Esas No: 2021/406
Karar No: 2022/538
Karar Tarihi: 13.09.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2021/406 Esas 2022/538 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2021/406 E. , 2022/538 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi:Ceza Dairesi
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanık hakkında ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 26.10.2020 tarih ve 60-40 sayı ile; evrak üzerinden yapılan inceleme neticesinde CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca kamu davasının reddine karar verilmiştir.Hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "bozma" istemli 29.11.2021 tarihli ve 136986 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Temyiz incelemesi yapan Ceza Genel Kurulunca dosya incelenip görüşülerek gereği düşünüldü:
Ceza Genel Kurulunca, sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılma istemiyle açılan davada, İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesinde evrak üzerinde yapılan yargılama sonunda kamu davasının reddine dair verilen kararın hukuki yönüne ilişkin temyiz incelemesi yapılacaktır.
I) TEMYİZ EDENLERİN SIFATI, BAŞVURULARIN SÜRESİ VE TEMYİZ NEDENLERİNE GÖRE YAPILAN İNCELEMEDE:
A) Uygulanacak Temyiz Hükümleri:
07.10.2004 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan bölge adliye mahkemeleri, 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği üzere 20.07.2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlamıştır. Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte istinaf kanun yolu uygulamaya girmekle birlikte 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihi olan 20.07.2016 tarihinden önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nın, bu tarihten sonra verilen kararlar hakkında ise 5271 sayılı CMK'nın temyize ilişkin hükümleri uygulanacaktır.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 7 nolu protokolün "Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı" başlıklı 2. maddesinin "Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan mahkum edilen her kişi, mahkumiyet ya da ceza hükmünü daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme hakkını haiz olacaktır. Bu hakkın kullanılması, kullanılabilme gerekçeleri de dahil olmak üzere, yasayla düzenlenir. 2. Bu hakkın kullanılması, yasada düzenlenmiş haliyle önem derecesi düşük suçlar bakımından ya da ilgilinin birinci derece mahkemesi olarak en yüksek mahkemede yargılandığı veya beraatini müteakip bunun temyiz edilmesi üzerine verilen mahkumiyet hallerinde istisnaya tabi tutulabilir." hükmü doğrultusunda, bazı kamu görevlilerin özel yetki kuralları uyarınca Yargıtayda veya Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanmaları hâlinde istisna getirebilme olanağına rağmen iç hukukumuzda, ilk derece olarak Yargıtayda yargılanacak kişiler bakımından verilen hükümlerin temyiz edilebileceği öngörülerek, iki dereceli sistem benimsenmiştir.
B) Temyiz Süresi ve Neden Bildirme Yükümlülüğü:Hüküm fıkrasında, verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağı bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresinin, mercisi ve şekillerinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilerek hazır bulunan sanığa ve müdafisine bildirilmesi gerekmektedir.
Temyiz istemi, tutuklu bulunan sanıklar hakkında CMK'nın 263. madde hükmü saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasından itibaren eğer temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılmasının gerekliliği, temyiz sebebinin ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabileceği gözetilerek, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorunda olduğu, başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilmesi gerekliliğine uyularak usulüne uygun başvuru yapıldığı anlaşılmakla işin esasına geçilmiştir.
C) Temyiz Nedenleri ve İncelemenin Kapsamı:
İstinaf mahkemelerinin Türk yargı sistemine dahil olmasıyla kanun yolu yargılamasında yeni bir anlayışı benimseyen kanun koyucu, istinaf başvurusunda Cumhuriyet savcısı dışındaki diğer kişiler bakımından sebep gösterme zorunluluğu öngörmezken, temyiz kanun yolunda, mülga 1412 sayılı CMUK'dan farklı şekilde resen temyiz tercihinden vazgeçerek, temyiz davasını açan ve sınırlayan temyiz dilekçesinde temyiz edenin, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini, temyiz sebeplerini göstermek zorunda olduğunu ve temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren ek bir dilekçe vermesini öngörmüştür. Gerekçeli temyiz dilekçesi, (ek dilekçe, temyiz layihası) temyiz nedenlerinin gösterildiği dilekçedir. Temyiz dilekçesinde ya da daha sonradan verilen ek temyiz dilekçesinde temyiz denetiminin kapsamının belirlenmesi bakımından hangi hukuka aykırılıklara dayanıldığının anlaşılır bir şekilde gösterilmesi gerekir.
Bir muhakemede, çözümü amaçlanan iki temel sorun vardır. Bunlar, maddi sorun ve hukuki sorundur. Maddi sorun, "olgusal dünya"ya; hukuki sorun, "normatif dünya"ya aittir. Mahkemede önce maddi sorun, sonra hukuki sorun çözülür. Maddi sorunun çözümü geçmişte yaşanmış bir olayın temsili, nasıl gerçekleştiğinin tespitidir. Bu çözüm de sadece hukukun izin verdiği yöntemlerle gerçekleşecektir. Maddi olayın gerçeğe uygun temsil edilebilmesi öncelikle, eksiksiz soruşturma yapılması ve toplanan tüm delil araçlarının doğru değerlendirilmesine bağlıdır. Hâkim; delil araçlarını, akıl yürütmek ve bu arada tecrübe kurallarına başvurmak suretiyle, vicdanına göre değerlendirecektir. Yine akıl yürüterek boşlukları dolduracaktır. Dolayısıyla vicdani kanaate sezgilerle değil akıl yoluyla ulaşılacaktır.
