMK 10. maddesi ile yetkili) Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (42687) ...'ın;
    İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlükleri tarafından hazırlanan sahte belgeler, raporlar ve yasa dışı vaatlerle ürettikleri yalancı gizli tanıklarla 18/04/2007 tarihinde Malatya ilinde gerçekleşen cinayeti ve cinayet sanıklarını Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurumları ve görevlileri ile ilişkilendirmek için kumpas kurmak, sahte delilleri ihbar mektuplarına dönüştürmek ve bu ihbar mektuplarını ayarlanan yalancı tanıklara okutmak, şikayetçilerinin çoğunluğunun mensubu olduğu jandarma teşkilatına husumetli olan kişileri tanık olarak dinlemek, kumpasın içerisinde olan ve soruşturmanın gizliliğini açık bir şekilde ihlal eden yazarlar hakkında herhangi bir yasal işlem yapmamak, aynı amaç doğrultusunda hareket eden polislerle işbirliği içerisinde olmak ve FETÖ/PDY ile mücadele eden şikayetçileri bir şekilde dosyaya dahil etmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı darbe girişiminin ilk adımını atmaya yönelik kamuoyunda paralel devlet olarak bilinen Devletin mevcut hiyerarşik yapısı haricinde oluşturdukları ayrı bir yapıyla ve ya dışı bir örgütlenme içerisinde; Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal, ekonomik, askeri ve idari mekanizmasına yön veren kadroları ele geçirip etkisiz hale getirerek, Türk Devleti'nin varlığını tehlikeye düşürmek maksadıyla, Devleti yıkmak veya ele geçirmek amacı için toplum üzerinde baskı, korkutma ve yıldırma yöntemlerini kullanarak faaliyetlerde bulunan ve buna yönelik olarak suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye oldukları,
    Ayrıca yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı bulunan şüpheliler hakkında kamuoyunda Zirve Yayınevi cinayeti olarak bilinen olayın Malatya'da yürütülen soruşturma ayağında yapmış oldukları işlemlerle ilgili HSK tarafından verilen Kovuşturma izni kararına dayanak teşkil eden diğer eylemleri sebebiyle Elazığ Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu'nun 19/07/2019 tarihli ve 2019/9874 soruşturma 2019/3467 Esas sayılı iddianamesi ile açılan dava Mahkememize tevzi edilmekle incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
    İDDİA :
    Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 19/07/2019 tarihli ve 2019/9874 soruşturma 2019/3467 Esas sayılı iddianamesiyle;
    1-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 53/1,
    2-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 257/2, 43/1, 109/1, 109/3-d (3 kez), 53/1,
    3-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (5 kez), 257/1,43/1, 257/2, 43/1,285, 53/1,
    4-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (tüm müştekilere yönelik), 257/1, 53/1,
    5-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (tüm müştekilere yönelik), 257/1, 53/1,
    6-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 257/2, 53/1,
    7-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (tüm müştekilere yönelik), 257/1, 257/2, 53/1,
    8-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d, 257/1, 257/2, 43/1,53/1,
    9-Şüpheli ... için TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 53/1 maddeleri gereğince,
    Ayrıca ...'un kimlik bilgilerinin yukarıdaki iddianamede zuhulen başkaca ... adına açıldığının anlaşılması karşısında Elazığ CBS Hazırlık Bürosu'nun 12/09/2019 tarihli ve 2019/3846 sayılı iddianamesi ile mahkememizin 2019/300 Esas sayılı dosyası ile birleştirme talepli ikinci iddianamenin düzenlenerek Mahkememize gönderildiği ve Mahkememizin 17/09/2018 tarihli 2019/328 Esas 2019/221 Karar sayılı Kararıyla Mahkememizin 2019/300 Esas sayılı dosyasında birleştirilmiştir.
    Hakimler ve Savcılar Kurulu 2. Dairesinin 26/02/2019 tarihli ve 2018/76 Esas, 2019/177 sayılı karar ile şüpheliler hakkında yukarıda zikredilen eylemlerden dolayı "Kovuşturma İzni" verilerek 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 89 ve 90 maddeleri uyarınca atılı suçlara ilişkin olarak şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmak üzere SON SORUŞTURMANIN AÇILMASINA karar verilmesi kamu adına talep olunmuştur.
    SAVUNMA;
    ...
    Sanık ...'un Silivri 6 Nolu L Tipi Ceza İnfaz Kurumu aracılığıyla gönderiği 27/09/2019 tarihli dilekçesinde özetle; Ceza infaz kurumunda bulunması nedeniyle imkanlarının kısıtlı olduğunu, tüm bilgi belgelerin tarafına tevdiini, müdafi talep ettiğini, süre talep ettiğini, bu aşamada savunma yapamayacağını bildirir dilekçe gönderdiği görülmüştür.
    Sanık ...'in Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla gönderiği 09/08/2019 tarihli dilekçesinde özetle; Tüm bilgi belgelerin tarafına tevdiini, süre talep ettiğini, bu aşamada savunma yapamayacağını bildirir dilekçe gönderdiği görülmüştür.
    Sanık ...'ın Mahkememize Silivri 6 Nolu L Tipi Cezaevi aracılığıyla gönderiği 09/08/2019 tarihli dilekçesinde özetle; Dosyanın tamamının gönderilmesini, müdafi talep ettiğini, iddia olunan dosyaların tamamının getirtilmesini, cezaevinde bulunması nedeniyle imkanların kısıtlı olduğunu, imkanlar sağlanırsa savunmasını yapacağını beyan ettiği görülmüştür.
    DELİLLER:
    Disiplin dosyaları, soruşturma-kovuşturma dosyaları.
    İDDİA OLUNAN EYLEMLER ;
    ...
    7- Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli) eski Üye Hâkimi olup İstanbul Anadolu Hâkimi iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (40028) ...'in;
    A)Ergenekon soruşturması kapsamında İstanbul'da yürütülen soruşturma dosyasının, 02.07.2011 tarihli ve 2011/1313 sayılı yer yönünden yetkisizlik kararıyla suç yeri olan Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini takiben, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/383 sayılı soruşturma dosyası ile birleştirilmesi sonrasında yürütülen soruşturmada; şikâyetçilerin İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2011 tarihli ve 2011/29 sorgu sayılı kararı ile tutuklanmalarına rağmen aylık tutukluluk durumunun değerlendirilmesine yönelik verdikleri kararlarda, tutuklulukta geçen süreyi dikkate almayarak, suçun vasıf ve mahiyeti gibi CMK’nın 100. maddesinde olmayan, mevcut delil durumu gibi keyfi gerekçelerle ve bu maddelerde yazan sebeplerin hiçbirini göstermeyerek, tutuklu bulunmadıkları "Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmaya teşebbüs ve tasarlayarak adam öldürme" suçlarını da yazarak ve bu suça ait cezanın alt ve üst sınırlarını dikkate alarak, 11.08.2011 tarihli kararda kaçma şüphesinin dayanak olarak gösterilmesine rağmen buna dair somut olgulara yer verilmeden yazılan keyfi ve yasal olmayan blok halindeki gerekçelerle haksız olarak tutukluluğunun devamı kararları vermek suretiyle şikâyetçilerin uzun süre tutuklu kalmalarına sebebiyet vererek kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği,
    B)Şikâyetçi ... ...'ın kaçma şüphesine ilişkin somut olgulara yer vermeden keyfi olarak, kaçma şüphesi gerekçesiyle tutukluluğunun devamına karar vererek kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği,
    C)Kamuoyunda “Zirve Yayınevi Cinayeti” olarak bilinen, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/125 esas sayısında görülen davanın yargılama sürecinde usul ve yasaya aykırı işlemler yaptığı,
    Bu cümleden olarak;
    Şikâyetçi (... GÖKTÜRK) hakkında düzenlenen iddianameyi haksız yere kabul ederek görevini kötüye kullandığı,
    8-Malatya eski (CMK 250. madde ile görevli) Cumhuriyet Savcısı olup Küçükçekmece Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (39953) ...'ın;
    A)Şikâyetçilerin haksız olarak tutuklanmaya sevk edilip tutuklanmasını müteakip haklarında haksız olarak verilen tutukluluğun devamına ilişkin mütalaalarda suç tarihi, sorgu numarası gibi konularda yanlışlıklar yaparak soruşturma dosyasının yeterince incelenmediği kanaatinin oluşmasına neden oldukları ve aynı zamanda soruşturmanın devam ettiği süre içerisinde verilen tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda yasal olmayan keyfi ve blok halinde yazılan gerekçeler kullanılarak şikâyetçilerin uzun süre tutuklu kalmasına sebebiyet verdiği,
    Bu cümleden olarak;
    Şikâyetçiler hakkında İstanbul'da yürütülen soruşturma dosyasının, Cumhuriyet Savcısı ... tarafından, 02.07.2011 tarihli ve 2011/1313 sayılı yer yönünden yetkisizlik kararıyla suç yeri olan Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini takiben, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/383 sayılı soruşturma dosyası ile birleştirilmesi sonrasında yürüttüğü soruşturmada, anılan yetkisizlik kararında, şikâyetçilere atılı suçun "Silahlı terör örgütü üyesi olma", suç tarihinin “04/2007” yazmasına, keza şikâyetçinin İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2011 tarihli ve 2011/29 sorgu sayılı kararı ile "Silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan tutuklanmasına rağmen, şikâyetçinin aylık tutukluluk durumunun değerlendirilmesi için yazılan mütalaalarda, şikâyetçilerle ilgisi olmayan suç tarihi ve mahkeme kararını yazarak, dosyayı incelemeden, keyfi olarak ve suç uydurarak tamamen yanlış şekilde, sahte belge durumunda, suç tarihini 16.05.2011 ve öncesi, tutuklanma tarihini Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2011 tarihli ve 2011/8 sayılı kararı olarak yazdığı ve şikâyetçilerin haksız yere tutukluluğun devamına karar verilmesini talep ederek görevini kötüye kullandığı ve kişiyi hürriyetinden kılma suçunu işlediği,
    B)1- Şikâyetçiler hakkında haksız olarak yürüttüğü soruşturma sonucunda açılan ve Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan Zirve Yayınevi katliamı davasını etkilemek amacıyla, şikâyetçiler hakkında yine haksız olarak 2011/32 sırasına kayden soruşturma açtığı, bu dosya kapsamında da haklarında başkaca soruşturmalar yürütülen şüpheli/sanık kişileri yönlendirmek suretiyle şikâyetçiler aleyhine tanık ifadeleri aldığı, yapılan yargılamaları bu suretle etkilediği,
    Bu kapsamda;
    Şikâyetçileri, 18.07.2007 tarihinde meydana gelen Zirve Yayınevi cinayeti, Ergenekon davası ve Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/289 esas sayılı dosyası ile ilişkilendirmek amacıyla; 2011/32 esas sırasına kayden soruşturma açtığı, Malatya İl Jandarma Komutanlığınca, haklarında soruşturma yapılan ve halen yargılanan kişilerden açık ve gizli tanıklar ürettiği ve yasa dışı vaatlerle temin ettiği tanıklardan aldığı ifadeleri ve soruşturma evraklarını, 04.03.2013 tarihli yazı ekinde ek delil klasörleri adı altında şikâyetçilerin sanığı olduğu Zirve Yayınevi cinayeti dosyasına gönderdiği ve yargılamayı şikâyetçilerin aleyhine etkilemeye çalıştığı, uyuşturucu madde mal ve ticareti suçlarından hakkında işlem yapılması nedeniyle Malatya İl Jandarma personeli ile husumetli olan ...'ı yalancı tanıklık yapması konusunda ikna ettiği, bu kapsamda; şikâyetçilerin, ....’ın 28.08.2005 yılında öldürülmesi olayını Sünni inancına sahip mutaassıp bir kişinin üzerine yıkmak suretiyle Ergenekon'un amaçları doğrultusunda Malatya'da alevi-sünni çatışması çıkarma konusunda çaba sarf ettiklerini ve 26.03.2006 tarihinde Malatya ili Battalgazi ilçesi Adagören köyünde bulunan el bombası ve patlayıcı maddelerle bağlantılı olduklarını beyan etmesini sağladığı, bunun içinde istihbarat personeli fotoğraflarını, ....'a göstererek, düzenlediği teşhis tutanağına göre; 21.03.2006 tarihinde bombayı koyanlar ve 22.03.2006 günü Battalgazi Jandarma Karakoluna telefon ile bomba ihbarı yapıldığı esnada yanında bulunan Jandarma istihbarat personelinden bir tanesinin Uzman Çavuş ....Sırkıntı olduğunun belirlenmesi sonrası adı geçen personelin Malatya İl Jandarma Komutanlığında göreve başladığı tarihin 2006 yılı Temmuz ayı olduğunu tespit edince ....'a yeni bir teşhis daha yaptırdığı, aynı iftirayı bu personelin yerine başka birine atmaya çalışarak görevini kötüye kullandığı,
    17.01.2014 tarihinde ifadesini aldığı şikâyetçi ... 'ın "Savcı bey bu yalancı tanıklara neden bu kadar itibar ediyorsunuz" şeklinde sorusu üzerine "Begüm Kartal cinayetinden içeride yatan şahıs suçsuz yatıyor ben ... isimli şahsa inanıyorum bu insana tuzak kurulmuş cezaevine girdirilmiş ben bu şahsı cezaevinden çıkartmak için elimden geleni yapacağım" ve "Zirve Yayınevi cinayetinden örgütten ceza aldığınızda bu olayda sizin üzerinize kalır" şeklinde söz sarf ettiği, ...isimli kişiyi yalancı tanık olarak ayarladığı ve bu kişinin şüpheliler aleyhinde ifade vermesini sağladığı, cinayet davasının sanığı olan ve 11.03.2014 tarihinde yakalanarak cezaevine konulan ... Ulu'nun kendisine verilen sözün tutulmamış olması sebebiyle haber göndererek görüşmek istemesi üzerine, hakkındaki kovuşturma dosyası kapalı durumda bulunan ... 'yu gerçekte mevcut olmayan (2014/2587 Muh.) bir dosya kapsamında 30.05.2014 tarihinde ifadeye çağırdığı, yazılı talimatına istinaden 30.05.2014 tarihinde hükümlü bulunduğu Malatya E Tipi Cezaevinden alınarak odasına getirilen ... ile bir süre odasında kaldıktan sonra şahsı ifadesini almadan cezaevine göndererek görevini kötüye kullandığı,
    2- Yürütmüş olduğu soruşturma ile ilgili gönderilen ihbar mektupları hakkında usul ve yasaya aykırı davranarak suçu gizlediği ve Askeri Savcılık tarafından yapılan soruşturmaya engel olduğu,
    Bu cümleden olarak;
    Malatya İl Jandarma Komutanlığının 2006-2008 yılları arasında mahkeme kararıyla yaptığı gizli olan istihbari dinleme listesi ve Malatya İl Jandarma Komutanlığı brifingi isminde bir dosyanın Malatya İl Jandarma Komutanlığına sızmış paralel yapı unsurları tarafından çalınıp deşifre edilerek, 14.07.2009 tarihinde bir CD ile birlikte ihbar mektubu olarak kendisine gönderilmesi sonrası bu kayıtlar eline ulaştığında bu kayıtları çalan ve bu gizli belgeleri deşifre edenler hakkında soruşturma açması gerekirken hiçbir işlem yapmadığı, suçu gizleyerek adli görevini ihmal ettiği, bunun yanında, 28 Eylül 2009 tarihinde bir gazetede, Malatya İl Jandarma Komutanlığına ait istihbarat kayıtlarının yer alması üzerine, idari tahkikat ardından da, Malatya 2. Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından soruşturma yapılması üzerine, soruşturmayı yapan askeri savcının, soruşturma kapsamında kendisi ile görüşerek, 14.07.2009 tarihli ihbar mektubu ekinde gönderilen CD'nin kopyasını, yaptığı soruşturmayla bağlantılı olabileceği gerekçesi ile şifahi olarak talep etmesine rağmen brifingin kopyasını verdiği halde, dinleme listesinin kopyasını vermeyerek, dinleme listesini çalan ve deşifre edenlerin soruşturulmasına da engel olarak görevini ihmal ettiği ve görevini kötüye kullandığı,
    9-Malatya eski (CMK 250. Madde ile görevli) Cumhuriyet Savcısı olup Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılan (38177) ...'un;
    A)Şikâyetçiler hakkında yürüttüğü soruşturmada “NEFRET”, “Bİ’ ERMENİ VAR”, “ERGENEKON’UN ZİRVESİ” isimli kitaplar bakımından ilgililer tarafından soruşturma gizliliği ihlal edildiği gibi ihlal edenler hakkında herhangi bir işlem yapmayarak masumiyet karinesi göz ardı ettikleri,
    Bu cümleden olarak;
