Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2022/299 Esas 2022/484 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2022/299
Karar No: 2022/484
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2022/299 Esas 2022/484 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2022/299 E.  ,  2022/484 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : Ceza Genel Kurulu
    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Sayısı : 1-4

    MADDİ HATALARIN TAVZİHİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesince 28.06.2019 tarih ve 1-4 sayı ile sanık ... hakkında açılan tüm kamu davalarının tefrikine; sanıklar ..., ..., ... hakkında Hükümete karşı suçtan 5271 sayılı TCK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatlerine, silahlı terör örgütüne üye olma, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarından açılan kamu davalarının tefrikine; sanık ... ve ...'ın Hükümete karşı suçtan 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarından açılan kamu davaları bakımından 5271 sayılı CMK'nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatine, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan kamu davasının tefrikine; sanıklar ..., ..., ... ve ... Hükümete karşı suçtan 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatlerine, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarından açılan kamu davaları bakımından 5271 sayılı CMK'nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatlerine, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatlerine; sanık ...'nin Hükümete karşı suçtan 5271 sayılı TCK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmeye yardım etme ve devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklamaya yardım etme suçlarından mahkûmiyetine; karar verildiği; sanıklar ..., ... ve ... müdafilerinin tefrik kararlarını; sanık ... müdafisinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan davada verilen tefrik kararını, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... müdafilerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan davada verilen beraat kararını gerekçesi bakımından; temyiz ettikleri, katılan Türkiye Cumhuriyeti ... vekilinin ise tüm sanıkların isimlerini yazarak Hükümete karşı suç, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarına ilişkin verilen tefrik ve beraat kararlarının aleyhe temyiz ettiği ayrıca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanık ... hakkında verilen TCK'nın 314/2. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütüne üye olma ve aynı Kanun'un 37/1 maddesi delaletiyle 327/1 ve 329/1. maddelerinde düzenlenen Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri temin etme ve bunları açıklama suçlarını işlediği hususları sabit olduğu gerekçesiyle hükmü temyiz ettiği,
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.06.2021 tarihli ve 656-324 sayılı kararı ile; sanıklar hakkında yapılan temyiz incelemesinde özetle;
    a) Sanık ... hakkında siyasal veya askeri casusluk suçuna teşebbüs etme, gizli kalması gereken bilgileri açıklamaya teşebbüs etme ve Hükümete karşı suçlara ilişkin verilen tefrik kararları bakımından 5271 sayılı CMK'nın 296/1. maddesi uyarınca katılan vekilinin temyiz taleplerinin REDDİNE oy birliği ile;
    b) Sanıklar ..., ..., ... hakkında;
    Silahlı terör örgütüne üye olma, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarına ilişkin; verilen tefrik kararları bakımından 5271 sayılı CMK'nın 296/1. maddesi uyarınca katılan vekilinin temyiz taleplerinin REDDİNE oy birliği ile;
    Hükümete karşı suça ilişkin verilen beraat kararları bakımından katılan ... vekilinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca REDDİNE ve OY BİRLİĞİ ile ONANMASINA,
    c) Sanık ... hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme ve Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme ve Açıklama suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik sanık müdafisinin beraat hükümlerinin gerekçesine yönelmeyen temyiz taleplerinin REDDİNE oy birliğiyle;
    d) Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında Hükümete karşı suç, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarına ilişkin verilen beraat kararları bakımından katılan ... vekilinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca REDDİNE ve OY BİRLİĞİ ile ONANMASINA,
    e) Sanık ... hakkında Hükümete karşı suç ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarına ilişkin; verilen beraat kararları bakımından katılan ... vekili ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca REDDİNE, Hükümete karşı suç bakımından OY BİRLİĞİ ile silahlı terör örgütüne üye olma suçu bakımından OY ÇOKLUĞU ile ONANMASINA,
    Karar verildiği;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 14.06.2022 tarihli, 97877 sayılı ve "Temyiz İstemlerinin Karara Bağlanması " konulu talebi ile;