Temyiz denetiminde, maddi olayın tespitinde ilk derece ve bölge adliye mahkemelerinin, sözlülük, doğrudan doğruyalık ve yüzyüzelik ilkeleri uyarınca elde edilen delilleri vicdani kanaatleri ile serbestçe takdir ederken, delillerle varılan sonucun hukuk kurallarına, akla, mantığa, genel hayat tecrübelerine ve bilimsel görüşlere uygun olup olmadığının tespiti bakımından somut dosya üzerinden görüşülüp incelenebileceği gibi maddi sorunla ilgili vaka değerlendirmelerindeki hukuka aykırılıkları da gerekçe üzerinden denetlenebilecektir.
Temyiz dilekçesinde bir temyiz nedeni var olmasına rağmen muhakeme hukukuna aykırılık iddiasının temyiz sebebi olarak gösterilmemesi ya da gösterilmekle birlikte hükme etki edecek nitelikte olmadığının anlaşılması durumunda usul hükümlerine uygunluk bakımından sadece 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesi kapsamındaki hukuka kesin aykırılık hâlleriyle sınırlı bir temyiz incelemesi yapılacak, inceleme sırasında tespit edilen ancak hükmü etkilemeyen muhakeme hukukuna aykırılıklar Yargıtay tarafından bozma nedeni yapılmayarak kararda bu aykırılıklara işaret edilmekle yetinilecektir. Temyiz nedeninin, maddi hukuka aykırılık iddiasına dayanması hâlinde ise maddi hukuka aykırılık nedeniyle hükmün temyiz edilmesi yeterli olup cezai yaptırımların kişiler üzerindeki telafisi mümkün olmayan ağır sonuçları da gözetilerek somut olayda adaleti gerçekleştirme ve doğru bir hüküm oluşturma ile yükümlü olan Yargıtayca dosyaya yansıyan tüm maddi hukuka aykırılıklar tespit edilip temyiz edenin sıfatı da dikkate alınmak suretiyle bozma nedeni yapılması gerekecektir.
CMK'nın 289. maddesinde yazılı olan "Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır" kuralı, hiçbir temyiz nedeni içermeyen bir temyiz başvurusunda, mutlak temyiz nedenlerinin kendiliğinden gözetileceği şeklinde anlaşılamaz. Bu noktada dilekçe yalnızca bir veya birden fazla nispî temyiz nedeni içeriyorsa, bu nedenler kabul edilmese dahi 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesinde yer alan mutlak hukuka aykırılık hâllerinden birine dayanarak hükmün bozulması mümkündür.
D) Temyiz isteminin süresinde ve geçerli olup olmadığının değerlendirilmesi:
a) Özel Dairece ilk derece mahkemesi sıfatıyla gerçekleştirilen ve evrak üzerinden yapılan yargılama neticesinde verilen kararın;
Sanığa 24.11.2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği,
Bu karara yönelik olarak sanığın karardan 23.11.2020 tarihinde haricen haberdar olduğunu da belirtmek suretiyle 24.11.2020 tarihli ve süresi içerisinde sunduğu dilekçeyle temyiz kanun yoluna başvurduğu,
b) Temyiz dilekçesi içeriğinden; sanığın nedenlerini belirtmek suretiyle kararın bozulmasını talep ettiği,
Görülmekle temyiz talebinin süresinde ve geçerli olduğu anlaşılmıştır.
II) İDDİA:
"Hakimler ve Savcılar Kurulu 2. Dairesinin 25/02/2020 tarih 2020/8 Esas, 2020/176 sayılı kararı ile yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı bulunan şüpheliler hakkında atılı suçlardan dolayı Kovuşturma izni verildiği,Bu bağlamda;... eski, .Cumhuriyet Savcısı iken meslekten ihraç edilen ... (.), ... eski, ... Cumhuriyet Savcısı iken meslekten ihraç edilen ... (34287), ... eski, ... Hakimi ilken meslekten ihraç edilen ... (.), ... eski, ... Hakimi iken meslekten ihraç edilen ... (., ... eski, ... Hakimi iken meslekten ihraç edilen ... (.), ... eski, ... Hakimi iken meslekten ihraç edilen ... (40849) ve ... eski Hakimi, Yargıtay Tetkik Hakimi iken meslekten ihraç edilen ...'ın (.)'ın;Kamuoyunda .TV davası olarak bilinen ... 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2014/112 (TMK'nın 10. Maddesi ile görevli ... kapatılan 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 10/03/2014 tarih ve 2011/14 Esas sayılı kararı ile devredilen) Esas sayılı dosyasında şikayetçi Nedim Şener hakkında yaptıkları işlemler ve verdikleri kararlar ile AİHS'nin 5/3-4 ve 10. maddelerinin (ikna edici ve yeterli olmayan gerekçelerle tutuklama, tutukluluğa etkin itiraz imkanı bulunmaması, uzun tutukluluk süresi ve ifade özgürlüğü) ihlal edildiği gerekçesiyle AİHM'e yaptığı başvurunun (38270/11) hazine aleyhine sonuçlanmasına neden oldukları,
Bu bağlamda şüphelilerin soruşturma ve kovuşturma aşamalarında şikayetçi Nedim Şener'in özgürlüğünden yoksun bırakılması sonucunu doğuran işlemlerinin tetkikinde;
1-Cumhuriyet Savcısı (35837) ...'ün:
A- 02/03/2011 tarihli yakalama talimatını,
B- 03/03/2011 tarihli gözaltı kararını,
C- 04/03/2011 tarihli, gözaltı kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesi yollu mütalaayı,
D- 05/03/2011 tarihli, Nedim Şener'in 'Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma' suçundan tutuklaımasına karar verilmesi istemli sorguya sevk müzekkeresini,
E- 11/03/2011 tarihli, tutukluluğa yönelik itirazın reddine karar verilmesi mütalaasını içerir yazıyı,
F- 28/03/2011 tarihli, tutukluluğa yönelik itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi görüşünü havi yazıyı düzenlendiği,
2) Cumhuriyet Savcısı (34287) ...'ın:
A- 05/04/2011, 06/06/2011, 19/07/2011 ve 19/08/2011 tarihli, CMK'nın 108. Maddesi uyarınca tutukluluk incelemesi yapılarak ilgilinin tutukluluk halinin devamına karar verilmesi istemli talep yazılarını,