    1- Cumhuriyet Savcısı ...'dan sonra devralarak yürüttüğü soruşturma dosyasında yer alan, .... isimli şahsın (gizli tanık ...) ve şikâyetçiler .... ... ...., ... ....ile ... ...'in ifade tutanaklarını, dosya ile ilgili gizlilik ve kısıtlama kararları da bulunmasına rağmen, 2011 yılı Ekim ayında Kalkedon Yayınlarından ilk baskısı yayınlanan Nefret isimli kitapta yazan ve soruşturma gizliliğini ihlal ederek, soruşturmada şüpheli olan askeri personeli hedef durumuna getiren ...ve yayıncılarla ilgili olarak yasal işlem başlatmadığı, bu şekilde görevini ihmal ettiği,
    2-Kendisi tarafından yürütülen soruşturma ile ilgili bilgi sahibi olabilmek için, soruşturma kapsamındaki gizli tanık .... (...) ile diğer şüphelilerin ifadeleri, tutuklandıktan sonra basına yansıyan ve dosyada bulunan ses kayıtlarından birer suretin verilmesini talep eden, anılan soruşturma nedeniyle mağdur olan, jandarma istihbarat görevlisi kimliği deşifre edilen ve tutuklu bulunan ... ’ın talebini, 01.02.2012 tarihli yazıyla “Yürütülmekte olan soruşturma dosyasında, gizlilik kararı bulunduğundan söz konusu bilgilerin gönderilemeyeceğini” bildirerek reddettiği hâlde, paralel yapıya mensup olup emniyetin imamı olarak bilinen Kozanlı ... isimli kişiyle irtibatlı gazeteci ....'ın Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan iddianame tarihi olan 08.06.2012 tarihinden bir gün önce olan 07.06.2012 tarihinde yazmış olduğu Ergenekon’un Zirvesi isimli kitapta doğruluğu ve gerçekliği ispatlanmışcasına .... tarafından sunulan sahte belgeler gibi soruşturmaya ait bilgi ve belgeler ile adeta iddianamenin özetinin yer alması karşısında, kitabın içerisindeki bilgileri daha önceden bu şahsa servis ederek veya bilgisi dâhilinde verilmesine göz yumarak soruşturma gizliliğini ihlal ettiği gibi sanıkların masumiyet karinesinin ihlal edilmesine neden olduğu, aynı zamanda yargılamayı yapan Malatya (Kapatılan) 3. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile Görevli) Başkanı ...'nın sanıklardan .... ve ... ....'e iddianamede olmayıp "Ergenekonun Zirvesi" isimli kitapta yer alan bazı iddialara ilişkin soru sormasından anlaşılacağı üzere yargılamayı yapacak mahkemenin etki altında kalmasına neden olduğu,
    3-Adem Yavuz Arslan tarafından kaleme alınıp yayınlanan ve gizli tanık Deniz Uygar’ın (...) açık kimliğini deşifre ettiği "Ergenekon’un Zirvesi" isimli kitap hakkında, soruşturmanın gizliliğini ihlâl eylemine ilişkin herhangi bir yasal işlem yapmayarak görevini ihmal ettiği,
    B)Jandarma Uzman Çavuş olarak görev yaptığı dönemde ....’yı Zirve Yayınevi cinayetine ilişkin soruşturmaya usulsüz olarak dâhil edip, öncesinde vermiş olduğu ifadesini değiştirmesine neden oldukları ve ilgiliyi dâhil ettikleri soruşturma kapsamında eksik soruşturma yaptıkları,
    Bu cümleden olarak;
    Şikâyetçi ... ....’i "Zirve Yayınevi Cinayeti" ile irtibatlandırmak amacıyla cemaat abisi ... ... .... tarafından Uzman Çavuş .... ...ya ihbar mektubu yazdırılma girişimi hususunda şikâyetçi tarafından talep edildiği halde öğretmenlik yapan .... ... cemaati mensubu ... ... ....'ın ifadesini dahi almamak suretiyle görevini ihmal ettiği,
    C)Şikâyetçilerin haksız olarak tutuklanmaya sevk edilip tutuklanmasını müteakip haklarında haksız olarak verilen tutukluluğun devamına ilişkin mütalaalarda suç tarihi, sorgu numarası gibi konularda yanlışlıklar yaparak soruşturma dosyasının yeterince incelenmediği kanaatinin oluşmasına neden oldukları ve aynı zamanda soruşturmanın devam ettiği süre içerisinde verilen tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda yasal olmayan keyfi ve blok halinde yazılan gerekçeler kullanılarak şikâyetçilerin uzun süre tutuklu kalmasına sebebiyet verdikleri,
    Bu cümleden olarak;
    1-Cumhuriyet Savcısı ...'dan sonra devraldığı soruşturmada, daha sonraki aylarda CMK. 108. maddesine göre tutuklu şikâyetçiler , ... ... ve ... hakkında yapılan aylık tutukluluk değerlendirmeleri için, 15.07.2011-07.06.2012 tarihleri arasında Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesine verdiği mütalaalarda, Cumhuriyet Savcısı ...'ın 15.07.2011 tarihinde verdiği mütalaanın aynısını kes, kopyala, yapıştır yöntemini kullanarak, sadece tarihini değiştirerek ve altına kendi ismini yazarak, anılan yetkisizlik kararında, şikâyetçilere atılı suçun "Silahlı terör örgütü üyesi olma", suç tarihinin 04/2007 yazmasına, şikâyetçilerin İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2011 tarihli ve 2011/29 sorgu sayılı kararı ile "Silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan tutuklanmasına rağmen, şikâyetçiler ile ilgisi olmayan suç tarihi ve mahkeme adı ile kararını yazarak, gerçek olmayan uydurma şekilde suç tarihini 16.05.2011 ve öncesi, tutuklanma tarihini Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2011 tarihli ve 2011/8 sayılı kararı olarak yazarak genel olarak haksız bir şekilde tutukluluk halinin devamına yönelik mütalaalar vererek şikayetçilere yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği,
    2-Şikâyetçiler ... , ... ve ... hakkında iddianame düzenlediği 08.06.2012 gününden bir gün önce 07.06.2012 tarihinde müştekinin aylık tutukluluk durumunun değerlendirilmesi için yazdığı mütalaada, "Silahlı terör örgütüne üye olma" suç şüphesi ile delillerin henüz toplanmadığı gerekçesiyle tutukluluk hâlinin devamı yönünde beyanda bulunmasına rağmen, bir gün sonra soruşturmayı tamamlayarak iddianame düzenleyerek görevini kötüye kullandığı,
    D)Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. madde ile Görevli) 2007/383 sırasında yürütülen soruşturma neticesinde 08.06.2012 tarihinde şikâyetçiler hakkında düzenlenen iddianamede ve bu iddianameye dayanak olarak yürütülen soruşturmalarda keyfi suçlamada bulunarak şikâyetçilerin mağduriyetine sebebiyet verdikD) Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. madde ile Görevli) 2007/383 sırasında yürütülen soruşturma neticesinde 08.06.2012 tarihinde şikâyetçiler hakkında düzenlenen iddianamede ve bu iddianameye dayanak olarak yürütülen soruşturmalarda keyfi suçlamada bulunarak şikâyetçilerin mağduriyetine sebebiyet verdikleri;
    Bu cümleden olarak;
    Fetullah ... tarafından dile getirilen "Dinler Arası Diyalog" kavramına yönelik, "Dinler Arası Diyalog Söyleminin Tartışma Noktaları" başlıklı makale yayınlayan...’ı, ilgisi olmadığı hâlde yargılama konusu eylemlerle ilişkilendirerek davaya taraf ettikleri ve böylelikle eylemlerin asıl faili olan kendilerini kamufle etmeye çalıştıkları, yine ...tarafından kaleme alınan ve "EKEV" akademi dergisinde 1998 yılında yayımlanan "Dinlerarası Diyalog Söyleminin Tartışma Noktaları" isimli makalede yer alan "Dinler Arası Diyalog anlayışının, dini maksatlı görünen yüzünün ardında siyasi ve politik amaçlar yattığı" şeklindeki değerlendirmeyi, gizli tanık Deniz Uygar'ın beyanları ile değerlendirerek, 19.03.2011 talihinde şikâyetçi hakkında, "söz konusu ilkeyi benimseyen cemaat ve bu eylemlere müsaade eden siyasi iradenin, aslında hoşgörü adı altında ülkenin çıkarlarına karşı olumsuz faaliyetlerde bulunduğu imajının yaratılmasına yönelik çalışmalar yaptığı" suçlamasına yer verdiği,
    E)1-Cumhuriyet Savcısı ...'den sonra anılan soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı ... tarafından, iddia edilen Ergenekon terör örgütüne yönelik şikâyetçilerin irtibatının olmadığı gerekçesiyle soruşturma dosyasının 02.07.2011 tarihli ve 2011/1313 sayılı yer yönünden yetkisizlik kararıyla Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini takiben, kendisinden önce soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı ...'dan devraldığı soruşturma sonunda, şikâyetçilerin büyük bir kısmının tutuklanmasından yaklaşık 16 ay kadar uzun bir süre sonra, şikâyetçilerinin ifadesini alma gereği dahi duymadan günlerce ifadesi alınan ...ın soyut, yüklemeli ve yönlendirmeli ifadeleri ve sahte delillere itibar ederek şikâyetçilerden ... hakkında anılan yetkisizlik kararında suçun azmettiricisi olduğuna dair delil elde edilemediği açıkça belirtilmesine rağmen ve soruşturmanın ilk aşamalarında sessiz kalan, gizli tanık olmayı kabul etmeyen ve mahkemeye giderek gerçekleri anlatan ....’ şüpheliler arasına dâhil etmek suretiyle tüm şikâyetçiler hakkında haksız yere 08.06.2012 tarihli iddianameyi düzenleyerek dava açtığı ve tutuklama talep ettiği bu suretle görevini kötüye kullandığı,
    2-Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. madde ile Görevli) 2007/383 sırasında yürütmüş olduğu soruşturma neticesinde 08.06.2012 tarihinde şikâyetçiler hakkında düzenlemiş olduğu iddianamede keyfi suçlamalarda bulunarak görevini kötüye kullanmak suretiyle şikâyetçilerin mağduriyetine sebebiyet verdiği,
    Bu kapsamda;
    a-Şikâyetçi ... ’ın adına kayıtlı telefonlar dinlenmesine rağmen, söz konusu iddianameye konu suçlamalara veya başka suçlara ilişkin herhangi bir tape görüşmesini iddianame ekine koymayarak keyfi şekilde suçlama yaparak görevini kötüye kullandığı,
    b-Şikâyetçi ... hakkında darbeye teşebbüs suçu isnat edilmesine rağmen hazırladığı iddianamede 265 kez ... grubu isminden bahsettiği, Milli Güvenlik Kurulu kararlarına istinaden ... grubu ile ilgili yapılan istihbarat çalışmasını hükümete karşı yapılmış gibi gösterdiği, Adalet ve Kalkınma Partisi ile ... Cemaatinden, bir hükümetin koalisyon ortakları gibi bahsettiği ve şüphelilerin görevi gereği ... Cemaati hakkında yürüttükleri istihbarı faaliyetleri hükümet aleyhine yapılmış yasadışı faaliyetler gibi gösterdiği ve adeta ... Cemaatinin avukatlığını yaptığı,
    c-Şikâyetçi ... in cinayetin asıl failleri ile hiçbir bağlantısı ve HTS kayıtlarında hiçbir görüşmesi olmamasına rağmen iddianamede şikâyetçinin bu şahıslarla irtibatı varmış gibi gösterdiği,
    d-... isimli şahsın Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesildiği, disiplinsizlik nedeniyle çeşitli cezalar aldığı, SGK kayıtlarına göre 1993'den itibaren herhangi bir kurum ve kuruluşta çalışmadığı resmi kuramların yazılarıyla sabit olduğu halde, ...’ın "Mizansen" olarak bunlar yapıldı yalanına itibar edip, resmi kurum olan SGK ve Genelkurmay Başkanlığının resmi yazılarına itibar etmediği,
    e-... tarafından sunulan flash bellekte yer alan, şüpheli konumunda olan şikâyetçilerde yapılan aramalarda ele geçirilemeyen iddianame ve ekleri içerisinde geçen 5 adet Asimetrik Psikolojik Harekât Planını (APHP), şikâyetçi ...aleyhine nedenini belirtmeksizin kullandığı ve şikâyetçiyi TUSHAD’cı, darbeci, hükümet karşıtı, ergenekoncu şeklinde nitelemek için gerekçe yaptığı,
    f-Bir kısım misyonerin, AK Parti karşıtı söylemleri, bazı kişileri kayıt altına alarak fişleme eylemlerini, bilgisayarlarından çıkan belgeleri manipüle ederek, hedef seçilen şikâyetçilerden sadır olduğu iddiasıyla aleyhlerinde delil olarak kullandığı, misyonerlerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini sözde kürdistan sınırları içinde gösteren, misyonerlere ait haritaları, aksiyon dergisinde yayımlanan ve misyonerleri tek tek fişleyen makale içeriğini şikâyetçi ve diğer sanıklara isnat ederek suç uydurduğu,
    g-... Geleğen ve ...’nin beyanları ve şikâyetçi ...’ın istikrarlı beyanları ile birbirlerini tanımadıkları doğrulandığı ve aksini ispata yarar herhangi bir delil (HTS kaydı vb.) de bulunmadığı hâlde, şikâyetçi ile adı geçenlerin sürekli telefon görüşmesi yaptığı yönünde iddialara iddianamesinde yer vererek, şikâyetçiyi, kafasındaki sözde örgüte dâhil etmeye çalışarak görevini kötüye kullandığı,
    h-İlahiyat Fakültesinde öğretim elemanı olan ve kendisine "Hoca" şeklinde hitap edilen ...ı, bu ismin "Kod Adı" olduğundan bahisle itham ettikleri ve kendisi aleyhine gerçek dışı haberlere yer veren ...n hakkında suç duyurusunda bulunmasını aleyhe delil olarak değerlendirdiği ve bu durumu sözde TUSHAD Terör Örgütüne üyelik eylemine delil olarak kabul ettiği,
    3-Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. madde ile Görevli) 2007/383 sırasında yürütmüş olduğu soruşturma neticesinde 08.06.2012 tarihinde şikâyetçiler hakkında düzenlemiş olduğu iddianamede ve bu iddianameye ait klasörlerde şikâyetçiler lehine olabilecek bilgi ve belgeleri gizlemek suretiyle şikâyetçilerin savunma hakkını kullanmasını engellediği;
    Bu kapsamda;
    Gizli tanık, tanık ve sanık ...'ın, 1993 yılında Kırklareli (Kapatılan) 33'üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesinde yargılandığını, askeri cezaevinde yattığını, Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesildiğini ve dolayısıyla yalan söylediğini somut ve kesin olarak gösteren Milli Savunma Bakanlığının arşivinden gönderilen resmi evrakı, 22.03.2012 tarihli yazı ile isteyip dosyaya dâhil etmesine rağmen, adı geçen kişinin beyanlarının sıhhatini tehlikeye düşürmeme saikiyle 08.06.2012 tarihli iddianame eklerine koymayarak 07.05.2012 tarihli yazı ile ilgili mercie iade ettiği, şikâyetçi ve vekillerinden sakladığı bahse konu bu evrakı sanık savunmaları alındıktan sonra 2013 yılı Ocak ayına kadar mahkeme heyetinden gizleyerek görevini kötüye kullandığı,
    4-Milli Savunma Bakanlığından sözde TUSHAD örgütü ile gelen resmi evraktaki içeriğin aksi yönünde iddialarda bulunduğu,
    5-Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/383 sayılı soruşturma dosyasının tanık, gizli tanık, şüpheli sıfatında olan kişilerin ifadelerini alırken yönlendirme yoluna gittiği, aynı zamanda şikâyetçiler aleyhine ifade veren gizli tanık ...’ı korumak gayesiyle bazı tavır ve davranışlar sergilediği;
    Bu bağlamda;
    a-Yürütmüş olduğu soruşturma dosyasının gizli tanık ve şüpheli konumunda olan ...’ın 14.01.2012 günü saat 17;00’de başlayan ve 4 gün süren ifade tutanağının 12. sayfasında "size irtibat için ....15 numaralı hattın verildiğini beyan etmiş olmanıza rağmen size teslim edilen telefonun sonu ....14 ile biten olduğu görülmektedir, size teslim edilen telefon hattı ...15 mi yoksa ...14 mü olduğunu açıklayınız" şeklinde yönlendirilme amaçlı sorular sorduğu, cevaben de "ben numarayı daha önce hatırlayamamışım, evdeki bir notta ...15 numaralı telefonun yazılı olduğunu gördüm" şeklinde beyanlarını tutanağa geçirmek, Milli Savunma Bakanlığından gelen resmi evrakın dosyaya girmesinden hemen sonra, 24.12.2010, 28.12.2010, 14.03.2011, 16.06.2011, 17.06.2011, 18.01.2012 ve 05.02.2012 tarihli ifadelerinde hiç bahsetmemesine rağmen 25.05.2012 tarihli ifadesi ile gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemek için bu resmi kayıtları yalanlatmak, .... ve ....’a verdiği ifadeleri HTS kayıtları ile uyumlu yapmak amacıyla bu kayıtları baz alarak zaman, mekân ve içerik olarak değiştirmek, 21 Mart 2007 tarihinden 11 Mart 2011 tarihine kadar MİT Müsteşarlığına ve soruşturma savcılarına yazılmış olan isimsiz ve/veya sahte isimli, sahte içerikli mektuplara delil niteliği kazandırmak için ...a okutmak suretiyle şikâyetçilere suç isnat ettiği,
    b-Sanıklardan ....ye şikâyetçi ... .... aleyhinde yalancı tanıklık yapmaları konusunda çeşitli vaatlerde bulunduğu, tahliye vaadi nedeniyle ....’nin aleyhine iftiralarda bulunmasına neden olduğu,
    6-Yürüttüğü soruşturma dosyası kapsamında ve kendisi tarafından ileri sürülen iddialar doğrultusunda şikâyetçiler lehine olan veya olabilecek olan delilleri toplama yoluna gitmemek suretiyle eksik soruşturma yaptığı,