    "54 sanık hakkında Yargıtay 16. Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 28/06/2019 gün ve 2015/1-2019/4 sayılı kararının, 25/12/2019 tarih ve 2019/97877 no'lu tebliğnamemizde tek tek yazılı olduğu üzere bir kısım sanıklar, sanıklar müdafiileri, katılan T.C. ... vekili ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımız'ca temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda verilen kararın incelenmesinde; Sanık ... hakkında 'Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme ve Açıklama' suçları ile 'Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma' ve 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme' suçlarından açılan davada verilen tefrik kararının, 01/07/2019 tarihinde sanık ... müdafii tarafından da temyiz edildiği halde, üyelik suçu dışındaki suçlardan verilen kararların temyiz incelemesinin sanık müdafiinin temyiz istemi dikkate alınmadan sadece katılan TC ... vekilinin temyiz istemine istinaden yapıldığı, üyelik suçundan verilen tefrik kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemine ilişkin ise bir karar verilmediği,
    Sanıklar ..., ... ve ... hakkında 'Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme ve Açıklama' suçları ile 'Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma' suçlarından açılan davada verilen tefrik kararının, 09/07/2019 tarihinde sanık ... müdafii, 04/07/2019 ve 20/09/2019 tarihlerinde sanık ... Önder müdafii ve 03/07/2019 tarihinde sanık ... müdafii tarafından da temyiz edildiği hâlde, üyelik suçu dışındaki suçlardan verilen kararların temyiz incelemesinin sanıklar müdafiilerinin temyiz istemi dikkate alınmadan sadece katılan TC ... vekilinin temyiz istemine istinaden yapıldığı, anılan sanıkların isimlerini takip eden sanıklar hakkında üyelik suçundan verilmiş bir karar ya da hüküm bulunmadığı hâlde onları da kapsayacak şekilde ve üyelik suçuna ilişkin sanıklar ..., ... ve ... müdafiilerinin temyiz istemleri dikkate alınmadan, bu suça yönelik temyiz istemi bulunmayan katılan vekilinin temyiz istemine istinaden inceleme yapılarak karar verildiği,
    Sanık ... müdafiinin 04/07/2019 tarihli dilekçesi ile sanık hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan açılan davada verilen tefrik kararı da temyiz edildiği halde bu konuda bir karar verilmediği,
    Sanık ... hakkında 'Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme ve Açıklama' suçları ile 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme' suçundan kurulan beraat hükümleri aleyhine katılan vekilinin temyiz istemi olduğu halde bu konuda bir karar verilmediği,
    Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan kurulan beraat hükümlerinin gerekçesine yönelik olarak sanık ... müdafiinin 18/09/2019, sanıklar ... ve ... müdafiinin 15/09/2019 ve sanık ... müdafiinin 18/09/2019 tarihli temyiz istemleri olduğu halde bu konuda bir karar verilmediği,
    Sanık ... hakkında 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan kurulan beraat hükmünün gerekçesine yönelik sanık müdafiinin de 19/09/2019 tarihli temyiz istemi olduğu halde, müdafinin temyiz istemi dikkate alınmadan sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımızın aleyhe temyiz istemine istinaden inceleme yapılarak karar verildiği," ifade edilerek maddi hataların düzeltilmesinin ve belirtilen hususlarda bir karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmakla;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.06.2021 tarihli gündeminde temyizin kapsamı doğrultusunda usul ve esas yönünden dosyanın incelenmiş olduğu, ancak bir kısım temyiz taleplerine ilişkin yazım hatası yapıldığı, bazı hususlara kararda yer verilmemiş olduğundan maddi hataların düzeltilmesi için tekrar gündem belirlenmesine gerek görülmemiş ve dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki tavzih kararı verilmiştir.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ;
    Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.06.2021 tarihli ve 656-324 sayılı kararında da açıklandığı üzere;
    1- Sanık ... hakkında açılan tüm kamu davalarının tefrikine ilişkin verilen karar bakımından yapılan incelemede;
    Sanık ... müdafisi olan Av. ...'nin 01.07.2019 tarihli dilekçesinde sanıklar ..., ... ve ...'in de isimlerini belirterek mahkeme gerekçeli kararının henüz kendilerine tebliğ edilmediğini, hangi gerekçelerle verildiğini bilmediklerini, gerekçeli kararın tebliği ile birlikte ayrıntılı temyiz dilekçesi verme haklarını saklı tuttuklarını belirttiği, gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden sonra sanıklar ..., ... ve ... bakımından gerekçeli kararı temyiz ettikleri gibi ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Özel Dairece düzenlenen temyiz formunda da sanık ... bakımından müdafisinin bir temyizinin bulunmadığı anlaşılmakla;
    Sanık ... bakımından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 14.06.2022 tarihli, 97877 sayılı ve "Temyiz İstemlerinin Karara Bağlanması" konulu talebine ilişkin bir karar verilmemiştir.