B- 08/04/2011, 15/04/2011, 06/05/2011, 18/05/2011, 30/06/2011 ve 16/08/2011 tarihli, tutululuğa yönelik itirazın/tahliye talebinin reddine karar verilmesi mütalaasını içerir müzekkereleri,
C- ... Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. Madde ile görevli) 26/08/2011 tarih ve 2011/605 esas, 2011/425 sayılı iddianamesini,
Tanzim ettiği,
3) Hakim (37952) ...'ın:
A- ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 04/03/2011 tarih ve 2011/231 değişik ... sayılı, gözaltı kararına yönelen itirazın reddine karar verilmesine dair kararı,
B- ... 10. Ceza Ağır Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 05/03/2011 tarih ve 2011/32 değişik ... sayılı, 'silahlı terör örgütüne üye olmak suçunun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği hususunda soruşturma dosyası kapsamına, iletişimin tespiti tutanakları içeriklerine, daha önce iddia olunan Ergenekon soruşturma kapsamında Oda TV'de yapılan aramalarda ele geçirilen belge ve bilgilere göre kuvvetli suç şüphelerinin varlığını gösteren olguların bulunması, şüpheli hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı ve atılı suçun CMK'nın 100/3. Maddede sayılan katalog suçlardan bulunması' gerekçesiyle adı geçenin tutuklanmasına dair karar verdiği,
4) Hakim (33372) ...'ın,
... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 2011/14 esas sayılı dosyasının:
A- 12/09/2011 tarihli tenzip zaptında,
B- 12/10/2011, 02/11/2011 ve 30/11/2011 tarihli tutukluluk durumu inceleme değerlendirme zabıtlarında,
5) Hakim ( 39730) ... ve (40849) ...'nin,
... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 2011/14 esas sayılı dosyasının:
A- 12/09/2011 tarihli tensip zabtında,
B- 12/10/2011, 02/11/2011, 30/11/2011, 28/12/2011 tarihli tutukluluk durumu inceleme değerlendirme zabıtlarında,
C- 05/01/2012 ve 27/01/2012 tarihli duruşma ara kararlarında,
6) Hakim (39587) ...'nin;
... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 2011/14 esas sayılı dosyasının:
A- 28/12/2011 tarihli tutukluluk durumu inceleme değerlendirme zaptında,
B- 05/01/2012 ve 27/01/2012 tarihli duruşma ara kararlarında,
İlgilinin tutululuk halinin devamına dair kararlara hükmettikleri,
... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 2011/14 esas sayılı dosyasında, Başkan (33372) ..., üye Hakimler (39730) ... ve (40849) ...'den müteşekkil heyet tarafından verilen tutukluluk halinin devamına dair kararlarda genel olarak:
'... Atılı suçun vasıf ve mahiyeti, aleyhlerindeki mevcut delil durumu, iddianamede gösterilen sevk maddelerinin alt ve üst sınırları, suç ve tutuklama tarihine nazaran kaçma şüphesi devam ettiğinden, delilleri karartma ihtimali bulunduğundan bu nedenlerle koruma tedbirlerinin de uygulanması yeterli olmayacağından, tutuklama sebepleri kalkmadığı'
Şeklindeki gerekçelere yer verildiği,
Başkan (39587) ..., üye hakimler (39730) ... ve (40849) ...'den müteşekkil heyet tarafından verilen tutukluluk halinin devamına dair kararlarda ise genel olarak:
'Atılı suçların vasıf ve mahiyeti, sanıkların evlerinde ve işyerlerinde yapılan yasal arama sonucu elde edilen döküman, dijital veri ve diğer delillerin içeriği, iletişim tespiti tutanakları, fiziki takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin henüz toplanmamış olması, sanıklar hakkında isnad edilen suçun CMK'nın 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması, sanıklar hakkında isnad edilen suçların yasada öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının alt ve üst sınırları değerlendirildiğinde diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı, sanıklar ve müdafilerinin dilekçelerinde ileri sürdükleri gerekçeler de dikkate alınarak ve dosyaya sunulan dijital veriler üzerinde sanıklar müdafiilerinin talepleri doğrultusunda haricen aldırılıp sanıklar müdafilerince dosyaya sunulan görüş yazılarının bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği gibi görüş yazıları içerikleri ve dosya kapsamın bütün olarak değerlendirildiğinde...' şeklindeki gerekçelere yer verildiği,
Sonuç Olarak;
Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü üyesi olan yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı şüphelilerin yapmış oldukları yargısal faaliyetlerinde Anayasaya, Kanuna ve Hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vermedikleri, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleriyle hiç bir biçimde bağdaşmayacak şekilde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü yapılanmasının içerisine girerek, örgüt hiyerarşisi ve ideolojik bağlılık duyguları ile anılan silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket ettikleri,maddi gerçeğin ortaya çıkmasına çalışmadıkları, buna göre tarafsızlık, doğruluk, tutarlılık, ehliyet ve liyakat ilkelerine aykırı davrandıkları anlaşılmakla;
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 89. ve 90. maddeleri uyarınca yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı şüphelilerin Yargıtay ilgili Ceza Dairesinde yargılamaları yapılmak üzere haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilmesi" talep edildiği anlaşılmıştır.