    Bu kapsamda;
    a-Emekli Tuğgeneral ....'ün TUSHAD isimli terör örgütünün üyesi olduğunu ve gizli tanık ...'ı misyonerlerin içine sızma konusunda görevlendirdiğini iddia etmesine rağmen Emekli Tuğgeneral ....'ü şüpheliler arasında göstermediği gibi bu kişinin ifadesini dahi almayarak görevini ihmal ettiği,
    b-14.03.2011 tarihli gizli tanık ifadesinde ... isimli şahsa ... 'in talimatıyla eylem planlandığını, .... ve ... isimli şahısların bu konuda hazırlık yaptığını ancak kendisinin bu eylemi engellediğini iddia eden ..'ın bu beyanlarına itibar ederek iddianamede yer verdiği, buna rağmen .... ve ... 'ı şüpheliler arasında göstermediği gibi bu kişilerin ifadesini dahi almayarak görevini ihmal ettiği,
    c-Sunulan belgelerin delil olma sıhhatini incelemeyerek sahteciliğin üzerini kapamaya çalıştığı bu kapsamda TUSHAD tarafından ... adına düzenlendiği iddia olunan sahte kimlik ile TUSHAD tarafından ...'a gönderildiği iddia olunan sözde talimatları içerir üç adet ıslak imzalı belge, gizli tanık ... tarafından kendisine teslim edilmiş olmasına rağmen anılan kimlik ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmayarak görevini ihmal ettiği,
    d-Hayali TUSHAD’ın sözde varlığını ispat etmek için televizyon programcılarının ifadesine başvururken, dava ile doğrudan bilgi ve görgüsü olduğunu ifade eden ve Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığına ifade veren Eyüp Badem'in ifadesini dahi almayarak görevini ihmal ettiği,
    e-...'ın teslim etmiş olduğu dijital verilerin ve Haydar Yeşil’e ait olduğu iddia olunan dijital verilerin Tarsus'ta "İklim Kafe, Halikarnas İnternet Kafe, Elektrocell, Park Kitapevi, Bilgisayar-24" gibi kafe ve şirket bilgisayarlarında ... tarafından üretilmiş olduğu sabit olmasına rağmen bu yerlerdeki bilgisayarlara el konulması yönünde işlem yapmayarak görevini ihmal ettiği,
    f-“Kürdistan Hristiyan Birliği (KHB), Kuzey Kürdistan kapsamında olan yerler, KHB İnanç Bildirgesi, Kürdistan Anayasası” gibi birçok belge ... tarafından;
    “anadoludabiryer@yahoo.com.tr” mail adresinden “nanemaydanoz@yahoo.com.tr” mail adresine gönderilmiş olmasına rağmen, bu belgelerin mail adreslerini araştırmadıkları gibi, bu konudaki talepleri dahi dikkate almayarak görevini ihmal ettiği,
    g-Şikâyetçi ... ...'ın, daha önce hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen bu karara karşı yapılan itirazın da Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmesi üzerine olayla bir ilgisinin olmadığı kesin olarak tespit edilen Ruhi Polat isimli şahıs ile Suat Er isimli şahıs aracılığıyla olayın asli faillerinden Emre (kurul kararında Engin olarak geçmiş ise de Emre olduğu değerlendirilmekle) Günaydın’ı cinayete azmettirdiğini iddia ettiği, buna rağmen 15 aylık soruşturma sürecinde açık kimlik ve adres bilgileri bilinen Suat Er ve Ruhi Polat isimli şahısları şüpheliler arasında gösterip kamu davası açmadığı gibi Suat Er’in ifadesini dahi almayarak görevini ihmal ettiği,
    h-Soruşturmanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütüldüğü dönemde 5 kez dinlenen gizli tanık ...'ı, kamu davası açılıncaya kadar 18.01.2012, 05.02.2012 ve 25.05.2012 tarihlerinde yeniden dinlediği, bu ifadeler ve sonrasında alınanlar ile birlikte ...’ın 12 kez ifadesi alınmış olmasına ve her seferinde farklı, çelişkili iddialarda bulunarak, şikâyetçileri suçlamasına rağmen; bu kişinin ifadelerinde bahsi geçen hususlarla ilgili hiçbir araştırma yapmaksızın şikâyetçilerin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında 1 defa vermiş olduğu ifade ile yetinerek şikâyetçiler hakkında ileri sürülen yeni isnatları sormak için bizzat ifade alma gereği duymadığı, lehe delilleri toplamadığı bu suretle iddialarla ilgili şikâyetçilere yeni delil sunma fırsatı vermeyerek şikâyetçilerin savunma haklarını kısıtlayarak görevini kötüye kullandığı,
    7-Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/10306 sırasına kayden yürütülen soruşturma nedeniyle Tarsus 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 10.02.2012 (17.02.2012) tarihli ve 2012/242 sayılı, Tarsus 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 10.02.2012 (17.02.2012) tarihli ve 2012/105 sayılı kararlarıyla hakkında yakalama emri düzenlenen ..., 25.05.2012 ve 29.09.2012 tarihlerinde ifade vermek üzere adliyeye gelmesine rağmen, anılan tarihlerde hakkında yakalama emri bulunan ve aranan kişilerden olan şahsı yakalama emrinin gereğini yerine getirmeden salıvererek görevini ihmal ettiği,
    8-Şikâyetçiler lehine olabilecek ve tanığın beyanlarına itibar edilip edilmeyeceği konusunda önemli olarak kabul edilebilecek delilleri gizleyerek savunma hakkını ihlal ettiği,
    Bu doğrultuda;
    a-14.10.2007 tarihinde ...'ın Tarsus Bolatlı köyündeki evinde eşinin de bulunduğu ortamda, ... ve ekibi tarafından "..." adlı bir şahıs aracılığı ile tehdit edildiği ses kayıtları ile sabit olmasına rağmen bu hususu dikkate almadığı, ve Hard diskte bulunan ses dosyalarının çözümü konusunda, bu hususta yeterli teknik donanıma sahip olmayan ... Bulut isimli polis memurunu görevlendirerek bu kişiye kendi istediği doğrultuda gerçeğe aykırı bilirkişi raporu hazırlatarak görevini kötüye kullandığı,
    b-Bilinçli olarak eksik ve gecikmeli tahkikat yaptığı, asılsız beyanda bulunan gizli tanık ve dosyanın sanığı ... isimli şahsın beyanlarında geçen ... isimli şahsın fotoğraflarının dosyaya sunulmasını talep eden mahkemeye, dosya kapsamında gizlilik kararı bulunduğunu gerekçe göstererek fotoğrafları göndermediği ve şikâyetçi ...’un lehine olan delilleri mahkemeden ve savunmadan gizleyerek savunma hakkını kısıtlayarak görevini kötüye kullandığı,
    c-Şikâyetçi ... ...’ın, 18.04.2008 günü saat 18.07'den sonrasına ait ve 19.04.2008 tarihine ait HTS kayıtları celb edildiğinde gizli tanık ... ile bir araya gelmediği açıkça ortaya çıkacağından, bu tarihlerden önceki döneme ait HTS kayıtlarını dosyada mevcut olmasına rağmen kasten dosyaya koymayarak görevini kötüye kullandığı,
    9-Şikâyetçiler hakkında uygulanan arama, el koyma, iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması gibi önleyici tedbirlerde ortaya çıkan ve soruşturma konusu suç ile ilgisi olmayan evrak, fotoğraf gibi sair evrakı iddianame ekine koymak suretiyle şikâyetçilerin yasadışı oluşumlara karşı hedef konumuna gelmesine sebebiyet verdiği, aynı zamanda şikâyetçilerin özel hayatının ve haberleşme gizliliğini ihlal ettiği,
    Bu cümleden olarak;
    a-Şikâyetçi ... ın yargılandığı dava ve suçlandığı suçlarla ilgili olmamasına rağmen, 17.03.2011 günü evinde, iş yerinde ve aracında yapılan aramalarda incelenmek üzere el konulan kişisel ajandasındaki babasına, eşine ve çocuğuna ait özel ve kişisel bilgilerini, çalıştığı birimlerde görevleriyle ilgili tuttuğu notları iddianame eklerine koyarak, görevini kötüye kullandığı ve kişisel bilgilerini deşifre ederek şikâyetçi ve ailesini tüm yasa dışı oluşumlara hedef durumuna getirerek özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği,
    b-Şikâyetçi Haydar Yeşil'in, isnat edilen ve tedbir kararındaki suçlama ile ilgisi olmayan 8 adet telefon görüşmesine ait iletişim tespit tutanağı ile çoğu şüpheli olarak belirtilmeyen 37 kişinin HTS kayıtlarını imha etmeyip iddianame ekine koyduğu ve aleni hale getirip haberleşme gizliliğini ihlal ettiği, yine isnat edilen suçlama ile ilgisi olmayan şikâyetçiye ait telefon rehberini ve konut edindirme yardımı kesintilerini gösteren bordroları iddianame ekine koyarak özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği,
    c-Şikâyetçi ... ...'ın arkadaşları ve akrabaları ile yapmış olduğu görüşme tapeleri ile 1998 yılında ailesi ile birlikte katıldığı sünnet töreninde çocuklarla çekilmiş resimlerini suç teşkil etmemesine rağmen iddianame eklerine koyarak, özel hayatın gizliliği ihlal ettiği ve şikâyetçi ve ailesini suç örgütlerinin hedefi haline getirdiği,
    d-Davayla hiç alakası olmayan ve iddianamede herhangi bir suçlamada bulunulmayan basında çıkmış haberler, şikâyetçi Adil Akçay'ın iş yerinde ele geçen onlarca evrak, adı geçen şahsın eşine ait gelir vergisi beyannamesi, şikâyetçiye ait banka hesap numaraları, internet, MSN, sanal alışveriş vb. şifreleri, ev, cep, işyeri, dost, arkadaşların telefon numaralarını deşifre ederek özel hayatın gizliliği ihlal ettiği,
    e-Şikâyetçi ... Ülger hakkında yapılan isimsiz imzasız sahte ihbar mektubunu, şikâyetçinin annesine küfür edilen kısım dâhil aynen iddianameye koyduğu,
    10-Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. madde ile Görevli) 2007/383 sırasına kayden yürütmüş olduğu soruşturmada gizli kalması gereken veya açıklanmasına ihtiyaç duyulmayan belgeleri iddianame ekine koyduğu,
    Bu doğrultuda;
    17.03.2011 tarihinde şikâyetçi Haydar Yeşil'in işyeri olan Malatya İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü odasında yapılan aramada el konulan istihbarat kayıtlarının, isnat edilen suçla bir ilgisi olmamasına ve "Gizli" gizlilik derecesini haiz olması sebebiyle aramaya katılan askeri savcı tarafından bazı belgeler üzerine "...gizliliğe önem verilmesi rica olunur" ve "... gizli kişiye özel gizlilik derecesini taşımaktadır" şeklinde şerh düşülmüş olmasına rağmen haber elemanları ve ihbarcılara yapılan ödeme kayıtlarını, 2005 - 2011 yıllarına ait tüm istihbarat ödeme fişlerini, istihbarat ödeneğine ilişkin gizli yazışmaları, hesap hareketlerini, haber elemanı kayıt deflerine kayıtlı haber elemanlarını gösterir listeleri, köy bilgi dosyalarını ve il emniyet komisyonu toplantı tutanaklarını 08.06.2012 tarihinde düzenlediği iddianame ekine koymak suretiyle gizli kalması gereken bilgileri ifşa ederek ihbarcı, haber elemanları ve istihbarat personelinin kimliklerini deşifre ettiği ve şikâyetçileri yasa dışı örgütlere hedef gösterdiği, yine şikâyetçi ... ...’ın, Malatya İl Jandarma Komutanlığı emrinde görev yapmakta iken 2003 yılında dış görevlendirme ile Gaziantep'e giderek uyuşturucu kaçakçılarına yönelik yaptığı ve neticesinde 50 kg uyuşturucu madde ele geçirildiği operasyona ilişkin belgeler ile Malatya İli, Doğanşehir İlçesi, Erkenek kasabasında yapılan 50 kg Afyon Sakızı (Uyuşturucu) operasyonuna ilişkin evrakları soruşturma konusu olayla ilgili olmamasına rağmen iddianame ekine koymak suretiyle anılan operasyona katılan askeri personel ile haber elemanlarının kimliklerini kasıtlı bir şekilde deşifre ederek gizliliği ihlal ettiği,
    11-Düzenlediği iddianamenin 7/8 bölümünde şikâyetçi ... Atılğan hakkında sözde TUSHAD terör örgütünün talimatıyla 24.07.2006 tarihinde Ruhi Abat ile ...'ı tanıştırmak için Karadeniz ve Anadolu gezisinden acele geldiğini, 23.07.2006 tarihinden gece geç saatlerde Mersin iline döndüğünü iddia etmesine rağmen, bu durumu açığa çıkartacak, bu tarihlerde Sivas ve Kayseri illerinde olduğunu gösteren şikâyetçi adına kayıtlı olup devamlı yanında bulunan 05053515968 numaralı telefonun iddiada bulunduğu 23-24.07.2006 tarihlerine ilişkin HTS kayıtlarını, şikâyetçiyi Mersin'de gösterebilmek ve yalancı gizli tanık ...'ın ifadesini doğrulamak için iddianame eklerine koymamak, yine bahse konu iddianamenin 7/98 bölümünde "...'ın 11.01.2007 tarihinde .... ... 'ı arayarak bilgi aktarımında bulunduğunu" iddia etmesine rağmen, şikâyetçinin görüştüğü ve bilgi aktarımında bulunduğu ileri sürülen hattın belirtilen tarihte Mersin ilinde, şikâyetçinin ise meslek içi eğitim için Ankara'da bulunduğunu gösteren ilgili HTS kayıtlarını iddianameye koymamak suretiyle savunma hakkını kısıtladığı gibi, avukatlar ve mahkeme heyetinden delil gizlediği, gerçek dışı iddiada bulunarak tarafsızlığını yitirdiği ve etkin soruşturma yapmayarak görevini kötüye kullandığı,
    12-İstanbul'da başlatılan tertibin devamını sağlamak amacıyla Zirve davası iddianamesini tanzim ederken, Malatya İl Emniyet Müdürlüğü personeli ile çalışmak istemeyip, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ...’ün ekibinden görevliler istediği, dosyanın Malatya'ya intikal ettiği 02.07.2011 tarihinden İstanbul TEM Şubeden iki emniyet görevlisi gelene kadar hiçbir soruşturma işlemi yapmadığı, söz konusu emniyet görevlileri 28.02.2011 tarihinde Malatya Cumhuriyet Başsavcılığında geçici olarak görevlendirildikten sonra ifadesini tespit ettiği sanık/tanık ....'ın daha önceki 7 ifadesinde yer almadığı hâlde, "Dink cinayeti ... ...'in üzerine yıkılacak" şeklindeki senarize sözlere yer vermek gibi yönlendirme ve kurgu ifadeler alınmasını sağlayarak, ... ... isimli Fetullah ... cemaati mensubu polis müdürünün aklanmaya çalışılması, üzerindeki algının manipüle edilmesi ve Özel Kuvvetler Komutanlığının hedefe konulmasına bu tertip içinde hareket ederek sebebiyet verdiği aynı zamanda 08.06.2012 tarihli iddianameyi anılan polis memurlarına yazdırdığı yönünde kanaat oluşmasına neden olduğu,
    13-Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/383 soruşturma sırasından tefriken alınan 2012/428 sayılı dosya ile bu dosyada birleştirilen soruşturma dosyalarında hukuka aykırı eylemlerde bulunduğu,
    Bu kapsamda;
    a-Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/378 sırasına kayden 15.05.2012 tarihinde Kırşehir İl Emniyet Müdürlüğüne teslim edilen hard disk ile ilgili yürüttüğü soruşturmada;
    aa-Gizli tanık.... anılan hard diskte bulunan ses dosyalarında montaj yapıldığını beyan etmesine rağmen bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırmayarak görevini ihmal ettiği,
    b-Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/428 sırasına kayden yürüttüğü soruşturmada;
    aa-Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/383 sırasına kayden yürüttüğü soruşturma sonucunda şüpheliler hakkında 08.06.2012 tarihinde kamu davası açmasını müteakip anılan iddianamede bahsi geçen örgüte yeni üyeler eklemek ve yapılan tertibin ortaya çıkmasına sebep olabilecek kişileri de elimine edebilmek maksadıyla Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/428 sırasına kayden yeni bir soruşturma başlatarak görevini kötüye kullandığı,
    bb-Gizli tanık ....'ın kayınbiraderi .....'ın 29.09.2011 tarihinde verdiği dilekçe ile şikâyetçi olması üzerine Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/10306 sırasına kayden başlatılan soruşturma kapsamında ....hakkında 10.02.2012 ve 17.02.2012 tarihli yakalama emirlerinin düzenlendiği ve anılan yakalama emirlerinin 01.10.2012 tarihinde Malatya 1. Sulh Ceza Mahkemesince infaz edildiği, yakalama emirlerinin infaz edildiği tarihten 3 gün sonra 04.10.2012 tarihinde ... ile husumeti bulunan Fahri Uzuçar hakkında "Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak, delilleri yok etme ve gizleme" suçlarından soruşturma başlatarak şüphelinin iletişiminin dinlenmesi ve kayda alınması için talepte bulunduğu, talebin aynı gün kabulü üzerine 04.10.2012-14.02.2014 tarihleri arasında Fahri Uzuçar’ın telefonlarını dinlettiği, bu suretle ....'ın yargılamanın yürütüldüğü mahkemede tanıklık yaparak ....ın yalanlarını deşifre etmesini engellemeye çalışarak görevini kötüye kullandığı,