    2- Sanıklar ..., ..., ... hakkında Hükümete karşı suçtan 5271 sayılı TCK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine, silahlı terör örgütüne üye olma, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarından açılan kamu davalarının tefrikine; ilişkin verilen kararlar bakımından yapılan incelemede;
    Silahlı terör örgütüne üye olma, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarına ilişkin; verilen tefrik kararları bakımından 5271 sayılı CMK'nın 296/1. maddesi uyarınca katılan vekilinin temyiz taleplerinin reddine oy birliği ile;
    Hükümete karşı suça ilişkin verilen beraat kararları bakımından katılan ... vekilinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca reddine ve oy birliği ile onanmasına dair karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Failin bir suçu işlemek için aynı hukuki değeri koruyan daha hafif bir suçu işlemek zorunda kaldığı hâllerde ise "geçitli suç" söz konusu olur. Geçit suçları cezalandırılmayan önceki eylemlerin kapsamında sayılırlar ve bu nedenle bütün cezalandırılmayan önceki eylemlerle birlikte görünüşte içtimanın bir türünü oluştururlar. Bu tip görünüşte içtimada, bir suçun işlenmesi için daha hafif suçu basamak yapmak zorunluluğu vardır ve basamak durumunda bulunan suçu düzenleyen normun yardımcı norm oluşu nedeniyle, ağır suçu düzenleyen normun uygulanması ile yetinilir. Geçitli suçun söz konusu olabilmesi için, görünüşte içtima eden normlar arasında açık nitelikte asli-yardımcı norm ilişkisinin bulunmaması, ağır suç ile bu suça ulaşabilmek için aşılması zorunlu basamak durumunda bulunan hafif suçu düzenleyen normların korudukları hukuki değerlerin aynı nitelikte ve aynı türden olmaları, ağır suçun işlenmesi için mutlaka geçit durumundaki daha hafif bir suçun işlenmesinin gerekmesi, hafif suçun faili ve mağduru ile ağır suçun faili ve mağdurunun aynı kişiler olmaları, failin hareketi ile ağırlaşan neticeler arasında nedensellik bağının bulunması ve failin kastının başlangıçtan itibaren ağırlaşan neticeleri gerçekleştirmeye yönelmiş olması gerekir. Araç fiilin işlenmesine yönelik icra hareketi, hem araç suçun hem de tehlike suçu niteliğindeki amaç suçun icra hareketini oluşturduğundan sanık hukuki anlamda tek bir fiil ile kanunun birden fazla hükmünü ihlal etmekle, Türk Ceza Kanununun 44. maddesinin uygulanması gerekmekte ise de, TCK'nın 309/2. maddesindeki düzenleme, fikri içtima kurumunun uygulanmasının önlenmesine getirilen bir düzenleme olduğundan araç ve amaç suçlar yönünden her olayda kural olarak gerçek içtima hükümleri uygulanacaktır. Türk Ceza Kanununun 311. maddesinin gerekçesi de gözetildiğinde bu suçun işlenmesi sırasında kasten öldürme, nitelikli yaralama veya kamu mallarına zarar verme gibi suçların işlenmesi halinde amaç suç yanında ayrıca bu suçlardan da cezaya hükmolunacaktır. Ancak, suçun unsuru olarak sayılan "cebir ve şiddet" in basit hallerinin işlendiği araç suçlar yönünden, cezalandırılan amaç suçla birlikte ayrıca