III) SON SORUŞTURMANIN AÇILMASI KARARI:
"... Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/12 Soruşturma 2020/12 Esas 2020/12 sayılı iddianamesi ile: Bu bağlamda;
Şüphelilerin öncelikle mensubu oldukları Fethullahçı Silahlı Terör Örgütünün yapısı, işleyişi, amacı noktasında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 gün ve 2016/426 Esas sayılı kararında belirtilen tespit ve değerlendirmelere aşağıda yer verilmiştir.
....FETÖ/PDY, yukarıda gösterilen nihai amacın gerçekleştirilebilmesi için Türk Ceza Kanununun ikinci kitap, dördüncü kısım, dördüncü ve beşinci bölümlerde yer alan suçları 'amaç suç' olarak işlemek üzere kurulmuş; hiyerarşik yapıya, sıkı bir disipline, eylemli bir işbirliğine sahip yüzbinlerce kişiden oluşan, yapısı, sahip bulunduğu üye sayısıyla, ... ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli -gerçekleşen eylemlerine göre- silahlı bir terör örgütü olduğu hususunda herhangi bir kuşku bulunmamaktadır.
Bu cümleden olarak;
... eski, Bolu Cumhuriyet Savcısı iken meslekten ihraç edilen ... (.), ... eski, ... Cumhuriyet Savcısı iken meslekten ihraç edilen ... (.), ... eski, ... Hakimi ilken meslekten ihraç edilen ... (.), ... eski, ... Hakimi iken meslekten ihraç edilen ... (.), ... eski, ... Hakimi iken meslekten ihraç edilen ... (.), ... eski, ... Hakimi iken meslekten ihraç edilen ... (.) ve ... eski Hakimi, Yargıtay Tetkik Hakimi iken meslekten ihraç edilen ...'ın (33372)'ın;
Kamuoyunda Oda TV davası olarak bilinen ... 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2014/112 (TMK'nın 10. Maddesi ile görevli ... kapatılan 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 10/03/2014 tarih ve 2011/14 Esas sayılı kararı ile devredilen) Esas sayılı dosyasında şikayetçi Nedim ŞENER hakkında yaptıkları işlemler ve verdikleri kararlar ile AİHS'nin 5/3-4 ve 10. maddelerinin (ikna edici ve yeterli olmayan gerekçelerle tutuklama, tutukluluğa etkin itiraz imkanı bulunmaması, uzun tutukluluk süresi ve ifade özgürlüğü) ihlal edildiği gerekçesiyle AİHM'e yaptığı başvurunun (38270/11) hazine aleyhine sonuçlanmasına neden oldukları,
Bu bağlamda şüphelilerin soruşturma ve kovuşturma aşamalarında şikayetçi Nedim ŞENER'in özgürlüğünden yoksun bırakılması sonucunu doğuran işlemlerinin tetkikinde;
1-Cumhuriyet Savcısı ( .) ...'ün:
A- 02/03/2011 tarihli yakalama talimatını,
B- 03/03/2011 tarihli gözaltı kararını,
C- 04/03/2011 tarihli, gözaltı kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesi yollu mütalaayı,
D- 05/03/2011 tarihli, Nedim Şener'in 'Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma' suçundan tutuklaımasına karar verilmesi istemli sorguya sevk müzekkeresini,
E- 11/03/2011 tarihli, tutukluluğa yönelik itirazın reddine karar verilmesi mütalaasını içerir yazıyı,
F- 28/03/2011 tarihli, tutukluluğa yönelik itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi görüşünü havi yazıyı düzenlendiği,
2) Cumhuriyet Savcısı (34287) ...'ın:
A- 05/04/2011, 06/06/2011, 19/07/2011 ve 19/08/2011 tarihli, CMK'nın 108. Maddesi uyarınca tutukluluk incelemesi yapılarak ilgilinin tutukluluk halinin devamına karar verilmesi istemli talep yazılarını,
B- 08/04/2011, 15/04/2011, 06/05/2011,18/05/2011, 30/06/2011 ve 16/08/2011 tarihli, tutululuğa yönelik itirazın/tahliye talebinin reddine karar verilmesi mütalaasını içerir müzekkereleri,
C- ... Cumhuriyet Başsavcılığının ( CMK 250. Madde ile görevli) 26/08/2011 tarih ve 2011/605 esas, 2011/425 sayılı iddianamesini,
Tanzim ettiği,
3) Hakim (.) ...'ın:
A- ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 04/03/2011 tarih ve 2011/231 değişik ... sayılı, gözaltı kararına yönelen itirazın reddine karar verilmesine dair kararı,
B- ... 10. Ceza Ağır Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 05/03/2011 tarih ve 2011/32 değişik ... sayılı, 'silahlı terör örgütüne üye olmak suçunun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği hususunda soruşturma dosyası kapsamına, iletişimin tespiti tutanakları içeriklerine, daha önce iddia olunan Ergenekon soruşturma kapsamında Oda TV'de yapılan aramalarda ele geçirilen belge ve bilgilere göre kuvvetli suç şüphelerinin varlığını gösteren olguların bulunması, şüpheli hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı ve atılı suçun CMK'nın 100/3. Maddede sayılan katalog suçlardan bulunması' gerekçesiyle adı geçenin tutuklanmasına dair karar verdiği,
4) Hakim (33372) ...'ın,
... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 2011/14 esas sayılı dosyasının:
A- 12/09/2011 tarihli tenzip zaptında,