    cc-Gizli tanık ... gerçekte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/383 sırasına kayden yürütülen soruşturma kapsamında 24.12.2010 tarihinde tanık koruma programına alınmış olmasına rağmen ....'ın iletişiminin tespiti konusundaki talebe gerekçe olarak 21.03.2011 tarihinde bir kısım şüphelilerin tutuklanmasından sonra....’ın sürekli tehdit almaya başlaması üzerine tanık koruma programına alınmasını göstererek talebi değerlendiren mahkemeyi yanıltarak görevini kötüye kullandığı,
    dd-...'ın gizli tanık ...'a elektronik posta iletisi gönderdiğine dair hiçbir delil olmadığı ve bu iddia... tarafından kurgulandığı halde ...'ın iletişiminin tespiti konusundaki talebe gerekçe olarak ...'’ın gizli tanık ...'a elektronik posta iletisi göndermesini göstererek talebi değerlendiren mahkemeyi yanıltarak görevini kötüye kullandığı,
    ee-Zirve Yayınevi cinayetine ilişkin Malatya (Kapatılan) 3. Ağır Ceza Mahkemesinde (CMK 250. madde ile Görevli) görülen davanın 02.04.2013 tarihli celsesinde savunma tanığı olarak beyanda bulunan ... 'ın, gizli tanık ...''ın beyanlarının doğru olmadığı şeklinde ifade vermesi üzerine 31.05.2013 tarihinde ... 'ın telefonlarının dinlenmesi için talepte bulunduğu ve talebin kabulü üzerine ... ın telefonlarını 31.05.2013 - 14.02.2014 tarihleri arasında haksız şekilde dinleterek görevini kötüye kullandığı,
    ff-... 'ın telefonlarının dinlenmesine ilişkin 31.05.2013 tarihli talebinde gerçeğe aykırı şekilde,...'’ın Zirve Yayınevi cinayeti hakkında ... bilgilendirmesini, ...' ve ... meydana gelen olay öncesi şüpheliler ve başkaca bazı tanıkların örgütsel olarak yürüttüğü faaliyetler konusunda konuşmasını ve gizli tanık ...''ın ... hakkındaki beyanlarını talebe gerekçe olarak göstermek suretiyle talebi değerlendiren mahkemeyi yanıltarak görevini kötüye kullandığı,
    gg-Gizli tanık ...'ın, 24.12.2010 tarihli ifadesinde TUSHAD isimli örgütün talimatlarını kendisine Visimli kişinin ulaştırdığını beyan etmesine rağmen 2012 yılı Şubat ayına kadar ...' hakkında hiçbir işlem yapmadığı, 02.02.2012 tarihinde Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/383 sırasına kayden Malatya İl Emniyet Müdürlüğüne hitaben yazdığı yazı ile Ankara'da askeri bir birimde çalıştığı iddia edilen ...' isimli kişinin gerçekte var olup olmadığının tespiti, böyle bir kişinin tespiti halinde açık kimlik bilgisinin, adresinin, teşhise elverişli fotoğraflarının ve o tarihlerde kullanmış olabileceği değerlendirilen telefon numaralarının tespiti konusunda talimat yazdığı, Malatya İl Emniyet Müdürlüğü tarafından şüpheli bir şekilde gelen yazının üzerinden 24 saat geçmeden 03.02.2012 tarihli cevabi yazıda ...''a ait iletişim ve kimlik bilgileri ile fotoğrafların gönderildiği, 04 - 05.02.2012 tarihlerinde ifadesine başvurulan gizli tanık ...''a aralarında ...'ın fotoğrafının da bulunduğu dört fotoğraf gösterdiği ve ...' tarafından gösterilen fotoğraflar içerisinde .... isimli şahsın teşhis edildiği, bu haliyle 05.02.2012 tarihi itibariyle ...'a ait tüm bilgiler elinde olmasına rağmen 2013 yılı Ekim ayına kadar bu şahıs hakkında hiçbir soruşturma işlemi yapmadığı, sonradan 08.10.2013 tarihinde Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/428 sırasına kayden ....'ın iletişiminin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması konusunda talepte bulunduğu, talebin kabulü üzerine ...'ın telefonlarını 08.10.2013-14.02.2014 tarihleri arasında haksız şekilde dinleterek görevini kötüye kullandığı,
    F)Kamuoyunda "Zirve Dosyası" olarak bilinen ve Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/5423 sayısına kayden şüpheliler ...., ... ... ... , ... , ... ... haklarında "Silahlı terör örgütünün üyesi olmak ve üyesi bulundukları örgütün faaliyeti çerçevesinde hareket ederek suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme" suçlarından yürütülen soruşturmada;
    CMK'nın 135. maddesinde belirtilen katalog suçlardan sayılmayan, hatta 5237 sayılı TCK'da herhangi bir ceza yaptırımı karşılığı da bulunmayan "Muhtemel eylemlerin önlenmesi, bu şahsın kimler tarafından yönlendirildiğinin tespiti, irtibatlarının deşifre edilmesi ve Malatya ilinde eylem gerçekleştirmeyi planladıkları yönünde bilgi edinilmesi", "....a özenmek, cinayet işlemeye meyilli olmak, yönlendirme yapılması durumunda başka siyasi hedeflere yönelebileceği, Ergenekon soruşturması kapsamında ikameti ve iş yeri aranan şüpheli ....tarafından dolaylı yönlendirildiği gerekçesi ile muhtemel eylemlerin önlenmesi, bu şahsın kimler tarafından yönlendirildiğinin tespiti, irtibatlarının deşifre edilmesi ve Malatya ilinde eylem gerçekleştirmeyi planladıkları yönünde bilgi edinilmesi..." gibi hukukî dayanaktan yoksun gerekçelerle, bir kısım şüpheliler hakkında ise her ne kadar tanıklar ... ve gizli tanık....’ın beyanları alınmış ise de, "duydum, duymuştum, dediğini daha sonradan öğrendim, öğrenmiştim, olabilir..." şeklinden öteye geçmeyen beyanların doğruluğu başka suretle araştırılmadan, kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığını oluşturacak herhangi bir delil mahiyetinde bilgi ve belge de bulunmaksızın, genel ve soyut bir örgütten bahsedilerek, dinlemenin muhatabı olan şüphelilerin iddia edilen örgütle bağlantısı da kurulmadan, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/373 soruşturma numarası üzerinden takibi yapılan ana "Zirve Yayınevi Cinayeti" dosyasında hakkında 08.06.2012 tarihli ve 2012/98 numarası ile düzenlenen iddianamenin 8. sayfası, 8 numaralı şüphelisi olarak, 3713 sayılı Kanunun 1 ve 7/1. maddeleri yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 221/2, 5, 53/1, 58/9. ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri gereğince "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan hakkında kamu davası açılan "...." takma isimli gizli tanık....'ın çeşitli tarihlerde alınan ve birbirleriyle çelişen soyut beyanları dışında sübjektif değerlendirmeye dayanak yapılarak, tedbire ve tedbirin uzatılmasına ilişkin ilk talep ve sonra da delil elde edilmeksizin aynı gerekçelerle 17 şüpheli hakkında telefon görüşmelerinin dinlenilmesi ve kayıt altına alınması talebinde bulunmak suretiyle, CMK'nın 135. maddesine açık aykırılık oluşturacak biçimde, kişilerin mağduriyetine sebep olduğu, bu suretle görevini kötüye kullandığı,
    Hakimler ve Savcılar Kurulu 2. Dairesinin 26/02/2019 tarihli ve 2018/76 Esas, 2019/177 sayılı karar ile şüpheliler hakkında yukarıda zikredilen eylemlerden dolayı "Kovuşturma İzni " verildiği ,
    Sanıklar hakkında Mahkememizin 19/07/2019 tarihli tensip ara kararıyla ikamet adreslerine 2802 Sayılı Kanunun 89/3 Maddesi gereği yazılı savunmasını 10 gün içerisinde Mahkememize sunmaları için ekli iddianame çıkartıldığı, tebliğ mazbatalarının dosyamıza alındığı görülmüştür.
    Sanıklar Mahkememiz dosyasına bila tarihli dilekçeler ile özetle; "suçlamaları kabul etmediklerini, atılı eylemlerin yargısal sınırlar içerisinde kaldığını, herhangi bir usulsüzlük yapılmadığını, yapılanların görev gereklerinden ibaret olduğunu savunmuşlar bir kısım sanıklar ise tutuklu olmalarından ve delillere erişimlerinin kısıtlı olması nedeniyle ilave süre talep etmişler ise de; dosyanın Mahkememize adli tatil döneminde gelmiş olması, Başkan dışındaki üyelerin adli ara vermeden faydalanmaları, Başkanın ise yıllık izin ve babasının hastalığı nedeniyle mazeret izni ve son olarak babasının vefatı nedeniyle vefat izni nedeniyle fiilen adli ara verme boyunca bulunamaması, tebligatta yaşanan sorunlar ve aynı isimde fakat hakmi savcı mesleğinde olmayan birinin de iddianamede yer alması nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulması, birleştirme talepli dava açılması ve yeni açılan dava ile ilgili sürdürülmesi zorunlu prosedür nedeniyle bir süre gecikme yaşanan dosyada karar tarihine kadar yeterince savunma yapabilmek için süreye sahip oldukları görülmüş ayrıca Mahkememizin esas yargılama yapan mahkeme olmaması ve sanıkların esas yargılamayı yapacak mahkemede herhangi bir kısıta tabi olmadan savunma yapabilecekleri gözetilmekle kendilerine ilave süre verme yoluna gidilmemiştir.
    İDDİA MAKAMI ESAS HAKKINDAKİ YAZILI MÜTALAASINDA :
    İddianameler, gelen evrak ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak birlikte değerlendirildiğinde; 18/04/2007 tarihinde Malatya İlinde gerçekleştirilen ve kamuoyunda "Zirve Yayınevi Katliamı" olarak bilinen cinayetin (sözde) Ergenekon Terör Örgütü tarafından planlandığını iddia eden gizli tanık ....adlı şahsın 24/12/2010 tarihinde ... e verdiği ifade sonrasında şikayetçiler hakkında ( sözde ) Ergenekon Terör Örgütüne bağlı faaliyette bulundukları şüphesi ile Malatya' da görülen Zirve Yayınevi cinayeti davasını Ergenekon davası ile ilişkilendirmek amacıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250.madde ile Görevli) 2010/857 sayılı dosya üzerinden soruşturma başlatıldığı,
    Yasa dışı vaatlerle temin edilen tanıklardan alınan ifadeler ile başlatılan söz konusu soruşturmada görev alan sanıkların, pek çok sayıda hukuk ihlallerine imza atarak şikayetçiler aleyhinde arama, el koyma, iletişimin tespiti ve dinlenmesi, gözaltı ve tutuklama kararları vb.koruma tedbirleri uygulamak suretiyle şikayetçilerin mağduriyetlerine neden oldukları, bununla birlikte mensubu oldukları Fetullahçı Silahlı Terör Örgütünün nihai amacı ve hedefi doğrultusunda faaliyet yürüttükleri,
    İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlükleri tarafından hazırlanan sahte belgeler, raporlar ve yasa dışı vaatlerle ürettikleri yalancı gizli tanıklarla 18/04/2007 tarihinde Malatya ilinde gerçekleşen cinayeti ve cinayet sanıklarını Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurumları ve görevlileri ile ilişkilendirmek için kumpas kurmak, sahte delilleri ihbar mektuplarına dönüştürmek ve bu ihbar mektuplarını ayarlanan yalancı tanıklara okutmak, şikayetçilerinin çoğunluğunun mensubu olduğu jandarma teşkilatına husumetli olan kişileri tanık olarak dinlemek, kumpasın içerisinde olan ve soruşturmanın gizliliğini açık bir şekilde ihlal eden yazarlar hakkında herhangi bir yasal işlem yapmamak, aynı amaç doğrultusunda hareket eden polislerle işbirliği içerisinde olmak ve FETÖ/PDY ile mücadele eden şikayetçileri bir şekilde dosyaya dahil etmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı darbe girişiminin ilk adımını atmaya yönelik kamuoyunda paralel devlet olarak bilinen Devletin mevcut hiyerarşik yapısı haricinde oluşturdukları ayrı bir yapıyla ve yasa dışı bir örgütlenme içerisinde; Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal, ekonomik, askeri ve idari mekanizmasına yön veren kadroları ele geçirip etkisiz hale getirerek, Türk Devleti'nin varlığını tehlikeye düşürmek maksadıyla, Devleti yıkmak veya ele geçirmek amacı için toplum üzerinde baskı, korkutma ve yıldırma yöntemlerini kullanarak faaliyetlerde bulundukları ve buna yönelik olarak suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye oldukları,
    Sonuç olarak, sanıklar hakkında kamuoyunda Zirve Yayınevi cinayeti olarak bilinen olayın Malatya'da yürütülen soruşturma ayağında yapmış oldukları işlemlerle ilgili HSK tarafından verilen Kovuşturma izni kararı üzerine Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu'nun 19/07/2019 tarihli 2019/3467 Esas ve 12/09/2019 tarihli 2019/3846 Esas sayılı iddianamelerinde ayrıntılı olarak belirtilen eylemlerle ilgili olarak;
    1-) Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 53/1, Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 257/2, 43/1, 109/1, 109/3-d (3 kez), 53/1 , Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (5 kez), 257/1,43/1, 257/2, 43/1,285, 53/1, Sanık .... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (tüm müştekilere yönelik), 257/1, 53/1, Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (tüm müştekilere yönelik), 257/1, 53/1,Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 257/2, 53/1, Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (tüm müştekilere yönelik), 257/1, 257/2, 53/1, Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d, 257/1, 257/2, 43/1,53/1, Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 53/1 maddeleri gereğince son soruşturmanın açılmasına, dosyanın 2802 Sayılı Kanunun 89 ve devamı maddeleri ile Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 30/01/2019 gün ve 1 sayılı iş bölümü kararı uyarınca son soruşturma için Yargıtay 9.Ceza Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla) Başkanlığına gönderilmesine,
    2-) Her ne kadar Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu'nun 19/07/2019 tarihli ve 2019/9874 soruşturma 2019/3467 Esas sayılı iddianamesi ile .... T.C Kimlik Numaralı ... hakkında son soruşturma açılması talebiyle kamu davası açılmış ise de, bu kişinin KHK ile ihraç edilmiş Polis Memuru olduğu ve zuhulen iddianamede yer aldığı, asıl ....'un ....T.C. Kimlik Numaralı, ...ve ...'den olma 20/03/1970 doğumlu olup başka suçtan Silivri 6 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğu, 2802 Sayılı Kanuna tabi kişilerden olmayan .... T.C Kimlik Numaralı ... hakkında son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına, Karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur." demiştir.
    DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE ULAŞILAN KANAAT :
    FETÖ/PDY'NİN SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ OLUP OLMADIĞINA DAİR DEĞERLENDİRME
    Yargıtay 16.Ceza Dairesinin (İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla) 2015/3 Esas-2017/3 Karar sayılı kararında -anılan karar Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanmak suretiyle kesinleşmiştir-, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesinin 2017/248 Esas-2017/146 Karar sayılı, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/216 Esas-2017/2 Karar sayılı kararına karşı istinaf isteminin reddi yolundaki kararının (temyiz mahkemesi sıfatıyla) temyiz isteminin reddine dair 2017/1443 Esas-2017/4758 Karar sayılı kararında ve Erzincan Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/74 Esas-2017/127 Karar sayılı kararının (temyiz mahkemesi sıfatıyla) temyiz isteminin reddine dair 2016/7162 Esas-2017/4786 karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere Fetö/Pdy, küresel güçlerin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek üzerine kurulan bir maşa olarak; Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türkiye Devletini ve varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini yıkmak ve daha sonra ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini bozmak amacıyla kurulmuş bir terör örgütüdür. Bu örgüt kuruluşundan 15 Temmuz sürecine kadar örgüt lideri ... tarafından belirlenen ideolojisi doğrultusunda amaçlarını gerçekleştirmek üzere eylem ve fikir birliği içinde hareket etmiştir. Gerçekleştirdiği eylemlerde kullandığı yöntem, bir kısım örgüt üyelerinin silah kullanma yetkisine haiz resmi kurumlarda görevli olmaları ve bu silahlar üzerinde tasarrufta bulunma imkanlarının varlığı, örgüt hiyerarşisi doğrultusunda emir verilmesi halinde silah kullanmaktan çekinmeyeceklerinin anlaşılması karşısında; tasarrufunda bulunan araç, gereç ve ağır harp silahları bakımından 5237 sayılı TCK'nın 314/1-2 maddesi kapsamında silahlı bir terör örgütüdür.