mahkumiyet hükmü kurulamayacaktır. Araç suçlar bakımından içtimaya ilişkin genel hükümlerin uygulanması mümkündür. Hukuki ve fiili kesintiye kadar gerçekleştirilen birden fazla araç suç için bir kez Anayasayı ihlal suçu oluşur. Anayasayı ihlal suçunun, aynı anda yasama organına karşı ve hükümete karşı suçla birlikte işlenmesi hâlinde her bir suçtan ayrı ayrı cezalandırma yoluna gidilip gidilemeyeceği hususuna gelince; Türk Ceza Kanununun 311. maddesinin gerekçesinde; "Anayasayı ihlal suçu, Anayasa düzenine hakim olan ve sistemleri koruma amacını güderken; bu madde, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik unsurunun oluşturduğu üç güçten birini ve yasama gücünü oluşturan Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Anayasa kurallarına uygun bir biçimde görevlerini yerine getirilebilmesi yeteneğini korumaktadır. Anasaya düzenini ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirme veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önleme amacını gerçekleştirmek için Türkiye Büyük Millet Meclisine yönelen saldırılar, Anayasayı ihlal suçunu oluşturur. Bu madde kapsamında tanımlanan suç, bu amaçlar dışında Türkiye Büyük Millet Meclisinin Anayasaya uygun bir şekilde görevlerini yerine getirmesini engelleme hallerinde oluşacaktır." denilerek konuya yeterince açıklık getirilmiştir. Bu nedenle, aynı hukuki değerleri koruyan ve kapsamı itibariyle eylemlerin haksızlık muhtevasını tamamen ortadan kaldıran Anayasayı ihlal suçunun tüm unsurlarıyla gerçekleştiği durumlarda sanıkların ayrıca, Türk Ceza Kanununun 311. ve 312. maddelerinde düzenlenen suçlardan cezalandırılmaları cihetine gidilemeyecektir. 765 sayılı TCK'nın yürürlükte olduğu dönemdeki uygulama ve doktorindeki görüşler de bu doğrultudadır. “...şimdi fail anayasayı ihlal edecek fiilini ika ederken, parlementonun fonksiyonunu tecavüz teşkil edecek bir hukuka aykırı yolu geçmiş olursa, faile tek ceza mı yoksa iki fiilden dolayı mı ceza verilecektir. …Aynı şekilde askeri bir hükümet darbesi halinde parlementoyu fesh eden ve parlementer sisteme son veren hareket; Anayasayı ihlal etmiş ve Meclisin fonksiyonunu engellemiş olacaktır. Kanaatimizce bu durumda faile tek ceza vermek gereklidir. Zira fail parlementonun fonksiyonuna tecavüz ederken gaye olarak Anayasayı ihlali göz önünde bulundurmaktadır. Bu durumda parlementoya karşı fiil, Anayasaya karşı fiilin icrai hareketi olmaktadır. Anayasaya karşı fiilin cezalandırılması için icra hareketine başlanması kafi olduğuna göre, meclislere karşı bir fiilin belirli maksatla yapılması halinde, failin tamamlanmış bir suç varmış gibi Anayasayı ihlalden cezalandırılması icap edecektir. Bu durumda ortaya müterakki bir suç çıkmaktadır. ...Meclislere karşı fiil, Anayasayı ihlal suçunun icra hareketini teşkil etmesi yönünden faile tek ceza verilmesi gereklidir. Aynı sonucu icra organına karşı işlenebilen 147 ve 149. maddeler (5237 TCK 312, 313 m.) bakımından da varmak gereklidir.” (Özek, age 1967 İst. bs. .... 160).