B- 12/10/2011, 02/11/2011 ve 30/11/2011 tarihli tutukluluk durumu inceleme değerlendirme zabıtlarında,
5) Hakim (39730) ... ve (40849) ...'nin,
... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 2011/14 esas sayılı dosyasının:
A- 12/09/2011 tarihli tensip zabtında,
B- 12/10/2011, 02/11/2011, 30/11/2011, 28/12/2011 tarihli tutukluluk durumu inceleme değerlendirme zabıtlarında,
C- 05/01/2012 ve 27/01/2012 tarihli duruşma ara kararlarında,
6) Hakim (39587) ...'nin;
... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 2011/14 esas sayılı dosyasının:
A- 28/12/2011 tarihli tutukluluk durumu inceleme değerlendirme zaptında,
B- 05/01/2012 ve 27/01/2012 tarihli duruşma ara kararlarında,
İlgilinin tutululuk halinin devamına dair kararlara hükmettikleri,
... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin ( CMK 250. Madde ile görevli) 2011/14 esas sayılı dosyasında, Başkan (33372) ..., üye Hakimler (39730) ... ve (40849) ...'den müteşekkil heyet tarafından verilen tutukluluk halinin devamına dair kararlarda genel olarak:
'... Atılı suçun vasıf ve mahiyeti, aleyhlerindeki mevcut delil durumu, iddianamede gösterilen sevk maddelerinin alt ve üst sınırları, suç ve tutuklama tarihine nazaran kaçma şüphesi devam ettiğinden, delilleri karartma ihtimali bulunduğundan bu nedenlerle koruma tedbirlerinin de uygulanması yeterli olmayacağından, tutuklama sebepleri kalkmadığı'
Şeklindeki gerekçelere yer verildiği,
Başkan (39587) ..., üye hakimler (39730) ... ve (40849) ...'den müteşekkil heyet tarafından verilen tutukluluk halinin devamına dair kararlarda ise genel olarak:'Atılı suçların vasıf ve mahiyeti, sanıkların evlerinde ve işyerlerinde yapılan yasal arama sonucu elde edilen döküman, dijital veri ve diğer delillerin içeriği, iletişim tespiti tutanakları, fiziki takip tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin henüz toplanmamış olması, sanıklar hakkında isnad edilen suçun CMK'nın 100/3-a maddesinde yer alan suçlardan olması, sanıklar hakkında isnad edilen suçların yasada öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının alt ve üst sınırları değerlendirildiğinde diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı, sanıklar ve müdafilerinin dilekçelerinde ileri sürdükleri gerekçeler de dikkate alınarak ve dosyaya sunulan dijital veriler üzerinde sanıklar müdafiilerinin talepleri doğrultusunda haricen aldırılıp sanıklar müdafilerince dosyaya sunulan görüş yazılarının bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği gibi görüş yazıları içerikleri ve dosya kapsamın bütün olarak değerlendirildiğinde...' şeklindeki gerekçelere yer verildiği,
Sonuç Olarak;Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü üyesi olan yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı şüphelilerin yapmış oldukları yargısal faaliyetlerinde Anayasaya, Kanuna ve Hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vermedikleri, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleriyle hiç bir biçimde bağdaşmayacak şekilde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü yapılanmasının içerisine girerek, örgüt hiyerarşisi ve ideolojik bağlılık duyguları ile anılan silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket ettikleri,maddi gerçeğin ortaya çıkmasına çalışmadıkları, buna göre tarafsızlık, doğruluk, tutarlılık, ehliyet ve liyakat ilkelerine aykırı davrandıkları anlaşılmakla;
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 89. ve 90. maddeleri uyarınca yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı şüphelilerin Yargıtay ilgili Ceza Dairesinde yargılamaları yapılmak üzere haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur.' şeklinde dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
MÜTALAA
İddia makamı 03/06/2020 tarihli yazılı mütalaasında; 'Dosya içindeki deliller ile birlikte değerlendirilip tartıştıldığında iddianamede belirtildiği üzere şüphelinin 2802 sayılı yasanın 89. Ve 90. Maddeleri uyarınca şüpheliler ..., ..., ...,..., ..., ... ve ... hakkında Yargıtay İlgili Ceza Dairesinde yargılama yapılmak üzere hakkında son soruşturmanın açılmasına karar verilmesİ kamu adına talep ve mütalaa olunur.' şeklinde mütalada bulunmuştur.
HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE:
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu;
'Madde 89 –(1) Hakim ve savcılar hakkında görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde evrak, ... Bakanlığınca ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet savcılığına; ... Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli hakim ve savcılar hakkındaki evrak ise ... Cumhuriyet Savcılığına gönderilir.