    Somut Olayda Sanıkların Hukuki Durumuna İlişkin Yapılan Değerlendirme;
    1-...'un ;
    İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü TEM ve İStihbarat Şube Müdürlükleri tarafından hazırlanan sahte belgeler raporlar ve yasa dışı vaatlerle ürettikleri yalancı gizli tanıklarla 18/04/2007 tarihinde Malatya ilinde gerçekleşen cinayeti ve cinayet sanıklarını Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurumları ve görevlileri ile ilişkilendirmek için kumpas kurmak, sahte delilleri ihbar mektuplarına dönüştürmek ve bu ihbar mektuplarını ayarlanan yalancı tanıklara okutmak, şikayetçilerinin çoğunluğunun mensubu olduğu jandarma teşkilatına husumetli olan kişileri tanık olarak dinlemek kumpasın içerisinde olan ve soruşturmanın gizliliğini açık bir şekilde ihlal eden yazarlar hakkında herhangi bir yasal işlem yapmamak, aynı amaç doğrultusunda hareket eden polislerle işbirliği içerisinde olmak ve Fetö / PDY ile mücadele eden şikayetçilerin bir şekilde dosyaya dahil etmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı darbe girişiminin ilk adımını atmaya yönelik kamuoyunda Paralel Devlet olarak bilinen, devletin mevcut hiyerarşik yapısı haricinde oluşturdukları ayrı bir yapı ile ve yasa dışı bir örgütlenme içerisinde Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal, ekonomik, askeri ve idari mekanizmasına yön veren kadroları ele geçirip etkisiz hale getirerek Türk Devletinin varlığını tehlikeye düşürmek maksadıyla devleti yıkmak veya ele geçirmek için toplum üzerinde baskı, korkutma ve yıldırma yöntemlerini kullanarak faaliyetlerde bulunan ve ve buna yönelik olarak suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olduğu, mesleki yetkinlikleri bulunmasına rağmen Zirve Yayınevi Cinayeti olarak bilinen adli soruşturma ve kovuşturmaya bu kapsamda iştirak ettiği,
    Bu bağlamda Cumhuriyet Savcısı ...'dan sonra devralarak yürüttüğü soruşturma dosyasında yer alan .... isimli şahsın ( Gizli Tanık Deniz UYGAR) ve şikayetçiler ... , ... ve ... 'in ifade tutanaklarını dosya ile ilgili gizlilik ve kısıtlama kararları da bulunmasına rağmen 2011 yılı Ekim ayında Kalkedon yayınlarından ilk baskısı yayınlanan Nefret isimli kitap da yazan ve soruşturma gizliliğini ihlal ederek anılan soruşturmada şüpheli konumunda olan askeri personeli hedef durumuna getiren...ve yayıncılar ile ilgili yasal işlem başlatmadığı bu şekilde görevi ihmal ile suç ve suçluyu gizleme suçlarını işlediği ,
    Kendisi tarafından yürütülen soruşturma ile ilgili bilgi sahibi olabilmek için soruşturma kapsamındaki gizli tanık..... ( ....) ile diğer şüphelilerin ifadeleri tutuklandıktan sonra basına yansıyan dosyada bulunan ses kayıtlarından birer suretin verilmesini talep eden soruşturma nedeniyle mağdur olan Jandarma istihbarat görvlisi iken kimliği deşifre edilen ve tutuklu bulunan ... 'ın talebini 01/02/2012 tarihli yazıyla ''Yürütülmekte olan soruşturma dosyasında gizlilik kararı bulunduğundan söz konusu bilgilerin gönderilemeyeceğini'' bildirerek reddettiği halde Paralel yapıya mensup olup emniyet imamı olarak bilinen Kozanlı Ömer kod şahısla irtibatlı gazeteci ....'ın Malatya 3 ACM'ne sunulan iddianame tarihi olan 08/06/2012 tarihinden bir gün önce 07/06/2016 tarihinde yazmış olduğu Ergenekon'un Zirvesi isimli kitapta doğruluğu ve gerçekliği ispatlanmışcasına.... tarafından sunulan sahte belgeler gibi soruşturmaya ait bilgi ve belgeler ile adeta iddianamenin özetinin yer alması karşısında kitabın içerisindeki bilgileri daha önceden bu şahsa servis ederek veya bilgisi dahilinde verilmesi dahilinde verilmesine göz yumarak soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği gibi sanıkların masumiyet karinesini de ihlal ettiği aynı zamanda yargılamayı yapan Malatya Kapatılan 3 ACM (CMK 250. Madde ile görevli) Başkanı ...'nın sanıklardan .... ve ... ....'e iddianamede olmadığı halde Ergenekon’un Zirvesi isimli kitapta yer alan bazı iddialara ilişkin soru sormasından da anlaşılacağı üzere yargılamayı yapacak Mahkemeyi etki altında bıraktığı ,
    Adem Yavuz ARSLAN tarafından kaleme alınıp yayınlanan ve gizli tanık .....'ın açık kimliği olan ...'ı deşifre ettiği, Ergenekon'un Zirvesi isimli kitap hakkında soruşturmanın gizliliğini ihlal eylemine ilişkin herhangi bir yasal işlem yapmayarak görevinin gereklerine aykırı davrandığı ,
    Jandarma ...olarak görev yaptığı dönemde ....'yı Zirve Yayınevi Cinayetine ilişkin soruşturmaya usulsüz olarak dahil ederek öncesinde vermiş olduğu ifadesini değiştirmesine neden oldukları ve ilgiliyi dahil ettikleri soruşturma kapsamında eksik soruşturma yaptıkları, bu bağlamda şikayetçi ... 'i Zirve Yayınevi cinayeti ile irtibatlandırmak amacı ile cemaat abisi ... ... tarafından Uzman ....'ya ihbar mektubu yazdırılma girişimi hususunda şikayetçi tarafından talep edildiği halde öğretmenlik yapan ... örgütü mensubu ... ... 'ın ifadesini dahi almadığı ,
    Cumhuriyet Savcısı ...'dan devraldığı soruşturmada daha sonraki aylarda CMK'nın 108. Maddesine göre tutuklu şikayetçiler Ruhi ABAT, ... , ... ve ... hakkında yapılan aylık tutukluluk değerlendirmeleri için 15/07/2011-07/06/2012 tarihleri arasında Malatya 3 ACM'ne verdiği mütalalarda Cumhuriyet Savcısı ...'ın 15/07/2011 tarihinde verdiği mütalanın aynısı kes kopyala yapıştır yöntemi ile sadece tarihini değiştirerek ve altına kendi ismini yazarak anılan yetkisizlik kararında şikayetçilere atılı suçun Silahlı Terör Örgütü Üyesi olma Suç tarihinin 04/2007 yazmasına, şikayetçilerin İstanbul 11 ACM'nin 21/03/2011 tarihli ve 2011/29 sorgu sayılı kararı ile Silahlı Terör Örgütü Üyesi olma suçundan tutuklanmalarına rağmen şikayetçiler ile ilgisi olmayan suç tarihi ve Mahkeme adı ile kararını yazarak gerçek olmayan uydurma şekilde suç tarihini 16/05/2011 ve öncesi, tutuklama tarihini Malatya 3 ACM'nin 18/05/2011 tarihli ve 2011/8 sayılı kararı olarak yazarak genel olarak haksız bir şekilde tutukluluk halinin devamı yönünde mütalaalar verdiği,
    Şikayetçiler ... , ... ve ... hakkında iddianame düzenlediği 08/06/2012 tarihinden bir gün önce 07/06/2012 tarihinde müştekinin aylık tutukluluk durumunun değerlendirilmesi için yazdığı mütalaada Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçuna ilişkin delillerin henüz toplanmadığı gerekçesi ile tutukluluk halinin devamı yönünde beyanda bulunmasına rağmen bir gün sonra soruşturmayı tamamlayarak iddianameye dönüştürdüğü ,
    Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın CMK 250. Madde ile görevli 2007/383 sırasında yürütüle soruşturma neticesinde 08/06/2012 tarihinde şikayetçiler hakkında düzenlenen iddianamede ve bu iddianameye dayanak olarak yürütülen soruşturmalarda keyfi suçlamalarda bulunarak mağduriyetine sebebiyet verdiği bu cümleden olarak ... tarafından dile getirilen dinler arası diyalog kavramına yönelik '' Dinler Arası Diyalog Söyleminin Tartışma Noktaları '' başlıklı makale yayınlayan akademisyen ....'ı gerçekte ilgisi olmadığı halde yargılama konusu eylemlerle ilişkilendirerek davaya taraf ettikleri ve böylelikle eylemlerin asıl faili olan kendilerini kamufle etmeye çalıştıkları, yine .... tarafından kaleme alınan '' Ekev Akademi'' dergisinde 1998 yılında yayımlanan '' Dinler Arası Diyalog Söyleminin Tartışma Noktaları'' başlıklı makalede yer alan '' Dinler arası diyalog anlayışının dini maksatlı görünen yüzünün ardında siyasi ve politik amaçlar yattığı şeklindeki değerlendirmeyi gizli tanık ....'ın beyanları ile değerlendirerek 19/03/2011 tarihinde şikayetçi hakkında '' söz konusu ilkeyi benimseyen cemaat ve bu eylemlere müsade eden siyasi iradenin aslında hoşgörü altında ülkenin çıkarlarına karşı olumsuz faaliyetlerde bulunduğu imajının yaratılmasına yönelik çalışmalar yaptığı suçlamasına yer verdiği ,
    Cumhuriyet Savcısı .... 'den sonra anılan soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı .... tarafından iddia olunan Ergenekon Terör örgütüne yönelik şikayetçilerin irtibatının olmadığı gerekçesi ile soruşturma dosyasının 02/07/2011 tarih ve 2011/1313 sayılı yer yönünden yetkisizlik kararı ile Malatya CBS'ne gönderilmesini takiben kendisinden önce soruşturmayı yürüten C. Savcısı ...'dan devraldığı soruşturma sonucunda şikayetçilerin büyük bir kısmının tutuklanmasından yaklaşık 16 ay kadar uzun bir süre sonucunda şikayetçilerin ifadesini alma gereği dahi duymadan günlerce ifadesi alınan....'ın soyut, yüklemeli ve yönlendirmeli ifadeleri ve sahte delillere itibar ederek şikayetçilerden .....hakkında anılan yetkisizlik kararında suçun azmettiricisi olduğuna dair delil elde edilemediğinin açıkça belirtilmesine rağmen ve soruşturmanın ilk aşamasında sessiz kalan gizli tanık olmayı kabul etmeyen ve mahkemeye giderek gerçekleri anlatan ..'i şüpheliler arasına dahil etme suretiyle tüm şikayetçiler hakkında haksız yere 08/06/2012 tarihli iddianameyi düzenleyip dava açtığı ve tutuklama talep ettiği,
    Malatya CBS'nin 2007/383 sırasında yürütmüş olduğu soruşturma neticesinde 08/6/2012 tarihinde şikayetçiler hakkında düzenlemiş olduğu iddianamede keyfi suçlamalarda bulunarak şikayetçilerin mağduriyetin sebebiyet verdiği,
    Bu bağlamda Şikayetçi ... 'In adına kayıtlı telefonlar dinlenmesine rağmen söz konusu iddianameye konu suçlamalara veya başka suçlara ilişkin herhangi bir tape görüşmesini iddianame ekine koymayarak keyfi suçlamada bulunduğu ,
    Şikayetçi Haydar Yeşil hakkında darbeye teşebbüs suçu isnat edilmesine rağmen hazırladığı iddianamede 265 kez ... gurubu isminden bahsettiği, MGK kararlarına istinaden ... grubu ile ilgili yapılan istihbarat çalışmasını hükümete karşı yapılmış gibi gösterdiği, Adalet ve Kalkınma Partisi ile ... grubundan bir hükümetin koalisyon ortaklarıymışcasına bahsettiği ve şüphelilerin görevi gereği ... grubu hakkında yürüttükleri istihbarat faaliyetlerini hükümet aleyhine yapılmış yasa dışı faaliyetler gibi gösterdiği ve adeta ... grubunun avukatlığını yaptığı,
    Şikayetçi ... 'in cinayetin asıl failleri ile hiçbir bağlantısı ve HTS kayıtlarında hiçbir görüşmesi olmamasına rağmen iddianamede cinayetin failleri ile irtibatı varmış gibi gösterdiği ,
    .... isimli şahsın TSK'dan ilişiğinin kesildiği, disiplinsizlik nedeni ile çeşitli cezalar aldığı, SGK kayıtlarına göre 1993 'den beri herhangi bir kurum ve kuruluşta çalışmadığı resmi kurum yazıları ile sabit olduğu halde .....'ın '' Mizansen'' olarak bunlar yapıldı yalanına itibar edip resmi kurum olan SGK ve Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi yazı cevaplarına itibar etmediği ,
    .... tarafından flash bellekte yer alan şüpheli konumunda olan şikayetçilerde yapılan aramalarda ele geçirilmeyen iddianame ve ekleri içerisinde geçen 5 adet Asimetrik Psikolojik Harekat Planını (APHP), şikayetçi .... aleyhine nedenini belirtmeksizin kullandığı ve şikayetçiyi TUSHAD'cı , darbeci , hükümet karşıtı, ergenekoncu şeklinde nitelemek için gerekçe yaptığı ,
    Bir kısım misyonerin AK Parti karşısı söylemleri bazı kişileri kayıt altına alarak fişleme eylemlerini bilgisayarlarından çıkan belgeleri manipüle ederek hedef seçilen şikayetçilerden sadır olduğu iddiası ile aleyhlerinde delil olarak kullandığı, misyonerlerinin doğu ve güneydoğu anadolu bölgeleri sözde kürdistan sınırları içerisinde gösteren haritaları Aksiyon dergisinde yayınlanan ve misyonerleri tek tek fişleyen makale içeriklerini şikayetçi ve diğer sanıklara isnat ederek suç uydurduğu,
    .... ve ....'nin beyanları ve şikayetçi ....'ın istikrarlı beyanları ile birbirlerini tanımadıkları doğrulandığı ve aksini ispata yarar herhangi bir delil, HTS kaydı bulunmadığı halde şikayetçi ile adı geçenleri sürekli telefon görüşmesi yaptığı yönündeki iddialara iddianamesinde yer vererek şikayetçi ....'ı kafasındaki sözde örgüte dahil etmeye çalıştığı,
    İlahiyat Fakültesinde öğretim elemanı olan ve kendisine Hoca diye hitap edilen ....'ı bu ismin kod adı olduğundan bahisle itham ettikleri ve kendisi aleyhine gerçek dışı haberlere yer veren ....hakkında suç duyurusunda bulunmasını Aleyhe delil olarak değerlendirdiği ve bu durumu sözde TUSHAD terör örgütüne üyelik eylemine delil olarak kabul ettiği ,
    Malatya CBS'nin 2007/383 sırasında yürütmüş olduğu soruşturma neticesinde 08/06/2012 tarihinde şikayetçiler hakkında düzenlemiş olduğu iddianamede ve bu iddianameye ait klasörlerde şikayetçiler lehine olabilecek bilgi ve belgeleri gizlemek suretiyle şikayetçilerin savunma hakkının kullanılmasını engellediği ,
    Bu kapsamda gizli tanık ve sanık ....'ın 1993 yılında Kırklareli Kapatılan 33. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesinde yargılandığını askeri cezaevinde yattığını, TSK'dan ilişiğinin kesildiğini ve yalan söylediğini somut ve kesin olarak gösteren MSB'nin arşivinden gönderilen resmi evrakı 22/03/012 tarihli yazı ile isteyip dosyaya dahil etmesine rağmen adı geçen kişinin şikayetçilerin aleyhine olan beyanlarının sıhhatini tehlikeye düşürmeme saikiyle 08/06/2012 tarihli iddianame eklerine koymayarak 07/05/012 tarihli yazı ile ilgili merciye iade ettiği, şikayetçi ve vekillerinden sakladığı, bahse konu evrakı sanık savunmaları alındıktan sonra 2013 yılı Ocak ayına kadar mahkeme heyetinden gizlediği,
    MSB'den sözde TUSHAD örgütü ile gelen resmi evraktaki içeriğin aksi yönünde iddialarda bulunduğu,
    Malatya CBS'nin 2007/383 soruşturma dosyasının tanık, gizli tanık, şüpheli sıfatında bulunan kişilerin ifadelerini alırken aynı zamanda şikayetçiler aleyhine ifade veren Gizli Tanık .... korumak gayesiyle bazı davranışlar sergilediği;
