Esas No: 2020/319
Karar No: 2020/683
Karar Tarihi: 19.02.2020
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/319 Esas 2020/683 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı bir trafik kazası sonucu yaralanmış ve maddi tazminat istemiş, mahkeme ilk kararda davalılardan birinin temyizi üzerine bozmuş ve yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü kararı verilmiştir. Ancak, kararın başlığında hata yapılmış ve bir davalı yönünden ilk kararda hükmedilen tazminattan daha düşük miktara hükmedilmiş olması, usuli kazanılmış hakkına aykırılık teşkil etmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı bozulmuştur. Kararda, Karayolları Trafik Kanunu'nun 111/2. maddesi de belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : 1-... 2-... Ltd. Şti. vekili Avukat ...
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... Ltd. Şti. aleyhine 31/05/2010 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/01/2017 günlü kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 18/02/2020 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili Avukat... ile karşı taraftan davalı ... Ltd. Şti. vekili Avukat... geldiler, diğer davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Mahkeme gerekçeli karar başlığında, dava tarihinin 31/05/2010 olarak yazılması gerekirken, 11/06/2014 tarihi olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmekle bozma sebebi yapılmamıştır.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının, davalılardan...Ltd. Şirketi"ne yönelik tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının davalılardan ..."a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin 03/06/2004 tarihinde motosikleti ile seyir halinde iken davalıların yol üzerine bıraktığı kum yığınına çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, yaralanmaya bağlı sürekli maluliyetinin oluştuğunu, davalılar aleyhine Erzin Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/186 Esas sayılı tazminat davasının yargılaması sırasında karşılıklı olarak 31/01/2006 tarihinde protokol (sulh sözleşmesi) imzalandığını ancak belirtilen sulh sözleşmesinin avukatının yanıltması ve müzayaka altında iken yapıldığını, sulh sözleşmesinden sonra maluliyet oranının arttığını, görme yetisini kaybettiğini beyan ederek, maddi zararının davalılardan müşterek ve müteselsil tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı şirket, davaya konu trafik kazası nedeniyle davacıya 31/01/2006 tarihli protokol ile maddi ve manevi tazminat olarak toplam 22.500,00 TL ödendiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalılardan ...; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk karar, davalılardan şirketin temyizi üzerine Dairemizin 12/11/2013 gün 2012/18985 esas ve 2013/17568 karar sayılı ilamı ile “ Yanlar arasındaki protokol 31/01/2006 tarihinde imzalanmış, eldeki dava ise 18/09/2012 tarihinde açılmıştır. Davacı, Karayolları Trafik Kanunu"nun 111/2. maddesi uyarınca protokolün müzayaka altında imzalandığını 2 yıllık hak düşürücü süre içinde ileri sürmemiş olup; 28/06/2011 tarihli Ankara Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı"nca düzenlenen raporda, davacıda % 69 oranında maluliyet oranı belirlendiğine göre protokolden sonra meydana gelen % 1 maluliyet artışı oranında tazminat talep edilebilir.” gerekçesi ile davalılardan şirket yararına bozulmuş; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda ek bilirkişi raporu hükme esas alınarak % 1 maluliyet artışı oranında tazminata hükmedilerek, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/09/2012 tarihli ilk kararın sadece davalı şirket tarafından temyiz edildiği, Dairemizin 12/11/2013 gün, 2012/18985 esas ve 2013/17568 karar sayılı bozma ilamının da sadece temyiz eden davalı şirket yararına olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemenin 18/09/2012 tarihli 2011/90 esas, 2012/476 sayılı kararı, davalılardan ... tarafından temyiz edilmediğinden, onun yönünden kesinleşmiş, bu hususta davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, başlıkta her iki davalı da gösterilerek, gerekçeli kararda anılan davalı yönünden ilk kararın kesinleştiği belirtilmeksizin, bu davalı yönünden de ilk kararda hükmedilen tazminattan daha düşük miktara hükmedilmiş olması, davacının usuli kazanılmış hakkına aykırılık teşkil etmiştir. Şu durumda, mahkemece usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olarak verilen karar usul ve yasaya uygun düşmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacının davalılardan şirkete yönelik temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davacı yararına takdir olanın 2.540,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalı ..."a yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.