    Yüksek Yargıtay'ın istikrar kazanmış uygulamalarına göre; belli nitelikteki belirli bir araç fiilin işlenişine katkı sunmakla birlikte, sunduğu katkı tek başına vahamet arz etmiyorsa ve fail, fiilin işlenişi üzerinde müşterek hakimiyet kurmamışsa niceliği ve niteliği itibariyle bu gibi suçlarda fer'i iştirak hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından, failin sorumluluğunun TCK'nın 309. maddesine yardım etmek olarak değil ve fakat konumu, eylemin niteliği ve delil durumu itibariyle TCK'nın 314/2 ya da 220/6 veya 220/7 maddesi delaletiyle 314/2 veya 315 maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu açıdan ortada müterakki (geçitli) suç hali yani darbeye teşebbüs suçunun işlenmesinde örgüt suçu zorunlu işlenmesi ve geçilip tüketilmesi gereken bir suç tipi olduğundan, örgüt suçundan faile ayrı ceza uygulanamayacaktır. Tüm bu açıklamalar kapsamında TCK’nın 309, 311 ve 312. maddeleri ile düzenlenen suçların işlenmesinde özellikler, eylemlerin vehameti ve elverişlilik unsurları da gözetildiğinde silahlı terör örgütüne üye olma suçu arasında geçitli suç hükümlerinin uygulanabileceği kabul edilmekle birlikte Anayasa ile kurulan düzeni zorla değiştirmeye kalkışma ve buna iştirak etme suçunun işlenmesi için önceden oluşturulmuş, silahlı olsun veya olmasın bir örgütün bulunması da zorunlu değildir.
    Somut olayda bu durumda katılan vekilinin temyiz talebinin geçitli suç niteliğindeki üyelik bakımından da incelemesi yapılmıştır.
    Sanıkların hakkında beraat kararı verilen hüküm bakımından; hükmün ilgili kısmının, katılan ... vekilinin ibaresinden sonra gelmek üzere "ve sanıklar ..., ... ve ... müdafilerinin" cümlesinin eklenmesi suretiyle tavzih edilmesine,
    Öte yandan sanıklar müdafilerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan kamu davalarının tefrikine ilişkin temyiz talepleri bakımından ise; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.06.2021 tarihli ve 656-324 sayılı kararında da açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK'nın 288. maddesine göre ancak hükmün hukuka aykırı olması hâlinde temyiz yoluna başvurabileceği, 5271 sayılı CMK'nın "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223. maddesinde "Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı"nın birer hüküm oldukları, tefrik kararının ise yargılamayı sona erdirmediği anlaşılmakla temyiz kapsamında tefrik edilen suçlar bakımından inceleme yapılmasına yer olmadığına, sanıklar müdafilerinin bu hususa ilişkin temyiz taleplerinin reddine oy birliği ile karar verilmiştir.
    3- Sanık ...'in Hükümete karşı suçtan 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarından açılan kamu davaları bakımından 5271 sayılı CMK'nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatine, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan kamu davasının tefrikine ilişkin verilen kararlar bakımında yapılan incelemede;
    Kurulumuzca yapılan temyiz incelemesi sonucunda;
    Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme ve Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme ve Açıklama suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik sanık müdafilerinin beraat hükümlerinin gerekçesine yönelmeyen temyiz taleplerinin reddine,
    Hükümete karşı suç, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarına ilişkin verilen beraat kararları bakımından katılan ... vekilinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca reddine ve oy birliği ile onanmasına dair karar verildiği,
    Öte yandan sanık müdafisinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen beraat kararına ilişkin hükümlerinin gerekçesine yönelmeyen temyiz taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.06.2022 tarihli, 97877 sayılı ve "Temyiz İstemlerinin Karara Bağlanması " konulu talebinin kabulüne karar verilmiştir.