    Bu bağlamda yürütmüş olduğu soruşturma dosyasının Gizli Tanık ve Şüphelisi konumunda olan .....'ın 14/01/2012 günü saat 17:00'da başlayıp 4 gün süren ifade tutanağının 12. Sayfasında '' Size irtibat için .. 15 numaralı hattın verildiğini beyan etmiş olmanıza rağmen size teslim edilen telefonun sonu .. 14 ile biten olduğu görülmektedir. Size teslim edilen telefon edilen telefon hattı .. 15 mi yoksa .. 14 mü olduğunu açıklayınız '' şeklinde yönlendirme amaçlı sorular sorduğu , cevaben de '' ben numarayı daha önce hatırlayamamışım. Evdeki bir notta .. 15 numaralı telefonun yazılı olduğunu gördüm. '' şeklinde beyanlarını tutanağa geçirmek MSB'den gelen resmi evrakın dosyaya girmesinden hemen sonra 24/12/2010 - 28/12/2010- 14/03/2011- 16/06/2011-17/06/2011-18/01/2012 ve 05/02/2012 tarihli ifadelerinde hiç bahsetmemesine rağmen 25/05/2012 tarihli ifadesi ile gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemek için bu resmi kayıtları yalanlatmak .... ve ....a verdiği ifadeleri HTS kayıtları ile birlikte uyumlu göstermek amacıyla bu kayıtları baz alarak zaman mekan ve içerik olarak değiştirmek 21/03/2007 tarihinden 11/03/2011 tarihine kadar MİT müsteşarlığına ve soruşturma savcılarına yazılmış olan isimsiz ve veya sahte isimli sahte içerikli mektuplara delil niteliği kazandırmak için ...'a okutmak suretiyle şikayetçilere suç isnat ettiği,
    Sanıklardan ...'ye şikayetçi ... hakkında yalan tanıklık yapmak için çeşitli vaatlerde bulunduğu vaatlerle Hüseyin Yelki hakkında iftiralarda bulunmasına neden olduğu,
    Yürüttüğü soruşturma dosyası kapsamında kendisi tarafından ileriye sürülen iddialar doğrultusunda şikayetçiler lehine olan veya olabilecek delilleri toplama yoluna gitmemek suretiyle eksik soruşturma yaptığı,
    Bu kapsamda
    Emekli Tuğgeneral .... 'ün TUSHAD isimli terör örgütünün üyesi olduğunu ve gizli tanık ....'ı misyonerlerin içine sızma konusunda görevlendirdiğini iddia etmesine rağmen Emekli Tuğgeneral ...'ü şüpheliler arasında göstermediği gibi şüpheli sıfatıyla ifadesini almadığı,
    14/03/2011 tarihli gizli tanık ifadesinde ... isimli şahsa ... 'in talimatı ile eylem planlandığını, .... ve ... adlı şahısların bu konuda hazırlık yaptığını, ancak kendisinin bunu engellediğini iddia eden ....'ın bu beyanlarına itibar ederek iddianamede yer verdiği, buna rağmen .... ve ... 'ı şüpheliler arasında göstermediği gibi ifadelerini dahi almadığı,
    Sunulan belgelerin delil olma sıhhatini incelemeyerek sahteciliğin üzerini kapamaya çalıştığı, bu kapsamda TUSHAD tarafından .... adına düzenlendiği iddia olunan sahte kimlik ile TUSHAD tarafından ....'a gönderildiği iddia olunan sözde talimatları içerir üç adet ıslak imzalı belge, gizli tanık .... tarafından teslim edilmiş olmasına rağmen anılan kimlik ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmadığı ,
    Hayali TUSHAD'ın sözde varlığını ispat etmek için televizyon programcılarının ifadesine başvururken dava ile doğrudan bilgi ve görgüsü olduğunu iddia eden ve Bitlis C. Başsavcılığına başvuran ....'in ifadesini dahi almadığı,
    ...'ın teslim etmiş olduğu dijital verileri ve .... 'a ait olduğu iddia olunan verileri Tarsus'da iklim kafe, Halikarnas internet kafe, Elektrosel Park Kitap evi, Bilgisayar 24 gibi kafe ve şirket bilgisayarlarında .... tarafından üretilmiş olduğu sabit olduğu halde bu yerlerdeki bilgisayarlara el konulması yönünde işlem yapmadığı,
    Kürdistan Hristiyan Birliği, Kuzey Kürdistan kapsamında olan yerler KHB İnanç Bidirgesi, Kürdistan Anayasası gibi birçok belge .... tarafından '' ....@yahoo.com.tr'' mail adresinden '' ....@yahoo.com.tr'' mail adresine gönderilmiş olmasına rağmen bu belgelerin mail adreslerini aratşrımadığı gibi bu konudaki talepleri dikkate dahi almadığı,
    Şikayetçi ... ....'ın daha önce hakkında KYOK kararı verilen karara karşı yapılan itirazın da Diyarbakır 4 ACM tarafından reddedilmesi üzerine olayla bir ilgisinin olmadığı kesin olarak tespit edilen ....isimli şahıs ile ....isimli şahıs aracılığıyla olayın asli faillerinden ....'ı cinayete azmettirdiğini iddia ettiği buna rağmen 15 aylık soruşturma sürecinde açık kimlik ve adres bilgileri bilinen ....ve .... isimli şahısları şüpheliler arasında gösterip kamu davası açmadığı gibi, ....ın ifadesini dahi almadığı,
    Soruşturmanın İstanbul CBS tarafından yürütüldüğü dönemde 5 kez dinlenen ....'ı kamu davası açılıncaya kadar 18/01/2012-05/02/2012 ve 25/05/2012 tarihlerinde yeniden dinlediği bu ifadeler ve sonrasında alınanlar ile birlikte İlker'in 12 Kez ifadesinin alınmış olmasına ve her seferinde farklı çelişkili ifadelerde bulunarak şikayetçileri suçlamasına rağmen bu kişinin ifadelerinde bahsi geçen hususlar ile ilgili hiçbir araştırma yapılmaksızın şikayetçilerin İstanbul CBS'de bir defa vermiş olduğu ifade ile yetinerek şikayetçiler hakkında ileri sürülen yeni isnatları sormak için bizzat ifade alma gereği duymadığı, lehe delilleri toplamadığı, şikayetçilere bu iddialar ile ilgili yeni delil sunma fırsatı vermeyerek savunma haklarını kısıtladığı,
    Tarsus CBS'nin 2011/10306 sırasında kayden yürütülen soruşturma nedeniyle Tarsus 2. SCH'nin 10/02/2012 (17/02/2012) tarihli ve 2012/242 sayılı, Tarsus 3. SCH'nin 10/02/2012 (17/02/2012) tarihli ve 2012/105 sayılı kararlarıyla hakkında yakalama emri düzenlenen...25/05/2012 ve 29/09/2012 tarihlerinde ifade vermek üzere adliyeye gelmesine rağmen anılan tarihlerde hakkında yakalama emri bulunan ve aranan kişilerden olan şahsı yakalama emrinin gereğini yerine getirmeden salıverdiği ,
    Şikayetçiler lehine olabilecek ve tanığın beyanlarına itibar edilip edilmeyeceği konusunda önemli kabul edilecek delilleri gizlemek suretiyle savunma hakkını ihlal ettiği,
    Bu doğrultuda,
    14/10/2007 tarihinde ....'ın Tarsus Bolatlı köyündeki evinde eşinin de bulunduğu ortamda .... Konutdan ve ekibi tarafından ....adlı bir şahıs aracılığı ile tehdit edildiği ses kayıtları ile sabit olmasına rağmen bu hususu dikkate almadığı, ve harddiskte bulunan ses dosyalarının çözümü konusunda bu hususta yeterli teknik donanıma sahip olmayan ... isimli polis memuru görevlendirerek bu kişiye kendi istediği doğrultuda gerçeğe aykırı bilirkişi raporu hazırlattığı,
    Bilinçli olarak eksik ve gecikmeli olarak tahkikat yaptığı, asılsız beyanda bulunan gizli tanık ve sanık ...'ın beyanlarında geçen .... isimli şahsın fotoğraflarının dosyaya sunulmasını talep eden mahkemeye dosya kapsamında gizlilik kararı bulunduğunu gerekçe göstererek fotoğrafları göndermediği ve şikayetçi ...'un lehine olan delilleri mahkemeden ve savunma makamından gizlemek suretiyle savunma hakkını kısıtladığı,
    Şikayetçi ... 'ın 18/04/2008 günü saat 18:07'den sonraya ait ve 19/04/2008 tarihine ait HTS kayıtları celb edildiğinde gizli tanık ... ile bir araya gelmediği açıkça ortaya çıkacağından bu tarihlerden önceki döneme ait HTS kayıtlarını dosyada mevcut olduğu halde kasten dosyaya koymadığı,
    Şikayetçiler hakkında uygulanan arama el koyma, iletişimin tespiti, dinlenmesi kayda alınması gibi önleyici tedbirlerde ortaya çıkan ve soruşturma konusu suç ile ilgisi olmayan evrak, fotoğraf gibi sair evrakı iddianame eklerine koyarak şikayetçilerin yasa dışı oluşumlara karşı hedef konumuna gelmesine sebebiyet verdiği gibi özel hayatlarının ve haberleşmelerinin gizliliğini ihlal ettiği ,
    Bu bağlamda,
    ... 'ın yargılandığı dava ve hakkındaki iddialarla ilgili olmamasına rağmen 17/03/2011 günü evinde iş yerinde ve aracında incelenmek üzere el konulan kişisel ajandasındaki babasına eşine ve çocuğuna ait özel ve kişisel bilgilerini çalıştığı birimlerde görevi ile ilgili tuttuğu notları iddianame eklerine koyup görevini kötüye kullandığını, kişisel bilgilerini deşifre ederek şikayetçiyi ve ailesini yasa dışı oluşumlara hedef durumuna getirdiği,
    Şikayetçi ....'in isnat olunan ve tedbir kapsamındaki suç ile ilgisi olmayan 8 adet telefon görüşmesine ait iletişim tespit tutanağı ile çoğu şüpheli olarak belirtilmeyen 37 kişinin HTS kayıtlarını imha etmeyip iddianame ekine koyarak aleni hale getirip haberleşmenin gizliliğini ihlal ettiği isnat edilen suçlamayla ilgisi olmayan şikayetçiye ait telefon rehberini ve Key kesintilerini gösteren bordroları iddianame ekine koyduğu,
    Şikayetçi ... ...'ın akrabaları ve arkadaşları ile yaptığı tape görüşmeleri ve 1998 yılında ailesi ile katıldığı sünnet töreninde çocuklarla çekilen fotoğrafları suç teşkil etmediği halde iddianame ekine koyarak özel hayatının gizliliğini ihlal ettiği ve yasadığı örgütlerin hedefi haline getirdiği ,
    Dava ile hiç alakası olmayan ve hakkında iddianamede herhangi bir suçlama bulunmayan basında çıkmış haberler şikayetçi Adil Akçay'ın iş yerinde ele geçen onlarca evrak adı geçenin eşine ait gelir vergisi beyannamesi şikayetçiye ait banka hesap numaraları internet Msn Sanal alışveriş şifreleri, ev, cep, iş yeri, dost ve arkadaşların telefon numaralarını deşifre ederek özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği,
    Malatya CBS'nin 2007/383 sırasına kayden yürütmüş olduğu soruşturmada gizli kalması gereken veya açıklanmasına ihtiyaç bulunmayan belgeleri iddianame ekine koyduğu,
    Bu doğrultuda ,
    17.03.2011 tarihinde şikayetçi .... iş yeri olan Malatya İl Jandarma Komutanlığı istihbarat şube Müdürlüğü odasında yapılan aramada el konulan istihbarat kayıtlarının isnat edilen suçla bir ilgisi olmamasına ve "gizli" gizlilik derecesine haiz olması sebebiyle aramaya katılan askeri savcı tarafından bazı belgeler üzerine "gizliliğe önem verilmesi rica olunur" ve "gizli kişiye özel gizlilik derecesi taşımaktadır" şeklinde şerh düşülmüş olmasına rağmen haber elemanları ve ihbarcılara yapılan ödeme kayıtlarına 2005-2011 yıllarına ait tüm istihbarat ödeneğine ilişkin gizli yazışmalara hesap hareketlerini haber elemanı kayıt defterine kayıtlı haber elemanı kayıt defterine kayıtlı haber elemanlarını gösterir listeleri köy bilgi dosyalarını ve il emniyet komisyonu toplantı tutanakları 08.06.2012 tarihinde düzenlediği iddianame ekine koymak suretiyle gizli kalması gereken bilgileri ifşa ederek ihbarcı haber elemanları ve istihbarat personelinin kimliklerini deşifre ettiği ve şikayetçileri yasa dışı örgütlere hedef gösterdiği yine şikayetçi ... 'ın Malatya İl Komutanlığı emrinde görev yapmakta ekin 2003 yılında dış görevlendirme ile Gaziantep giderek uyuşturucu kaçakçılarına yönelik yaptığı ve neticesinde 50 kg uyuşturucu madde ele geçirildiği operasyona ilişkin bilgeler ile Malatya İli doğanşehir ilçesi Erkenek Kasabası yapılan 50 kg Afyon sakızı (uyuşturucu) operasyonu ilişkin evrakları soruşturma konusu olayla ilgili olmamasına rağmen iddianame ekine koymak suretiyle anılan operasyona katılan askeri personel ile haber elemanlarının kimliklerini kasıtlı bir şekilde deşifre ettiği,
    Düzenlediği iddianamenin 7/8 bölümünde şikayetçi ... atılğan hakkında sözde TUSHAD terör örgütün talimatıyla 24.07.2006 tarihinde .... ile .....'ı tanıştırmak için Karadeniz ve Anadolu gezisinde acele geldiğinde 20.07.2006 tarihinden gece geç saatlerde mersin iline döndüğü iddia etmesine rağmen bu duruma açığa çıkartacak bu tarihlerde Sivas ve kayseri illerinde olduğunu gösteren şikayetçi adına kayıtlı olup devamlı yanında bulunan ....numaralı telefonun iddiada bulunduğu 23-24//07/2006 tarihlerine ilişkin HTS kayıtları şikayetçi Mersin'de gösterebilmek ve yalancı gizli tanık ....'ın ifadesine doğrulamak için iddianameyi eklerine koymamak yine bahsi konu iddianamenin 7/98 bölümünde "....'ın 11.01.2007 tarihinde .... ... atılğan ı arayarak bilgi aktarımında bulunduğunu iddia etmesine rağmen şikayetçinin görüştüğü ve bilgi aktarımında bulunduğu ileri sürülen hattın belirtilen tarihte mersin ilinde şikayetçinin ise meslek içi eğitim için ankara da bulunduğunu gösteren ilgili HTS kayıtlarını iddianameye koymamak suretiyle savunma hakkını kısıtladığı gibi avukatlar ve mahkeme heyetinden delil gizlediği gerçek dışı iddiada bulunarak tarafsızlığını yitirdiği ve etkin soruşturma yapmadığı,
    İstanbul da başlatılan tertibin devamını sağlamak amacıyla Zirve davası iddianamesini tanzim ederken Malatya İl Emniyet Müdürlüğü personeli ile çalışmak istemeyip, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ... ün ekibinden görevliler istediği dosyanın malatya ya intikal ettiği 02.07.2011 tarihinden İstanbul TEM Şubeden iki emniyet görevlisi gelene kadar hiçbir soruşturma işlemi yapmadığı söz konusu emniyet görevlileri 28.02.2011 tarihinde Malatya Cumhuriyet Başsavcılığında geçici olarak görevlendirildikten sonra ifadesini tespit ettiği sanık/tanık ... on daha önceki 7 ifadesinde yer almadığı halde dink cinayeti ... ... in üzerine yıkılacak şeklindeki senarize sözlere yer vermek gibi yönlendirme ve kurgu ifadeler alınmasını sağlayarak ... ... isimli fetullah ... cemaati mensubu polis müdürünün aklanmaya çalışılması üzerindeki algının manipüle edilmesi ve Özel Kuvvetler Komutanlığının hedefe konulmasına bu tertip içinde hareket ederek sebebiyet verdiği aynı zamanda 08.06.2012 tarihli iddianameyi anılan polis memurlarına yazdırdığı yönünde kanaat oluşmasına neden olduğu,
    Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/383 soruşturma sırasında tefriken alınan 2012/428 sayılı dosya ile bu dosyada birleştirilen soruşturma dosyalarında hukuka aykırı eylemlerde bulunduğu,
    Bu kapsamda ;
    Malatya cumhuriyet başsavcılığının 2012/378 sırasına kayden 15.05.2012 tarihinde Kırşehir İl Emniyet Müdürlüğüne teslim edilen hard disk ile ilgili yürüttüğü soruşturmada,
    Gizli tanık ... anılan hard distüe bulunan ses dosyalarında montaj yapıldığını beyan etmesine rağmen bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırmadığı ,
    Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı 2007/428 sırasına kayden yürüttüğü soruşturmada ,
    Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı 2007/383 sırasına kayden yürüttüğü soruşturmada
    Sonucunda şüpheliler hakkında 08.06.2012 tarihinde kamu davası açmasını müteakip anılan iddianamede bahsi geçen örgütün yeni üyeler eklemek ve yapılan tertibin ortaya çıkmasına sebep olabilecek kişileri de elimine edebilmek maksadıyla Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı 2007/428 sırasına kayden yeni bir soruşturma başlattığı ,