(2)Cumhuriyet savcısı beş gün içinde iddianamesini düzenleyerek evrakı, son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir.
(3)İddianamenin bir örneği Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince, hakkında kovuşturma yapılana tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine ilgili, Kanunda yazılı süre içinde delil toplanmasını ister veya kabul edilebilir istekte bulunursa bu husus göz önünde tutulur ve gerekirse soruşturma başkan tarafından derinleştirilir.
Madde 90 – (1)Haklarında son soruşturma açılmasına karar verilenlerden; birinci sınıfa ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dahil bulunan hakim ve Cumhuriyet savcılarının, son soruşturmaları Yargıtayın görevli ceza dairesinde görülür.' şeklinde düzenlenmiştir.
Şüpheli ...'e iddianamenin 2802 sayılı yasanın 89. ve 90. maddeleri gereğince 18/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği,
Şüpheli ...'a iddianamenin 2802 sayılı yasanın 89. ve 90. maddeleri gereğince 26/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği,
Şüpheli ...'ye iddianamenin 2802 sayılı yasanın 89. ve 90. maddeleri gereğince 22/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği,
Şüpheliler ..., ..., ... ve ...'a usulüne uygun bir şekilde iddinamenin bir örneğinin anılan şüphelilere 2802 sayılı yasanın 89/3 maddesi gereğince bilinen en son adresine tebliğine, toplanmasını istediği deliller veya kabul edilebilir istekleri var ise yazılı olarak mahkememize bildirmesi için iddianamenin tebliğinden itibaren 15 gün süre verilmesine dair ara karar tesis edildiği,
Ancak ... için çıkartılan tebligatın 'Muhatap Adresini Değişmiş / Yeni adresi Bulunamadı' gerekçeleri ile iade edildiği,
Şüpheli ... için çıkartılan tebligatın 'Muhatap Adresini Değişmiş / Yeni adresi Bulunamadı' gerekçeleri ile iade edildiği,
Şüpheli ... için çıkartılan tebligatın 'Muhatap Adresini Değişmiş / Yeni adresi Bulunamadı' gerekçeleri ile iade edildiği,
Şüpheli ... için çıkartılan tebligatın 'Muhatap Adresini Değişmiş / Yeni adresi Bulunamadı' gerekçeleri ile iade edildiği,
Şüpheliler ..., ..., ... ve ... hakkında Yargıtayın muhtelif dairelerince verilmiş yakalama kararları bulunduğu, şüphelilerin yurt dışına kaçtığı yönünde medyada haberler de bulunduğu, bu durumda şüphelilerin tebligat yapılmasının mümkün bulunmadığı,
Her ne kadar 2802 sayılı yasanın 89/3 maddesi gereğince sanığın yazılı beyanları alınamamış ise de mevcut delil ve iddialar karşısında son soruşturma açılması kararı verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Sanıklar, savunmalarında genel itibariyle son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmesini ve muhtelif belgelerinin celp edilmesini talep etmiş iseler de bu tür talepler son soruşturmanın açılmasına esas teşkil etmeyen ve kovuşturma aşamasında yargılama sırasında değerlendirilmesi gereken hususlar olmakla bu yöndeki taleplerin reddine karar verilmiştir.
Şüpheli ... açısından yapılan incelemede;
02/03/2011 tarihli yakalama talimatını, 03/03/2011 tarihli gözaltı kararını,
04/03/2011 tarihli, gözaltı kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesi yollu mütalaayı, 05/03/2011 tarihli, Nedim Şener'in 'Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma' suçundan tutuklaımasına karar verilmesi istemli sorguya sevk müzekkeresini, 11/03/2011 tarihli, tutukluluğa yönelik itirazın reddine karar verilmesi mütalaasını içerir yazıyı, 28/03/2011 tarihli, tutukluluğa yönelik itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi görüşünü havi yazıyı düzenlendiği,
Şüpheli ... açısından yapılan incelemede;
05/04/2011, 06/06/2011, 19/07/2011 ve 19/08/2011 tarihli, CMK'nın 108. Maddesi uyarınca tutukluluk incelemesi yapılarak ilgilinin tutukluluk halinin devamına karar verilmesi istemli talep yazıları , 08/04/2011, 15/04/2011, 06/05/2011,18/05/2011, 30/06/2011 ve 16/08/2011 tarihli, tutululuğa yönelik itirazın/tahliye talebinin reddine karar verilmesi mütalaasını içerir müzekkereleri, ... Cumhuriyet Başsavcılığının ( CMK 250. Madde ile görevli) 26/08/2011 tarih ve 2011/605 esas, 2011/425 sayılı iddianamesini,
Şüpheli ... açısından yapılan incelemede;
... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 04/03/2011 tarih ve 2011/231 değişik ... sayılı, gözaltı kararına yönelen itirazın reddine karar verilmesine dair kararı,- ... 10. Ceza Ağır Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 05/03/2011 tarih ve 2011/32 değişik ... sayılı, 'silahlı terör örgütüne üye olmak suçunun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği hususunda soruşturma dosyası kapsamına, iletişimin tespiti tutanakları içeriklerine, daha önce iddia olunan Ergenekon soruşturma kapsamında Oda TV'de yapılan aramalarda ele geçirilen belge ve bilgilere göre kuvvetli suç şüphelerinin varlığını gösteren olguların bulunması, şüpheli hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı ve atılı suçun CMK'nın 100/3. Maddede sayılan katalog suçlardan bulunması' gerekçesiyle adı geçenin tutuklanmasına dair karar verdiği,
Şüpheli ... açısından yapılan incelemede;
... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 2011/14 esas sayılı dosyasının:
A- 12/09/2011 tarihli tenzip zaptında, 12/10/2011 , 02/11/2011 ve 30/11/2011 tarihli tutukluluk durumu inceleme değerlendirme zabıtlarında,
Şüpheli ... ve ... açısından yapılan incelemede;
... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 2011/14 esas sayılı dosyasının:
A- 12/09/2011 tarihli tensip zabtında, 12/10/2011, 02/11/2011, 30/11/2011, 28/12/2011 tarihli tutukluluk durumu inceleme değerlendirme zabıtlarında, 05/01/2012 ve 27/01/2012 tarihli duruşma ara kararlarında,
Şüpheli ... açısından yapılan incelemede;
... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Madde ile görevli) 2011/14 esas sayılı dosyasının:
28/12/2011 tarihli tutukluluk durumu inceleme değerlendirme zaptında, 05/01/2012 ve 27/01/2012 tarihli duruşma ara kararlarında tutululuk halinin devamına dair kararlara hükmettikleri,
Yukarıdaki deliller birlikte ile değerlendirilip tartışıldığında fikir ve eylem birliği içerisinde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü yapılanması kapsamında planlı ve sistematik bir şekilde yürütülen organizasyonun parçası olarak hareket ederek, mesleğin şeref ve onurunu bozan veya mesleğe olan genel ve saygı ve güveni gideren nitelikte eylemlerde bulunduğu hususunda son soruşturma açılması için yeterli düzeyde deliller bulunduğu,Dosya kapsamından sanıklara yüklenen eylemlerin niteliği, mevcut bilgi ve belgeler ışığında, sanıkların mesleğin şeref ve onurunu, memuriyet nüfus ve itibarını bozacak şekilde eylemlerde bulunup pek çok hukuk ihlalleri yaparak Fethullahçı Silahlı Terör Örgütünün nihai amacına ulaşması doğrultusunda hareket ettikleri ve bu şekilde yargı yetkisini kötüye kullanarak müsnet suçları işledikleri (müşteki dilekçesi ve alınan beyanlar, kadro ve müstemir yetki cetvelleri, HSK Müfettişi tarafından düzenlenen İnceleme ve Soruşturma Raporu, ilgili savcılık ve mahkeme dosyalarına ait fotokopiler ve dosya inceleme tutanakları, Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü ile ilgili verilen mahkeme kararları, Hakimler ve Savcılar Kovuşturma İzni Kararı) iddiaları karşısında savunmalarının alınması gerektiği, savunmalarının ancak duruşma açılarak değerlendirilmesinin mümkün olması, bildirdikleri ve bildirecekleri delillerin de yine yapılacak olan duruşmada değerlendirilmesinin gerekmesine göre, haklarında kovuşturma yapılmak üzere Yargıtay görevli ceza dairesinde son soruşturmanın açılmasına karar vermek gerektiği sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Şüpheliler ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında delillerin takdiri görevli mahkemeye ait olmak üzere Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma ve Görevi Kötüye Kullanma suçundan 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu 5/1 ile 5237 sayılı TCK 314/2, 257/1, 53 maddeleri gereğince yargılanmasının temini bakımından SON SORUŞTURMANIN AÇILMASINA ve KOVUŞTURMANIN YARGITAY İLGİLİ CEZA DAİRESİNDE YAPILMASINA,
2-Dosyanın görevli ve yetkili YARGITAY İLGİLİ CEZA DAİRESİNE GÖNDERİLMEK ÜZERE ... CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA TEVDİİNE,
3-Kararın birer örneğinin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliği ve ... Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE,
4-Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 89 ve 90. Maddesi gereğince kesin olmak üzere C.Savcısının mütalasına uygun evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi." ifadelerine yer verilerek sanık hakkında belirtilen suçlardan cezalandırılması talebiyle son soruşturmanın açılması kararı verildiği anlaşılmıştır.