    4- Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında Hükümete karşı suçtan 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatlerine, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarından açılan kamu davaları bakımından 5271 sayılı CMK'nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatlerine, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5271 sayılı CMK'nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatlerine ilişkin verilen kararlar bakımında yapılan incelemede;
    Kurulumuzca yapılan temyiz incelemesi sonucunda;
    Katılan ... vekilinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca reddine ve oy birliği ile onanmasına karar verilmiştir.
    Sanık ...'nın ... İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli Uzman Jandarma Çavuş olan ve toplanan deliller itibari ile örgütsel bağı ve örgüt tarafından planlı bir biçimde icra edilen organizasyon içinde yer aldığı tespit edilemeyen, 19.01.2014 tarihli olayla ilgili olarak, yapılan görevlendirme nedeni ile olay yerine giden ...'ın sevk ve idaresinde ihbara konu olan tırın şoförünü indirilmesi sonrasında da ...'ın talimatı ile tır dorsesinin açılması sureti ile arama faaliyetlerine doğrudan katılan sanığın; özellikle arama öncesinde üstlerinin, savcı ...'in "şahısların kim olduklarını söylediğine bakılmaksızın müdahale ve arama işleminin yapılacağı" yönündeki talimatını aktarması; sanık ...'ün ... İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli Uzman Jandarma Çavuş olan ve toplanan deliller itibari ile örgütsel bağı ve örgüt tarafından planlı bir biçimde icra edilen organizasyon içinde yer aldığı tespit edilemeyen, 19.01.2014 tarihli olayla ilgili olarak, yapılan görevlendirme nedeni ile olay yerine giden dorselerin açılması sureti ile doğrudan arama işlemine katılan sanığın, özellikle arama öncesinde üstlerinin, savcı ...'in "şahısların kim olduklarını söylediğine bakılmaksızın müdahale ve arama işleminin yapılacağı" yönündeki talimatını aktarması; sanık ...'ın 19.01.2014 tarihli olayla ilgili olarak, ...'in araması üzerine ...'yı arayarak A... ve ...'i de çağırmasını söylemek sureti ile birlikte şubeye gitmesini müteakip ...'tan aldığı emir doğrultusunda resmi araç ile olay yerine giden, olay yerinde sanık ...'a arama kararı olup olmadığını soran ve karar olduğunu öğrenince sanık ...'ın sevk ve idaresinde arama işlemine doğrudan katılan süreç içerisinde de ortaya çıkan malzemeleri gören sanığın; özellikle arama öncesinde üstlerinin, savcı ...'in "şahısların kim olduklarını söylediğine bakılmaksızın müdahale ve arama işleminin yapılacağı" yönündeki talimatını aktarması, ...'ın emirleri doğrultusunda savcılık arama talep yazısını kaleme alan, ihbar formunu ...'a teslim eden, beyanlara göre takip edilen tırlara ait plakaları PTS sorgulamalarını yapan, olay günü nöbetçi olması nedeni ile istirahate ayrılması gerekirken ...'tan aldığı emirle olay yerine giden, ihbara konu araçlara eskortluk yapan binek araca müdahale etmek ve sanık ...'in talimatı ile dorse üzerine çıkmak sureti ile arama işlemine doğrudan katılan sanığın; özellikle arama öncesinde üstlerinin, savcı ...'in "şahısların kim olduklarını söylediğine bakılmaksızın müdahale ve arama işleminin yapılacağı" yönündeki talimatını aktarması, hususları bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde sanıklar müdafilerinin silahlı terör örgütüne üyeolma suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz istemlerinin reddiyle hükmün onanmasına karar verilmelidir.