    Gizli tanık....'ın kayın biraderi ....'ın 29.09.2011 tarihinde verdiği dilekçe ile şikayetçi olması üzerine Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/10306 sırasına kayden başlatılan soruşturma kapsamında... hakkında 10.02.2012 ve 17.02.2012 tarihli yakalama emirlerinin düzenlendiği ve anılan yakalama emirlerinin 01.10.2012tarihinde Malatya 1. Sulh Ceza Mahkemesince infaz edildiği yakalama emirlerinin infaz edildiği tarihten 3 gün sonra 04.10.2012 tarihinde ....ile husumeti bulunan ....'ın telefonlarının dinletildiği bu suretle ....ın yargılamanın yürütüldüğü mahkemede tanıklık yaparak .....'ın yalanlarını deşifre etmesini engellemeye çalıştığı ,
    Gizli tanık ....ın gerçekte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/383 sırasına kayden yürütülen soruşturma kapsamında 24.12.2010 tarihinde tanık koruma programına alınmış olmasına rağmen ...'ın iletişiminin tespiti konusunda talebe gerekçe olarak 21.03.2011 tarihinde bir kısım şüphelilerin tutuklanmasından sonra....'ın sürekli tehdit almaya başlaması üzerine tanık koruma programına alınmasının göstererek talebi değerlendiren mahkemeyi yanılttığı,
    .... hakkında gizli tanık ....a elektronik posta iletisi gönderdiğine dair hiçbir delil olmadığı ve bu iddia .... tarafından kurgulandığı halde ....iletişiminin tespiti konusundaki talebe gerekçe olarak ....'ın gizli tanık ....'a elektronik posta iletisi göndermesine göstererek talebi değerlendiren mahkemeyi yanıltığı,
    Zirve Yayınevi cinayetine ilişkin Malatya (kapatılan) 3 Ağır Ceza Mahkemesinde (CMK 250. Madde ile Görevli) görülen davanın 02.04.2013 tarihli celsesinde savunma tanığı olarak beyanda bulunan ... gizli tanık .....'ın beyanlarının doğru olmadığı şeklinde ifade vermesi üzerine 31.05.2013 tarihinde ... 'ın telefonların dinlenmesi için telepte bulunduğu ve talebin kabulü üzerine ... 'ın telefonlarına 31.05.2013 - 14.02.2014 tarihleri arasında haksiz şeklinde dinlettiği,
    ... 'ın telefonların dinlenmesine ilişkin 31.05.2013 tarihli talebinde gerçeğe aykırı şekilde ....ın Yayınevi cinayeti hakkında ... bilgilendirilmesine ..... ve ... meydana gelen olay öncesi şüpheliler ve başkaca bazı tanıkların örgütsel olarak yürüttüğü faaliyetler konusunda konuşmasını ve gizli tanık ...'ın ... hakkındaki beyanlarını talebe gerekçe olarak göstermek suretiyle talebi değerlendiren mahkemeyi yanılttığı ,
    Gizli tanık ...'ın 24.12.2010 tarihli ifadesinde TUSHAD isimli örgütün talimatlarını kendisine.... isimli kişinin ulaştırdığı beyan etmesine rağmen 2012 yılı Şubat ayına kadar .... hakkında hiçbir işlem yapmadığı 02.02.2012 tarihinde Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/383 sırasına kayden Malatya il Emniyet Müdürlüğüne hitaben yazdığı yazı ile Ankara'da askeri bir birimde çalıştığı iddia edilen .... isimli kişinin gerçekte var olup olmadığının tespiti böyle bir kişinin tespiti halinde açık kimlik bilgisinin adresinin teşhise elverişli fotoğraflarının ve o tarihlerde kullanmış olabileceği değerlendirilen telefon numaralarını tespiti konusunda talimat yazdığı Malatya İl Emniyet Müdürlüğü tarafından şüpheli bir şekilde gelen yazının üzerinden 24 saat geçmeden 03.02.2012 tarihli cevabı yazıda ...'a ait iletişim ve kimlik bilgileri ile fotoğrafların gönderildiği 04-05.02.2012 tarihlerinde ifadesine başvurulan Gizli tanık ....'a aralarında ....'ın fotoğrafının da bulunduğu dört fotoğraf gösterdiği,
    .... tarafından gösterilen fotoğraflar içerisinden .... isimli şahsın teşhis edildiği bu haliyle 05.02.2012 tarihi itibariyle ....'a ait tüm bilgiler elinde olmasına rağmen 2013 yılı Ekim ayına kadar bu şahıs hakkında hiçbir soruşturma işlemi yapmadığı sonradan 08.10.2013 tarihinde dinlenmesi ve kayda alınması konusunda talepte bulunduğu talebin kabulü üzerine ....ın telefonların 08.10.2013-14.02.2014 tarihlerinde arasında haksız şekilde dinlettiği,
    İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü TEM ve İStihbarat Şube Müdürlükleri tarafından hazırlanan sahte belgeler raporlar ve yasa dışı vaatlerle ürettikleri yalancı gizli tanıklarla 18/04/2007 tarihinde Malatya ilinde gerçekleşen cinayeti ve cinayet sanıklarını Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurumları ve görevlileri ile ilişkilendirmek için kumpas kurmak, sahte delilleri ihbar mektuplarına dönüştürmek ve bu ihbar mektuplarını ayarlanan yalancı tanıklara okutmak, şikayetçilerinin çoğunluğunun mensubu olduğu jandarma teşkilatına husumetli olan kişileri tanık olarak dinlemek kumpasın içerisinde olan ve soruşturmanın gizliliğini açık bir şekilde ihlal eden yazarlar hakkında herhangi bir yasal işlem yapmamak, aynı amaç doğrultusunda hareket eden polislerle işbirliği içerisinde olmak ve Fetö / PDY ile mücadele eden şikayetçilerin bir şekilde dosyaya dahil etmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı darbe girişiminin ilk adımını atmaya yönelik kamuoyunda Paralel Devlet olarak bilinen, devletin mevcut hiyerarşik yapısı haricinde oluşturdukları ayrı bir yapı ile ve yasa dışı bir örgütlenme içerisinde Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal, ekonomik, askeri ve idari mekanizmasına yön veren kadroları ele geçirip etkisiz hale getirerek Türk Devletinin varlığını tehlikeye düşürmek maksadıyla devleti yıkmak veya ele geçirmek için toplum üzerinde baskı, korkutma ve yıldırma yöntemlerini kullanarak faaliyetlerde bulunan ve ve buna yönelik olarka suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olduğu, mesleki yetkinlikleri bulunmasına rağmen Zİrve Yayınevi Cinayeti olarak bilinen adli soruşturma ve kovuşturmaya bu kapsamda iştirak ettiği,
    Ergenekon soruşturması kapsamında İstanbul'da yürütülen soruşturma dosyasının 02/07/2011 tarihli ve 2011/1313 sayılı yer yönünden yetkisizlik kararı ile suç yeri olan Malatya CBS'ye gönderilmesini takiben Malatya CBS'nin 2007/383 sayılı soruşturma dosyası ile birleştirilmesi sonrasında yürütülen soruşturmada şikayetçilerin İstanbul 11 ACM'nin 21/03/2011 tarihli ve 2011/29 sorgu sayılı kararı ile tutuklanmalarına rağmen aylık tutukluluk durumunun değerlendirilmesine yönelik verdikleri kararlarda tutuklulukta geçen süreyi dikkate almayarak suçun vasıf ve mahiyeti gibi CMK'nın 100. Maddesinde olmayan mevcut delil durumu gibi keyfi gerekçelerle ve bu maddelerde yazan sebeplerin hiçbirini göstermeyerek tutuklu bulunmadıkları Türkiye Cumhuriyetini Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs ve Tasarlayarak Adam Öldürme Suçlarını da yazarak ve bu suça ait cezanın alt ve üst sınırlarını dikkate alarak 11/08/2011 tarihli kararda kaçma şüphesinin dayanak olarak gösterilmesine rağmen buna dair somut olgulara yer verilmeden yazılan keyfi ve yasal olmayan blok halindeki gerekçelerle haksız olarak tutukluluğunun devamı kararları vermek suretiyle şikayetçilerin uzun süre tutuklu kalmalarına sebebiyet verdiği,
    Şikayetçi ... ...'ın kaçma şüphesine ilişkin somut olgulara yer vermeden keyfi olarak kaçma şüphesi gerekçesi ile tutukluluğunun devamına karar verdiği,
    Kamuoyunda Zirve Yayınevi Cinayeti olanak bilinen, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/125 esas sayısında görülen davanın yargılama sürecinde usul ve yasaya aykırı işlemler yaptıkları,
    Bu cümleden olarak;
    Şikayetçi (... ) hakkında düzenlenen iddianameyi haksız yere kabul ettiği,
    Hakimin takdir yetkisi ile izah edilemeyecek ve CMK'nın 135. Maddesine açık aykırılık oluşturacak biçimde, görevlerinin gereklerine aykırı hareket ederek ilgili kişilerin mağduriyetine neden olacak şekilde karar verdikleri,
    Bu kapsamda;
    CMK'nın 135. Maddesinde belirtilen şartları taşımayan ve "Muhtemel eylemlerin önlenmesi, bu şahsın kimler tarafından yönlendirildiğinin tespiti, irtibatlarının deşifre edilmesi ve Malatya ilinde eylem gerçekleştirmeyi planladıkları yönünde bilgi edinilmesi", ".....'a özenmek, cinayet işlemeye meyilli olmak, yönlendirme yapılması durumunda başka siyasi hedeflere yönelebileceği, Ergenekon soruşturması kapsamında ikameti ve iş yeri aranan şüpheli .... tarafından dolaylı yönlendirildiği gerekçesi ile muhtemelen eylemlerin önlenmesi, bu şahsın kimler tarafından yönlendirildiğinin tespiti, irtibatlarının deşifre edilmesi ve Malatya ilinde eylem gerçekleştirmeyi planladıkları yönünde bilgi edinilmesi" gibi gerekçelerle gönderilen talep konusu dışına çıkarılarak, "Silahlı terör örgütünün üyesi olmak ve üyesi bulundukları örgütün faaliyetleri çerçevesinde hareket ederek suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme veya Ergenekon terör örgütü üyesi olmak" suçundan telefon görüşmelerinin dinlenilmesi ve kayıt altına alınmasına ilişkin karar verdikleri, bir kısım şüpheliler hakkında ise, CMK'nın 135. Maddeleri kapsamında doğruluğu ve hukukilik denetimi yapılmadan, kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı oluşturacak herhangi bir delil mahiyetinde bilgi ve belge de bulunmaksızın, Ergenekon terör örgütünden bahsedilerek, dinlenmenin muhatabı olan şüphelilerin iddia edilen örgütle bağlantısı da kurulmadan, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/373 soruşturma numarası üzerinden takibi yapılan ana "Zirve Yayınevi Cinayeti" dosyasında hakkında 08.06.2012 tarihli ve 2012/98 numarası ile düzenlenen iddianamenin 8. Sayfası, 8 numaralı şüphelisi olarak, 3713 sayılı Kanunun 71 maddeleri yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 221/2, 5, 53/1, 58/9 ve 3713 sayılı kanunun 5/1 maddeleri gereğince "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan hakkında kamu davası açılan " .... takma isimli gizli tanık ....'ın çeşitli tarihlerde alınan ve birbirleriyle çelişen soyut beyanları dışında, diğer şüpheliler hakkında yetirli delil olmaksızın "Silahlı Terör Örgütünün Üyesi olmak ve üyesi bulundukları örgütün faaliyetleri çerçevesinde hareket ederek suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme veya Ergenekon terör örgütü üyesi olmak" suçundan tedbir ve uzatma talepleri hakkında karar verdiği,
    İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü TEM ve İStihbarat Şube Müdürlükleri tarafından hazırlanan sahte belgeler raporlar ve yasa dışı vaatlerle ürettikleri yalancı gizli tanıklarla 18/04/2007 tarihinde Malatya ilinde gerçekleşen cinayeti ve cinayet sanıklarını Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurumları ve görevlileri ile ilişkilendirmek için kumpas kurmak, sahte delilleri ihbar mektuplarına dönüştürmek ve bu ihbar mektuplarını ayarlanan yalancı tanıklara okutmak, şikayetçilerinin çoğunluğunun mensubu olduğu jandarma teşkilatına husumetli olan kişileri tanık olarak dinlemek kumpasın içerisinde olan ve soruşturmanın gizliliğini açık bir şekilde ihlal eden yazarlar hakkında herhangi bir yasal işlem yapmamak, aynı amaç doğrultusunda hareket eden polislerle işbirliği içerisinde olmak ve Fetö / PDY ile mücadele eden şikayetçilerin bir şekilde dosyaya dahil etmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı darbe girişiminin ilk adımını atmaya yönelik kamuoyunda Paralel Devlet olarak bilinen, devletin mevcut hiyerarşik yapısı haricinde oluşturdukları ayrı bir yapı ile ve yasa dışı bir örgütlenme içerisinde Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal, ekonomik, askeri ve idari mekanizmasına yön veren kadroları ele geçirip etkisiz hale getirerek Türk Devletinin varlığını tehlikeye düşürmek maksadıyla devleti yıkmak veya ele geçirmek için toplum üzerinde baskı, korkutma ve yıldırma yöntemlerini kullanarak faaliyetlerde bulunan ve ve buna yönelik olarak suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olduğu, mesleki yetkinlikleri bulunmasına rağmen Zİrve Yayınevi Cinayeti olarak bilinen adli soruşturma ve kovuşturmaya bu kapsamda iştirak ettiği,
    Hakkında haksız olarak yürüttüğü soruşturma sonucunda açılan ve Malatya 1 ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan Zirve Yayınevi katliamı davasının etkilemek amacıyla şikayetçiler hakkında yine haksız 2011/32 sırasına kayden soruşturma açtığı bu dosya kapsamın da haklarında yine başkaca soruşturmalar yürütülen şüpheli/sanık kişileri yönlendirmek suretiyle şikayetçiler aleyhine tanık ifadeleri aldığı yapılan yargılamaları bu suretle etkilendiği
    Bu kapsamda:
    Şikayetçiler 18.07.2007 tarihinde meydana gelen Zirve Yayınevi cinayeti, Ergenekon davası ve Malatya 1 ağır Ceza Mahkemesinin 2010/289 esas sayılı dosyayı ilişkilendirmek amacıyla 2011/32 esas sırasına kayden soruşturma açtığı Malatya İl Jandarma Komutanlığınca haklarında soruşturma yapılan ve halen yargılanan kişilerden açık ve gizli tanıklar ürettiği ve yasa dışı vaatlerle temin ettiği tanıklardan aldığı ifadeleri ve soruşturma evraklarını 04.03.2013 tarihli yazı ekinde ek delil klasörleri adı altında şikayetçilerin sanığı olduğu Zirve Yayınevi cinayeti dosyası gönderdiği ve yargılamayı şikayetçilerin aleyhine etkilemeye çalıştığı uyuşturucu madde mal ve ticareti suçlarından hakkında işlem yapılması nedeniyle Malatya İl Jandarma personeli ile husumetli olan ...'ı yalancı tanıklık yapması konusunda ikna ettiği bu kapsamda Şikayetçilerin ....'ın 28.08.2005 yılında öldürülmesi olayı sünni inancına sahip mutaassıp bir kişinin üzerine yıkmak suretiyle Ergenekon'un amaçları doğrultusunda Malatya alevi sünni çatışması çıkarma konusunda çaba sarf ettikleri ve 26.03.2006 tarihinde Malatya ili Batalgazi ilçesi adagören köyünde bulunan el bombası ve patlayıcı maddelerle bağlantılı oldukları beyan etmesi sağladığı bunun içinde istihbarat personeli fotoğraflarını Yaşar adaka göstererek düzenlediği teşhis tutanağına göre; 21.03.2006 tarihinde bombayı koyanlar ve 22.03.2006 günü Battalgazi Jandarma Karakoluna telefon ile bomba ihbarı yapıldığı esnada yanında bulunan Jandarma istihbarat personelinden bir tanesinin Uzman Çavuş ....Sırkıntı olduğunun belirlenmesi sonrası adı geçen personelin Malatya İl Jandarma Komutanlığı göreve başladığı tarihin 2006 yılı temmuz ayı olduğu tespit edince ...'a yeni bir teşhis daha yaptırdığı aynı iftiraya bu personelin yerine başka birine atmaya çalıştığı ,
    17.04.2014 tarihinde ifadesinin aldığı şikayetçi ...