IV) MAHKEME KABULÜ:
'... Cumhuriyet Başsavcılığının 10/06/2020 tarih, 2020/12 soruşturma, 2020/12 esas sayılı iddianamesi üzerine verilen ... 18.Ağır Ceza Mahkemesinin 14/07/2020 tarih ve 2020/181 esas, 2020/244 karar sayılı son soruşturmanın açılması kararı ile suç tarihinde ... Cumhuriyet Başsavcı vekili olup, son olarak Bolu Cumhuriyet savcısı iken meslekten ihraç edilen (.) ..., suç tarihinde ... Cumhuriyet savcısı olup ... Cumhuriyet savcısı iken meslekten ihraç edilen (.) ..., suç tarihinde ... hakimi olup ... hakimi iken meslekten ihraç edilen (.) ..., suç tarihinde ... hakimi olup ... hakimi iken meslekten ihraç edilen (39587) ..., suç tarihinde ... hakimi olup ... hakimi iken meslekten ihraç edilen (39730) ..., suç tarihinde ... hakimi olup ... hakimi iken meslekten ihraç edilen (.) ... ve ... eski hakimi olup Yargıtay üyesi iken Yargıtay Tetkik Hakimliğine atanıp meslekten ihraç edilen (.) ...'ın, silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanma suçlarını işledikleri iddiasıyla, ...nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, ...nın 257/1, 53 maddeleri gereğince cezalandırılmaları istemiyle Yargıtay 9.Ceza Dairesinin 2020/38 esasına kayden açılan kamu davasıyla ilgili olarak, Dairenin 02/10/2020 tarihli tensip tutanağı ile sanıklar hakkındaki silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılmış kamu davasının dosyadan tefrikine karar verilerek 2020/60 esasına kaydedilip, dosya incelendi;
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında; Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında atılı silahlı terör örgütüne üye olmak suçlarından başka yargı mercileri nezdinde açılmış ve bir kısmı açısından derdest olan kamu davalarının bulunduğu, bu kapsamda sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında Yargıtay 16.Ceza Dairesinde görülmekte olan 2016/2 esas, sanık ... hakkında Yargıtay 16.Ceza Dairesinde görülmekte olan 2016/4 esas ve sanık ... hakkında ... 36.Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan 2017/93 esas hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan açılan kamu davasının, CMK.nın 223/7 maddesi kapsamında aynı fiiller nedeniyle, aynı sanıklar hakkında önceden açılmış dava ve verilmiş hüküm olarak kabul edilmesi ve bu nedenle de her bir sanık açısından ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir." şeklindeki ifadelerle kararın gerekçesi açıklanmış ve sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması amacıyla açılan kamu davasının reddine karar verilmiştir.
V) HÜKMÜN İSABETLİ OLUP OLMADIĞI HUSUSUNDA MADDİ HUKUKA İLİŞKİN YAPILAN TEMYİZ İNCELEMESİ:
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi ve temyiz nedenleri bu şekilde değerlendirildikten sonra davanın reddine ilişkin kararın; dosyaya yansıyan tüm maddi hukuka aykırılık iddiaları ile usul hükümlerine uygunluk bakımından ve 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesinde yazılı bulunan hukuka kesin aykırılık hâllerinin mevcut olup olmadığı yönlerinden temyiz denetimine geçilmiştir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanığın müşteki Nedim Şener hakkında yürütülen soruşturma dosyasında verdiği gözaltı kararına itirazın reddi ile tutuklama kararları ile ilgili olarak silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanma suçlarından cezalandırılması amacıyla 2802 sayılı Kanun'un 89 ve devamı maddeleri gereğince son soruşturma açılmasına karar verildiği,
Bunun üzerine Özel Dairenin 2020/38 Esas sırasında silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden dosyanın Özel Dairenin 2020/60 Esas sırasına kaydedilerek evrak üzerinden yapılan inceleme neticesinde;
Sanık hakkında aynı konuda ... 36. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/93 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve dosyanın halen derdest olduğu gerekçesiyle sanığın ve iddia konusu eylemlerin aynı olduğundan bahisle CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca kamu davasının reddine karar verildiği,Anlaşılmıştır.Sanık hakkında ... 36. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/93 esas sayılı dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yapılan yargılamanın devam ettiği yapılan UYAP sorgulamasında görülmüştür.
Ceza muhakemesinin yürütülebilmesi için bir kısım "olmazsa olmaz" (sine qua non) şartlar aranmaktadır. Muhakeme yapılmasına engel olan bu şartlardan birisi "Non bis in idem" olarak ifade edilen, aynı sanık hakkında aynı suçtan daha önce verilmiş bir hüküm veya açılmış dava bulunmamasıdır. Kanunlarda açıkça yazılı olmadan da yaşayan bir hukuk normu olarak uygulanan, doktrinde de kabul olunan ve muhakeme hukukunun ana ilkelerinden olan "Non bis in idem" ilkesi, 1412 sayılı CMUK'nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasında "Aynı konuda, aynı sanık için evvelce verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava var ise davanın reddine karar verilir", 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223. maddesinin yedinci fıkrasında ise "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir" şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, aynı fiil nedeniyle aynı sanık hakkında önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilecektir.
"Non bis in idem" ilkesine uluslararası sözleşmelerde de yer verilmiş olup konu AİHS'nin 7 numaralı Ek Protokolü'nün "Aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı" başlıklı 4. maddesinin ilk fıkrasında "Hiç kimse bir devletin ceza yargılaması usulüne ve yasaya uygun olarak kesin bir hükümle mahkûm edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı aynı devletin yargısal yetkisi altındaki yargılama usulleri çerçevesinde yeniden yargılanamaz veya mahkum edilemez" şeklinde ifade edilmiştir.
Bir fiilinden dolayı yargılanan kişinin aynı fiil nedeniyle tekrar yargılanmayacağını bilmesi, kişi için bir güvence olup bu güvence hukuk devleti olmanın bir gereğidir. Dolayısıyla, bu güvencenin hayata geçirilebilmesi için aynı fiil nedeniyle aynı sanık hakkında önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava bulunduğu takdirde mükerrer yargılama yapılmasının engellenmesi amacıyla davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar ışığında, aynı gerekçeyle sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5271 sayılı CMK'nın 223/7. maddesi gereğince verilen ret kararı isabetli bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle;
1)Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 26.10.2020 tarihli ve 60-40 sayılı; sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5271 sayılı CMK'nın 223/7. maddesi gereğince verilen ret kararının ONANMASINA,
2)Dosyanın, Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 13.09.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.