    5- Sanık ... hakkında Hükümete karşı suçtan 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine, silahlı terör örgütüne üye olma, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklamaaçılan kamu davaları bakımından 5271 sayılı CMK'nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatine, ilişkin verilen kararlar bakımından yapılan incelemede;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Ayrıca;
    Anayasal düzenin temel organlarından olan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik unsurunun oluştuğu üç güçten, yönetim gücünü temsil eden hükûmettir. Cebir kullanılarak Hükûmetin görevini yapamaz hale getirilmesinde Anayasal düzen bozulduğundan, Anayasayı ihlal suçu oluşmakta iken, Anayasal düzen bozulmadan da Bakanlar Kurulunun görevlerini yapmasının kısmen veya tamamen engellendiği durumlarda “Hükûmete karşı suç”tan söz edilebilecektir. Bu suç teşebbüs suçudur. Suçun oluşumu için Anayasa ile düzenlenen kurumsal yapıya sahip Hükûmetin işlevini yerine getirmeyi engelleme amacına yönelik cebir ve şiddet kullanılması gereklidir. Suçun oluşabilmesi için, işlenen fiilin cebri nitelikte olması ve bu amaçları gerçekleştirmeye elverişli bulunması gerekir. Elverişli hareketin belirlenmesinde hareketin ortadan kaldırma veya engelleme neticelerine elverişliliğini değil bu neticeler bakımından tehlike oluşturup oluşturmadığı icrai fonksiyonların kısmen veya tamamen engelleme niteliği arz etmeyen eylemleri nedeniyle Hükümete karşı suç bakımından verilen beraat kararları yönünden;
    5237 Sayılı TCK'nın 328. maddesinde düzenlenen Siyasal veya askerî casusluk suçu ve 5237 Sayılı TCK'nın 330. maddesinde düzenlenen "Gizli kalması gereken bilgileri açıklama" suçları şekli bir suç olup, suçların tamamlanması açısından herhangi bir zararın meydan gelmesine gerek yoktur ve bu suçların oluşması için devlet sırlarının askeri veya siyasi casusluk maksadıyla temin edilmesi yeterlidir. Niteliği gereği devlet sırrı olan bilgi ve belgelerin, örgütsel saik ile ve iş bölümü çerçevesinde temin edildiği ve açıklandığı kanıtlanamadığından; bu suçlar bakımından verilen beraat kararları yönünden;
    Katılan Türkiye Cumhuriyeti ... vekili temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince reddiyle beraat kararlarının ONANMASINA oy birliği ile karar vermek gerekmiştir.
    6- Sanık ...'in Hükümete karşı suçtan 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarından açılan kamu davaları bakımından 5271 sayılı CMK'nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatine, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan kamu davasının tefrikine ilişkin hükümler bakımından yapılan incelemede;
    Kurulumuzca yapılan temyiz incelemesi sonucunda;
    Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme ve Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme ve Açıklama suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik sanık müdafilerinin beraat hükümlerinin gerekçesine yönelmeyen temyiz taleplerinin reddine oy birliğiyle;
    Hükümete karşı suç, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarına ilişkin verilen beraat kararları bakımından katılan ... vekilinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca reddine ve oy birliği ile onanmasına, karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Öte yandan sanık müdafisinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan kamu davalasının tefrikine ilişkin temyiz talepleri bakımından ise; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.06.2021 tarihli ve 656-324 sayılı kararında da açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK'nın 288. maddesine göre ancak hükmün hukuka aykırı olması hâlinde temyiz yoluna başvurabileceği, 5271 sayılı CMK'nın "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223. maddesinde "Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı"nın birer hüküm oldukları, tefrik kararının ise yargılamayı sona erdirmediği anlaşılmakla temyiz kapsamında tefrik edilen suçlar bakımından inceleme yapılmasına yer olmadığına, sanık müdafisinin bu hususa ilişkin temyiz taleplerinin reddine karar verilmiştir.
    7- Sanık ...'nin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5271 sayılı CMK'nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatine, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmeye yardım etme ve devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklamaya yardım etme suçlarından mahkûmiyetine ilişkin hükümler bakımından yapılan incelemede;
    Kurulumuzca yapılan temyiz incelemesi sonucunda;
    Hükümete karşı suç ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarına ilişkin; verilen beraat kararları bakımından katılan ... vekili ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca reddine, Hükümete karşı suç bakımından oy birliği ile silahlı terör örgütüne üye olma suçu bakımından oy çokluğu ile onanmasına karar verildiği ancak sanık müdafisinin "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan kurulan beraat hükmünün gerekçesine yönelik sanık müdafisinin temyiz istemi hakkında sehven bir karar verilmediği anlaşılmakla;
    Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" şeklinde, Latincede ise "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi halinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir. Bu açıklamalar doğrultusunda FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğunu ilişkin çeşitlilik taşıyan faaliyetleri bulunmayan, organik bağ tespit edilemeyen sanığın yüklenen suç açısından failin kastının bulunmaması nedeniyle verilen beraat kararının onanmasına ve sanık müdafisinin gerekçeye yönelik temyiz istemlerinin reddine karar verilmiştir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay (Kapatılan)16. Ceza Dairesinin 28.06.2019 tarihli ve 1-4 sayılı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.06.2021 tarihli ve 656-324 sayılı kararına yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.06.2022 tarihli, 97877 sayılı ve "Temyiz İstemlerinin Karara Bağlanması" konulu talebine ilişkin olarak;
    A) KURULUMUZCA RESEN YAPILAN İNCELEMEDE;
    Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ... hakkında Hükümete karşı suça ilişkin; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında Hükümete karşı suç, Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama suçlarına ilişkin; sanık ... hakkında Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama suçuna ilişkin; sanık ... hakkında Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme, Hükümete karşı suç ve Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama suçlarına ilişkin; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'in hakkında Hükümete karşı suç, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarına ilişkin; sanık ... hakkında Hükümete karşı suç ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarına ilişkin; sanıklar ... ve ... hakkında siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçlarına ilişkin; verilen beraat kararları bakımından katılan ... vekilinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca REDDİNE ve OY BİRLİĞİ ile ONANMASINA ilişkin kararda;
    a) Katılan ... vekilinin ibaresinden sonra gelmek üzere "ve sanıklar ..., ... ve ... müdafilerinin" cümlesinin eklenmesi,
    b) "5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca" ibareleri çıkarılarak "5271 sayılı CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca" yazılması suretiyle TAVZİH EDİLMESİNE,
    B) YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ 14.06.2022 TARİHLİ, 97877 SAYILI VE "TEMYİZ İSTEMLERİNİN KARARA BAĞLANMASI" KONULU TALEBİNE İLİŞKİN OLARAK;
    1- Sanık ... hakkında açılan tüm kamu davalarının tefrikine ilişkin verilen karar bakımından müdafisinin açıkça bir temyizinin bulunmadığı anlaşılmakla TALEBİN REDDİNE,
    2- Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında sanıklar müdafilerinin açılan kamu davalarının tefrikine ilişkin temyiz talepleri bakımından; tefrik kararının yargılamayı sona erdirmediği anlaşılmakla temyiz kapsamında tefrik edilen suçlar bakımından İNCELEME YAPILMASINA YER OLMADIĞINA, sanıklar müdafilerinin bu hususa ilişkin temyiz taleplerinin REDDİNE,
    3- Sanıklar ..., ..., ..., ... müdafilerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz istemlerinin esastan REDDİYLE kararların ONANMASINA,
    4- Sanık ... hakkında Katılan Türkiye Cumhuriyeti ... vekili temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan REDDİYLE beraat kararlarının ONANMASINA,
    5- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.06.2021 tarihli ve 656-324 sayılı kararının hüküm fıkrasının 2. maddesinin 2. fıkrasının;
    Sanık ... hakkında Hükümete karşı suç ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarına ilişkin; verilen beraat kararları bakımından, sanık müdafisi, katılan ... vekili ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca REDDİNE, Hükümete karşı suç bakımından OY BİRLİĞİ ile silahlı terör örgütüne üye olma suçu bakımından OY ÇOKLUĞU ile ONANMASINA, şeklinde TAVZİH EDİLMESİNE,
    Dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 29.06.2022 yapılan müzakerede oy birliği ile karar verilmiştir.

    Hemen Ara