    'ın "Savcı bey bu yalancı tanıklara neden bu kadar itibar ediyorsunuz" şeklinde sorusu üzerine "... cinayetinden içeride yatan şahıs suçsuz yatıyor ben ....isimli şahsa inanmıyorum bu insana tuzak kurulmuş cezaevine girdirilmiş ben bu şahsı cezaevinden çıkartmak için elimden geleni yapacağım" ve "zirve Yayınevi cinayetinden örgütten ceza aldığımız bu olayda sizin üzerinize kalır" şeklinde söz sarf ettiği .... isimli kişiyi yalancı tanık olarak ayarladığı ve bu kişinin şüpheliler aleyhinde ifade vermesine sağladığı cinayet davasının sanığı olan ve 11.03.2014 tarihinde yakalanarak cezaevine konulan ... 'nun kendisine verilen sözün tutulmamış olması sebebiyle haber göndererek görüşmek istemesi üzerine, hakkındaki kovuşturma dosyası kapalı durumda bulunan ... 'yu gerçekte mevcut olmayan (2014/2587 Muh.) bir dosya kapsamında 30.05.2014 tarihinde ifadeye çağırdığı yazılı talimatına istinaden 30.05.2014 tarihinde hükümlü bulunduğu Malatya E Tipi Cezaevinden alınarak odasına getirilen ... ile bir süre odasında kaldıktan sonra şahsı ifadesine almadan cezaevine gönderdiği ,
    Yürütmüş olduğu soruşturma ile ilgili gönderilen ihbar mektupları hakkında usul ve yasaya aykırı suçu gizlediği ve Askeri Savcılık tarafından soruşturmaya engel olduğu,
    Bu cümleden olarak;
    Malatya İl Jandarma komutanlığının 2006-2008 yılları arasında mahkeme kararıyla yaptığı gizli olan istihbari dinleme listesi ve Malatya İl Jandarma komutanlığı brifingi isminden bir dosyanın Malatya İl Jandarma komutanlığına sızmış paralel yapı unsurları tarafından çalınıp deşifre edilerek 14.07.2009 tarihinde bir CD ile birlikte ihbar mektubu olarak kendisine gönderilmesi sonrası bu kayıtlar eline ulaştığında bu kayıtlar çalan ve bu gizli belgeleri deşifre edenler hakkında soruşturma açması gerekirken Hiçbir işlem suçu gizleyerek adli görevini ihmal ettiği, bunun yanında 28 Eylül 2009 tarihinde bir gazetede, Malatya İl Jandarma komutanlığına ait istihbarat kayıtlarının yer alması üzerine idari tahkikat ardından da, Malatya 2. Ordu komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından soruşturma yapılması üzerine soruşturmayı yapan asker savcının soruşturma kapsamında kendisi ile görüşerek 14.07.2009 tarihli ihbar mektubu ekinde gönderilen CD'nin kopyasını, yaptığı soruşturmayla bağlantılı olabileceği gerekçesiyle ile şifahi olarak talep etmesi rağmen brifingin kopyası verdiği halde dinleme listesinin kopyası vermeyerek dinleme listesini çalan ve deşifre edenlerin soruşturmasına da engel olduğu,
    Her ne kadar Elazığ Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu'nun 19/07/2019 tarihli ve 2019/9874 soruşturma 2019/3467 Esas sayılı iddianamesi ile .... T.C Kimlik Numaralı ... hakkında son soruşturma açılması talebiyle dava açılmış ise de Bu kişinin KHK ile İhraç edilmiş Polis Memuru olduğu, zuhulen iddianamede yer aldığı anlaşılmakla, asıl ....'un ... T.C. Kimlik Numaralı, ...ve ... Oğlu 20/03/1970 doğumlu ...'un başka suçtan Silivri 6 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğu, hakkında Elazığ CBS Hazırlık Bürosu'nun 12/09/2019 tarihli ve 2019/3846 sayılı iddianame düzenlenerek mahkememizin 2019/300 Esas sayılı dosyası ile birleştirme talep edildiği ve Mahkememizin 17/09/2018 tarihli 2019/328 Esas 2019/221 Karar sayılı Kararıyla Mahkememizin 2019/300 Esas sayılı dosyasında birleştirilme kararı verildiği görülmekle, ....T.C Kimlik Numaralı ... hakkında 2802 Sayılı Kanuna tabi kişilerden olmamakla son soruşturma açılmasına yer olmadığına, adı geçenin lekelenmememe hakkı kapsamında Uyap kayıtlarının silinmesi hususunda gereğinin takdir ve ifası için Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanlığı'na kararımız da eklenmek suretiyle yazı yazılmasına,
    Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 53/1,
    Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 257/2, 43/1, 109/1, 109/3-d (3 kez), 53/1,
    Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (5 kez), 257/1,43/1, 257/2, 43/1, 285, 53/1,
    Sanık .... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (tüm müştekilere yönelik), 257/1, 53/1,
    Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (tüm müştekilere yönelik), 257/1, 53/1,
    Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 257/2, 53/1,
    Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d (tüm müştekilere yönelik), 257/1, 257/2, 53/1,
    Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 109/1, 109/3-d, 257/1, 257/2, 43/1, 53/1,
    Sanık ... hakkında TCK 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK 257/1, 53/1 maddeleri gereğince son soruşturma açılmasına,
    Dosyanın 2802 Sayılı Kanunun 89 ve devamı maddeleri ile Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 30/01/2019 gün ve 1 sayılı iş bölümü kararı uyarınca son soruşturma için Yargıtay 9. Ceza Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla) Başkanlığına gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
    H Ü K Ü M ; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1-Her ne kadar Elazığ Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu'nun 19/07/2019 tarihli ve 2019/9874 soruşturma 2019/3467 Esas sayılı iddianamesi ile ....T.C Kimlik Numaralı ... hakkında son soruşturma açılması talebiyle dava açılmış ise de , Bu kişinin KHK ile İhraç edilmiş Polis Memuru olduğu , zuhulen iddianamede yer aldığı anlaşılmakla , asıl .... 'un .... T.C. Kimlik Numaralı, ....ve .... Oğlu 20/03/1970 doğumlu ...'un başka suçtan Silivri 6 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğu, hakkında Elazığ CBS Hazırlık Bürosu'nun 12/09/2019 tarihli ve 2019/3846 sayılı iddianame düzenlenerek mahkememizin 2019/300 Esas sayılı dosyası ile birleştirme talep edildiği ve Mahkememizin 17/09/2018 tarihli 2019/328 Esas 2019/221 Karar sayılı Kararıyla Mahkememizin 2019/300 Esas sayılı dosyasında birleştirilme kararı verildiği görülmekle , ... T.C Kimlik Numaralı ... hakkında 2802 Sayılı Kanuna tabi kişilerden olmamakla SON SORUŞTURMA AÇILMASINA YER OLMADIĞINA, adı geçenin lekelenmememe hakkı kapsamında Uyap kayıtlarının silinmesi hususunda gereğinin takdir ve ifası için ADALET BAKANLIĞI BİLGİ İŞLEM DAİRE BAŞKANLIĞI'NA kararımız da eklenmek suretiyle YAZI YAZILMASINA,
    2-Sanıklar ..., ..., ..., ...., ..., ..., ..., ..., ... hakkında 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 89 ve devamı maddeleri gereğince SON SORUŞTURMA AÇILMASINA,
    3-Dosyanın ile 2802 Sayılı Kanunun 89 ve devamı maddeleri ile ile Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 30/01/2019 gün ve 1 sayılı İş Bölümü Kararı uyarınca için Yargıtay 9.Ceza Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla) Başkanlığına gönderilmek üzere Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    4-Kararın bir örneğinin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine GÖNDERİLMESİNE,
    Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda mütalaya uygun olarak oy birliği ile ve kesin olmak üzere karar verildi." ifadelerine yer verilerek sanıklar hakkında belirtilen suçlardan cezalandırılmaları talebiyle son soruşturma kararı verildiği anlaşılmıştır.
    III) MAHKEME KABULÜ:
    ''Görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, gizliliğin ihlali ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 89 ve devamı maddeleri gereğince kovuşturma izni verilerek Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 19.07.2019 tarihli, 2019/9874 soruşturma, 2019/3467 esas, 2019/491 iddianame numaralı ve 12.09.2019 tarihli, 2019/12790 soruşturma, 2019/3846 esas, 2019/549 iddianame numaralı iddianameleri ile Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.12.2019 tarihli, 2019/300 esas ve 2019/323 karar sayılı son soruşturmanın açılması kararıyla ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya, Dairemizin 2019/18 esas sayısına kaydedildikten sonra, sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tefrik kararı verilip ayrı bir esasa kaydedildikten sonra sanığa atılı silahlı terör örgütüne üye suçunun niteliği ve mahiyeti itibariyle kişisel suç olması nedeniyle kovuşturma yapma yetkisinin, sanığın görev yaptıkları yerin bağlı olduğu Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin bulunduğu yerdeki Antalya Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, Dairemizin 2019/18 esas sayılı dosyasında sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve .... hakkında görevi kötüye kullanama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve gizliliğin ihlali suçlarından, 2797 sayılı Kanunun 6545 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesinin Ceza dairelerinde kısmının a,b,c fıkraları ile 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı kararı uyarınca dava açılan son soruşturma kararındaki nitelenen en ağır suça göre davaya bakma görevinin Yargıtay 8. Ceza Dairesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, Dairemizin iş bu esas sayılı dosyasında sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan iddia makamının yazılı mütalaası da alındıktan sonra incelendi:
    ...
    Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/62 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
    Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Ankara Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/67 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
    Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, davanın halen İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/465 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
    Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.01.2019 tarihli ve 2017/122 esas, 2019/29 sayılı kararı ile mahkumiyet kararı verildiği ve itiraz üzerine dosyanın halen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 2019/598 esas sayısında derdest olduğu,
    Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.12.2018 tarihli ve 2018/28 esas, 2018/270 sayılı kararı ile mahkumiyet kararı verildiği ve itiraz üzerine dosyanın halen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 2019/194 esas sayısında derdest olduğu,
    Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Gaziantep 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.04.2019 tarihli ve 2017/218 esas, 2019/154 sayılı kararı ile beraat kararı verildiği ve itiraz üzerine dosyanın halen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 2019/1002 esas sayısında derdest olduğu,
    Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.06.2018 tarihli ve 2017/299 esas, 2018/107 sayılı kararı ile mahkumiyet kararı verildiği, itiraz üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 04.12.2018 tarihli, 2018/1469 esas, 2018/1329 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği ve temyiz üzerine de dosyanın halen Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2019/1976 esas sayısında derdest olduğu,
    Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.03.2018 tarihli ve 2018/100 esas, 2018/151 sayılı kararı ile beraat kararı verildiği ve itiraz edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    Bu itibarla; Dairemizin 2019/20 esasına kayıtlı dava dosyasında sanıklara atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunun niteliği gereği temadi eden suçlardan olduğu, bu suçların, temadinin hukuki ve fiili kesintiyle sona ermesine kadar işlenmeye devam edeceği, aynı eylemleri ile ilgili olarak daha önceden yukarıda belirtilen davaların açılarak bir kısmının sonuçlandırıldığı, bir kısmının ise hala derdest durumda bulunduğunun anlaşıması karşısında; her ne kadar atılı suçların niteliği ve mahiyeti itibariyle kişisel suç olması nedeniyle kovuşturma yapma yetkisinin, sanıkların görev yaptığı yerin bağlı olduğu Bölge Adliye Mahkemesinin bulunduğu yerdeki Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu, bu nedenle de sanıklara atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından açılan dava dosyaları hakkında bu Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından kararlar verileceği düşünülse de, gereksiz emek ve zaman kaybı ile usul ekonomisi bakımından Dairemizin 2019/20 esasına kayıtlı dava dosyasındaki silahlı terör örgütüne üye olma suçlarına ilişkin davaların CMK'nin 223/7. maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.'' şeklindeki ifadelerle kararın gerekçesi açıklanmış ve sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmaları amacıyla açılan kamu davalarının reddine karar verilmiştir.
    IV) HÜKMÜN İSABETLİ OLUP OLMADIĞI HUSUSUNDA MADDİ HUKUKA İLİŞKİN YAPILAN TEMYİZ İNCELEMESİ:
    Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi ve temyiz nedenleri bu şekilde değerlendirildikten sonra sanıklar hakkındaki davanın reddine ilişkin kararların; dosyaya yansıyan tüm maddi hukuka aykırılık iddiaları ile usul hükümlerine uygunluk bakımından ve 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesinde yazılı bulunan hukuka kesin aykırılık hâllerinin mevcut olup olmadığı yönlerinden temyiz denetimine geçilmiştir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 19.07.2019 tarihli ve 3467-491 sayılı ve 12.09.2019 tarihli ve 3846-549 sayılı iddianameleri üzerine Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesince 02.12.2019 tarih ve 300-323 sayı ile; 18.04.2007 tarihinde Malatya'da meydana gelen ve kamuoyunda Zirve Yayınevi cinayeti olarak bilinen olaya ilişkin soruşturma dosyasında yaptıkları iş ve işlemler yönünden sanık ...'un silahlı terör örgütüne üye olma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, görevi kötüye kullanma, görevi ihmal ve gizliliğin ihlali; sanık ...'in silahlı terör örgütüne üye olma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve görevi kötüye kullanma; sanık ...'ın silahlı terör örgütüne üye olma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçlarından cezalandırılmaları amacıyla 2802 sayılı Kanun'un 89 ve devamı maddeleri gereğince son soruşturma açılmasına karar verildiği,
    Bunun üzerine Özel Dairenin 2019/18 Esas sırasına kaydedilen dosyada kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, görevi kötüye kullanma, görevi ihmal ve gizliliğin ihlali suçlarından Yargıtay 8. Ceza Dairesine görevsizlik kararı verildiği, silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden ise dosyanın Özel Dairenin 2019/20 Esas sırasına kaydedilerek evrak üzerinden yapılan inceleme neticesinde;
    Sanık ... hakkında aynı konuda İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/465 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve hâlen dosyanın derdest olduğu,
    Sanık ... hakkında aynı konuda İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.01.2019 tarihli ve 2017/122 Esas 2019/29 Karar sayılı kararı ile mahkumiyet kararı verildiği ve itiraz üzerine dosyanın hâlen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 2019/598 esas sırasında derdest olduğu,
    Sanık ... hakkında aynı konuda İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.06.2018 tarihli ve 2017/299 Esas ve 2018/107 Karar sayılı kararı ile mahkumiyet kararı verildiği, itiraz üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 04.12.2018 tarihli ve 2018/1469 Esas 2018/1329 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, temyiz edilmesi üzerine dosyanın hâlen Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2019/1976 esas sırasında derdest olduğu,
    Gerekçesiyle sanıkların ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğundan bahisle CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca kamu davasının ayrı ayrı reddine karar verildiği,
    Anlaşılmıştır.
    Özel Dairenin işbu ret kararının temyiz edilmesini takip eden süreçte, yukarıda belirtilen dosyalarda yapılan yargılama neticesinde sanıkların silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği ve bu kararların sanık ... yönünden Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 22.03.2022 tarihli ve 2021/6501 Esas 2022/1464 Karar; sanık ... yönünden Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 30.11.2021 tarihli ve 2021/9033 Esas 2021/10229 Karar; sanık ... yönünden Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 10.09.2020 tarihli ve 2019/1976 Esas 2020/3832 Karar sayılı ilamlarıyla onandığı,
    Yapılan UYAP sorgulamasında görülmüştür.
    Ceza muhakemesi yapılabilmesi için bir kısım "olmazsa olmaz" (sine qua non) şartlar aranır. Muhakeme yapılmasına engel olan bu şartlardan birisi "Non bis in idem" olarak ifade edilen, aynı sanık hakkında aynı suçtan verilmiş bir hüküm veya açılmış dava bulunmamasıdır. Kanunlarda açıkça yazılı olmadan da yaşayan bir hukuk normu olarak uygulanan, doktrinde de kabul olunan ve muhakeme hukukunun ana ilkelerinden olan "Non bis in idem" ilkesi, 1412 sayılı CMUK'nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasında "Aynı konuda, aynı sanık için evvelce verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava var ise davanın reddine karar verilir", 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223. maddesinin yedinci fıkrasında ise "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir" şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, aynı fiil nedeniyle aynı sanık hakkında önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilecektir.
    "Non bis in idem" ilkesine uluslararası sözleşmelerde de yer verilmiş olup konu AİHS'nin 7 numaralı Ek Protokolü'nün "Aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı" başlıklı 4. maddesinin ilk fıkrasında "Hiç kimse bir devletin ceza yargılaması usulüne ve yasaya uygun olarak kesin bir hükümle mahkûm edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı aynı devletin yargısal yetkisi altındaki yargılama usulleri çerçevesinde yeniden yargılanamaz veya mahkum edilemez" şeklinde ifade edilmiştir.
    Bir fiilinden dolayı yargılanan kişinin aynı fiil nedeniyle tekrar yargılanmayacağını bilmesi kişi için bir güvence olup bu güvence hukuk devleti olmanın bir gereğidir. Dolayısıyla, bu güvencenin hayata geçirilebilmesi için aynı fiil nedeniyle aynı sanık hakkında önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava bulunduğu takdirde mükerrer yargılama yapılmasının engellenmesi amacıyla davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5271 sayılı CMK'nın 223/7. maddesi gereğince verilen ret kararı isabetli bulunmuştur.
    Açıklanan nedenlerle;
    1)Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 30.12.2019 tarihli ve 20-172 sayılı; sanıklar ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5271 sayılı CMK'nın 223/7. maddesi gereğince verilen ret kararlarının ONANMASINA,
    2)Dosyanın, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararı ile Yargıtay 9. Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı terör suçlarından kaynaklanan davalara ilişkin dosyaların devredildiği Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 29.06.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara